Ankara sürüşü (toplu sürüş tavsiyeleri)

Uzun Yol - Toplu Sürüş - Anıtkabir girişte saati beklerken

Uzun yol tavsiyeleri serimize bu defa da toplu sürüşü kalabalık olarak yaptığımız bir geziden bahsederek devam ediyoruz. Önemli konuları mümkün olduğunca aktarmaya çalıştık; her birini dikkate almanız dileğiyle.

ankara2

Motosiklet günlüğüne devam etsem de uzun zamandır motosiklet kullanmıyordum. Fakat sonra kulüpte 19 Mayıs için Anıtkabir’e sürelim projesi doğdu.

Daha önce de günlük bir çok kere 400 – 500 km.’ler yaptığım için hazır sayılırım ama iki günde 1300 km. civarında yol yapmak ciddi iş. Bu nedenle planlaması için uğraşıyoruz bir süredir ve bu sebeple ayrıntılarla da haşır neşirim. Dikkat edilmesi gerekenler ve notlar anlamında bir çok bilgi biriktiği için sizlerle de paylaşmak istedim. Döndükten sonra da birikenleri ekleyecegim. Uzun yol rehberi olarak da işinize yarayacağından, buyurunuz okuyunuz:

Uzun yol tavsiyeleri

Bedenen Hazırlanmak

“İki gün boyunca süreceğimiz için öncelikle bünye dayanıklılığı şart.”

Bunun için şınav çekmek iyi bir yol. Neden derseniz, şınav vücudun üst yarısını ve sürüşte kullandığımız kasları çalıştıran bir hareket. Kendinizi zorlamanıza gerek yok, bir hafta önce sabah ve akşam, 8’erden 3 set ile başlayın yeter. Neticede amacınız kas yapmak değil, uzun yolda zorlanacak kaslarımızı hazırlamak. Bunu yapmak sırt ve bel ağrıları çekmememiz için çok yardımcı olacak.

Yedek Anahtar

Mutlaka alın. Şehir dışında anahtar kaybetmek ölümdür. Hatta delirticidir de…

Kulaklık!

Uzun yolda hayat kurtarır. Rüzgar sesi insanı inanılmaz yorar. Hele uzun yolda kulaklık takmak şarttır. Kavuşacağınız sessizlik; bakışınızı, değerlendirmenizi, güvenliğinizi çok arttıracaktır. Tersinden söyleyelim, kulaklık takmayınca çok daha önce yorulacak ve sürüş becerilerinizi tırpanlayacaktır.

Yol Şartlarına Hazırlanmak

Uzun yol tavsiyeleri içerisinde en çok ihmal edilendir. Hava şartları sürüşümüzü ve sürüş başarımızı doğrudan etkiler. Bu arada yol üzerindeki hava durumu için buraya bakabilirsiniz.

Yağmur olasılığı var, tamam çözüm yağmurluk. Fakat ya güneş? Doğuya gittiğimiz için güneş karşıda olacak ve kaskımda güneşlik yok. Dolayısıyla:

“Güneşe karşı süreceksiniz; gözlüğünüzü unutmayın.”

Evrak Ve Teknik Kontroller

  • Vizenizi ve trafik sigortasını bir kez daha kontrol edin. Şehirler arası yolda kontrolde ortaya çıkarsa canınız sıkılır.
  • Yağı suyu tamam, ama lastiklerinize de bakmanız gerekli. Aşınma haricinde yırtık, çatlak varsa alarm zilleri çalmalı.

Motosikletle uzun yol planlamak

Uzun yol tavsiyeleri içerisinde planlamaya önem vermek hep unutulur. Kaldı ki biz Türkler planlama konusunda pek istekliyiz biliyorsunuz 🙂 . Planlama yapmak sadece yolculuğu planlamak değildir. Lütfen kötü durumları da planlayın. Bir şeyler ters gittiğinde hazır olmak her zaman iyidir. Devam edelim:

Kısaca söylemek gerekirse: Yolu planlamak aslında zamanınızı planlamak demek.

  • İlk olarak gün ışığından en fazla şekilde yararlanmak için olabildiğince erken yola çıkın.
  • Mutlaka kahvaltı yapın. Su içerek başlayın ve iyi yiyin ama tam doymayın.
  • Normal şartlarda her bir buçuk saat ya da 150 kilometreden sonra (hangisi önce biterse) en az 10 dakika mola vermek ve yürümek önerilmektedir. Buna uyun. Bu zihninizin bitmesini engellemesi ve özellikle son iki saatinizin daha güvenli geçmesi için şart. Mola vermekten sakınmayın. Yürümek ise bacak kaslarınızı çalıştırırken damarlarınıza yukarı doğru basınç yapacak ve kan dolaşımınızı normal hale getirirerek belden aşağınızdaki şişmeleri engelleyecektir.
  • Ara verdiğinizde gazlı içeceklerden, kahveden uzak durun. Yoruldukça kahve ya da Red Bull basmayın vücudunuza. Geçiçic ve yanlış bir canlanma verirler ama bedeli büyüktür. Daha büyük yorgunluğa sebep olurlar.
  • Yağlı yememeye çalışın. Yorar ve uykunuzu getirir, yola dalmanıza sebep olur.

İdeal bir program örneği şöyle olur:

  • Sabah 6’da kalk
    • Kahvaltını yap, sonrasında bir kahve içerken günü gözden geçir. Nerelere gidecek ve nerelerde duracaksın, unutmaman gereken bir şeyler, araman gereken birileri bir yerler var mı?
    • Kahvenden sonra kendine gelmişsindir, evrak alet edevat kontrollerini yap. Bir şey unutmadığından emin ol. Kontrol listen varsa bir bak.
    • Motosikletin başına in ve kontrollerini yap. Lastik basıncına ve sızıntılara bak. Motosikletini çalıştırıp dinle.
  • Yedi buçuk gibi yola başla. Daha geç kalma.
  • İlk yarım saat bir 20 km./saat daha yavaş git. Kendine açılmak için fırsat ver.
  • Sıkı sürüşü sabahtan yap. Dikkatin ve güneş yol yapmak için iyi şartlarda zira.

Sekizde sürmeye başladığını var saysak (Türküz sonuçta, saatinde çıktığımız görülmemiştir de 🙂 ) ve saat 12 olsa dört saattir yoldasın en az 300 km. yapmış olman lazım. Dolayısıyla:

  • Öğle yemeğine en az (ama en az) 1 (bir) saat ayır. Yemekten sonra kahveni / çayını al ve yürü (bu yürüme işi gerçekten önemli).

Şimdi saat 13:00 civarı, öğleye geldik ve güneş yükseldi.  Unutma ki 7 saattir ayaktasın (mesai dediğin sekiz saat) ve daha yolun var. O zaman öğleden sonra dikkat edeceklerin şunlar:

  • Yemekten kaynaklanan bir yavaşlama ve sıcakla gelecek bir rahatlama olacak. İlk yarım saat yine bir tık yavaş gitmekte fayda var.
  • Sabah yapmadıysan da artık her 150 km. ya da bir buçuk saatte mola ver (zaten benzin alacaksın inat etme, ver molayı).
  • Molalarda su iç, en az beş dakika yürü.
  • Saat üç ya da dörde denk gelen molada bir elma, bir gofret gibi şekerli bir gıda ye (içeçeksen de şu saatlerde iç o lanet olası gazlı içeceği 🙂 )

Akşama ek dikkat gerekir

Güneşin batışına yakın insan vücüdunun direnci düşer yorgunluk kaçınılmaz olur. En çok kaza da bu saatlerde olur. Denk getirebilirsen mesai çıkışında molada ol. Ve:

  • Şehirler arası yol üzerindeki yerleşim yerlerinden geçerken fazladan dikkatli ol.
  • Hızını artık düşür. Yoruldun ve yollarda günün yorgunluğuyla motorlu araç kullanan insanlar var.

Ayrıca bu saatler senin de yorulduğunun farkına vararak sürüşünü değiştirmen için doğru vakit. Bakışın düşmemesine, fren için mesafe bırakmaya, çevresel bakışı korumaya dikkat et. Neden dersen yorgunlukla birlikte ilk bunlar kaybedeceğin yetkilerin.

“Mümkün ise planlamanızı hava karardığında sürüşünüzü bitirecek şekilde yapın. Tüm gün sürdükten sonra, hem de şehre girmek ve o karmaşada motosiklet kullanmak aslında çok da akıl kârı değil, sen de biliyorsun. Ayrıca bir de biliyoruz ki kazalar hep sürüşün sonlarına doğru gerçekleşirler. Bu yüzden bir de zor yöneteceğiniz ortamlara yorgun ve karanlıkta girmek gereksiz bir risk olacaktır.”

Not: Yukarıda eğlenceli biçimde anlattığımız notlar, son derece önemli bilgilerdir. Lütfen ciddiye alınız ve yolda uygulamaya özen gösteriniz.

İlgili Yazı: Eğitim ve Uzun Yol Sürati

ABS fren mesafesini uzatır mı?

ABS kapalıyken daha kısa mesafede durabilir misin

“ABS Fren Mesafesini Uzatır Mı?” sorusu hala tartışılıyor ama cevap belli; hem de en yetkili ağızlardan birinden.

Videodaki kişi KTM Duke 1290 modelinin geliştirme program sorumlusu. Tüm geliştirme aşamalarından baştan aşağı sorumlu ve öncesinde ciddi  kariyeri olan eski bir yarışçı.

Tabiidir ki KTM’nin ses getirecek modeli 1290’ı herhangi biri geliştiremezdi. Bu yüzden aşağıdaki resimlere iyi bakın ve ABS meselesini kapayalım artık.

ABS kapalıyken daha kısa mesafede durabilir misin
ABS kapalıyken daha kısa mesafede durabilir misin?

Sonuç

ABS fren mesafesini uzatmaz, kanıtı görselde

ABS-beni-her-seferinde-yendi

“İhtimal yok, bayağı bir denedik, yapabileceğimizi sandım ama beni her zaman yendi Toby. Bu da tam dediğimizi kanıtlıyor…”

ABS- elektronik destekler size yardım etmek için varlar
ABS- elektronik destekler size yardım etmek için varlar.

Peki bu adam kim?

İşte ABS Fren Mesafesini Uzatır Mı sorusunun cevabını bu şampiyon adam vermiş 🙂

Panik fren

Ani frenlemede, panik anında hisleri olan ve kabiliyeti azalan bir tür olduğumuzu unutmayınız.

ABS ise makine, her seferinde aynı performansı gösteriyor. Bu yüzden normalde yapacağınız frenlemeyi panik frende yapamazsınız ama ABS’niz varsa kurtulursunuz…

Bu yazı Motosiklet Acemileri İçin, Püf noktası ve Sürüş Teknikleri kategorilerinde yayınlanmıştır.

Sonuç

Hayır! Çünkü kimse ideal şartlarda fren yapmıyor. Hele panik frende ABS karşısında hiç şansınız yok. Bu yazıda ayrıntısıyla görülüyor.

Her şartta ve her zaman. On denemede bir %98 iyi fren yapabilirsiniz ama ABS her seferinde %95 yapıyor. Tehlike anında ise mutlaka sizden iyi fren yapar…

Motosiklet tavsiyeleri

96 tavsiye kapak

Özellikle acemiler için motosiklet tavsiyeleri listesi, motosiklet sürücüsünün hatırlaması gereken püf noktalarının neredeyse hepsini içeriyor. Bir arada bulunsun, liste gibi kullanılsın diyebileceğimiz tavsiyeler.

Yazı içerisinde altı çizili noktalar diğer yazılara bağlantı vermektedir. Tıklayarak ilgili yazıyı okuyabilirsiniz.

Trafik stratejileri

Yolumuzu diğer sürücülerle daima paylaşmamız gerekmektedir. Ancak bunun limitleri vardır. Her türlü tehlikeden uzak durmak ve rüzgarın yüzünüzdeki tatlı esintisini daima hissetmek için şu püfleri dikkate alın:

  1. Zamanlama Kavramı: Gidiş ve geliş çift şeritli bir yolda mükemmel bir sollama altı saniyeyi geçmez. Şeridin ardındaki yerimizi tekrar alana kadar sollamamızı otoban hız limitlerinde mi, yoksa abartılı olmayan, yumuşak bir gazlama ile mi tayin etmeliyiz?
  2. Zamanı iyi hesaplayın. Karşı yönden gelen araç veya tepe üstü, viraj gibi kör noktalar bizden ne kadar uzakta? Bunu iyi bilmek, sizi muhtemel bir toslaşmadan kurtaracaktır.
  3. Kararsızlık içinde gidonu sağa sola seyirterek sürmeyin. Manevra yapmak zorunda olsanız bile şeridinizin dışına taşmamaya özen gösterin.
  4. Gecikmeli dönüşler. Dönemeçin mümkün olduğunca en dış tarafından başlamak ve dönüşe mümkün olduğunca tehirli başlamakla sadece daha ilerisini görme imkanına sahip olmakla kalmaz, merkezkaç kuvvetinin bileğinizde yarattığı baskıyı da azaltırsınız.
  5. Diğer araçlarda kayması muhtemel yükleri gözlemleyin. Gidiş ve geliş çift şeritli bir yolda diğer araçların yüklediği eşya ya da denkin her an kurtulup yolunuza düşmesi, saçılması riski bulunmaktadır. Taş, kaya yüklü bir kamyon ya da ev eşyası yüklü açık kasa bir kamyonet gibi tehlikeli şekilde yük taşıyan araçları belirleyin. Aranızdaki mesafeyi sabit tutun ve en sağdan seyredin. Bu, kaçış için size bariz bir üstünlük sağlar. Ayrıca kaçış manevrasını öğrenin.
  6. Trafikte pik saatlerinden sakının / Sürücüler şehirlerarası yollarda seyahat ederken şehir merkezlerinden geçiş planlarını iyi tayin etmelidirler. Büyük bir metropolün, bir yerlere yetişme çabasında olan sürücülerle dolu, yoğun trafiğiyle boğuşmaya kalkmayın.
  7. Temel kontroller: Yalnızca dikiz aynalarınıza ya da çevresel, periferik görüşünüzün yeterli olduğuna güvenmeyin. Her şerit değişikliğinde şunları uygulayın:
    1. Niyetinizi belli edin. Şerit değiştirirken en az iki tam saniye, dönüşlerde en az dört tam saniye sinyal yakın.
    2. Sollama yapmadığınız sürece, olabildiğince sağ şeritte seyredin.
    3. Sizden daha hızlı olanlara yol verin. Bu yapılabilecek medeni bir davranıştır.

Sistemli sürün: gözleyin

  1. Asla ufkunuzu kapayan, görüşünüze engel teşkil eden hacimdeki araçların arkasına takılmayın. Kamyonlar, kamyonetler ve diğer önünüzü ve dolayısıyla trafikte gerçekleşen hareketleri, tehlikeleri görmenizi engelleyen araçlardan uzak durun. Bu aynı zamanda sizin karşı taraftan gelen araçlar tarafından görülmemenize neden olarak, ikincil bir riske de yol açar. Eğer sollayacak fırsatınız yoksa mümkün olduğunca geride kalın. Hatta sabit kalın, bırakın bir kaç otomobil sizi sollasın ve aralığı doldurup, size güvenli bir mesafe oluştursun.
  2. Asla öndeki aracın dibine sokulmayın. Önde bulunan, takip ettiğiniz araç, kilometre taşı gibi yol kenarında belirlediğiniz bir objeyi geçtiği sırada içinizden sayın: “Binbir.. Biniki…” Eğer o noktaya siz “İki” dediğiniz anda varmıyorsanız, bilin ki çok yakın takip yapıyorsunuz.
  3. Her aracın seyir çizgisini kestirin. Aracın seyrettiği şeritteki doğrultusunu gözlemleyin ve motosikletinizi onun size ulaşamayacağı bir çizgide tutmaya çalışın.
  4. Meskun mahallerde, şehir içinde hız yapmayın. Aşırı hız zaten genelde bir şeye çarpmanızla sonuçlanan bir faktördür. şehir içinde ise bu “bir şeyler” çok fazlasıyla bulunmaktadır!
  5. Kötü sürücülerden kaçının. Hiç çekinmeden, abartılı bir manevra yaparak, bu gayesizce “şeridinde sağa sola sinyal vermeden gezinen şerit değiştiren, gereğinden fazla hızlı ya da yavaş seyreden bir sürücüden uzaklaşın.
  6. Diğer sürücülerin arkasındayken onların kör noktalarına girmeyin / Geri durun ya da gerekiyorsa gazlayıp geçin.
  7. Yolun daha ötesinde olan bitenleri gözlemleyin. İdeal olarak, minimum 12 saniyelik bir görüş ufkunun rehberliğinde seyredin. Her dönüşteki çıkış noktalarını tespit edin.

Frenleme, farkındalık ve planlama

  1. Yüksek risk bölgelerinde ön fren kolunu kavramak yerine bakış ve planlamanıza öncelik verin.
  2. …Ama yalnızca tek parmakla kavramayın. Hatta iki parmağınızla bile… Aslında bu daha önce yapmış olduğunuz acil frenleme pratiklerindeki alışkanlıklarınıza ve ne kadar parmakla kolun üzerinde hazırda durmaya alışmış olduğunuza da bağlıdır. Ama esas olan her an tetikte olmanızdır.
  3. Hızınızı azalttığınızda mutlaka aynalarınızı kontrol edin. Aynı zamanda kendinize bir acil kaçış rotası da çizin! Arkanızdaki sürücü yeterince dikkatli olmayabilir.
  4. Sol tekerlek izinden seyir. Dört tekerlekli taşıtların bıraktığı sol tekerlek izinin yer aldığı hat, prensipte motosikletlerin izlemesi gereken ideal çizgi olmalıdır. Fakat mütemadiyen bu sol tekerlek izinin değişkenliğine göre seyredin. Araçlardan dökülen yağlar ve diğer sıvılar genelde orta kısımda yer aldığından bu idealdir. Öte yandan, Ülkemizde, eğer sağ tekerlek izinden seyrediyorsanız, arkadan sizi takip eden ve hacminizden dolayı sizi umursamadan ve hatta uyarıda bulunmadan, sizin bulunduğunuz şerit dahilinde yanınızdan tehlikeli bir şekilde geçen araçlar da bilinen bir gerçektir. En azından böyle potansiyel tehlikelere de karşı perdeleme yapmış, şeridi bloke etmiş olursunuz. Dolayısıyla arkanızdaki aracı sizi sollamak isterse, korna ya da selektörle ikaz yapmak durumunda kalacaktır.Böylece, sizi emniyetli bir şekilde geçmesine zemin hazırlamış olursunuz.
  5. Sizin şeridiniz içinden sola dönüş yapan araçlara karşı çok dikkatli olun. Yavaşlayın ve bu aracın ne yapacağını iyi kestirin. Sağ aynanızı kontrol edin ve olabildiğince sağa yanaşın. Eğer araç hemen dönerse frenleyin, uzun sürerse hızlanın.

Donanımla (ekipmanla) ilgili püf noktaları, tavsiyeler

Arızalanmış ya da her hangi bir nedenle yolda kalmış bir motorla bilinmeyen bir yerde kala kalmayı gözünüzün önüne hiç getirmiyorsanız, sizin için yalnızca açık bir yol ve dolu bir depo benzin kafidir! Aşağıda, bazı ikmallerle daha emniyetli ve daha eğlenceli bir sürüş sağlamak adına, sizin ve motosikletiniz için yararlı bazı öneriler bulacaksınız:

  1. Koruyucu zırh! Koruyucu giysilerin pek çok tipi bulunmaktadır. Motosiklet kıyafetleriniz zırhınız, anatomik yapınıza uygun bollukta olmalı ama asla vücudunuzdan kaymamalıdır. Yaralanma olasılığı yüksek bölgeleriniz dizleriniz, dirsekleriniz, omuzlarınız ve kalçalarınızdır. Dolayısıyla bu bölümlerde koruma bulunmalıdır.
  2. Reflektif, ışığı yansıtabilen materyaller. Mümkünse kedi gözü de aplike edilmiş olan her türlü maddeyle kendinizi olabildiğince görünür hale getirin. Kasklar, fosforlu pazubantlar, elbise kollarına veya pantolonlara sonradan aplike edilebilecek reflektif materyaller. Bu maddeler özellikle arka taraflarından görülebilecek şekilde uygulanmalıdırlar.
  3. Görüşünüzü ve gözünüzü koruma. Çiziklerle dolu olan vizörünüzü değiştirin. Spreyinizi ve yumuşak, kaskı çizmeyecek nitelikte yumuşak bir (Mikrofiber bez idealdir) bezi, Fog City gibi kask camının buğusunu önlemeye yönelik ürünleri daima bulundurun.
  4. İzotermik giysiler. İzotermik giysiler sürüş esnasında kaybolan vücut ısısını koruyan tek çözümdür.
  5. Motosiklet Kullanma ve Bakım Kılavuzu. Evinizi onsuz terketmeyin. Yoksa, üreticiden satın alabilir ya da internetten PDF olarak indirebilirsiniz.
  6. Gidon / Modaya uygun olsun diye gidon seçilmemelidir. Gidon, insan ve makine arasındaki ortak nokta, arayüzdür. Fabrikada üretilip, takılan orijinal gidonunuz en mükemmeli olmakla birlikte, değiştirme gereği varsa muhakkak rahat sürüşünüze imkan veren, ergonomik, yetkili servisinizin önereceği bir model seçilmelidir.
  7. Doğru sele seçimi yapın. Karayolunda seyahat ederken üzerine kuruldu?unuz sele, oturma odanızdaki koltuk kadar rahatlık hissi vermelidir. Hareket özgürlüğüne sahip olun.
  8. Tüm faktörleri gözden geçirin. Motorunuzun selesine oturun ve gözlerinizi kapayın. Debriyaj ve fren el ve parmaklarınız rahatça ulaşabiliyor ve onları kavrayabiliyor mu? Gaz ve debriyaj kolları rahat ve yumuşak çalışıyor mu? Ön fren gereken sıkılıkta mı? (İlgili yazı: Motosiklette Oturuş)
  9. Yağlı, kablolar / Yapışkan, pasaklı, abuk sabuk, birçimsiz duran, çentiklerle dolu, hatta hasarlı kablolar sakar sürücülerin işidir! İyi sürücüler bunlara izin vermez.

Motosiklet tavsiyeleri: Lastik

  1. Lastik kontrolü yapın. Eskilikten ötürü çatlamış, yarıklarla dolu lastikler? Yabancı cisimler? Hava basıncınız nasıl?
  2. Tekerleğin vaziyeti / Ayaklarınızın burnuyla vurarak yapılan kontrolü unutun! Vurulmuş ön lastikler, yarıklarla dolu, pürüzlü arka lastiklere dikkat edin. Çıkma lastik almayın; özellikle de yarışçılardan! Çünkü onlar çok kilometre yapmışlardır. Motorunuza uygun, dişleri sağlam, kaplaması mükemmel yeni bir lastik satın alın.
  3. Yolda lastik tamiri / İç lastikler, yamalar, siboplar, akort telleri, lastik onarım spreyi? Motorunuzun yolda neye ihtiyacı olabilir? Yolda kalmanın ne kadar tehlikeli bir durum olduğunun bilincinde olun ve sakın hafife almayın.
  4. Süspansiyon ayarı / Çeşitli kademelerdeki ayarları mutlaka öğrenin. Mutlaka ikisini de aynı kademede ayarlayın. Çatal yağını en geç yılda bir değiştirin.
  5. En önemli ekipman: Uygun boyutta motosiklet! / Eğer henüz almamışsanız, önce becerilerinizi geliştirecek, ve mümkünse ilk zamanlardaki muhtemel düşüşlerinizde size fazla masraf çıkarmayacak bir küçük motor hacimli başlangıç motosikleti!
  6. Eldiveninizi iyi seçin! / Yaz eldiveni tabir edilenler ya da parmaksız eldivenler bir düşme sırasında iyice örselenecek, birer konfetiye dönüşeceklerdir. El ve parmaklarınız her şeyinizdir!
  7. İyi bir kask / Kaskların büyük bir bölümünün içi, darbe emici, 1-2 cm. kalınlıklara sahip genişletilmiş polistrenle bezenmiştir. Kısmi boyutlu, chopper türü motosiklet sürücüleri tarafından rağbet gören kasklar en azından arka beyin aksını iyice kaplayan ve asla baştan kurtulamayacak dizayna sahip olmalıdırlar. Ayrıca kulaklık ve goggle takma külfeti de getirirler. En iyisi sağlam bir çene kayışına sahip, tam boyutlu, vizörlü kasklardır.

Vücudunuzla ilgili püf noktaları, tavsiyeler

Alkollü, uyarıcı ilaç almış, gençliğinizi ve atikliğinizi yitirmiş olsanız bile vücudunuzu bir düzene sokmanız ve dolayısıyla uzun yıllar boyunca sağlıklı bir sürüş yapabilmeniz için hala zaman vardır.

  1. Seleye dikkatsizce, gevşek bir şekilde oturup yayılmayın. Sırtınızdaki bağları zedeleyebilir ve dolayısıyla disklerinizde kalıcı hasar oluşmasına yol açabilirsiniz. İkinci ilgili yazı burada.

Bedeninize özenin ve koruyun

  1. Kulağınızı koruyun. Karayolunda yolculuk, eğer kulaklarınızı açıkta bırakacak kask takıyorsanız kulağınızda hasara yol açacaktır. Tam boyutlu, vizörlü kasklardan edinin. Bu kaskların da alttan gelecek türbülansı önleyecek şekilde dizayn edilmiş olanlarını seçin. Bu, sizi her türlü K.B.B. hastalıklarından koruyacaktır. İkinci yazı burada.
  2. Kendinizi rüzgardan kurtarın. İyi kalitede, rüzgar geçirmeyen bir motosiklet kıyafeti satın alın. Fakat teri ve vücut sıcaklığını dışarı atabilen, özel bir kumaştan dokunmuş olduğundan emin olun.
  3. Motosikletinizi bazen itin! Soğuk bir havaya yakalandıysanız, kondisyonunuzu yükseltmek ve vücut ısınızı arttırmak için en iyi yol budur. Fakat soğuk havada terlemenize yol açacak derecede bu işi sürdürmeyin!

Bedeninize özenin ve koruyun

  1. Yağlı yiyeceklerden kaçının. Yağ molekülleri kırmızı kan hücrelerinde tutunurlar ve beyninizi oksijenden yoksun bırakırlar.
  2. Kafeinden sakının. Yorgun olduğunuzda kan hücrelerinizi yeniden harekete geçirmek için egzersiz yapmayı deneyin. Bu işe yaramazsa derhal dinlenin.
  3. İlk yardım kursu. Kızılay ya da diğer devlet ya da özel kuruluşlardan kurs alın. Kitap okuyup bilgi edinin.
  4. Sık sık gevşeyin, rahatlayın. Çimenlerin üzerine yayılın. Bir yoga kitabı edinmeyi ve yoga yapmayı bile düşünebilirsiniz.
  5. Kolunuzu kaldırarak tansiyon kontrolü yapın. Tansiyon kollarınızı gerer, kasar ve sertleştirir.Gaz kontrolünüzü, sevk ve idare yeteneğinizi azaltır. Bileklerinizi aşağıda tutun ve bırakın dirsekleriniz doğal bir şekilde kırılsın.
  6. Vücudunuzun sesini dinleyin. Yalnızca yorgun motosiklet kullanmak kazalara yol açmaz. Vücudunuzun bir yeri ağrıyorsa, bu bel ve sırt ağrıları ve bilek ve ellerde görülen carpal tüneli sendromu gibi kalıcı rahatsızlıklara yol açabilir. Motosikletin yarattığı titreşim hipoterminin ilk nedenidir.

YARARLI ÖĞÜTLER VE BİLGİLER

Motosiklet dünyasında yaygın inançlar ve tecrübelerden harmanlanmış olan derin bir bilgi birikimi vardır ve bunlar bir noktada birleşirler. Bunlardan dikkatimi çeken bazıları aşağıdakilerdir:

  1. Bir kros motoru veya enduro edinmeye gayret edin. Çekiş gücünün kontrol edilmesiyle ilgili gizemleri meydana çıkarmak için en iyi yol budur. Daha önce hiç arazide kullanmadıysanız, bu konuda kurs veren bir yerde bunu deneyebilir veya diğer organizasyonlara katılabilirsiniz.
  2. Motosikletinizin motorunu ısıtın. Yanlış bir yerde motorunuzun stop etmesi başınıza dert açabilir.
  3. Motorunuzu olabildiğince hafif yükleyin. Taşıma kapasitesinden fazla ve birçimsiz yüklenmiş bir motosiklette keyifli ve emniyetli bir sürüş yapmak çok zordur. Sırf sıcak ve kuru kalın… Bu size yeter. Diğer ihtiyaçlarınızdan fedakarlık etmesini bilin.
  4. Grup sayısını dört motosikletle sınırlandırın. Daha küçük parçalı gruplar daha az kötü alışkanlık ve daha az ciddi kaza riski demektir.
  5. Grup sürüşleri için basit kurallar ve işaretleşmeler geliştirin.
  6. İyi bir yolcu seçin! Yolcular, aslında yükünüzün en mükemmel dengeleyici unsurudurlar. Çünkü merkezdedirler. Yolcularınız aynı zamanda sizi daha dikkatli sürmeye yöneltirler. Şöyle ki: Vitesleri daha yumuşak değiştirmeniz, daha makul bir tarzda kullanmanız, hatalı dönüşler yapmamanız, yandan, hatta arkadan gelen (Koşan köpekler gibi) tehlikeler konusunda sizi uyarırlar. Hatta belki sizi mükemmel bir sürüşten sonra, mülayimleştirici bir masajla bile ödüllendirebilirler! (İlgili yazı: Artçılı sürüş)
  7. Hayalinizde daha çok kendinizi motorun üstünde sürüş esnasındayken değil de, motorun altında kalmyışken canlandırın. Tamamiyle rahat, pervasız olmak ciddiyetinizi ve sürüş konsantrasyonunuzu bozar. Bu da risk doğurur. Bu canlandırma sizin gidona sıkıca yapışmanızı ve sorumlu ve dikkatli sürmenizi sağlayacaktır.

Acil durum bilgilerinizi yanınızda bulundurun

  1. Acil bilgileri derleyin ve yanınızda bulundurun. Telefon numaraları, sigorta ve sağlık bilgileri v.s.
  2. Daha önce kullanmadığınız, yabancısı olduğunuz motosikletleri tanıyın, Ne kadar deneyimli olduğunuz hiç önemli değildir. Motosikletinizi değiştirdiğinizde riskiniz ilk anda daha da büyüktür. Tanımadığınız bir motosiklete ve onun aşina olmadığınız ünitelerine alışmak için bu açığı kısa zamanda kapamalısınız.
  3. Hız sırasında ortaya çıkan yalpa vurma, gezinme gibi nedenleri bertaraf edin. Yıpranmış lastikler, gevşek akord telleri ve/veya aksesuarlar – özellikle de gidona monte edilen grenaj ve rüzgar kalkanları- … Bunlar ve diğer faktörler yüksek süratte kontrolü kaybetmenize neden olabilirler.Bilmem anlaşılıyor mu?.. Yüksek sürat her zaman size problem çıkarır!
  4. Yol yüzeyini okuyun. Yolun yapı ve niteliğini, teşekkülünü, virajın aldığı kavisi, yoldaki gölge ve lekeleri yani potansiyel kayganlaştırıcı lekeleri gözleyin.
  5. Gücünüze dikkat edin. Birçok profesyonel ağır antrenmanlar yapar. Trekking yapın, yürüyüşü ihmal etmeyin.
  6. Kapalı alan eğitimlerini düzenli olarak yapın. Frenleme, swerving, dönüş, bakış ayırma çalışın; pişin. Özellikle kombine manevraları gerektiren, hüner isteyen pozisyonlar konusunda kendinizi geliştirin.
  7. Gece sürüşlerini sınırlandırın. Gece sürüşleri daha ölümcüldür. Görünürlüğünüzü mutlaka yüksek tutun. Reflektörsüz kıyafetle sürmeyin. Sürüşü gündüz yapmak her zaman daha güvenlidir.
  8. İyi birer sürüş arkadaşı veya arkadaşları edinin / Halinden sıkça şikayet eden, alkollü süren ve motosikletle ilgili yayınları okumayanlardan sakının.
  9. Sigorta mevzuatını bilin / Sağlık ve yaşam sigortanız, motosiklet mali mesuliyet ve kasko mevzuatını iyi öğrenin. Bir kazaya karışmayı beklemeyin.
  10. İyi sürücülerden öğrenecekleriniz vardır. Onların hareketlerini iyi takip edin ve sorular sorun.
  11. Fakat asla kendi ekolünüzden şaşmayın. Diğerlerinin hareketlerini tamamen uygulamak zorunda değilsiniz. Kendinize zamanla bir strateji belirleyip sürüş tarzınızı belirlemeye ve icra etmeye başlayabilirsiniz.
  12. Ve diğer arkadaşlarınızın kendi tarzlarında sürmesine izin verin / Sabırlı olun ve onu uygulamak istemediği bir sürüş tarzı için yönlendirmeyin.

Yapmanız gereken sürüş pratikleri

  1. Çizgi üzerinde frenlemeyi öğrenin. Yumuşak bir fren hareketiyle tam istediğiniz noktada durabilmelisiniz. Sert veya yumuşak frende, düşük ya da yüksek hızlarda.
  2. Acil frenleme yapmayı öğrenin. Buna “Panik frenleme” demeyin. Mümkün olan en kısa mesafede soğukkanlı bir şekilde durmayı öğrenin. Araştırmalar, kazalarda çarpma hızının en çok 50 km. süratle gerçekleştiği yönündedir.
  3. Gidon kontrası: Gidonu sağa it, sağa dön; sola it, sola dön. Bu ana dönüş tekniğiniz olmalı. Eğitimle mümkün.
  4. Denge için motosikletle birlikte yatmayı öğrenin. Motosikleti yatırdığınız açı kadar kendiniz de yatın. Bu faydalı teknik, düşük hızlı dönüşlerde de kararlılık sağlayacaktır.
  5. Direksiyon kırma. Yanlış bir şekilde oturma, etkin bir gidon hareketi ile birleştiğinde, motosikletiniz hele hele ağır bir makinaysa, vücudunuzdan bağımsız olarak hareket edebilecektir!
  6. Zikzak çizmeyin. Ama Kıvırmaca tekniğini öğrenin (Kaçış Manevrası olarak da geçer).
  7. U dönüşleri öğrenin. Geniş açıyla (dıştan) dönün ve tek hareketle dönüşünüzü tamamlamalısınız.
  8. Dururken gidon kırık ve sona dayalı kalkışı çalışın. Zordur ama alıştırma ile öğrenilir (Kapalı alan Eğitimi).
  9. Ani, sert manevra yapmayın. İleri bakın, planlama yapın. Eğri büğrü, kasisli çukurlu yerlere asla sert frenle dalmayın. Giriş hızınızı koruyacak şekilde gaza dokunun. Fren ile değil gazla hız ayarlayın.
  10. Düşük hızlarda sürüşe çalışın. “Dengeyi” tamamıyla debriyaj, gaz, fren ve gidon hareketleriyle sağlamalısınız. Yürüyüş hızında motosiklet sürmeyi de talim edin. Yavaş sürüş ustaların işidir.
  11. Virajda doğru yerde gaz vermeyi öğrenin. Viraj çıkışında gaz açmak gerektiğini bilmiyorsan, öğrenin ve kullanın.
  12. Dönüşlerde arka fren kullanımı konusuna bir bakın. Dönüşlerde freni gazla birlikte kullanmak mümkündür, hatta gaz açıkken bile…
  13. Viraj ortasında işler ters giderse: başınızı çıkışa çevirin, gidonu serbest bırakın ve gazı kapamayın.
  14. Debriyaja “Tüy gibi” dokunun. Kros ve enduro sürücülerinin motor gücünün birdenbire artmasını ve sürüş hizasındaki bozulmaları kontrol etmek için kullandıkları yöntem budur. Anahtar, “İçgüdü” değil motor devrini kontrol altında tutmaktır.

Sürüş teknikleri hakkındaki motosiklet tavsiyeleri

Aşağıdaki konuların büyük çoğunluğu Kapalı Alan Eğitiminin konusudur. Belirli aralıklarla kapalı alan eğitiminizi tekrarlayın. Yeni bir motosiklet aldığınız zaman da kapalı alan eğitimini tekrarlamanız gerektiğini unutmayınız.

Kapalı alan eğitimindeki konular

  1. Fren ve gaz geçişlerinde ustalaşın. Denge için, gazdan frene ya da frenden gaza geçişi zarifçe yapmayı öğrenin. Gaz ve fren kullanım tekniğini öğrenin. Fren kolunu dört parmakla kullanın.
  2. Vites yükseltme: debriyaj kolunu sadece kavrama noktasına kadar sıkmak yeterlidir.
  3. Vites düşürme: devir farkını yakalamayı otomatik hale gelene kadar çalışın. Çoklu vites düşürme yapmayın.
  4. Eş zamanlı olarak vites düşürme ve frenleme yapın. Bu zor hareketi önceki iki madde ile uygulamalısınız
  5. Gaz verme: hızınızı değiştirme ve doğrultunuzu düzeltip tehlikelerden uzaklaşmak için gaz kullanmalısınız. Sert gaz açmak tehlikelidir. Ayarını öğrenin.
  6. Virajda, dönerken frenleme ve durmayı öğrenin. Motosikleti dik konuma getirmek, frenleme ve gerekirse tekrar yatıp tekrar dikleşme tekniğini öğrenin. Bu teknikte arka fren kullanımını bilmek şarttır; öğrenin.
  7. Ön ve arka frenleme arasında geçiş yaparken frenlemeyi sürdürmeyi öğrenin. Fren yaparken ayaklarınızın konumuna, ellerin serbestliğine, dizlerle depoyu sıkmasına dikkat edin. Yolun temiz tarafını kullanın.
  8. ABS ile yapılan frenler. Hızla frenleyebilirsiniz. Size garip ve esrarengiz gelebilirler. En iyisi onlara alışmak için pratikler yapmanızdır. Ancak fren balatalarınızı ve tüm fren sisteminizi daima bakımlı tutun.
  9. Islak tümsekleri hissettirmeden geçiverin. Sıkılı durumda olan bir arka frenle, ıslak, çimenli bir tümseği ya da kaygan bir zemini geçmek zorunda kaldığınızda kontrolü nasıl sağlamanız gerektiğini tecrübe edin. Tabii daha değerli bir yöntemi de öğrenebilirsiniz. Nasıl kilitlenmeyeceğini öğrenerek!
  10. Ön ve arka frenin her zaman aynı anda kullanıldığını unutmayın. Frenleme yaparken bakışı ayrıca çalışın.
  11. Zincir kontrolünü önemseyin. Boşluğunu kontrol etmeyi öğrenin.
  12. Fazla gaz yüzünden arka tekerlek kaymaya başlarsa (mıcır,yaş veya virajda), gaz kolunu birden kapamayın! Çekiş tekrar gelene kadar soğukkanlılığınızı koruyun.
  13. Yeni bir motosiklet? Yeni tepkiler ve huylar demektir. Güç artıyorsa bilenlere danışın. Kapalı Alan Eğitimini tekrarlayın.

Sonuç

Bu yazıda birçok yeni kavram, teknik bilgi duyduysanız lütfen ama lütfen eğitim alın. Başlamak için buraya bakabilirsiniz. Ve de mutlaka OMM’nin Motosiklet Yol Sanatı Kitabını alın ve okuyun.

Kaynak: Maalesef bunu yayınlayan kişi kaynak belirtmediği için ben de kaynak veremiyorum. Zaman zaman benim yazılarımı da nette görüyorum mesela, ne yazık ki bu emeğe saygı konusu için henüz yeterince olgunlaşmış değiliz…

Bu yazı Motosiklet Acemileri İçin, Püf Noktası ve Sürüş Teknikleri kategorilerinde yayınlanmıştır.

Korku ve Beden

Korku beden üzerinde doğrudan etkide bulunur. Tehlikeyle karşılaştığında beyninizin ve vücudunuzun yapabildikleri şaşırtıcıdır. Bu mekanizmaları öğrenmek ve nasıl çalıştıklarını bilmek yönetebilmemizi ve kontrol edebilmemizi sağlar.

Eğitim bu mekanizmaları doğru çalıştırmak için alıştırmalar ve şekillendirmeler yapar.

Tehlike, Korku Anında Neler Olur?

motosiklet sürüşünde beden ve korku kapak

Bütün vücut irkilir
Bu dikkatimizi dağıtır ve bizi yoldan koparır. Aslında bu bütün kaslarımızın kasılmasıdır.

Vücudumuz tehlikeye hazırlanmış ve gücü hazırlamıştır.

Baş öne eğilir
Hedef küçültür ve saldırmaya hazır hale geliriz. Bu, bakışımızın düşmesi demektir.
Bakış düşünce çıkışı ve kaçış alanımızı göremeyiz.
Önümüze bakmak korkumuzu arttırarak kontrolümüzü zayıflatır hatta yok eder.

Omuzlar kasılır
Bu, komut vermemizi ve manevra yapmamızı engeller, motosiklete istediğimiz komutları veremeyiz.
(Omuz düşürmek hakkında bir yazı burada)

Bunu soğuk ter izler. Kalp atışı hızlanır, ağız kurur (adrenalin salgısı)
Karar verme mekanizması giderek devreden çıkar ve içgüdülerimiz baskınlaşmaya başlar.

Beyin tehlikeye kilitlenir
Artık düşünerek karar verme hareket etme yoktur. İlkel beyin hayatta kalma hareketlerine başlar (kolları yüze kapama gibi refleks ve engellenemeyen hareketler).

İlkel korku sistemi adı verilen bu bilinçsiz tepki vücudun tehlike alarmıdır. İnsanın daha ne olduğunu anlamadan eğilmesini, atlamasını/harekete geçmesini veya donup kalmasını sağlar.

Beynimiz, tehlikeye önceden programlandığı şekilde tepki verir. Beyindeki yapılar ve devreler tarih öncesi ilkel atalarımızdan gelir. Yüz binlerce yılın birikimiyle beynimiz otomatik pilota geçer ve kontrolü ele alır; bilinci devreden çıkarır.

Tehdide verilen tepki tamamen içgüdüseldir…
Çoğunlukla da istem dışıdır.

Panik Varsa Kontrol Yok

Beynimiz her şeye rağmen bizi korumak için çalışır. Panik de aslında bizi korumak içindir fakat sorun şu ki panik anında bilinç değil bilinç altındaki ilkel beyin kontrolü ele alır*. Bu da gerçeklikten kopmamıza ve yanlış hareketler yapmamıza sebep olur.

Yapmamız gereken bilinci açık tutmak, paniklemeden süreci yönetebilmektir. Eğitim bu işe yarar çünkü eğitim: kalıcı davranış değişikliğidir.

İleri okuma bilgi için “+” simgelerine basabilir ve ayrıntıları görebilirsiniz.

Bizi kazaya götüren içgüdüsel hataları bu yazıda görebilirsiniz: Hayatta Kalma Tepkileri

Korku Ölüme Neden Olur

Bir tehditle karşılaştığında vücut bilinçsiz bir tepki verir:
– Kork, KAÇ (kurtul),
– Kork, SAVAŞ

buradaki korku ilkel korkudur ve belirli bir noktadan sonra kontrol edilemez.

Beyin tehlikeye evrim sürecinde programlanmış düzeyde cevap verir.Korku anında verilen tepki içgüdüsel yani istemsizdir.

Beyne alarm verildiğinde fiziksel ve duygusal birçok tepki verilir. Kişi alışılmadık bir durum karşısında korkuya kapılır. Eğer deneyimi varsa kurtulur. Kişi ne yapacağını bilse dahi korku etkiler. Korku duyuları keskinleştirir olacaklara hazırlar. Hayatta kalmak için savaşılır.

Hayatımızı tehdit eden bir olay karşısında sinir sistemimiz inanılmaz ölçüde harekete geçer. Ölüm ve yaşam enerjisi budur. Bu enerji hayatta kalmamızı sağlar. Korkuda bireysel farklılıklar mevcuttur. Bundan korunmanın yolu korkuyu kontrol etmektir.

İyi motosiklet sürücüsü nasıl tepki verir?

Birinci olarak ileri baktığı için tehlikeyi erken algılar.

Hazır olduğu için korkmaz, paniklemez. Bilinci ve kontrolü yerindedir.

Tut ki panik oldu, bu defa da Kapalı Alan Eğitiminde edindiği beceriler devreye girer: omuzlarını düşürür, kollarını serbestleştirir, dizleriyle motosiklete iyice sarılır, frenlemeyi doğru yapar ya da kaçış manevrasını başarıyla uygular.

Bedenin tepkileri hakkında faydalanılan kaynak: http://biyolojiegitim.yyu.edu.tr/f/kato.html

Motosiklet nasıl yatıyor?

Nasıl Yatılıyor kapak görseli

Facebook grubundan:

Motorlar Hakkında Bilgim Var Az-Çok Ama Aklımda Hep Şu Soru Kaldı Belki’de Motorun Üstündeyken Ne Olduğunuzu Belirten…

”Şu Virajlarda’ki Yatışlar O Esnada Motor Mu Size Ayak Uyduruyor Yoksa Siz Mi Motora Ayak Uyduruyorsunuz..?”

Allah Nasip Ederse Bu Sene Hysoung GT 250 Almayı Planlıyorum Racing’e Kaçtığı İçin Bi Soru Benim İçin Bi Nebze Önemli…

Şimdiden Teşekkür Ederim…

Berk Şit

Motosiklet nasıl yatıyor?

Motosikleti yatırmaya çalışmıyoruz. Doğru şekilde sürersen gerekeni o yapıyor. Lakin gerekeni yapması için senin de onunla beraber doğru şeyleri doğru zamanda yapman gerekli.

Bunun içinde önceden doğru ve yeterli bilgiye, sonra da yeterince egzersize ihtiyacın olacak. Deneyerek öğrenmeye çalışma. Bildiğin şeyleri hızını kademe kademe arttırarak uygulamaya çalış.

Yani önce çok oku, doğru kişilerden çok dinle, sonra yavaş yavaş uygula. Bunun özel dersi var, okulu var, kitabı var, dvd’si var.

Yani öğrenmek istersen kaynaklar var. Yeter ki öğrenmek iste.

Mustafa Asım Temel

Berk Şit Mustafa Abim Sağlam Konuştun…
Mustafa Asım Temel Estağfurullah Berk, bildiğimiz kadarını paylaşmaya çalışıyoruz. Bugün biz anlatacağız, yarın siz başkalarına; bu camianın güzelliği burada.
Kitap olarak Motosiklet Yol Sanatı, dvd olarak da Keith Code’un Twist Of Wrist II’yi tavsiye ederim. Ama önce Yol Sanatı, sonra dvd. Her ikisi de dilimizde satın alınabilir.
Berk Şit Nerede Bulabilirim Bunları..?
Mustafa Asım Temel Yol sanatı OMM’den, dvd’yi MotorOn dergisinden alabilirsin. Dvd youtube’da da vardı galiba.

Özgün sayfa: Motor Delisi Facebook Grubu

Diğer motosiklet yatırma yazıları için buraya tıklayınız.

Dainese – D-air hava yastıklı motosiklet ceketi

motosiklet sürücüsü airbag
Dainese-D-Air-Road-500x333

Bu defa da hava yastıklı ceket.

Peki neymiş bu? Kabaca ifade etmek gerekirse monta takılmış hava yastığı. Mont olarak giyiyor ve sürüyorsunuz. D-Air gerek görürse, yani düştüğünüzü algılarsa şişiyor ve sizi korumaya alıyor.

İşe yarar mı peki? En alttaki bağlantıda videolar var, izleyin. Motosiklet araçlara çarptığı zaman olanları görmek beni ikna etmeye yetti. Yerde sürüklenirken işe yarayacağı ise kesin.

Dainese-D-Air-04

İşin zor kısmı, ki yıllar süren buymuş, motosiklete bağlı olmadan kendi kendine açılması gereken durumları güvenilir şekilde tespit eden bir bileşkenin (sistemin) tasarlanmasıymış.

D-Air serisinin çeşitli türleri var, yol, yarış gibi. Yani sürüş tarzımnıza uyfgun bir D-Air ürünü bulabiliyorsunuz. Baktığım kadarı ile olumlu yorumlar var yurt dışı sitelerde. Fiyatı ise yedi yüz pound civarlarında. Kullananlar da memnun, daha doğrusu ek bir hantallık ağırlık yok diyorlar. Henüz düşen ve korumasını test eden yorum okumadım lakin Dainese’in test videoları ve değerlendirmelerde yeterince olumlu görüş mevcut.

Biraz da kendi sitelerindeki bilgilere bakalım:

Rakamlarla D-Air Racing

  • 15 milisaniye: D-air® Racing’in en sert darbelerde harekete geçme süresi
  • 4 Litre: Omuzları, köprücük kemiklerini, göğüs kafesini koruyan D-air® Racing hava yastığı bileşkesinin (evet “sistem” kelimesinin türkçesi “bileşke”) , hacmi.
  • % 85 : D-air® yüksek basınçlı hava yastıklarının omuzlara binen etkiyi sönümleme (engelleme) oranı.
  • 7: Sürücünün hareketlerini izleyen ve donanıma tümleşik çalışan algılayıcı (sensör) sayısı.
  • 650 gram:  D-Air’in toplam ağırlığı.
  • Çalışma Şekli
    D-air® Racing’in tetik algoritması (bir sorunun çözümü için kullanılan işlemler dizisi) çarpışma etkilerinin var olup olmadığını gözleyerek yelek tarafından sağlanacak ek korumaya ihtiyaç olup olmadığını kararlaştırır.
  • Kullanıma Uygunluk
    D-air® Racing motosiklete fiziksel bağlantısı olmayan ilk bileşkedir.
  • Kendine Yeterlilik
    D-air® Racing motosiklete takılması gereken her hangi bir algılayıcı içermez.
  • Uzak Ölçüm (Telemetri)
    D-air® Racing veri toplama özelliği ile pistteki sürüşünüz hakkında bilgi edinmenizi sağlar.
  • Belgelendirme
    D-air® Racing saygın TÜV SÜD onayına sahiptir.

Özgün site: Dainese – D-air – D-air street.

Yaşamsal Tehlikeleri Nerelerde Aramalıyız?

yaşamsal tehlikeler kapak

Kaza istatistiklerine göre yaşamsal tehlikeler

Elime geçen bir istatistik* çalışmasını inceliyorum bir süredir. Kaza istatistiklerine göre yaşamsal tehlikeleri ortaya koyan bir bütün ve yaşamsal tehlikeleri sıra sıra önümüze koyuyor. Her ne kadar veriler yurt dışında kaydedilmiş olsalar da (daha bilinçli, daha dikkatli sürücüler, kurallara uyma vs.) yine de bizlere bir fikir verecektir. Yahut şöyle de düşünebiliriz:

Ülkemize göre daha nizami şartlarda bile hayat kaybı ile sonuçlanan kazalar nerelerde gerçekleşmektedir)

İşte bu sebeple hem çevirdim hem yazdım, buyurunuz okuyunuz…


Kat edilen mesafe boyunca motosikletçilerin otomobil sürücüleri ya da yolcularına oranla otuz kat fazla tehlike altında olması can sıkıcı bir gerçektir. Motosiklet sürücüleri olarak araba kullananlara göre daha az korunaklı durumdayız ve sakat kalma ya da ölüm riskimiz daha yüksekte. Yolda iken hangi tehlikelerle yüz yüze kalabileceğimizi bilmek bizi daha avantajlı duruma getirir. Bu sebeple aşağıdaki istatistikleri dikkatle incelemeniz gereklidir.

Kaza istatistiklerine göre yaşamsal tehlikeler nerede, ne zaman, nasıl ortaya çıkıyor? Göreceğiniz üzere kazaları bu raporla öngörebilir ve kaçınma şansı bulabiliriz. Akıllı olun, bile bile risk almayın.

Ön izleme(yeni sekmede açılır)

Hangi Yaş Grubu Daha Büyük Tehlike Altında?

YaşOran %
5-11 yaş0.3%
12-15 yaş1.0%
16-20 yaş11.8%
21-24 yaş12.7%
25-29 yaş11.5%
30-39 yaş26.0%
40-49 yaş19.7%
50-59 yaş11.8%
60-74 yaş6.6%
75+ yaş1.0%

Tehlikeler Hangi Noktalarda Yoğunlaşıyor?

KonumYüzde%
Büyük şehirler**47.8%
Şehir içi29.5%
Şehir dışı19.3%
Şehre uzak2.4%
Çok uzak1.0%

En Tehlikeli Gün Hangisi?

GünOran%
Salı7.8%
Çarşamba13.6%
Perşembe9.8%
Cuma15.9%
Cumartesi20.3%
Pazar24.4%
Pazartesi8.2 %

Sürücü Kaynaklı Kazaların Sebepleri

Etken UnsurlarOranı %
Alkol – Uyuşturucu Kaynaklı29.3%
Trafik ışığına – uyarısına uymamak12.7%
Yol vermemek ya da dur(a)mamak4.5%
Yorgunluk3.0%
Kural dışı dönüş2.4%
Yağmur ya da ıslak yol koşulları2.1%
Aşırı Sürat37.5%

En Tehlikeli Saat Hangisi?

Etken UnsurlarOran %
Gece Yarısı – Sabah 2 Arası6.4%
Sabaha karşı 2-4 Arası2.0%
Sabaha karşı 4-6 Arası4.4%
Sabah 6-8 Arası7.1%
Sabah 8-10am4.7%
10 ile – öğle arası11.2%
öğle ile 14:00 Arası11.9%
Öğleden sonra 2-4 arası16.6%
Öğleden sonra 4-615.9%
Akşam 6-89.2%
Akşam 8-106.1%
Gece 10pm- Gece Yarısı Arası4.4%

Kaza Sebepleri

Etken UnsurlarOranı %
Alkol – Uyuşturucu Kaynaklı29.3%
Trafik ışığına – uyarısına uymamak12.7%
Yol vermemek ya da dur(a)mamak4.5%
Yorgunluk3.0%
Kural dışı dönüş2.4%
Yağmur ya da ıslak yol koşulları2.1%
Aşırı Sürat37.5%

Daha güvenli bir sürücü haline gelmek için gerekli maharette olmak (tekniklere sahip olup uygulayabilmek, mesela ART Motoakademi kapalı alan becerileri gibi) ve çevre koşullarını doğru algılamak gereklidir. Her zaman tetikte, sakınarak (defansif) ve yoldayken sorumlunun siz olduğunu bilerek sürmek işinizi çok kolaylaştıracaktır.

Sürüşünüzden keyif alın, ama her şeyden önce, hayatta kalacak şekilde sürün.

Veriler 1 Ocak 2007 ile 31 Aralık 2011 tarihleri arasında Kuinsland (Queensland) Şehrinde ölümcül kazalara karışmış kişilere göre oluşturulmuştur.

Kaynak: The facts of life for motorcycle riders Motorcycle Safety

Bu yazı Püf Noktası Kategorisinde yayınlanmıştır. Kategorinin diğer yazıları için buraya tıklayınız.

Kafa Salınması, yalpalama, slap

motosiklet depo tokatlama tank slap yalpalama, yaruış pistinde

Motosiklet depo tokatlama tank slap yalpalama nedir?

Futura ile bir kere başıma geldi. 90 – 100 km. süratlerde giderken rüzgarın birden vurmasıyla kafa sallama (depo tokatlama, tank slapping, wobbling, balık kuyruğu da deniyor) denen hadise geldi başıma; hem de aniden oluyor.

Önce neymiş bir görelim:

Nasıl bir his olduğunu anlatarak başlayalım:

Depo bacaklarınıza çok şiddetli ve çok hızlı biçimde vuruyor. Sanki sizi düşürmek ister gibi.

Gidon o kadar hızlı, güçlü ve o kadar hızlı sol-sağ yapıyor ki parmaklarınızın kırılmasından korkuyorsunuz.

Kısacası sadece ve sadece motosikletin üzerinde kalmaya çalışıyorsunuz; başka hiç bir şey yapmak mümkün değil.

Ne Yapılabilir?

Ayaklıklara (peglere) basmak, yapabileceğiniz en iyi harekettir (ayaklıklarla ilgili diğer yazı için tıklayın)

motosiklet depo tokatlama tank slap yalpalama, yaruış pistinde

Jokey gibi durarak en azından bacaklarımın darbe emme gücünü kullanarak, motosikletin üzerinde çok sallanmadan durabilmeyi başarabildim.
Yalpalama-tokatlama şiddeti biraz azaldı ve bu defa dizlerimle depoyu sararak yalpalamanın biraz (ama biraz) azalmasını sağladım.

Ayaklarımın üzerinde dizlerim kıvrık şekilde durmak bütün ağırlığımı ayaklıklara yükledi, yani ağırlık merkezi seleden ayaklıklara, aşağıya indi; hepsinin sayesinde bir süre sonra sallanma durdu (ne yazık ki biraz sabretmeniz ve sakin kalmanız gerekecek).

Tabii ki o sırada gidon deli gibi çırptığı için ne debriyaja ne frene ne de gaza hükmetmek mümkün değil. Aksine elleri mümkün olduğunca serbest bırakmak en iyisi.

Bir diğer nokta ise bu yalpalama hadisesi boyunca motosikletin dönüşü bırakarak düz gitmeye başlaması. Yani ya şanslı olacaksınız yeriniz olacak gidecek, yoksa doğrudan virajın – yolun. sınırlarıyla buluşursunuz. 🙂

motosiklet Kafa Salınması depo tokatlaması tank slap
Tokatlamanın giderek artması sonucunda işte bu oluyor…

Peki Depo Tokatlaması Nedir?

Kafa salınması aslında ön tekerin yerden sekip sert şekilde yere vurması ve zıplayıp diğer tarafa inerek tekrar zıt yöne sekmesi ve bunun art arta deva etmesidir. Tabii ki bu çok hızlı şekilde tekrarladığı zaman: tokatlama oluşur…

Depo Tokatladığında Ne Yapabiliriz?

Aslında yukarıda biraz bahsettik:

  • Elcikleri SERBEST BIRAKIN
    tüm bu deli hareketler sırasında motosiklet dengesini bulmaya alışıyor. Tutmak, salınımı engellemeye çalışmak motosikletin doğal dengeleme hareketlerini yapmasını engeller.
    • Gaz verdiğinizde elcikleri baskısız tutmak, Salınmayı en baştan engeller ya da şiddetini azaltır. Bu, işi en başından çözmek demektir.
  • Ağırlığınızı aşağıya aktarın: Ayaklıklara basarak hafifçe yükselin. Poponuz seleden kalksın.
  • Depoyu dizlerinizle sıkıca tutmaya çalışın; yalnız dikkat, sert bir tokatlamada depoyu tutamayabilir, dengenizi kaybedip motosikletten düşebilirsiniz. Dizlerinizle baskıyı yavaştan başlatın.

Bunları yaptıysanız bırakın ön taraf işini yapsın, dengesini bulsun.

Bu olay ender görülen bir hadisedir; yine de söylemeliyim ki tokatlama esas olarak yarış (racing) motosikletlerinin belasıdır. Bu yüzden gidon amörtisörü, yarış motosikletlerinde olur.

Normal bir kullanıcının depo tokatlaması yaşaması beklenmez. Bu daha çok gazı ani ve sert açan ya da aşırı güçlü motosikletlerin derdidir. Kısacası gaz kontrolü (ilgili yazıyı görmek için tıklayınız) iyi olmayan sürücülerin derdidir tokatlama.

Sürüş tarzınız sebebiyle tokatlama olacağından korkuyorsanız: Normal bir kullanıcının depo tokatlaması yaşaması beklenmez.

Bu olay ender görülen bir hadisedir; yine de söylemeliyim ki tokatlama esas olarak yarış (racing) motosikletlerinin belasıdır. Bu yüzden gidon amörtisörü, yarış motosikletlerinde olur.

Normal bir kullanıcının depo tokatlaması yaşaması beklenmez. Bu daha çok gazı ani ve sert açan ya da aşırı güçlü motosikletlerin derdidir. Kısacası gaz kontrolü (ilgili yazıyı görmek için tıklayınız) iyi olmayan sürücülerin derdidir tokatlama.

Sürüş tarzınız sebebiyle tokatlama olacağından korkuyorsanız:

Gidon amortisörü en kesin çözümdür…

gidon amortisörü-1

Tavsiye yazılar

Kafa salınması aslında ön tekerin yerden sekip sert şekilde yere vurması ve zıplayıp diğer tarafa inerek tekrar zıt yöne sekmesi ve bunun art arta deva etmesidir.

Tabii ki bu çok hızlı şekilde tekrarladığı zaman: tokatlama oluşur…

Motosikletin üzerinde duramayacağımız kadar şiddetli yalpalama, çırpma hareketi yapar.

  • Elcikleri SERBEST BIRAKIN
    tüm bu deli hareketler sırasında motosiklet dengesini bulmaya alışıyor. Tutmak, salınımı engellemeye çalışmak motosikletin doğal dengeleme hareketlerini yapmasını engeller.
    • Gaz verdiğinizde elcikleri baskısız tutmak, Salınmayı en baştan engeller ya da şiddetini azaltır. Bu, işi en başından çözmek demektir.
  • Ağırlığınızı aşağıya aktarın: Ayaklıklara basarak hafifçe yükselin. Poponuz seleden kalksın.
  • Depoyu dizlerinizle sıkıca tutmaya çalışın; yalnız dikkat, sert bir tokatlamada depoyu tutamayabilir, dengenizi kaybedip motosikletten düşebilirsiniz. Dizlerinizle baskıyı yavaştan başlatın.

Bu yazı Motosiklet Acemileri İçin, Motosiklet Sürüş Teknikleri, Püf Noktası kategorilerinde yayınlanmıştır

Öncülerle Sohbet

ustalarla sohbet kapak görseli

Faydalı bir söyleşi daha:

Bir Mil Daha Düşünmek: Alternatif Dünyalar 1

Yazan: Paolo Volpara

2 Şubat 2013 Cumartesi, 16:33 · tarihinde OMM – Riding is a way of thinking tarafından eklendi

Motorsiklete Binerken Yaşam Üzerine Düşünceler

Sayı 1 – Ekim 2012, Yazan: Paolo Volpara (OMM Derneği kurucusu), Çeviren: Aylin Öztürk

OMM aylık bültenin son sayısını Mayıs 2011’de göndermiştik: 12. yılında106. sayısıydı. 2000 yılı Ocak ayında yayınladığımız ilk sayıdan itibaren 137 ayda beş okuyucumla olan 31 randevumu kaçırmıştım.

Ardından bir sessizlik; ve OMM’nin küçük dünyasında ve Türk motosiklet camiasında birçok değişim: yeni yetkin sürücüler ve yeni ustalar öne çıktı, kıdemli sürücüler ortadan kayboldu ya da başka sporlarla ilgilenmeye başladı, dostlar hızlı arabalar aldı ve motorları satılığa çıkardı, sözde profesyoneller eğitim vererek ve camiayı unutarak para kazanmaya başladılar, kendini profesyonel olarak adlandıranlar tutku ve cömertlikle ücretsiz eğitimler verdiler, yeni yetkin ve hevesli sürücüler eski ve yeni fikirler ortaya attılar, yeni kulüpler ortaya çıktı, eski siteler yok oldu. Déjà vu: Motorcunun göletindeki olağan devinimler.

Büyük şehir “ton polin”* İstanbul’dan ayrılarak evimi, motora binmenin (on ve off road olarak) teoride daha iyi, ancak pratikte kapitalist bir toplumun kamu yollarını koruma şekli ve aynı toplumun emniyet güçlerinin meraklı ve açgözlü doğası nedeniyle berbat durumda olduğu Türkiye’nin güney kıyısına taşıdım.

Motor sürme faaliyeti devam etti ve sürerken düşünme veya düşünürken sürme alışkanlığı asla kaybolmadı: iki teker üzerinde yola çıkmak benim için hala tıpkı eğitim salonumdaki tahta sıralara oturup öğrenerek zaman geçirmek gibi.

Paralel dünyalar ve sürüşlere dair hikayem hep fazla paylaşma arzusu duymadan bir köşede duruyordu: “sürmek bir düşünme yoludur” doğru ancak sessizce.

Arzu yoksunluğu aslında bir tür disiplin yoksunluğudur.

Motosiklet maharetli, çekici, merak uyandırıcı ve ek olarak tehlikenin cazibesine sahip bir öğretmen, ölüm kalım meselesiymiş gibi dikkat edilmesini bekleyen sert bir profesör gibi çağırır. Banal yanıt nedir? Her zamanki şiddet… kontrol sahibi olmak.

Hepimiz “kontrollü” olmayı severiz: kulağa daha güvenli gelir ve daha havalı görünür. Konserve açacağının kontrolünü elde tutmaktan, hayatın kontrolünü elde tutmaya kadar hep aynı şey geçerlidir.

Kontrol sahibi olmanın bir bilgi ve yetkinlik göstergesi olduğuna inanırız ve gerçekler karşısında şaşıran (afallayan), kontrol sahibi olmayan kişilere “aptal” deriz.

Yazın sıcak bir Pazar gününde motora binerken ben de tüm bunları düşünüyordum: Türkiye’nin güney kıyılarındaki dar dağ yollarında her şey çok hızlı ve öyle şaşırtıcı biçimde gelişir ki, kontrol üzerine pek çok fikir doğmasına neden olur.

Paralel dünyamda, yaşamımızda nasıl davranış sergiliyorsak motor üzerinde de aynı biçimde davrandığımızı düşündüm: merkezde olmanın ve çevremizde olup bitenleri kontrol altına almanın hayaliyle kendimizi rahatlatıyoruz; bizler çekirdeğin ve dış çeperin efendileri, Batlamyus’un öğrencileriyiz.

Kopernik bile nafile: Jeosentrik (yermerkezli) sistemin yüzyıllar önce aksi ispatlandı ancak hala bizlerin kişisel sisteminde yer alıyor: ben, güneş, diğerlerine karşı, doğaya, asfalta, virajlara karşı.

Nihayetinde, biri şöyle düşünebilir: Ben birçok saygın eğitim kurumundan resmi belgelere sahip “sertifikalı yetkin bir sürücüyüm”, saygın öğretmenlerden Sistemi öğrenmek için sürüş hayatımın büyük bir bölümünü ağır bir disiplin ve gözlemle geçirdim ve geçiriyorum. Benim kontrol sahibi olmaya hakkım var.

Sonuçta ben resmi bir yöneticiyim, sertifikalı bir eş veya belgelenmiş bir kocayım, profesyonel bir baba veya vasıflı bir anneyim, onaylanmış istediğiniz herhangi bir şeyim…

Kontrol sahibi olmak için eğitildim, haklı bir şekilde kontrol sahibi olmak için yeterli derecede zeka, deneyim ve takdir sahibiyim.

Gerçeklik benim kurallarıma itaat eder ve ben kendi irademle onu değiştirebilirim.

İşte bu yüzden eğitim alıyoruz, değil mi? Böylece kontrol sahibi olabilelim, güvenli sürebilelim, ve belki de arkadaşlarımıza aynısını nasıl yapacaklarını anlatabilelim diye.

Ve sonra birden yol aniden kıvrılır ve koca kamyon ne çizgisindedir ne de şeridinde. Sonra daha fazla alan yoktur ve karşınızda dipsiz boşluğu bulursunuz.

Sonra bu burada olmamalıydı. Sonra şu tahta parçası mevcut iki tekerden birinin önüne düşer.

Sonra tekerin biri gider ve denge kaybolur ve dikey yataya döner. Sonra köpek atlar. Sonra “Kontrol edebilirim” diye düşünürsün ve sonra kontrol edemediğini anlarsın.

Sonra şaşırırsın ve darbeye hazırlanırsın. Sonra bir yerlerin kırılır, yaralanırsın, ölürsün. Sonra anlarsın ki “kontrol sahibi olmak” sadece bir hayalmiş, internetten satın alabildiğiniz ancak gerçek yaşamda kullanamadığınız güzelce paketlenmiş bir ürünmüş.

Hayat bağımlı olmak ve bütünlüktür: ne kadar uzun yaşarsanız kontrol etme girişiminden uzaklaşırsınız: zamanın, yerin ve insan dediğimiz yedi milyar hücrenin akışına nasıl kapılacağımızı öğrenmenin basit sürecidir bu.

Geçiciliği yaşamak, her şeyin değiştiğini ve her şeyin kontrolümüz dışında ama farkındalığımız dahilinde dönüştüğünü bilmek: mutlu bir öğrenme için iyi bir reçete gibi geliyor bana. Ve tabi mutlu bir sürüş için de.

Yol Sanatı Sistemini çalışmaya ve uygulamaya başladığımız zaman bize çevremize olan farkındalığımızı nasıl koruyacağımız ve farklı sürüş durumlarındaki en iyi aksiyon/reaksiyonlar anlatılmıştı.

Sistemin uygulanmasının, en iyi aksiyon/reaksiyonu uygulamak için bize zaman ve yer kazandıracağı söylenmişti; Sistematik Sürüşün beynimizi daha iyi kullanımını sağlayarak daha güvenli hale getireceği anlatılmıştı.

Bize asla sihirli bir değnekle yol, sürüş ve motorun güvenli bir kombinasyona dönüşeceği ve “güvenli” olacağımız söylenmedi.

Bize asla kontrol sahibi olacağımız söylenmedi. “Total Control” (Tam Hakimiyet) kitabının başlığına rağmen bile Lee Parks o kadar arzulanan kutsal kaseyi sunamadı. Güvenli mi Maraton adam?

  •  Christian Szell: Güvenli mi… Güvenli mi?
  •  Babe: Bana mı diyorsun?
  •  Christian Szell: Güvenli mi?
  •  Babe: Ne güvenli mi?
  •  Christian Szell: Güvenli mi?
  •  Babe: Ne demek istediğini anlamıyorum. Kesin olarak neden bahsettiğini anlamadan birşeyin güvenli olup olmadığını söyleyemem.
  •  Christian Szell: Güvenli mi?
  •  Babe: Neyi kastettiğini söyle bana.
  •  Christian Szell: Güvenli mi?
  •  Babe: Evet, güvenli, çok güvenli, o kadar güvenli ki inanamazsın.
  •  Christian Szell: Güvenli mi?
  •  Babe: Hayır. Güvenli değil… çok tehlikeli, dikkatli ol.

O kadar güvenli ki inanamazsın ve biz bu eğitime “Kontrol” diyoruz.

Hakimiyet vermek için tasarlandığını düşünebiliriz, oysa ki yalnızca bir makineyi nasıl kontrol altında tutacağımızı öğretir. Durumu, çevresel şartları, ilişkiyi, olayı kontrol altına almak, bir aletin işlemesini kontrol altına almak kadar kolay değildir.

Motoru kontrol altına alabilirsiniz ancak insan /motor /yol /çevre /trafik /hayvanlar /vs. kombinasyonunu kontrol altına alamazsınız.

İnsanlar hayatına devam eder, dostlar bizi terk eder ve biz dostlardan uzaklaşırız, sahip olduklarımız elimizden alınır, insanlar ölür ve doğanın hediyeleri solmaya başlar: güzellik, esneklik, görüş, atiklik. Hızla veya yavaş yavaş, rutin halinde ya da hiç beklenmedik şekilde, kaçınılmaz sona doğru döneriz ve acı çekmeye başlarız ÇÜNKÜ kontrol sahibi olmadığımızı fark ederiz.

Motora bineriz, çünkü biz ölümsüzüz; yine de bir hatıra olmayı umarak yaşarız; sürmeye devam ederiz çünkü “diğerleri kaza yapar” ama biz yetkiniz, güvenliyiz ve her şey kontrolümüzde. Ve sonra yol aniden kıvrılır ve koca kamyon ne çizgisindedir ne de şeridinde, sonra köpek atlar ve iki teker artık yeterli değildir: zaman, alan ve yol tutuşu yokluğundan dolayı kontrolü kaybederiz.

Kontrol efsanesini, düşünen insanın yok etmesi, düşünen sürücünün de terk etmesi kolaydır.

İşte yol eğitimini sevmemin ve güvenli alan ya da pist eğitimlerini pek sevmememin nedeni budur. Bu yüzden eğer bir yarış yoksa pistte sürmekten keyif almam. Normalde pist eğitiminde öğrendiğiniz şey “viraj almaktır”, çünkü bir pistteki düzlükler herhangi bir sürpriz veya atraksiyon içermez.

Sonra “düzlüklerden nefret eden” ve bir bağımlının günlük dozunu araması gibi “viraj arayan” bir sürücü olarak yola geri dönersiniz. Tüm ilgi viraj alma üzerinedir ve tüm sohbet, kuru sıkı atmalar, anlatılan hikayeler ve övünmeler, milimetrik olarak nasıl “ağırlık aktaracağını”, nasıl “peglere yükleneceğini” ve nasıl (sihirli)kontrayı vereceğini bilen bir profesyonel gibi, bir pilot gibi hissettiğiniz ve kendinizi içerden öyle gördüğünüz o sihirli an hakkında konuşarak sürer gider.

Sıradan bir öğleden sonra ya da zorlu geçen yaşamın gri anlarında, çevrenizde partneriniz dışında “kontrol sahibi olmanızı” takdir edecek başka kimse olmadığında değil de; kişisel ihtişamınızın görüleceği öğle yemekleri, akşam yemekleri ve kokteyl partileri için iyi bir hayat arkadaşı olmak gibi.

Özel anlara odaklanmak hem hayatta hem de motor sürüşünde fazlasıyla basite indirgeyici ve ilkeldir: Sistem eğlencelidir çünkü virajlarla, düzlüklerle, yolun yarı kıvrımlı ve inişli çıkışlı bölümleriyle eğlenir.

Güneşli, yağmurlu ve şöyle böyle günler için bir metod sunar: Sizi iyi anlarda destekleyen ve kötü anlarda devam edebilmeniz için nedenler veren güzel bir yaşam felsefesi gibidir.

Sistem tüm durumlarda (sadece virajlarda değil), neyin neden yapılması gerektiğini bilen dört dörtlük bir sürücü için bir metod sunar. Nietzche der ki “Eğer nedenini biliyorsan, her şekilde yaşayabilirsin”.

Nasıl viraj alınacağı değil, sadece Jorge Lorenzo’ya benzemek gibi değil, aynı zamanda her durumda “düşünen bir sürücü”ye benzemek, tüm keyif ve acıları metodolojik bir yaklaşımla karşılamak. Kendini kişisel farkındalığa alıştıran ve Delphi hatırasının “Kendini bil”, γνῶθι σεαυτόν** vecizesine cevap veren bir insan gibi.

Farklı durumlara bağlı olarak beynimi sık sık kapalı ve açık konuma getirdiğimi hissediyorum.

Beyin ve farkındalık gerektiren durumlarla (virajlar), beynimi kullanmadan, düşünmeden, farkındalığım olmadan, otomatik pilotla halledebileceğim durumları kategorize ediyorum.

Kalıcı farkındalık Sistemdir ve Yol Sanatı Sistemi bizi her an farkında olmamız için eğitir.

Kişisel farkındalık zeki bir insanın saf eylemi olarak görülebilir ve “zeki” genel olarak motorcular arasında popüler değildir. Bir Albert Camus deyişini kullanacağım: “Zeki birisi mi? Evet. Ve asla inkar etmeyin. Zeki insan, zihni kendi kendisini izleyen kişidir. Bunu sevdim, çünkü her iki yarı olmaktan mutluyum, izleyen ve izlenen. ‘Bu ikisi bir araya getirilebilir mi?’ bu pratik bir sorudur. Bunun üzerine düşünmeliyiz. ‘Zekayı küçümsüyorum’ demek gerçekte: ‘Şüphelerime katlanamıyorum’ anlamına gelir. Aynı zamanda “Kontrol bende” demektir.

Paolo Volpara

Volpara@homemail.com

MOTOSİKLETE BİNMEK TEHLİKELİDİR

Motora binmeden önce iyi bir yemek yediğinizden (son yemeğiniz olabilir) ve iyi hazmettiğinizden emin olun. Asla, yani asla, boş mideyle motora binmeyin: gerçekten korktuğunuzda belli edecek bir şey olmaz. Kazaların hiçbiri kazayla olmaz: sizin aptallığınızdır, sizin hatanızdır ve bedelini ödersiniz.

HİÇBİR ŞEY MOTORA BİNMEKTEN DAHA TEHLİKELİ DEĞİLDİR

Burnunuza kulak tıkacı takmak ciddi oranda koku alma duyunuzu ve yüzünüzün estetiğini azaltabilir: aynı şey dar botlar ve iç çamaşırları için de geçerlidir. Eğitime çok fazla zaman ayırmak yorucu olabilir. Diğer tür aktiviteler üzerine eğitim alırken motora binmek son derece tehlikelidir ve bazı ülkelerde (Türkiye dahil) yasa dışıdır. Eğer sigara içiyorsanız, kapıyı açmadan önce ne içtiğinizi kontrol edin. Son olarak, güzel olan her şey tehlikelidir, yasaktır veya şişmanlatır ancak motora binmek selülit oranını azaltabilir ve kepekleri yok edebilir.

İYİ ÖRNEK VER YA DA KÖTÜ BİR UYARI OL

Hızlı sürme, sert sürme ve uzun süre boyunca ve uzun mesafe sürme. Motorunun beygir gücünü kullanma (o sadece eğlencesine ve sohbet olsun diye konulmuştur), annene, partnerine veya sevgiline garajda bir motorun olduğunu söyleme. Ne yaparsan yap daima korumalı kıyafetler giy. Ve bu arada hayattan keyif almaya da bak.

*Çevirenin notu: “ton polin” – Antik Yunanca’da “eis ten polin”, “şehre” anlamına gelen ve zamanla İstanbul kelimesine dönüşen öbekten oluşturulmuş, “şehir” anlamına gelen kelime.

**Çevirenin notu: “γνῶθι σεαυτόν” – bir antik Yunan vecizesi. Okunuşu: gnothi seauton. Bu cümle Delphi’deki Apollon Tapınağı’nın girişinde altın harflerle yazılıydı

motosiklet-donanım

Bu yazı Makaleler kategorisinde yayınlanmıştır. Kategorinin diğer yazılaraı ilçin buraya tıklayınız.

IZCRAFT & Motosikletçinin Yaşam Felsefesi

izraft (2) (200x113)

Birisi pilot, birisi kasap; bir üçüncüsü sabah beş buçukta yola düşüp bizler için Balıkesir’den İzmir’e geldi. Pilot olan gece bir buçukta evine gelmiş uçuştan, tüm gün bizimle uğraştı; grup olarak değil teker teker aldı bizi, gitti geldi aynı yolu defalarca; akşam yedi buçukta tekrar evden alacaklardı yeni uçuş için, olmaz dedi, şu virajlı yollarda erkesi teker teker alayım da tam olsun dedi.

Bu adamlar eğitmen ya da ROADAR seviyesinde adamlar. Bizden para almadılar. Anlattılar, gözlediler, bir daha gözlemlediler, bir daha anlattılar. Bizlere bir şeyler vermek için, bir şeyler katmak için çabaladılar. Biz gün boyunca verilen molalardaki çaylarını ödedik diye de rahatsız oldular…

izraft (6)

Şimdi ya motosiklet böyle bir şey, ya ART’ın hocası da iyi öğrencisi de adam gibi adam, ya da bizler çok şanslıyız. Benzinlerini de ceplerinden mi ödediler bilemiyorum 🙂 fakat bizler bu gün için kimseye para ödemedik.

İşte böyle şeyler yaşadıkça hem bu işe başladığıma, hem kulüp işine bulaştığıma, hem yönetim kurulu üyesi olarak çektiğim sıkıntılara, hem de camiadakilere yarattığımız faydalara dayanarak: “Motosiklet güzel şey!” diyorum.

Sürüşün değerlendirmesi: burada.