“otomobil ve motorsikletci arkadaşlar: sizleri zor fark ediyoruz.lütfen daha dikkatli olun ve sağ tarafımızdan önümüze geçmeyin. hava sıcaktı ve bekleme yapılırken askılı olarak video çekimi yaptık.özür dileriz sizlerden. paylaşalım ve konuyu duyuralım. kazalar olmasın…..”
Kendilerini hem tebrik hem de takdir ediyoruz. Bizler için önemli ve hayat kurtarabilecek bilgiler vermişler. Teşekkürlerimizle…
Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Dairesi düzenli olarak ülkemizdeki kaza istatistiklerini yayınlıyor. Tabii ki motosiklet kaza istatistikleri de bu rapora dahil. Dolayısıyla memlekette motosikletin kaza durumu nedir görme şansımız oluyor. O halde buyurunuz inceleyelim.
Kaza istatistikleri bize gösteriyor ki motor kazaları, minibüs+bisiklet+otobüs+kamyon kazalarının toplamından fazla
Görüldüğü üzere motosiklet mevcut araç oranı içerisinde kazaya karışan % olarak yüksektir (kamyonet sayısının motosiklet sayısından yüksek olduğunu biliyoruz fakat kaza sayıları neredeyse aynıdır, demek ki motosiklet daha yüksek bir kaza oranına sahiptir demek mümkündür).
Kaza istatistiklerine dahil olmak istemiyorsanız mutlaka motosiklet sürüş eğitimi alınız. Nereden başlayacağınızı bilmiyorsanız sitede bununla ilgili yazılar var, şu tavsiye yazı ile başlayabilirsiniz:
Teker hareket ettiğinde yanmaya başlayan bir lamba bu yazımızın konusu. Görünürlüğün ne kadar önemli olduğunu daha önceleri konu etmiştik. Bu ürün de görünürlüğü arttırmak için bire bir, artı olarak da dikkat çekici bir sonuç ortaya çıkardığı da kesin.
Hoşumuza giden bir diğer kısmı da sadece hareket halindeyken etkinleşmesi ve açma kapama gibi dertleri olmaması. Uygulama olarak da bir derdi yok; sibop kapağı yerine takıyorsunuz ve işlem tamamlanmış oluyor.
Her ne kadar bu ürünü esas olarak şekil şemal için kullanıyor olsalar da, esas farkının ve üretim amacının görünürlüğü arttırmak olduğu bizim ilgi alanımız.
Soldaki fotoğrafta görüldüğü üzere saat piliyle çalışan ve gerektiğinde kolayca değiştirilebilen bir mekanik yapısı var.
Fiyatının on lira seviyesinde oluşu ve ülkemizden de satın alınabiliyor olması da bir artı.
Motosiklet eğitimi kitabı deyince akla ilk gelmesi gereken OMM Derneğinin Motosiklet Yol Sanatı kitabıdır.
OMM kitabı ehliyet kurslarında zorunlu kılınacak kadar başarılı. Nereden başlamalı diyenlere hep aynı cevabı veriyorum: “Yol Sanatı’nı alarak başla. “
Bu sebeple eğer motosikletçi iseniz mutlaka bu kitabı alın ve hatim edin. Okumakla kalmayıp sürüşünüze de katın. Sizi daha iyi bir motosikletçi yapacak olan, bu kitaptır.
Motosiklet eğitimi kitabı dedik ama her boş kaldığınızda okumak çok daha faydalı olacaktır. Ben yıllarca öyle yaptım, her seferinde de faydasını gördüm. Bir kere okuyup kenara atmayın, elinizin altında tutup her fırsatta bir konuya göz atın.
Bileğin Dansı adlı kitabı ise Motosiklet Yol Sanatı’ndan önce okumamak gerektiği için bu yazıya dahil ettim.
Keith Code’un eseri olan bu motosiklet eğitimi kitabı ise performans sürüşü için. Kitap yol tekniklerinden değil, pist sürüş tekniklerinden bahsediyor. Faydalı olur mu, evet; motosikletin ve sürüş dinamiklerinin anlaşılması için iyi bir kaynak ama günlük kullanım tarzını etkilememesine dikkat etmeli. [ Keith Code yazıları için lütfen buraya ve buraya tıklayınız ]
Motosiklet Yol Sanatı
Daha iyi bir motosiklet sürücüsü olmak üzerine öğütler
Motorcycle Roadcraft “Motosiklet Yol Sanatı” öğrenci / stajyer polisler ve motosikletini en iyi şekilde kullanmak isteyen diğer sürücüler için bir grup polis motosiklet eğitmeninin yol göstermesi ile ve polis sürücülerinin, eğitmenlerin ve sivil uzmanların katkılarıyla geliştirilmiştir. Bu kitapta, güvenli ve etkin motosiklet sürmenin yöntemleri üzerine en yetkili ağızlardan en kapsamlı bilgiler yer almaktadır.
Motorcycle Roadcraft “Motosiklet Yol Sanatı” motosiklet sürme konusunda önde gelen bir kitap olarak kendini kanıtlamıştır. İlk defa Türkçe’ye çevrilmiş ilk baskısı 2004 yılında hazırlanan bu kitap altı yıl ara ile yeniden gözden geçiriliş ve güncellenmiştir. Kitapta aşağıdakiler yer almaktadır:
Doğru duruşun ve tehlikelerin farkında olmanın önemini açıklayan tam renkli resimler
Otoyol sürücülüğü hakkında bir bölüm
Her bölüm için başlıcı öğrenilecek noktalar üzerine notlar, gözden geçirme notları ve sorular
Sözlük ve içindekiler
Motosiklet sürücüleri, otomobil sürücülerine göre ortalama olarak 35 kat daha fazla ciddi yaralanma riski altındadır. Güvenli sürüş bilgiler her motosiklet sever için okunması şart ve Motorcycle Roadcraft “Motosiklet Yol Sanatı” size sürüş standartlarınızı iyileştirmenizde yardımcı olacak ilk Türkçe kaynaktır.
One More Mile Riders Association (OMM) İstanbul tarafından yayımlanmıştır. Bu çalışmanın satışından kaynaklanan gelirler OMM’nin Türkiye’deki motosiklet bilincini artırmaya yönelik çalışmalarında kullanılmaktadır.
Tam Hâkimiyet
Tam Hâkimiyet, diğer yüksek performans sürüş kitaplarının ancak vaat edebileceklerini gerçekleştiriyor: Bu sayfalarda anlatılan çalışmalar yapmak, her motorun üzerindeki hâkimiyetinizi arttıracaktır. Ulusal Şampiyon Lee Parks’ın genel kabul gören İleri Sürüş Kliniğini’nin (Advanced Rider Clinic) kanıtlanmış tekniklerine dayanan bu kitap, motorunuzun hâkimi olmanın en hızlı ve güvenli yolu.
Parks, açık ve anlaşılır üslubuyla, üst seviye yarışçılar tarafından kullanılan teknikleri açıklığa kavuşturuyor ve motorunuz ne tip olursa olsun, bunları yüksek performanslı yol sürüşüne nasıl uygulayacağınızı gösteriyor. Yeni sürüş becerileri öğrenmenin önündeki en büyük engel olan korkunun zihinsel dinamiklerini ilk defa Parks açıklıyor.
Tam Hakimiyet, sürüş becerilerini, ufak, kolay öğrenilen modüllere ayıran ve adım adım ilerleyen formatıyla şimdiye kadar geliştirilmiş en etkili sürüş yardımcısı.
Tam Hâkimiyet; gereksiz riskleri almadan sürüşleri en kısa zamanda bir sonraki seviyeye taşımak isteyen tüm yarış, spor, tur ve gezi tipi motor kullanan sürücülerin olmazsa olmaz kitabıdır.
OMM sürücüleri tarafından Türkçeye çevrilen kitapları satın almak istiyorsanız; İstanbul için Sabri Oran, İzmir için Alp Altan Ugur, Ankara için Mehmet Öğüt, Bursa için Can Ceylan, ile irtibat kurabilirsiniz..
Motosiklet eğitimi için kitabı okumak güzel ama unutmayın: Önemli olan “sakınarak sürüşü” (sistemli sürüş dedikleri şey) yola aktarmanız. Bunun için de size Ödev İle Sürmek yazımızı öneriyoruz.
Bu camiaya ilk dâhil olduğumda fark ettim ki bu işte “iyi” olanlar için: “İyi kullanır” denir. Oysa kullanmak binmek ve sürmek farklı kavramlardır. Doğrusunu ve farklarını öğrenelim:
Araçları ise kullanmıyor, “sürüyoruz”. İşte hep söylenir ya: “Efendim bu bir kültür meselesidir, eğitim şart… “, doğrudur, bu işin ekin (kültürün Türkçesi) tarafı bize kullanmayı değil, sürmeyi getirir.
Kullanmakla sürmek arasındaki fark bu aşamada bize yardımcı olacaktır:
Kullanmak alet ve biz arasındadır, sürmek ise çevresel unsurlarla bütünlük içerisinde olmayı gerektirir. Yani işin içine yönetmeyi katar.
Sürmek, bir anlamda çobanın sürüyü gütmesine benziyor.
Komut vererek yönetmek, alt görevleri gerçekleştirmek gibi işlemlerin bütünü gerekli motorlu bir aracı sürebiliyor olmak için. İşte ülkemizde bizim ihmal ettiğimiz de bu tarafı işin. Bu ayrımı yaptığım anda iyi kullanmanın iyi sürmek olmadığını fark ettim. Hatta “iyi kullananların” neden Yol Sanatı bileşkesini (sistem) beceremediklerini de anladım.
Güvenli ve iyi sürmek; yolu, trafiği (yani akışkanlığın öngörülemezliği ile), motosikleti ve duyguları (yani kendimizi) yönetmemizi gerektirir.
Kullanmak binmek ve sürmek arasındaki fark; tam da burada birbirinden ayrı düşer. Sadece kullanmak yetmediği, dinamik şekilde diğerleriyle uyum içinde olmak zorunluluğu yüzünden, araçtan fazlasını yönetmek gerekiyor.
Yukarıdaki kavramlar ve ayrımları ışığında sanırım hedef biraz daha netleşmiş duruma geliyor. Yapmak istediğimiz sadece teknik becerilerimizi yeterli hale getirmek değil. Sadece motosikleti yönlendirmek, hakim olmak artık bize yetmiyor. Motosiklet – yol ve biz üçlüsünden fazlası olarak çevremizi ve tüm unsurlarını da dikkate almak ve yönetmek durumundayız artık. Yani sürmeliyiz, sürmeyi öğrenmeliyiz.
Motosiklet sistem eğitim; bu kelimeleri illa ki duymuşsunuzdur. Bu yazıda eğitimin yarattığı farkları ve Sistem dediğimiz şeyin ne olduğunu bulacaksınız. Haydi başlayalım:
Eğitimlerde yaşı ilerlemiş fakat motosiklete yeni başlamış bir sürücü vardır genelde. Son derece uyumlu kişiler olurlar. Ve yine genelde, istemelerine ve eğitmenlerin çabalarına rağmen eğitim başarılı olmaz… Bu tür sürücüler, büyük ihtimalle motosiklet gözlemli sürüş bölümünü zaman kaybı olarak görüyorlardır.
Peki neden?
Kendi hızında süren kişiler, yanlışlarını söylediğinizde düzeltmeye çalışmak yerine şunu söylerler:
”Benim için iyi sürmek, yavaş sürmek demektir. Ben yıllardır motosiklet üzerindeyim ve bana yetiyor. Güvenli sürmek de aynı şekilde yavaş olmaktır. Sistemi anladım, çok şey de öğrendim ama neden daha hızlı gideyim ki?Bir de şu var: Benim sürdüğüm hızlarda gözlem, pozisyon, vites, hız ve hızlanma gibi şeylerle uğraşmaya gerek yok?”
“Keyfim yerindeyse neden zorlayayım ki?” sorusu doğru gelebilir. Neden ek risk alalım ki?
Şurası gerçek ki motosiklet yavaşken de hızlıyken de keyif verir. Tecrübeye de saygım var. Fakat şunu da kabul etmelisiniz: motosiklet kazaları yavaş süratlerde de olur…
Kimse eğitim aldığınız için daha hızlı olun demiyor. Fakat bakış ayırıp doğru hızda sürmek, motosikleti akarcasına sürmek bu işin doğru ve güvenli usulüdür. Eğitimdekileri yola aktarmadan, bildiklerinizi yapmadan ne iyi, ne dpğru hızda, ne de keyifli sürüş yapamazsınız.
Motosiklet sürüş eğitimi ne demek?
Eğitim her şeyi doğru algılamak ve ona göre sürmek demektir. Bu her şeyden önce doğru hızda, doğru yerde olmak anlamına geliyor. Bu “yavaş” sanırken tehlikeye koşmanızı engeller. Bu, “Orayı rahat dönerim.” derken virajdan çıkmanızı engeller. Mesele daha hızlı gitmek değildir. Mesele, eğitimde söylenenleri yaparken daha doğru hızda ve daha önemlisi daha güvenli olacağınız gerçeğidir.
Bu tür sürücüler, bir şeyi daha ihmal ederler: trafikte oldukları gerçeği.Motosiklet sistem eğitim ama uygulama? unutmamalı ki eğitim: kalıcı davranış değişikliğidir. Öğrenmiş olabilirsiniz ama yola aktarmıyorsanız eğitilmiş olmazsınız.
Trafik diğer araçlarla birlikte uyum içindeki akıştır. Herkesten yavaş kaldığınızda daha güvenli gitmiyor, aksine kendiniz dahil herkes için tehlike yaratıyorsunuz. Eğer kendinizi trafikte sıklıkla bu durumda buluyorsanız, şunu bilin: sizin keyfiniz herkesin güvenliğinden kıymetli değil…
Bu sebeple duyabileceğiniz: “Sadece gezinmek benim için yeterli.” ya da “Bu sürat bana yetiyor.” açıklamalarını ciddiye almıyoruz.
Bunun tam zıddı da aynı şekildedir: “Ne kadar hızlı gidebildiğimi göstermek istiyorum.” veya “Ben heyecan için (adrenalin) sürüyorum.” diyenler de eğitimi aynı şekilde ihlal ediyorlar. Doğru süratte değiller.
Sonuç itibarıyla her iki sürüş stili de sorumsuzluktur ve tehlikelidir.
Yanlışta ısrar etmeyin
“Yanlışlar anında cezalandırılmadığı, kaza olmadığı için sizi yanıltmamalı. Tekrarlarsanız yanlışlar huyunuz ve “normaliniz” haline gelir. Bu ise her sürüşte kaza yapma riski taşımak demektir.
Düz bir çizgide, trafiğin yoğun olmadığı yollarda sürmek mümkündür tabii ki. Bu şekilde belki de bir ömür kaza yapmadan sürüş yapmak tabii ki mümkündür. İdeal şartlar varken her sürücü ileri seviyede olduğunu düşünebilir. Fakat eğitimin bize öğrettiği iki şey var:
İleri bakarak mevcudu değil gelecekteki olası tehlikeleri yakalamak
Şunu unutmayın: motosiklet üzerindeyken işler çok hızlı şekilde kötüye gidebilir. Önceden görürseniz birkaç saniye önce (ki bir ömür kadar zaman yaratır), hazırsanız ve neyi-nasıl yapacağınızı biliyorsanız tehlikeden önce kurtulursunuz.
Aklınıza hemen sert fren ya da panik fren geliyor olabilir. Ama Sistem bize diyor ki önceden görürsen az fren ya da tam tersi gaz açarak tehlike bölgesinden kurtulabilirsin. Tehlikeli bölgeyi bir daire olarak düşünürseniz az fren -hatta çoğu zaman gaz kesmek bile yeterli olur- ya da az gazla dairenin dışına çıkar kurtulursunuz.
Bütün mesele dairenin içinde tehlikeyle aynı zamanda bulunmamaktır. Tehlikeyi gaz kapayarak önünüzden geçecek, gaz açarak arkanızda kalacak şekilde sürüş yapmak eğitimin asıl amacıdır.
Bu cümledeki “İyi Eğitim”i iki bölüme ayırabiliriz:
Zaman Yönetimi ve
Yol Tutma Yönetimi.
Bu bölümler altında ise zihinsel ve fiziksel açıdan “alet çantamızı” zenginleştirmek vardır.
Bu arada arkadaşımızın sorduğu soruya dönelim “Niçin bir sürüş sistemine ihtiyaç var? Niçin Zaman Yönetimi ve Yol Tutma Yönetimi üzerinde vakit kaybediyoruz?”
Sürüşümüzün keyifli olması kadar (Güvenli)Emniyetli, Akıcı ve Sistematik olması önemlidir. Bu üç başlık güvenli bir sürüşün şartlarıdır.
(Güvenli)Emniyetli: Her durumda emniyet birinci önceliği taşımalıdır. Tecrübeli sürücü yoldaki tehlikelerin farkında olandır. “Bugün bana ne zarar verebilir?” sorusunu sürekli sormalıyız.
Bunu üçe ayırabiliriz:
Yol şartları; viraj, kavşak, geçit, rampa, iniş gibi.
Yolun diğer kullanıcıları ve kullanış şekilleri.
Yolu durumu; yağmur, sis, buzlanma veya yol yüzeyi gibi.
Türkiye’de bunlara ilave olarak eksik yol işaretleri, çeşitli hayvanlar, sürücülerin eğitimsizliği, ve kötü yol yapımı/bakımı gibi faktörleri de ilave etmek lazımdır. Tüm bu risklere ve problemlere bir de kendi cehaletimiz ve küstahlığımızı eklemenin hiçbir manası yoktur. Bunlar bizim kontrolümüz dahilinde olmalıdır.
Akıcı: Eğer arkanızdaki yolcu sık sık kaskı ile sizinkine çarpıyorsa, eğitime ihtiyacınız var demektir. Eğer fren balatalarınız ve lastikleriniz çabuk aşınıyorsa, sürüş stilinizi değiştirmeniz lazım demektir. Çok sık kaza riski ile karşılaşıyorsanız, akıcı değilsiniz demektir. Akıcı sürücü, her zaman sürekli plan yapan, önündeki her fırsatı iyi bir hızda yol almak için kullanan sürücüdür. Aynen sudaki bir balık gibi. Gerçek keyif için planlama şarttır
Sistematik: Motosiklet sürerken genellikle beklenilmeyen şeylerin olduğu bir ortamdayız, bilhassa Türkiye’de. Her şey, çeşitli açılardan, köşelerden ve çok çabuk olabiliyor. Bu yüzden, uygulandığında motosikletin yol tutmasını garantileyen bir sisteme ihtiyacımız vardır. Sistem öğrenilip uygulandığında ve otomatik hale geldiğinde bizim savunmamız olur. İşte o zaman zihnimizi, problemle karşılaştığımızda onu çözmeye ayırabiliriz.
Toparlamak gerekirse: motosiklet sistem eğitim demek sistemli sürüşü yola uygulamak demektir. Sistemli sürüşler.
Öğrenmek istediğimiz işte budur; yavaş ve kararsız değil, akıcı ve (güvenli) emniyetli bir şekilde ve bir sistem dahilinde sürmek.
Kaynak: Maalesef bunu yayınlayan kişi kaynak belirtmediği için ben de kaynak veremiyorum. Fakat ARA eğitimi dedikleri şey ART Moto Akademi yazısı olduğunu düşündürüyor.
Motosikleti sürüşünün dinamiklerine daha erken hakim olmak için arazide motosiklet sürün. Asfalt becerilerini geliştirmek, daha iyi sürmek için arazi sürüşü çok iyi bir öğretmendir. Arazide sürmek motosiklet dinamiklerini daha iyi öğretir, sizi asfalt üzerinde daha güvenli kılar.
”Birçok sürücü asfalt dışında motor kullanmaz. Çamur ve çakılda sürmek motorun ne yapacağını sıklıkla da ne yapamadığını öğrenmenin en iyi yoludur. Arka tekerde çekiş (traksiyon) kaybı gibi sizi şaşırtacak şeyler ile karşılaştırır sizi.
Asfalt yolda kullanıyorsanız bunu öğrenemez hatta yaşamak istemezsiniz; bunu ancak off-road’da öğrenirsiniz.
Simon Pavey, Dakar yarışçısı ve arazi sürüşü (off-road) eğiticisi. ”
Arazi sürüşü şart mı?
Zorunlu değil 🙂 ama motosikletin tepkilerini öğrenmek, yüksek açılarda ve kaymalarda sakinliği korumak, bedeninizi motosikletle bütünleştirmek için asfalttan daha hızlı bir yol olduğu kesin. Tabii ki arazi sürüşünü kendi başınıza değil, tecrübeli bir sürücüyle öğrenmek şart.
Önerilen yazı
Tabiidir ki acemi iseniz motosiklet ile arazi sürüşünü de bilmiyorsunuzdur 🙂 Daha iyi sürmek için arazi sürüşü yapın diyorum ya, konuyla ilgili bir başka site içi yazının bağlantısını koydum, faydalı olması umuduyla.
Motosiklet devir aralığı dediğimiz, içinde kalmamız gereken devir bandını ifade eder. Burası doğru, güvenli bölgedir çünkü bu bölgede moto “diri” haldedir ve güç hazırdır.
Bir çoğumuz vitesi elimizden geldiğince çabuk değiştirmeye özen gösteririz. Oysa bu yanlıştır. İlk başlarda, özellikle sıfır ile elli km/s aralığında kullanırken motoru, motorun devrini mümkün olduğunca düşük tutmaya çalışıyordum. Yani vitesleri mümkün olduğunca çabuk değiştiriyordum diyelim buna.
Daha sonraları Bora ile sohbet ederken bana şöyle söyledi:
“Düşük devir çok da iyi bir şey değil.
Motoru öyle bir viteste kullanmalısın ki gazı kestiğinde motor burun düşürüp, kompresyona (sıkıştırma gücü ile fren) düşüp hız kesmeye başlamalı.
Böylelikle sadece gaz verip keserek trafiğin akışına uyabilir ve mesafeleri ayarlayabilirsin ( tabii ki bunu önünüze değil, ileriye bakıp trafiği izleyerek başarabilirsiniz).”
Bora Tanık
Motosiklet Devir Aralığı Nasıl Hesaplanır?
Sizlere kısaca şöyle söyleyebiliriz:
Motorunuzun çevirebildiği devre bakın ve bunu ikiye bölün, bulduğunuz rakam verimli bölgenin alt sınırıdır. Hangi viteste olursanız olun, ideal seyir devriniz kabaca bu alt sınırın üzerinde olmalıdır. Motorunuzu o devirlerde tutmaya çalışın. Alttaki fotoğrafta da görebilirsiniz.
Fark edeceksiniz ki, yüksek devirlerde motor kullanmak yakıt tüketiminizi arttırsa da daha akıcı ve daha kontrollü bir sürüşe imkan tanıyacağı için gazla daha az oynayacak ve tüketiminizi düşüreceksiniz.
Ayrıca işte burası diye de işaretlemişler (yeşil ile gösterilen devir bandı), kendi yaptıkları motoru bilmiyor olamazlar değil mi?
Kapalı Alan Eğitimi idealde, teorik bilgiden sonra motosikletin üzerine ilk çıktığınız yer olmalıdır. Kapalı Alan Eğitimi üç adımlı eğitim sisteminin ikinci adımıdır. Üç ayağın, üç aşamanın mantığı şudur:
Teorik Eğitim Sunum şeklinde verilen eğitimle bilgiyi kazanırız. Sistemli sürmek için gerekli bilgi seviyesine gelmeyi amaçlar. Örnek, Fren Tekniği olsun. Zihnimizde nasıl fren yapacağımızı biliyoruz ama elimiz ve beynimiz doğru uygulamaya henüz hazır değil. Hiç denemediğimiz için bildiğimizi yola aktaramayacağız.
Kapalı Alan Eğitimi Bilgiye sahibiz, şimdide trafiğe kapalı alanda bilgilerimizi beceri haline getireceğiz.
Gözlemli Yol Sürüşü Teorik Eğitim ile bilgiyi aldık, Kapalı Alan Eğitimi ile gerekli becerileri edindik. Şimdi sırada yol şartlarında öğrendiklerimizin ne kadarını yola aktarabiliyoruz, onu ölçecekler.
Ülkemizde ve de dünyada en yaygın motosiklet eğitim sistemi olan OMM Derneği Yol Sanatı Sürüş Sistemi* işte yukarıdaki üç ayağa oturur. Aslında temel eğitimdir ama ülkemizde ancak ileri sürüş eğitiminde görürüz ne yazık ki. Bu sebeple eğer hiç kapalı alan çalışması yapmadıysanız yavaş sürüş, bakış ayırma ve özellikle frenleme konuları bir eğitmen ya da bu teknikleri bilen birisi ile çalışınız.
İlave: Kapalı alan çalışmaları -ideal şartlarda- motosikletinizi değiştirdiğinizde de tekrarlanmalıdır. Değişen motosiklet, değişen fren, gaz tepkileri de demektir. Henüz yabancısı olduğunuz bir motosiklet ile yol şartlarında risk almamak için önce kapalı alan yapmak bunun için önemlidir.
Metinde bulunan altı çizili ve yeşil renkteki kelimeler, ilgili yazılara bağlantı vermektedir.
Teorik Eğitimde aldığınız sistemi (Yol Sanatı Sistemini), yola aktarabilmek için gerekli uygulama bilgilerini kazanmanızı sağlar. Bunlar daha çok, yapmaya dayalı çalışmalardır.
İlk başta motosiklete yaklaşmayla başlayarak görsel kontrol, motosikletle birlikte yürüme gibi noktalar çözülür. Doğru oturuş (postür), ilk hareket (kalkış) devam edilir ve bakış ayırma, frenleme, yavaş sürüş ve manevra, kaçış manevrası (swerving) gibi daha ileri-zor teknikler ve uygulamalar gerçekleştirilir.
Teori Eğitiminde sistemi “bilgi şeklinde” aldınız. Kapalı alan eğitiminde sistemin* istediklerini yapabilmek için fiziksel gereklilikleri uygulayarak öğrenirsiniz (yani pratik meselesini çözdünüz). Teori ve pratik yeterliliği sağladığınız için Gözlemli Yol Sürüşüne hazırsınız *OMM’nin Yol Sanatı Sürüş Sistemi **Sistemi ne kadar uygulayabildiğinizi ölçme aşaması.
Mutlaka. Kapalı Alan Eğitimini başarıyla tamamlayamayan kişinin yola çıkması tehlikelidir.
İdeal şartlarda her motosiklet değişiminde tekrarlanması gereklidir. Sebebi yeni motosikletin aynı komutlarımıza farklı tepkiler verecek olmasıdır. Ayrıca, belirli aralıklarla sert frenleme, kaçış manevrası, gidon tam kıvrık kalkış, sekiz çizme gibi tekniklerin tekrarlanması ve çalışılması, güvenliğiniz için çok faydalı olacaktır.