Arora Special Alfa 100 Scooter

ARORA-scooter-100-SPECIAL-ALFA-kapak-gorseli

Arora 100 scooter dükkan için tercihimiz oldu ve geçen hafta bin bakımını yaptırdım. İzlenimlerimi yazsam iyi olur dedim ve yazıyorum; buyurunuz.

Fiyat

İlk önce şunu söyleyeyim, biz aldık, bir hafta sonra zam geldi ve bu aralar düz hesap on beş bin lira fiyatı (çanta ve koruma demiri hariç). Kredi kartına dokuz taksit (hatta bonus kart ise artı iki taksit var). Bu arada ilginçtir, arora.com.tr sitesinde fiyat bilgisi yok.

Şehir içi için hesaplı seçenek

Arora.com.tr sitesindeki sayfasında Arora 100 şöyle tanıtılmış:

Modern şehir tasarımı

Konforlu ve ideal yükseklikteki selesi, zarif kıvrımlarıile şık bir tasarıma sahiptir aynı zamanda Yüksek yakıt tasarrufu sağlamaktadır.

Hemen söyleyeyim, bu ifade doğru. Şehirli bir kaç-kaç (scooter) Arora Specia Alfa 100. Şunu hemen ilave edeyim: Alfa 100, şehir içi için uygun. Atlayıp bir yerlere gitmek ve dönmek için ideal. Buna karşın çevre yolları, ana yollar, bölünmüş yollar gibi trafiğin yüksek hızla aktığı trafik için yavaş kalıyor. Bunun sebebi azami sürati. Yüzlük bir motosiklet için normal sayılacak sınır hızı var: 90-95 kilometre civarında. Bu hız şehir içi için yeterli ama trafik yüz kilometre civarında akıyorsa Arora 100 scooter yavaş kalıyor. Bu da demek oluyor ki herkes devamlı sizi geçiyor ve bu sürüş güvenliği için iyi değil.

ARORA-scooter-100-SPECIAL-ALFA-tanitim-gorseli

Görünüş ve tasarım

Görünüşü klasik skutır (scooter). Gerçi güzellik göreceli kavram olsa da, tasarımı klasikleşen çizgilere sahip olduğundan şık diyebilirim. Bu arada ilginç bir bilgi: Honda Spacy Alpha 100 ile aynı görünüyor 🙂 Esinlenmenin ötesinde diyebilirim hatta.

Depolama alanı-hacmi

Bagaj alanı yetersiz, neden? Sele altındaki alana kask sığmıyor. Bir kaç-kaç için bu dezavantaj. İndiğiniz zaman kaskı kilitli alana koymak büyük avantaj çünkü. Bu bir noktaya kadar af edilebilir çünkü scooter alıp, hele iş için kullanıp çanta takmayacak olan yoktur herhalde.

Kalite: parça, malzeme ve sürüş

Arora 100 scooter ülke dışından parça halinde gelip burada monte ediliyor. Daha önce de duymuştum: “Arora en iyi montaj kalitesine sahip markalardan birisi.” denmişti. Buna ben de katılıyorum, montaj başarılı yapılmış. Bin km. sonrasında oynayan, ses yapan zırıldayan, gevşeyen, ses yapan parça yok. Bize mi denk geldi, hepsi böyle midir bilmiyorum ama koruma demirini çok kolay taktık. Bu iş biraz netamelidir, koruma demiri genelde -büyük Japon markalarında bile- şak diye oturmaz. Ama böyle olmadı, biz çok kolayca taktık koruma demirini. Bu tüm parçaların birbirine mükemmele yakın monte edildiğinin göstergesidir ve önemli bir başarıdır.

Bunun haricinde kontrol gruplarında da (sol ve sağ kütükler) her şey şakır şakır çalışıyor. Takıma, açılmama gibi sorunlar yok. Çok sağlam yağmur yediğim bir sürüş sonrasında da anahtarlar, düğmeler hiç sorun çıkarmadı. Kütükler de sıkı sıkıya takılmış bu arada, hiç boşluk ya da hareket yok.

Paneller (grenaj) montajı da başarılı. Parçalar sağlam şekilde tutturulmuş ve boyaları da fabrikaya yaraşır şekilde. Biz gök mavi renkte aldık. Beyaz ve kırmızı renk seçenekleri de var.

Ucuz, sorunsuz ve
güvenli bir scooter
istiyorsanız
Alpha 100 doğru tercih
olacaktır.

Güç

İyi. Serilik açısından sorun yok. Işık yeşil olur olmaz -hem de tam gaz açmadan- diğer arabaların önüne atılıyor ve öne çıkıyorsunuz. Yokuş yukarı çıkarken de güç sorunu yaşatmıyor Arora 100. İki kişi kullanmadım ama çantasını ve sele altını tepeleme doldurunca da yavaşlık hissetmedim.

Lastikler

Kış için iyi bir kış lastiği taktıracağım tamam ama üzerinde gelen lastikler iyi. Hep gidip-geldiğim bir yol var ve bir kısmında her seferinde ıslaklık var. Üstelik ıslak alanın hemen sonrasında da metal kapaklar üzerinden geçiyorum. İşte bu olumsuz şartlarda bile kayma, bırakma yapmadığına göre lastikler iyi demek mümkün.

Tabii ki lastik tutuşu için iki konu öneml. Birincisi gaz ve fren kontrolü (yazısı burada), ikincisi de lastik basıncı (yazısı burada). Bu iki unsur doğru, olması gerektiği gibi ise lastiklerden tam performanslarını çıkarabilirsiniz ancak.

Teknik özellikler

SİLİNDİR HACMİ

MOTOR GÜCÜ

MOTOR

ŞANZIMAN

YAKIT TİPİ

97 cc.

5.7 beygir @7500 d/dk.

Tek Silindir 4 Zamanlı

Otomatik

Benzin

SOĞUTMA

ÖN LASTİK

ARKA LASTİK

ÖN FREN

ARKA FREN

Hava Soğutma

90/90-12

3.50-10

Disk

Kampana

UZUNLUK

GENİŞLİK

YÜKSEKLİK

DİNGİL MESAFESİ

1810 mm.

690 mm.

1153 mm.

1240 mm.

AĞIRLIK

MAKS. AĞIRLIK

MULTİMEDYA

ATEŞLEME

97 kg.

247 kg.

USB

CDI

ÇALIŞTIRMA

FREN SİSTEMİ

YAKIT SİSTEMİ

Düğmeden Ateşleme

Kombine

4.5 L

Frenler

ARORA-scooter-100-SPECIAL-ALFA-on-tekerlek-kombine-fren

GÜVENLİ FREN SİSTEMİ

“Nasıl yahu?” dedirten bir huyu var Arora 100’ün: kombine fren. Bu sınıfta bir skutırdan beklemeyeceğimiz bir teknik özellik ama hayat kurtaran özellik desek yeridir. Hem dengeli fren yapmayı, hem de sadece arka fren yapmanın getirdiği zararları azaltır (ortadan kaldırmaz).

“Special Alfa Fren sistemi tek fren kullansanız dahi iki tekerleğe basınç uygulayarak güvenli bir şekilde durmanızı sağlamaktadır.” şeklinde geçiyor resm iweb sitelerinde.

Frenler dozajlı ve güzel. Kilitlenme kolay kolay olmuyor (eğer doğru fren tekniğini biliyorsanız). Frenler beklediğimden iyi, onu söyleyeyim.

ARORA-scooter-100-SPECIAL-ALFA-onden-gorunum

Farlar

Şaşırtıcı derecede iyi aydınlatması var. Bir kez daha beklemediğim kadar iyi far takmışlar Arora 100’e.

Hem uzun hem de kısa far yeterincenin üzerinde mesafeyi pırıl pırıl yapıyor.

USB şarj çıkışı

USB girişi sadece şarj için. Medya özelliği tabii ki yok.

Peki ben bunu telefona bağladım da, telefonu nereye koyacağım derseniz işte onun cevabı yok 🙂 Aslında USB’nin hemen altındaki depolama alanına telefon sığıyor ama bu defa da kablonun girecek yeri yok. Belki ufak bir delik ile hallolur.

Servis

Yerli markaların en büyük sorunu servisler. Ben şansıma İzmir Balçova’da hiç ummadığım kadar iyi bir servis buldum. Motorcu Serkan Penbe alta haritalar uygulamasında görebilirsiniz. Gitmeden önce telefonla randevu almayı ihmal etmeyiniz.

İlk bakım Motul yağla yüz elli lira tuttu. Frenlerin ayarlanması dahil özenle baktılar, gerekenlerin ötesinde tecrübe sürüşü ile de sorunlu bir ses, hal var mı kontrol ettiler. Kısacası içime sinerek tavsiye ediyorum.

Bu arada gider gitmez servis yapılamayacağını, yarım ila bir saat arasında bir süre motorun soğuması için beklemeniz gerektiğini unutmayınız, programınızı ona göre yapınız.

Konfor ve sürüş özellikleri

Arora 100 scooter sorunsuz, kolay ve rahat bir sürüşe sahip. Frenler iyi, yukarıda bahis etmiştim. Süspansiyon sistemi de ne sert ne yumuşak, iyi ayarlı; yol tutuş sorunu yok.

Sele son derece rahat. Genişliği iyi. Bu sınıf bir araçta çok önemli olmasa da sürücü bölümünün arkasında geriye kaymayı engelleyen bir açısı var. Artçı için de tutamak ve sele rahat.

Otomatik vites de aynı şekilde sorunsuz. İşini iyi yapan tam otomatik şanzuman gereksiz vites değişiklikleri yapmıyor; güzel. Ama gerektiği zaman da vites ufaltmayı ihmal etmiyor. Bu da teknolojik ve iyi ayarlamış bir vites kutusu olduğunu kanıtlıyor.

Fiyatına göre fazlasıyla eksiksiz. Frenlerden tutun da canlılığa, yol tutuştan tutun da farlarına kadar eksiği yok ve üst seviyede. Kombine fren büyük artı. Farlar çok iyi.

Sele altına kask sığmaması eksik tarafı. Bunun dışında eksiğini ben göremedim.

Normal şartlarda, zorlamadan 90-95. Zorlarsanız 105 belki ama daha fazlası değil. Şehir içini hedefleyen scooter için yeterli. Çevre yolları ve ana yollar için bu son sürat biraz hafif kalıyor. Bununla birlikte 100 cc. hacimden de daha fazlasını beklememek lazım tabii ki.

Ben taksitle aldım. on beş bin lira bandında mantıklı bir seçenek olarak görünüyor. Sele altına kask almaması haricinde de eksisi yok. Buna karşılık farları, frenleri, selesi, üretim kalitesi ve yol tutuşu ile büyük markalardan aşağı kalır yanı yok.

Ben aldım, size de tavsiye ederim.

3 sıra dışı motosiklet: Aermacchi Chimera 175 (2/3)

Aeromacchi Chimera mavi-sarı fuarda

Zamanının ötesinde ama satmayan motosiklet

Sıra dışı motosiklet Aermacchi ufak sayılarda üretilmiş ama tarzıyla tarihteki yerini almış bir model. Bugünkü yazımda: Aermacchi Chimera ile tanışıyoruz

20. YY’ın başları mühendislik açısından sanattaki Rönesans gibi canlı ve zengindi. Benzinli motor gelişti, piyasaya hakim oldu. Bu arada tasarımcılar da birbirinden değişik denemeler yaptılar.

Sıra dışı motosiklet Aermacchi, 1912 yılında kurulan İtalyan bir markaydı. Varese Gölü yakınlarındaki marka deniz uçakları üretiminde uzmanlaşmıştı. Ama İtalyan üretici birden patlayan motosiklet pazarına havacılık sanayiindeki deneyimleriyle farklı özelliklerle girdi motosiklet üretimine.

İkinci Dünya Savaşı sonrasında daralan ekonomi ulaşımda motosikletleri öne çıkarınca Aermacchi motosiklet üretimine geçmişti evet ama işler iyi gitmedi. 60’larda Harley-Davidson firmanın motorlu araç bölümünün %50’sini almış. Yine de dara düşen Aermacchi 74’de tamamen Harley’e satılmış. 1978 yılına gelindiğinde yine İtalyan üretici Cagiva devir almış firmayı.

giphy.gif

Aermacchi Chimera 175 modeli 1956’da piyasaya sürülmüş. Havacılık birikimin etkisini görebiliyoruz gövde tasarımında. Malzemeler de alaşım ağırlıklı zaten Aermacchi “hava makineleri” anlamına geliyor.

Motor tekniği de uçak motoruna benzer. 172 cc. hacme sahip motor hava soğutmalı. Yatay duran üstten tek egzantrikli motor 6500 devirde 13 beygir üretiyor. Saatte 110 kilometreye çıkan Chimera o zamanların performansı yüksek motosikletlerinden birisiydi.

Dört vitesli, çok plakalı debriyaja sahip Chimera hafifliği ile çevik bir modeldi.

Her ne kadar güzelliklerini bayıla bayıla anlatsam da farklı olmak satış için yeter şart değil ne yazık ki. Aermacchi için de aynısı oldu: yeterince satmadı ve battı 🙂

1956 ve 1964 yılları arasında -ki dokuz sene ediyor- sadece 119 adet 175 cc. ve 177 adet de 250 cc.’lik model üretebilmişler… Tabii ki bu adetler yeterli olmamış ve Aermacchi tarihin tozlu sayfalarında unutulmuş bir mücevher olarak yerini almış.

Aradan geçen onca seneye rağmen Aermacchi Chimera hala güzel görünüyor. Görsel olarak farklı olmasının dışında çizgileri hala şık. Keşke bu çizgiler sahip motosikletleri günümüzde deg örebilsek…

Serinin birinci yazısı olan Megola’ya gitmek için buraya tıklayabilirsiniz.

0’dan 100’e 2.6 saniye: Energica RS elektrikli motosikletleri

energica elektrikli motosiklet RS 2021-kapak

RS paketi tüm modellere pist hızı getiriyor

Energica elektrik motorlu motosikletler üreten bir İtalyan markası. Bildiğiniz gibi elektrikli motosikletler hızları ve çeviklikleri ile ünlü. Şimdi elektrikli motosiklet piyasasının büyük oyuncularından Energica, pist deneyimlerini RS paket seçeneği ile tüm modellerine getiriyor.

Energica 2021’de piyasaya üç model sunuyor: 241 km. yapan yarış tipi Ego +, 201 km/s sürate çıkan sokak haylazı (street fighter) Eva Ribelle ve 201 km/s yapan retro model Eva EsseEsse9. Bunların her üçü de iddialı güçleri ile hızlı ve elektronik oyuncakları ile modern elektrikli motosikletler. Evet, elektrikliler benzinli ağabeylerinin karşısında beklenen patlamayı bir türlü yapamamış gibi görünebilirler. Ama Energica, COVID-19 salgının dünyayı durdurduğu 2021 yılında bile satışlarında patlama yaşadı.

Tabii ki bu büyüme tesadüf değil. Energica 2021’in sonunda yaklaşık % 60 daha fazla menzile sahip motosikletlerini piyasaya sürdü. Menzil, benzinli motosikletlerin en güçlü tarafı, hatta tutundukları son kale bana kalırsa. İşte Energica 2021 yılında bu sorunu bertaraf etti. Artık benzinli kadar uzun menzile sahip elektrikli motosiklet alabiliyorsunuz Energica’dan. Korona yüzünden tutuk başlayan yıl, yıl sonunda daha fazla beklemek istemeyen sürücülerin: “Eh! Yeter!” demesiyle yarıdan fazla büyüdü Energica için 🙂

RS paketi ile, Energica motosikletler, 0-100 km./saat sürate yalnızca 2,6 saniyede çıkabiliyor. Bu, gerçekten (çok) hızlı motosikletler demek. RS, Reparto Sportivo kelimelerinin kısaltması ve “Spor Bölümü” anlamına geliyor. Bunun sebebi RS paketinin, doğrudan Energica’nın Moto-E yarışlarındaki motosikletlerini hazırlayan bölümden geliyor olması. Kısacası RS paketi ile gerçek sportif performans elinizin altında.

“Harley-Davidson LiveWire 100’e 3 saniyede çıkıyor?” diyebilirsiniz ve haklısınız. Evet LiveWire da çok hızlı ama Energica’lar ondan da güçlü. Ve açıkça söylenmeli: 3 saniye ile 2.6 saniye arasında güç ve his olarak gerçekten çok ciddi bir fark var. Elektrik motorunun özelikle yarış motosikletleri için uygun olduğunu düşünecek olursak, RS paketli Energica’lar racing’ler için daha da ciddi alternatif haline geldiler.

Güzel görünüyorlar değil mi?

Energica RS serisinde hangi özellikler var?

Tüm RS kodlu modellerde:

  • RS amblemi ve Saklama Kiti (arka tabla ve streç iç kapak) var.
  • Hızlı Şarj teknolojisi, 4,3 inç TFT renkli ekran, Regina marka O-Ring Zinciri var.
  • Çekiş Kontrolü, Hız Sabitleyici ve Park Asistanı da standart RS özellikleri.
  • USB bağlantı noktası ise Eva Ribelle RS ve Eva EsseEsse9 + RS’de standart. Ama garip şekilde Ego + RS için isteğe bağlı. Teknolojik olmasıyla öne çıkan bir markada -tek model için olsa da- USB bağlantısını ekstra sunmak da bir garipmiş bu arada ama öyle.

Kısa ifadesiyle zaten iyi durumda olan özellikler, RS paketi ile daha da ileriye taşınmış. Energica sadece güç ve performans değil, eksiksiz bir paket ile daha da çekici modeller yaratmış.

Energica RS tanıtım videosu

Bu yazı Motosiklet Acemileri İçin, Püf Noktası kategorilerinde yazıldı. Kategorilerinin diğer yazılarını kategori isminin üzerine tıklayarak görebilirsiniz.

3 sıra dışı motosiklet: Megola (1/3)

Megola motosiklet siyah sağ çaprazdan görünüm

Ön tekerlekte rotary motorlu motosiklet!

Megola motosiklet kırmızı-sol çapraz görünüm

Motosikletler 100 yılı aşkın zaman boyunca birçok değişikliğe uğradı. Bu uzun süreçte, bazı motosikletler sıra dışı önerilerle geldiler ve unutuldular…

Bu sıra dışı modellerden birisi de Megola. Daha çok faytona benzeyen bu motosiklet, 1921-25 yılları arasında Münih’te üretildi. Tasarımcıları olan Meixner, Cockerell ve Landgraf görsel açıdan çok farklı bir model yapmışlar bu bir. Fakat esas mesele bir sonraki bölümün konusu.

Ön tekerlekte rotary motor

Motosikletten çok faytona benziyor değil mi?

Megola’nın görünümü kadar farklı tarafı, ön tekerleği içindeki dönel motoru (rotary), “rotari” olarak okunan bu motor türü, o zamanlar daha çok uçak motoru olarak kullanılıyordu. Mühendisler bu motoru tercih etmenin haricinde bir de ön tekerleğe yerleştirmeyi tercih etmişler. Megola’nın kasa ve gövdesi bu yüzden alışıldık motosiklet görünümünden farklı olabiliyor zaten. Motorun ön tarafta bulunması, gövdenin geri kalanında farklı bir yerleşim ve tasarım imkanı sağlamış.

Bu motor yapısı gereği zincir, şaft gibi aktarım organına ihtiyaç yok. Güç doğrudan tekerlekte! 640 cc.’lik beş silindirli, valfler (sübaplar) ise yan tarafta.

Motorun nasıl çalıştığı hakkında bir fikir vermek gerekirse şunu söyleyebilirim: pistonlar ön aksın etrafında tekerlekten kez daha hızlı dönüyorlar. Başka bir deyişle motor 6000 devir çevirirken tekerlek 1000 devir çeviriyor.

649 cc. hacmindeki motor 14 beygir civarında güç üretiyor. Bu size çok az gelmiş olabilir ama unutmayın ki yıl 1910’lar 🙂 Yine de motorun ön tekerleğe yerleşmiş olması başka faydalar da getiriyor: aşağıda bulunan ağırlık merkezi sayesinde hem kararlı hem de gidon tepkisi çok hızlı bir motosiklet yapısı bu.

Rotary motorlu motosiklet Megola, ama mühendislik açısından da çok başarılı bir tasarım. Motoru, doğrudan lastiğin üzerindeyken tamir edebiliyorsunuz. Lastiği çıkarmaya gerek yok çünkü motor yerleştirilirken hesabı-kitabı ona göre yapılmış. Hatta silindirleri söküp takma işi de buna dahil 🙂 Lastik patlama durumunu da düşünmüşler. Çok ayrıntılı konuşmaya gerek yok ama bunu da özel bir iç lastikle çözmüşler, lastiği sökmeden iç lastiği değiştirmek de mümkün. Hoş o zamanlarda bütün lastiiklerde iç lastik vardı.

Vites ve debriyaj? Yok

Rotary motorlu motosiklet Megola, motoru doğrudan lastiğe bağlı olduğu için güç kaybı açısından çok avantajlı. Bu sebeple Megola’nın vitesi ve debriyajı yok. Çalıştırmak için birisinin ön tekerleği döndürmesi gerekliydi (elini kirletmeden olmuyordu yani) yada vurdurarak başlatılıyordu.

Yakıt konusu da ilginç. Yakıt öncelikle şasinin içinde depolanıyor. Miktarı arttırmak için ufak bir ek hazne de sağ sönümleme (süspansiyon) üzerinde.

Performans konusunu açmak gerekirse azami hız 85 km./saat. Siz az gelmiş olabilir ama bu hız, 1924 Almanya Şampiyonasını kazanmak için yeterli olmuştu. Daha sonra, daha da geliştirilen daha sportif modeller 140 km./saate kadar ulaştı.

Toplamda yaklaşık 2000 adet üretilmiş olsa da günümüzde hala çalışabilir durumda olan 10 kadar Megola var. Bu çok özel ve kıymetli motosiklet, o kadar değerli ki New York’daki Guggenheim Müzesi’nin “Motosiklet Sanatı” bölümünde ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor.

Megola videoları

Görüldü: 5 Not-So-Ordinary-Motorcycles: Megola | DriveMag Riders

Şehirli elektrikli TS Bravo: 400 km. menzil

Şehirli elektrikli TS Bravo kapak görseli

Elektrikli ama menzil sorunu olmayan motosiklet

Bu yazıda konumuz şehirli elektrikli TS Bravo ama önce buralara nereden geldik onu bir konuşalım istiyorum. İstiyorum çünkü Alrendo diğere herkesten farklı bir yolda yürümeye çalışıyor.

Lighting 218 gibi süper motosikletlere ya da RS Serisi Energica‘ları duymaya alışığız. Sebebi elektrikli motosikletlerin başlarda benzinli ağabeylerine göre yavaş kalmalarıydı. Başlarda hız eksikliğinin sebebi doğrudan güç, sorun da pil teknolojisi idi. Piller güçsüz, hem de fazlasıyla ağırdılar. Teknoloji ilerledi. Günümüzde elektrikli motosikletler 1000’lik spor motosikletler dahil olmak üzere performansın sahibi iddiasına ortaklar.

Bu sayfalarda da -eski alışkanlıktan olsa gerek- genelde performans odaklı elektrikli modelleri yazıyorum. Amma velakin Alrendo‘nun TS Bravo modeli günlük kullanım ve uzun menzil gibi temel ihtiyaçları hedefliyor. Açıkçası, Alrendo doğru pazarı seçmiş gibi. 1000’lik Racing’leri tokatlayan iddialı modelleri takip etsek de son sürat yerine uzun menzile, günlük kullanım rahatlığına oynamak daha ikna edici.

Menzil ne kadar?

Şehir içi sürüşleri demek olan 50 km. süratte inanılmaz bir rakam olan 419 km. menzili var TS Bravo’nun. Otoyol sürati olan 120 km/saat sürüşte ise menzil 150 kilometreye düşüyor. Evet, 120 yüksek bir hız değil ve alt tarafı 120 ile giderken menzilin bu kadar azalması hoş değil. Ama unutulmamalı ki Alrendo “pahalı olmama” önceliğine sahip. İşin güzel tarafı üzerinde bulunan 3.8 kW şarjör (doldurucu) standart 220V elektrik ile şarj yapıyor. Sıfır seviyesinden tam dolum için dört saate ihtiyaç duyan şarj yeteneği bir saatin biraz üzerinde %40 seviyesinde dolum yapabiliyor olsa gerek.

Ayrıntılı menzil bilgileri

  • Azami hız: 135 km./saat
  • @50 km/saat ile menzil: 419 km.
  • @80 km./saat ile menzil: 250 km.
  • @120 km./saat ile menzil: 150 km.

Otoyol menzili ilk bakışta az gibi gelse de, 80 ile 3 saat, 120 ile 1.5 saate yakın menzil demek. Demek ki bir buçuk saat sonra mola verirseniz yarım saatten biraz uzun sürede tekrar yola koyulmak mümkün.

TS Bravo 11 kW gücünde, sıvı soğutmalı bir motora sahip. 58 kW tepe gücüne sahip bu motor gerektiğinde gücünü gösterebiliyor. Bununla birlikte genel olarak sakin sürüşler için ayarlanmış.

Bu haliyle Alrendo, sektörün büyüklerinin rahatsız olup cevap vermeyeceği bir alanda sahaya çıkıyor. Üstelik bunu ciddi derecede daha uygun fiyata sunarak Energica rekabetinden de kaçmış oluyor. Akıllıca. Bu arada Alrendo’nun Türkiye’ye çok uygun olduğunu düşünüyorum. Günümüzde günlük motosiklet ihtiyacını çok büyük oranda scooter’lar karşılar hale geldi. “Fıtı-fıtı kullanım” için Türkçesi “kaç-kaç” dediğim scooter’lar tamam ama iş çevik, pratik ama büyük boyutlu ve ucuz modeller piyasası hala boş. Pulsar gibi motosikletlerin doldurduğu bu alan hala ucuz fakat biraz daha güçlü modelleri bekliyor.

Alrendo TS Bravo elektrikli motosiklet için hiç de iddialı olmayan 135 km/saat son sürate sahip. Başka bir deyişle hızlı bir motosiklet değil. Buna karşın benzinli otomobiller kadar büyük bir menzile ve 10,000 € civarında bir fiyat etiketine sahip. Bu rakam Energica modellerinin neredeyse yarı fiyatına.

TS Bravo Alrendo 2021 siyah sol yandan asfaltta

Alrendo’nun güç paketi (pili) 16.6 kWh. Bu büyüklük sektörün iddialı markaları Zero Motorcycles ve Harley-Davidson modellerinkinden az da olsa daha fazla. Bu arada 7 inç TFT ekran yine elektrikli motosiklet piyasasındaki modellerin çoğundan büyük ekran sunuyor.

TS Bravo Alrendo 2021 üç renk yan yana
The Alrendo TS Bravo koyu mavi, gri ve siyah renklerde satın alınabiliyor

Alıyor muyuz? Acele etmeyin

Buraya kadar övdüm de övdüm ama işin bir de: “Gerçek hayatta ne işimize yarayacak?” bölümü var 🙂

Alrendo büyük adetlerde satışı hem de Avrupa gibi zorlu bir pazarda ilk defa deneyecek. Üretimin Çin’de yapıldığı göz önüne alınırsa operasyon maliyetin altından kalkmak zor. Yine de Çin’li firmaların devletten aldıkları destekler ve nakit gücüyle avantajlı olduklarını unutmamak gerekir. Üstelik Çinliler daha önce de Benelli örneğinde gördüğümüz gibi başarılı olabiliyorlar. Her halükarda piyasa hızlı şekilde tepki verip Alrendo’nun Avrupa’daki geleceğini şekillendirecektir.

Alrendo biraz da giriş cazibesini arttırmak için olsa gerek, güzel bir başlangıç kampanyası yapmış. Tamamı geri alınabilir 300€ ön sipariş bedeli var. Geri kalan rakam için %65 ödeme yapıyorsunuz. En son olarak da teslimde kalan %35’i tamamlayıp motosikleti teslim alıyorsunuz. Normal şartarda bu ödeme planı ile Mayıs 2021 teslim olarak görülüyordu Avrupa için. Tabii ki korona sebebiyle son durumu bilemiyorum.

Alrendo ilk etapta Batı Avrupa ülkelerini hedefliyor. Bu sebeple Arnavutluk, Andora, Ermenistan, Azerbaycan, Beyaz Rusya, Bosna Hersek, Gürcistan, İzlanda, Kosova, Moldova, Karadağ, Kuzey Makedonya, Rusya, Sırbistan, Türkiye ve Ukrayna için satış ve teslimat yok. Avrupa operasyonu başarılı olursa ikinci etapta bizim de dahil olduğumuz Doğu Avrupa pazarı açılacak. Ve tabii ki devlet desteği yerine fazla fazla vergi yükü yüzünden yine yeni yeniden satın alamayacağız 🙂

Biz alamasak da görüldüğü üzere uygun fiyatlı, şehir içini hedefleyen elektrikli motosiklet pazarı kendi yerini açıyor ve yakın zamanda benzinlilere ciddi alternatif olarak öne çıkacak… Düşük maliyetli, işe gidip gelme odaklı elektrikli motosikletler, son zamanların yıldızı olacak, orası belli.

Bu yazı Motosiklet Acemileri İçin, Püf Noktası kategorilerinde yazıldı. Kategorilerinin diğer yazılarını kategori isminin üzerine tıklayarak görebilirsiniz.

Duble olsun: heykel kadar güzel motosiklet

Hazan Custom Motosiklet Atölyesi - BSA 500 kafa-far

Seyredecek kadar güzel custom makine

MAX HAZAN, inanılmaz derecede zarif, el yapımı makineler üretmesiyle tanınıyor. Modelleri motosiklet ve sanat arasındaki çizgi üzerinde geziniyor ve o kadar güzeller ki işlev mi-biçim mi tartışmasındaki fikrinizi değiştirebilir.

Hazan custom - KTM 950 SMR motosiklet sağ yandan görünüm

Hazan daha önce de güzellik ve kullanılabilirlik konularını başarıyla birleştirme işinde kendini kanıtlamıştı. Fabrika çıkışı gibi görünen ama custom, çarpıcı görünen ama kolay sürülen bir KTM 950 supermoto yapmışlardı. O model bir müşteri daha getirdi ve bir tane bir tane daha derken siparişleri çığ gibi büyüdü.

Hazan custom - KTM 950 SMR motosiklet elde giderken

Los Angeles, Amerika’da bulunan Hazan Atölyesi bana kalırsa sanat yapıyor. Bir alttaki fotoğraflarda neden böyle düşündüğümü görebilirsiniz. İnce çizgiler, güzel ama gerçekten güzel bir görünüm. Güzel derken motosiklet güzeli değil, resmen heykel güzelliği, sanatsal güzellikten bahis ediyorum. Örnek olarak da aşağıdaki üç resmi bırakıyorum:

İki motorlu custom?

Müşteri önce 950’yi almak istemiş. Satıldığını duyunca da benzer bir KTM yapmak üzere konuşurken, yaptığım Knucklehead sport’u görünce kararını vermiş: “İlk önce ‘çılgın’ bir motosiklet yap bana, daha sonra da rahat rahat sürebileceğim ikinci motosikleti yaparsın” demiş.

Nasıl bir motosiklet olacağı konuşulurken ikna olan müşteri: “Tamamen özgürsün, istediğin gibi yap.” diyerek bitirmiş toplantıyı. Birisi size güvenip seçimi size bırakınca Max’in ikiz motorlu, bisikletten ilham alan tarza karar vermesi biraz zaman almış. “Her seferinde hiç denenmemiş, eşsiz bir model yapmak isterim.” diye açıklıyor. “Bir şey üzerinde altı ay çalışacaksam, uğraşmaya değmeli, değil mi?”. Haklı olduğu ortada. Velocette muhteşem görünmekle kalmıyor, daha önce gördüğümüz hiçbir şeye de benzemiyor.

“Çift motor kullanma fikri, eBay’de MAC firmasının Velocette motorlarından birini bulduğumda aklımda geldi. Satan kişinin dükkanının da arka caddede olduğunu fark edince işler tabii ki hızlandı. Motor kasalarının şeklini gördüğümde, şimsek çaktı! İki motorun mükemmel şekilde birleşeceğini ve daha önce gördüğüm hiçbir şeye benzemeyeceğini o anda anladım.”

İki motorlu ama nasıl?

Savaş sonrasında üretilen MAC motoru, 349 cc. hacminde hava soğutmalı tek silindir bir makine. O zaman için iyi bir değer olan 130 km./saate ulaştığını eklemek gerek. Max, ikinci motoru İngiltere’den getirmiş. Yanına bir de Matchless (eski bir İngiliz üretici), yana takılan dört vitesli şanzıman da bulmuş.

Custom twin-engined Velocette by Max Hazan

Motorlar birbirinden bağımsız ama alüminyum kasnaklar üzerinde çalışan bir dizi kayışla birbirlerine bağlı haldeler. Zincir yerine kullanılan kayış çift taraflı, böylece bir Eaton marka TVS R410 süperşarjı tahrik ediyor; bir taşla iki kuş vurulmuş.

Motorlar aynı zamanda el yapımı iskeletin (şasi) yük çeken parçaları. Krom-çelik şasiyle bütünleşerek yükü bölüşüyorlar, böylece şasi daha sade olabiliyor ve ağırlık düşüyor.

Custom twin-engined Velocette by Max Hazan

Tekerlekler özel ilgiyi hak ediyor

Max tek amortisör kullanan ön süspansiyonu kendi yapmış. Krom-çelikten yaptığı ön taraf kendini ilk bakışta gösteriyor. Yine de ön tarafta gözün takıldığı yer: bisiklet tekerleği gibi görünen tasarım harikası ön tekerlek. Ön tekerlek hem mühendislik açısından son derecede farklı hem de heykel kadar güzel.

Max: “Her projemde yeni fikirler bulmak gibi bir huyum var evet,” diyor. “her birinde kendilerine ait bir icadım var ama bu alet baştan sona kendi yolunu açtı…” diyor ama tekerlek merkezindeki bağlantılardan jantlara, fren mekanizmasına kadar her ayrıntı çok güzel.

Custom twin-engined Velocette by Max Hazan

Bu jantları başka yerde göremeyeceksiniz

“Bisiklet usulü ön tekerlek, yıllardır yapmak istediğim bir şeydi” diyor, V şeklinde jant CNC frezede tek parça halinde yapamamak demek. Dolayısıyla zor iş ve arkadaşı Mark Atkinson dışında kimse bu zorlukla uğraşmak istememiş.

Mark jantları tornada, jant tellerinin gerginliğiyle sabitlediği, paslanmaz çelik dübellerle bir arada duran, birbirine kenetlenen iki adet alüminyum yarım ay şeklinde olarak işlemiş. Freni de tıpkı jant gibi, sıfırdan elle yapmış. Her iki tarafta üç mantar tampon bulunan geleneksel bir bisiklet V-fren tasarımı bu. Max, ne kadar güçlü oldukları sorusuna: “Yaklaşık olarak onda altı, klasik kampanalı frenle hemen hemen aynı.” cümlesiyle cevap veriyor.

Custom twin-engined Velocette by Max Hazan

Arka tekerlek de alüminyumdan özel üretim. Ön taraf kadar çılgın değil evet ama yine de birkaç numarası var. İlk bakışta fren görmüyorsunuz ancak dört inçlik paslanmaz çelik rotor ve fren kaliperi, arka dişlinin koruması içinde duruyor. Ve çok şık duruyor…

Ayrıca alışıldık biçimde aks veya tekerlek somunu da yok. Bunların yerine, -yine özel üretim- tekerleğin içinden geçen iki parçalı bir tasarım parçayla çözmüşler sabitleme işini. Zincir gerginliği için de icatda bulunmadan edememişler 🙂 Zincir gerginliğini bir kam mili (egzantrik) ile ayarlıyorsunuz. Yanda duran amortisör ise aslında Fox marka bir dağ bisikletinden alınma 🙂

Heykel kadar güzel motosiklet demiştim değil mi? Bunca çaba, bunca icat ama gerçekten de sanat eseri gibi görünüyor Velocette. Özel yapım motosiklet genelde performans için üretilir. Farklı olarak, Velocette heykel gibi, oturup izlemesi sürmekten daha zevkli.

Custom twin-engined Velocette by Max Hazan

Tamamen custom devam ediyoruz

Velocette’in tüm gövde parçaları da el yapımı tabii ki. Elde şekillendirmiş alüminyum, asgari boya kullanımı ve sele yerine on iki kat deri tabakası ile her şeyi sıra dışı.

Hatları da öyle, kuyruk kısmı ve hemen altındaki kıvrımlı egzoz borusu tarafından belirlenen görünüm çok çok başarılı. Depodaki iki kapaktan birisi yağ için. Max, oraya yağ haznesini gizlemiş.

Bunlarla da bitmiyor gariplikler. Hazan Velocette’de yakıt pompası yok. Yakıt haznesi süperşarjın (aşırı yükleme/doldurma) basıncıyla sıkıştırılıyor. Karbüratörler bu basınçla doluyor ve yakıt pompasına gerek kalmıyor! Evet çok sıra dışı bir sistem ama çalışması yine de normal motor gibi. Yuh! Bu kadar da mucit olunmaz ki! 🙂

Hazan - Velocette yolda sağ ön çaprazdan

Max’in Velocette’i bir motosikletten çok bisiklet gibi hatta neredeyse bisiklet kadar dar. Yaklaşık üç metre uzunluğunda olmasına rağmen, sürüşü motorlu bisiklet gibi hissettiriyormuş.

Peki ya güç?

“Büyük bir gücü yok, tahmini bir rakam vermek gerekirse 50 beygir civarında olsa gerek. 70 yaşındaki iki 350 cc. motor için normal diyelim.

Ama yarım saat sürüşten sonra belinize ağrı giriyor.”

Mesele biraz da bu. Süspansiyonlar, koltuk gibi etkin kısımlar sürüşten çok görünüm için oradalar. Hazan Velocette sürmek için değil, imrendirmek, hayran bıraktırmak için üretilmiş bir motosiklet. Ben sürmek için motosiklet alırım demek tabii ki mümkün ama koleksiyonluk, sürmekten çok hayran olmak için yapılmış model. Peki değer mi?

“Tamamlanması en zor işlerimden birisi oldu bu proje. Neredeyse her şeyi iki kez yaptım. İçime sinene kadar tekrar tekrar yaptığım hiçbir şey için pişmanlık duymadım.”

Ve hepsine değdi.”

Bence de değmiş. Velocette heykel kadar güzel motosiklet. Daha önce her parçası, çizgileri, tekniği sıra dışı olan bir şey görmemiştim…

Custom twin-engined Velocette by Max Hazan

Hazan Custom Motosiklet Atölyesine ulaşmak isterseniz

Resmi web sitesi: Hazan Motorworks | Sosyal medya hesapları: Facebook | Instagram adreslerinden ulaşabilirsiniz.

Bu yazı Motosiklet Acemileri İçin, Püf Noktası kategorilerinde yazıldı. Kategorilerinin diğer yazılarını kategori isminin üzerine tıklayarak görebilirsiniz.

B Ehliyet (otomobil ehliyeti) ile Kullanılan Motosikletler 2021

50 cc b ehliyet scooter cub

50 cc. motosikletler trafik sigortasından, MTV’den muaf, B ehliyetle kullanılabiliyor

B ehliyet ile kullanılan motosikletler çok revaçta. Ekonomi malum. Döviz uçtu gitti. Vergiler zaten yüksek. Dolayısıyla eskisi gibi motosiklet demek, 600 cc. ve üzeri motosikletler demek değil. Maliyet yüksek, alım gücü düşük olunca herkes, dolayısıyla piyasa 50 cc. scooter’lara kaydı. Tabii ki bunda, şehirlerin giderek kalabalıklaşması, trafik yoğunluğunun devamlı ve çıldırtıcı hale gelmesi de etkin. Yani: “Ayağımı yerden kessin.” diyorsanız, şuradan şuraya iki dakikada gitmek için 50 cc. hacim yeterli. Üstüne üstlük B ehliyet ile kullanılan motosikletler için Trafik sigortası yok, Motorlu Taşıtlar Vergisi yok. En önemlisi de motosiklet ehliyeti olan A1, A2 ehliyeti olmadan sürebilmek mümkün bu 50’lik motosikletleri. B sınıfı ehliyetiniz varsa 50 cc. motosiklet kullanmak serbest.

50 cc nelerden muaf: Trafik sigortasından, MTV'den muaf, B Ehliyetle Kullanılabilir

Bütün fiyatlar 20 Nisan 2021 günü için geçerlidir. Her marka için web sitesi bağlantılarını verdim. Son fiyatları kontrol etmeniz için kolaylık olacaktır

Yamaha Neo’s 4, 50 cc. scooter

Yamaha, bu modeli: “Pratik şehir içi ulaşım aracı” olarak tanımlıyor. Neo’s, 95 kg. ağırlığıyla çok çevik ve kullanımı kolay. Sıkışık alanlarda park ve manevra, hafifliği sayesinde sorunsuz. Alaşımlı jantlar, çift ön far ve mavi arka plan aydınlatmalı LCD gösterge ile güncel donanıma sahip. Sele altın bol depolama alanı da artısı. ABS yok ama birleşik fren sistemi (kombine) mevcut.

Mondial 50 cc. scooter’lar

“MONDIAL ile ŞEHRİN YOLLARINI KEŞFET” sloganımız bu. mondialmotor.com.tr adresinden ulaşabileceğiniz scooter serisi Mondial yaygınlığı ve fiyatları ile avantajlı.

Kuba 50 cc. cub’lar

Yerli marka Kuba listeye iki cub motosikletle dahil oluyor: EGE 50 ve Reiz 50. Kuba 50 cc. sınıfında scooter satmıyor. Ege modelinin sayfası burada.

Yuki 50 cc. scooter’lar

yukimotor.com.tr adresinden ayrıntılarına ulaşabileceğiniz Yuki, 50 cc. scooter’lar içinde en çok model sunan markalardan birisi. Motosiklet.net sitesindeki Yuki başlığına buradan ulaşabilir, tüm Yuki marka motosiklet modelleri hakkındaki bilgilere ulaşabilirsiniz.

Volta 50 cc. scooter’lar

Yerli marka Volta daha önce RM5 modelinin incelemesi ile sitemize konuk olmuştu. Uygun fiyatı ile kalite dengesini tutturan bir marka olarak bilinen Volta B ehliyet ile kullanılan motosikletler sınıfında iki modeli ile yer alıyor. RS modelinin resmi sayfası burada, RC3 cub modeli de şurada.

Arora 50 cc. scooter, cub

Satıştaki modellerine bakmak için Arora web sitesine gittim (arora.com.tr). İlginç olan şu ki bırakın motosikletlerin sayfalarında ne de web sitesinin herhangi bir bölümünde fiyat bulamadım. Açıkçası bu durumu “ciddiyetsiz” buldum. Fiyat vermemek “tutturabildiğine” satış usulü olarak biliniyor… Umarım bu geçici bir durumdur ve bana denk gelmiştir. Eğer ben bulamadı isem ya da ilerleyen tarihlerde eklenirse lütfen yorum yaparak beni bilgilendirin, Arora modellerini bu sayfaya ekleyeyim.

B ehliyet ile kullanılan motosikletlerin sıfırlarını bir arada görmek için N11’i de ziyaret edebilirsiniz: n11.com/motosiklet/motosiklet-modelleri?q=50cc

Hazır sayfanın sonuna gelmişken Başlangıç Motosikleti yazısını okumak ister misiniz? O halde buraya tıklayın!

Hangi 50 cc. scooter motosikleti almalı?

Yanlış soru. Şu soruyu sormalısınız: “Benim ihtiyacım ne?” Sele altı depolama istiyorsanız scooter’lar öne çıkıyor. Cub’larda ise depolama alanı neredeyse yok. Buna karşı cub motosikletler yapısı sebebiyle büyük tekerleklerle sahip. Büyük lastik ise daha iyi hakimiyet ve sürüş rahatlığı demek. Asfalt dışı, köy yeri gibi ortamlarda cub daha doğru tercih. Zemin bozuksa cub, şehir içi vıt-vıt ulaşım için scooter’lar daha doğru seçim olacaktır.

Bu markaların çoğu kurumsal, dünya çapında satış yapan markalar değil. Bu sebeple marka seçerken ulaşabileceğiniz çapta iyi servis olmasına özen gösterin. Özellikle garantiden tamir ve parça değişimi gibi konularda muhatap olacağınız servisin elindesiniz. Bu yüzden iki seçeneğiniz var: kendiniz uğraşacak ya da servisle “kanka” olacaksınız.

VOLTA RM5 Scooter tanıtım (2021)

Volta RM5 kapak görseli

yerli üreticiden fiyatıyla iddialı RM5

Volta iki ortağın kurduğu yerli yerli bir şirket (kendileriyle yapılmış olan röportajı burada bulabilirsiniz). Motosiklet modelleriyle piyasaya hızlı bir giriş yapan Volta Motosiklet bugünlerde iyice dikkatleri çekti çünkü RM5 model kodlu scooter özellikleri ve fiyatıyla ciddi bir alternatif olarak öne çıktı.

Mayıs güncellemesi: Burada ayrıntılarını görebileceğiniz üzere, anlaşılan o ki artan adetler Volta firmasını zorlamaya başlamış.
Bir çok alıcı montaj sorunlarını gündeme getiriyor.
Bu durum geçici olabilir ama önemli olan o değil. Düzelene kadar uğraşmak sizin sorununuz olmamalı değil mi? Ya da fabrikayı arayıp sinir bozucu cevaplar almak tercih sebebi olmasa gerek değil mi? Neyse, karar sizin, bir kez daha buradaki konuya (özellikle dokuzuncu sayfadan sonrasına yoğunlaşarak) ve videoya bakarak karar vermenizi tavsiye ederim.

VOLTA RM5 SCOOTER (2021) Özellikler

euro5 simge

Volta günümüz standartlarını eksiksiz şekilde karşılıyor. İlk başta öne çıkan özellikleri şöyle: ABS Fren Sistemi, EURO5 Enjeksiyon Sistemi, Dijital Gösterge, Yeni Nesil Süspansiyon Geometrisi (bunu da özellik olarak aldım zira yol testindeki başarısı buna dayanıyor).

Euro 5 AB’nin son standartlarına uygun yani son nesil teknolojileri içeren, çevreci ve ekonomik bir motor demek. 170 cc. hacimli motor 8.5 KW zirve gücüne 7000 devir/dakikada ulaşıyor. Maksimum tork 5500 dakika/devirde 13 NM. Frenler ise önde 245 ve arka tarafta 220 mm.’lik disk fren. Bu frenler 130/70-13 ölçülerinde ön ve arka lastikleri ABS ile durduruyor.

RM5 bu değerlerle 95 km/saat azami hıza ulaşıyor. 124 kg. ağırlığa sahip olan RM5 hafifliği ve yukarıdaki değerleriyle çeviklik, atiklik ve serilik sorunu olmayan bir scooter.

Bana göre olumsuz değil ama bilmenizde fayda var: RM5 hava soğutmalı.

Tümleşik (entegre) çanta demiri ve aerodinamik ön rüzgarlık gibi fazlalıklara da sahip.

Açıkçası RM5’in fazlası var, eksiği yok.

Yüksek nitelikli teknik alt yapı

RM5 bu alanda da hayli yüksek kalite tutturmuş. Delphi marka enjeksiyon, ANLAŞ lastikler, plastik aksam ABS, bujiler NGK marka ve farlar LED. Bu da demek oluyor ki teknik altyapı ve bileşenlerde de dünya standartlarını yakalamışlar.

RM5 EasyRide 125 ile aynı motosiklet mi?

Motor hacimleri, jant-lastik ölçüleri, ağırlıkları farklı. Sanırım bu yeterli bir cevap.

RM5 ne kadar yakıyor?

Sürücülerin bildirdiğine göre sakin gidişte 3 litre civarlarında olan tüketim, yüklü ve gaz açarak gidildiğinde 4 litrelere çıkıyor. Çok ekonomik diyemeyiz ama gaz koluna iyi davrandığınız sürece üzmeyeceği ortada. Bu arada rodaj sırasında fazla yaktığını, titreşimli olduğunu, rodaj sonrasında titreşimin ve tüketimin azaldığını söyleyelim.

Volta RM5 scooter kaç yapıyor?

95 kliometre. Zorlarsanız 105-110 gördüğü de biliniyor ama. Buradan yola çıkarak ideal seyir hızının 70 ile 95 kilometre süratler olduğunu söyleyebiliriz. Bu sın hız şehir içi sürüşler için son derece yeterli. Yalnız burada çevre yollarını ve ana yolları konusu var; devamlı 100-130 kilometre arasında seyir etmek gerekirse RM5 yetersiz kalacaktır. Bu arada 90 km/saat sürat ile devamlı giderseniz hem kendi zorlanacak hem de sizi zorlayacaktır. Bir motosikleti, scooter’ı devamlı limitlerinde kullanmak titreşim, tüketim, süspansiyon açısından zorlanmak demek. Hem kendinizi hem de RM5’i yormak istemiyorsanız son hızının size yetip yetmeyeceğini iyi hesaplayın.

RM5 artılar

  • Malzeme kalitesi. Kalite hissi çok iyi.
  • Yağmurda gidiş (lastikler ve ön geometri sayesinde ) çok iyi.
  • Frenleri çok iyi, hatta Forza sürücüsü bir arkadaş: “Forza’da böyle fren yoktu!” dedi.
    Bu arada ön taraf ABS ama arka da iyi tutuyor diye belirteyim.
  • Sele çok rahat, bunu her sürücüsü söylüyor.
  • Amortisörler de övgü alıyor, bu da iyi lastiklerle birleştiğinde yol tutuşu tatmin edici seviyeye getiriyor. Hatta Yamaha N-Max sürücüsü: “Kasisler, çukurlar dahil daha rahatım.” diye anlattı.

Boy meselesine gelince 1.83 boyunda bir sürücünün videosunu izledim. O boyla sorunsuz sürdüğünü söyledi; daha ne olsun? (videosu burada)

RM5 eksiler

  • Depo kapağı haricinde kronik sorunu, şikayet edilen bir kusuru yok. Depo kapağı şikayetleri de biraz alışmakla alakalı, açıkçası ben ciddi sorun olduğunu düşünmüyorum bunun.
  • Arka frenden ses gelmesi yaygın sorun lakin Volta’nın garantiden çözdüğü söyleniyor.
  • Fakat can sıkıcı ve çözümsüz bir tarafı var: sele altı depolama alanı. Kask sığmıyor. Bırakın iki kaskı bir kask dahi sığmıyor… Taşıma alanı isteyenler arka çanta almayı kabullenecekler.
  • Ön siperlik (rüzgarlık) konusunda da korumadığı yönünde yorumlar var. Bir de ellerin çok rüzgar aldığı ve elleri üşüttüğü söylenmiş. Ön cam ve elciklere takılan rüzgarlıklar kış için düşünülebilir.

Esas sorun: servisler

Servis, servis, servis… Evet, doğru tahmin ettiniz, servisler konusunda şikayet yaygın. Servis ülkemizde her zaman sorun. Volta’nın diğer konularda düzelme sağlayacağını tahmin ediyorum ama aynı şeyi servisler için beklemek mümkün değil. Volta RM5 alacaksanız elinizi kirletip bakımı öğrenmeniz ve serviste “kıl” olmanız şart gibi duruyor.

Sürücü değerlendirmesi ve kullanıcı deneyimleri

Dün, 23:27#66impetumÇevrimdışıÜyelik01 Nisan 2019

Arkadaşlar acil bi durumdan ötürü yalovaya gelmek zorunda kaldım motorla dün karda kışa. Annem ve babamı hastaneye kaldırmışlardı, babamı eve gönderdiler, annemin de durumu iyiye gidiyo şükür. Dualarınızı beklerim.

Motor şuan 550 km civarı oldu. 50 70km civarı hızla sabit gazda kalmadan geldim. Sıfır sıkıntı şükür yolda bırakmadı. Halen de tek marşta çalışıyo. Yakıt tüketimini 2.92lt olarak ölçtüm ortalamada, toplam 430km civarı yolculukta. Bi tık daha düşük bekliyodum ama rodajdaki bi motor için iyi.

6bin devirde 60 70 civarı, 7bin devirde 85 94 arası yolun eğimine göre değişiyo. Bikaç kere tırların arasında kalmamak için o hızlara çıkmam gerekti.

Titreşim şuan tamamen kabul edilebilir seviyede benim gözümde, bayağı azaldı. 500 bakımı için motor ve şanzıman yağını değiştirttim ama ondan sonra çok fazla kullanamadım, 10 15kmlik izlenimlerime göre az biraz daha serileştiğini söyleyebilirim.

Lastiklerin ve balataların rodajı bittiği için şuan maksimum seviyede performans alıyorum. Frenler 250lik klasmanına göre dahi çok çok iyi, emsalini gördüğüm motor daha yok.

Arka fren kaliperinden gelen ses devam ediyo herhangi bi değişiklik yok. Yalovadaki ustaya da özellikle söyledim zira ya balataların yanlış montajından, yada taktıkları balatanın kalipere tam uymadığından şüpheleniyorum, yuvasına oturmama gibi bi sorun olabilir. Ama ankaradaki usta gibi yalovadaki usta da söküp bakmaya yanaşmadı. Kaliperi sökmek için egzosu da sökmek gerekiyo ve uzun iş. Zaten çok zamanım yoktu ben de üstelemedim ama 1000 veya 2bin bakımında fabrika çözüm bulmazsa kesinlikle kaliperi söktürüp inceletmeyi ve kendim incelemeyi düşünüyorum. Alan herkes söylediği için şimdilik tek kronik sorunun bu olduğunu düşünüyorum.

Göstergede sürekli uzunlarım yanıyo gibi görünüyo ama farda sıkıntı yok, uzun ve kısa düzgün çalışıyo. Ufak bi sorun soket temizliği ile çözülecektir ama elektronik aksamın suya karşı çok korunaklı yapılmadığını düşünüyorum. Şu başımdaki sıkıntı bitip ankaraya döndüğüm zaman motoru komple soyup elektronik aksamın hassas gördüğüm noktalarını korumaya alacağım inşallah.

Genel olarak baktığımda halen verdiğim paraya göre çok çok memnunum, herhangi bi pişmanlığım yok ve düşüncelerim çok olumlu. Sıkıntısız bi şekilde ankaraya da ulaştırırsa benim gözümde rüştünü ispatlayacak motor. Geri dönerken hız ortalamamı 90 60 arası ayarlayacağım.

Sonuç 1

Volta RM5 scooter fiyatına göre üst düzey bir ürün ve his yaşatıyor. Alınır.

https://www.youtube.com/watch?v=WbRpFNJFVFE

Galeri

Volta resmi sitesi: https://volta.com.tr

Bu yazı Motosiklet Acemileri İçin, Püf Noktası kategorilerinde yazıldı. Kategorilerinin diğer yazılarını kategori isminin üzerine tıklayarak görebilirsiniz.

Sonuç 2

O paraya kesinlikle alınır. Hatta yol tutuşu, önü ABS’li frenleri, plastk ve genel malzeme kalitesi, EURO 5 motoru ile daha pahalı olsa bile alınır.

Kullanıcıları Yamaha NMax’le kıyasladıklarında bile övüyorlar RM5’i. Eksi olarak bir tek cam alçak diyorlar. Bir de arka frende sürtme var fakat bunu da srvisleri çözüyor.

Kısacası RM5 kaliteli ve parasını sonuna kadar hak eden bir scooter motosiklet.

Fabrika verisine ve kullanıcılarına göre son hız saate 95 kilometre. Scooter, kaç-kaç demek diye bire-bir çevirirsek, RM5 günlük işler için ideal hıza sahip ama biraz daha sürat çevre yolları, ana yollar için bir tık hızlı olsa iyi olurdu.

RM5 artılar

  • Malzeme kalitesi. Kalite hissi çok iyi.
  • Yağmurda gidiş (lastikler ve ön geometri sayesinde ) çok iyi.
  • Frenleri çok iyi, hatta Forza sürücüsü bir arkadaş: “Forza’da böyle fren yoktu!” dedi.
  • Bu arada ön taraf ABS ama arka da iyi tutuyor diye belirteyim.
  • Sele çok rahat, bunu her sürücüsü söylüyor.
  • Amortisörler de övgü alıyor, bu da iyi lastiklerle birleştiği

RM5 eksiler

  • Depo kapağı haricinde kronik sorunu, şikayet edilen bir kusuru yok. Depo kapağı şikayetleri de biraz alışmakla alakalı, açıkçası ben ciddi sorun olduğunu düşünmüyorum bunun.
  • Arka frenden ses gelmesi yaygın sorun lakin Volta’nın garantiden çözdüğü biliniyor.
  • Fakat can sıkıcı ve çözümsüz bir tarafı var: sele altı depolama alanı. Kask sığmıyor. Bırakın iki kaskı bir kask dahi sığmıyor… Taşıma alanı isteyenler arka çanta almayı kabullenecekler.
  • Ön siperlik (rüzgarlık) konusunda da korumadığı yönünde yorumlar var. Bir de ellerin çok rüzgar aldığı ve elleri üşüttüğü söylenmiş. Ön cam ve elciklere takılan rüzgarlıklar kış için düşünülebilir.

Honda drone’lu motosiklet yaptı

honda motosiklet drone kapak görseli

Honda motosikleti tamamen özerk bir drone ile birleştiriyor

Aslında beklediğim bir gelişmeydi drone’lu motosiklet. Mesele vızıldaktan (drone) çok YZ (yapay zeka) ile alakalı bir gelişme olarak görüyorum. Biraz daha açayım.

Drone’lu motosiklet ne işe yarayacak?

Sorun çözmek için mükemmel bir birliktelik. Motosiklet sürerken ileriyi görmeye çalışıyoruz değil mi? Peki ya drone’daki kamera YZ ile işlense ve tehlike daha biz görmeden tanımlanabilirse? Şöyle düşünün: Trafik kontrol noktalarında hep kukalar olur değil mi? Renkleri ve şekilleri de bellidir. Yani tanınması son derece kolay nesneler. YZ’nin siz daha o virajı dönmeden, iki-üç kilometre önceden görüp size haber verdiğini düşünsenize 🙂

Tabii ki Türk olduğum için aklıma hemen cezadan kaçmak geldi ama bu yaklaşım motosiklet sürücüsünün tüm tehlikeleri önceden görmek ve kazaları çok ciddi derecede azaltmak için rüya gibi bir çözüm.

Acil durum yardımcısı ve ötesi

Daha basit düşünelim. Günümüz motosikletleri hava yastığı açma, kaza algılama gibi teknolojilere zaten sahipler. Kaza anında havalanıp ses-ışık-işaret ışıkları çıkaran, ambülansa-kayıt ettiğiniz kişiye haber veren, konumunuzu ileten bir drone bile çok hayat kurtarabilir.

Honda’dan yapılan açıklamaya göre elektrikli araçlar için pil teslimatı gibi garip fikirler de var. En olası kullanım alanların birisi de röle (relay, iki parçayı birleştiren parça) olarak kullanmak. Mesela interkomlar için mesafe uzatıcı olarak kullanmak mümkün.

Fakat esas olarak fark yaratacak olan yapay zeka ile radar, LIDAR (lazer radarı), şerit takip, konumlanma gibi teknolojilerin birleşiminden doğacak yeni güvenlik algısı.

Vızıldak (drone) burada devreye giriyor. Malum, radar ya da diğer teknolojiler gördüğü kadarını işleyebiliyor. Mesela tepenin arkası, evlerin ağaçların perdelediği noktalarda kör durumdayız. Vızıldak yukarıdan baktığı için çok büyük fayda yaratacak bu konuda. Göremediğiniz yerlerdeki tehlikeler dahil olmak üzere motosiklete iletilecek ve biz sürücüler yoldaki gözcümüz sayesinde her şeyi çok daha önceden fark edeceğiz.

Honda açıklamasında özerk drone’lu motosiklet demiş. Bunun anlamı kendi kendine hareket yeteneği. Şarjı bittiğinde kendi kendine yuvasına döneceği ve yine kendi başına havalanabildiği açıklanmış. Bu normal çünkü motosiklet sürmek tüm dikkati yola vermeyi gerektiren bir eylem. Motosiklet için yapılan bir aracın sürücüye ek iş, dikkat yüklememesi gerekir. Honda da teknoloji bu seviyeye gelene kadar ondan bekledi demek yanlış olmaz.

Honda drone’unun garip işlevi: havalandırma

Patent başvurusunda vızıldak yuvadayken hava devri-daimi içi de kullanılacağını belirtmiş. Bir noktaya kadar mantıklı. Boş boş duracağına pervaneler çalışsın, hava emişini arttırsın, serinletsin hatta hızlandırsın demişler. Çok verimli olacağını, ciddi fark yaratacağını beklememek gerekir. Belki de bu işlevi başkasına kaptırmamak niyeti ile patentlemişlerdir. Sonuçta pervanelerin gücü, çekeceği hava belli. Anlamlı, fark yaratacak bir hava hareketi yaratamayacağı belli. Garip.

honda motosiklet drone patent görseli

İlk değil

Daha önce buna çok benzeyen bir modeli Rus üretici Ural drone’lu bir model üretmiş ve satmıştı (ayrıntısını burada bulabilirsiniz). Gerçi Ural’ınki yan arabalı bir motosiklet idi ve drone’u yandaki sürücü, elindeki kumanda ile yönetiyordu. Yine de fabrika çıkışında vızıldaklı bir motosiklet ilginçti tabii ki 🙂

Motosikletin geleceğine dair bir başka yazı okumak isterseniz: BMW Vision Next 100