Motosiklet kaza yaptı mı motosiklet sürücüsü düşer. Motosiklet kazası asfalt hasarı demektir. Düşme ile tabii ki ilk akla gelen kemiklerin kırılmasıdır. Bununla birlikte bilinçli sürücülerin esas korkusu asfalt hasarı, başka bir deyişle “Doku kaybı” dediğimiz durumdur. Doku kaybı ile ilgili yazıları en sonda dikkatinize sunuyorum.
Fakat bu yazının konusu asfaltın zarar verici gücünün yüksekliği. Asfalt sürtünmesi o kadar şiddetli zarar verir ki metali eritir. Bakın, asfalta sürtününce ne kadar büyük bir güç ortaya çıkıyor. Metalin bile anında eridiği bu güç; kask, mont, eldiven, bot, pantalon ile ancak kontrol edilebiliyor.
Motosiklet kazası asfalt hasar; işte anahtar kelimelerimiz 🙂
“Kemiğinize ne yapar siz düşünün…”
Montun, pantalonun içindeki korumalar (pad) bu sebeple çok önemlidir. Düştüğünüzde sürtünme noktalarında bulunan bu korumalar erir, etinizin-kemiğinizin erimesini engeller. Korumalı kyafetler motosiklet kazası asfalt hasarı oluşmasının tek yoludur.
Günlük hayatta üzerimizde taşımamız gereken bir çok şey var. Cep telefonu, anahtarlar ve daha bir çok ıvır zıvır. Peki kaza anında bu nesneler bize ne yapar bir fikrimiz var mı?
“Saat yüzünden bileği tuz buz kırılan, yüzük yüzünden parmağı kopan var maalesef.”
Üzerimizdeki sert, dayanıklı malzemeden yapılmış olan her şey, kaza anında bize zarar verebilir (“verir” olarak okuyunuz). Şarapnel onlar, bildiğiniz şarapnel etkisi gösteriyorlar kaza anında. Cebimizde ne taşıyorsak bünyemize girmek için bekliyorlar biz yuvarlanırken.
En zararlı olan ise anahtarlar ve bozuk paralar. Dar satıh + bükülmezlik, birleşince = kemik kıran göreviyle zarar verecek kemik arıyorlar bedenimizde.
Aynı şey bacak çantası, gömlek cebinde taşınan gözlük çakmak vb. şeyler, pantolon cebinde taşınan cep telefonu ve cüzdan içinde geçerli.
Motosiklet kullanırken üzerimizde özellikle pantalon ceplerimizde bir şey taşımamaya özen gösterelim.
Nasıl ki motosiklet güvenlik ekipmanı sadece bir kere, o da düştüğümüzde işe yarıyorsa, gereksiz ekipman da düştüğümüz zaman bize zarar veriyor. Saat yüzünden bileği tuz buz kırılan yüzük yüzünden parmağı kopan var maalesef ve işin bu yönünü sıklıkla ihmal ediyor, hatta hiç aklımıza getirmiyoruz.
Peki en fazla ne olur? Ünlü yarışçı Schumacher’in kazasını hatırlarsınız. Uzun süre komada kaldı ve hala da kalıcı hasar olup olmadığı kesin bilinemiyor . Oysa son açıklama ile kazanın ilginç bir yanı ortaya çıktı.
“Schumacher’in kafatasında oluşan hasar kaskına takılı kamera ile alakalı olabilir.”
Yani olayı hafife almayalım ve sürüş anında üzerimizdekileri en azından uygun ceplerimize, düşüş anında bize daha az zarar verecek noktalara alalım…
Schumacher’in olayında yapılan açıklama şurada, altında da basında çıkan haber var :
“The helmet completely broke. It was in at least two parts. ENSA analyzed the piece of the helmet to check the material, and all was OK,” a source close to the investigation told The Telegraph. “But why did it explode on impact? Here the camera comes into question. The laboratory has been testing to see if the camera weakened the structure.”
“Fransa Alpleri’nde kayak yaptığı sırada geçirdiği kaza sonucu uzun süre komada kalan Alman Formula 1 pilotu Michael Schumacher’in beynindeki hasara neden olan şeyin, kaskındakı kamera olduğu belirtildi.
İddia, Formula 1 yorumcusu Jean-Louis Moncet’den geldi. Alman pilotun oğlu Mick Schumacher’le babasının sağlık durumu hakkında görüştüğünü söyleyen Moncet, katıldığı radyo programında “Michael’ın sorunu düşme değil, kaskına takılı olan Go-Pro kameranın beynine hasar vermiş olması” diye konuştu. Moncet, Schumacher’in sağlık durumuyla ilgili şöyle konuştu:
“Oğlunu gördüm ve Schumi’nin çok yavaş uyandığını söyledi. Bazı şeyler çok yavaş ilerliyor olsa da hala önünde uzun bir zaman var.”
29 Aralık 2013 günü Fransa Alpleri’nde kayak yaptığı sırada kaza geçiren Michael Schumacher uzunca bir süre hastanede tedavi gördükten sonra İsviçre’de kaldığı rehabilitasyon kliniğinden evine götürüldü. Alman pilotla uzman bir ekip yakından ilgileniyor. Doktorlar, konuşamayan ve ayağa kalkamayan 45 yaşındaki pilotun ilerleme kaydettiğini ancak bu ilerlemenin ne derece olacağını bilemediklerini söylüyor.”
Motosiklet kazasında güvenlik riskini arttıracak diğer unsurlar
Motosiklet kazasında güvenlik katsayımızı arttırmak için yukarıdakilere ilave olarak kopup bize çarpabilecek ek unsurlara da dikkat etmemiz gerekir. Bu düşünce yerinden kopup bize çarpacak metal kasalı cep telefonu tutucusu da olabilir, dünya paraya aldığımız son teknoloji navigasyon cihazı da. Bu tür aksesuarların özgün, fabrika çıkışı tutturma, montaj parçaları -eğer motosiklet için üretilmişler ve iyi markalar ise- “gerekli kırılganlık” ile gelirler. Fakat motosiklet için üretilmemiş bir nesneyi metal gibi sert parçalarla monte edersek en azından kaza, çarpışma anında nasıl davranacağını bilerek monte etmeliyiz.
Motorlar Hakkında Bilgim Var Az-Çok Ama Aklımda Hep Şu Soru Kaldı Belki’de Motorun Üstündeyken Ne Olduğunuzu Belirten…
”Şu Virajlarda’ki Yatışlar O Esnada Motor Mu Size Ayak Uyduruyor Yoksa Siz Mi Motora Ayak Uyduruyorsunuz..?”
Allah Nasip Ederse Bu Sene Hysoung GT 250 Almayı Planlıyorum Racing’e Kaçtığı İçin Bi Soru Benim İçin Bi Nebze Önemli…
Şimdiden Teşekkür Ederim…
Berk Şit
Motosiklet nasıl yatıyor?
Motosikleti yatırmaya çalışmıyoruz. Doğru şekilde sürersen gerekeni o yapıyor. Lakin gerekeni yapması için senin de onunla beraber doğru şeyleri doğru zamanda yapman gerekli.
Bunun içinde önceden doğru ve yeterli bilgiye, sonra da yeterince egzersize ihtiyacın olacak. Deneyerek öğrenmeye çalışma. Bildiğin şeyleri hızını kademe kademe arttırarak uygulamaya çalış.
Yani önce çok oku, doğru kişilerden çok dinle, sonra yavaş yavaş uygula. Bunun özel dersi var, okulu var, kitabı var, dvd’si var.
Yani öğrenmek istersen kaynaklar var. Yeter ki öğrenmek iste.
Mustafa Asım Temel
Berk Şit Mustafa Abim Sağlam Konuştun… Mustafa Asım Temel Estağfurullah Berk, bildiğimiz kadarını paylaşmaya çalışıyoruz. Bugün biz anlatacağız, yarın siz başkalarına; bu camianın güzelliği burada. Kitap olarak Motosiklet Yol Sanatı, dvd olarak da Keith Code’un Twist Of Wrist II’yi tavsiye ederim. Ama önce Yol Sanatı, sonra dvd. Her ikisi de dilimizde satın alınabilir. Berk Şit Nerede Bulabilirim Bunları..? Mustafa Asım Temel Yol sanatı OMM’den, dvd’yi MotorOn dergisinden alabilirsin. Dvd youtube’da da vardı galiba.
Peki neymiş bu? Kabaca ifade etmek gerekirse monta takılmış hava yastığı. Mont olarak giyiyor ve sürüyorsunuz. D-Air gerek görürse, yani düştüğünüzü algılarsa şişiyor ve sizi korumaya alıyor.
İşe yarar mı peki? En alttaki bağlantıda videolar var, izleyin. Motosiklet araçlara çarptığı zaman olanları görmek beni ikna etmeye yetti. Yerde sürüklenirken işe yarayacağı ise kesin.
İşin zor kısmı, ki yıllar süren buymuş, motosiklete bağlı olmadan kendi kendine açılması gereken durumları güvenilir şekilde tespit eden bir bileşkenin (sistemin) tasarlanmasıymış.
D-Air serisinin çeşitli türleri var, yol, yarış gibi. Yani sürüş tarzımnıza uyfgun bir D-Air ürünü bulabiliyorsunuz. Baktığım kadarı ile olumlu yorumlar var yurt dışı sitelerde. Fiyatı ise yedi yüz pound civarlarında. Kullananlar da memnun, daha doğrusu ek bir hantallık ağırlık yok diyorlar. Henüz düşen ve korumasını test eden yorum okumadım lakin Dainese’in test videoları ve değerlendirmelerde yeterince olumlu görüş mevcut.
Biraz da kendi sitelerindeki bilgilere bakalım:
Rakamlarla D-Air Racing
15 milisaniye: D-air® Racing’in en sert darbelerde harekete geçme süresi
4 Litre: Omuzları, köprücük kemiklerini, göğüs kafesini koruyan D-air® Racing hava yastığı bileşkesinin (evet “sistem” kelimesinin türkçesi “bileşke”) , hacmi.
% 85 : D-air® yüksek basınçlı hava yastıklarının omuzlara binen etkiyi sönümleme (engelleme) oranı.
7: Sürücünün hareketlerini izleyen ve donanıma tümleşik çalışan algılayıcı (sensör) sayısı.
650 gram: D-Air’in toplam ağırlığı.
Çalışma Şekli D-air® Racing’in tetik algoritması (bir sorunun çözümü için kullanılan işlemler dizisi) çarpışma etkilerinin var olup olmadığını gözleyerek yelek tarafından sağlanacak ek korumaya ihtiyaç olup olmadığını kararlaştırır.
Kullanıma Uygunluk D-air® Racing motosiklete fiziksel bağlantısı olmayan ilk bileşkedir.
Kendine Yeterlilik D-air® Racing motosiklete takılması gereken her hangi bir algılayıcı içermez.
Uzak Ölçüm (Telemetri) D-air® Racing veri toplama özelliği ile pistteki sürüşünüz hakkında bilgi edinmenizi sağlar.
Belgelendirme D-air® Racing saygın TÜV SÜD onayına sahiptir.
Motosiklet kazası koruma donanımının en sert şekilde test edildiği an. Patlamış mont, yırtılmış pantolon, bir çok darbe almış kask, yüzülmüş eldivenler… Kısacası korumalar ne işe yararlar?
Ciddi bir motosiklet kazası atlattım, korumalar sayesinde sağ kaldım.
Havada metrelerce uçtum ve inerken kafamı yere vurdum. Yerde metrelerce sürüklendim. Arada iki kere yuvarlanmışım, ki onu hatırlamıyorum. Yere ellerimle tutunarak durdum.
Şimdi gelin sizinle hasarları ve tam korumanın ne işe yaradığını görelim.
Motosiklet kaza korumaların önemi
Sol kol yerde sürüklenirken bir çok noktadan patlamış.
Bu patlamaların beni ciddi derecede koruduğu çok açık zira kolumda hiç bir şey yok. Sadece en sonda dirseğimdeki koruma dönüp yana kayınca hafif bir yerle temas olmuş olacak ki çok hafif bir sıyrılma ile kurtuldum.
Geçelim sağdaki fotoğrafa. Kasktan daha ileride bahis edeceğiz. Montta ise aynı sağ kolda olduğu gibi, sağ omuz önden ve (her ne kadar burada görünmese de) hem de arkadan patlamış. Bu noktalarda hem vurma, hem de sürüklenme var. Omuz noktasındaki korumaların etli, kalın; dışı sert kabuk, içi kalın plastik olması sayesinde yere vurduğumda hem darbe emme hem de sürtünmeden korunma görevleri tam olarak yerine gelmiş. Neden derseniz ne sırtımda ne omuzumda hiç bir yüzülme, sürtünme, morarma yoktu….
Şimdi de kaska bakalım, görüldüğü gibi
Motosiklet kazası koruma donanımları arasında en çok kaskı okuyor olsanız gerek. Boşuna değil… Bu kask kaza anında kafamdaydı. Ne çok hasar görmüş, kazadan sonra “Uff!” diyor insan…
kaskın sağ havalandırması kopmuş,
vizörün sağ tarafı yerde sürüklenmiş ve bayağı bir çizilmiş,
vizörün gerisinde kalan yerde geniş ve yüksek bir alan var ki ciddi aşınma var,
sağ tarafta alt arka kısımda ise çizgi şeklinde yüzülme var…
Kask hem soldan hem de sağ taraftan darbe almış (beyaz noktalar asfalta vurulan yerler), sağda ise ayrıca hayli sürtünme var.
Uçtuktan sonra yere indiğimde sağ omuzumla karışık sırtım yere ilk temas eden noktalar. Sonrasında kafamı yere sertçe yere vurduğumu hatırlıyorum. Sadece kafama aldığım darbe bile beyin sarsıntısı ya da kafamın kırılması ile sonuçlanabilirdi. Hasar alan noktalara bakınca kaskın sağ tarafı imiş demek ki vurduğum yer.
Kırılmayı beyin sarsıntısını falan bir kenara ayıralım. Sadece kaskın sağ tarafında oluşan hasar (yüzülme) yüzümün sağ tarafını mahvetmeye yeterdi en hafif ifadesi ile. Bu kısım olmasa sağ kaşım, sağ şakağım üzerinde yere sürtecektim. Yüzümün sağ tarafındaki deriler ve hatta kemiklerim asfaltta kalacaktı. Buradan kask takmayanlara selam olsun, başka da bir şey demiyorum!
Omuz korumaları ne halde?
Bunlar omuzlardaki korumalarım.
Gördüğünüz gibi mont yırtıldı ve korumalar yere temas edip yolun tozunu toprağına bulanmışlar.
Bu etli ve yumuşak koruma malzemeleri şüphesiz ki yere ilk temas ettiğim omuz bölgemi yere çarpışın darbelerinden de korumuşlar. Kaskın sağındaki darbelerin oluştuğu anda da yere teması kendi etim ve kemiklerim yerine bunların üzerinde gerçekleştirmişim demek ki.
“Sadece kask yeter abi!” diyen arkadaşlara da buradan selam edelim 🙂
Ve bir sonraki fotoğrafa doğru ilerleyelim.
Korumalı pantalon kaza sonrasında nasıl görülüyor?
Burada özellikle pantolonun diz kısmına dikkat. Dizde ve kaval kemiğinde sürtünme yok. Doğrudan yırtılma ya da patlama var. Sanırım bu çarpmanın etkisi.
Alt tarafta sürtünme kaynaklı yırtılma var, sürterek kesilmiş (paçanın sağında kalan kısım). Burası darbeyi emerek beni ciddi yırtılmalardan korumuş durumda.
Sağ taraftaki fotoğrafta ise sol kalça bölgesinde sürtünme var. Bu noktada söylemek gerekir ki ek olarak alıp yerleştirdiğim yumuşak plastik kalça korumalarının işe yaradığı çok açık: çünkü kalçalarımda hiç bir hasar yok. Hatta morarma ve kızarma bile yok. Özellikle pantolonun üst kısımlarındaki sürtünme hasar demek ama bende hiç bir şey yok; yani motosiklet pantolonu çok ama çok işe yarıyor…
Burada fotoğrafları olmamasına rağmen sağ ayakkabımın da darbelerin etkisinden bağcıklarının koptuğunu, yer yer sürtünmeler olduğunu da söylemek isterim. Topuklarımın dış tarafının maruz kaldığı etkiler ayakkabılardan, sağ topuğumun iç kısmı ise iki üç günlük ağrıdan belli ki ayaklarımı da ciddi şekilde korumuş motosiklet botlarım.
Bunlar anlayana tam korumanın önemini anlatacak fotoğraflar ve açıklamalar. Size hiç bahsetmediğim tarafı ise tüm bu: “Orama bir şey olmadı, burama bir şey olmadı” dememe rağmen bir hafta boyunca çektiğim acı.
Sağ tarafımda omzumdan kalçama kadar var olan tüm kaslarımın acısı yüzünden bir haftadan beri ne oturabiliyor ne de kalkabiliyordum. Geceleri uyumak ızdırap idi, yeni yeni katlanacağım hale gelmiş durumda… Yani demek istiyorum ki hiç bir yerimde ciddi hasar yok ama sadece kaslarımdan kaynaklanan zorlanma ve acı beni öldürdü.
Motosiklet kazası koruma donanımının eksiksiz olması gerektiğini de kanıtlıyor. Her biri, ayrı ayrı, şart. Hepsini giyin.
Umarız sizlere, özellikle bu yaz aylarında uyarıcı bir etkisi ve faydası olur. Hiç ihtiyaç duymamanız umuduyla…
Motosikletten nasıl düşmeli? Güldüğünüzü duyar gibiyim ama bunun da kuralı var evet 🙂
Her şeyden önce: kazadan kaçmak için kıvırmak ya da durmak ilk denenmesi gerekenlerdir.
Frenleme çalışır ve kendinizi eğitirseniz doğru ve güçlü bir frenleme ile kazadan önce durabilirsiniz. Fakat frenin azı sizi kazaya götürür, bunu unutmayınız…
İlk kural: Motorunuzdan “motor kıyafetleri” ile düşünüz.
Şöyle bir bilgi buldum, rakamların doğruluğundan çok emin değilim fakat yine de sürüklenenlerin ısıdan yanarcasına rahatsız olduklarını biliyorum, o sebeple paylaşayım:
Kuru asfaltta düştünüz.Ve hızınızda 100 km/saat.
Yerde sürüneceğiniz mesafe ortalama 65 mt. Bu sürtünme esnasında üstünüzde motosiklet pantolonu ve montu varsa vucudunuza yansıyan ısı derecesi 770 derecedir. Vucudumuzda ki en sağlam kemikler kalça elmacık kemikleri ve köprücük kemikleri.Ve bu kemiklerin erime dereceleri 520 derecedir.
Bu yüzden şiddetle motosiklet kıyafetleri kullanın diyoruz. Kot pantolon kumaş pantolon sizi düştünüzde bir kaç salisede (dikkat edin saniye değil salisede) biter ve etiniz açığa çıkar. Kemik kaybı geri gelmez.”
Düşme tekniği & kuralları
Ana başlıklar şunlardır:
Motordan ayrılın
Kollarınız ve ya bacaklarınızla sürüklenmeyi kontrol etmeye çalışmayın
Kafanızı korumaya çalışmayın
Düştükten sonra kalkmaya çalışmayın
Hemen kalkıp motosikleti düzeltmeye çalışmayın
1) Motordan ayrılın
Ana kural peglere sağlam basıyor olmaktır. Her halükarda son anda bu peglere vurarak, basarak, üzerlerine basıp atlayarak,yani bir şekilde peg dediğimiz ayaklıklara güç uygulayarak kendimizi motordan uzaklaştırma hareketini yapmamız lazım.
Bir arabaya çarpacaksanız ve yatıracak zamanınız yoksa peglerin üzerinde zıplayın, ve araca çarpmak yerine üzerinden uçmayı hedefleyin [ araca çarptığınızda boynunuz, yere çakıldığınızda kolunuz kırılır J
Alt yanal kayma ile düşme
Low Siding denen şey. Dönmeye başladınız, motosikletiniz yatık durumda kaydınız:
Depoya dizlerinizle yapışın, topuklarınızla da motora. Ellerinizle gidona tutunmayın, aksine serbestleştirin. size söylemiş olduklarımız, bu noktadan itibaren, kurtarmak için de düşmek için de en iyi duruma getirmiştir sizi.
Kurtarmayı değil, düşmeyi seçtiniz.
Ön frenle işiniz yok.
Arka frene dokunun, amacınız arka tekeri kilitleyerek motosikletin sizden uzaklaşmasını başlatmak, unutmayın motosikletiniz yatık idi, arka tekeri kilitleyerek motosikleti geride bizimle ayrı bir çizgiye sokmuş oluyoruz.
Ayrılmadan hemen önce peglere tüm gücünüzle basınız / vurunuz / itiniz.
Şimdi bedenimize bakalım. Bedenimiz de yatık, dolayısıyla yüzü koyun düşmemiz daha olası. İşte burası çok önemli: sırt üstü dönmeye ça-lış-ma-yın! Bu sizi takla tombalak sarmalına sokar ki bunu hiç istemezsiniz. Omuzlarınızı, kollarınızı, dirseklerinizi kırmak işten bile değildir bu durumda…
Üst aşırma ile düşme
Alttaki görselde high-side denen aşırtma düşüşte sürücünün motorunu zamanında bırakarak ve motorun üzerinde yükselip açılarak kendini havada dönüp motorun önüne düşmekten nasıl kurtardığına dikkat ediniz.
Sürücü eğer kapanıp motora tutunmaya çalışsaydı, çok daha ciddi yaralanmalar kaçınılmaz olurdu.
Yine aynı mantıkla önünüzdeki bir araca bir şekilde artık çarpmanızın kaçınılmaz olduğu bir durumda, çarpışmadan önce motorunuzun ayak pedalları üzerinde ayağa kalkınız. Kendinizi olabildiğince yükseğe doğru fırlatınız ama havada dönmeden. Basketçinin “rebound”a kalkması gibi. Bu saliselik bir hadisedir. Baktınız çarpacaksınız, artık kaçışınız kalmadı, yapmanız gereken budur. İnanın motora kapanıp da çarpmaktan daha az hasar alırsınız.
Motoru durdurmanız ya da kıvırıp geçmeniz hatta yan yatırmanıza zaman olmayan çok ani ve acil bir durumdur. Hiç bir zaman bunu yapmak zorunda kalmamanız dileğiyle. Motosikletinizden zaten ayrılıyorsunuz, peglere vurmak sizi daha da motosikletinizden daha da açacak, uzaklaştıracaktır. Motosikletinize bakar konumda geriye doğru kendinizi açmayı hedefleyiniz.
Çok zordur ama kendinizi gevşek bırakın, “Kasılma! Kasılma! Kasılma! diye kendinize tekrar edin.
2) Kollarınız ve ya bacaklarınızla sürüklenmeyi kontrol etmeye çalışmayın
Sürüklenme esnasında ayağa kalkmaya çalışırsanız, kolunuzu bacağınızı açarsanız bir yerlerinizin kırılmasını kolaylaştırırsınız.
Vücudunuzu kasarsanız kırıkları, yırtılmaları davet edersiniz. Volvo kazadan hemen önce araç içindekileri korkutarak önceden kasmayı, böylelikle çarpışma anında kasılı değil gevşek vücütların o güçleri çok daha iyi kabul edeceğini bildiği için yapmaktadır.
Sürüklenme sırasında henüz yapamamışsanız, motosikletten mutlaka ayrılmaya çalışın, size ne kadar uzak olursa o kadar az zarar görürsünüz.
Bunun için donanımızın “sıkı” olması gereklidir. Montunuzun gergilerini sürüşten önce sıkın. Kollarındaki, bellerindeki, bileklerdeki, boğazdaki her unsur “lazım olacağı için” oradadır ve dikkatiniz çektiyse hepsi “gergi” dir. Bu nedenle sürüşten önce gergileri, fermuarları, kask kilidini (altından bağlanan kilit sistemli kayış) eldivenlerin cırt cırtlarını, sıkı sıkıya oturtun, gevşek değil!
3) Kafanızı korumaya çalışmayın
Kafanızı korumanıza gerek yok, çünkü kaskınız var .Nasıl yuvarlanıyorsanız aynı şekilde devam edin , herhangi bir pozisyon almaya çalışmayın , 2 -3 takladan sonra durursunuz.
Uzun sürüklenmelerde kaskını defalarca tak tak tak yere vuran sürücüler vardır. Kask sizi bu tür darbelerden korur. Fakat kafanızı tutmaya çalışır, sert bir hale getirirseniz nurtopu gibi boyun fıtığınız olur, siz bilirsiniz 🙂
4) Düştükten sonra kalkmaya çalışmayın
Kazadan sonra durduğunuz yerde kalın.
Önce sakinleşin; derin nefes alıp verin. Vücudunuzdaki adrenalin o kadar fazladır ki kırık dahil ağrı hissetmeniz 5-10 dakikayı bulabilir.
Yattığınız yerden ellerinizle vücudunuzu kontrol edin. Önemli bir hasarınız olmadığını anlayabilirseniz bir yerinizin kırıldığını varsayarak yavaşça kalkın.
İnsan vücudu yirmi kilometre gibi düşük bir hızda bile düştüğünde, ya da darbe aldığında ciddi şekilde yaralanması hatta ölmesi mümkündür.
Elli kilometre ile bir yere çarpmak, dört katlı bir binanın tepesinden yere çakılmak ile aynı gücü yaratır. Her katta yaşama şansı yüzde yirmi beş azalır, yani birinci katta yüzde yetmiş beş, ikinci katta yüzde elli yaşama şansınız vardır; dördüncü kattan düşerseniz ölürsünüz, bilesiniz.
Motosikletten düşünce esas korkmanız gereken kırık ya da çıkık değildir (her ne kadar platin takılması ve onunla yaşamak hem çok zor hem de çok acılı olsa da). Yaşanan esas sorun, doku kaybıdır. Doku kaybı vücudun bir kısmının bedenden ayrılmasıdır ya da yok olmasıdır. Düştüğünüzde sürtünmeyle, darbeyle, ısıyla etiniz yok olur;. Sorun şudur: vücudunuzun yerine koyamayacağı kadar büyük bir alan kayıp olduğunda o hacim, yerine konamaz. Hayatınızın sonuna kadar o kayıpla yaşarsınız. Kasınız gittiyse kassız (doğal olmayacak ve araz yaratacak kadar idareten), deriniz gittiyse derisiz (doğal olmayacak ve araz yaratacak kadar idareten), yaşamaya mahkum olursunuz…
Size içinizi kaldıracak derecede kötü fotoğraflar göstermek istemiyoruz, fakat çevremizde bu işin eskileri var ve sakatlar. Kimisi ciddi, yürüyemeyecek kadar ciddi, kimisi görsel olarak sorun yaratacak kadar ciddi. Onunla yaşamaktan başka şansları olmadığı için alışmışlar fakat pişmanlık baki. Lütfen ama lütfen çok sık yapılan hatayı tekrarlamayın:
“Size de bir şey olabileceğini bu işe girerken bilin, kabul edin.”
İstediğimiz bu işin ciddiyetine varmanızdır.
Tam koruma donanımı ile başlamak ve devam etmek, sürmek yapılacak en akıllı iştir.
Sadece aptallar tam koruma olmadan sürüş yapacak kadar cesurdur; bunu asla, ama asla unutmayın…