Başlangıç Motosikleti

başlangıç motosikleti

Başlangıç motosikleti çok ama çok önemlidir. Hakim olamayacağınız bir motosiklet ile başlarsanız makineye hakim olamaz ve korkarsınız; bu eğitiminizi yavaşlatır hatta engeller. Aynı zamanda kaza riskinizi de arttırır.

Gelelim hangi motorla başlayacağımıza. Öncelikle belirtmek gerekir ki türünden bağımsız olarak (kullanımı daha kolay türler olsa da) başlangıç için doğru motor 125 cc.’lik ya da 250 cc.’liktir.

Birçok kişi bu aşamada: “İyi ama onlar da çok ufak!” diyeceklerdir ki haklıdırlar. Bununla beraber, bilmediğiniz bir kütleyi, hazır olmadığınız bir ağırlığı kullanmaya başlayacağınızı, hatta üzerinde canınızı taşıyacağınızı unutmayınız.

Yüz elli kiloluk bir motor ile üç yüz kiloluk motoru yönlendirmek aynı şey değildir. Yüz elli kiloluk bir motor il üç yüz kiloluk bir motorun altında kalmak aynı şey değildir.

Bu sebeple motoru yatırmak, gazla doğrultmak, kaçış manevrası yapmak, kısacası motora daha kolay hâkim olabilmek için mümkün olduğunca hafif, yani 125′lik ya da 250′lik bir motorla başlamak daha iyidir.

Motosiklet Türleri / Hangi Motorla Başlayayım?

motosiklet tipleri
Türlerine göre motosikletler

Başlangıç Motosikleti
Türüne Göre Avantajlar 

Vespa, şehirler arası uzun yolda

Scooter

Sürüş konforu ve az yakması yönleriyle özellikle kısa mesafeler ve / veya şehir içi kullanımı için uygundur.

Genelde düşük hacimli (50 cc.’gibi) motorlara sahip olmakla birlikte 400 cc. gibi, hatta 650 cc. gibi hacimlere ulaşan skutırlar da vardır.
Başlangıç için pek de doğru bir seçenek değildir. İleride vitesli ve büyük cc bir motosiklet hedefiniz varsa bu türle başlamak sizi zorlayacaktır. Neden derseniz skutır ile motosikletin sürüş dinamikleri ve tarzı farklıdır.

Not: İngilizcede to scout fiili, aceleyle çıkmak, tabanları yağlamak anlamına gelir. Scooter ise bunu gerçekleştiren demektir. Yani aslında skutır, “kaç-kaç” gibi bir anlama gelir. Çabuk, çevik, hızlıca giden, uzaklaşan anlamına gelir. Şehir içi kullanım, günlük hayat pıt oraya pıt buraya gitmek için idealdir.

Çıplak / Naked

Kabaca motorun (güç ünitesinin) kaplanmadığı, bakıldığında motosikletin motorunun görüldüğü sınıf. Her sınıfın özelliklerinden biraz, her modelin kötü taraflarından biraz bulunan sınıf (racing gibi performanslı değildir, touring kadar rahat değildir, enduro kadar dengeli değildir gibi). Buna karşın bu sınıftaki araçlar tüm sınıfların iyi yönlerini de size sunarlar.

Yolu, virajı, rüzgarı hissetmek için iyidir. Yeni başlayanlar rüzgarın etkisiyle sürati daha çok hissederler, yani rüzgarın artması acemiyi korkutur ve tutar, bu açıdan iyidir 🙂

Daha net daha doğrudan ve daha duygu yoğun sürüş yaptırır. Bu yönüyle de başlangıç için iyidir.

KTM Duke 200, çakıl yolda arkadan görünüm
başlangıç motosikleti arazi enduro

Arazi / Enduro

Adından da anlaşılacağı gibi yol değil arazi şartlarında, yani dağda bayırda kullanılmaya uygun aletlerdir.

Başlangıç için önerilen bir motor türüdür. Kolay hakim olunabilir ve sağlamdır. Tasarımı itibarı ile düşmelerde daha az hasar görür.

Gezinti / Touring

Konfor öncelikli, görece ağır makinelerdir.

Ama ağırdırlar!

Başlangıç için çok tavsiye edilmezler çünkü şehir içinde hantal ve ağır kalırlar. Yolu, virajı hissetmek biraz daha zordur, konfor adına netlik ve doğrudan yolu hissetme kısılmıştır.

Kontak çevirip uzun yol yapmak için üretilmiş motosiklet modelleridir. Ortalama süratleri yüksek, iyi viraj yapan makinelerdir. Çift kişiyi rahatlıkla taşırlar ve bagaj için uygundurlar.

Motosiklet Bakış Ayırma

Cruiser ve Pat Pat / Chopper

Hava poz iyidir ama bu tür aletler gitmez dönmez ve durmazlar. Ağırdırlar ve yüksek devir çevirmedikleri için başlangıç motosikleti olurlarsa en önemli beceri olan gaz kontrolünü öğrenmekte zorlanırsınız. Tekniği ile öğreneyim diyenler için yanlış başlangıç motosiklet türüdür.

Keyfinizdir karışılmaz ama önce tekniği daha rahat öğrenebileceğiniz bir model seçip sonra bu tür makinelere geçmeniz tavsiye edilir.

Not: Chopper İngilizcede “Chop chop (Türkçe okunuşu çop-çop)” eden demektir, yani çıkardığı sese göre adlandırma yapılmıştır.
Cruiser ise cruise eden, yani seyahat eden, gezinti yapan anlamına gelir. Yalnız daha çok deniz için kullanılır. Pat-patlar bu yönüyle deniz araçları gibidir, genel olarak uzun süre, çok hızlı olmadan aynı hızla giderler.

Yarış / Racing

Pist araçlarının yola uyarlanmış halleridir. En yüksek performansa sahip motor türüdür. Kesinlikle ve kesinlikle ileri seviye bilgisi ve deneyimi gerektirir.

Bu sınıfla cc düşük olsa bile başlanmaz. Sadece bakışınızı yukarı kaldırmak için bile zorlanırsınız. Oturma konumunuz yatık olduğundan zorluk çekersiniz.

Neden derseniz alışık olmadığınız süratlere hazır olmadığınız kadar kısa süratlerde çıkarlar ve bu sebeple hareketlerinize çok ani tepkiler verirler.

VE EN UFAK HATADA İŞLERİ HEMEN EN AĞIR SORUN HALİNE GETİRME KABİLİYETLERİ VARDIR.

Yanı sıra en yüksek ölümlü kaza bu tür makinelerde gerçekleşir.

Başka bir deyişle hatayı en az affeden motosiklet türüdür.

Başlangıç Motosikleti
Motor Hacmine ve Gücüne Göre

0 – 125 cc. >

Başlamak için uygun hacimdir. Yalnız çabuk sıkılabilirsiniz. Bu sebeple 200 – 250 cc. modelleri düşünmenizde fayda vardır.

126 – 250 cc. >

Başlangıç için en uygun sınıftır. 125 cc. sınıfındaki motorlar genel itibarı ile ucuz modeller olduğu için birçok donanımdan yoksundurlar. Bu açıdan 250 cc. motorlar donanım açısından daha zengin seçenekler sunar.

Yanı sıra, çevre yolu sürüşleri, hafta sonu için az biraz uzun yol yapayım derseniz de size cevap verebilecek güçleri mevcuttur.

601 – 800 / 900 cc. >

Deneyim ve kabiliyet isteyen sınıf. Bu sınıfta hatalar ölümcül sonuçlar getirirler.

251 – 500 / 600 cc. >

İşlerin ciddileşmeye başladığı sınıf ve motor hacmidir. Hem güç (gerek beygir gücü gerek tork olarak) hem de ağırlık bir aceminin rahatlıkla yönetebileceği seviyeleri bu sınıfta aşmaya başlar.

900 cc. Üstü > Başlangıç için klasman dışıdırlar, konu bile etmiyoruz.

Beygir Gücüne Göre

Burası çok tartışmalı bir konudur fakat kabaca şöyle söylenebilir:

Beygir gücü olarak ise 70 beygir civarı sınır kabul edilebilir. Altı başlangıç için iyi, üstü doğrudan yanlış ve tehlikelidir.
70, 60, 50 beygir seviyesindeki güçler tabiidir ki başlangıç için yeterince tehlikelidir lakin burada asıl mesele yüksek gücün acemiye göre olmamasıdır.

O yüzden inat edip büyük hacim (cc) ile başlayacaksanız, bari en azından 60 – 70 beygirlerin altında kalın…

Bu yazı Acemi Kategorisindedir, kategorinin diğer yazıları için buraya tıklayın.

Sonuç / Özet

Hangi Motosiklet İle Başlamalı?

Ufak cc (250) ve hafif bir motosikletle başlamak gerekir.
Tür olarak ise naked ya da enduro motosiklet doğrudur.
Bunun sebebi oturuşunuzdur.
Bu iki tür ile dik olarak oturur, yüksekte olur, bakışınızı yukarıda tutmuş olursunuz. Bu hal, temel teknikleri ve yapmanız, öğrenmeniz gerekenleri çok daha kolay öğrenirsiniz.

Neden Ufak cc. İle Başlamalı?

Ufak cc. bir motosiklet ile motosiklet sürüşünün temellerini çok daha rahat öğrenir, zorunlu tekniklere çok daha kolay hakim olabilirsiniz.

Başlangıç motosikleti olarak Arazi/Çıplak Motosiklet Neden İyidir?


1) Doğrudan sürüş, daha kolay tepki algılaması, rüzgar hissi (öğrenirken çok önemli konular bunlar); kısacası sürüş dinamiklerini/tepkilerini daha kolay öğrenme. Makineyle daha kolay bütünleşme ve hissetme/anlama.
2) Dik oturuş. Özellikle yüksek (doğru) bakış için bu iki tür daha dik oturttuğu için daha kolaylık sağlıyor.

Çıplak (naked) yada Arazi (Enduro) ve 250 cc. ALTINDAKİ motosikletler tavsiye edilir. Bunun sebebini bu sayfada ayrıntılı şekilde anlattım ama kısaca söylemek gerekirse: hafiftirler. Beyniniz, kolunuz-bacağınız ve en önemlisi günlük hayatta kullandığınız kas gücünüz bu hafiflikte bir kütleyi yönetmeye yeterlidir.

Sonra istediğiniz tarza, hacime, büyüklüğe geçiş yapabilir, istediğiniz motosikleti sürmeye başlayabilirsiniz.
*
Abartarak örnekleme:
– Kılıç öğrenmeye ahşap kılıç ile öğrenmek varken neden fantezi? Ha olmaz mı, olur tabii ki ama daha kolayı varken neden zordan başlayasın?
– Ama ben katana istiyorum?
– E tahtayla öğren sonra ister yatağan al ister epe al ister ninja ol; ama samuray kılıcıyla kendini kesmesen kılıcı kıracaksın çekirge.
*
İlave: herkes parasını istediği yere harcar; kimse herkese karışamaz 
Fakat bu yazıdaki amacım işin mantığını anlatmak, yoksa neden olmasın, ben yaparım, amaan yapan çok var (haklı çünkü bihaber) soruları cevapsız kalıyor.

Racing ile motosiklete başlanır mı?

Racing model olmamalı, naked ya da enduro tavsiye edilir, 250 cc. ve altı hacimlerle başlamak gerekir.

İlk motosikletin 250 cc. ve çıplak ya da arazi tipi olması, sistemli (doğru, kuralına, tekniğine) sürme işini öğrenmeyi daha kolay hale getirdiği için öneriliyor.
Sebepleri:
– Kütle
250 cc. hafif. Günlük beyin-kas koordinasyonunuzla kolayca idare edeceğiniz bir ağırlıkla mücadele ediyorsunuz. Bilmediğiniz, her yöne oynayan bir kütle; beyniniz-kolunuz-bacağınız daha önce hiç tecrübe etmemiş. Hafif ise beyniniz oturtana kadar çok daha az yoruluyor/zorlanıyorsunuz.
– Güç
Ayarsız gaz/fren/komut tehlikesizliği çok büyük rahatlık. 250 cc. hacme sahip motosikletin gücü fazla/kontrolsüz gazı görece daha tehlikesiz hale getiriyor. Sert fren/debriyaj gibi hatalarda da kütleyi bir üstte anlattığım sebeple daha kolay yönetebiliyorsunuz.
– Öğrenmeyi Kolaylaştırma
Acemiye: ” Daha sert fren yap.” diyorsun, ilk makinesi 600’lük, ön çökünce korkuyor. İndirip Duke 200’le yaptırıyorsun, daha kolay yapıyor.
Acemiye: ” Makinenin yanına geç, eller gidonda. Uzak el dümdüz ve sert, yakın el gevşek. Kalçanı depoya daya gidonu kıvır, yürürken ön frene dokun dalmayı hisset.” diyorsun; 125/250 “cart” diye kapattırıyor ön amortisörü (çünkü o kol o bacakla hakim olabiliyor); 600’lükçüler o kadar narin ki…
İşte bu fark yol eğitimlerinde de aynı şekilde önüne taş oluyor aceminin. Adama virajda destek gazı aç diyorsun; acemi işte ve gaz hakimiyeti yok (beklenen bu zaten) biraz fazla açan 250’lik aynen devam, 500’lük öyle değil ama…
Kısacası yüksek hacim öğrenirken aceminin önüne taş oluyor.

Sürüş teknikleri (Sistemli sürüş)

makaleler kapak görseli

Motosiklet sistem eğitim; bu kelimeleri illa ki duymuşsunuzdur. Bu yazıda eğitimin yarattığı farkları ve Sistem dediğimiz şeyin ne olduğunu bulacaksınız. Haydi başlayalım:

“Yeni bir şeyi öğrendiğimizde, eskisinin iyi çalışmadığına dair kanıtımız olsa bile, değiştirmeye karşı bir gönülsüzlüğümüz olur.”

OMM Motosiklet Yol Sanatı / Motosikletli Polisin El Kitabı

Eğitimlerde yaşı ilerlemiş fakat motosiklete yeni başlamış bir sürücü vardır genelde. Son derece uyumlu kişiler olurlar. Ve yine genelde, istemelerine ve eğitmenlerin çabalarına rağmen eğitim başarılı olmaz… Bu tür sürücüler, büyük ihtimalle motosiklet gözlemli sürüş bölümünü zaman kaybı olarak görüyorlardır.

Peki neden?

Kendi hızında süren kişiler, yanlışlarını söylediğinizde düzeltmeye çalışmak yerine şunu söylerler:

”Benim için iyi sürmek, yavaş sürmek demektir. Ben yıllardır motosiklet üzerindeyim ve bana yetiyor. Güvenli sürmek de aynı şekilde yavaş olmaktır. Sistemi anladım, çok şey de öğrendim ama neden daha hızlı gideyim ki?Bir de şu var: Benim sürdüğüm hızlarda gözlem, pozisyon, vites, hız ve hızlanma gibi şeylerle uğraşmaya gerek yok?”

“Keyfim yerindeyse neden zorlayayım ki?” sorusu doğru gelebilir. Neden ek risk alalım ki?

Şurası gerçek ki motosiklet yavaşken de hızlıyken de keyif verir. Tecrübeye de saygım var. Fakat şunu da kabul etmelisiniz: motosiklet kazaları yavaş süratlerde de olur…

Kimse eğitim aldığınız için daha hızlı olun demiyor. Fakat bakış ayırıp doğru hızda sürmek, motosikleti akarcasına sürmek bu işin doğru ve güvenli usulüdür. Eğitimdekileri yola aktarmadan, bildiklerinizi yapmadan ne iyi, ne dpğru hızda, ne de keyifli sürüş yapamazsınız.

Motosiklet sürüş eğitimi ne demek?

Eğitim her şeyi doğru algılamak ve ona göre sürmek demektir. Bu her şeyden önce doğru hızda, doğru yerde olmak anlamına geliyor. Bu “yavaş” sanırken tehlikeye koşmanızı engeller. Bu, “Orayı rahat dönerim.” derken virajdan çıkmanızı engeller. Mesele daha hızlı gitmek değildir. Mesele, eğitimde söylenenleri yaparken daha doğru hızda ve daha önemlisi daha güvenli olacağınız gerçeğidir.

Bu tür sürücüler, bir şeyi daha ihmal ederler: trafikte oldukları gerçeği. Motosiklet sistem eğitim ama uygulama? unutmamalı ki eğitim: kalıcı davranış değişikliğidir. Öğrenmiş olabilirsiniz ama yola aktarmıyorsanız eğitilmiş olmazsınız.

Trafik diğer araçlarla birlikte uyum içindeki akıştır. Herkesten yavaş kaldığınızda daha güvenli gitmiyor, aksine kendiniz dahil herkes için tehlike yaratıyorsunuz. Eğer kendinizi trafikte sıklıkla bu durumda buluyorsanız, şunu bilin: sizin keyfiniz herkesin güvenliğinden kıymetli değil…

Bu sebeple duyabileceğiniz: “Sadece gezinmek benim için yeterli.” ya da “Bu sürat bana yetiyor.” açıklamalarını ciddiye almıyoruz.

Bunun tam zıddı da aynı şekildedir: “Ne kadar hızlı gidebildiğimi göstermek istiyorum.” veya “Ben heyecan için (adrenalin) sürüyorum.” diyenler de eğitimi aynı şekilde ihlal ediyorlar. Doğru süratte değiller.

Sonuç itibarıyla her iki sürüş stili de sorumsuzluktur ve tehlikelidir.

Yanlışta ısrar etmeyin

Düz bir çizgide, trafiğin yoğun olmadığı yollarda sürmek mümkündür tabii ki. Bu şekilde belki de bir ömür kaza yapmadan sürüş yapmak tabii ki mümkündür. İdeal şartlar varken her sürücü ileri seviyede olduğunu düşünebilir. Fakat eğitimin bize öğrettiği iki şey var:

Şunu unutmayın: motosiklet üzerindeyken işler çok hızlı şekilde kötüye gidebilir. Önceden görürseniz birkaç saniye önce (ki bir ömür kadar zaman yaratır), hazırsanız ve neyi-nasıl yapacağınızı biliyorsanız tehlikeden önce kurtulursunuz.

Aklınıza hemen sert fren ya da panik fren geliyor olabilir. Ama Sistem bize diyor ki önceden görürsen az fren ya da tam tersi gaz açarak tehlike bölgesinden kurtulabilirsin. Tehlikeli bölgeyi bir daire olarak düşünürseniz az fren -hatta çoğu zaman gaz kesmek bile yeterli olur- ya da az gazla dairenin dışına çıkar kurtulursunuz.

Bütün mesele dairenin içinde tehlikeyle aynı zamanda bulunmamaktır.
Tehlikeyi gaz kapayarak önünüzden geçecek, gaz açarak arkanızda kalacak şekilde sürüş yapmak eğitimin asıl amacıdır.

“İyi eğitimli sürücü süratini ve pozisyonunu sürekli kontrol ederek görüş ve reaksiyon zamanı kazanır ve sürüş tekniklerini doğru uygular”

Bu cümledeki “İyi Eğitim”i iki bölüme ayırabiliriz:

  • Zaman Yönetimi ve
  • Yol Tutma Yönetimi.

Bu bölümler altında ise zihinsel ve fiziksel açıdan “alet çantamızı” zenginleştirmek vardır.

Zaman Yönetimi şunları kapsar

Yol Tutma Yönetimi şunları kapsar

her birindeki bağlantılar tıkladığınızda ilgili site içi yazıyı açar

Vücut pozisyonu | Vites kontrolü | Yön verme sistemi | Frenleme sistemi

Bu arada arkadaşımızın sorduğu soruya dönelim “Niçin bir sürüş sistemine ihtiyaç var? Niçin Zaman Yönetimi ve Yol Tutma Yönetimi üzerinde vakit kaybediyoruz?”

Sürüşümüzün keyifli olması kadar (Güvenli)Emniyetli, Akıcı ve Sistematik olması önemlidir. Bu üç başlık güvenli bir sürüşün şartlarıdır.

(Güvenli)Emniyetli: Her durumda emniyet birinci önceliği taşımalıdır. Tecrübeli sürücü yoldaki tehlikelerin farkında olandır. “Bugün bana ne zarar verebilir?” sorusunu sürekli sormalıyız.

OMM Motosiklet Yol Sanatı, motosiklet sistem eğitim, kitap
Bahsedilen sistemin kitabı: “Yol Sanatı”

Bunu üçe ayırabiliriz:

  1. Yol şartları; viraj, kavşak, geçit, rampa, iniş gibi.
  2. Yolun diğer kullanıcıları ve kullanış şekilleri.
  3. Yolu durumu; yağmur, sis, buzlanma veya yol yüzeyi gibi.

Türkiye’de bunlara ilave olarak eksik yol işaretleri, çeşitli hayvanlar, sürücülerin eğitimsizliği, ve kötü yol yapımı/bakımı gibi faktörleri de ilave etmek lazımdır. Tüm bu risklere ve problemlere bir de kendi cehaletimiz ve küstahlığımızı eklemenin hiçbir manası yoktur. Bunlar bizim kontrolümüz dahilinde olmalıdır.

Akıcı: Eğer arkanızdaki yolcu sık sık kaskı ile sizinkine çarpıyorsa, eğitime ihtiyacınız var demektir. Eğer fren balatalarınız ve lastikleriniz çabuk aşınıyorsa, sürüş stilinizi değiştirmeniz lazım demektir. Çok sık kaza riski ile karşılaşıyorsanız, akıcı değilsiniz demektir. Akıcı sürücü, her zaman sürekli plan yapan, önündeki her fırsatı iyi bir hızda yol almak için kullanan sürücüdür. Aynen sudaki bir balık gibi. Gerçek keyif için planlama şarttır

Sistematik: Motosiklet sürerken genellikle beklenilmeyen şeylerin olduğu bir ortamdayız, bilhassa Türkiye’de. Her şey, çeşitli açılardan, köşelerden ve çok çabuk olabiliyor. Bu yüzden, uygulandığında motosikletin yol tutmasını garantileyen bir sisteme ihtiyacımız vardır. Sistem öğrenilip uygulandığında ve otomatik hale geldiğinde bizim savunmamız olur. İşte o zaman zihnimizi, problemle karşılaştığımızda onu çözmeye ayırabiliriz.

Toparlamak gerekirse: motosiklet sistem eğitim demek sistemli sürüşü yola uygulamak demektir. Sistemli sürüşler.

Öğrenmek istediğimiz işte budur; yavaş ve kararsız değil, akıcı ve (güvenli) emniyetli bir şekilde ve bir sistem dahilinde sürmek.

Kaynak: Maalesef bunu yayınlayan kişi kaynak belirtmediği için ben de kaynak veremiyorum. Fakat ARA eğitimi dedikleri şey ART Moto Akademi yazısı olduğunu düşündürüyor.

Tavsiye yazılar

Bu yazı Makaleler | Motosiklet Acemileri İçin | Püf Noktası | Yıldızlı Yazılar – En Önemli Konular kategorilerinde yayımlanmıştır.

Gözlemli Yol Sürüşünde (motosiklet eğitiminde) öğrendiklerim

motosiklet binmek kullanmak sürmek
  • Ben bu güzel olmayan yolda yatırıp gaz açarak çizgiyi koruma işini beceremiyorum.
    • Hadi kazınmış yol ve asfalttaki çizikler bir derece fakat o kazınmış yolların kot farkı var ya, işte onları sallamadan sürüş yapamıyorum ben. Neden derseniz önceki de, bu motosikletim de o kot farkına gelince yatıyor ve yön değiştiriyor. O sebeple yoğunlaşmam o noktalara kayıyor ve tedirginlikten gayri ihtiyari gaz kapıyorum.
  • Bu gün zorladım hem Futura‘yı hem de kendimi. Son iki sürüşümde devamlı yüksek devir ve ara ara devir kesiciye girecek kadar tepesine çıkma şeklinde sürüyorum. Gerçekten de yüksek devir, kırmızı çizgi yakınları farklı; daha büyüleyici, daha pürüzsüz, daha sesi güzel, daha bir yola uygun, viraja yakın. Olmak istediği bu işte bir motosikletin.
  • Bu arada böyle tepesine çıkınca devamlı gazı doldurup gidince ortalama yakıt tüketimi 100 km.’de 10 lt. civarı.
  • Kolum, sırtım acımadı o kadar zorlamama rağmen kendimi. Kolları serbest bırakma ve dirseklerden sallama iş e yaradı yarıyor; siz de yapın.
  • İyi sürenlerle sürün ve sizi değerlendirmelerini isteyin. Ama sizin iyiliğiniz için eksiklerinizi gözleyip söyleyen adama izahat vermeyin! Adam haklı, siz istediniz; bari susmayı becerin (ben zor beceriyorum da).
  • Ben viraj çıkışı gaza oturup açmayı açmayı açmayı seviyorum. Viraj öncesi ise tekrar kısmayı, viraja yavaş girmeyi fakat hızlı çıkıp daha da hızlanıp o ivmelenmeyi ve yavaşlamayı seviyorum. Motosiklet kullanmanın benim için güzel tarafı bu. Oysa “sistem” bir hız seç ve o hızla git dön çık devam et; ortalama hızın o (neredeyse sabite yakın bir sürat) olsun diyor. Onun için uygun makine GS1200, fakat ben onun için enduro GS falan kullanmıyorum, o sebeple agresif motosikletlere bakıyorum.
    Sistem bu aşamada bana viraja taşıdığın hızı arttır, sonuçta sen ve ben yolu aynı sürede yapıyoruz diyor, ki haklı. Doksanla çıkıyorsun, yüz yirmiye kadar tırmanıyorsun, tekrar seksen, çıkışın yine doksan diyor. Oysa o 90 ile sabit dönüyor çıkıyor giriyor. Evet, aramızda fark yok, ve ben daha çok iş yapıyorum evet. Fakat ben henüz sistemi iyi uygulayanlar kadar göremiyorum çıkışı. Onların mesela 80’le girdiği viraj bana göre en iyimser ihtimalle 65, bilemedin 70  km. süratlik viraj. Bakalım zamanla ne olacak?
  • Mesele hızlı gitmek değil, seni o sürate çıkaracak görüşü elde etmek. Ona çalışmam lazım. Ödevim bu.
  •  Yağmurla başladık, ıslaktı hep yerler.
    • Destek gazı olduğu sürece arkası her zamanki gibi. Geçen hafta da, bu defa da bir kere sıyırmadı, hatta huzursuzlanmadı bile arkası.
    • Tabii ki dirsekleri serbestleştirmek, gidonu serbest bırakmak ana kuralı; unutmayalım. Biraz da ondan rahat gittim ve ufak dalgalanmalara izin vererek dengesini bozmamayı becerdim Futura’nın.
    • Yani lastikler ısındıktan sonra ıslak zeminden korkmayın. Ben denedim ve yüklendiğin gaz ve ciddi kompresyon, hatta ağırlık transferini yaptıktan sonra serte yakın fren bile ıslakta sorun değil (not: beyaz çizgiler, boyalı yüzeyler hariç; aman dikkat, o noktalar çok kayganlar).
  • Kulak tıkacı, kulak tıkacı, kulak tıkacı: takın.
  • Vizör buğu ? Bir tık açın vizörü, hem çok soğuk değil, hem buhar hızlı gidiyor. Ek işe yarayanlar:
    • Ağızlığı aç , önden gelen hava buğuyu engelliyor gibi sanki,
    • Neoprendi sentetikti balaklava ağzı ve burnu örtüyorsa buğulanmayı arttırıyor, çek alltan sıyır burnundan-ağzından; fark ediyor, buğu azalıyor.
    • Sürat arttıkça buğu azalıyor (ön havalandırmadan gelen hava arttıkça).
  • Gerçekten oluyor, zira artık normalim oldu. Engin bugün: “Abi fren lambaların çalışıyor mu?” dedi. Onu şaşırtan şehir içi ve dar manevralar olmuş, “Oralarda da yanmıyor, o nasıl oluyor?” dedi. Demek ki iyi planlama ve doğru seçimler frenleme ihtiyacını ortadan gerçekten kaldırıyor…