Türkçe motosiklet eğitimi: Sakınarak Sürüş

Türkçe motosiklet eğitimi, kapak görseli

Ben “Sakınarak Sürüş” diye tanımlardım motosiklet eğitim ve sohbetlerimde. Türkçe motosiklet eğitimi her şeyi daha kolay hale getiriyor çünkü.

Bu kavramsal ad, en baştan zihni doğru yere taşıyarak gerekeni anlatıyor ve dinleyen için her şeyi çok daha kolay hâle getiriyor.

Bu arada “defansif sürüş” diye bir ad olmaz 🙂 Yani Türkçe hali bu olamaz, Türklere anlatmak için olmaz. Defansif diyeceğinize: “Sakınarak Sürüş” deyin, anlasınlar.

Türkçe motosiklet eğitimi, dil neden önemli?

Zira iyi motosiklet sürüşü beyinsel bir faaliyettir.

Ama İngilizce bilenlere, Fransızca bilenlere anlatıyorsanız bir derece ki onda da şöyle bir risk var. Türkler kaçınılmaz olarak bunu defansla ilişkilendirecekler ama “defans” ne demek onu da tam bilmiyorlar. Burada da şöyle bir sıkıntı ortaya çıkıyor ana diliniz neyse o dilin kelimelerini kavramsal olarak da işleyebilirsiniz. Ama Türkçe karşılığını (uzun uzun tanımını değil her kelime için tek kelime Türkçe karşılığını) bilmiyorsanız ne ölçüt ne de kavram tutturursunuz. O zaman da herkes kafasına göre farklı bir içerik doldurur, kadrince içerik inşa eder, sonra da aynı kelimeleri kullanarak birden fazla çıktı elde edersiniz 🙂 Ki o da istenen şekillendirmeyi sağlamaz.

Sakınarak sürmek deyince

En baştan her şeyi anlaşılır kılıyorsunuz. Defansif deyince aynı etki olmuyor tabii ki… İşte bu yüzden aceminin girdiği dünyayı doğru algılaması, daha kolay ve doğru anlaması için anlayacakları dilden konuşmak çok önemli.

Smooth da ne demek?

Bunun aynısı şey smooth için de geçerli. o da olmaz. ma şimdilik kısa keselim. Bu konu ilginizi çektiyse burada daha ayrıntılı işlemiştim bu konuyu.

Sistem ne demek?

Örnek: Sistem ne demek mesela? Türkiye’de herkes sistem söylemesini kullanıyor artık Türkçeleştiğini söyleyebiliriz, değil mi?

Ama sistem kelimesinin Türkçe karşılığını sorduğumuzda, herkes uzun uzun sistemi tanımlamaya kalkar.

Yani ne kavramsal ne de anlam olarak sistem kelimesinin içeriğine kimse hakim değildir ülkemizde.
İşte bu yüzden motosiklet eğitiminin “sistem” adında kavramsal tarafı olduğu için, eğitimlerde mutlaka sistem kelimesinin Türkçe karşılığına verirdim ki bu kelime: “bileşke” kelimesidir.

Yine örnekleyelim: Fren sistemi deyince herkes anladığını sanıyor değil mi? Oysa “fren bileşkesi” deyince zihninizdeki genişleme ve birden içine dolan anlamı fark ettiniz hiç çaba sarf etmeden.
Üstelik tek kelime Türkçe, size sistem tanımını çok daha doğru yapabilme becerisi de kattı…

O yüzden özellikle eğitimlerde, yabancı kelime kullanmayı maharet sanmak yerine, aksine temeldeki kavramı aktarabilecek Türkçe karşılıklar zorunludur.

Öğrenmenin en çok fark yaratan tarafı, önceki bilgilerle birleşmesi ve her seferinde “bütünü” kullanarak kıymeti arttırmasıdır. Oysa yabancı kelimelerle eğitim aldığımızı sanırız ama bu eğitim olmaz. Çünkü önceki bilgilerle bütünleşmesini engelleyecek şekilde yalıtılmış tutarız anlamına eremedeğimiz kavramları (yabancı kelimeleri).

Bu yüzdendir ki teknik olarak, yabancı dil eğitimi vardır ama “yabancı dilde” eğitim yoktur. Yani çok çok zor iştir. Gereksizdir, enerji ve zaman kaybıdır.

limit noktası kapak, Türkçe motosiklet eğitimi

Sonuç

Motosiklet eğitiminde ilk kez karşılaştığınız kavramların, terimlerin Türkçe karşılığını bulun. İçeriğine tam olarak hakim olmadığınız, yani Türkçesini bilmediğiniz kelimelerin Türkçe karşılığını bulun, öyle devam edin.

Türkçe karşılıklarını öğrenmek kavramsal algınızı açacak. Her şeyi daha iyi ve daha hızlı anlayacak ve kendinize katacaksınız. Sistem, limit deyince anladığımızı sanıyoruz. Fakat kavrayamıyor ve esas aktarmak istediklerinden mahrum kalıyoruz.

Kapiş? 🙂

Türkçe karşılıklar için kaynak

Atatürk’ün yadigarı Türk Dil Kurumunun sozluk.gov.tr adresinden ulaşabileceğiniz çevrim içi sözlüğü var. Bir kavrama daha da hakim olmak için bir diğer seçeneğiniz ise kökenbilim araştırması yapmak. Kökenbilim, etimoloji olarak da geçer. Şanslıyız ki basit bir Google aramasıyla internet üzerindeki etimoloji sözlüklerine de ulaşabiliriz. Kökenbilim kelimenin tarih boyunca yolculuğunu ve kavramın tam haline “ermemizi” sağlar.

Görsel Limit Noktası

Bakış: Nereye Bakmalı?

“Ben yaparım” hayır, yapamazsın

yapamazsın kapak görseli

Motosiklet eğitimindeki engel

Eğitim yaparım yapamazsın tartışması değildir. Eğitmen, sizinle tartışmak zorunda değildir. Sizden daha çok bilen, sizi ikna etmek zorunda değildir. Talebe, yani “talip olan” sizsiniz, talip olduğunuz şey bilgiyi almaktır. Kafanıza yatmazsa ikna edilmeyi beklemek değildir eğitim…

motosiklet.net devamlı olarak takip ettiğim bir forum. Genelde acemi arkadaşlara aralıksız anlatmaya çalışıyoruz fakat bazen umutsuzluğa kapılmıyor değiliz 🙂

Eğitim yaparım yapamazsın meselesi değildir. Talebe, talep eden demektir zaten. Hem sorup hem de reddetmek… Neyse. Bir gün, ileride de bağlantısını verip aynı şeyleri yazmak zorunda kalmamak için aşağıdaki metni yazdım. Eğitim nedir, nasıl öğrenilir; bu konuda içimdekileri yazdım; buyurunuz:

Eğitim yaparım yapamazsın meselesi değildir

Arkadaşlar şu hastalıktan kurtulmamız lazım: “Ben yaparım” hayır yapamazsın*.

“Kırmızı ışıkta geçemezsin.” dediğin adam geçip, pencereden sarkarak sana: “Bak geçtim işte?” diyorsa olay bellidir.

  • Bu kişi cahildir (cehalet bilmeme değil, öğrenmeme inadıdır).
  • *Bu kişi anadilini bilmiyordur; oradaki imkansızlık değil, yapmamalısın demektir.

Bu adama verilecek bir tek cevap var: “Aferin kardeşim. Ben hatalıymışım kusura bakma.”
Bu tavırla karşılaşmak sizin tercihiniz, saygı duyuyoruz 🙂

Eğitim kendinizi kanıtlama yeri değildir

Şurasını netleştirelim: eğitim yaparım yapamazsın tartışması için aynı seviyede kişiler gerektirir. Oysa ki siz bilmiyorsunuz, sorduğunuz kişi biliyor. “Bu yapılmaz.”, “Bu yanlış” yada “Bu böyle olmalı.” dendiğinde işi yaparım-yapamazsın tartışmasına sokmanın bir anlamı yoktur.

Tartışılmış, yorum değil bilgi olan şeyin yanlış dediğini sen yapsan da yanlış olacak, bunu kabullenemeyecekseniz, eğitime gelmeyin.

Hem fikir sorup hem de ortak akıla karşı çıkmak sizin (yaşınızdan bağımsız olmak üzere) ergen olduğunuzu gösterir. Zor olanı başarabileceğinizi görmek bizi ilgilnendirmiyor. Bize kanıtlayacağınız bir şey yok, üstelik bize ne kadar kabiliyetli olduğunuzu göstermek size de bir şey kazandırmayacak ama yine de siz bilirsiniz.

Gelelim bilgiye. Burada bazı kişiler konuya hakim, üzerine bir de tecrübeleri var. İnandıkları şeyleri değil “bildiklerini” anlatıyorlar. İki kere ikinin dört etmesi “fikir” değildir. Ben bunu söylediğimde kişisel kararım olmaz bu. Sen “olgusal” olana, bilgiye karşı çıkarsan bana karşı çıkmıyorsun, insanlığın birikimini yok sayıyorsun.

Her seferinde her şeyi uzun uzun anlatmak hem vakit kaybı hem de gereksiz. Olgun kişi gerekeni yapar; ergen de istediği olsun diye kastıkça kasar. Gidin kafanızı kırın arkadaşlar, kimsenin sizi ikna etmek gibi bir yükümlülüğü yok, buna karşın sizin daha iyi olmak gibi bir mesuliyetiniz var, hayata borçlusunuz bunu, bize de değil…

Yapma/olmaz denen nedir?

Olmaz dediğimiz: riskli. Sen hayatını sağlığını tehlikeye atmak istiyorsan ben sana ne diyeyim? Ama şunu sor kendine: “Ben neden kendime değer vermiyorum?” çünkü kıymetli hissetsen kendini, riske atmazsın…

Üzerine alınan varsa niyetim onu kırmak değil lakin arada doğruları olduğu gibi söylemek zorundayız. Bugüne kadar toprağa verdiklerim oldu; inadından zarar gören çok sürücü gördüm ben. Toplu sürüşlerin bir çoğunda aynada gördüklerim yüzünden iki vites aşağıda gittim çünkü adam kuyruğuma takılıp sürüyor ve biliyorum ki ilk orta sert virajda ben döneceğim, o dışarıya çıkacak. Bunu yapıyorum, gün boyunca keyif alacak sürüşüm yerine o adamı koruyacak şekilde sürüyorum ve yapmalıyım da zira insan hayatı çok kıymetli ve çok kırılgan; tek hata platin demek, sakatlık demek. Aynısını karşıdaki kişiden de beklemek hakkım benim.

Kendinize değer verin.

Gerçek hayatta yapamadığınız hiçbir şeyi motosiklet üzerinde yapamayacaksınız; bunu asla unutmayın…

Sonuç

Eğitim, yaparım yapamazsın çekişmesi değildir.

Bu yazı Felsefe ve Yıldızlı Yazılar – En Önemli Konular kategorilerinde yayımlanmıştır. Kategorilerin üzerine tıklayarak diğer yazılarını görebilirsiniz.

Motosiklet ve uzun yol felsefesi

Tiger 900 şehir üstten bak

Motosiklet ile uzun yol ve felsefesi, standart motosikle tseverden ya da sürücüsünden farklı. Herkesin sevdiği bir şey değil çünkü uzun yol.

Gitmek, varmak, gezinmek farklı kavramlar evet lakin yolda olmak, yola düşmek hatta yola revan olmak da var…

Peki bu kadar farklılık neden? İşin uzmanına danışalım dedik 🙂

https://twitter.com/psukhelog/status/1246190080617861123?s=09 (hesap uçmuş ama aşağıda yazılı şekilde var)

Bir daha okuyalım çünkü ilk seferde anlaması gerçekten zor…

İnsan evindeyken bulamadığı mutluluk ve huzur için çıktığı arayışında evinden uzaklaştığı kadar kendine yabancılaştığında o aradığının başladığı yerde ve dışa yolculuğun içeriye olduğunu anlıyor.

Kısacası:

İnsanın kendini bulması için önce kaybetmesi lazım.

Burada yola revan olmak kavramı gündeme gelmeli.
Revan ise farşçadan aldığımız: yürüyen, giden anlamına gelen bir kelimeymiş.

Varmak iyi, varınca, uzaktan, olduğun yeri daha iyi anlayabiliyor insan.

Ama bir de yolda olmak var. Hareket halinde, devingen olmak var, sanırım insana en iyi gelen bu olsa gerek…


Motosiklet ve uzun yol ve felsefesi; siz hangi içsel yolculuğu seviyorsunuz? 🙂

Diğer Felsefi Yazıları için buraya, Makaleler için ise buraya tıklayabilirsiniz.

Smooth ne demek?

smooth kapak

Eğitimde sıkça geçer: “Motosiklet smooth sürülmeli.”, “Smooth olun.” peki bir türlü açıklanmayan bu smooth ne demek?

Motosiklet eğitiminde habire tekrarlanır bu smooth kelimesi ve karşılığını da “yumuşak” olarak verirler.

Kavramların sıkıntısı şu: anadilinizde ifade etmedikçe anlamına “eremezsiniz”. Daha da kötüsü herkes algısı, kadri nispetinde içeriğini kendi doldurur kavramların ve sonuç: aynı kelimeyi farklı anlayan insanlar topluluğu.

Smooth’un Türkçe karşılığı, kavramı dilimizde karşılayan: “Zarif” kelimesidir.

Mesela dans. Dansta hareketler zarafet içindedir değil mi? Sert hareketler yoktur, köşeli figürler göremezsiniz. Hareketlerin kendisi de zariftir, bir hareketten diğerine geçiş de aynı şekilde köşeli, sert değildir.

İşte motosiklet smooth oldu mu tıpkı dans gibi köşesiz, sivri olmayan bir tablo ortaya çıkar. Zart diye sıkmazsınız fren kolunu, aniden yapmazsınız frenajı. Ya da hart diye açmazsınız gazı, kontrollü ve ufaktan başlayıp arttırarak gaz açarsınız. Gidon ve yatış da ona keza. Yani iyi motosiklet sürüşü zarif bir iştir…

Kapak resmindeki çizgiler hız ve fren grafiklerini gösteriyorlar. Köşeli, ani iniş-çıkışlar yerine yumuşak geçişler ve zarif komutlar. Hızlanmanız, tüm hareketleriniz zarif olursa sürüşünüz de aynı şekilde yumuşak olacaktır.

motosiklet gaz açma el gazda
smooth deyince gaz kontrolü daha da önem kazanıyor

Tıpkı ileri ya da güvenli sürüş değil, “sakınarak” sürüş denmesi gerektiği gibi.

“Sistem” dediğimiz sürüş tarzı nedir bilmiyorsanız ilgili yazıyı okumanızı tavsiye ederim.

Bu yazı Felsefe, Motosiklet Acemileri İçin ve Motosiklet Sürüş Teknikleri kategorilerinde yayımlanmıştır.

“Zarif”. Yumuşak değil, ZERAFETLE.
Köşeli değil yuvarlatılmış sürüş çizgisi ve hareketleri.

Gazı, freni, debriyajı “yumuşak”, “ZARİF” kullanarak. Bunun için de sistemli sürmek ve PLANLAMA YAPMAK gerekir.

Sistemli sürüş için: OMM’nin Yol Sanatı kitabı ana kitaptır ve şiddetle tavsiye edilir. Satın almak için doğrudan bu sayfaya gidebilirsiniz.

Sürüşün Ekonomisi

Sürüş Ekonomisi Kapak

yazan: Kyle Allen, Aerostich yetkilisi ve her gün motosiklet kullanan bir sürücü

Motosiklet sürmenin nedeninden bahsederken yazmış olduğum listeye “Motosikleti bir ulaşım aracı olarak kullanarak A noktasından B noktasına gitmek. Pratik, hızlı, ekonomik ve kıvrak bir araç” maddesini dahil etmiştim. Kyle bu yılın Eylül ayında Aerostich Blogu için işe motosikletle gidip gelmenin (ekonomik ya da değil) avantajlarından bahseden ilginç bir makale yazdı.

70’ler ve 80’ler

“70’lerde ve 80’lerde ben büyürken motosikletin günlük ulaşım için kullanılması hayatımın normal bir parçasıydı -diyordu Kyle- Yüksek benzin fiyatlarının da rol oynamasıyla, her iki ebeveynimin de motor sürmesiyle ilgili sevgi dolu anılarım var. Babamın aftermarket karenajları olan 500 cc’lik bir Yamaha’sı vardı, yağmur sıcak dinlemeden her gün işe giderken binerdi ve hafta sonları da arka yollardan manzara seyretmek için yaptığı öğleden sonra gezilerinde artçı olarak arka seleye oturmama izin verirdi. Annem de Honda 125 sürerdi… Biz çocuklar okuldayken yarı zamanlı işine git gel yapmak için ya da marketten bir şeyler almak veya bazı işlerini halletmek için kullanırdı. Çocukken, motosiklet sürmeyi sadece günlük hayatın normal bir parçası olarak görürdüm.

Ehliyet alacak yaşa geldiğimde, annemle babam her iki motoru da satmışlardı… Bu yüzden araç kullanmayı dört teker üzerinde öğrendim, ama hep kafamda bir gün motosiklet sürmeyi isteyeceğim düşüncesi vardı.
Aerostich’in pazarlama ekibinde çalışmaya başladığımda o bir gün geldi. Bir miktar eğitim ve pratikle 2009 İlkbaharında motosiklet ehliyetimi aldım. Yeni bir Hi-Viz Roadcrafter Classic tulum giyinerek, ödünç aldığım 1971 model bir 1971 Honda CB350’nin üzerine atlayıverdim ve her gün motora binen kendini adamış bir motorcu olarak köklerimi oluştururken asla geriye bakmadım.

2000’ler

2010 yılı Eylül başında, çok iyi bir fiyata az kullanılmış 2008 model bir Kawasaki Versys buldum (biriktirmiş olduğum motosiklet bütçesine uyuyordu) ve 11 Mart’ta sezonun ilk sürüşünü gerçekleştirdim, o günden beridir Kasım sonuna kadar hemen her gün motora biniyorum. Bu zaman dilimi süresince yaklaşık 165 iş gününün 145’inde (birkaç daha uzun süren günü birlik sürüşler ve tatil sürüşleri de bunun içinde tabi) yeni motorumla işe gidip geliyorum. Yapılan hızlı bir hesap, motora ve kıyafetlere yaptığım yatırımdan sonra, araba yerine motosikleti tercih etmekle oldukça kayda değer (en azından bana göre) bir tasarruf yapmış olduğumu da kanıtladı.

Aerostich kıyafetim ve kararlılığımla, 2012 yılı her ay (en azından birkaç gün olsa da) sürüş yapmama izin verdi – her zaman kolay olmadı, ama her seferinde keyifliydi – Duluth, Minnesota’nın Ocak ve Şubat aylarındaki eksi derecelerden Temmuz ve Ağustos’taki sıcaklık ve neme kadar. Motosiklete binmek (her yerde), bana göre, A noktasından B noktasına gitmenin her zaman en elverişli, pratik ve ekonomik (keyifli olmasından bahsetmiyorum bile) yolu. Benzin fiyatları da o yılın büyük bir bölümünde yüksekti, böylece çok daha fazla tasarruf etmemi sağlamıştı.

Bi 5 yıl daha ileriye gittiğimizde, hala aynı Kawasaki’yi kullanıyordum (yıllık olarak yağını değiştiriyordum ve yıllar içinde 2 çift yeni lastik ve fren balatası taktım) ve aynı (yollarda kirlenmiş) Hi-Viz Roadcrafter Classic tulumu giyiyordum. Motor ve kıyafet 7 yıllık kullanımdan sonra çok konforlu hale gelmişti, buna ek olarak fazladan sürdüğüm her mil ve her gün motora ve kıyafetlere yapmış olduğum yatırıma uzun vadeli değer katmaya da devam ediyor.

Motorla yaptığım her sürüş araba sürmeye kıyasla da tasarruf etmemi sağlamaya devam ediyor. Sadece son birkaç yıldaki benzinden yapmış olduğum tasarrufa bakınca, motosiklet sürmenin ekonomik faydaları oldukça belirgin bir hale geliyor. Motosiklete binmenin beni A noktasından B noktasına verimli şekilde ulaştırması, çok daha kolay park yeri bulmamı sağlaması ve çevre için de daha iyi olması gerçeği de çok hoş şeyler. Ama asıl ödül, motora binmenin kişisel faydaları. Ne zaman motorla bir yere gitsem, daha tetikte, daha uyanık ve mevcut işleri ele almaya daha hazır şekilde varıyorum.

Eğer motora daha fazla binmeyi tercih ederseniz eminim siz de aynı sonuçlara varırsınız. Para biriktirebilir, daha enerjik ve sağlıklı hisseder ve çok daha fazla keyif alırsınız.”AEROSTICH, alınabilecek en güvenilir ve en ucuz motosiklet olan Yamaha YBR 125 ile dünyayı dolaşmakta olan OMM üyeleri Fatih Altunkaynak ve Tuğçe Akbayar’ın (şimdilik 32 ülkede) uluslararası sürüşüne sponsor olmaktadır. Onların yolculuğunu Instagram’da @ride2world veya Facebook (aynı isimle) hesaplarından takip edebilirsiniz. (Motosikletle veya arabayla veya bisikletle) Sonoran ve/veya Darien Gap geçişi için gereken tüm TOURATECH ekipmanları ve kaçınılmaz üç parça alüminyum çantalarıyla günlük 100 Km’lik sürüşlerini yapmak üzere “ADVENTURE MOTORLARI”nın üzerine tünemiş, modaya uygun bazı “MACERA SÜRÜCÜLERİ”nin yanından geçerken… Fatih ve Tuğçe’yi düşünün ve dünyayı görmek ve farklı kültürlerle tanışmak için ne kadar az şey gerektiğini dikkate alın.

Aşağıda iki sürücümüzün ABD’de teslim aldıkları yeni Aerostich’leriyle fotoğraflarını görüyorsunuz.

Dünyanın her yerindeki diğer Türk sürücüler (eğer birini unutmuşsak lütfen mail gönderin):

  • Tolga Basol / Husqvarna 701 / Güney Amerika
  • Asil Özbay / Honda NC 700 / Moğolistan
  • Ozkan & Kerem & Fırat / Yamaha Tenere / Güney Amerika
  • Serkan Söğüt / Yamaha WR 250 / Amerika

Bu yazı Felsefe ve Makaleler kategorilerinde yayınlanmıştır.

Düşünme Yoluyla Öğrenmek – Motosiklet Felsefesi

yol kenarında düşünen motosilet sürücüsü

Motosiklet felsefesi, motosikletin sürücüsünü dönüştürmesini de içerir. İyi sürmek, her şeyden önce beyinsel bir faaliyettir. Dolayısıyla motosikleti iyi sürmek, yüksek beyinsel gelişim ve akıl işletmeyi şart koşar.

Burada da öğrenmek ve öğretmek kavramlarına geliyoruz ki ülkemizde sorunludur 🙂 Ama şöyle başlayalım:

“Öğretmek diye bir şey yok.
Birlikte sürmek var.”

mat, mustafaat

OMM, 18 yıl önce, İleri Sürüş (ehliyet sonrası) eğitim programını başlatan Türkiye’deki ilk gruptu ve yıllar içinde kurum Eğitmen yetiştirmek için IAM İngiltere’yle işbirliği içinde bir müfredat oluşturdu.

Bana defalarca kez bir sürücünün neden bir “sürüş eğitmeni” olmak istediğini sordular ve bunu yanıtlaması kolay değil.

Açık şekilde, kendi kendini yüceltme ve övünmenin, diğerlerine ne yapmaları gerektiğini veya sürüşlerinde neyin yanlış olduğunu söyleyebilmenin bunda payı var. Yine de, OMM eğitmenlerinin diğer sürücülerin gelişmesine ve sürüşlerinin daha tutarlı ve güvenli olmasına yardımcı olmak için karşılıksız olarak saatlerini ve günlerini yollarda geçirdiklerini düşündüğünüzde, bu cömertliğe ve adanmışlığa hayran olmaktan kendinizi alamıyorsunuz.

Motosiklet Felsefesi: Düşünerek Öğrenmek

Öğretmenin başka bir boyutu daha var, o da öğrenmek, öğrenciden gelen geri bildirim yoluyla öğrenmek ya da düşünme yoluyla öğrenmek. Tania Lombrozo’nun (Berkeley’deki Kaliforniya Üniversitesi’nde psikoloji profesörü; Felsefe Bölümü üyesi ve Bilişsel ve Beyin Bilimleri Enstitüsü üyesi) yazmış olduğu düşünmeye zorlayıcı bu yazı, parlak beyinlerle güzel sohbetlerin yer aldığı ve ne zaman olursa olsun ziyaret etmeye değen EDGE’in Temmuz sayısında yayınlandı.

“Bazen bir şeyi anladığınızı sanırsınız, ve onu başka birisine açıklamaya çalıştığınızda, belki de daha önce sahip olmadığınız başka yeni bir kavrayış elde ettiğinizi fark edersiniz. Belki de o konuyu aslında sandığınız kadar iyi anlamamış olduğunuzu fark edersiniz. Bu süreçle ilgili olarak ilginç olduğunu düşündüğüm şey, bunun bir düşünme yoluyla öğrenme süreci olmasıdır. Kendinize ya da geri bildirim olmadan başkasına bir şey açıkladığınızda, bir dereceye kadar yeni bir kavrayış veya anlayış kazanmış olsanız da, onların sağlamış oldukları yeni bilgi tarafından hareket geçirilmemiştir. Bir şekilde, yeni bir kavrayış elde etmek için zaten kafanızda olan şeyi yeniden düzenlemiş olursunuz.

Kendinize bir şeyi açıklamaya çalışma süreci bilimdeki bir düşünme deneyine çok benzer. Büyük ölçüde, bilimin gelişmesinin yolu, dışarıya çıkmak, deneyler gerçekleştirmek, yeni ampirik veriler edinmek ve bunun gibi şeylerdir. Ama bilim tarihinde zaman zaman, birinin bir düşünme deneyine kalkışarak gerçekten yepyeni bir kavrayışa ulaştıkları önemli dönemler yaşanmıştır.”

Kaynak: OMM Türkiye

Bu yazı ilginizi çektiyse Ödev İle Sürmek yazısını okumanızı tavsiye ederim.

NEDEN, NASIL ve NE Soruları Veya Hedefler Olmadan Hareket Etmek

Motosikelet Felsefesi Kapak

Motosikletçi olmak, felsefe kısmı var mıdır? Bu gibi sorular zaman zaman konuşulur. OMM’nin bültenlerinde çok güzel yazılar var, bir ara bakmanızı tavsihye ederim. Bu da o yazılardan birisi; buyurun makaleye 🙂

0395e40e-1c70-47de-8057-8768fbfffb42

beyninizi güzel bir sürüşe çıkartın ve bir mil daha sürün


“Eğer nedenini bilirseniz, nasıl olursa olsun yaşayabilirsiniz.”

Bilindiği üzere Friedrich Nietzsche’ye atfedilmiş olan bu söz, birçok kez insanların korkunç terslikler karşısındaki dirençliliğini övmek için kullanılmıştır. Victor Frankl “İnsanın Anlam Arayışı” adlı kitabında Soykırımdan kurtuluşunu desteklemek için kullanıyor:

“Yaşamak için bir nedeni olan herkes, hemen her ‘nasıl’a dayanabilir.”

Belki motosiklet gibi bu kadar banal ve fuzuli birşeyden başlayan sayfalarda alıntılanmış olması size tuhaf gelebilir. Ama, nihayetinde, beynimizi bir sürüşe çıkarmaya söz verdik ve amacın bilinçliliği gibi çok az kavram benim beynimi hemen hemen her gün harekete geçirir.

Kendi kendiniziincelerseniz ya da çevrenizdeki insanları, birçok aktivitenin, birçok girişimin bu amaç bilinçliliğine ya da hedef farkındalığına sahip olmadığını kolaylıkla görmenizi sağlayacaktır.

Senaryoyu biliyorsunuz

sadece motosiklet sürücüleri bilir
sadece motosiklet sürücüleri köpeklerin neden pencereden çıkmayı sevdiklerini anlayabilir yazıyor 🙂

Havaalanında uçağa binmeden önce, bekleme salonundaki samimi atmosferde arka arkaya otururken: arkamdaki adam ofisteki “aciz kölelerinden” birisi olduğunu tahmin ettiğim birine telefonda bağırarak emirler veriyordu… Sonra, nihayet bir anlık duraklama… Ama eğer son model bir akıllı telefonunuz varsa sessizlik ne kadar iyi olabilir ki?
Nihayetinde, “Bir akıllı telefon sadece sevdiklerinize ulaşmanın yolu değildir, bir yaşam tarzıdır…”

Böylece, güçlü adamımız, uçuş macerasının bilinmeyen yol arkadaşı, başka bir arama yaptı ve hedefi olmayan bir sohbete başladı. Alışılmış giriş bölümünü atlıyorum çünkü hepimiz biliyoruz ki çok az kişi nasıl olduğumuzla gerçekten ilgileniyor: sohbet coğrafi bir açıklamayla devam ediyor “havaalanındayım” ardından bariz bir açıklama (eğer havaalanında çalışmıyorsanız) geliyor “uçağa bineceğim”. Bu da karşıdaki kişiyi etkilemeyi başaramıyor ve başroldeki kişi bu kez bağlantı kurma ve ilişkilendirme için yaratılmış meteorolojik çıkışı deniyor “Hava nasıl?”. Uzun bir sessizlik ve sonra telefon kapanıyor.

“Tüm dünya bir sahnedir ve bütün kadın ve erkekler sadece birer oyuncu.” sözü hiç bu kadar doğru olmamıştı ama amacı olmayan bir gösteriye katılmak ve kapsamı olmayan bir konuşmayı istemeden dinlemek hiç de eğlenceli değil.

Başkalarını yargılamak kolaydır, aynı eleştirel yaklaşımı kendine uygulamaksa daha zordur. Burada, motosiklet iyi bir öğretmen ya da en azından iyi bir düşünme aracı olduğunu bir kez daha kanıtlıyor. Geçtiğimiz yıllarda birkaç kez kendimi içimdeki “Bu sürüşün sebebi, amacı nedir?” sorusuna yanıt veremeden sürüş yaparken buldum.

Elbette, keyif almak (mutluluğun peşinden koşmak) insanların tüm eylemlerinin altında yatan amaç: ama kişi sadece eyleminin bir kapsamı varsa ve bunu biliyorsa keyif alabilir ya da mutluluğu yakalayabilir. “Neden” sorusu mutluluğun gerçek kaynağıdır.

Uzun yıllar önce, içgüdüsel sürüş tekniğime incelik kazandırmamı sağlayan sürücü, motosiklet sürmek için sadece üç sebep olduğunu söylerdi:

  • Motosikleti bir ulaşım aracı olarak kullanarak A noktasından B noktasına gitmek.
    Pratik, hızlı, ekonomik ve kıvrak bir araç.
  • Motoru bir araştırma aracı olarak kullanarak keşfetmeye gitmek. Yeni topraklar ve yeni yerler görmek, sanat ve tarihi ziyaret etmek, yeni insanlarla tanışmak.
    Sessiz, dostane ve çok yönlü bir yoldaş.
  • Motoru bir spor aracı olarak kullanmak için gelişmeye gitmek. Sürüş tekniğini üst seviyeye taşımak (yolda, off road, pistte, parkurda).
    Hatasız, tutku dolu ve acımasız bir eğitmen.
motosikletçi olmak felsefe - neden yazısı
Neden?


Derinlemesine düşünsem de, bu üç sebep veya kapsamdan daha fazlasını bulamıyorum ama farklı yollar varsa bu bültenin az sayıdaki okurundan öğrenmekten mutluluk duyarım.

Yine de motosiklete binmek ve hayattaki farklı aktiviteler bir kapsam tanımlamayı, bir hedef belirlemeyi, neden sorusu için açık ve net bir yanıta sahip olmayı gerektirir.

Ve hepimiz biliyoruz ki “Hiçbir savaş planı, düşmanla temastan sağ çıkamaz” (Helmuth von Moltke) ama kapsamdaki esneklik hiç olmamasına eşdeğer değildir.

Hayatımın bir kısmını istila eden beyhudelik ve ilerleyen yaşımın istenmeyen refakatçisi unutkanlık, sık sık belirli bir neden olmadan hareket etmeme (veya dinlenmeme) neden oluyor.

paraşüt ilanı - OMM-AA2
sadece bir kez kullanılmış paraşüt, hiç açılmadı, azıcık lekeli 🙂

Toplantılar, telefonlar, mesajlar, seyahatler ve sürüşler, bu Bülten de, bir “neden” olmadan beyhude: bunların hepsi erkeklerin ve kadınların kendi kendini yücelten idollere, kar ve tüketime kurban edildiği israf kültürünün bir parçası: kaynakların israfı, doğanın israfı ve zamanın israfı.

“Hayatımız kısa değil, ama çoğunu boşa harcıyoruz.” diye yazmış Seneca 2000 yıl önce. Yaşam yeterince uzun ve çok büyük işler başarmamıza olanak tanıyan bir cömertlikle verilmiş… Ancak yaşam yumuşak ve özensiz bir hayat tarzıyla hesapsızca tüketildiğinde yaşamın geçip gittiğini fark ederiz. Bize verilen yaşam kısa değil ama onu biz kısaltıyoruz”
Açıklamama izin verin: Burada “neden”i ya da kapsamı tartışmıyorum. 2.400 km. yapmak için 24 saat motor sürer ve bir IronButt sertifikası alırsanız bir “Neden”iniz vardır.

Belki herkes bu “neden”in değeri ya da soyluluğu hakkında hemfikir olmayacaktır ama bu da bir “neden”dir.

Eğer dünya rekoru kırmak için 980 metreden (320 feet) bungeejumping yapar ve Go-Pro’yu da iyi bir şekilde kullanır ve “hayatta olduğunuzu” hissederseniz bir “neden”iniz var demektir.

dişlerinde böcekler olan ama hala gülümsüyen sürücü - motosikletçi olmak felsefe

Bazıları böyle bir amaç için hayatınızı riske atmaya değip değmeyeceğini tartışabilir ama sonuçta bir “neden”dir.

Beyhudelik, beyni kullanmaya gerek olmadan ve kapsamı açık veya algılanır olmayan rutin bir sürüş ya da “rutin bir eylem”e izin vermektir.

Bu yeni Sonbahar Sezonu için bir davet ve almış olduğum bir karardır: yola çıkmak ve daha soğuk olacak bu sezon boyunca bir kapsamla sürmek.

Sürüş becerilerinizi (tek bir unsurla sınırlı ve sadece tek unsura özgü olacak şekilde: frenleme, yönlendirme, gaz kontrolü, viraj alma vb.) geliştirmek için, sanat ve tarihle buluşmak, yeni coğrafyalarda yeni arkadaşlar edinmek için yola çıkın.

Ve bununla birlikte, sadece hukuk dili ya da yönetimsel anlamıyla değil, aynı zamanda “Neden”in her türlü “Nasıl” ve “Ne”ye ulaştıracağını bilmenin vereceği zevk ve keyif için eylemin çoğunu bir “Kapsamla” yapın.

Bu yazı Felsefe kategorisi yazılarından birisi; kategorinin diğer yazıları için buraya tıklayabilirsiniz.

Motosikleti “iyi” kullanmak

motosiklet binmek kullanmak sürmek

Motosiklet binmek kullanmak sürmek, hepsi ayrı kavramlar ama doğrusu ne?

Ata binilir, pense kullanılır, araç sürülür. Peki motosiklet binmek, kullanmak, sürmek; hangisi doğru?

Bir işi yapmanın bir doğru yolu vardır.

O doğru da bellidir.

Yazılmış ve kitap olmuştur; ya okursunuz öğrenirsiniz, ya da haberiniz bile olmadan sürmeye devam edersiniz.

Motosiklete binmek kolaydır, üzerine oturuverirsiniz. Motosiklet kullanmak da kolaydır, gazı açıp gidiverirsiniz. Lakin iş motosikleti “iyi” sürmeye gelince işler biraz karışır.

Sürmek ayrı bir kavramdır. Binmenin ve kullanmanın ötesindedir.

Her şeyden önce dilimizde sadece “aletler” kullanılır; dolayısıyla motosiklet kullanılmaz çünkü motosiklet alet değil, araçtır. Sürmek ise yönetmek, komut vermek, çevre ile uyumlu akmak gibi alt anlamlara sahiptir.

İyi sürmek nasıl olur? Öğrenilir mi?

İsterseniz öğrenebilirsiniz fakat -her işin ustalığında olduğu gibi- zaman ve emek harcamanız lazım gelir. Peki yapabilir misiniz? Gerekenleri yaparsanız mutlaka başarırsınız, fakat -güzel olan her şey gibi- kolay değildir.

Peki yapınca değer mi?

Hem de nasıl değer! Güneşli gün kovalarsınız, kıyafetlerinize bakarsınız, sürdüğünüz günleri hatırlarsınız, çok anı biriktirirsiniz, çok insan tanır, çok yardım eder, yolda dara düştüğünüzde illaki yardım alırsınız; velhasıl değer, hem de aldığınızdan fazlasını verir size bu motosiklet denen yaşam aracı…

Yazı tavsiyesi

Bu yazı Makaleler ve Felsefe kategorilerinde yayımlanmıştır

Motosiklette bilinç ve yeterlilik

motosiklet binmek kullanmak sürmek

Motosiklet eğitiminin hedefi bilinç ve yeterlilik anlamında gelişmenizdir. Motosiklet sürücülerinin acemilikten ustalığa giden ömürlerini aşağıdaki şekilde sınıflandırabiliriz. Kendinizi değerlendirin, siz şu an hangisisiniz, neredesiniz?

Genelde kendilerini çabucak imha ederler. Ya vaz geçer, ya hayat boyu taşıyacakları arazları olur; ya da eğitim alıp devam ederler.

Eksiği: Eğitim

Bilinçli ve Yetersiz (bir şeyleri okumuş, ama uygulamayı bilmeyen ya da henüz iyi uygulayamayan, tecrübesiz. Başka bir deyişle öğrenimi var lakin eğitimi yok).

Orta karar (kötünün iyisi) bir motosikletçi olarak hafta sonu ya da tatlı su motorcusu olarak  devam ederler. Arada (büyük) tehlike atlatırlar ve akşam sürüş dönüşünde bunun sohbetini yaparlar… Felsefe haline getirmelerine bir adım kalmışken orada kalırlar. Virajın, destek gazının, yağmurda sürmenin, yolu okumanın, fren yapmamanın tadını çok yakınken bir hayat boyu tadamazlar. Kendilerine yazık ederler; oysa bir bilseler, bir adım ötesi çok çok daha güzeldir…

Eksiği: Eğitim

Bilinçsiz ve Yeterli (yıllardır süren ya da kendi kendine öğrenmiş, bazı şeyleri içgüdüsel yahut tecrübe ile çözmüş, bir şekilde doğru kişilerle sürmüş veya sohbet etmiş fakat bunu bilinçli şekilde yapmayan, doğru yaptıklarını da nasıl yaptığını pek formülle ve teknikle ifade edemeyen).

🙂 Lafımız yok, abimizdirler, büyüğümüzdürler… 

Eksiği: Eğitim

Bilinç ve Yeterlilik Varsa

Hem bilinçli, hem de yeterli olursunuz. İşte bu, iyi sürücü olmak için eşikten geçtiğinizi gösterir.

İyi bir motosiklet sürücüsü olmak için bilinç ve yeterlilik şarttır, bunun tek çözümü: eğitim…

Bu tür yazılar ilginizi çekiyorsa sizi Makaleler bölümümüze davet ediyoruz; buraya tıklayarak tüm makaleleri görebilirsiniz 🙂

Motor kullanmak nasıl bir şey?

Kask buğu önleyici vizör pinlock header

Bir sürücü sosyal medyada şöyle bir şey demiş:

Motor Kullanmak Nasıl Bi Duygu Mu ?

– Sokak Arasından Geçerken Fırlamaların Abi Ön Kaldır Diye Bağırmasıdır
– Kaldırımda Yürüyenlerin Sana İçli İçli Bakmasıdır
– Işıkta Dururken Arabanın İçindeki Kızın Seni Tahrik Etmesidir
– Yolda Seni Dikiz Aynasında Görenlerin Kendini Emniyet Şeridine Atmasıdır
– caddede Tek Teker Yaparken Herkezin Telefonu Alıp Video Çekmesidir
– Motor Kullanmak Bütün Herşeye Değer. Helede Yolda Giderken Gaz Koluna Dokunup Çektikten Sonraki Milletin 4 GözLe Arkasına Dönüp O Ağzından Çıkan LafLar Yapıştır Yapıştır Sesleri Paha Biçilemez
– Kimi Zaman Gitmesini Bileceksin Arkana Bakmadan. Kimi Zaman Tek Teker Yapmasını Bileceksin Kaldırıma Çıkmadan …

Ben de dedim ki:

Çobanım ne demek? Bir şey olmak ayrı şey, bir şey kalmak tercihi apayrı bir şey. “İlmi her isteyene veririm” demiş, yeter ki doğruyu iste, bulursun. Paylaşımlarını, ne olduğunu eleştirmek haddim değil lakin “haa teker”, “hop gaz ver”, “bunları yaparsan arabalardan çıkar kızlaaar! Herkes hayran olur!” seviyesine indirgersen koca bir felsefeyi; tepki görmen normaldir aziz kardeşim.

Hep söyleniyor, söylemeye de devam edeceğiz: bu artistik hareketlerin yeri caddeler değil. “kaldırıma çıkmadan” mesele bu işte, kaldirima değil, tepeme cikiyorsun; bana zarar veriyorsun. Bari bunu matah bir şeymiş gibi anlatıp acemilere kötü örnek teşkil etmeyelim. Efendice, başkalarına tehlike yaratmadan sürerek örnek olalım. Ha yapmasını mı kimse tek teker, çift, Stunt, gösteri? Yapsın ama yerinde, caddelerde değil…

İleri Bak
Planla
Araştır
Farkındalığını arttır
Algını Genişlet
Farkında Ol
Kıymetlendir
Karar Ver
Güvenli Ol

İlgili Yazı