Motosiklet felsefesi, motosikletin sürücüsünü dönüştürmesini de içerir. İyi sürmek, her şeyden önce beyinsel bir faaliyettir. Dolayısıyla motosikleti iyi sürmek, yüksek beyinsel gelişim ve akıl işletmeyi şart koşar.
Burada da öğrenmek ve öğretmek kavramlarına geliyoruz ki ülkemizde sorunludur 🙂 Ama şöyle başlayalım:
“Öğretmek diye bir şey yok.
mat, mustafaat
Birlikte sürmek var.”
OMM, 18 yıl önce, İleri Sürüş (ehliyet sonrası) eğitim programını başlatan Türkiye’deki ilk gruptu ve yıllar içinde kurum Eğitmen yetiştirmek için IAM İngiltere’yle işbirliği içinde bir müfredat oluşturdu.
Bana defalarca kez bir sürücünün neden bir “sürüş eğitmeni” olmak istediğini sordular ve bunu yanıtlaması kolay değil.
Açık şekilde, kendi kendini yüceltme ve övünmenin, diğerlerine ne yapmaları gerektiğini veya sürüşlerinde neyin yanlış olduğunu söyleyebilmenin bunda payı var. Yine de, OMM eğitmenlerinin diğer sürücülerin gelişmesine ve sürüşlerinin daha tutarlı ve güvenli olmasına yardımcı olmak için karşılıksız olarak saatlerini ve günlerini yollarda geçirdiklerini düşündüğünüzde, bu cömertliğe ve adanmışlığa hayran olmaktan kendinizi alamıyorsunuz.
Motosiklet Felsefesi: Düşünerek Öğrenmek
Öğretmenin başka bir boyutu daha var, o da öğrenmek, öğrenciden gelen geri bildirim yoluyla öğrenmek ya da düşünme yoluyla öğrenmek. Tania Lombrozo’nun (Berkeley’deki Kaliforniya Üniversitesi’nde psikoloji profesörü; Felsefe Bölümü üyesi ve Bilişsel ve Beyin Bilimleri Enstitüsü üyesi) yazmış olduğu düşünmeye zorlayıcı bu yazı, parlak beyinlerle güzel sohbetlerin yer aldığı ve ne zaman olursa olsun ziyaret etmeye değen EDGE’in Temmuz sayısında yayınlandı.
“Bazen bir şeyi anladığınızı sanırsınız, ve onu başka birisine açıklamaya çalıştığınızda, belki de daha önce sahip olmadığınız başka yeni bir kavrayış elde ettiğinizi fark edersiniz. Belki de o konuyu aslında sandığınız kadar iyi anlamamış olduğunuzu fark edersiniz. Bu süreçle ilgili olarak ilginç olduğunu düşündüğüm şey, bunun bir düşünme yoluyla öğrenme süreci olmasıdır. Kendinize ya da geri bildirim olmadan başkasına bir şey açıkladığınızda, bir dereceye kadar yeni bir kavrayış veya anlayış kazanmış olsanız da, onların sağlamış oldukları yeni bilgi tarafından hareket geçirilmemiştir. Bir şekilde, yeni bir kavrayış elde etmek için zaten kafanızda olan şeyi yeniden düzenlemiş olursunuz.
Kendinize bir şeyi açıklamaya çalışma süreci bilimdeki bir düşünme deneyine çok benzer. Büyük ölçüde, bilimin gelişmesinin yolu, dışarıya çıkmak, deneyler gerçekleştirmek, yeni ampirik veriler edinmek ve bunun gibi şeylerdir. Ama bilim tarihinde zaman zaman, birinin bir düşünme deneyine kalkışarak gerçekten yepyeni bir kavrayışa ulaştıkları önemli dönemler yaşanmıştır.”
Kaynak: OMM Türkiye
Bu yazı ilginizi çektiyse Ödev İle Sürmek yazısını okumanızı tavsiye ederim.
Bir yanıt yazın