Konumlanma bakış ve tutuştan hemen sonrasıdır. Sürücünün güvenliği için nerede bulunduğunuz en önemli konudur. OMM’den okuyoruz:
Yazının özgün yayın tarihi: 11 Ocak 2013’tür – Şubat 2009 tarihli OMM bülteninden alınmıştır.
Yazan: Paolo Volpara (OMM Derneği kurucusu) – Çeviren: Deniz Uzun ve Aylin Öztürk
Takvim Ocak ayını gösteriyor fakat dışarıda, Trakya’nın kırsal bölgelerinde sıcaklık termometreden 13 derece okunuyor. Hava yumuşak ve görüş tertemiz. İyi bir kış yoldaşı olmasa da bugün Ducati günü ve muzaffer 916 yollarla sezon dışında buluşuyor. Bulgaristan sınırına doğru, Karadeniz ile Marmara Denizi arasında Trakya yollarında İtalyan ikizlerin günü.
Türkiye’nin bu bölgesindeki yolların berbatlığı dillere destan; birkaç istisna dışında (Tekirdağ ile İpsala sınır kapısı arasındaki D110, Edirne Çorlu arası D100 ve Edirne’ye giden O3 otoyolu). Dar ve kötü kaplama üzerinde uzun düzlükleri takip eden çılgınca art arda sıralanmış virajlar, düzensiz trafik, traktörlerle yola taşınan çamur ve moloz. Senaryoyu, çirkin görünümlü köyler, sanayi yapılaşması, bitmemiş konut projeleri ve BÜYÜK CANAVAR İstanbul’un, etrafa kustuğu çarpık yerleşimin döküntüleri tamamlıyor. Pek güzel bir tablo değil ama böyle bir havada buralar bile güzel olabiliyor.
İtalyan ikizlerin umurunda değil; yol yoldur ve yola çıkılmalıdır. Canlı bir tempoda, sadece viraj dönüş çizgilerini seçerek değil, bir o kadar önemli olan yüzey çizgileri… O virajı kitabına göre dönerken, mağara keşfine çıkmaya değer çukurları ve tepe noktasındaki çatlakları atlatmak için çifte kıvırmaca yapmak…
Sürüşün yoğunluğu beyni (ya da ondan geriye ne kaldıysa) sürekli hızlı çalıştırıyor. Sonra geçerli düstur hayata geçiyor: “konum(lanma)… konum(lanma)… ve konum(lanma)”. Motosikletler evlerden daha eğlenceli ve hızlıdır, fakat konum(lanma) aynı öneme sahiptir. Ve burada bahsettiğim “motorun yol üzerindeki konumu” değil. Bedeniniz bir kokteyl gibi sadece çalkalanmakla kalmayıp karışmaya da başlıyorsa akla gelen o değil. Söylemek (ve düşünmek) istediğim, zavallı bedenin kendi konumu.
Yılların tecrübesini dinleyin
Yılların motosiklet sürüşünden edinilen tecrübelerin paylaşımında; hiçbir şeyin stili, tekniği ve sonuçları seledeki doğru ve rahat vücut konumu kadar etkileyemediğini keşfettik.
Yanlış yap (o kadar kolay ki) ve sürüş riskli ve zorlu hale gelsin. Doğrusunu yap ve daha iyi bir ilerleyişin ve daha etkili çizgilerde sürüşün keyfine var. Ducati’ler konfor ve geniş oturum konusunda pek ünlü sayılmazlar. Motosiklet kompakt, süspansiyonlar sert ve oturuş pozisyonu (nazikçe söylemek gerekirse) “spor”dur. Kısaca, vücudun konumunu düşünmeye başlamak için ideal bir durum.
Motosikletinizi dinleyin
Motor, sizinle konuşur: viraja kaskatı bir duruş, kitlenmiş kollarla, peglere düz basarak girin… Ufak bir tümsekten geçin (ufak olanını bulabilirseniz)… Ön teker boşlukta hissi verecek; motosiklet kafasını sallamaya, arka lastik titremeye başlayacak ve bu süreç bütünüyle ürkütücü bir hal alacak.
Bu durumda dinlemek dışında çok fazla seçeneğiniz yok: Tofaş sürücüleri yolları kendilerinin sanıp, şeridinizin büyük bir kısmını umarsızca kaplarlar. Mutlu babalar sırf çocuklarına “o kırmızı parlayan motosikleti” göstermek için önünüzde fren yapar. Şevke gelmiş otobüs şoförleri yoldaki çukurlardan kaçmak için ansızın, İngiliz ile Avrupa stili şerit kullanımı arasında gidip gelir. Parmak uçlarınızda olmak zorundasınız.
Motorun üzerinde hareketli kalabilmenin anahtarı, peglere ayak top’u (parmakların hemen gerisindeki kısım) ile basmaktır. Bu konum, ayaklarınız aracılığıyla herşeyden önce motorun ne yaptığı konusunda yüksek hassasiyet sağlar. Dahası tüm vücudunuzun çabucak ve eforsuz bir şekilde hareket etmesini sağlar. İleride koca bir çukur… Yanından geçmek imkansız… Ayaklarınızın/bacaklarınızın üzerine basın, kalçalarınızı seleden kaldırın. Böylece motor altınızda serbestçe hareket edip, darbenin büyük kısmını gidersin. Ayaklarınızı şasiye doğru çevirerek konumunuzu daha da iyileştirebilirsiniz. Artan yaslanma açısı ve bacaklarla motoru daha iyi tutmak; vites ve arka fren kumandalarına ulaşamamanın rahatsızlığı, hareketlilik ve kontrol avantajları ile telafi görebilir.
Peglere ayak topunun basması, aynı zamanda depoya kilitlenen dizler için de daha iyi bir konum demektir. Bacakları motoru tutar, böylece kollara binen yük giderilir. Virajın aksi tarafından depoya uygulanan diz baskısı ile motorun yatmasına, döndürülmesine ve dönüşlerde daha temiz bir çizgi takibine katkıda bulunur.
Yaşlı ama iyi sürücüleri dinleyin
Yaşlı, ama iyi motorcular şunu söylüyor. “Sürüşün sonunda kolların bacaklarından daha çok ağrıyorsa, öğrenecek çok şeyin var.”. Doğru, bütün görev, hassasiyet gerektiren döndürme, frenleme ve gaz verme kontrollerini daha rahat yapabilmek için; vücudumuzun üst kısmını, omuzlarımızı, kollarımızı ve ellerimizi yük ve gerilimden uzak tutmaktır.
En sevdiğiniz koltukta oturur gibi selede oturmak kulağa hoş gelse de pek doğru değildir ve bu her tür motosiklet için geçerlidir. İster tur, ister chopper, ister gezinti, ister spor ya da isterse arazi motoru olsun…
Birkaç kilometre sonra belinizi ağrıtmanın dışında, dik ya da arkaya yaslı kalçaların yoldaki bütün etkilerin doğrudan omurgaya zarar vermesine yol açar. Kalçaları öne, depoya yanaştırmak ve sırtı öne hafif yay çizecek şekilde eğmek, sırt ve karın kaslarını da devreye sokarak; frenleme ve hızlanmada bütün vücudun, merkezde dengeli kalmasını sağlayacaktır.
Rossi çılgınlığının kurbanı olan birçok arkadaşım var. Motor üzerinde tüm vakitlerini bir yandan diğer yana kaymaya ve dizlerini yere değdirene kadar zarif bir şekilde sarkmaya çalışarak geçiriyor. Bu, pist için faydalı olsa da yol sürüşü için gereksizdir. Sele üzerinde ağırlık aktarımına odaklanmak; sürüşü incelikli olmaktan çıkarıp, viraj dönme esnasında önemli durumlarda gereksiz iş ekler. Disiplinli ve aynı zamanda rahat bir orta vücut konumu (kalçalar önde, sırt öne doğru yay), depoyu iyi kavrayan dizlerle beraber motoru zor yüzeyler ve dar çizgilerden geçirmek için yeterli ve etkilidir.
Kollar, omuz ve dahası
Buna ek olarak dönerken viraj tarafınızdaki dikiz aynasına doğru, omuzlarınızı ve kafanızı hareket ettirebilirsiniz.
Omuzların konumu rahat, gevşek kollar ve ileri doğru oturuş, iyi bir görüşün temelini oluşturur. Gergin, yukarı çekilmiş omuzlar, motosiklet sürerken her zaman zihinsel gerginliğin ve fiziksel rahatsızlığın bulgularıdır. Omuzlar, sırtın çizdiği yayın devamı olarak hafif öne düşmeli ve üzerindeki gerilim tamamen kalkmalıdır. Omuzlar kollardaki gerilimi alacak ve kafanın ufku rahat tarayabilmesi için serbestçe dönmesini sağlayacak şekilde gevşekçe öne inmeli.
Sırt yay şeklinde ve omuzlar öne düşükken kafanın konumu; ufkun en uzak sınırına uzanacak şekilde kalkmış olmalı. Burada önemli olan sadece ileri bakmak değil; dahası “görüşün mutlak sınırı”na, yani yolun yok olduğu noktaya bakmaktır.
Konforlu bir şekilde sıkı bir kask ve montunuzun yakası, başınızın herhangi bir kısıtlama olmadan serbest hareketine izin veriyor olmalı. Baş yukarıda, yayın son kısmı olarak, derin ve tarayan bir görüşle bilgi toplar.
Başın ve omuzların konumu büyük ölçüde kolların konumu tarafından belirleniyor; bu noktanın sürüş sırasında sürekli kontrol edilip düzeltilmesi gerekiyor. Kolların doğru konumunun hedefi, gidon üzerindeki gerilimi azaltmaktır. Bu hedefe ulaşmak için kollar rahat, dirsekler bükük ve içe doğru olmalı. Bu şekilde kollar ekstra bir çift süspansiyon gibi yoldan gelen darbeleri (bknz. çukurlar) sönümleyecek şekilde çalışır. Öte yandan gergin ve kilitlenmiş kollar; yol, lastik, şase üçlüsünden gelen küçük hareketleri bile misli misli artırıp sürüşü kararsız ve sarsıntılı hale getirir. Gergin kollar, kumandalar üzerinde gereğinden sıkı kavrama anlamına gelir; sıkı kavrayan eller his kaybı yaşar ve gaz koluna yumuşak kumanda etme de böylece rüzgarla uçup gider.
Bükülmüş dirsekler, kolun alt kısmının, eller ve elciklerle, fren-debriyaj kolları ile aynı hizada olmasına izin vererek gidonu ittirme işlevine imkan sağlar. Kumanda kollarının doğru ayarı (eller ve kolun alt kısmının uzantısı konumunda) sadece daha iyi (kolay) döndürme sağlamakla kalmaz aynı zamanda yorgunluğu ve karpal sendrom riskini azaltır. Bu ayar bütün motosikletlerde yapılacak kolay bir iştir. Gezinti ve chopper tipi motorlara takılan “gösteriş” gidonları istisna oluşturur… Onların tedavisi yok.
Formda olmalı zira sürüş sportif bir eylemdir
Motosiklet sürüşü sportif bir aktivitedir ve formda olmayı gerektirir. Motorun üzerinde düzgün bir konumlanmayı sağlamak ve bunu korumak, kişinin formu hakkında önemli bir göstergedir. Konumlanma, sürüşün acı duyulmayan bir keyif olarak kalmasını, konsantrasyon ve görüşün, güvenli sürüşün etkenleri olmasını sağlar.
Yol sizi ve motorunuzu bir daha hırpalayıp sarstığında konumlanmanızı kontrol edin; dahası, sürüş sırasında konumunuzu sürekli kontrol edip rahatlatmayı bir alışkanlık haline getirin. California Superbike School eğitmenleri öğrencilerinden virajın ortasında selede tamamen rahat olduklarını görsel olarak bildirmeleri için, dans eden tavuk misali, dirseklerini sallamalarını istiyor.
Sık sık tavuk rolü yapın ve bütün sürüşlerinizin daha güvenli ve keyifli hale gelmesini sağlayın.
Hah, nerede kalmıştım? Tabii.. Konum(lanma).. Konumlanma.. Konumlanma… Ve etrafa bakınmaya devam. Her zaman gözden kaçan bir şeyler vardır.