Motosiklet Yapın ve Yapmayın Listesi
“YAPIN” LİSTESİ
1- Gitmek İstediğiniz Yere Bakın
‘Nereye bakarsan oraya gidersin.’ O zaman doğru yere bakın, tehlikeye değil çözüme odaklanın (çukura değil yanındaki geçebileceğiniz hatta; sizi sıkıştıran araca değil, gaz açıp onu arkada bırakmanızı sağlayacak yolun açık kısmına).
Önünüze bakmayın (önünüzdeki araba, yolun hemen önünüzdeki bölümü önünüzdür). Hemen önünüz sizin için “geçmiştir“ bir şey yapmak için çok geç kalırsınız.
Yolun daha ilerisine bakın:
- “dıştan” bakın,
- ağaçların arasından bakın,
- önünüzdeki hafif ticarinin arka camından ön camına ve ilerisine bakın,
- ağaçların eğilişine bakın rüzgarı görmek için,
- hatta dar sokaklarda vitrinlere ayna gibi bakın gelen var mı görmek için.
Ama en önemlisi veri toplayabileceğiniz kadar uzağa bakın, en ileri noktaya.
Ve unutmayın:
“Ne kadar hızlı giderseniz o kadar ileri bakmalısınız.”
Bir dönüşe (viraja) gereğinden hızlı girerseniz bu özellikle önemli hale gelir:
- gitmek istediğiniz noktaya bakın ve
- gidonu itin,
- çıkışa bakın,
- gözünüzle yoldan çıkıp çarpacak yerler aramayın; çıkışa bakın!
2- Düzlükte Her İşi Bitirin, Viraja Temiz Girin
Doğru vitese düzlükte inin, yavaşlama işini düzlükte bitirin.
Viraja girerken tek yapmanız gereken motosikleti yatırmaktır; başka her şeyin, dönüş öncesinde yapılıp bitirilmiş olması gerekir.
Motosikleti yatırıp dönüşe başlar başlamaz gazı zarifçe (smooth) açın (destek gazı).
Giriş hızınızı doğru seviyede tutarsanız o dönüşü rahatça tamamlarsınız. Doğru sürati ise Görsel Sınır Noktasının (virajın (yolun) iki tarafının birleştiği yer) size olan yaklaşma hızı ile bulmanız gerekir.
Not: Görsel sınır ile hız belirleme konusunda daha ileri okuma için buraya bakınız (tıklayın). Dönüşlerde gaz kullanımı için ise buraya tıklayın.
3- Motosikleti Yatırmakta Gecikmeyin
Motosiklete yatırmakta ne kadar gecikirseniz o kadar çok yatırmak zorunda kalırsınız.
“Sanılanın aksine -virajlar dahil- mümkün olduğunca AZ YATMAK ESASTIR.
Motosikletiniz ne kadar çok eğilirse, kullanabileceğiniz fren ve gaz da o kadar az olur; bu yüzden mümkün olduğunca erken yatırın ki daha az yatmak zorunda kalasınız (geç kalmayın diyoruz, o kadar).
4- Gazı Geciktirmeyin (hatta erken verin)
Gaz vermek motoru dengeye kavuşturur. Frenleme ve yavaşlamadan gelen ağırlık aktarımı, tutuşu öne taşır, işte ön teker motosikleti yatırmak için bu ek tutuşu kullanır kullanmaz gazı açın ve tutuşu arkaya gönderin, zira motosikletin dengesi için bu şarttır.
Ayrıca frenleme ön süspansiyonu sıkıştırıp tepkilerini keskinleştirir. Bu durum, virajlarda istemediğimiz bir şeydir. Ön taraf sertleştikçe konfor azalır ve sürücünün gerginliği artar çünkü motosikletin hissiyatı ve tepkileri sertleşir ve rahatsız edici hale gelir. Gaz vermek, çok az gaz bile olsa, ağırlığı hemen arkaya (doğru noktaya) aktarır, motosiklet kararlı hale getirir ve ön tarafın doğru şekilde gevşemesine izin verir. Aslına bakarsanız tüm sistemler gazı doğru anda verdiğinizde düzgün çalışacak şekilde yapılmışlardır.
5- Zarif (yumuşak-smooth) Komutlar Verin
Frenlerin, debriyajın ve vites kolunun doğru şekilde kullanılması ve serbest bırakılması, motorun istenmeyen tepkilerle yanıt vermesini engeller. Sürüş daha rahattır, motor sarsıntısız, pürüzsüz yanıtlar verir ve sizi endişelendirmez.
Gaz ve fren teknikleri hakkında daha ileri okuma için buraya tıklayın.
“YAPMAYIN” LİSTESİ
‘Acemilerin Ortak Yanlışları” YAPMAYIN!
Yoğunlaşma (Dikkatini verme, konsantrasyon) eksikliğidir. Bir motosiklet kullanırken, sürüşe %100 odaklanmış olmanız gerekir. İş, ya da aşk hayatınızı ya da herhangi dikkat dağıtan bir şey hakkında düşünmeyin.
Yaralanma Raporu, motosiklet kazalarının çoğunda sürücünün kazadan kaçınmak için hiçbir şey yapmadığını tespit etmiştir.
A- Kötü BAKIŞ Alışkanlıkları (yeteri kadar ileriye bakmama)
Nick, formülü hatırlamak gerektiğini vurguladı: Görüş= km./saat.
Bundan dolayı, bir binicinin hızını arttırdıkça ileriye baktığı mesafeyi arttırması gerekir. Potansiyel tehlikeleri aramak için önünüzdeki yolu sürekli olarak taramalısınız (S.I.P.D.E‘nin ‘Tara’ bölümü). Dikiz aynalarını da kontrol etmeyi de eklemeniz gerekir.
B- Erken Dönüş Başlangıcı (Erken yatırma, dönüşe erken başlama)
Dönüşü çok erken başlatmanız, daha uzun süre eğilmiş olacağınız anlamına gelir ve bu nedenle, fazla kontrole – özellikle de frenler üzerinde – sahip olmadan daha uzun zaman harcayacaksınız demektir. Muhtemelen çıkışı görememeniz ve köşenin azalan bir yarıçap olup olmadığını bilmemeniz nedeniyle hızınızı yukarı veya aşağıya ayarlamanız da gerekebilir. Gaz kolunu (gerektiği gibi) döndürüyorsanız, aşırı hızlanabilir ve köşeyi geniş alıp muhtemelen yaklaşmakta olan şeride veya bankete doğru ilerleyebilirsiniz.
Zamanında yatırın, dönüşün hemen başında yatırın yeter.
C- Kesintili Sürüş (Zarifçe Gidememek)
Bu, doğru olmayan komutlardan kaynaklanır: frenler, vites değiştirme ve dönme eylemlerini -teknik olarak- doğru yapamıyorsunz demektir. Motosikletin gereksiz tepkilerine neden olabilir, geçici çekiş kaybına neden olabilir veya konsantrasyonunuz bozulabilir.
Fren, gaz, debriyaj ile gidon itme (kontra verme) gibi teknikleri öğrenin ve kapalı alanda çalışın.
D- Korku ve Heyecan Anları
Bunların çoğu, bir köşeye “hızlı / korkuyla” girmenizden ve dönüşü yapamayacağınızı düşündüğünüzden meydana gelir.
Aslında, iyi lastikleri olan modern bir spor-motosiklet neredeyse her zaman bunu yapabilecek seviyededir, başarısız olan sürücüdür.
Korkmuşken ve heyecanlıyken, önce kendinize bunu yapabileceğinizi söyleyin.
- Gerçekten inanın.
- Sonra virajda gitmek istediğiniz yere bakın.
- Eğilme açınızı artırmak için içeri gidonu itin.
- Frenleri kullanmayın.
- Cesaretinizi toplayabilirseniz, az da olsa, gaz verin. Gerçekten yardımı dokunacaktır.
Kaynak: OMM Ağustos 2017 Bülteni “Hızını Ayarla devamı” makalesinden esinlenilmiştir.
Bu yazı Motosiklet Acemileri İçin| Püf Noktası | Sürüş Teknikleri kategorilerinde yayınlanmıştır.
Motosiklet Baktığın Yere Gider
İçindekiler
Motosiklet dönüş viraj, yatırma, hepsi bakışla olur
İnsan vücudu tahminlerimizin ötesinde gelişmiş bir aygıttır. Hele beynimiz biz farkında olmadan bir çok değerlendirmeyi ve hareketi yapar. Bu işlemlerden birisi de ”Motosiklet kullanırken baktığın yere gidersin” sonucunu doğurur.
Yani siz farkında olmada, hatta komut vermeden, beyniniz nereye bakarsanız oraya gitmeniz için motosikleti yönlendirir.
Bu hayati bir kuraldır zira motosikleti sadece bakışla istediğimiz tarafa yönlendiririz evet. Bu hem doğru teknik hem de daha kolay dönüş demektir.
Fakat
kolaylık getirirken aynı zamanda yanlış yere bakıldığında istemediğimiz bir noktaya, yani kazaya götürmesi de mümkündür.
En önemli bilgi:
Evet, motosiklet baktığın yere gider ama bakışı şöyle yapacaksınız:
Bakışı gözlerinizle değil ÇENENİZLE YAPACAKSINIZ!
Motosiklet baktığın yere gider, ancak başınızı çevirirseniz. Bunun için viraj çıkışına çenenizle bakın.
Bakışı ayırmak, çıkışa bakmak, gözlerinizle değil ÇENENİZLE yapılan bir eylemdir…
Motosiklette Bakış Ayırma Örnekleri İçin Tıklayın
Örnek 1: Dönerken viraj dışına bakarak motosikleti doğru konumlandırarak güvenli ve rahat bir biçimde viraj alırsınız. Virajda en büyük yardımcınız bakışınızdır.
Artçının virajda sürücünün omzu üzerinden çıkışa bakışına dikkat ediniz. Sürücüyle birlikte bakışını ayırmış durumda.
Örnek 2: Dört yol ağzında önünüze çıkan araca bakakalırsanız, emin olun o araca çarpacaksınız. Oysa yapmanız gereken geçebileceğiniz sağa ya da sola bakmaktır. Bu şekilde baktığınız yere giderken aracın sağından ya da solundan geçip gideceksiniz (Kilitlenmek‘le ilgili bir yazım burada).
Sadece doğru yere bakarak motosikleti kolayca yatırırsınız; acemilerin bilmediği budur.
Motosiklette Bakış, Bakış Ayırma ile ilgili bir video için buraya tıklayın.
Dip Not: Bu olgu uçağın savaşta ilk kez kullanıldığı zamanlarda acı tecrübelerle öğrenilmiştir. Birinci Dünya Savaşında uçaklar kullanılmaya başladığında kaçınılmaz olarak uçaklar havada bire bir savaşa tutuşmaya başlamışlar. Fakat ilginçtir, rakibini düşüren pilotların da düştüğü gözlemlenmeye başlamış.
Bunun sebebinin pilotların vurdukları uçağı yere çakılana ya da patlayana kadar izlemeleri olduğu fark edildiğinde hala geçerli olan kural ortaya çıkmış: “Vurduğun uçağa bakma!” (yoksa doğrudan vurduğun uçağın enkazına girer ve hasar alırsın) zira uçaklar ve motosiklet baktığın yere gider.
Bu tür temel konuların işlendiği, motosikletin en önemli kitabı Motosiklet Yol Sanatı‘nı buradan satın alabilirsiniz (yeni sekmede OMM Türkiye sayfasına gider).
Sistemli sürmenin kuralları
Motosiklet sistem ile sürülür. Bu sistem OMM Yol Sanatı sistemidir (yazısı burada). Hep: “Eğitim, eğitim, eğitim.” diyoruz.
Eğitim dediğimiz bu sistemi anlatır o zaman, arada ana kuralları hatırlamakta fayda var. O halde, buyurunuz:
Sistem akışı
Motosiklet sistem içinde sürerken aşağıdaki kriterlere sürmenizi ister:
Bilgi,
Konum,
Hız,
Vites,
ve en son: İvmelenme
Bilgi > Konum > Hız > Vites > İvmelenme
motosiklet sistem 4S Kuralı
Safety/Güvenlik (sakınarak sür)
System/Sistem (sistemli, sisteme uyarak sür)
Smoothness/Akıcılık (ben zerafet/zariflik diyorum, zarifçe – yumuşakça sür)
Speed/Hız
(hızlı olma/yavaş olma gereken süratte, doğru hızda sür)
(Hızlı olmak, fazla süratli olmak değil, buradaki hız farklı bir olgu)
İlgili yazılar
Özet
OMM temelli, “Yol Sanatı” kitabında anlatılan sürüş anlayışıdır. Kısaca: Bilgi > Konum > Hız > Vites > İvmelenme olarak ifade edilir.
Ana kitabı OMM Derneği’nin Yol Sanatı kitabıdır. Bunun dışında “ücretsiz teori eğitimi” şeklinde arama yaparak ücretsiz eğitimlere katılabilirsiniz.
Sistem nedir diyorsanız “Sistem Nedir?” yazımızı okumak için buraya tıklayınız.
Kaskı doktor çıkartsın
Kaza anında kaskı çıkarmaya çalışmak (dikkat buyurun “çıkarmak” bile değil, “çıkarmaya çalışmak“) son derece yanlış bir harekettir. Bırakın kaskı hastanede doktor çıkarsın.
Aşağıda anlatacağım sebepler haraicinde işin bir de hukuki tarafı var:
Kaza ilk yardımı kanunlara göre bizlerin işi değildir, hatta yasaktır. Belgeli eğitimi olmayan vatandaşların (daha çok açmak gerekirse tıp diploması, ilk yardım eğitimi, CPR eğitimi gibi konularda devletin tanıdığı belgelere sahip olan kişilerin haricinde) yaralılara müdahale etme hakları yoktur.
İyi niyetlisiniz ama savcı hakkınızda dava açabilir, kazazede ona zarar verdiğiniz için tazminat isteyebilir. Bunlar olmuyor sanıyorsanız (çok) yanılıyorsunuz. Bunun sebebi devletin bizi yetkisiz-yanlış-zarar verici müdahaleden koruma isteğidir. Eğer büyük şehirlerde iseniz inanın ambulansın gelme süresi yeterlidir; ek tehlike yaratmayınız; bilmediğiniz teknikleri uygulayamayacağınıza göre siz de tehlike haline gelmeyiniz…
Kazadan sonra kask hastanede çıkmalıdır. Bu sebeple özellikle ciddi bir kazadan bahsediyorsak lütfen bırakın kask hastanede doktor tarafından çıkarılsın.
“Motosiklet kazalarında kaskı çıkarmaya çalışırken kazazedeyi kolaylıkla öldürebilirsiniz.
Sakat bırakmak ise daha da kolaydır.”
Kaskı doktor çıkarsın çünkü kafatası kırığı olabilir
Kazazedenin kafatası kırığı olup olmadığını bilmiyoruz. Eğer varsa -ki kask takmamızın sebebi bu çünkü- en ufak düşüşlerde bile kafamızı yere vurduğumuzu fark etmeyebiliriz. Kask kafatasımızı bir arada tutan tek unsur olabilir. Kaskı çıkarırken kırık kafatasına zarar vereceğimiz kesindir…
kaskı doktor çıkarsın çünkü boyun yaralanmış olabilir
Boyun yaralanmaları motosiklet kazalarında kolayca olabilecek yaralanma şekillerinden biridir. Ufak bir motosiklet kazasında dahi boyunda hafif çatlaklardan ağır kırıklara kadar çeşitli zararlar ortaya çıkması normaldir. Bu hasarlar alt kısımda kalan vücut kısımlarını etkiler. Felçli olmakla başlayıp daha da ağır sakatlıklardan hatta öldürmekten bahsediyoruz. Oluşmuş bir hasar varsa da kaskı çıkarırken daha da kötüye götürmek çok kolaydır.
“O zaman bir kazada yaralının kaskını çıkarmak bu kadar riskli ise çıkarmayalım diyebiliriz. Ki doğru tavır budur.”
Şimdi çıkarmayın diyoruz ama biliyoruz ki siz çıkartmak isteyeceksiniz. O zaman en azından aşağıdakileri okuyun, ki sakat bırakma ve öldürme tehlikesinin en yüksek olduğu durumları bilip kimseye zarar vermeyin 🙂
Kask ne zaman çıkarılmaz? Hangi durumlarda çıkarmamak daha iyidir?
Kaza yapan kişi bilinci açık, konuşuyor, solunumu rahat ve böyle devam ediyor kötüye gitmiyorsa:
KASKI ÇIKARMAYIN!
Yaralının bilinci açık boynunun ağrıdığını, elinin kolunun karıncalandığını söylüyorsa:
KASKI ÇIKARMAYIN!
Yaralının bilinci kapalı, ama solunumu rahat ağzında, burnunda herhangi bir yaralanma belirtisi yok. Solunumu takip ederek:
KASKI ÇIKARMAYIN!
Peki bunun haricinde ne yapmalı? Eğer boynum ağrıyor, kolum bacağımda karıncalanma var, kolum bacağım tutmuyor diyorsa:
- Ne yaparsanız yapın boynun asla yan taraflara eğilmesine, arkaya bükülmesine sağa sola dönmesine asla ama asla izin vermeyiniz.
- YAPMAYIN ama kaskı çıkarmak gerekiyorsa kullanabileceğiniz tek yön [kazazede yerde sırt üstü yatarken] kaskı, ayakların ters yönüne doğru dümdüz çekmektir.
“Kaskı çekmek için tek serbest yön: ayakların zıt yönü.
Aşağı,yukarı,sağa, sola yok. Dümdüz ayakların aksi istikametine
Kaskı çıkarırken kullanacağımız tek yön bu.
- Bu işlem sırasında boynu mümkün olduğunca sabitleyin; elden geldiğince boynun oynamasına izin vermeyin.
- Kaskın alt kısmında çene üzerinde bağlanan kayışlar vardır. Bu kayışlar çıkarma işini kolaylaştırır:
- Bir kişi boynu sabitlerken
- ikinci bir kişi kayışları dışa doğru çekerek kaskı esnetir
- üçüncü bir kişi kaskı çıkarır
İşte yuklarıdaki tüm sebepler yüzünden:
KASKI DOKTOR ÇIKARSIN
Yazı tavsiyeleri
Motosiklet yokuşta park edilir mi?
Motosiklet yokuşta park etmesi zor bir araştır. Fakat doğru teknikler kullanırsanız kolayca halledebilirsiniz:
Yokuşta park gerekiyorsa motosikleti yokuş yukarı (ön tekerlek yukarıya) gelecek şekilde park etmek mantıklıdır.
Zevzeğin birisi gelip debriyajı sıktığında oluşacak hareket, bu konumda yan ayağa yaslanır ve motosikletimizin düşmesini engellemiş oluruz.
Kafa yokuşun aşağısına bakıyor ise, debriyaj çekildiğinde o güç motosikleti kolayca düşürür.
Tabiidir ki en sağlamı arka tekerleği bir yere (mesela kaldırıma) dayamaktır. Bu hem ön tekeri yokuşun yukarısına alır, hem de kayma tehlikesini ortadan kaldırır.
Arka tekeri kaldırıma dayama işi özellikle acemiler için iyidir zira kalkışta kaymayı ya da kaçırmayı da önler.
Yanal denge
Yokuşta park edilmese de bazen yerin sola ya da sağa yatıklığı olacaktır. u durumlarda zemin ilk (soldaki) görseldeki gibi ise fazla dik konumdayız. Bu şekilde park mümkün değildir. Motosikleti çevirip sağ görseldeki hale getirmemiz lazım.
Fakat en sağdaki görsel de doğru değil? Evet, yine de sağdaki şekilde bırakmak yerine ayaklığın altına bir taş ya da yükseltme koyarak kötünün iyisini elde edebiliriz 🙂
Yokuşta bekleme
Bir diğer nokta da yokuşlarda durma meselesidir.
Fotoğrafta görüldüğü üzere sağ ayak frende olduğu zaman, kaymayı yok ederiz (ve yokuş yukarı kolayca kalkarız)
Motosiklet yokuşta park ve kalkış: İşte bu kadar basit 🙂
Bu yazı Motosiklet Sürüş Teknikleri, Püf Noktası, Acemiler İçin kategorilerinde yayınlanmıştır.
“Motora çok fazla binmeyin!”
MotorHikayesinin Notu:
Bildiğiniz gibi bir süredir motosiklet camiasının içerisindeyim. Özellikle kulüp*işlerine dahil olduğumdan beri gözlemlediklerim bu yazıda bire bir var.
Dernek yönetimi olarak bu sıkıntıları yaşıyor ve “ego” temelli olduğu için çoğu zaman çözemiyoruz.
*(kulüp şimdi İzmir motosiklet derneği haline geldi)
Bu nedenle aşağıdaki yazıyı dikkatle okumanızı tavsiye ediyorum. Ve özeleştiri yapmak amacıyla bu yazıda yazılanların ışığında kendinizi değerlendirmenizi şiddetle öneriyorum. Motorcu kimdir? Ya da daha doğru ifadesi ile: nasıl birisi olmalıdır? Motosikletin hayatımızdaki yeri neresidir?
Motosikletin hayatımızdaki yeri ne olmalıdır? Bunu hiç düşündünüz mü?
Aman… Motora fazla binmeyin…
Özellikle “eleştiri eğrisi” ile nasıl başa çıkabileceklerini OMM’de katıldığı kurslarda başarılı olarak kanıtlamış arkadaşlarım ve sürücü dostlarım var. Ve mükemmeliyet ve ustalık düzeyinde sürücülük üzerine yaptığım çağrılara her seferinde verdikleri tepkileri hayretle izliyorum.
OMM’nin Türkiye’deki 10 yıllık geçmişi içerisinde birçok sürücü gördüm. Derneğe katılan ve hevesle çalışmaya devam eden, zaman içerisinde ayrılıp da tekrar geri dönen, motosiklet camiasından üzüntülerimiz ile ayrılan… Hatta para ve gurur için kalmaya devam eden birçok sürücü gördüm.
Motosiklet sürüşü tecrübelerinizi paylaşmak ve motosiklet camiasına katkıda bulunabilmenin en doğru yolu nedir? Bunu yapmanın neşeli ve alaycı yönünü de hesaba katarak, motosikleti yaşamınızda doğru bir yere yerleştirmenizdir. Bir cümle ile özetlemek gerekirse; her şeye ve herkese yaşamımız içerisinde doğru bir yer biçebilme yeteneğinizdir.
Burada John Ruskin’den bir alıntı yapmak istiyorum:
“İnsanların yaptıkları iş’te mutlu olabilmeleri için, şu 3 şeye ihtiyaç vardır:
– Bu işe uygun olmalıdırlar
– Yaptıkları iş’te aşırıya kaçmamalıdırlar
– İçinde biraz da başarı olmalıdır.”
Eminim herkes “işe uygun olmak” ne demek anlamıştır. Motosiklet kullanmayı seviyor ve sürüşünüzü tutku, bilgi ve güvenle yapmak istiyor musunuz? O zaman OMM işleri için uygunsunuz demektir.
Doğal olarak, uzun mesafeleri yorgunluk ve baskı altında kalmadan sürmek fiziksel güç gerektirir. Fakat asıl olarak, sosyal hayatın zorluklarına rağmen, takım çalışmasına uygun bir zihin gerekir.
Sonuç mu, çaba mı?
Doğru yaptıklarımızla tanınmanın doğal bir sonucu olarak herkes başarıyı isteyip arzuladığı için; “İçinde başarı da olmalıdır.” ifadesini de her birinizin anladığınızı sanıyorum.
Doğal olmayan şey ise, “Sonuç ile değil (başarı için doğruyu yapalım). Çabalarımız (sonuç almak için harcanan zaman) ile tanınalım.” talep ve iddiasında bulunmaktır.
Mükemmellik arayışı sırasında çaba (zaman, enerji, kaynaklar) önemli ve kışkırtıcı bir bileşendir. Başarı ise ancak o çabalanan göreve uygun bir sonuç üretilirse meydana gelir. Sadece çabayla tanınmak, övgüler almak, güçlü olmak için talepkar ve iddialı olmak. Bu, çocuksu ve yetişkin olmayan bir tavır olup OMM işleri için uygun değildir.
Fark edilmek, teşekkür edilmeyi ve övülmeyi beklemek. Ve varsaymak çocuksu ve toy bir davranıştır ve uygun değildir; Bu daha çok sınavlarında başarılı olamayan bir çocuğun “saatlerce ama saatlerce çalıştım…” diyerek kendini mazur göstermeye çalışması gibidir. Eğer az emek harcayarak iyi ve uygun neticeler elde edebiliyorsanız iyidir çünkü ne yazık ki terleyene madalya takılmaz.
Aşırılık
Anlaması daha zor olan ise, Ruskin’in ortada söylediği “işlerinde aşırıya kaçmamalıdırlar” cümlesidir. Bu, açılışta söylediklerime dönecek olursam, OMM’yi yaşayan birçok sürücüyü neden gördüğümün ve görüyor olduğumun izahatıdır.
Ruskin’in söyledikleri ile çelişip çok fazlasını yapmak, kişinin daha fazla istemesine neden olur. Bu aşamada da kişi kimsenin kendisine söz vermediği şeyleri, düş dünyasında kurduğu beklentileri talep etmeye başlar. Beklenen “başarı ve tanınma” gelmediğinde de maskeler düşer. Kişi saçma sapan işler için boşa harcadığını zannettiği zamanın acı tadı ile karşı karşıya kalıverir.
Tutkulu sürücülerin bir arada oldukları bir topluluk tehlikelidir; coşkuyu kışkırtır, imrendirir, rekabeti kızıştırır.. Daha fazlasını yapmaya çalışmak zorunlu hale gelir… Sonuçta; aslında hayatımızda küçük bir yer tutması gereken bir işe (motosiklet sürmek gibi) çok fazla enerji ve zaman ayırmaya başlarsınız.
Başarısızlık ve takdir edilmeme ayrılık, kıskançlık ve dargınlık getirir. Eleştiri ve değişikliklere karşı çıkılmaya başlanır: basitçe “reddetme” –eleştiri eğrisinin ilk aşaması- ve takımı daha uygun ve kolay uğraşlar için terk etmeye giden davranışlar.
Tanınmayı yaşam tarzı olarak benimsemiş, bu yüzden de kişisel zafer peşinde o takımdan bu takıma koşan sürücülere söylenecek fazla bir şey yok. Ama mükemmelliği giden yolda tutku ile koşanları rahatlatmak için bir kaç şey söylemek isterim:
“Sürücülükte “büyük” olmak hayatın en önemli amacı değildir. İki teker hakkında her şeyi bilmek (viraj alma sanatı fantezileri gibi) ulaşmak istediğiniz mükemmelliyette fazla şey ifade etmez.”
Nereye gittiğiniz, kiminle gittiğiniz önemli değildir: kişi, “kendisiyle” yüzleşmekten kaçamaz: bu randevu ertelenemez. İşte; “yüzleşmek” dediğimizde hiç bir zaman “gereğinden fazla” olmayacak hareketlerimizden bir tanesidir.
Bu yazı OMM İngilizce bülteninin 100. Sayısında Paolo Volpara tarafından kaleme alınmış “Do Not Have Too Much Of Riding” başlıklı makalesidir. Çeviriyi OMM Derneği Başkanı Yiğit Güler yapmıştır.
Motosikletin hayatımızdaki yeri umarım ki daha açık şekilde belli olmuştur. Motosiklet, iyi sürmek, daha çok zihinsel faaliyettir denmesinin sebebi de budur.
Sistem, sistemli sürüş nedir?
Andy Longshaw (Wookie). Londra IAM Grubu’nda Kıdemli Gözlemci. 2004 senesinden beri sık aralıklarla Türkiye’ye gelip, Türk sürücüler ile eğitimini ve tecrübelerini paylaşıyor. Dolayısıyla “Sistemli sürüş nedir?” sorusunu cevaplamaya en uygun kişilerden biri. O halde sistemli sürüş nedir, nasıl olur hemen duyalım:
“Sistem her yerde işleyebilir. İşte bu nedenle size yalnızca ‘işe yarayan’ bir plan verdiğini ve bunun bir sabit kurallar dizisi olmadığını anlamanız önemlidir.”
Sistem’i kullanmak size zorluklardan kaçınabilmek ya da onlarla yüzleşebilmek için vakit sağlar.
Sürüşünüz daima Emniyetli, Sistematik, Akıcı ve Uygun Hızda olmalıdır.
İster ana yolda 160 km hızla ya da Surrey’de bir kasaba yolunda 40 km hızla gidin, hiç fark etmez.
(Wookie)
Sistem hakkında röportaj
– Levent: Türkiye’de dört yıldır sürücüleri eğitiyorsunuz ve Türkiye’nin zorlu yollarında, pistlerde ve bazen de off-road parkurlarda bir çok motosiklet sürücüsünü sürüş esnasında izlemiş olmalısınız. Size göre Türkiye’de motosiklet kullanmanın zor tarafları neler? Ve Avrupa’dan farklı olan neler var?
– Andy: Türk sürücüler bazen kendilerini fazla zorluyorlar. RAHATLAYIN. Eğer keyif almıyorsanız yapmanın ne anlamı var? ‘Zorluklara’ gelince, karşılaştığınızda göğüslemeniz gerekir. Kasaba yolları bazen kaygan olabilir ama hep ileriyi planlamalısınız. Londra ve İngiltere’nin güney doğusundaki sürücüler ÇOK agresifler ve bence Türk sürücüler bizimkilerin bazı davranışlarını görseler hayrete düşerlerdi. Yol öfkesinin icat olduğu yer burası.
– Levent: OMM “yol sürüşüyle” ehliyet sonrası eğitimi veren tek grup. Tanıştığınız sürücülerin genel bilgi seviyesi hakkındaki değerlendirmeniz nedir?
– Andy: Bilgi yalnızca pratiğe dökülebildiğinde faydalıdır. Roadcraft’ı okuyan OMM sürücüleri unutmamalıdır ki bu bir rehber kitaptır, kurallar kitabı değildir. İleri sürüş eğitimi alan tüm sürücüler kendilerini geliştirmek istiyor. Bazıları diğerlerine göre daha çok gelişecektir.
*
– Levent: Şimdiye dek sürdüğünüz en iyi yollar hangileri?
– Andy: Kazanan Norveç olur.
*
– Levent: Peki ya en kötüsü?
– Andy: Yolun suçu değil. Muhtemelen yalnızca siz/ben kötü bir günümüzdeyizdir.
*
– Levent: Türkiye için en uygun motosiklet hangisidir?
– Andy: R1200GS. V-Strom. Ayrıca yeni F800GS’in de Türkiye’de nasıl bir performans göstereceğini görmek de ilginç olacaktır. Bence solo sürücü için en iyi motor o olabilir.
– Levent: Son olarak, Türk motosiklet kullanıcılarına aktarmak isteyeceğiniz en önemli tavsiye.
– Andy: Rahatlayın. Tüm dikkatinizi toplayın. Ve eğer keyif almıyorsanız DURUN!.
*
Sistemin ana kaynağı: OMM’nin “Motosiklet Yol Sanatı” kitabıdır. İlgili yazı burada.
Bu yazı Motosiklet Acemileri İçin | Motosiklet Sürüş Teknikleri | Püf Noktası kategorilerinde yayımlanmıştır.
Büyük araçlar ve kör noktalar
Büyük araçların kör noktaları en tehlikeli yerler
Peki büyük araçların kör noktaları nereleri?
Motosiklet sürüşünde trafikle akarken özellikle büyük araçların kör noktalarına dikkat etmeli çünkü buralarda görünmüyorsunuz!
Bu görseldeki motosikletlerin hiçbirisi kamyon sürücüsü tarafından görülmüyor.
Bu noktaları unutmayın ve buralarda uzun süre kalmayın, döner kavşakları ve yol ayrımlarını buralarda karşılamayın. Hayatta kalın…
İlgili yazı
Motosiklet eğitim puanı ve ötesi
Motosiklet eğitim puanı ne demek?
Kulübümüzde (İzmir Motosiklet Kulübü/Derneği) eğitim zorunlu ve bir çok arkadaş ilk kez “sistemle”, eğitimle ve sürüş teknikleriyle karşılaşıyorlar. Ardından eğitimlere katılıyorlar ve akabinde bir puan alıyorlar.
İşte bu aşamada bir takım sorunlar yaşıyoruz. Türk insanı olarak içerikten çok sıfatlara, tanımlara takılıyoruz. Etiketlere kıymet verdiğimiz için aldığımız puan sorun haline geliyor. Oysa toplam puan çok da yücelten ya da değersizleştiren bir unsur değil. İşte bu sebeple aşağıdaki yazıyı kaleme aldık.
Başka arkadaşlara da yardımcı olabileceğini düşündüğümüz için paylaşıyoruz. Buyurunuz bir de bu açıdan bakalım eğitim meselesine.
mustafaat
Puanlama Ne İçindir?
Motosiklet eğitim puanınız, OMM temelli eğitim sisteminin 20 adet konu başlığında olur. Her başlık için 1 – 2 – 3 ve 4 seviyesinde puanla değerlendirme yapar. Konu başlıkları iyi bir sürüş için ihtiyaç duyulan tüm becerileri kapsar. En iyi puan 1, en kötü puan 4’tür. Dolayısıyla hiç hata yapmadan yaptığınız sürüş 20 puandır. Her şeyi kötü yaptığımız sürüş ise 80 puana ulaşır. Bu 20 konu başlığı ve puanlarınızı yazılı rapor olarak alırsınız.
Toplam Puanınıza Takılmayınız!
Motosiklet eğitim puanı, sürüş raporunuz en sonda toplam puan ile gelir. Her sürücü gibi siz de toplam puanınıza bakıp fikir sahibi olmaya çalışacaksınız. Bunu yapmayınız!
Yapmanız gereken 3 ve 4 puan aldığınız noktalara odaklanıp (ki 3 puan, o konuda yetersiz olduğunuzu, 4 puan ise tehlike yaratacak kadar eksik olduğunuzu gösterir) kendinizi ileri götürmek ve tehlikeleri azaltmak olmalıdır.
İkarus (Burun Kalkması) Sendromuna Kapılmayınız!
Eğitimden sonra “daha iyi sürdüğünüzü” sanacaksınız; yanılıyorsunuz!
Sadece daha bilinçlisiniz. Henüz daha hızlı, daha kırılmaz ya da daha az zarar görür değilsiniz. Alt tarafı seviyeniz belirlendi. Hepimizin başına gelen bu durum tehlikelidir ve bizleri kazaya sürükler. Bu nedenle eğitimden sonra daha hızlı, daha iddialı sürmeyiniz.
İyi Puan İyi Sürücü Demek Mi?
Bu puanlama, sistemi ne kadar kullanabildiğinizi ölçer, ne kadar iyi bir sürücü olduğunuzu ölçmez. 20 puan ile en yüksek seviyede sürücü sertifikanızı alır, eve dönerken kontrolsüzce gaz açarak kaza yapabilirsiniz; bu, eğitmeni, kurumu ya da verilmiş olan eğitimi, sistemi ve puanı bağlamaz. Sizin bilgiyi sürüşünüze uyarlamadığınızı kanıtlar…
Puanlama Nasıl Kullanılmalı?
Her kriterden “1” puan aldınız ve sadece frenlemeniz “4”. Toplam puanınız “23” Gold’sunuz tamam.
Fakat frenlemeniz çok kötü. Bu puan tablosu, bir gold sürücü olarak ilk panik fren yapmanız gerektiğinde ölebileceğinizi anlatmaktadır.
Güvenli Motosiklet Sürüşü İçin Kaç Puan Yeterlidir?
Şahsi fikrimdir: Güvenle ve keyifle, özellikle başkalarıyla birlikte yol yapabilmek için en az 38 puanı kabul seviyesi olarak belirlemek gerektiğini düşünüyorum.
38 puandan daha kötü sonuçlanan eğitimler, bana kalırsa yenilenmelidir ve yeterli değildir.
Gold Sürücü Olmak Ne Demektir?
Her şeyden önce Gold Sürücü olmak zirve ya da son nokta değildir. Gold olmak sadece aldığınız eğitimi anladığınızı ve uyguladığınızı gösterir. Puan ile gold sürücü olmak demek 24 puan ve daha üzeri iyi puan almış sürücü anlamına gelmektedir. Gold sürücü olmak (sisteme uygun olarak) tekrarlanan hatanızın olmaması ve tüm kriterleri iyi seviyede yapabildiğiniz anlamına gelir. Bir anlamda “usta” olduğunuzu gösterir.
Not: Gold sürücüler de düşüyorlar ve kemikleri kırılıyor, bilmenizi isteriz 🙂
Bu tür temel konuların işlendiği, motosikletin en önemli kitabı Motosiklet Yol Sanatı‘nı buradan satın alabilirsiniz (yeni sekmede OMM Türkiye sayfasına gider).
Bu yazı Yıldızlı Yazılar – En Önemli Konular, Motosiklet Acemileri İçin, Motosiklet Sürüş Teknikleri kategorilerinde yayımlanmıştır.