Kafa Salınması, yalpalama, slap

motosiklet depo tokatlama tank slap yalpalama, yaruış pistinde

Motosiklet depo tokatlama tank slap yalpalama nedir?

Futura ile bir kere başıma geldi. 90 – 100 km. süratlerde giderken rüzgarın birden vurmasıyla kafa sallama (depo tokatlama, tank slapping, wobbling, balık kuyruğu da deniyor) denen hadise geldi başıma; hem de aniden oluyor.

Önce neymiş bir görelim:

Nasıl bir his olduğunu anlatarak başlayalım:

Depo bacaklarınıza çok şiddetli ve çok hızlı biçimde vuruyor. Sanki sizi düşürmek ister gibi.

Gidon o kadar hızlı, güçlü ve o kadar hızlı sol-sağ yapıyor ki parmaklarınızın kırılmasından korkuyorsunuz.

Kısacası sadece ve sadece motosikletin üzerinde kalmaya çalışıyorsunuz; başka hiç bir şey yapmak mümkün değil.

Ne Yapılabilir?

Ayaklıklara (peglere) basmak, yapabileceğiniz en iyi harekettir (ayaklıklarla ilgili diğer yazı için tıklayın)

motosiklet depo tokatlama tank slap yalpalama, yaruış pistinde

Jokey gibi durarak en azından bacaklarımın darbe emme gücünü kullanarak, motosikletin üzerinde çok sallanmadan durabilmeyi başarabildim.
Yalpalama-tokatlama şiddeti biraz azaldı ve bu defa dizlerimle depoyu sararak yalpalamanın biraz (ama biraz) azalmasını sağladım.

Ayaklarımın üzerinde dizlerim kıvrık şekilde durmak bütün ağırlığımı ayaklıklara yükledi, yani ağırlık merkezi seleden ayaklıklara, aşağıya indi; hepsinin sayesinde bir süre sonra sallanma durdu (ne yazık ki biraz sabretmeniz ve sakin kalmanız gerekecek).

Tabii ki o sırada gidon deli gibi çırptığı için ne debriyaja ne frene ne de gaza hükmetmek mümkün değil. Aksine elleri mümkün olduğunca serbest bırakmak en iyisi.

Bir diğer nokta ise bu yalpalama hadisesi boyunca motosikletin dönüşü bırakarak düz gitmeye başlaması. Yani ya şanslı olacaksınız yeriniz olacak gidecek, yoksa doğrudan virajın – yolun. sınırlarıyla buluşursunuz. 🙂

motosiklet Kafa Salınması depo tokatlaması tank slap
Tokatlamanın giderek artması sonucunda işte bu oluyor…

Peki Depo Tokatlaması Nedir?

Kafa salınması aslında ön tekerin yerden sekip sert şekilde yere vurması ve zıplayıp diğer tarafa inerek tekrar zıt yöne sekmesi ve bunun art arta deva etmesidir. Tabii ki bu çok hızlı şekilde tekrarladığı zaman: tokatlama oluşur…

Depo Tokatladığında Ne Yapabiliriz?

Aslında yukarıda biraz bahsettik:

  • Elcikleri SERBEST BIRAKIN
    tüm bu deli hareketler sırasında motosiklet dengesini bulmaya alışıyor. Tutmak, salınımı engellemeye çalışmak motosikletin doğal dengeleme hareketlerini yapmasını engeller.
    • Gaz verdiğinizde elcikleri baskısız tutmak, Salınmayı en baştan engeller ya da şiddetini azaltır. Bu, işi en başından çözmek demektir.
  • Ağırlığınızı aşağıya aktarın: Ayaklıklara basarak hafifçe yükselin. Poponuz seleden kalksın.
  • Depoyu dizlerinizle sıkıca tutmaya çalışın; yalnız dikkat, sert bir tokatlamada depoyu tutamayabilir, dengenizi kaybedip motosikletten düşebilirsiniz. Dizlerinizle baskıyı yavaştan başlatın.

Bunları yaptıysanız bırakın ön taraf işini yapsın, dengesini bulsun.

Bu olay ender görülen bir hadisedir; yine de söylemeliyim ki tokatlama esas olarak yarış (racing) motosikletlerinin belasıdır. Bu yüzden gidon amörtisörü, yarış motosikletlerinde olur.

Normal bir kullanıcının depo tokatlaması yaşaması beklenmez. Bu daha çok gazı ani ve sert açan ya da aşırı güçlü motosikletlerin derdidir. Kısacası gaz kontrolü (ilgili yazıyı görmek için tıklayınız) iyi olmayan sürücülerin derdidir tokatlama.

Sürüş tarzınız sebebiyle tokatlama olacağından korkuyorsanız: Normal bir kullanıcının depo tokatlaması yaşaması beklenmez.

Bu olay ender görülen bir hadisedir; yine de söylemeliyim ki tokatlama esas olarak yarış (racing) motosikletlerinin belasıdır. Bu yüzden gidon amörtisörü, yarış motosikletlerinde olur.

Normal bir kullanıcının depo tokatlaması yaşaması beklenmez. Bu daha çok gazı ani ve sert açan ya da aşırı güçlü motosikletlerin derdidir. Kısacası gaz kontrolü (ilgili yazıyı görmek için tıklayınız) iyi olmayan sürücülerin derdidir tokatlama.

Sürüş tarzınız sebebiyle tokatlama olacağından korkuyorsanız:

Gidon amortisörü en kesin çözümdür…

gidon amortisörü-1

Tavsiye yazılar

Kafa salınması aslında ön tekerin yerden sekip sert şekilde yere vurması ve zıplayıp diğer tarafa inerek tekrar zıt yöne sekmesi ve bunun art arta deva etmesidir.

Tabii ki bu çok hızlı şekilde tekrarladığı zaman: tokatlama oluşur…

Motosikletin üzerinde duramayacağımız kadar şiddetli yalpalama, çırpma hareketi yapar.

  • Elcikleri SERBEST BIRAKIN
    tüm bu deli hareketler sırasında motosiklet dengesini bulmaya alışıyor. Tutmak, salınımı engellemeye çalışmak motosikletin doğal dengeleme hareketlerini yapmasını engeller.
    • Gaz verdiğinizde elcikleri baskısız tutmak, Salınmayı en baştan engeller ya da şiddetini azaltır. Bu, işi en başından çözmek demektir.
  • Ağırlığınızı aşağıya aktarın: Ayaklıklara basarak hafifçe yükselin. Poponuz seleden kalksın.
  • Depoyu dizlerinizle sıkıca tutmaya çalışın; yalnız dikkat, sert bir tokatlamada depoyu tutamayabilir, dengenizi kaybedip motosikletten düşebilirsiniz. Dizlerinizle baskıyı yavaştan başlatın.

Bu yazı Motosiklet Acemileri İçin, Motosiklet Sürüş Teknikleri, Püf Noktası kategorilerinde yayınlanmıştır

Arka tutuş kaybolduysa?

Motosiklet arka teker kayma durumunda tutuşu yitirir ve düşer. Bu durum bir çok sebeple olabilir ve iyi bir motosiklet sürücüsü buna hazırlıklı olmalıdır.

Videodaki yol, kaymasıyla ünlü bir parkur (Mulholland). Bunun sebebi yanlış verilen komutlar yüzünden motosikletin arka teker tutuşu yitirmesi.

Videoda dikkatiniz çekmek istediğimiz nokta arka teker sıyırdığı zaman herkesin gösterdiği tepki:

“Peglere Çıkmak”

Ayaklıklar üzerinde yükselmek ağırlığı aşağıya taşır > tutuşu geri getirir

Sizi yükseğe alır > bakışınız yükseltir ve düzeltir, > yukarıda olduğunuz için kollarınızı kasmaktan kurtarır > daha rahat ve doğru komutlar vermenizi sağlar…

Hatalar

Yolun, lastiklerin tozlu olması (ince toz çok kaygandır).

Toz, tutuşu çok düşürür, ıslaklık kadar tehlikelidir. Ayrıca, araçlar geçtikçe yolun dışına itilir yani virajların dışı hep toz biriktirir. E biz de viraja dış çizgiden girdiğimiz için tozlu alana girmiş oluruz.

Bu yüzden: tozlu yollarda viraja çizginiz en dış çizgi olmamalıdır.


Viraja Doğru Hızda Giriş = Hızlı çıkış
Viraja Hızlı giriş = Çıkamayış

Dönmeye doğru hızda başlayın, gaz açarak çıkın, girdiğinizden hızlı çıkın.

Ama viraja fazla hızlı girerseniz, çıkamazsınız.


Virajda Vites Değiştirme

Vites değiştirirken ağırlık ön tekere yığılır, yani arka teker hafifler, tutuşu birden azalan arka tekere güç yollamak ()gaz açmak) = arkadan kayma.

Gazı dolu (gücü hazır) tutmak belki “kontrollü sıyırıp” kurtulmaya yardımcı olur.

Ani gaz açmak ise her zaman kötü bir fikirdir.


Boyalı hatlar (yol çizgileri) tutuşun daha düşük olduğu alanlardır

Zemin kuru olsa da yol çizgileri, boyalı oldukları için asfalta göre daha kaygandırlar. Çizgi üzerinde gaz açarken, konum değiştirirken dikkat edin.


Çift yönlü yolda denemeler yapmak? Aradığınız ne? Bela mı?

Sonuç – bu tür işleri pistte,
deri tulumla yapın
ya da hastanede ne kadar uzun süre kalacağınıza;
şaşırmayın.

Bir Değişik Kışlık Dizlik

kışlık dizlik kapak

Motostop Ercan’da gördüm. Kış için iyi. Yine de uyarmam lazım, koruma gücü pantolon ya da normal dizlik kadar olmayacaktır. Daha çok kış şartlarında soğuktan korunmak için işe yarar gibi geldi bana.

Resimlerden de görüleceği üzere koruması pek sağlam bir şey değil. Fakat kullananlar kışın soğuğu kesmek için ve kullanım kolaylığı sebebiyle tavsiye ediyorlar bilesiniz.

Bu yazı Kış kategorisinde yayınlanmıştır. Kategorinin diğer yazıları için buraya tıklayınız.

Korumaların önemi

KORUMALARIN ÖNEMİ kapak

Motosiklet kazası koruma donanımının en sert şekilde test edildiği an. Patlamış mont, yırtılmış pantolon, bir çok darbe almış kask, yüzülmüş eldivenler… Kısacası korumalar ne işe yararlar?

motosiklet kaza korumaların önemi

Ciddi bir motosiklet kazası atlattım, korumalar sayesinde sağ kaldım.

Havada metrelerce uçtum ve inerken kafamı yere vurdum. Yerde metrelerce sürüklendim. Arada iki kere yuvarlanmışım, ki onu hatırlamıyorum. Yere ellerimle tutunarak durdum.

Şimdi gelin sizinle hasarları ve tam korumanın ne işe yaradığını görelim.

Motosiklet kaza korumaların önemi

Sol kol yerde sürüklenirken bir çok noktadan patlamış.

Bu patlamaların beni ciddi derecede koruduğu çok açık zira kolumda hiç bir şey yok. Sadece en sonda dirseğimdeki koruma dönüp yana kayınca hafif bir yerle temas olmuş olacak ki çok hafif bir sıyrılma ile kurtuldum.

motosiklet KAZA-MONT-OMUZ-KASK

Geçelim sağdaki fotoğrafa. Kasktan daha ileride bahis edeceğiz. Montta ise aynı sağ kolda olduğu gibi, sağ omuz önden ve (her ne kadar burada görünmese de) hem de arkadan patlamış. Bu noktalarda hem vurma, hem de sürüklenme var. Omuz noktasındaki korumaların etli, kalın; dışı sert kabuk, içi kalın plastik olması sayesinde yere vurduğumda hem darbe emme hem de sürtünmeden korunma görevleri tam olarak yerine gelmiş. Neden derseniz ne sırtımda ne omuzumda hiç bir yüzülme, sürtünme, morarma yoktu….

Şimdi de kaska bakalım, görüldüğü gibi

Motosiklet kazası koruma donanımları arasında en çok kaskı okuyor olsanız gerek. Boşuna değil… Bu kask kaza anında kafamdaydı. Ne çok hasar görmüş, kazadan sonra “Uff!” diyor insan…

motosiklet KAZA-KASK-yandan darbeler
  • kaskın sağ havalandırması kopmuş,
  • vizörün sağ tarafı yerde sürüklenmiş ve bayağı bir çizilmiş,
  • vizörün gerisinde kalan yerde geniş ve yüksek bir alan var ki ciddi aşınma var,
  • sağ tarafta alt arka kısımda ise çizgi şeklinde yüzülme var…
  • Kask hem soldan hem de sağ taraftan darbe almış (beyaz noktalar asfalta vurulan yerler), sağda ise ayrıca hayli sürtünme var.
motosiklet KAZA-KASK-arka

Uçtuktan sonra yere indiğimde sağ omuzumla karışık sırtım yere ilk temas eden noktalar. Sonrasında kafamı yere sertçe yere vurduğumu hatırlıyorum. Sadece kafama aldığım darbe bile beyin sarsıntısı ya da kafamın kırılması ile sonuçlanabilirdi. Hasar alan noktalara bakınca kaskın sağ tarafı imiş demek ki vurduğum yer.

Kırılmayı beyin sarsıntısını falan bir kenara ayıralım. Sadece kaskın sağ tarafında oluşan hasar (yüzülme) yüzümün sağ tarafını mahvetmeye yeterdi en hafif ifadesi ile. Bu kısım olmasa sağ kaşım, sağ şakağım üzerinde yere sürtecektim. Yüzümün sağ tarafındaki deriler ve hatta kemiklerim asfaltta kalacaktı. Buradan kask takmayanlara selam olsun, başka da bir şey demiyorum!

motosiklet kaza korumaların önemi

Omuz korumaları ne halde?

Bunlar omuzlardaki korumalarım.

Gördüğünüz gibi mont yırtıldı ve korumalar yere temas edip yolun tozunu toprağına bulanmışlar.

Bu etli ve yumuşak koruma malzemeleri şüphesiz ki yere ilk temas ettiğim omuz bölgemi yere çarpışın darbelerinden de korumuşlar. Kaskın sağındaki darbelerin oluştuğu anda da yere teması kendi etim ve kemiklerim yerine bunların üzerinde gerçekleştirmişim demek ki.

“Sadece kask yeter abi!” diyen arkadaşlara da buradan selam edelim 🙂

Ve bir sonraki fotoğrafa doğru ilerleyelim.

Korumalı pantalon kaza sonrasında nasıl görülüyor?

motosiklet kaza korumaların önemi

Burada özellikle pantolonun diz kısmına dikkat. Dizde ve kaval kemiğinde sürtünme yok. Doğrudan yırtılma ya da patlama var. Sanırım bu çarpmanın etkisi.

Alt tarafta sürtünme kaynaklı yırtılma var, sürterek kesilmiş (paçanın sağında kalan kısım). Burası darbeyi emerek beni ciddi yırtılmalardan korumuş durumda.

Sağ taraftaki fotoğrafta ise sol kalça bölgesinde sürtünme var. Bu noktada söylemek gerekir ki ek olarak alıp yerleştirdiğim yumuşak plastik kalça korumalarının işe yaradığı çok açık: çünkü kalçalarımda hiç bir hasar yok. Hatta morarma ve kızarma bile yok. Özellikle pantolonun üst kısımlarındaki sürtünme hasar demek ama bende hiç bir şey yok; yani motosiklet pantolonu çok ama çok işe yarıyor…

motosiklet kaza korumaların önemi

Burada fotoğrafları olmamasına rağmen sağ ayakkabımın da darbelerin etkisinden bağcıklarının koptuğunu, yer yer sürtünmeler olduğunu da söylemek isterim. Topuklarımın dış tarafının maruz kaldığı etkiler ayakkabılardan, sağ topuğumun iç kısmı ise iki üç günlük ağrıdan belli ki ayaklarımı da ciddi şekilde korumuş motosiklet botlarım.

Bunlar anlayana tam korumanın önemini anlatacak fotoğraflar ve açıklamalar. Size hiç bahsetmediğim tarafı ise tüm bu: “Orama bir şey olmadı, burama bir şey olmadı” dememe rağmen bir hafta boyunca çektiğim acı.

Sağ tarafımda omzumdan kalçama kadar var olan tüm kaslarımın acısı yüzünden bir haftadan beri ne oturabiliyor ne de kalkabiliyordum. Geceleri uyumak ızdırap idi, yeni yeni katlanacağım hale gelmiş durumda… Yani demek istiyorum ki hiç bir yerimde ciddi hasar yok ama sadece kaslarımdan kaynaklanan zorlanma ve acı beni öldürdü.

Motosiklet kazası koruma donanımının eksiksiz olması gerektiğini de kanıtlıyor. Her biri, ayrı ayrı, şart. Hepsini giyin.

Umarız sizlere, özellikle bu yaz aylarında uyarıcı bir etkisi ve faydası olur. Hiç ihtiyaç duymamanız umuduyla…

Bu yazı Motosiklet Acemileri İçin kategorisi içindedir, kategorinin diğer yazıları için lütfen buraya tıklayınız.

Soğukta Yolculuk ve Birikenler

BMW K1200GT ön cam karlı

Motosiklet, kışın soğukta sürmek için hazır olmayı şart koşar. Üç altın kuralı vardır:

  1. “Kötü hava yoktur, yetersiz donanım vardır.”
  2. Fizik kuralları esnemez (buzda kayarsınız).
  3. Yol ve kurallarla inatlaşılmaz (çok daha çabuk ve fazla yorulursunuz).

Bora geçen hafta sonu İstanbul’dan İzmir’e ağır kış şartlarında geldi. Her türlü yağış içeren,aşırı soğuk ve sınırları zorlayan bir sürüş oldu. İşte birikenler:

  • Termal içlikler işe yarıyor, fakat kalitelisi olmalı.
  • İyi eldiven + elcik ısıtma dahi rüzgar kesici koruma olmadığı sürece yeterli gelmiyor. Yani elciklerin önüne o plastik parçaları boşuna koymuyorlarmış. Elcik ısıtma sadece elin içine fayda ediyor. Elinin içi yanarken dışı rüzgardan buz gibi olabiliyor, hatta sürüşünü etkileyecek kadar.
  • Kar, ya da sulu kar su gibi değil, vizörden gitmiyor
    • yapışıp kalıyor, birikiyor ve görüşü kapıyor. Bora uzun süre vizör açık gittiğini, başka çıkar yol bulamadığını söyledi. Tabiidir ki bu şekilde gitmek insanı çok zorluyor. Yüzüm acıdı ama devam edebilmek için başka yol yoktu diyor.

Yol boyunca hava şartlarını görün!
Karayolları Tahmin Sistemi – Yol Üzerinde Hava Nasıl?
görmek için buraya tıuklayınız

Kışın soğukta motosiklet sürmek için neler yardımcı olur?

  • Devamlı şeker takviyesi iyi geliyor. Soğuk havada üşümesen de enerji kaybediyorsun ve şeker soğukla daha iyi savaşmana yardımcı oluyor.
  • tırıp kan deveranını arttırmak hem soğuğu, hem de yorgunluğu uzaklaştırmada faydalı olacaktır bacaklara.
    • Kardan korkma motosiklet karda iyi gidiyor. Fakat buz öyle değil. Buz olduğunu düşünce anlıyorsun.
    • Buzda düşünce kuru asfalt gibi değil, kayıp öyle aynı hızla devam ediyorsun. Durmak için bir yerlere tutundum dedi Bora. Yoksa bir yere çarpana kadar öyle devam ediyormuşsun…
    • Geçen araçlara dikkat etmeli, hele hele karşıdan geçen araçlara da. Zira bir geçiyor, “foşş” çamurlu kar banyosu yapıyorsun ve o çamur vizörü bildiğin kapatıyormuş.

“Aslında bu yukarıdaki deneyimlerden çıkan sonuç şu:

“Buzlanma ve karın yeni başladığı günlerde motosikletinle yola çıkma”

Bu yazının devamı olarak: “Gideceğim” Demenin Psikolojik Tarafı yazımızı okumanızı tavsiye ederiz.

Ayrıca: Kış Kategorisi yazılarını da buraya tıklayarak görebilirisiniz.

Sonuç

Soğuk hava ve gizli buzlanma

Gizli Buz

Gizli Buzlanma: görünmeyen tehlike

Kış şartlarını yaşadığımız bu günlerde, sizleri yollarda bizi bekleyen önemli bir tehlike konusunda bilgilendirmek ve uyarmak istiyorum. Gizli buzlanma yol üzerinde olan ama görünmeyen buzlanma türüdür.

Mavi buzlanma, saydam buz, kara buz gibi isimlerle adlandırılan bu olgu, bir çok kişinin kaza yapmasına sebep olmaktadır. Bir çoğumuzun farkında olmadığı bu durumu öğrenmek ve dikkate almak kış şartlarında yol güvenliğimizi arttırmak için  önemlidir.

Hepimizin bildiği gibi su sıfır derece ve altında  zaten donar. Bununla birlikte yol şartlarında buzlanma 6 dereceden itibaren başlayabilir. Çünkü o gün altı derece olacak demek, “Gün içerisinde en fazla altı derece olacak” demektir. Yani sabah, akşam, güneş görmeyen  yerlerde hava sıcaklığı altı derecenin altında demektir. Dolayısıyla gizli buzlanmanın olacağını düşünerek planlama yapmak yol güvenliğimiz için şarttır.

Hava sıcaklığı donmaya yakın bir dereceye düştüğünde yol yüzeyindeki su donar. Yol yüzeyinde ince, mat ve hemen hemen görünmeyen bir buz tabakası oluşur.

Sürücü bunu farkedemez ve yolu kuru olarak algılar. Bu olay mavi buzlanma, gizli buzlanma, saydam buz yada kara buz olarak adlandırılır.

Gizli buzlanmayı nerelerde aramalıyız?

Deniz kenarı, köprüler, viyadüklerde.
Gölgelerde.
Rüzgarlı ve güneş almayan (ısınmayan) alanlar gizli buz için uygun alanlardır.

“Gölge, rüzgar ısıyı daha da düşürür. Bu nedenle gün içerisinde 6 diyorsa, sabah ve akşam, devamlı güneş görmeyen yerde buzlanma bekleyin.”

Gizli Buzlanma  - yol bilgisayarı uyarı

Gizli buzlanma varsa, boş bir otoyolda araç kullanırken hafif bir viraj alırken dahi birden aracınızın kaydığını hissedersiniz. Aniden 360 derecelik bir dönüş yaparak kendinizi bir hendekte bulabilir yada bariyerlere çarpabilirsiniz.

Saydam buz hemen hemen görünmez olduğundan son derecede tehlikelidir. Yol yüzeyi çıplak ve kuru göründüğünden sürücü normal hızda seyrederken kendini emniyette hisseder. Ancak beklemediği bir anda direksiyon hakimiyetini kaybeder.

Gizli buzlanmanın yoğunlaştığı yerler?

Yolda gizli buzlanma olduğunu nasıl anlarsınız ? Aşağıdakiler gizli buzlanma olasığını çok yükselten bazı yol durumlarıdır:

köprü buzlu olabilir
  • Donma noktasının hemen üstünde ve altındaki dereceler.
  • Bir gün önce yağan yağmur ve aşırı ayaz.
  • Yol kaplamasının koyu ve mat görünmesi.
  • Yolun ağaçlarla veya diğer engellerle gölgede kalan kısımları, örneğin doğu-batı yönündeki tepenin aşağı tarafı. Bu gibi bölgeler sabah güneşinin halen erişemediği alanları oluşturur.
  • Köprüler, üst ve alt geçitler.
  • Yolun, bir göl kenarını ve nehir yatağını takip ettiği nemli alanlar.
  • Geçmişte saydam buzla karşılaştığınız yerler.

Köprüler, viyadükler ise ayrıca önem göstermemiz gerek noktalardır. Çünkü yoldan daha önce ve daha fazla buzlanmaya maruz kalırlar. Bunun sebebi, yoldan farklı olarak soğuk rüzgarın sadece yol üzerinden değil, altından da geçmesi ve köprüyü, viyadüğü daha fazla soğutmasıdır.

Bu yazı Kış | Motosiklet Sürüş Teknikleri | Püf Noktası kategorilerinde yayımlanmıştır.

Motordan Nasıl Düşmeli?

motosikletten düşüş kapak görseli

Motosikletten nasıl düşmeli? Güldüğünüzü duyar gibiyim ama bunun da kuralı var evet 🙂

Her şeyden önce: kazadan kaçmak için kıvırmak ya da durmak ilk denenmesi gerekenlerdir.

Frenleme çalışır ve kendinizi eğitirseniz doğru ve güçlü bir frenleme ile kazadan önce durabilirsiniz. Fakat frenin azı sizi kazaya götürür, bunu unutmayınız…

Frenleme yazıları için buraya tıklayın

Motosikletten nasıl düşmeli?

İlk kural: Motorunuzdan “motor kıyafetleri” ile düşünüz.

Şöyle bir bilgi buldum, rakamların doğruluğundan çok emin değilim fakat yine de sürüklenenlerin ısıdan yanarcasına rahatsız olduklarını biliyorum, o sebeple paylaşayım:

  • Kuru asfaltta düştünüz.Ve hızınızda 100 km/saat.  
  • Yerde sürüneceğiniz mesafe ortalama 65 mt. Bu sürtünme esnasında üstünüzde motosiklet pantolonu ve montu varsa vucudunuza yansıyan ısı derecesi 770 derecedir. Vucudumuzda ki en sağlam kemikler kalça elmacık kemikleri ve köprücük kemikleri.Ve bu kemiklerin erime dereceleri 520 derecedir.
  • Bu yüzden şiddetle motosiklet kıyafetleri kullanın diyoruz.
    Kot pantolon kumaş pantolon sizi düştünüzde bir kaç salisede (dikkat edin saniye değil salisede) biter ve etiniz açığa çıkar. Kemik kaybı geri gelmez.”

Düşme tekniği & kuralları

Ana başlıklar şunlardır:

  1. Motordan ayrılın
  2.  Kollarınız ve ya bacaklarınızla sürüklenmeyi kontrol etmeye çalışmayın
  3.  Kafanızı korumaya çalışmayın 
  4.  Düştükten sonra kalkmaya çalışmayın
  5.  Hemen kalkıp motosikleti düzeltmeye çalışmayın

1) Motordan ayrılın

Ana kural peglere sağlam basıyor olmaktır. Her halükarda son anda bu peglere vurarak, basarak, üzerlerine basıp atlayarak,yani bir şekilde peg dediğimiz ayaklıklara güç uygulayarak kendimizi motordan uzaklaştırma hareketini yapmamız lazım.

Bir arabaya çarpacaksanız ve yatıracak zamanınız yoksa peglerin üzerinde zıplayın, ve araca çarpmak yerine üzerinden uçmayı hedefleyin [ araca çarptığınızda boynunuz, yere çakıldığınızda kolunuz kırılır J


Alt yanal kayma ile düşme

Low Siding denen şey. Dönmeye başladınız, motosikletiniz yatık durumda kaydınız:

Depoya dizlerinizle yapışın, topuklarınızla da motora. Ellerinizle gidona tutunmayın, aksine serbestleştirin. size söylemiş olduklarımız, bu noktadan itibaren, kurtarmak için de düşmek için de en iyi duruma getirmiştir sizi.

Kurtarmayı değil, düşmeyi seçtiniz.

Ön frenle işiniz yok.

Arka frene dokunun, amacınız arka tekeri kilitleyerek motosikletin sizden uzaklaşmasını başlatmak, unutmayın motosikletiniz yatık idi, arka tekeri kilitleyerek motosikleti geride bizimle ayrı bir çizgiye sokmuş oluyoruz.

Ayrılmadan hemen önce peglere tüm gücünüzle basınız / vurunuz / itiniz.

Şimdi bedenimize bakalım. Bedenimiz de yatık, dolayısıyla yüzü koyun düşmemiz daha olası. İşte burası çok önemli: sırt üstü dönmeye ça-lış-ma-yın! Bu sizi takla tombalak sarmalına sokar ki bunu hiç istemezsiniz. Omuzlarınızı, kollarınızı, dirseklerinizi kırmak işten bile değildir bu durumda…

Üst aşırma ile düşme

Alttaki görselde high-side denen aşırtma düşüşte sürücünün motorunu zamanında bırakarak ve motorun üzerinde yükselip açılarak kendini havada dönüp motorun önüne düşmekten nasıl kurtardığına dikkat ediniz.

motosiklet high side aşırma düşüş

Sürücü eğer kapanıp motora tutunmaya çalışsaydı, çok daha ciddi yaralanmalar kaçınılmaz olurdu.

Yine aynı mantıkla önünüzdeki bir araca bir şekilde artık çarpmanızın kaçınılmaz olduğu bir durumda, çarpışmadan önce motorunuzun ayak pedalları üzerinde ayağa kalkınız. Kendinizi olabildiğince yükseğe doğru fırlatınız ama havada dönmeden. Basketçinin “rebound”a kalkması gibi. Bu saliselik bir hadisedir. Baktınız çarpacaksınız, artık kaçışınız kalmadı, yapmanız gereken budur. İnanın motora kapanıp da çarpmaktan daha az hasar alırsınız.

Motoru durdurmanız ya da kıvırıp geçmeniz hatta yan yatırmanıza zaman olmayan çok ani ve acil bir durumdur. Hiç bir zaman bunu yapmak zorunda kalmamanız dileğiyle. Motosikletinizden zaten ayrılıyorsunuz, peglere vurmak sizi daha da motosikletinizden daha da açacak, uzaklaştıracaktır. Motosikletinize bakar konumda geriye doğru kendinizi açmayı hedefleyiniz.

Çok zordur ama kendinizi gevşek bırakın, “Kasılma! Kasılma! Kasılma! diye kendinize tekrar edin.

2) Kollarınız ve ya bacaklarınızla sürüklenmeyi kontrol etmeye çalışmayın

Sürüklenme esnasında ayağa kalkmaya çalışırsanız, kolunuzu bacağınızı açarsanız bir yerlerinizin kırılmasını kolaylaştırırsınız.

Vücudunuzu kasarsanız kırıkları, yırtılmaları davet edersiniz. Volvo kazadan hemen önce araç içindekileri korkutarak önceden kasmayı, böylelikle çarpışma anında kasılı değil gevşek vücütların o güçleri çok daha iyi kabul edeceğini bildiği için yapmaktadır.

Sürüklenme sırasında henüz yapamamışsanız, motosikletten mutlaka ayrılmaya çalışın, size ne kadar uzak olursa o kadar az zarar görürsünüz.

Bunun için donanımızın “sıkı” olması gereklidir. Montunuzun gergilerini sürüşten önce sıkın. Kollarındaki, bellerindeki, bileklerdeki, boğazdaki her unsur “lazım olacağı için” oradadır ve dikkatiniz çektiyse hepsi “gergi” dir. Bu nedenle sürüşten önce gergileri, fermuarları, kask kilidini (altından bağlanan kilit sistemli kayış) eldivenlerin cırt cırtlarını, sıkı sıkıya oturtun, gevşek değil!

3) Kafanızı korumaya çalışmayın

Kafanızı korumanıza gerek yok, çünkü kaskınız var .Nasıl yuvarlanıyorsanız aynı şekilde devam edin , herhangi bir pozisyon almaya çalışmayın , 2 -3 takladan sonra durursunuz.

Uzun sürüklenmelerde kaskını defalarca tak tak tak yere vuran sürücüler vardır. Kask sizi bu tür darbelerden korur. Fakat kafanızı tutmaya çalışır, sert bir hale getirirseniz nurtopu gibi boyun fıtığınız olur, siz bilirsiniz 🙂

4) Düştükten sonra kalkmaya çalışmayın

Kazadan sonra durduğunuz yerde kalın.

Önce sakinleşin; derin nefes alıp verin. Vücudunuzdaki adrenalin o kadar fazladır ki kırık dahil ağrı hissetmeniz 5-10 dakikayı bulabilir.

Yattığınız yerden ellerinizle vücudunuzu kontrol edin. Önemli bir hasarınız olmadığını anlayabilirseniz bir yerinizin kırıldığını varsayarak yavaşça kalkın.

 Motosikletten Nasıl Düşmeli? yazısı Püf Noktası, Sürüş Teknikleri ve Makaleler kategorilerinde yayınlanmıştır.

Motosiklet kaza ilk yardımı

KAZADA İLK YARDIM

Kaza ilk yardımı kanunlara göre bizlerin işi değildir, hatta yasaktır. Belgeli eğitimi olmayan vatandaşların (daha çok açmak gerekirse tıp diploması, ilk yardım eğitimi, CPR eğitimi gibi konularda devletin tanıdığı belgelere sahip olan kişilerin haricinde) yaralılara müdahale etme hakları yoktur. Fakat yine de yapılabilecekleri  dikkatinize sunuyoruz. 

Vatandaş olarak bize düşen görev ilgili yerleri (polis, ambulans gibi) haberdar ederek çevre güvenliğini almaktır. İlk başta saçma gibi görünen bu önlem, ülkemizdeki kurtarma faaliyetlerinin bilinçsizce yapılmasını önlemeye yönelik sağlıklı bir harekettir. İyi niyet fakat bilinçsizlik ile yaralıya zarar vermeniz çok ama çok kolaydır.

 Peki, kaza sonrasında ne yapılır?

  1. Çevre ve yol güvenliğini sağlayınız (birinci adım bu olmalıdır):
    1. Yeterince geriye (arkadan gelen araçları uyarmak için) uyarı koymak (bu birisi de olabilir)
    2. Motosikleti güvenli uzaklığa almak (yanma, sızıntı vb tehlikeler açısından)
  2. Yetkili mercileri haberdar ediniz (ambülans, polis)*.
  3. Kazazedeyi mümkünse kıpırdatmayınız.
    Ayakta ise, oturtunuz, yada yatırınız. İç kanamayı bilemezsiniz, beyin sarsıntısını bilemezsiniz, çoğu zaman ufak kırılmaları da elbise altında kalacağından görmeniz mümkün olmayacaktır.
    Hele hele yerde savrulmuş halde yol ortasında falan iseler SAKIN ama SAKIN kıpırdamasına sebep olmayınız.
  4. Kazazedelere bilgi veriniz, vücutlarına bakmalarını (burası önemli) engelleyiniz; gerekirse üzerinizdeki bir şeyi çıkarıp yaralarını örtünüz (bu mikrop kapmalarını engellemede de yardımcı olacaktır). Vereceğiniz bilgiler:
    1.  “İyisin, hayati tehliken yok (yalan söyleyebilirsiniz, hatta söyleyin), ambülans birazdan gelecek”
    2. “Kıpırdamamaya çalış” (bunu söylemeden önce elinizi başının, omuzlarıın yakınlarında tutun, zira genelde bu cümlenizle davranıp kalkmaya çalışırlar. Nazikçe dokunun, temas sözlerden daha etkili bir şekilde işe yaramaktadır), fakat zorla yatırmayın, hareketini güç kullanarak engellemeyin.
    3. Tıbbi bilgilerini sorun (bu cevaplarla gelen tıbbi ekibe çok yardımcı olacak ve zaman kazandıracaksınız):
      1. “Ağrıyan, sızlayan, bir yerin var mı?”
      2. “İlaç kullanıyor musun, alerjin var mı?”
      3. “Hastalığın var mı?”
      4. “Kan gurubun ne?”
      5. “Ezberinden verebileceğin telefon numarası var mı? Telefonunda ise izin ver ben çıkartayım cebinden”
  5. Kesinlikle ama kesinlikle kalp masajı yapmayınız! Ağır yaralanmalarda (şok gibi durumlarda) uzman doktorlar bile, stetoskopla bile; kalbin çalıştığını zor duyarlar. Oysa çalışan kalbe masaj, kalbi kesin durdurmak demektir…

ben ilk yardım eğitimi aldığımda kural yukarıdaki gibiydi ama şimdilerde kalp masajını (artık) tavsiye ediyorlar. Yine de dokunma ve müdahale hakkımız olmadığını unutmayalım.

Yardım gelmeyecek bir yerdeysek?

Eğer dağ başındaysanız yapılacaklar farklıdır fakat o tür müdahaleleri uygulamalı olarak vermekte çok büyük fayda vardır. Dil kilitlenmesi, boğaz delerek nefes yolu açılması, açık yarayı sabitlemek, turnike uygulamaları gibi işleri anlatmak zor iştir. Akılda kalıcılık açısından uygulamalı olması bu sebeple daha doğru olacaktır.

 Ana kuralı bir kez daha tekrarlayalım: “Önce zarar vermemeyi düşün”

Kaza ilk yardımı için en önemli konulardan birisi ambülansa doğru adres ve tarif vermektir.
Uyanık olun; sizin yön sıkışık/kilitli ise ters istikametten, yolun karşı tarafından gelmelerini söyleyebilirsiniz.
Çevreden birisini görevlendirin, trafiğin akışını sağlasın; kazaya bakmak için yavaşlayanlar, duranlar trafiği kilitlerler, bu ambülansın gelmesini engeller; bu yüzden trafiğin akmasını sağlamak önemlidir.

Bir çok ilde ambülans erişim süreleri çok iyi durumdadır. Ambülans gelene kadar beklemek, yaralıya dokunmamak en iyisidir.

Vatandaşlar olarak bizim yaralıya dokunma, müdahelede bulunma hakkımız yok. Dahası bu suç.
Yapılması gereken: 1- çevre güvenliğini almak ve 2- ambülansa haber vermektir.

Yapamazsınız. Yetkiniz yok üstelik suç. Çevre emniyetini arayın ve ambülans çağırın.

Kızılay’ın bu konudaki bilgilendirmelerini burada bulabilirsiniz.

Bu yazı Motosiklet İlk Yardım, Püf Noktası ve Yıldızlı Yazılar, En Önemli Konular kategorilerinde yayınlanmıştır.

Yağmurda Motosiklet Sürerken

Yağmurda motosiklet sürüşü yazmak gibi bir niyetim yoktu ama sıradan bir Bodrum Datça yolculuğu yapacağız derken, ağır sağanak her şeyi değiştirdi.

İşte birikenler:

  • En ağır şartlardaki yağmurda bile sürüş yapmak mümkündür.
  • Yazlıklarla yakalanırsanız elektronik cihazlar, cüzdan, ruhsat vb. nesneleri korumak için motosikletin bir yerinde ufacık bir poşet bulundurun; çok işe yarıyor.
  • Ayaklarınız ciddi su alabilir, ilk benzinlikten, bakkaldan, bir yerden bir çift naylon poşet çok işe yarar.
  • Yağmurun vuruşu kaskta çok güzel ses çıkarıyor.
  • Şehirler arası yollarda yamaçlardan yola inen:
    • su,
    • çamur,
    • taş, toprak, kayalar beklenen anormalliklerdir; unutmayın ve gözlerinizle bu tür sıra dışı olayları arayın.

Karşı şeritten gelen su akıntısına karşı dikkatli olun. Bazen karşı şeritten ters yönde yanınızdan geçen araçlar size de su perdesi atarlar. Bundan korkmayın, hazırlıklı olun.

Kask

  • Kask içi buharlanmaya karşı,
    • vizörünüzü bir “tık” kaldırırsanız faydasını görürsünüz,
    • neopren ya da sentetik ve ağız ile burun kısmını kapayan balaklavalar, kask içi maskeler buğulanmayı arttırır.
  • Kask camınız (vizörünüz) çok ıslanırsa ve ya damlalarla kaplanırsa:
    • başınızı sağa ya da sola çeviriniz rüzgar yardımcı olacaktır (sürüş halinde olduğunuzu unutmayın ve yoldan kopmayın)
    • motosikletin rüzgarlığının (ön camın) arkasından çıkarsanız aldığınız rüzgar artar ve gelen ek akım ile damlalar yer değiştirir / vizörden gider. Bunun için peglerin üzerinde ayağa kalkabilirsiniz.
  • Kask camınız çamurlanırsa elinizle silmeyi de-ne-me-yin. çamuru dağıtarak görüşünüzü daha da kötü hale getirirsiniz. Sakince sağa çekin ve bir bez ile silin.

Eldivenlerinizi tanıyın. Bir çok motosiklet eldiveni, işaret parmağının yan tarafı temizlik için yumuşak ya da tüylü yapıya sahiptir. Öyle ise hareket halinde iken işaret parmağınızın yan (dış) tarafı ile vizör temizliği yapın.

  • Bedeniniz için en işe yarar su korumasını battal boy çöp torbası ile sağlayabilirsiniz.
  • Araç sollarken unutmayın:
    • tam aracın (daha doğrusu tekerleklerin) yanından geçerken görüşünüzü kısıtlayacak bir su bulutundan geçeceksiniz, bu özellikle büyük araçlarda daha da etkilidir,
    • sollama yapmadan önce önünüzdeki alanda su birikintisi var mı yok mu bir kez daha kontrol edin, sollama sırasında su birikintisine girmeyiniz.
  • Reflektif ve neon, fosforlu (sarı ya da turuncu) yelek / kıyafet görünürlüğünüzü çok ciddi derecede arttırır, giyin.

Soğuk ve Islanma

  • Islandı iseniz inat etmeyiniz. Soğuğun etkisini hafife almayın, üşümek sizi on eş dakikada zatürre başlangıcına taşıyabilir. Risk almayın.
  • Üşüyorsanız inat etmeyiniz. Belki su içinize geçmedi fakat içi kuru dışı ıslak bir kıyafet yüzey ısısı düşeceğinden sizi yine de ciddi derecede üşütür.

diğer kış ve yağmur/çamur yazıları için tıkla: #motosikletkış

Kaza Çemberi (Alanı)

kaza nerede oluyor

Kaza çemberi, evinizin merkez alındığı 8 kilometre yarıçaplı bir dairedir

“Kaza nerede oluyor?” sorusuna cevap vermek için yapılan araştırmalar ve istatistikler bize göstermiştir ki en ciddi kazalar burada gerçekleşir.

Bunun sebebi bu alanı bildiğinizi, şartlarını tanıdığını düşünmenizdir. Fazla rahat, yol ve çevresel şartları değerlendirmeden araç sürdüğümüz bir alandır burası. Bu sebeple hataya düşer ve gerektiği kadar uyanık, dikkatli olmayız.

Bu yüzden evden her çıkışınızda asla unutmayın ve:

Motosikletinizi evinizin etrafında her zaman ve son derece dikkatli kullanın.

Bir turlayayım geleyim dediğinizde evinizin etrafında dolaşmayın. Hatta kısa turlarda, mümkünse bu çember içerisinde hiç gezinmeyin.

Önemli Not: Buradaki mantık “bildiğimiz yer” yanılgısına düşmektir.

Her ne kadar taşına köşesine kadar bildiğimizi düşünsek de trafiğin içerisinde olacağız. Trafik değişken olduğu için “aynı yer” ya da “aynı sürüş” olması mümkün değil.
Sağa sola selam verirken, bildiğiniz mağazaların vitrinlerine bakarken trafiği ihmal edeceğinizi unutmayın.

Evinizin çevresi en tehlikeli alan olmakla birlikte iş yeriniz, anne babanızın evi gibi sıklıkla gittiğiniz tüm alanlar göreceli olarak yüksek risk grubundadır. Bu ve benzeri alanlarda da dikkatinizi en yüksek seviyede tutmaya dikkat ediniz.

Kaza nerede oluyor? En iyi bildiğimizi sandığımız yerlerde: evimizde, işyerimizde. Aman dikkat

Bu yazı Motosiklet Acemileri, Püf Noktası ve Sürüş Teknikleri kategorilerinde yayımlanmıştır.