Buell SuperTouring 1190’ı gösterdi

Buell SuperTouring 1190 kapak görseli

Buell Panamerica’sı mı, yoksa kendine ait bir sınıf mı?

Buell’in koyduğu isme göre SuperTouring 1190 bir touring yani gezinti motosikleti; peki. Güç ve boyut olarak Harley-Davidson’un dikkat çeken Panamerica’sıyla aynı sınıf demek bu. En azından kağıt üzerinde. Peki kim Panamerica yerine bunu almayı düşünür ki? Sonuç: Yeni bir Buell garipliğine hoş geldiniz! 🙂

SuperTouring 1190 nasıl bir motosiklet?

Ne diyeceğimi bilemiyorum. Birincisi bu bayağı bayağı çirkin bir motosiklet.

İkinci olarak da ön taraftaki parçalar henüz bitmemiş gibi. Mesela farların etrafındaki ayna (far çerçevesi) hiç de fabrika parçası gibi durmuyor. Hatta evde yapsanız daha iyisini yaparsınız diyebilirim. Farların hemen altında ise bir yerlerden emaneten almışlar gibi duran bir LED far var…

İşin garip tarafı ise ön taraf haricinde bu “olmamışlık” yok. Yan taraf, arka taraf hayli güzel; ilginç.

Şu adreste yazıldığına göre: buellmotorcycle.com/supertouring özellikler şu:

Buell performansını, gezi ve macera ruhunu aykırı tasarımıyla birleştiren 185 beygir güce sahip 1190 SuperTouring’in keyfini çıkarın.

Tahmin edilen liste satış fiyatı (MSRP): 21’995 $.
2022 yılının ikinci yarısında üretmeye başlayacaklarmış 1190’ın, 2023’ün ilk yarısında teslim edilmesi planlanıyor.

https://www.instagram.com/reel/CauzZhKssqU

Buell her zaman “garip” denecek kadar farklı, sıra dışı tasarımlarla gelen bir marka. Erik (Erik Buell, eski bir yarışçı ve markanın sahibi) dümende olmasa da Buell yine Buell’liğini yapıyor.

Bir yıl önce yeniden canlanan Buell, önce SuperTouring tasarımını web sitesinde bilgisayarda yapılmış bir görsel (render) ile duyurmuştu. Ve Mart ayındaki Daytona Motosiklet Haftasında (bir motosiklet fuarı) gerçek bir örneğini tanıttı. Buell bu bisiklete dünyanın en hızlı gezinti (touring) motosikleti. Eh, neden olmasın?

SuperTouring 1190 güç ve tarz

SuperTouring modeli, Buell’in daha önceki Hammerhead (superbike) ve 1190SX çıplak-spor modellerinden bildiğimiz 1190 cc.’lik İkiz-V’ye sahip olacak. Bu motor bildiğimiz kadarıyla 185 beygir güç ve 101 lb-ft tork üretiyor. SuperTouring, neredeyse piste hazır lastikleri ve karbon fiber parçalarıyla tabii ki “süper” kategorisinde olacak 🙂

Uzun bir ön cam ve son derece işlevsel görünen aynalar, artı olarak arkada bir çift sert çantasıyla touring, gezinti tarafı var evet lakin geri kalan her şey, uzun bir spor motosiklet! Bu Buell, Ducati Multistrada Pikes Peak ya da Kawasaki H2 SX arasında bir yerlerde yer arıyor gibi. Hedeflediği yerin iki ucunda da çok çok iyi motosikletler olduğu için Buell’in gerçekten çok iyi bir motosiklet olması lazım.

Sonuç olarak Buell SuperTouring 1190’ı satmayı becerebilecek mi? Göreceğiz.

Yeni SuperTouring, kutudan yapma gibi görünen kafası, bloktan yontma gibi görünen spor motosiklet benzeri panelleriyle (grenaj) hayli farklı -yani dayanamayacağım garip diyeceğim artık- bir görüntüsü var. Buell, bu motosikleti satmak istiyor mu emin değilim. Belki de bir “olay motosiklet” olması hedeftir. Bence çirkinlik, farklı olmanın bir yolu Buell için. Ama sürüşü şaşırtıcı kadar iddialı olursa “kimsede olmayan bir motosiklet” arayanların adresi olabilir SuperTouring. Buell bunu daha önce de yapmıştı: Ulysses. Ulysses’in hala hayranları var, belki de amaçladıkları şey budur.

Aklımı kurcalayan bir diğer konu da böyle bir gezi motosikletindeki 185 beygir… Gezinti içinse 185 beygir ne? O kadar güç varken süspansiyon nasıl olacak, sert olsa gezinti motosikleti ruhuna uymaz, yumuşak olsa o 185 beygir yerinde durmaz?

Sonuç

Bence Buell bile bu motosikleti kim alacak pek emin değildir 🙂

Bu yazı Motosiklet Tanıtım kategorisinde yayınlanmıştır; kategorinin diğer yazıları için buraya tıklayabilirsiniz.

2013 R 1200 GS inceleme: İzmir’den Sinop’a 1050 km.

r 1200 GS İzmir’den Sinop’a 1050 km.

Merhabalar, bu yazımın konusu İzmir’den Sinop’a yaptığım 1050 kilometrelik sürüşüm. 2013 model R 1200 GS inceleme yazısını özellikle bu yoldan sonra yapıyorum çünkü iyi bir uzun yol testi olduğunu düşünüyorum; buyurunuz başlayalım:

Efendim bildiğiniz üzere, GS konfor makinası. Daha önceki yazımda da belirtmiştim sürüşünün durumunu. Dedim ki hadi bakalım bir de uzun yol yapayım. Atladım bir sabah ve akşam Sinop’taydım. Tek sorun belimin ağrıması idi, ki o da benim romatizmamdan kaynaklı. Onun dışında çok keyifli bir yol oldu.

R1200GS-Sinop uzun yol değerlendirme sürüşü - Sinop vadi 2
Sinop doğal güzelliği hemen yanıbaşınızda olan bir ilimiz

Uzun yol tavsiyesi: hazırlık aşaması

Uzun yola çıkmadan önce belirli bir hazırlığınız olmalı. İki teker üzerinde her yol uzun sayılsa dahi, belirli bir km’nin üzerindeki yollar ekstra tehlikeli. Zihnen ve bedenen siz, mekanik olarak da motosikletiniz hazır olmalı. Gelelim o hazırlıklara;

  • Zihnen hazırlık bence en önemlisi, çünkü ister grup sürüşü olsun ister tek, motosikletinizin üzerinde teksiniz. Uzun saatler boyunca ona kumanda edeceksiniz ve biliyorsunuz ki anlık hatalar ölüm getirir. Bu nedenle kendinize güveninizi arttırarak ama çok da özgüvenli olmayarak bunun üstesinden gelebilirsiniz. Şöyle mesela, geniş başlayıp dar açıyla devam eden firkete tipte bir viraj karşınıza geldiğinde, orayı dönebileceğinizi bildiğiniz hızın altında düşmelisiniz ki riski azaltasınız. Bu özgüven dozu yeterli ne eksik ne fazla. “Yapabilirim ama yapmıyorum zira daha çok yolum var.” diyebilmelisiniz.
  • Bedenen hazırlık, tamamen şartlar dahilinde geçerli. Ben tek günde gelmek zorunda olduğum için yakıt almak dışında iki mola verdim yolda. Bir gün önceden dinlendim, eşyalarımı hazırladım ve sabah kahvaltımı yapıp yolluğumu hazırlayıp yola çıktım. Amacım az mola olduğu ve yolda uyuyakalmak istemediğim için sabah protein ağırlıklı beslendim, karbonhidrat almadım.
  • Aracımızın da hazır olması lazım. Onun için:
    • bir gün önceden ustama gidip durumu anlattım, sağ olsun yoğunluğuna rağmen baktı dinledi, “Bir sorun yok.” dedi.
    • Lastikçime daha önce sormuştum, o nedenle o gün gitmedim ama sabah evden çıkar çıkmaz lastiklerim soğukken havasını kontrol ettim.
    • Aydınlatmalarına baktım, yağı ve suyu dün kontrol edilmişti, elektrik aksamında sorun yoktu, hasarına da baktım göremedim ve bastım kontağa çıktım yola (Aysel Hanım söylemi, motosiklete binmeden önce yapılması gereken şeylerin baş harfinden oluşur, bende onu yaptım).
  • Pek çoğumuzun bilinçsizce doğru yaptığı bir şey var, motosikleti yüklemek. Yan çantaları arka çantayı yüklemekten bahsediyorum. Denge o kadar önemli bir unsur ki, biz de bunun o denli farkındayız ki, bilinçsizce yapıyoruz bu dengeyi. Lakin lütfen, dengeyi bilinçli düzenleyin, sağ ve sol yan çantayı, arka çantayı, kayışla bağladığınız çantaları dengeli koyun…

Ve yola düştük

R1200GS-Sinop uzun yol değerlendirme - Yeşilyurt-sahili - kafadan görünüş plajda

Vira çıktık yola, tam İzmir’i çıktım, Uşak’a gelmeden hooop radar. 110 ile girmişim, 288 liracık borçlandım. Sonra Uşak, afyon, Ankara, Kırıkkale, Çankırı, Kastamonu ve Sinop ile devam ettim.

İzmir Uşak arasında radar yedim demiştim, cidden sinirlendim. Ama o konuya başka yazımda değineceğim. Bu duruma bir el atmamız gerek.

Uşak-Afyon arası güzel geçti, radara girmemek için yavaşladım maalesef, 90’a sabitledim. Afyonda durup biraz dinlendim ki ilk uzun molam oydu, kaslarım ve beynim için çikolata, su ve kahve üçlemesi yaptım. 20-25 dk. sonra yola çıktım.

mat notu: molalarda yürüyün. Uzun yolda sizi dinlendirecek olan esas şey, yürümektir. Yürüyünce sabit oturmanın getirdiği yorgunluk çözüldüğü kadar, artan kan dolaşımı sayesinde algı ve zihninizde sıfırlanır.

Ankara ise bana kalırsa yolculuğumun en zor yeriydi. Ömrümde bu denli karışık trafik görmedim, herkes her şeritte gidiyor, aşırı kalabalık… Yine de üzerime sürmediler bu güzeldi. Yoğun trafiği aşıp Kırıkkale’ye döndüm, oradan kuzeye Çankırı’ya. Çankırı’da ikinci uzun molamı verdim, su, çikolata ve kahve üçlüsü yine. 😊

R1200GS-Sinop uzun yol değerlendirme sürüşü - Yeşilyurt-sahili - sol üst profila

Çankırı’da hava karardı, gece sürmek risklidir ama gün içinde Sinop’a ulaşma mecburiyetimden devam ettim. Motosikletimin aydınlatmaları fazlasıyla yeterli olduğu için sorun çekmedim ama Kastamonu Taşköprü arasında yaklaşık 10 km’lik mıcırlı bir yol vardı, orası biraz zorlayıcı oldu ama hız düşünce sorunsuz atlattım şükür.

Taşköprü’yü geçince, gelirseniz mutlaka sarımsak alın çok başarılı, Sinop’a kadar güzel asfalt, güzel yol çizgileri ve az araç vardı. Tek sıkıntı bu yörelerde yaban domuzu gibi hayvanların çokluğu, karşıma çıkmaması için dua ettim, zira çıkarsa yapabileceğim çok az şey var. Neyse ki dualarım kabul oldu ve o açıdan da sorun yaşamadım. Sinop’a girerken hafif bir rehavet çöktü, hemen vizörümü açıp kendime geldim*.

mat notu: Vizör açmak oksijen girişini arttırdığı için iyi gelir lakin etkisi kısa sürer. En iyisi, kısa bir mola verip yüzü yıkamak, enseyi ve bilekleri suyla temas ettirmektir. Su içmek de iyi bir fikirdir.

Hava koşulları

İzmir’den çıkarken hava çok sıcaktı, 35-40 dereceleri bulan bir sıcak vardı. Ben buna rağmen dört mevsimlik ekipmanla yola çıktım zira uzun yol, neme lazım diye düşündüm iyi ki de düşünmüşüm. Kırıkkale civarında hafif bir üşüdüm, hava aydınlıktı. Amma Ilgaz’dan sonra bir soğudu ki hava… Gündüz 30-35 derecelerde olan hava, bir anda 13-14 derecelere indi! İlk düşüncem şu oldu, döner dönmez elcik ısıtma taktırıyorsun Öncü, dondun…

mat notu: Gerçekten soğuk havalarda elcik ısıtma yeterli olmaz, bilginize. Elcik rüzgarlıkları ve iyi bir eldiven en iyi çözümdür. Soğuk hava tavsiyeleri için buraya bakabilirsiniz.

Yağmura rast gelmedim fikrim yok, ama Karadeniz’de bulutu görmenizle yağmurun yağması arasında 5-10 dk. oluyormuş gelecek arkadaşlar dikkat etsin.

mat notu: R 1200 GS rüzgar ve yağmur konusunda iyi korumaya sahip. Bununla birlikte inceleme yazıları ne derse desin, hiçbir motosiklet ve donanımı tek başına sizi soğuktan koruyamaz; mutlaka kışlık kıyafet gerekir.

Ortalama 100 km’de bir mutlaka durup 1-2 dk. da olsa bir yürümeniz sağlığınız açısında elzem. Dolaşımınızı bozmayınız.

Sinop Yeşilyurt sahili

Yakıt tüketimi

125 beygirlik bir hayvanla gidince ve NC’den inince dedim ki çok pahalıya gidip geleceğim herhâlde. Ama öyle olmadı, hız çok düşük olduğu için 105 km’de 2,5 litreyi gördüm.

R 1200 GS inceleme: uzun yolda nasıl?

E R 1200 GS inceleme yazısında tabii ki biraz da motosikletin özelliklerinden bahis etmek gerekiyor; buyurunuz:

  • Rüzgar koruması iyi
  • Motor sıcaklığı rahatsız etmiyor
  • 1200 cc ve yüksek beygir sayesinde hiç çekiş, güç sıkıntısı yaşamıyorsun
  • Dik oturma konumu sağolsun, rahat ve konforlu sürülüyor
  • Süspansiyon ve lever sistemleri uzun yolu keyif haline getiriyor
  • Yüklü idi, performans ya da sürüşş hissinde gözle görülür elle tutulur değişiklik olmadı
  • İnsan radar olmayan yollar hayal ediyor 🙂
    Bunda motosikletlerin kamyonlarla aynı hız grubunda olmasının da etkisi var tabii ki…

Diğer notlar

  • Yolda sıkıldım biraz, 90-95’le 1000 km.menzil bitmiyor ama hem yakıt hem düz yol düşününce çok da kötü değil.
  • Yolda Karadeniz’e girene kadar topu topu 20-25 viraj var, geri kalan dümdüz yol… Zaten bir endurocu olarak düz yolda basmayı sevmem. Sıkılmak dışında çok sorun olmadı yani yavaş gitmek insanı sıkıyor.
  • 3,5 depoyla geldim, 340 TL gibi bir fiyat tuttu. Benzin 6,45 idi ben geldiğim dönem.
  • 1050 km. yol geldim ama hiç yorulmadım tek sıkıntım belimin ağrımasıydı.

Umarım faydalı olmuştur.

Yazı Tavsiyeleri

Bu yazı Motosiklet Tanıtım Kategorisinde yayınlanmıştır. Kategorinin diğer yazıları için lütfen buraya tıklayınız.

Harley Davidson Değişiyor

Harley Değişiyor Kapak

Harley Davidson değişiyor çünkü böyle giderse batacak…

Dar bir piyasaya sıkışan, üstelik klasik alıcısının da vazgeçtiği H-D üst üste hamleler yapıyor. Batmamak için daha fazla satmak zorunda olan ve pazarı öldüğü, müşterileri yaşlandığı için satışları ölümüne düşen marka yaşamaya devam edebilmek için ürün yelpazesini genişleteceğini hatta elektrikli motosikletlerde dünya lideri olma hedefini açıklamıştı (abuk subuk ama elektrikli dağ bisikleti bile üretiyorlar artık, sayfası burada).

Daha önce Live Wire yazımızda tanıttığımız elektrikli sınıfı hedefleyen model haricinde de gözünü karartan Harley Davidson önümüzdeki beş yıl içinde 16 yeni model çıkartacağını duyurmuştu. Buna paralele olarak yeni içten yanmalı motorlar da (500, 750, 975 ve 1.250 cc. olmak üzere) üreteceğini açıklayan marka şimdi 2021 için iki silahını sahaya sürüyor.

Yeni Soluk, Yeni Pazarlar

Harley-Davidson 2021 yılında Pan America ve Bronx modelleri ile hamle yapıyor; tabii ki yepyeni Revolution Max motoru ile…

Harley Davidson Değişiyor: Revolution Max Motor

Revolution hem devir hem devrim demek, max ise azami bildiğiniz üzere. Yeni motorun hedefleriyle uyumlu bir isim: azami devir ve sınırlar ötesi devrim gibi anlamları var bu ismin. Çünkü eski hırıltılı, hantal, kamyon motoru gibi motorlar yerine iktisat, devir, güç gibi kavramlar tav ediyor yeni sürücüleri. Bu sebeple yeni bir motor yarattılar ve bunun üzerine oynuyorlar; Revolution Max kozlarından birisi. Bu motor yeni dönemin ana yüklenicilerinden birisi ve farklı, neden mi?

2021 HarleyDavidson Bronx motor bölümü alt taraf

Gürültücü, büyük hacimli, çok yakan ama performans gibi bir önceliği olmayan geleneksel H-D motorlarına göre yepyeni ve farklı yapıda, karakterde bir güç birimi RevMax. Hafifliği ve titreşimsiz çalışması öne çıkarılan bu yeni motor değişen tasarım anlayışının yanı sıra bir zorunluluk çünkü göz diktikleri pazarlarda farklı öncelikler ve son teknoloji standart halde. Revolution Max, Pan America modelinde 1250 cc. hacimde ve 145 beygir/ 122 Nm tork üretirken Bronx’da 975 cc.’lik, 115 beygir ve 94 Nm torka sahip şekilde yapılandırılmış.

Harley Davidson’un Yeni Tasarım Anlayışı

H-D daha önce hiç var olmadığı pazarlara girerken güçlü kozlara ihtiyacı olduğunu biliyordu. Fakat zor bir işti bu çünkü ikonik yani simgeleşmiş bir görüntüsü var Harley’in. Üstelik kullanıcısı çok tutucu olan bir marka Harley. O yüzden de mevcut, kendiyle özdeşleşmiş görünüşünü bozmak büyük risk. Köklerine tutunarak, bakıldığında Harley olduğu anlaşılacak ama hiç ait olmadığı bir sınıfa uygun üstelik modern görünme zorunluluğu olan bir model yaratmak zorundaydılar.

Ve başarmışlar gibi görünüyor.

Pan American

The Pan American, ilginç geliyor biliyorum ama R1200GS ADV sınıfını hedefliyor. Gezi-macera modeli olarak konumlanan Pan American için: “İki tekerlekli İsviçre çakısı; keşif yapmak için tasarlanmış, bilinmeyene hazır mühendislikle üretilmiş.” diyor H-D.

İsviçre çakısı dedikleri hem yol hem arazi için uygun sürüş demek. Bu kavramın özgün hali Dual Purpose, yani çift amaçlı demek. İster asfaltta kullan, ister vur asfalt dışına demek. Keşif dedikleri de aynı anlama geliyor: daha önce gidilmemiş yani asfaltı olmasa da gidebil diyorlar. Bilinmeyen dediklerine göre de dayanıklılıklarına güveniyorlar.Evet iddiaları sağlam, kolay kolay kırılmayan bozulmayan bire model ürettikleri.

Görünüşü beklediğimden güzel. Kafa kısmı ise bu sınıfta görmeye alışık olmadığımız, klasik H-D tarzını andran ama güzel çizgilere sahip. Hem retro hem dinamik görünüyor ve motosikletin bütünüyle de uyumlu. Açıkçası beklediğimden daha iyi ve beğendim…

Renk seçimleri başarılı, kafanın ve deponun altındaki düz çizginin seleyle uygun şekilde devam etmesi, arka selenin devamında yine aynı seviyenin plakalıkla tamamlanıyor olması, üzerinde uğraşılmış olduğunun göstergesi.

Selenin altındaki çerçeve-iskelet (şasi) de çok güzel tasarlanmış. Güçlülük duygusu var, üstelik açısıyla motor kısmına doğru taşıyor gözü ve kesintisiz geçiş, bütünlük sağlıyor.

V motor da güzel görünüyor, egzozun motor çıkışları da güzel çözülmüş; iyi iş. Arkada egzoz (biraz Tiger 800 XC’yi andırsa da bana) göze batmayacak şekilde ve açısıyla atak görünüme katkıda bulunmuş.

Okuduğunuz gibi ben tasarım anlamında beğendim Harley Davidson Pan American’ı.

İşe yarar mı, tutar mı?

Zurnanın zart dediği yer, görsellerde öne çıkardıkları arazi sürüşü olacak. Açıkçası en büyük markaların yıllardır en çok yüklendikleri şehirli macera sınıfında yer açmak, yer bulup orada kalmak zor. Hele hele H-D’nin belası “dayanıklılık sorunları olan marka” algısı ile birleşince ne olacak, belli değil (aslında belli de, doğmamış çocuğa don biçmenin gereği yok).

Hmm… Klasik müşterileri tabii ki yüzünü çevirecektir enduro motosiklete fakat zaten hedef yeni pazarlara girmek ve daha önce Harley Davidson sürmeyenleri ikna etmek. Fakat şehirli macera modellerinde çok yoğun bir rekabet var. Endüstrinin en güçlü markaları yıllardır bu segmente yatırım yapıyorlar ve çok iyi modelleri var. H-D bu sınıfta yeni ve ikna edici özelliği ne olabilir ki diye sormadan edemiyor insan.

Bronx, Şehir Kullanıcılarına Gel-Gel

Bronx modelinde ise biraz daha şanslılar çünkü “streetfighter” olarak geçen bu sınıf geleneksel algılarına biraz daha yakın. Gerçi hala H-D görünüşü var ama çirkin olmadığı da ortada.

Tanıtım için: “Modern bir pakette tork, sürüş performansı ve teknoloji. Orta sikletin yeni bir anlamı var.” cümlesi seçilmiş. H-D, Bronx ile orta sınıfın kurallarına uygun oynadığını ilan ediyor.

Ve sürüş başarımını (performans) öne çıkarıyor olmaları H-D için yeni sulara giriyoruz ilanı. Zaten görsellerde de yatan, saldırgan şekilde dönüş yapan Bronx’u görüyoruz. Bunu yapabilir mi? Evet yapabilir. Çünkü yapısı uygun. Çıplak motosiklet bunu yapan türdür zaten ve gerek güç gerek yapı olarak iyi viraj yapacağı kesin Bronx’un.

Bronx’un tasarımında gözüme batan tek şey egzoz. Biraz daha özenli bir görünüşü hak ettiğini düşünüyorum. Pan America için egzoz artı değer demiştim, Bronx’da ise ucuz durmuş gibi geldi bana bu egzoz tercihi.

Kalan tüm kısımlarda Bronx göze hoş gelen, derli toplu, atak görünüyor. Evet deponun özellikle yandan görünüşü çıplak sınıfın alışıldık çizgilerinin dışında ama kötü olmamış. Motor bloğunun üzerindeki kısım (depo, sele) ince görünüyor ve ataklık duygusunu destekliyor. Sele altındaki iskelet parçası (şasi) Pan’dan farklı olarak düz geliyor ve bu hoşuma gitti.

Yalnız önden görünüşte far bir daha büyük olmalıydı. Çevresindeki ayna (farı çevreleyen kısım, görüş aynaları değil) beğendiğim bir tarz değil ama H-D mirasına uygun, peki anladım. Ama yine de far ufak kalmış. Daha güçlü, daha sağlam görüntü getirirdi büyük yuvarlak far, Eski Hornet 900’leri bilenler ne dediğimi daha iyi anlayacaklardır.

Son karar olarak Bronx’u da beğendim. Pan America’ya göre biraz daha “eksikleri var” ama yine de güzel bir motosiklet, tartışmasız.

2021 model yılında satışına başlanacak olan bu yeni modeller 2020 yılının son çeyreğinde teslimata başlanacak şeklinde bilgi verilmiş.

Bakalım piyasa nasıl cevap verecek?

Görüldü: https://paultan.org/2019/11/06/eicma-2019-harley-davidson-2021-harley-davidson-pan-america-and-bronx-new-revolution-max-engine/

Bu yazı Motosiklet Tanıtım kategorisinde yayınlanmıştır, kategorinin diğer yazıları için buraya tıklayabilirsiniz.

2020 Triumph Tiger 900 Tanıtım

tiger-900-gt-pro-2020- çöl yolunda

2020 Triumph Tiger 900 ciddi yeniliklerle sahnede

Tiger ailesi ülkemizde tutundu. Türkiye piyasasında yer edinmek zordur ama Triumph bunu hakkıyla başardı: kaliteli malzemesi, farklı, keyifli ve sağlam sürüşü ile özellikle Tiger artık sevilen bir model.

Şimdi de Tiger ailesi 2020 için yenilenmiş haliyle geliyor ve değişiklikler hem çok, hem de ileriye doğru büyük adımlar atıyor.

Sözü fazla uzatmadan 2020 Triumph Tiger 900 ailesinin değerlendirmesine ve tanıtımına başlayalım 🙂

Yeni Tiger 900 Serisi Arazide De İddialı Bir Video İle Tanıtıldı

2020 Triumph Tiger 900 yer alan sıra (düz) üç silindirli motoru biraz büyütmüş ve üç modelle geliyor: Standard, Rally, and GT. Artık on yıldır devam eden  XC and XR adlandırmasını terk etmişler.

tiger-900-gt-2020-yolda
Evet, size de bir motosikleti hatırlatıyor değil mi? 🙂

Görünüm, Hava – Poz

Tiger kendisine has ve başka motosikletlere benzemeyen bir görünüşe sahipti. 2020 modellerinde “çirkin güzellik” kavramından biraz uzaklaşmışlar. Daha güzel, daha ince çizgilere sahip Tiger 900 2020’ler tabii ki çirkin değil. Fakat yeni haliyle özellikle önden italyanlara fazlaca benzemiş ve bir ölçüde o kendine has karakterini kaybetmiş gibi.

Tiger-900-GT-PRO-2020 önden görünüş

Ama işin şu yönü de var: yeni model her zaman gözü tırmalar çünkü yıllardır eskisine alışmıştır gözler. Tiger 900 2020’ler şimdiden güzel görünüyorlarsa zamanla daha da fazla beğeneceğiz demektir 🙂

Triumph Tiger 2020 Modelleri

Her şeyden önce bu güne kadar alışık olduğumuz model isimleri ve sınıfları yok. En sondaki soru-cevap bölümünde de anlattığım gibi isim değişikliği ile birlikte hem görünüş, hem donanımda olduğu gibi 900 ailesi model türlerinde de değişiklik olmuş. Yeni modellendirme şöyle:

Pure White Tiger 900 GT RHS CGI

Tiger 900 GT Low

İngiltere Sitesinde Gör

Matt Khaki Tiger 900 Rally Pro RHS CGI

Tiger 900 Rally Pro

İngiltere Sitesinde Gör

Tiger 900 Güç Birimi (Motoru)

900’ün motorunda bir önceki tasarıma göre büyüyüp 888cc. hacme ulaşmış. Triumph’un açıklamasına göre azami tork 7250 dakika/devirde geliyor ve %10 artmış. Motor 20 litrelik bir depodan besleniyor.

tiger-900-gt-2020-arazide
Yine tanıtımdan bir arazi fotoğrafı: Tiger Rally

Motosikletin karakterini ve sesini daha keskin hale getirmek için ateşleme sırası 1-3-2 olarak seçildiğini söylüyor Triumph basın açıklamasında. Bunun sonucu olarak da motorun daha hızlı tepki verdiği söyleniyor. Ayrıca özellikle sesi hakkında da iddialılar: “İnanılmayacak kadar ayırt edici bir motor sesi eşliğinde geliştirilmiş esneklik, gaz tepkisi ve daha düşük devirlerden itibaren daha güçlü çekiş.”

2020 Triumph Tiger 900 GT Pro yolda

Evet basın açıklamaları zaten hep böyle alengirli cümlelerden oluşur. Fakat şu da bir gerçek ki Tiger 800XC (değerlendirme yazısı burada) zaten bu tanımlara uygun bir motosikletti. Triumph gibi bir firma daha iyisini yaptığını söylüyorsa gerçektir diye düşünüyorum.

Bu arada Triumph’un üç silindiri gerçekten de çok kendine has bir sese ve güç verimine sahip. İki ve dört silindirli motorların iyi yanlarını bir araya getiren bir yapı üç silindirli Triumph motoru. İki gibi kopartıcı gücü, dört gibi pürüzsüz çalışması ve üst devir istekliliği mevcut üç silindirli Triumph motorları. Kısacası çok leziz aletler…

Dikkatimi çeken bir konu da motorun sürücüye verdiği ısının azaltıldığı. Bu tür haberlere pek alışık değiliz açıkçası. Sürücülerin konforunu ve geri bildirimlerini dikkate almaları hoşumuza gidiyor tabii ki, aferin Triumph!

Tiger 900 2020 modeli çölde kum atarken
Tiger 900, yol kullanımına uygun modellerde 17 inç arka teker kullanmış, buna karşılık arazi modelinde ise 18 inçlik jant kullanıyor.

Şasi ve Süspansiyon Yenilikleri

akşam vakti farlar yanık iken

;ç silindir motor 4 santim öne ve 2 santim aşağıya alınmış.

Bu ne demek derseniz, aslında sürüşü değişterecek kadar etkili demek, aşağıya alınması ağırlık merkezini yere yakınlaştırarak daha dengeli olmasını sağlayacak ve öne ilerleme de düşük sürat kontrolünü ve dengesini iyileştirecek.

Baz model Tiger 900’ler 45 mm.’lik Marzocchi çatallara sahip. GT modeller ön tarafa sönümleme (damping) ayarı eklerken Rally, Showa marka çatal ile 6 santim daha fazla hareket yolu ekliyor. Yay önyükleme ayarı da mevcut. Daha ne ister ki bir nisan? 🙂

Amortisör konusunda bilgi isterseniz burada çok iyi bir anlatım var.

Arka tarafta ise gazlı ve yükleme ön ayarlı Marzocchi’ler var. GT yine sönümleme ayarı ile geliyor. GT Pro elektronik yay ön yükleme ve sönümleme ayarı ile geliyor; bu da zahmetsiz, hızlı, aletsiz ayar imkanı sunuyor. Rally ‘de Showa var ve amortisör yolu 23 santim…

Bölüm Özeti: 2020 Triumph Tiger ailesi her sürücüye uygun modellere ve özelliklere sahip.

Tiger 900 Geleceği Yakalamış

tiger-900-2020-TFT ekran
2020 Tiger 900’ler üst modellerde görseldeki 7 inçlik, TFT ekranla geliyor. Alt modellerde ise 5 inçlik ekran var.

7 inç ekranda IMU var (eylemsizlik çipi, motosikletin hareketlerini üç eksende algılıyor). IMU ile anlık ölçümler ve ayarlamalar yapılıyor, buna altı değişik sürüş modu uyarlamaları da dahil.

“Pro” modelde donanım seviyesi arazi sürücülerine hitap ediyor çünkü ABS ve Çekiş Kontrol istendiğinde iptal edilebiliyor. Pro’da lastik basınç gözetleme, ısıtmalı elcikler, cruise control, ekranı cep telefonunuzla eşleştirme özellikleri de geliyor.

Mobil Cihazlar ve Tiger 2020

  • Triumph uygulamasını cep telefonunuza yükleyince bir çok ek cep telefonu özelliği de gelmiş oluyor böylelikle.
  • Sele altında cep telefonu için bir bölüm var. Eşleştirme yapıldıuktan sonra alttaki bölüme telefonunuzu koyabilir ve orada hazır bulunan 5 voltluk USB şarj yuvası da var çünkü; modern zamanlar…
Triumph Tiger 2020 detay işçiliği - ön teker kablolar.
Triumph ayrıntılara çok özen göstermiş. Ön fren kablolarının duruşuna ve sabitlemelerine bakın, iyi iş Triumph!

2020 Triumph Tiger 900 Model Farklılıkları

Standard ve GT Tiger modellerinin her ikisi de 19 inç ön ve 17 inç arka dökmre alüminyum jantlar üzerinde yükseliyor. Buna karşılık Rally modeli telli jantlara sahip ve önde 21 inçlik jant var. İlginç şekilde Rally modelinin arka tekeri 17 inç halbuki arazi için genelde 18 inç tercih edilir. Öne 21 koymuşken arka neden 17 inçte kaldı sorusu geliyor akıllara tabii ki. Zorlu arazi şartlara uygun tek parça aluminyum bloktan yapılma Stylema serisi kaliperler Brembo markasıyla viraj ABS’si dahil görev yapıyor (viraj ABS’si IMU olan modellerde mevcut).

Stil, Genel Görünüş

Önden görünüş bize İtalyanları hatırlatıyor olabilir. Fakat yandan görünüş Tiger olduğunu belli ediyor. Gerçi radyatör koruyucu kenar parçaları büyümüş ve renk olarak farklıklaşmış ama ön teker, çatallar, koltuk-depo altı şasi belirginliği ve arka tarafa geçiş çizgileriyle klasik Tiger görünüşü var.

Rakamlarlar Tiger 900

Fiyat

triumphmotorcycles.com.tr/motorcycles/adventure/tiger-900 adresli resmi Triump Türkiye web sitesinde: “Price from: ₺99.900,00” ibaresi var.
Şu an için korlas.com.tr/ yayında olmadığı için oradan bakamadım ama yukarıdaki fiyat geçerli olsa gerek diye düşünüyorum.

Güç

900 CC HACİM

Tamamıyla yeni, daha tepkili Euro 5 standardına uygu üç silindir motor.

95 PS GÜÇ

Tüm devirlerde daha fazla güç.

87 NM TORK

Daha da alt seviyelerde başlayan 10% tork artışı.

65’DEN FAZLA AKSESUAR

Markalar giderek daha fazla önem veriyor bu özgün aksesuar konusuna. Daha önceki değerlendirmemizde Honda da bu konuyu tanıtım bülteninde öne çıkarmıştı. “İnek bizimse sütünü de biz sağalım.” mantığı haklı, zira aksesuar kendi başına önemli bir pazar büyüklüğüne ulaştı…

Tiger 900 2020 Ne Zaman Gelecek?

2020 Tiger 900 Amerikaya Mart 2020’de gelecekmiş, demek ki burada da yeni sezona yetişmesi yüksek olasılık.

Galeri ve Ek Bilgiler

Tiger 900 Rally modeli arazide
2020 Tiger 900 Rally, önde 21 inçlik teker ile zorlu arazide daha rahat sürüş vaat ediyor.
2020 Triumph Tiger 900 Ayaklıklar pegler
Arazi tipi tırtıklı ayaklıklar ve fren pedalı standart. Koruma demiri ise ek aksesuar.
Tiger 900 2020 ön taraf, farlar ve 
 gaga
The Tiger 900’lerin ön tarafı Hobcin’e (Örümcek Adamın azılı düşmanlarından) benziyor 🙂 Daha şık bulanlar da var ama eski gözleri daha yakışıklı idi bana göre. Daha sıradan buluyorum bu bakışları.
Tiger 900 Brembo Stylema kaliperlerle geliyor.
Tiger 900 Brembo Stylema kaliperlerle geliyor. Donanım kalitesinde açık şekilde iyi 2020 Tiger serisi.
Arazide iki Tiger 900 2020
İddialar göre arazi dahil konfor seviyesi ciddi derecede iyileştirilmiş.
Tiger 900 888 cc. hacimli düz üç silindirli motoru
Tiger 900 888 cc. hacimli düz üç silindirli motoru şık duruyor. Özellikle siyah boya çok yakışmış.
döküm jantlar, arka jant
Arka döküm jantlı teker. Zincir, koruma, kablo, maşa; bunlar çirkin unsurlar ama Tiger 2020’de estetik üst seviyede, burası bile güzel görünüyor 🙂
2020 Tiger 900 sele
Üst model Tiger 900 modelleri ısıtmalı sele ile geliyor ve çok çok da şık görünüyor…

Bu yazı Motosiklet Tanıtım kategorisinde yayınlanmıştır; kategorinin diğer yazıları için buraya tıklayabilirsiniz

Özellikler ve yenilikler ile daha da iddialı hale gelmiş Tiger ailesi 2020 modellerinde. Model çeşitliliğe de artmış, özellikler de.

Artık daha çekici Tiger ailesi.

Her şeyden önce zihniyet değişikliği var, uzun süredir kullandıkları model isimlendirmesinden vazgeçmişler. Bu, büyük adımların atıldığının göstergesidir.

Artık daha konforlu, daha şık, daha keyifli Tiger 900’ler var.

🙂 Pahalı! Çünkü malzeme kalitesi ve sürüş keyfi ile üst seviyede. Özellikle üst donanım seviyesinde de hayli tuzlu… Ne diyelim, devletimiz sağ olsun, vergiler öyle böyle değil…

Dominar 400 ve NK 400

Bajaj DOMİNAR - CF Moto NK-400

Bajaj Markasının Dominar 400* modeli CF Moto NK 400+ ile birlikte şu aralar gözüme giderek daha sık çarpıyor. Büyük değil, küçük değil, tam kararında bir hacim 400’lük, ülkenin gerçeklerine uygun ama.
*Sahibinden.com Dominar400 ilanları, + YouTube NK 400 İncelemesi

Zira fiyatları düşük, gücü yereli, az yakıyorlar ve 150-160 km. süratlere çıkabiliyorlar. Daha ne olsun?

Bu arada unutmadan, Dominar 400 bana Suzuki’nin eski BKing modelini hatırlattı.

Bajaj Dominar 400

Hoş, NK 400 de KTM 1290 Super Duke gibi duruyor:

CF Moto NK 400 saÄŸ yan

Genel olarak 250 cc. Japon parasına 400 cc. makine almak tabii ki güzel. Çinlilerin de o eski kalite sorunu yok, sorunsuz motosikletler üretiyorlar artık. Üstelik adetleri yükseldikçe de piyasaya -açıkçası- büyük markalardan daha ciddi yaklaşıyorlar gibi geliyor bana.

Aşağıda çok da saygın olmadığı (bu bir eleştiri değil, herkes bir yerlerden başlamak zorunda) yerli ortağının web sitesinde kullandığı Dominar 400 tanıtım görsellerini aldım. Evet, belki yolun başındalar ama en azından bazı şeylerde iyi yoldalar; son derece iyi görseller bunlar.

Bu konuya daha sonra devam edelim ve teknik özelliklere geçelim.

  • Dominar 400 ve NK 400
  • Dominar 400 ve NK 400
  • Dominar 400 ve NK 400

Teknik Özellikler

Değerleri ayrı ayrı vermekle zaman kaybetmeyeceğim, her iki motosiklet neredeyse bire bir aynı değerlere sahip, 400 cc.’nin biraz altında hacim, 35 PS civarı beygir gücü, 35 Nm tork.

Ülkemizi şartlarında 400 cc.’lik hacmin en ideal hacim olduğunu düşünüyorum. Dominar 400 ve NK 400 hem yeterli süratlere çıkabilen hem de az yakan motosikletler. Evet 4 silindirli 400’lükler daha lezzetli ama daha karmaşık makineler, o yüzden de daha pahalıya çıkıyorlar.

Pahalı değiller ama her iki motosiklet de donanım olarak iyi seviyede. Bir kere her ikisinde ABS ve Euro4 normunda motor teknolojisi var.

Euro4 standardı iyi, yeni teknoloji demek, bu sayede verimlilik yakalanıyor ve ekonomik olduklarını söyleyebiliyoruz. Yüz kilometrede ortalama 3,5 – 4 litre yakıyorlar(mış). Dominar 400 ve NK 400, 150-170’lere çıkabilen, iki kişiyi rahatlıkla taşıyabilen büyüklükleri ve güçleri ile bu tüketimi hak ediyorlar.

Donanım

Öncelikle tabii ki ABS, büyük avantaj. Çift kanallı olması da ucuza çıkarma niyeti olmadığını gösteriyor. Motorlarda da öyle enjeksiyon sistemleri ve LED farlar derken donanımın ucuza kaçmadan yeterli hatta iyi olduğunu söyleyebiliriz. Kaydırıcılı debriyaj ise: “Ey maaşallah!” dedirtecek bir özellik, aferin.

Ekranlar sayısal panel, bilgi seviyeleri eksiksiz. Aydınlatma grupları LED, NK400 de çelik fren boruları hatta Japon zincir bile var.

Kısacası, hesaplı fiyata, üst kalite özellikleri ve teknikleri satın alıyorsunuz.

Özellik Galerisi

  • Dominar 400 ve NK 400
  • Dominar 400 ve NK 400
  • Dominar 400 ve NK 400
  • DomiÄŸnar 400 - Adama göre boyut

Fiyat ve Taksit

Fiyatlar kampanya, destek, vergi indirimi gibi sebeplerle değişiklik gösterse de 25-30bin TL. arasında değişiyor. Yine dönem dönem değişse de taksit imkanı da var.

“Bu paraya alınır mı?” aklınızdaki soru bu değil mi? 🙂
“Satabileceğin her şey alınır.” bu işin kuralı bu.
Buna da piyasa karar veriyor.
Gördüğüm kadarıyla “sıfır motosiklet” ve iyi donanıma bu parayı veriyor piyasa.

Banka / Ay2-9 Taksit10 Taksit11 Taksit12 Taksit
Bonus – Taksitli Çekim Kredi Kartı27.550,00 TL29.844,92 TL30.076,34 TL30.305,00 TL

Kesintisiz Türkiye Turu

Dominar 400, yukarıda bahsetmiştik, işi ciddiye alıyor, piyasaya ciddi yaklaşıyor ve kalıcı olma niyeti var. Bunu aşağıdaki işten de anlayabiliyoruz. Bu tür adımlar, projeler güzel şeyler; aferin Bajaj!

Ayrıntı Galerisi

Renkler

Bu konuda Dominar 400 çok daha iyi, görebildiğim kadarı ile NK400 tek renkte geliyor, o da kötü değil.

Dominar 400 ve NK 400

Daha Fazla Bağlantı

Başlangıç Motoru Olur mu?

Hayır

Nedenleri için aşağıdaki yazıları okuyun ama cevabı belli: İlk Motosiklet için: Fazla Güçlü!

Yeni Başlayacaklar İçinn Okuma Listesi

Uzun Dönem Testi: HONDA X-ADV ADVENTURE

Honda X-ADV 2019

Scooter ingilizcesi, dilimizdeki karşılığı kaçkaç, Scooter yazılıp “sukuutır” olarak telaffuz ediliyor; not etmiş olalım.
Yazı bir çeviri, biliyorsunuz ara ara önemli bulduğum yazıları çeviriyor ve motosiklet kültürünün oturması ve zenginleşmesi için yayınlıyorum; faydalı olması umuduyla. (mat)

Honda X-ADV 2019

Bir süredir Honda X-ADV sürüyorum. Görünüşünü çok sevmenin haricinde şehir içi sürüş için mükemmele yakın olmasına bayılıyorum.

Honda X-ADV 2019

HONDA X-ADV tam da göründüğü gibi bir makine, gösterdiği şeyle sunduğu aynı. 238 kilo, 17 inç ön tekeri, otomatik vitesi ile arazi aracı olur mu? Görünüşü öyle ama CR-V’de olduğu gibi bu da arazi görmeden asfaltta çok iyi bir büyük kaç-kaç (maxi scooter).

Otomatik vites, araba motorunun yarısı, fazla yüksekte bir sele, arazi sürüşünde çekişi iyileştiren “G” düğmesi, yeterince büyük olmayan sele altı depolama alanı, el freni gibi devam eden bir liste var. Evet büyük bir kaç-kaç 🛵 bu ama bildiğimiz scooter’lara da benzemiyor.

X-ADV denince aklıma Apple geliyor, tıpkı Apple ürünleri gibi bir çok yeniliği farklı düşüncelerle harmanlayan bir model çünkü bu. Honda da tıpkı Apple gibi, piyasada istediği değişiklikleri yapacak kadar büyük ve güçlü bir marka.

Tabii ki arada garip şeyler de yapıyor bu büyük firmalar. Mesela pili değiştirilemeyen bir cep telefonu ya da inanılmaz fiyatına rağmen tek USB-C girişi olan diz üstü bilgisayar gibi… Bazı fikirlere bayılıyoruz ama bazı fikirler de zaman içerisinde yok olup gidiyor…

Honda X-ADV 2019

Bu pencereden bakınca arazi kaç-kaçı yapmaya ne diyeceğiz? Bu da bir tür pili çıkmayan telefon gibi garip bir fikir mi? Açıkçası X-ADV’yi ilk gördüğümde saçma bulmuştum. Ama görünüşe aldanmamak lazım, özellikle Honda söz konusu olunca. Honda’ların ortak bir özelliğinden bahsedeyim sizlere: Honda’ları sürünce her şey daha güzel hale geliyor. X-ADV’yi de sürdükçe daha çok seviyorum.

Nasıl Bir Makine?

HONDA X-ADV skutır her şeyden önce sürüşü zevkli bir makine bu. Şehir içi sürüşlerde çok iyi. Ağırlık dağılımı ve geometrisi (yol tutuşu ve sürüş rahatlığı) farklı ve çok başarılı. Evden çıkar çıkmaz (yani sürüşe başlar başlamaz ve lastikler soğuk iken) 90 derecelik bir bend var ve haşırt diye giriyorum her seferinde. X-ADV de hiç gocunmuyor. Trafikte de çok rahat, üstelik hızlı geçişlerde, aralardan akmakta çok başarılı; üstelik bunları yaptığı gibi yürüme hızlarına yakın süratlerde de çok rahat. Frenleri de çok iyi, bunda üst kalite yumuşak dengeli süspansiyon sönümleme sisteminin büyük payı var.

Honda X-ADV 2019

Sürüş Özellikleri

Motor ve aktarma (şanzuman ve diğer unsurlar ile çekiş aktarımı) da giderek takdirimi topluyor. X ADV’yi sıfır olarak aldım ve zamanla biraz daha açıldı motoru, şu an sıfırına göre daha kolay devirleniyor ve 0’dan 180’e kadar rahatlıkla çıkıyor X-ADV. Tabii ki hiç bir motosiklet son hızlarda -aslında sınırlarında- rahat değildir, zarifçe ve mantıklı hızlarda zorlamadan sürüldüğünde yakıt tüketimi de gözle görülür şekilde azalıyor; o zamanlarda ekonomik ama sert açıp jhaytalık yapınca 13.1 litrelik depo çabuk bitiyor, 160-180 km.’lik sürüşten sonra yana yakıla benzinlik aradığım bilirim 🙂

Beğeneni de var beğenmeyin de ama görüp de fikir belirtmeyen de çok az; herkse X-ADV’yi görünce, Honda olduğunu fark edince üstelik illa ki yorum yapıyor ve soru soruyor. N-Max’a beniyor diyen de çok bu arada. Güzellik ve çirkinlik kişiye göre değişir ama X-ADV bir değişik, herkesin ortak görüşü bu ve tabii ki dikkat çekiyor.

Sürüş Özellikleri?

Goodwood Hız Festivalinde, diğer Honda motosikletlerle birlikte, ünlü tepe tırmanışına katıldım; tabii ki bir Africa Twin değil, ama kaç-kaç gibi yetersiz de değildi. Bu arada söylemeliyim ki yol makinelerinin ya da bütün kaç-kaçların takılacağı çamurlu ve toprak yerleri X-ADV ile sorunsuzca geçtim. Evet alt kısmı yerden biraz yüksekte ama bu sayede arazide sürüş mümkün oluyor…

Şehir İçinde?

Fakat kıvrımlı yollar deyince X-ADV 750 cc. hacmin gücüyle ve S konumundaki DCT otomatik vites kutusu ile hayli keyifli sürüşlere izin veriyor.

DCT Nasıl?

X-ADV burada da gönlümü çaldı. DCT deneyimi genel olarak sorunsuz ve çok konforlu. Normal vitesten tek farkı şurada ortaya çıkıyor: Birden durdurunuz ve ayaklığı açtınız, mesela sadece bir yer sormak için, kısa süreliğine. İşte o zaman DCT boşa geçiyor. Normal çünkü tekrar çalıştırmak için boşta olması lazım. Ama işte motoru tekrar çalıştırdıktan sonra tekrar “D” ye almak bana zor geliyor 🙂

“Eh bu mu derdin?” derseniz evet, bu dert değil ama normal viteste bu yok ya, gözüme batıyor işte.

HONDA X-ADV Skutır: Son Sözler

Biraz daha büyük bir depo da isterdim. 13.1 litre, boyutları ve ağırlığı göz önüne alındığında biraz… az 🙂 Koltuk altı hacmi biraz daha iyi olabilir, rüzgar koruması da öyle. Ha bir de koltuğun yumruk atmadan kilitlenmeme huyu var tabii ki 🙂 Yumruklu ısrarı ihmal ederseniz, koltuk kendiliğinden ağzını açmak gibi bir huya sahip; ilginç ama öyle.

Bu yazı Motosiklet Tanıtım Kategorisinde yayınlanmıştır. Diğer tanıtım yazıları için buraya tıklayınız.

Honda, X-Adv, 750, Scooter, Sürüş, Değerlendirme, Test

2018 Süper Motosiklet Testi (8) – YAMAHA R1M

2018 Model 1000 cc. Süper Motosiklet Testi Yazısının 8. Kısmıdır, İlk Kısım için buraya tıklayınız

1000 cc test-2018 Hepiciği

2018 süper motosiklet testi Yamaha R1 ile devam ediyor. YZF R1 ilk çıktığında tepkilerle karşılanmıştı, bakalım şimdi durum ne?

1000LİK-TEST-R1M-2

“Gerçekten özel” bir motosikleti servisten teslim alırken size bunu hissettirirler. Belli belirsiz heyecanla karışık ciddiyet, servis şefinin gelip size ek bilgiler vermesi, halkla ilişkiler müdürünün kontrol amaçlı bakışları, her şey yolunda mı kontrolü gibi…

Çünkü R1M hayli ciddi bir paket, sıradan bir motosiklet modeli değil. O kadar teknolojik ve o kadar çok ayar var ki seçenekler neredeyse sınırsız.

Elektronik Öhlins sönümleyiciler (Ducati’de de var), sıradışı krank mili olan motor, gaz komutu yönetimi (ride-by-wire), viters değişim yönetimi (quickshifter), teker dikme, çekiş ve yanal kayma (!) (slide) yönetimi hatta tümleşik GPS verisini günlükleme ayarı bile var!..

Bu öyle bir motosiklet ki ayarların tümünü bilmek zor 🙂 Fakat bu zenginlik R1M’in tam da istediğiniz gibi davranmasına yarıyor. İster pistte, ister yolda ya da uzun yolda tam da istediğiniz karaktere bürünüyor R1M.

Sürüşe normal yollarda başladım. Sakin sürüş, biraz turlayarak devam etti. Bununla beraber Yamaha R1’i sakin sürmek zor. Birden hızlandığınızı görüyorsunuz R1M ile. R1’in motoru inanılmaz.

İlk fark ettiğiniz sesi, farklı bir sesi var. Sıradan dört silindirli ses yerine daha derinden, daha kalın ve güçlü bir ses var, ama bir kere 7bin devirleri bulunca o tanıdık ses ve titreşim delilik halinde geri geliyor: Bir 1000’liğin üzerindeyim!

2018 süper motosiklet testi Yamaha R1 sağ viraj Donington

Motorun iskeletle uyumu ise iyiden de öte. Ustalara göre gerçek bir yarış motosikletine çok yakın bir hissi var. Sele , dar gidon ve geri bildirimleri, ayaklıkların yüksekliği ile gerçek bir yarış motosikleti hissi var. Öhlins elektronik sönümleyicilerin üstün kontrolü sebebiyle yarış motosikletinin o taş gibi sert ön tarafı yok. Ama tutuşta sorun da yok; hem ön hem arka taraf pist için yeterince sert. Viraj boyunca çok kararlı, rayda gibi dönüyor ve aynı zamanda çok da çevik, sele de yana inip iyice yattığınızda çok doğru konumlandığını kanıtlıyor; virajların üzerinde ve çok iyi hissediyorsunuz kendinizi. Bridgestone RS10 lastikler iyi, tabii ki yol içinler ve 200 beygirle başa çıkabilen her lastik iyidir.

R1M yarış pistinde de ilgi çekiyor. Uzman sürücüler ve ustalar da ilgi gösteriyor bu makineye. Bu durum Yamaha R1M’in ne denli iyi olduğunu gösteriyor.

R1 fabrika yarış modeline yakın, karbon gövde kaplamaları, alaşım hafif tank, her yerde makineyle blok alüminyumdan işlenmiş parçalar. Yol makinasından çok ciddi sportif performans motosikleti ruhu var. Sınıfındaki diğer motosikletlerin zor ulaşacağı bir saygınlık…

2018 süper motosiklet testi Yamaha R1 düzlük Donington

DİĞER GÖRÜŞLER

“Fantastik alet, yıllar içinde crossplane krank motorunun gelişmişliği ortada. İlk yıllarda bu denli oturmuş değildi ama şimdi inanılmaz halde diyebilirim. Kolay sürüşlü, hayli hızlı, elektronikler çok iyi ve güven verici bir sürüş hissi var. Önemli bir kriter olarak görünüşü ve imajı da çok iyi; pahalı duruyor ve öyle de gidiyor asfaltta. Fazlaca uzun birinci vites şehir içinde istemeden de olsa hız sınırlarını geçmemize sebep olsa da böyle binlik sportif motosikletlerde bu sorun her zaman var. Ama pistte cennetten çıkma gibi…”

Rob Hoyles

“Motorun gücü ve karakteri beni çarptı; diğer sıra dörtlerin hepsinden daha esnek. V4 motor gibi hissettiriyor, ses çıkarıyor. Ayarlarının derinliği pistte çok işe yarıyor, her yönüyle gerçek bir yarışçı ve görünüşü de öyle, çok başarılı.

Chris Moss
2018 süper motosiklet testi Yamaha R1 sağ viraj Donington

2018 Süper Motosiklet Testi (7) – SUZUKI GSX-R1000R

2018 1000 süpermotosiklet testi Suzuki GSX R1000R

2018 Model 1000 cc. Süper Motosiklet Testi Yazısının 7. Kısmıdır, İlk Kısım için buraya tıklayınız

Bire bir çeviri değildir, kısaltarak, ana fikri koruyarak çevirdim; iyi okumalar 🙂

1000 cc test-2018 Hepiciği

SUZUKI GSX-R1000R

Suzuki GSX-R1000R

Övgüyle geçen tarihi ile GSX-R1000R yine etkileyici. Tanıyacak kadar sürdüğüm ve özellikle motorunu sevdiğim bir model. Suzuki’nin zekice çalışan değişken kapakçık zamanlama teknolojisi, 180 beygirlik gücü geniş bir banda yayıyor. Büyük bir başarı, tebrik etmek lazım.

Suzuki bu testte de en iyilerden birisi, sadece Panigale bariz üstün görünüyor, diğer bütün test motosikletleri ile başa baş geliyor GSX-R1000R. Yola çıkınca canavar gibi güçlü ama özellikle sönümlemesinin başarısı sayesinde uyumlu ve rakiplerinden daha rahat oturuşu da artısı. Vites geçişleri, frenleri de iyi seviyede. Yani eksiği yok, fazlası var…

Suzuki GSX-R1000R

GSX’in elektronik paketi de başarılı, hatta R1000R’daki paket markanın en başarılı elektronik seti. Ayarları basit olmasa da zor da değil ve uygun ayarı buluyorsunuz. Elektronik sönümleme ya da renkli ekran gibi son oyuncaklar yok. Ekran büyük fakat tek renkli. Sürüş ayarları çok derinlere inmiyor, sadece üç sürüş modu var mesela. sert, yırtıcı bir sürüş ön ayarı olmadığını da ilave etmek lazım (pist canavarı ön ayarı yok). Eksiklik mi? Bence hayır çünkü fiyat etiketi her şeyi açıklıyor. Hayli hesaplı bir fatura karşılığında çok iyi yol konforu, performansı ve etkileyici bir güç santrali alıyorsunuz çünkü.

Suzuki GSX-R1000R

Donington yarış pistinde Suzuki sürücüsünü etkilemeyi biliyor. Uzun düzlüklerde motor ürettiği güçle ışıldıyor ve aynısını yavaş bölümlerde de yapması takdire değer. İlk başlarda bir kaç defa arkasını kontrollü şekilde sıyırdı çünkü Bridgestone’lar henüz ısınmamıştı; sonrasında sorun kalmadı. Frenler işini iyi yapıyor ama onların da ısınınca kendini bulduğunu söylemek lazım. Tabii ki bu ısınma konusu pist sürüşü için geçerli. Yol koşullarında, yani canını çıkarmadıkça her şey sorunsuz.

Suzuki GSX-R1000R

Rakiplerine oranla çeviklik ve keskinlik konularında hafifçe geri kalsa da günü başarılı şekilde kapıyor GSX. Son teknoloji ile donatılmış rakipleri karşısında sadece iskelet (şasi) ve elektronikler konusunda geri kalıyor; bu da temellerinin ve mühendisliğinin çok iyi olduğunun göstergesi.

Peki ya Modifiye?

Daha iyisine ulaşmak da kolay. GSX’i alırken cebinize kalan para ile yarış seviyesi egzoz hatta daha hafif jantlar dahi almak mümkün. Ama konu elektronik oyuncaklara gelince o iş zor… Parayla bile büyük renkli ekran, yarı etkin sönümleme ya da son nesil çekiş yönetim sistemleri eklemek mümkün değil.

Suzuki GSX-R1000R

Peki gerekli mi? Elinizde binlik bir makine var ve köpek gibi gidiyor, hatta Porsche 911’leri kedi yavrusu gibi bırakan, pist sürüşlerinde sizi mest eden seviyede bir makine varken kim takar ki renkli ekranı?

Diğer Görüşler

“Ne motor ama! Yolda çok iyi, diğerlerine göre yumuşak ayarlanmış sönümlemesi (süspansiyon) sayesinde daha rahat ve kolay geçiyor yoldaki bozuklukları. Piste çıkınca da geri kalmıyor. Daha büyük boyutları pistte onu biraz gezi motoru gibi gösterse de teknik ve his konularında gerçek bir GSX bu. Bence sorun grenaj ve renklerinde yoksa tabanca gibi…

Rob Hoyles

“Diğerlerine göre bir tık büyük ve uyuşuk ama geri kalan her şeyde sürücü dostu, gürültülü ve konforlu. Gerçek dünyamıza daha uygun bir yapısı var, yol için yapılmış ama pistte de etkileyici işler yapıyor. Evet, ekrandı elektronikti derken janjanları eksik ama hala çok iyi bir motosiklet. Frenleri de önceki GSX’lerden çok daha iyiydi bunu unutmayayım.”

Chris Moss
Suzuki GSX-R1000R

2018 Süper Motosiklet Testi Kawasaki ZX-10R SE

2018 Model 1000 cc. Süper Motosiklet Testi Yazısının 6. Kısmıdır, İlk Kısım için buraya tıklayınız

1000 cc test-2018 Hepiciği

KAWASAKI ZX-10R SE

Kawasaki ZX-10R SE

Yeni bir motosiklet modelini ilk kez gördüğünüzde, sadece görünüşüne bakarak, sürüşüne dair fikir sahibi olursunuz. ZX-10R söz konusu olduğunda bu fikir: “Bu aletin şakası yok!” şeklinde hayat buluyor… Mat siyah, yeşil dokunuşlar, çerçevenin (şasinin) görünüşü ve tabii ki WSBK’deki (Dünya Süper Motosiklet Şampiyonası) seri haldeki şampiyonluklar.

Kawasaki ZX-10R SEThe impression continues when you start her up. There’s a harsh rasp from the optional Akrapovic end can on this bike, the bright lights on the bar-type tacho flash away, and I was actually a teeny bit on edge when I took her out for a quick blatt round my local suburban test route.

ZX-10R gezinti için yapılmış bir alet değil, iyice spor ayarlı motoru, hayli uzun birinci vitesinden karakteri belli oluyor. Bunun sonucunda devri düşük vitesi de yüksek tutarsan bu Kawa’nın korkutucu bir yanı olmadığını hemen görüyorsun.. Vites yönetimi (quickshifter) yukarıya da aşağıya da iyi iş çıkartıyor, elektronik sönümleme şiir gibi çalışıyor (Yol, Pist ve Elle Kontrol seçenekleri var), Oturuş çok iyi olmasa da olmak istemeyeceğiniz bir yer değil 🙂

Kawasaki ZX-10R SE

Ama gaza biraz dokundunuz mu… Ninja birden deliriyor. BMW, RSV4 ve GSX-R’da da aynı 180 beygirden var ama gücün zirve yapış şekli çok daha saldırgan hissettiriyor. 1. 2. ve üçüncü viteslerde yüksek devirlere çıktım ve beni neredeyse şoka uğrattı; çok çok güçlü hissettiriyor… Çekiş ve teker dikme yönetimi bir miktar nizam getirse de muhteşem bir hızlanma ve ivme duygusu her anında tokat gibi çarpıyor insanın suratına ve 1000’liklerin özel tarafını da ortaya seriyor: litrelik spor motosikletler dünyadaki başka hiçbir şeye benzemiyorlar.

Kawasaki ZX-10R SE

Donington’da ZX-10R tabii ki kendini daha da evinde hissediyor 🙂 Bridgestone RS10 lastikler yeterince iyi ama sanıyorum ki farkı yaratan dövme alüminyum hafif jantlar. Yönlendirme daha hafif ve keskin eski Ninja’lara göre. 330 mm.’lik Brembo frenler ise son derece iyi ve hisli. Bu özellikler çekiş yönetimi ile birleşince altınızda bir güvenlik ağı varmış gibi hissedebilirsiniz.

Kawasaki ZX-10R SE

Ama yine de Kawa testimizdeki en iyi motosikletlerden değil. not perfect though. Günümüz standartlarında artık hayli ufak kalan tek renkli gösterge panosu ve ayar yapmak için kullanılan kontroller rakiplerine göre hayli yetersiz kalıyor. Yamaha R1M ve Panigale V4S’deki kolay ayarlarının öne çıktığı bir alanda Kawa gereksiz yere geriye düşüyor. Yazık olmuş çünkü Showa marka elektronik sönümleyici çok iyi iş çıkarıyor ve sistemindeki algılayıcılar artı solenoid özelliği ile çok daha iyi çalışabileceğini düşünüyorsunuz: ama o ayarlara erişim şansınız yok…

Kawasaki ZX-10R SE

Ama hakkını da yemeyelim, biraz uğraştıktan sonra doğru ayarları bulunca,  tıpkı R1’de olduğu gibi, geriye tek şey kalıyor: bir süre sürdükten sonra arkadaş olabiliriz. Testteki diğer yeni nesil motosikletlerle temel farkı da bu, sadece teknoloji olarak değil anlayış olarak da eski bir anlayışın çocuğu; öyle tepesine çıkıp kırbaçlamak yok! Önce ona saygı duymalı, öğrenmek için çaba göstermeli birlikte zaman harcamalısınız; ancak ondan sonra size teslim olup kabiliyetlerini gösteriyor…

Temelleri çok sağlam: muhteşem ve büyük motor, eşssiz dedirtecek kadar iyi Showa kalitesi, dövülmüş alüminyum hafif tekerler ve çok çok iyi M50 fren ısırganları (kaliper). Eğer uğraşır ve sınırlı imkanlara rağmen doğru ayarı bulursanız ödülünüzü alacağınız kesin.

Kawasaki ZX-10R SE

Diğer Görüşler

“Ruthlessly efficient on track with the joint best QS and blipper set-up with the BMW. Peaky but incredibly fast-to-spin-up motor really showed itself out of Coppice. Suspension very good if a little firm (though time in custom set-up would doubtless sort that) and lots of feel — though I’d prefer it on Pirelli rubber, more grip and more progressive when they let go. The Bridgestones seemed to have decent grip just lacked feel. Electronics work really well on this bike, especially the TC where you can still slide the bike on corner exit, it just won’t let you get beyond the point where most non-GP riders would get in the shit!”

Rob Hoyles:

“Çok iyi makine ama benim için fazla saldırgan. Sokakta sürmek isteyenlere göre değil de pist delilerine uygun gibi daha çok. Motor fazla hızlı devirleniyor ama çok iyi bir pist silahı ve elektronik sönümleme çok etkileyici. Bu adamların yarış dünyasında başa güreşiyor olmaları boşuna değil.”

Chris Moss
Kawasaki ZX-10R SE

2018 Süper Motosiklet Testi (5) – HONDA CBR1000RR FIREBLADE SP

1000 cc test-2018 Fireblade pist dönüş yatış

2018 Model 1000 cc. Süper Motosiklet Testi Yazısının 5. Kısmıdır, İlk yazı için buraya tıklayınız

Bire bir çeviri değildir, kısaltarak, ana fikri koruyarak çevirdim; iyi okumalar 🙂

1000 cc test-2018 Hepiciği

HONDA CBR1000RR FIREBLADE SP

2018 motosiklet testi Honda CBR1000 RR ile devam ediyor. Honda kendi kendine takılıyor gibi, neden mi? Cevabı aşağıdaki paragrafta.

HONDA CBR1000RR FIREBLADE SP - Pist Yan

Bu öyle bir test ki SP, Spor Üretim demek evet ama Honda Fireblade ön taraftaki Öhlins, Brembo ve HRC (Honda Racing) özel renklerine rağmen gruptaki EN AZ ÇARPICI üye idi. R1M, Panigale, RSV4 RF ve somn olarak ZX-10R SE ile çarğışan Blade 174 beygir gücüyle de geride kalıyordu; bakalım sonuç ne?

1000 cc test-2018 Fireblade

İyi bildiğim bir model. Tanıtımımnda sürmüş olmanın haricinde, geçen ya kısa sayılmayacak bir süre sürdüm Blade’i (“bleyd” diye okunuyor, büyük bıçak, kılıç anlamı var). Öhlins ayarları otomatik “yarı-etkin” yol ya da pist seçenekleriyle geliyor; başka seçenekler de var tabii ki ama bu iki mod ana seçenekler. Sürüş modları Panigale ya da R1 kadar kolay anlaşılır değil ama yine de istediğiniz ayarı yapmakta zorlanmıyorsunuz.

1000 cc test-2018 Fireblade Pist Viraj

Koltuk, testteki tüm motosikletlerde olduğu gibi, biraz geride ama teker döner dönmez çok doğal şekilde bütünleşiyorsunuz Fireblade ile. Klavye kahramanları ve tek anladıkları beygir olanlar aşağılıyor olabilir ama gazı biraz açınca nasıl ileri atıldığını görüyorsunuz. Panigale’nin cinnete yakın çılgınlığı ya da ZX-10R’ın patlayarak gelen gücü yok ve bu sayede bu Honda Fireblade’i “sert sürmek, sınırlarına ulaşmak çok daha kolay.

HONDA CBR1000RR FIREBLADE SP sol yan

Bu kolaylık hem yol hem de pist ayarlarında geçerli. Sürücülerimizden Laura pistin acemisi idi ve ilk sürüşünü Honda il yapmasını istedik. Zira Honda sürülebilecek en güvenli ve “emin” motosiklet idi… Klasik Honda güveni.

Pirelli’ler pistte mükemmel iş çıkarıyorlar ve Brembo frenler, Öhlins sönümleme ve elektronik destek-yönetimler sayesinde Honda gerçekten iyi ve hızlı hissettiriyor, ki bunu da Donington gibi ünlü bir pistte yapıyor.

Sonraki gün trafiğe çıktığımızda Blade yine sürücüsünü etkilemeyi biliyor. Beklediğinizden rahat ve Öhlins’lere biraz ayar çekerseniz sırtınız ağrımadan uzun rotalar yapabilirsiniz. Kısacası SP ama yolda da rahat ve kendinden emin, hatta konforlu. .

Sadece 16 litre benzin alan depo biraz ufak evet ama çok da dert değil. Gerçi yakıt göstergesi ya da menzil göstergesi yok ama “kullanılan litre” gibi bir uyarı sayesinde kalan benzini takip ediyorsunuz bir şekilde.

Ayrıca gerçekten çok güzel görünüyor; her gördüğünüzde gülümsetecek kadar şık.

1000 cc test-2018 Fireblade SP yol yatış

Diğer Görüşler

“Sürmeye çok da istekli değildim açıkçası. Ama sürünce “Vayy be!” dedirtti… Yıllar önce Süper-Stok seride buna benzer bir şeyle yarışmıştım. 2009 yılında ise kendi topladığım Blade ile kıyaslayınca bu Fireblade Honda yüz yıl ötede görünüyor ve hissettiriyor… Gani gani gücü var ve her konuda becerikli, bu arada sesi de çok güzel. Honda hava kutusunu bile sesin her devirde güzel çıkacağı şekilde ayarlamış. Honda bu işi biliyor…

Rob Hoyles

“Fazlasıyla Honda; nasıl sürmek istiyorsan uyumlu, alışması ve güven sağlaması çok kolay. Friendly, with the most accessible performance of all, even though there’s a lot of it. Pretty comfy, works well whatever the pace, and I enjoyed riding it on the road. I did a couple of 100 mile runs on it and apart from the seat being a bit firm it’s fine. Güzel de görünüyor, renkleri ve kasası şık.”

Chris Moss