Suzuki V-Strom 800 DE, yeni V Strom

yeni_suzuki-v-strom-800 DE_kapak görseli

Yeni Suzuki V-Strom 800 DE, 776 cc. paralel ikiz motorla güç sağlıyor. 21 inçlik ön tekerleğe, geniş süspansiyon hareketine ve ciddi bir yerden yüksekliğe sahip. Kısacası tüm özellikleriyle arazi motosikletli olduğunu kanıtlıyor.

Suzuki V-Strom 800 DE, ismindeki V’ye rağmen yepyeni bir 776 cc. paralel-ikiz silindirli motorla geliyor. Tasarım ise 80’lerin sonundaki Paris-Dakar modeli DR 750S Big’den esinlenmiş. Suzuki yeni V-Strom’da macera motosikleti geçmişini vurguluyor. Bunu güzel görünen bir şekilde yapmaları takdir edilecek bir iş. DR750S Big de arazi sürüşü için yaratılmış bir model. Bu da yeni V-Strom’un arazi odaklı olduğunun altını çizen bir tercih.

1987 Suzuki DR750S BIG

Yeni V-Strom’u hem arazi hem de arka yollarda sürdükten sonra sürüş tarzı açık şekilde belli oluyor. Motor bu motosikletin merkezindeki unsur. Yeni güç ünitesi, V-Strom 650 ve V-Strom 1050’deki gibi 90 derecelik V-Twin’lere benzer 270 derecelik bir kranka sahip. Güç 8’500 devirde 83 beygir ve 6’800 devirde ve tork 80 Nm seviyesinde. Bu arada aynı motor 2023 Suzuki GSX-8S’de de var (fakat ayarları ve güç karakteri farklı tabii ki).

Gaz açılıp daha fazla güç isteğinde motor, tork gücüyle cevap veriyor. İleri doğru hamleyle atılan motosiklet, Suzuki Çapraz Dengeleyici Sistemi sayesinde motor titreşimi yaşatmadan yapıyor bu güç artışını. Orta devir aralığında mevcut olan yüksek tork, kırmızı devirlere çıkmayı da gereksiz kılıyor çoğu zaman. Orta devirlere gelir gelmez bolca tork yani çekiş var yeni VStrom’da. Bu da sürüşü kolay ve keyifli hale getiriyor.

2023 Suzuki V-Strom 800 DE, altın jantlı Champion Yellow No. 2 ve sarı dokunuşlu gri ve siyah jantlı Glass Matte Mechanical Gray renklerinde geliyor.

Motorun tepkisel karakteri, üç gaz tepkisi modu seçeneğiyle kontrol ediliyor. Modlar, sol elcikteki anahtar aracılığıyla seçiliyor:

  • “A” en agresif,
  • “B” daha az agresif ve
  • “C” en hafif (yağmurlu koşullar için).

Neredeyse tüm sürüş boyunca, gaz tepkisi kararında yumuşak B modunu tercih edeceğinizi tahmin ediyorum. Zira güç ve sakinliğin, konforun idel birleşimi bu modda. Arazi sürüşünde ise (özellikle toprakta) A ve B modları arasında sürüş yaptım. Burada biraz daha ayrıntıya girmekte fayda var.

Üç kademeli yol içi çekiş kontrolü müdahalesinin yanı sıra bir de yol dışı G (çakıl) modu var. Çekiş kontrol de modlardan bağımsız, istendiğinde kapatılabiliyor. İleri düzey bir arazi sürücüsü değilseniz, G modu ideal. Seviyenizin ötesinde arazi sürüşü zordur. Ama G modu arka tekerlek patinajını kontrolde tutarak yanlayarak gitmeyi çok kolaylaştırıyor. Gerçekte olduğunuzdan daha iyi arazi ustası gibi yanlaya yanlaya gitmeniz mümkün G modu ile. Bu kontrol (ve keyif) en agresif gaz ayarı olan A modunda da iyi çalışıyor. Çekiş kontrol kapalı iken limitlerinizi görmek için gaz tepkisi daha kontrollü B modu ideal.

2023 Suzuki V-Strom 800DE

Çekiş kontrolün G (Gravel, çakıl) modu, arazide arka tekerlek patinajını kontrol ederek işleri çok keyifli hale getiriyor.

Suzuki V-Strom 800 DE’nin 21 inçlik büyük ön tekerleğine rağmen çevikliği iyi. Yol tutuşta sorun yok ve yön değişikliklerinde dengeli bir yapısı var.

V-Strom 800DE’de çift yönlü hızlı vites değiştirici de var. Fakat vites değiştiricinin vites yükseltmesi, spor motosikletler gibi bir ayara sahip. Hızlandıkça ve motor devir yükseldikçe iyi hale geliyor. Düşük hızlarda kötü değil ama yüksek hızlardaki daha iyi çalışıyor. Vites küçültmeler ise her şartta biraz daha hantal. Hızlı vites değiştirici kapatılabiliyor. Ama her halükarda orta devir bandında sürülecek, arazi için ayarlanmış bir motosiklet olan V-Strom’a spor motosiklet vites değiştirici takılmış anlamak zor.

V-Strom’un 230 kilogram boş ağırlığı var. Hareket eder etmez çok hafif hissettiriyor gerçi. Sürüş her şartta, her hızda çok kolay. Komutlara hızlı ve keskin (sert değil) tepki veriyor. V-Strom ufak bir model değil. Buna rağmen yere düşünce -ki arazide sıklıkla olur- tek başına kaldırmak kolay. Bu da bir artı tabii ki.

suzuki-v-strom-800 DE, sarı, arazide

V-Strom’un arazideki engelleri aşmasına 21 inçlik ön tekerleği, uzun amortisçr yolları ve yerden yüksekliği yardımcı oluyor. Telli jantlarda Dunlop Trailmax Mixtour 90/10 lastikler var. Lastikler sert arazi yerine asfalt tutuşu tarafına ağırlık veriyor. Bu seçim 800DE’nin teknik yapısıyla birleşip hem yolda hem de arazi için ideal özelliklerde bir sürüş yakalıyor. Showa çatal ve arkada tamamen ayarlı süspansiyonlar var. Sürüş tarzınıza göre amortösörleri ayarlayabilmek güzel bir özellik. Arka süspansiyonun ön yükleme ayarı için de uzaktan ayar yapmak mümkün.

Oturma alanı, bol miktarda bacak boşluğu sunan ve elciklere kolayca ulaşım sağlayacak şekilde ayarlı. Sele süngeri ideal sertlikte. Uzun sürüşlerde de yorgunluk yapmıyor. Sele yüksekliği diğer endurolar kadar yukarıda değil. Geniş gidon, birçok sürücü için ideal yükselikte olacaktır. Gidonu biraz daha yükseltmek isteyebilirsiniz uzun yolculuklar için.

Önde yer alan iki adet 2 pistonlu Nissin kaliperler 310 mm’lik diskleri sıkıştırıyor. Frenlemesi, asfalt ayarlı Mixtour lastikleri sınırlı arazi tutuşu sunsa da, toprakta da fazlasıyla yeterli. Asfaltta, özellikle yüksek hızlarda seyir ederken, daha fazla durdurma gücüne ihtiyaç duyulduğu ankar olabaliyor. Tehlike yaratacak kadar değilse de frenler beklendiği kadar güçlü değil. Tekrar etmek gerekirse tehlikeli bir durum yok ama biraz daha fren gücü iyi olacak gibi. Bunu bir sonraki güncellemede kesinlikle çözeceklerdir. Zira güçlü fren gerektiğinde kolda bir boşluk hissi oluşuyor. Çelik örgülü fren boruları ve daha büyük balatalarla çözülecek işler bunlar. Fakat bana kalırsa zımba gibi frenler için 4 pistonlu ön kaliperler daha da iyi olacak gibi. ABS’de iki müdahale seviyesi var. Ve arka tekerlekteki ABS istendiğinde kapatılabiliyor.

5 inçlik renkli TFT gösterge ekranı, düzenli, okunması kolay şekilde işini yapıyor. ABS, çekiş kontrol ve sürüş modu ayarları menüde kaybolmadan kolayca yapılıyor. Hız, vites ve yakıt seviyesine kadar bilgiler hep göz ününde. Ekran parlaklığı ayarlanabilir ve gündüz/gece modu arka planı otomatik veya elle değiştirmek mümkün. Ekranın sol tarafında telefon veya başka bir elektronik cihazı şarj etmek için bir USB girişi de var.

2023 suzuki v strom 800 DE, karter koruma

5 inçlik TFT ekran ilk bakışta gerekli her bilgiyi gösteriyor. Gösterge panelinin üzerinde, ayarlı ön camın koruması arkasında şekilde kolay okunur bir ekran bu. Cam ayarı üç kademeli. Dört civata ve altıgen bir anahtar gerekiyor ön camı ayarlamak için. Açıkçası biraz daha kolay olabilirdi… Ucuza kaçmak biz sürücülere ek zorluklar getirmemeli. Maliyet düşürücü ve bu motosiklete yakışmayan diğer unsurlar da var. Pek de dayanıklı görünmeyen plastik elcik korumaları ve motorun altındaki basit (ama işlevi şüpheli) plastik koruma da fazla ucuza kaçıldığını gösterir gibi.

Güne sakin sakin başlayınca V-Strom 800 DE sizi şefkatle karşılıyor. V-Strom 800DE yavaş giderken bile uyumlu, itaatkâr ve rahat bir sürüş sunuyor. Hız artınca da rahat tavır devam ediyor. Hızlı virajlarda bazen yere sürtünce: “Aa, bu kadar kolay mı sınırı bulduk?” dedirtecek kadar rahat hatta. Bu olumsuz bir şey değil. Aksine Suzuki’nin bazı noktalarda ne kadar başarılı olduğunu gösteriyor.

800DE sınırlarına yaklaştığınızda da işini yapmaya ve sizi tehlikeye atmadan eşlik etmeye devam ediyor. Ve bu daha başlangıç ayarlarıyla olan bir şey. Mesela sert sürüş yapacaksanız ve süspansiyonu istediğiniz sürüş için ayarladığınızda V-Strom’un ne kadar kabiliyetli olduğunu fark ediyorsunuz.

Zaman geçtikçe V-Strom 800DE’nin farklı sürüş stillerine sorunsuz uyumunu takdir ediyorsunuz. V-Strom’un fiyatı, sahip olduğu özellikler ve bütünlüğü, hem toprak hem de asfalttaki performansı göz önüne alındığında, Suzuki’nin ödevini gerçekten iyi yapmış olduğu ortaya çıkıyor. Orta sınıf enduro (ADV, adventure) pazarı Aprilia, BMW, Husqvarna, KTM, Triumph ve Yamaha’nın birbirinden çekici ürünleriyle oldukça rekabetçi ama Suzuki, V-Strom’u ile bu pazara hazır ve iddialı.

https://www.suzuki.com.tr/tr/motosiklet/v-strom-800de.html

https://www.suzuki.com.tr/tr/motosiklet/aksesuarlar.html

Bu yazı Motosiklet Tanııtm kategorisinde yayımlanmıştır. Kategorinin bütün yazılarını görmek için buraya tıklayabilirsiniz.

Suzuki Hayabusa 25. Yılını özel modelle kutluyor

Hayabusa-25.-Yil-yolda-sol-alttan

2024 yılında Hayabusa 25. yıl modeli özel işaretler ve rengiyle geliyor

“En iddialı spor motosiklet, seri üretim en hızlı motosiklet, kalkış (drag) yarışçılarının hayali.” bu tanım Hayabusa’yı tarif ediyor. Ve bu haklı bir ün.

Bu tanımlara şimdi bir tane daha ekleyebiliriz:

Büyük Suzuki’nin çıktığı 1999’da 9.86 saniyede 235 km./saate ulaşarak geçtiği çeyrek mil, herkesi şoka sokmuştu. O zamandan bu yana 25 yıl geçti… O testte “Busa” radar cihazında da 300 km/saat göstermişti ve herkes, şoke etmişti tabii ki…

Hayabusa adı, dünyanın en hızlı hayvanı olan alaca şahinden geliyor. Tasarım çizgileri de öyle. Bu yüzden farklı görünümü ile çıktığı andan itibaren dikkat çekti.

Ama 25 yıl, motosiklet dünyası için hayli uzun bir aralık. Bu kadar uzun süre üretiminde kalan hayli az motosiklet modeli var. Üstelik bu yirmi beş yıl boyunca görünüşü de tartışıldı (beğenmeyen çok kişi oldu). Ama şu da var, Hayabusa’nın performansı asla tartışma konusu olmadı; Hayabusa 25. yıl gelene kadar her şeyi ve herkesi ezip geçti! 🙂

Tartışmaları bir kenara bırakıp Hayabusa’nın satış adetlerine bakarsak da başarısı ortaya çıkıyor. Hayabusa dünya çapında yaklaşık 300.000 adet satıldı! Yeterince başarılı bir rakam olduğu açık.

Suzuki’nin resmi olarak 2024 Hayabusa 25th Anniversary Edition olarak tanıtılan özel bir modelle dönüm noktasını işaretlemeye hevesli olduğunu da belirtmekte fayda var.

25 yılı kutlamak için özel bir model

Farlar ve gövdeye bakınca anında “Busa” olduğu belli oluyor. Diğer yandan ilk kez uygulanan Glass Blaze Orange ve Black renkler, bu modele özel.

25 yıl sonunda Busa’nın hâlâ var olması değil, aynı zamanda hâlâ Suzuki’nin spor motosiklet modelleri içinde hâlâ en yukarılarda olması da dikkate değer. Bu yüzden 25. Yıl modelinde bazı özel çıkartmalar, rozetler, renk vurguları dışında teknolojik geliştirmeler bulamayacaksınız. Ha bir de turuncu ve siyah renklerdeki boya tabii ki.

Suzuki daha önce de büyük spor motosikletini, 2008’deki 2. Nesil ve 2022’de 3. Nesil güncellemesiyle (Euro 5 emisyon standartlarını karşılamak için) güncel tutmuştu. 2022’de Suzuki kapsamlı bir elden geçirme yaptı. 1.340 cc.’lik motor tamamıyla elden geçerek teknolojiyi yakaladı. Ayrıca, Suzuki SIRS* sisteminin diğer tüm parçalarıyla uyum içinde çalışacak şekilde IMU destekli yeni bir elektronik paket ve elektronik aksam eklendi Busa’ya.

* Suzuki Akıllı Sürüş Sistemi. SIRS, tekerlek kontrolü, çekiş kontrolü, viraj ABS’si ve daha ek özellikleri içerir.

Kısacası, 25. yıl modeli 3. nesil Hayabusa’ya çok yakın bir model. 25. Yıldönümü Hayabusa, asıl olarak çıkartmaları, ve dikkat çekici Glass Blaze Orange ve Glass Sparkle Black renkleriyle farklı. Ha fren rotor taşıyıcıları altın renkli anodize, bir de o var 🙂

Görsel özellikler

Özel sürüme özgü görsel unsurlar da var. Bunlardan bazıları depoya yoğunlaşmış. Yakıt deposunun her iki yanındaki siyah SUZUKI yazıları artık kabartma. Deponun üst ucunda da 25. yıl çıkartması var. Bunlar haricinde Hayabusa Kanji logosu var tabii ki (siyah Japon yazısı).

Teknik özellikler

Hayabusa ikiz direkli alüminyum iskelete (twin spar) sahip. İskeletin içindeyse efsane gücü ile 1340 cc.’lik, sıra dört silindirli motor var.

Ayarlanabilir KYB süspansiyonlar, çift yönlü hızlı vites değiştirici, viraj ABS’si, Brembo Stylema frenler ile teknolojik özellikler de göz alıcı.

Egzozlar

Özel seri ‘Busa’ da logoyu yukarı kıvrık borularına işliyor.
Özel seri ‘Busa’da ayrıca yukarı doğru kıvrılan borularına logo kazınmıştır.

Bu arada söylemeden geçemeyeceğim, Hayabusa 25. yıl modelindeki egzozlar çok çok şık…

Sele kapağı

Yolcunuzu evde bırakın; arka sele kapağı 2024 Hayabusa 25. yıl modelinde standart donanım olarak geliyor.

Sonuç

Kolay efsane olunmuyor malum. Hayabusa 25 yıl alışkanlıktan sonra hala harika bir makine. Hem sürat hem çeviklik hem de konforu sunabilen bir motosiklet Busa.

Böyle bir motosiklet için Suzuki’ye teşekkür etmeliyiz…

Daha fazla bilgi için Suzuki Cycles – 2024 Hayabusa – 25th Anniversary Edition sayfasına göz atabilirsiniz.

Bu yazı Motosiklet Tanıtım kategorisinde yayınlanmıştır; kategorinin diğer yazıları için buraya tıklayabilirsiniz.

Suzuki GSX 8S ile piyasayı sallayacak

2023 Suzuki GSX 8S yorum kapak görseli

Suzuki orta sınıfta (günümüzde 800 cc. sınıfı diyebiliriz) iki modelle birden geliyor. Çıplak motosiklet olan yeni GSX 8S ve enduro-macera modeli V-Strom 800DE öncü olacak. Bu iki model 2023 ilkbaharında bahar geldiklerinde Suzuki’nin yıllardır yapmadığı şeyi başaracaklar. Sıfırdan iki yeni model! Bunlar surdan modelleri değil. Suzuki gelecekte önemli bir oyuncu olmak için bu iki yeni modele umut bağlıyor.

Efsane model V-Strom esas ilgi çekecek model olsa da henüz açıklanan bir şey yok. Bu yüzden yazı GSX 8S üzerinden gidecek.

Suzuki’ye göre, pazarda bir boşluk var. Yeni GSX 8S’nin asıl görevi pazardaki bu boşluğa hitap etmek ve doldurmak. Yepyeni 776 cc. paralel çift silindir ise gelecekteki Suzuki motosikletleri temeli olacak.

Suzuki 1000’lik sınıfının altında konumlandıran bir fiyat belirlemiş. Güç ve teknoloji olarak MT07 üzerinde ama 1000’lik ağa babalarla aşık atabilen bir model 8S.

Suzuki GSX-8S gerçek hayatta, fotoğraflarda olduğundan daha çekici görünüyor. Markanın daha ucuz modellerinde yıllardır eksik olan uyum, bitiş ve detaylara gösterilen özen var 8S’de. Suzukiler bu eksikliklerine rağmen sevilen motosikletlerdi. Ama artık paranızın karşılığını fazlasıyla vermeye hazır Suzukiler var.

Öte yandan ilk bakışta Cf Moto havası var gibi değil mi? Bunun sebebi biraz da alıştığımız Suzuki’lerden farklı tasarım. Yine de atak, saldırgan durduğunu söylemek lazım. Alışıldık değil lakin bu zaten yeni bir Suzuki dönemini baştan model.

Cenin gibi, henüz bitmeden fabrikadan çıkmış gibi görünen ön taraf dışında etkileyici görünüyor.

Yenilenmiş SV650 demek haksızlık olur. Bu, sıfırdan yeni bir model çünkü. Motor haricinde tüm motosiklet çıplak motosiklet için tasarlanmış. Yoldayken, sürerken bu durumu açıkça görüyorsunuz.

Motosikletin kalbi, 270° krank çalıştıran 776 cc. paralel ikiz silindir. Suzuki’nin mühendisleri, ikiz V yapısından vazgeçmiş. Paralel ikiz motor yapısı, esneklik ve boyut olarak öne çıktığı için tercihleri olmuş.

Suzuki GSX-8S sol taraf

V-twin’den daha geniş ve yüksek olmasına rağmen daha kısa bir alana sığan paralel silindirler, ağırlık dağılımı ve işletim maliyeti açılarından daha avantajlı.

Paralel ikiz üretmek V’lerden daha basit ve daha ucuz. Fakat Suzuki ucuza kaçmamış. Titreşim, paralel silindirlerin karakterinde var. Bunun için millerin pistonlara 90° konumlanmış olduğu çift dengeleyici bir şaft yapmışlar. Sistemin adı Suzuki Çapraz Dengeleyici. İddia o ki bu yeni motor bu sayede titreşimsiz. Şaftlar pistonun titreşimini kaldırırken, eşit uzaklıkları ile birbirlerinin titreşimini de sıfırlıyorlar.

450° ateşleme aralığı (270° ile 720° arasında), darbeler arasında çekiş açısından yolda ve arazide gaz açma, hızlanma sırasındaki tutuşu arttırmak için ayarlanmış.

Yakıt beslenmesi, SCEM (Suzuki Kompozit Elektrokimyasal Malzeme) kaplı silindirlere giden tek bir 10 delikli yüksek basınçlı (343 kpa) enjektörlerin işi.

Ayrıca, altı vitesli ve çift yönlü hızlı vites değiştirici ve kaydırmalı debriyaj standart. 14 litrelik depo var ve 100 km.’de 4.2 litre tüketim değeri veriyor Suzuki.

Yeni motora, her iki modelde kullanılan yine tamamen yeni çelik iskelet eşlik ediyor. Bu ana iskelet ve arka alt şasi cıvata ile bağlı.

Çelik şasi eskide kalmış gibi görünebilir. Ama bükülmezliği ve dayanımı daha yüksek. Çeliğin gücü bu tercihin ana sebebi. Çelik iskelet sayesinde motosikleti aha kısa tutmak, depoyu istenen konuma yerleştirmek mümkün olmuş. Ön tarafın dinamiklerini yani sürüş karakterini istenen seviyeye çekmişler bu sayede. Kısacası burada da daha ucuz olduğu için değil, doğru malzeme olduğu için çelik var. Alüminyum, metal alaşım döküm veya spor şasi bu ufak boyutlarda aynı standartları sağlayamıyor.

8S, kolay okunan 5 inç TFT göstergeye sahip. Gündüz ve gece modları var. Bilgi açısından eksik yok, ihtiyaç duyacağımız her şeyi bu ekranda görmek mümkün. Fakat bluetooth yok… İlginç bir tercih. Bu sınıfta şart değil ama opsiyonel olarak dahi sunulmaması bir garip tabii ki.

En sert olan A’dan en yumuşak olan C’ye giden ön tanımlı üç sürücü modu var. Bu modlar: Aktif, Temel ve Konfor şeklinde. Kısacası sertten yumuşak karaktere doğru gidiyorlar.

Üç seviyeli çekiş kontrol de mevcut. Kolay Kalkış Desteği (çekiş kontrol), Düşük Devir Desteği de standart. Çift yönlü (vites yükseltme ve düşürme) quick shifter, 2000 devir ile kırmızı çizgi arasında optimum çalışıyor. Tüm bu işlevler, elektronik (ride-by-wire) gaz kelebeği üzerinden yönetiliyor.

Yeni modellerin fiyatları henüz açıklanmadı ama rakiplerinden daha çekici bir fiyatla başlayacağını tahmin etmek zor değil.

Suzuki Akıllı Sürüş Bileşkesi (Sistemi) bir çok alt sistemin (bileşenin) birleşmesiyle oluşuyor. SIRS elektronik bir sistem tabii ki. SIRS’in amacı GSX-8S’yi daha kolay kontrol edilebilir, tepkilerini öngörülebilir ve daha az yorucu hale getirmek.

Suzuki Sürüş Modu Seçici (SDMS), istediğiniz sürüş tarzına uyması için üç farklı güç seviyesi sunuyor. Her üç modda da motor gücünü tam olur ayak kullanıyoruz. Fark, gazı açınca motorun verdiği tepkide. Özellikle çekiş gücü yani motorun tork karakteri modlara göre değişiyor. Tepki süresi ve gücün geliş seviyesi değişiyor kısaca söylemek gerekirse.

  • Mode A (Active/Etkin)
    Gazı açtığınızda en keskin, en hızlı gaz tepkisini veriyor. Tork, gaz verince azami çekiş ile ani hızlanma sağlamak için ayarlanmış.
  • Mode B (Basic/Temel)
    Bu modda daha yumuşak bir gaz karakteri var. Güç çıkışı daha düz bir çizgide ilerliyor. Ani güç ya da yüksek devir güç patlaması yok. Günlük veya konforlu sürüş için uygun.
  • Mode C (Comfort)
    En yumuşak güç modu. Tork sakince yükseliyor. Yağmur ya da kaygan zemin için uygun.
  • Suzuki Çekiş Kontrol Sistemi (STCS), arka tekerin patinaja düşmesini engelliyor. Bu sayede aşırı güç (fazla gaz açma) sebepli yanal kaymaları engelliyor. Sistemin ne kadar hızlı devreye gireceği ve patinajı sınırlamada ne kadar etkin olacağını, 3 mod arasından seçim yaparak belirliyoruz. STCS ayrıca tamamen kapatılabiliyor.
  • Suzuki’nin Ride-by-wire Elektronik Gaz Kelebeği sistemi, her gaz açtığınızda motosikletin doğru yanıtı vermesi için geliştirilmiş. GSX-8S’yi daha kontrol etmenizi sağlar.
  • Çift Yönlü Hızlı Vites Değiştirme Sistemi, sürüş sırasında debriyaj kolunu kullanmadan vites büyütmenizi veya küçültmenizi sağlar. Etkinleştiğinde, hızlı ve kolay vites küçültmelerin yanı sıra yumuşak hızlanma ile hızlı ve kesin vites büyütme sağlar.
  • Düşük Devir Yardımı, dururken kalkarken veya düşük hızlarda sürerken motor devrinin aşırı derecede düşmesini önlemeye yardımcı olur. Dur-kalk yaptığınız trafikte sürerken veya U dönüşleri yaparken daha yumuşak ilk hareket sağlar.
  • Suzuki Kolay Çalıştırma Sistemi, tek bir düğmeye hızlıca basarak motoru çalıştırmanızı sağlar.

Bu sistemlerin tümü* sürekli güncel tutuluyor. Suzuki Akıllı Sürüş Sistemi (S.I.R.S.) böylelikle en son elektronik kontrol sistemlerini kullanıyor.

*Çift Yönlü Hızlı Vites Değiştirme Sistemi, Ride-by-Wire Elektronik Gaz Kelebeği Sistemi, Suzuki Çekiş Kontrol Sistemi, Suzuki Sürüş Modu Seçici (SDMS), ABS, Düşük Devir Yardımı ve Kolay Çalıştırma Sistemi

Henüz ortada yok ama gözü kapalı evet diyorum. Nedeni şu, Suzuki geleceğini bağladığı modele tabii ki özenecek. Bu sebeple başarısı garantili. Yeni tüm Suzuki motosikletlerin göstergesi olacak bu model başarıya mahkûm.

Bu güvenimin bir sebebi de Suzuki markasının saygınlığı. Şu aralar çok göz önünde olmasa da 90’larda, 2000’lerde V-Strom’lar, Bandit’ler, GSX’ler ve GSR’ler çoktu. Sağlam, motorları hep güzel çekiş ve ses sunan, yolda Suzuki gibi giden modellerdi bunlar. “Suzuki iyi motosikletler yapar.”

2023 Suzuki GSX 8S mavi, gösterge paneli

Suzuki Türkiye resmi web sitesine gitmek isterseniz buraya tıklayabilirsiniz: Suzuki.com.tr

Suzuki Global sitesindeki GSX 8S tanıtım sayfası ise burada.

Bu yazı Motosiklet Tanıtım kategorisinde yayımlanmıştır. Kategorinin diğer yazıları için buraya tıklayabilirsiniz.

SUZUKI V-STROM 1050 XT (2020) İLK İZLENİMLER

vstrom-1050-xt-3-d

Bu yazı çeviridir. Özgün kaynak visordown.com web sitesidir. İngilizce biliyorsanız takip etmenizi tavsiye ederim.

Yeni V Strom Nasıl?

Suzuki V-Strom 1050, EICMA 2019’da en çok ses getiren modellerden biri yeni ve güncellenmiş Suzuki V-Strom 1050 idi. Hem modern hem de geçmişin izlerini taşıyan tasarımı, yeni modelin en güçlü noktasıydı çünkü çok başarılı bir tasarımdı (özellikle artık efsane haline gelmiş eskinin DR Big modelini hatırlayanlar için). Şimsi sıra test sürüşünde.

Etkileyici yeni görünüşün haricinde V-Strom yenilenmiş bir motor ve bir çok ilave özellikle birlikte gelmişti. Konfor artmış, Suzuki Akıllı Sürüş Sistemi, RBW gaz kelebeği, üç farklı çekiş kontrol ayarı (devre dışı bırakmak mümkün) gibi özellikler de iyi sürüşü gösteriyordu.

Test edilen üst versiyon olan V-Strom 1050 XT, tepe (yokuş aşağı) inme (özellikle arazide) kontrolü de dahil olmak üzere XT’ye özgü bir dizi yeni elektronik destekle satılıyor. Yüke bağlı kontrol sistemi, eğime bağlı kontrol sistemi ve hareket takibi fren sistemi gibi ek özellikler de var.

Suzuki V-Strom 1050 XT ilk sürüş izlenimi

V-Strom’un verdiği ilk his ne?

1050 XT’yi teslim aldıktan sonra kat etmem gereken yollar şehiriçi sürüşünün en kötü örnekleriyle doluydu: labirent gibi bir bölgede dönüş dönüş üstüne, bir çok döner kavşak, dur kalk, dar ve çabuk manevralar… Gülümsemeyle hatırlanacak bir sürüş olmasa da Strom’la tanışmak için hızlı bir başlangıç diyebiliriz…

Sele üzerinde ilk hissedilen Africa Twin Adventure Sports versiyonuna yakınlık. Geniş gidon ve bel altındaki kısmın rahat olması sayesinde rahat ve konforlu kolay bir sürüş var. 20 litrelik depo ve uzun neredeyse dik ön cam ön tarafta, cam işini yapıyor, rüzgar ve böceklere karşı koruması yeterli.

1050 XT’nin Çift-V motoru 2020’de kapsamlı şekilde elden geçirildi. Daha fazla güç, tork var ve tabii ki Euro5 uyumlu. Euro 5’i belirttim çünkü ondan mıdır bilinmez ama DR motosikletlerin karakterinden beklediğim ataklığı ve yırtıcılığı bulamadım. Halbuki İkiz-V motorları severim, hatta 1050 hayli torklu ve güçlü evet ama “hırt” değil; neredeyse Almanca konuşuyor 🙂 Bu benim sevdiğim motor karakteri değil.

Peki sürerken rahat mı?

Başta bahsedildiği gibi ergonomik açıdan sorunsuz bir motosiklet XT1050. İki-üç saatlik sürüşlerden sonra bile hala dinç hissediyorsun, süspansiyon, titreşim gibi unsurlardan şikayet edecek bir şey yok.

  • Genelde 120-150 km./saat aralığında sürdüğümü de not edelim.
  • Ön amortisörlerde mümkün olan tüm ayarları yapabiliyorsunuz.
  • Ön cama gelince kafa ve gövde koruması iyi. Bununla beraber omuzlar yüksek hızda biraz rüzgar alıyor ama çok sorun olacak kadar değil.
  • Cam tabii ki ayarlı ve bir kaç denemeyle size uygun ayarı bulmak mümkün olacaktır. Ayar kolay ve alete ihtiyaç duymadan, elle hallediyorsunuz. 50 mm hareket mesafesi ve on bir konumu var camın.
  • Sele biraz fazla sert ama arazi motosikletlerinde böyle genel bir sert sele durumu var zaten.

XT 1050 Artçı için nasıl?

V-Strom-1050-XT-Siyah-Artçılı

Selenin sertliğinden bahsetmiştik ama sele geniş. Büyük olmasının özellikle uzun yolda faydasını görüyor artçı. Arka selenin yüksek olması artçının sürüşlerde yüksekte kalıp yolu rahatça görmesini sağladığından uzun yolda sıkılmasını da engelliyor.

Tutamakları da ayrıca konuşmak lazım: büyükler ve yeterince yüksekler. Kısa boylular da uzun boylular da her oturuş konumunda rahatça ellerini tutamaklarla buluşturabiliyorlar.

XT 1050 arazide nasıl?

V-Strom-1050-XT-Kırmızı-Yolda

Suzuki XT’yi “macera motosikleti” olarak tanımlıyor. Bu da, araziden çok asfalt için yapılmış olması demek. Görüntü tabii ki önemli ama XT gibi bir motorun arazide de varlık göstermesi gerekli…

Her şeyden önce 19 inçlik ön jant arazi için pek uygun değil 🙂 Buna asfalta göre ayarlanmış süspansiyonları da ekleyin: araziye görüntüsü kadar hazır değil (ama bu beklenen bir şey, sadece biz arazide de eski DR ruhu istiyoruz o kadar). Yine de deneyimli eller için yanlamak, gazı açıp arka tarafla oynamak mümkün tabii ki; günümüzün gelişmiş amortisör kabiliyetleri sağ olsun!

arazide kötü değil ama enduro performansı da aramamak lazım

Suzuki V-Strom 1050 XT artıları

  • Çok güzel görünüyor. Sınıfında hiç bir rakibi bu kadar güzel ve geçmişle bağlantılı görüntüye sahip değil.
  • 20 litrelik depo yeterince büyük ve tutumlu, sarfiyat yeni nesil motor teknolojileri ile düşük
  • Otoyol sürüşlerinde, bir arazi motosikleti yapısında olsa da çok rahat, kararlı ve güven verici ilerliyor.
  • Artçı konforu iyi. Tutamaklar da kocaman ve yükseklikleri çok iyi ayarlanmış. İster kısa boylu olun ister uzun, arkada rahat ediyorsunuz.

Eksileri

  • Sele taşa yakın sertlikte.
  • Arazi manyakları için kötü: ABS kapatılamıyor (ama normal sürücü için dert değil tabii ki)
  • Motor biraz daha ciğerli olmalıydı, fazla efendi, beklenmediği kadar iyi aile çocuğu.

Suzuki DL 1050 XT Özellikler

SUZUKI INTELLIGENT RIDE SYSTEM (SIRS)

SIRS, Suzuki Akıllı Sürüş Sistemi’nin kısaltması ve yeni nesil elektronik destek paketi mantığının Suzuki’ye uyarlanmış hali. Bu mantık, gelişen ve yaygınlaşan algılayıcıları ve elektronik destek sistemlerini bir bütün olarak çalıştırmaya yarıyor.

SIRS, XT’de: Motion Track Brake System, Hill Hold Control System, Slope Dependent Control System, Load Dependent Control System, Cruise Control System, Suzuki Drive Mode Selector (SDMS) ve Traction Control Sistemlerini içeriyor. Tüm bu sistemler a ride-by-wire throttle ve 6 yön, 3 eksenli atalet ölçüm sistemi (IMU) ile bağlantılı.

XT’de bunların hepsi standart olarak geliyor. Yine de basın bültenleri ve yıldan yıla oluşan değişiklikler için son durumu satıcıdan kontrol etmekte fayda var.

1050 XT’nin resmi Suzuki sayfasını görmek isterseniz buraya tıklayabilirsiniz: https://www.suzuki.com.tr/tr/motosiklet/vstrom-1050.html

Tanıtım Videosu

Özgün Değerlendirme Videosu

Bu yazı Motosiklet Tanıtım kategorisinde yayımlanmıştır. Kategorinin diğer yazıları için buraya tıklayabilirsiniz.

SUZUKI de Retro Modelini Yayınladı: SV650X (EICMA, MILAN 2017)

SV650XA_BD7_2020-Diagonal

Bir café racer daha!

EICMA 2017 Milan’da,  Suzuki de, herkes gibi, SV650X’i tanıttı. SUZUKI Retro SV650X ile: “Ben de retro sınıfında olup, kafe reysır pastasından yemek istiyorum.” diyor 🙂

SC650 altyapısı üzerinde yükselen bir retro model Suzuki’nin ünlü olduğu bir alan değil lakin iyi görünüyor. 645 cc.’lik V2 motoruyla 75 beygir güç de modern değerlere uygun. 198 kg. ağırlık ile düşünüldüğünde ataklık ya da “ciğer” sorunu olmayacağı kesin. Çıplak yapı ise hafiflikle birleşince ne olur biliyoruz: atak ve çevik bir kafe reysır…

SUZUKI Retro SV650X gri sağ çapraz

Aferin Suzuki zira SV650X kahve yarışçısı felsefesine uygun bir model ile ortaya çıktın…

SUZUKI Retro SV650X gri üstten görünüm

Far ve üzerindeki kaş ise çok hoş görünüyor. Bu tasarımdan neden uzaklaşılmış ki zaten….

Sele ve elcikler de hem öze uygun, hem de yine çok şık unsurlar.

Ön tarafta ön yükleme ayarlı süspansiyonlar var, güzel. Demek ki güç ve tutuş dengeli olacak ve isteğe göre uyarlayabileceğiz.

Bu modelin ülkemizde olmadığını da söyleyelim; hoş gelse de ne kadar satılır soru işareti (2020 değerlendirmesi).

Suzuki küresel web sitesindeki SUZUKI Retro SV650X sayfasnı ziyaret etmek isterseniz adres bu: SUZUKI Global | Retro SV650X

Bu yazı Motosiklet Tanıtım kategorisinde yayınlanmıştır; kategorinin diğer yazıları için buraya tıklayabilirsiniz.

SUZUKI V-STROM 250 ABS – İlk sürüş

Suzuki vstrom 250 sol yan çaprazda çekim

Kawasaki Versys-X 300 ve Honda CRF250 Rally modellerini biliyoruz. Tabii ki piyasanın güçlü ismi V-Strom da eksik kalmayacaktı 🙂

Döküm (tel olmayan) jantlar, ayarlı olmayan ABS ve kötü konumlu ayaklıklarıyla V-Strom 250, Honda’nın çevik, arazi karakterli CRF250’si ile aynı ligde değil. V-Strom 250’de ne yapsanız rahat bir sürüş konumu bulamıyorsunuz, ister öne kaykılın, ister geriye kayın: rahatsızsınız. Aslında şaşırtıcı değil çünkü ağabeyleri V-Strom 650 ve 1000 de böyle idiler ve yıllardı çok satıyorlar 🙂 Arazi gibi görünen gezi modelleri. Maksat şehirde büyük görünen bir şeyle dolaşmak. Heybet düşkünlüğü…

Sürüş özellikleri ve oturma konumu

V-Strom’un tek eksiği burada. Fabrika çıkışında çok az kişi için ideal oturma ölçülerini sunabiliyor V Strom 250. Doğru ve rahat oturuş konumunu bulmak için gidon yükseltme şart. Evet, gidon yükseltici ile toparlanıyor fakat tek kademe yükseltme yerine, düşündüğünüzden biraz daha fazla yükseltmek gerekebileceğini unutmayınız.

Motosiklet üzerinde oturuş, sele üzerinde konumlanma için daha fazla bilgi isterseniz, Postür yazısını okuyabilirsiniz.

Geniş gidon bu sınıfın ortak özelliği evet ama V-Strom bu geniş gidona alışılandan biraz daha az tur vermiş. Yavaş sürüşlerdeki dar manevralarda bu biraz sorun yaratabiliyor. Bazen ileri-geri bir kaç manevra yapmak gerekebiliyor bu yüzden. Bununla birlikte giriş motosikleti sınıfı için bilinçli bir tercih bu durum. Dar tur (gidonun az dönmesi) daha az yatmak demek; bu da aceminin işine yarayacak bir özellik. Bu gidon ile daha kararlı, daha dengeli ve güven veren bir yol tutuşu oluyor.

Şehir içinde kıvrak, ufak boyutunun tüm faydalarını yaşatan çevik bir motosiklet bu. Dur-kalklarda, sıkışık trafikte aralardan geçerken çok rahatsınız. Frenler, debriyaj, vites geçişleri sorunsuz, kes(k)in-net ve kolay.

Şehir içinde, yavaş iken, gaz açarken, frenleme yaparken, kısacası her şartta kolay sürülen, hataları affedici, acemi dostu, çok iyi bir başlangıç motosikleti V-Strom 250.

Malzeme kalitesi ve teknik özellikler

Evet oturma konumunu -özellikle scooter’dan geçenler için- sıkıntılı ama bir 250’lik için ayrıntılar, aksesuarlar ve kalite iyi derecede; hakkını da yiyemeyiz. Plastik kalitesi ve montaj hassasiyeti büyük Japon markanın standartlarında. Her şey olması gereken yerde, sorunsuz çalışıyor ve alışmak çok kolay.

Üstüne ilk oturulduğunda hafifliğini ve dengesini hemen belli ediyor. 80 santimetre yükseklikteki selene yüksekte ne de alçak (sınıfının en alçak selesi). Aslında tam da hafif sınıf bir şehirli-arazi modelden beklendiği gibi. Unutmadan: artçı için alan fazla değil ama rahatsız edici de değil. Bu denge meselesi önemli çünkü ilk motosiklet olarak seçecekseniz, farkında olmasanız bile- ideal bir model VStrom 250.

Çift silindirli motorun gücü fazla değil evet fakat beklenen seviyelerde. 25 beygir güç 8000 devirde veriliyor. Güç açısından esas önemli olan konu ise tork ve 23,40 Nm.’lik azami torku 6.500 devirde veriyor motor. Bu sınıf için çok önemli olmamakla birlikte motorun tork karakteri ve vites oranları arasında hafif uyumsuzluk var. İleriki yıllarda bu konuda iyileştirme yapacaklardır.

Bu değerlerin bize gösterdiği şey ise şu: V-Strom 250 ile yüksek devir çevirmeye gerek kalmıyor. Zirve gücünü görece düşük devirlerde veren bir motor yine acemiler, ilk motosiklet tercihini VStrom’dan yana kullanacaklar için doğru tercih. Neden? Gaz kontrolü, hassasiyeti en zor oturan özelliklerden birisi olduğu için. Güç yüksek olmayabilir ama son derece canlı ve istekli bir motor bu. Titreşim hep konu olur ama 250’lik çift silindir bir makine için normal titreşim var. Titreşim şikayetlerinin sebebi aslında düşük devirde kullanım. Çok fazla sayıda acemi gereğinden düşük devirde kullandığı, yanlış (gereksiz yüksek)viteste olduğu için titreşim artar. Doğru devirde kullanıldığında V-Strom 250 yeterince titreşimsiz.

Ağırlık? Hafifliğin faydaları

188 kilogramlık ağırlığıyla ciddi bir hafiflik avantajı var bu 250’liliğin. Bu her anlamda işimize yarıyor. ağır olmamak gaz açınca ileri atılmak, fren yapınca dalmamak, virajda kolay yatmak ve rahat kalkmak gibi hayati konularda en büyük yardımcınız olacak. Suzuki en büyük farkı burada yaratıyor doğru malzemelerle toplam ağırlık düşük ve bu her anlamda “kolay” bir motosiklet yapıyor V-Strom 250’yi.

Tüketim? Ne kadar yakıyor?

Suzuki V-Strom 250 ABS uzun yolda sağ ön çaprazdan çekim

Burası biraz karışık. 250’lik V-Strom’un seyir hızı normal şartlarda 80-100 kilometre/saat aralığında olmalı (azami sürat zaten 130 km./saat civarında). Eğer fazlasını beklemiyorsanız, 100 kilometre sürati geçmiyorsanız tüketim 3 litrenin altında kalabilir. Peki bu mümkün mü? 🙂 Tabii ki hayır. Trafiğin akışına uygun olarak herkes 100’ün üzerinde sürecek genelde V-Strom 250’yi. Bu da motorun yüksek tüketim yaptığı (gereksiz) üst devirlere çıkmayı ve çok yakmayı getirecek. Fakat hayat böyle, ne yaparsın? Kısacası V-Strom 250 için gerçek hayat tüketim değeri 100 kilometrede 4 ila 4,5 litre civarında gerçekleşiyor (kaynak: YakıtTüketimi.net).

Güvenlik

Dengesi ve hafifliği ile frenlemesi kararlı ve kolay yönetilebilir. ABS bu konuda çok büyük yardımcınız tabii ki. Şasinin başarısı kaçış manevrası dahil kendini gösteriyor. Lastikler her zaman tartışma konusudur ama standart lastikler, doğru basınçta olduğu sürece yeterli seviyede tutuş sunuyorlar.

Uzun yol için uygunluk?

Hmm, sıkıntılı bir soru daha 🙂

250’lik bir motosiklet için rüzgar korumasından sele konforuna kadar çok güzel bir asfalt deneyimi gösteriyor. Hafifliği ve dengesi uzun yolda çok işinize yarıyor. deponun 17.3 litrelik hacmi de uzun süre benzin almadan devam edebilmenize yarıyor. Kolay sürülen, viraj yapabilen yapısıyla sürücüsünü uzun yolda memnun ediyor ama…

Ama işte uzun yolda sürat meselesine gelirseniz… Şimdi uzun yol, şehirler arası dediğimiz zaman çok büyük oranda bölünmüş yollardan bahis ediyoruz malum. E bu yollarda da trafik en az 110-120 kilometre aralığında akıyor. İşte 130 km./saat maksimum hızıyla V-Strom 250 yetersiz kalıyor. Trafikle, güvenle seyir etmek için devamlı yüksek devirde kalmak zorundasınız. Uzun süreler boyunca yüksek devir hem titreşim, hem tüketim hem de ses açısından yorucu oluyor.

Bunun ana sebebi bizim 250’lik bir makineden uzun yol performansı beklememiz. Bekleme hakkımız yok ama illa ki uzun yol başarısı da isteyeceğiz motosikletimizden 🙂 Kısacası uzun yol için alıyorsanız, günlük kullanımda çevre yolu, ana yol gibi yüksek hızlı akslardan gidecekseniz V-Strom 250 doğru tercih olmayabilir. yine 250 sınıfında kalayım diyorsanız bu şartlar için scooter daha doğru bir seçenek olabilir sizin için.

Uzun yol tüketimi kötü şartlarda (yüksek devir, çok tüketim, yüksek hız) 4 litrenin üzerlerine tırmanabiliyor. İki kişi, yüklü, gazı zorlayarak yapılan uzun yol sürüşlerinde 4,5 litreyi görenler var fakat bu en yüksek değer olarak not edilmeli; normal kullanım şartları için değil.

İlgili bağlantılar, ek kaynaklar

Bu yazı Motosiklet Tanıtım ve Motosiklet Acemileri İçin kategorisinde yayımlanmıştır

Yeni Heyecan: GSX-S125 (2017)

SUZUKI GSX-S125 gençleri hedefliyor

GSX ailesinin son üyesi GSX-S125. Gençlerin ilgisini çekeceği kesin.
Güç / ağırlık oranı sınıfının en iyisi diyorlar. Sınıfındaki en iyi hızlanmaya sahip diyorlar (Suzuki’nin iddiasına göre öyle), aynı zamanda sağlam yol tutuşu ve tutumluluğuyla da ilgi çekecek gibi bu model. Tipik bir ” Az yakar, çok gider!” motosikleti ile karşı karşıyayız! 🙂

124.4 cc. sıvı soğutmalı, DOHC motor GSX-R125 ile aynı. İllaki bir kaç değişiklik vardır ama Suzuki henüz güç değerlerini açıklamadı. Tek bildiğimiz 130-135 kg. civarında olacağı ve  6 oranlı bir vites kutusu ile 11 litrelik deposu.

 GSX-S125 siyah ve mavi kafa kafaya

GSX-S, GSX-R ile aynı şasiyi (alt yapıyı) kullanıyor. Bu da çevik ve kolay kullanılır olacağının göstergesi. İlginç bir nokta da GSX-S125’de selenin 785b mm.’lik yüksekliği, bu sınıfının en alçak selelerinden birine sahip demek (kısa bacaklılar yaşadı 🙂 ) GSX-R’e göre 10 cm. daha yüksek olan gidon dik ve rahat bir oturuşun göstergesi.

Bu sınıfın dertli nokatlarından birisi de lastikler. Dunlop D102 lastiklerle geliyor ve açıklamaya göre Suzuki ve Dunlop birlikte geliştirmişler. Belki de ülkemizin düşük asfalt kalitesi için yeterlidir 🙂

 GSX-S125 anahtar gizleme kapağı

Suzuki ilginç bir özellik eklemiş bu modele anahtar girişini kapamaya yarayan bir sürgü sistemi var. Gerçi ülkemizde hırsızlar komple motosikleti yüklenip götürüyorlar ama 🙂

GSX-S125 LED ön fara, LCD gösterge tablosuna, vites göstergesine sahip. Ufak sınıfta böyle donanımların yaygınlaşması güzel.
Görüldü: | Visordown

Bu yazı motosiklet tanıtım kategorisinde yayımlanmıştır. Kategorinin diğer yazıları için lütfen buraya tıklayınız.

Japon Büyük Çıplak Motosiklet Karşılaştırması (2016)

2016 binlik japon motosiklet naked

Binlik Japon Motosiklet: Honda CB1000R | Kawasaki Z1000 | Suzuki GSX-S1000 | Yamaha FZ-09(MT09) (2016)

En İyisi Hangisi?

Ünlü ve ülkemizde de çok sevilen modellerin 2016 binlik japon motosiklet (ağır abilerin) değerlendirmesi her zaman karşılaştığımız bir şey değil. O sebeple oturduk sizin için çevirdik, buyurunuz okuyunuz.

binlik japon motosiklet cb1000rr

Honda CB1000R
Beyefendilerin Tercihi

CB çok iyi bir “her şeyi yapan” (gezi, hafta sonu gazlaması, virajcı, havalı vs.) model. Oturmuş sürüşü ve özellikleriyle “tüylerinizi diken diken edecek performans ya da elektronik destek aramamanızın sebebi de bu zaten.”

Modern CB1000R rahat, sakin, dingin ve mantıklı bir tercih yapmak için bir dolu sebebe sahip. Lakin ilk tercihimiz olduğunu sanmayın! Aslında bu listedeki son tercihimiz oluyor kendisi. Hatta ekibin bir çoğu için sürüş zevkine “gerçek bi tehdit” olarak bile anıldı! Bir motosiklet neden bu kadar “olgun” olur ki?

CB bu testteki en ağır ikinci motosiklet (en ağırı Kawasaki). Yüksekteki ağırlık merkezi ile uzun sürücüler için doğru bir tercih, ya da deneyimli olanlar için… Kısa boylular ise (1.60 m. civarı sürücüler) çok da rahat hissetmiyor açıkçası.

Tekerler dönmeye başlayınca, Honda ağırlığını atıyor ve FZ-09’a yakın bir manevra çevikliğine kavuşuyor. Sürüş konumu dengeli, sporla konforu birleştiren bir karakteri var (yine de deponun uç kısmı biraz sivri, bu uzun olmayan sürücülerde daha rahatsız edici). Çift taraflı, dört pistonlu Tokico frenler fazlasıyla güçlü ve ilk ısırışları yumuşak, neden derseniz pazardaki ABS’siz tek model olarak istenmeyen kilitlenmeleri engellemek için yumuşak olmalılar.

Çekiş kontrolü de aramayın çünkü yok. Fakat bu konuda eksikliği pek hissetmeyeceksiniz. Olsa da pek devreye girmeyecek kadar dengeli CB. 2016 model CB1000R, CBR1000RR’ın 2007’deki motorunun yeniden ayarlanmış hali. Ve bu bir çıplak motosiklet olduğuna göre “tork için yapılmış” ve 108 beygirlik gücü ile birlikte haşmetli, etkileyici gaz tepkisiyle etkileyici. Bu tarafıyla grupta birinci, net – doğrudan ve her istediğinizde ön tekeri dikecek kadar “güçlü”.

CB’nin süspansiyon sistemi de doğru ayarlanmış. Gerçi grupta en iyi ayar Suzuki’de. Honda’nın ayarı çok rekabetçi değil (sportif değil). Yamaha ise başka bir dünyadan ve kötü denecek kadar başarısız (9 serisinin bu yönü zaten artık biliniyor). Kawasaki’nin tercihi ise klasik Kawa ayarı. Dolayısıyla Honda macera aramamış ve dengeli (muhafazakar diyelim) bir tarzı tercih ederek akıllı uslu bir tutuş vermiş bize: çok keyifli değil ama güven verici ve rahat.

Honda’nın esas etkileyici tarafı ise şasi geometrisi: mükemmel derecede dengeli ve sağlam yol tutuyor Öyle iyi yapılmış ki genelde sadece bakışınızı ayırmak (çıkışa bakmak) CB’yi viraja sokmaya yetiyor.

Üretim kalitesi ise diğerlerinden bir tık üstte. Honda klasiği devam ediyor: sağlam, iyi yol tutan, motoru güçlü, her yönde iyi bir motosiklet, rakiplerinden uygun fiyata…

mcy0116_naked_graphic_hon

Oturmuşluk. CB’yi tarif edecek kelime bu, her şey sorunsuz, her şeyi iyi.

HONDA CB1000R
999 cc. | düz 4 silindir  | son viteste 80>120 km süresi: 3.3 saniye

Binlik Japon motosiklet naked kategorisinde kazanan baştan belli mi oldu yoksa? 🙂
Acele etmeyelim, olay sürprizlere açık.


binlik japon motosiklet z1000

Kawasaki Z1000
Şehirli Saldırı Aracı 

Eğer görünüşü ve gidişi iyi olsun türünde bir motosiklet arıyorsanız Z1000 sizin motosikletiniz.”

İlginç ama Z1000 on yıldır sahnede. Yeşilli marka diğer markalar gibi “spor modeli güçsüzleştir çıplak model diye piyasaya sür” felsefesi yerine en baştan beri Ninja 1000, Versys 1000 ile aynı platforma ve özelliklere sahip. Bu oturmuş zemin (platform) başarıyı garantiliyor zaten. Kısacası Z1000 başlangıçtan başarılı.

Z1000 etkileyici bir görünüşe sahip. Altın yansımalı yeşil boya güneş altında hayli albenili. Sürüclerimizden birisinin de dediği gibi, yeşil değilse ona Kawa denilebilir mi? 🙂
Tasarımına gelince, beğenmeyen insan sayısı fazla. Sert ama çirkin diyenlerden birisi de biziz. Neyse, zevk deyip geçelim. Her halükarda grubun en pahalısı Kawa, bunu da belirtmiş olalım (Amerika fiyatlarına göre en pahalı).

Z1000 boyası haricinde de iyi bir motosiklet. Motoru güçlü, 1043 cc.’lik güç birimi orta devirlerden itibaren torku ve devirlenmesi çok iyi, çok canlı bir karakterde. İlk tepkisi biraz zayıf ama Honda haricindeki tüm modellerde bu huy var (aferin Honda). Dual Tokico kaliperler işlerini iyi yapıyor ve Kawa’yı dizginliyor; ilk kapışları CB1000R’den daha iyi. ABS de iyi çalışıyor, 122 beygir bir makine için doğru bir özellik 🙂

Göstergede vites yok. Olsa fena olmazdı aslında zira kısa oranlı vites kutusu ve geniş güç bandı düşünüldüğünde hangi viteste olduğunuzu unutabiliyorsunuz. Bunun sebebi düşündüğünüz vites yerine bir hatta iki vites yukarıda olsanız bile sorun yaşamamanız aslında. Motor o kadar esnek ve vitesler o kadar  yakın ki 3’de sanırken 5. viteste olabiliyorsunuz, hem de sıkıntı çekmeden, çünkü 5. de de açtınız mı gidiyor. Aslında şöyle bir şey de var, hiç vites değiştirmeseniz de olur, biraz deneyimli bir test sürücümüzün ışıklardan 6. viteste kalktığını söylesek ne demek istediğimiz anlaşılır herhalde 🙂

Uzun boylu ya da kısa olsun, herkes z1000’de rahat etti. Ergonomisi iyi fakat sert seleden de herkes şikayet etti. Fazla sert ve fazla ufak. Koltuk konusu mühim, yeşil marka doğrudan his hedeflemiş ama ortak görüş “rahatsız edici bir sele” olduğuydu. Kawa koltuğun da süspansiyon işi yaptığını unutmuş gibi görünüyor.

mcy0116_naked_graphic_kaw

Gelelim sürüşüne, Z1000 tam da göründüğü gibi gidiyor. Güçlü, sert, küstah ama biraz da huysuz ve haşin. Kıvrımlı dağ yoollarında işini yapıyor ama hiç bir zaman da kendini “evinde hissedecek” ya da “işte budur!” dedirtecek kadar rahat değil. Şehirli “streetfighter” (sokak dövüşçüsü) evet, kaslı, güçlü ve küstah…
 
KAWASAKI Z1000
1,043cc | düz 4 silindir  | son viteste 80>120 km. süresi: 2.8 saniye

Binlik Japon motosiklet naked kategorisinde Kawa sağlam özelliklere sahip ve Honda’ya tercih olabilecek bir model, çünkü ülkemizde görünüş önemli 🙂


binlik japon motosiklet gsx-s1000


Suzuki GSX-S1000
Gerçek bir Çıplak Spor Motosiklet

Suzuki’nin genel havası insanı etkilemeye çalışmak yerine temel ihtiyaçları rahatlık ve sportif bir performansla birleştirerek sade bir biçimde kendisinden istenenleri vermek.” 

Honda 2007 temelli bir superbike motoru kullanıyor olabilir ama GSX-S’in güç birimi 2005 yılından kalma… Yalnız gözleriniz yuvalarından uğramadan önce K5 GSX-R’de (bu motorun temeli) kullanılan modelin Suzuki’nin en iyi motosiklet motoru olarak adlandırıldığını söyleyelim. Uzun strok’lu motor yumuşak tork üretimi kadar üst devirlerdeki acaip gücüyle de ünlüydü. Ki bu da çıplak motosiklet için rüya gibi özellikler demek.

Suzuki’de vites göstergesi mevcut. Bunu seviyoruz. Diğer her model ergonomi (beden rahatlığı) konusunda şikayet alsa da “Gixxes” (yani GSX ailesi) bu konuda hep sorunsuz oldu. Uygun yapısı ve eldiven gibi oturan kasası koltuğu gidonu ile uysalca bütünleştiğiniz bir motosiklet GSX. Tabii ki bu anahtarı çevirene kadar!

GSX-S bu grup içerisinde bize litrelik (1000 cc.) sınıfta olduğunu hissettiren tek modeldi. Motor ağır çağır çalışıyor ve o denli güçlü ki insan: “Biraz daha grenaj koyup rahatlıkla süper spor diye satarlar bunu?” diyor. Normalde bu duyguyu avrupalı markalar beceriyorlar ama GSX bu konuda çok başarılı.

Durmak gerektiğinde Brembo ısırganlar 🙂 (kaliperler) işini iyi görüyor ve ek ödeme ile alınabilen ABS  seçeneği de var. Hatta çekiş kontrol sistemi de var (üç kademeli ve tamamen kapatılabilir olduğunu da unutmayalım). Bu özellikler de göz önüne alındığında fiyatı insana normal gelmeye başlıyor: rahat yapı ve tasarım, çok iyi motor gücü ve karakteri, hız, elektronik destekler; kısacası ne ararsan bu motosikette var.
Yine de mükemmel değil: gaz tepkisi… Tam kapalı ile az açık, bir tık açık konum arasında bir boşluk var. Bu yüksek devirlerde daha bir can sıkıcı oluyor zira bu kademelerde güç o kadar leziz ki bu gaz ataleti (tutukluluğu) insanın canını sıkıyor. Bazılarımız bunu Suzuki GSX’den vaz geçmek için yeterli bulurken diğerleri kısa bir sürüşten sonra alıştıklarını söylediler. Ki bu da aklımıza şu soruyu getirdi: “S” serisine iyi çalışan “R” modları neden uygulamadılar ki?

Gerçi sürüş modlarını istemek biraz açgözlülük. Açıkçası GSX-S güzel bir paket ve insanı etkileyecek kadar iyi.

mcy0116_naked_graphic_suz

GSX-S’in spor motosiklet karakterini çok sevdik.  CB1000R ya da FZ-09’un üst devirlerdeki efendiliğine göre Suzuki sıradışı performans hissi ve fiyatına göre çok iyi olan paketi ile yenilmesi çok zor bir rakip.
SUZUKI GSX-S1000
999cc.  | düz 4 silindir  | son viteste 80>120 km süresi: 2.9 saniye


binlik japon motosiklet mt09

Yamaha FZ-09 (buradaki MT09)
Kanı Kaynayan Genç

09’un  olayı sürüşü, destek – özellik falan pek derdi değil. Bu yönüyle de dürüst ve ikna edici, ben buyum ve beni sür çok da zırlama der gibi.”

Grubun çıkıntısı FZ-09. Ortalamadan hayli ucuz, hayli hafif. Burada ne işi var demek yerinde hatta. Hatta bir silindiri bile eksik: Düz ve basit, rekabetin daha ufak boyutlu, daha ucuz şekli bu Yamaha.

Ama performans dediğiniz anda ciddi bir rakipten bahsediyorsunuz demektir… Herkesin aşık olduğu üzere bu üç silindirli motosiklet 847 cc’den sürücüsünü gülümsetecek bir güç fışkırtıyor. Sürüş modları ise cabası ve gazı açınca atılıyor (ve bu mod ayarları Z1000’de ve GSX-S’de de olsaydı iyiydi).

“Yamaha Kazandı!” diye düşündünüz değil mi?

Kazanamadı.

Ne yazık ki yukarıdaki tüm iyi yönlerine rağmen Yamaha’nın eksikleri var. Birincisi Kawa ve Suzuki gibi gaz tepkileri konusu sorunsuz değil. En fazla Suzuki, sonra Yamaha, en az da Kawasaki’de bu sorun var (Honda’da sorun yok).

Ön taraf ise başka bir dert. Kıvrımlı yollarda performans sürüşü yapmak istiyorsanız Yamaha yanlış seçenek. Çözümü ise başka bir yay seti almaktan geçiyor. Yani ayarla falan düzeltmenin yolu yok; o derece başarısız ön süspansiyon; yazık…

Çok güçlü evet, ama sert gaz açışlarda ve üst devirlerde biraz kontrolsüz bir güç var. Bu zorlayıcı, hatta acemiler için tehlikeli. Yani güvensiz denebilecek bir yapısı var ve bu ona duyduğunuz güveni törpülüyor.

Bu olumsuz taraflarının yanında 09 kağıt üzerindeki gibi hafif ve atak. Şehir içinde ya da kıvrımlı yollarda şasisi sayesinde çok çevik, becerikli ve hızlı, atak. Bir taraftan diğer tarafa geçişi ise Honda’dan bile iyi (ki Honda bu konularda çok iyi). Koltuğu (selesi) uzun ve diğerlerine göre daha kolay bir öne arkaya kayma imkanı sağlıyor. Oturuş çok sportif değil, ayaklıklar aşağıda ve ileride, gidon da bu sınıf için biraz fazla geniş (uzun). Yani kendine ait bir dünyası var 09’un. Kötü değil ama bu sınıfın genel oturuş ve konumlanma oranlarına sahip değil; farklı, ayrı bir sınıf gibi.

Donanıma baktığımızda 09’un sürüş modları dışında bir olayı yok.

Bir yere kadar da ikna edici aslında. Sürersen dertleri unutursun diyor, ve bu yönüyle de saygıyı hak ediyor. Yamaha 2015’de 09’un beynini elden geçirdi ve daha yumuşak bir gaz tepkisi için düzeltmeler yaptı ama ön tarafa daha sert bir süspansiyon uyarılarını/taleplerini dikkate almadı.

Belki de bunu bilerek yapıyor Yamaha. Ucuza verdiği bir modelin gruptaki diğer babalarla kapışmasını istemiyor. Kim bilir, belki de bu sınıf için gizli tuttukları bir model daha vardır ve şimdilik bu ucuz 09 versiyonuyla bile buralarda rekabet edebildiğini göstermek istiyordur.

mcy0116_naked_graphic_yam

Neyse, ciddi olumsuzlukları olsa da 09 -hem de düşük hacmine rağmen- bu sınıfın ağababaları ile aşık atabiliyorsa buna şapka çıkartmak lazım…

YAMAHA FZ-09
847cc. | düz 3 silindir  | son viteste 80>120 km süresi: 3.5 saniye

Binlik Japon motosiklet naked kategorisinde başa güreşeceğini düşünürken 2016 modelindeki Yamaha eksik silahlarla gelmiş düelloya. Sonradan toparlasalar da o yıl için şaşırtıcı bir sonuç…


2016 Japon 1000’lik RR Yarış Motosikletleri Teknik Şemalar

Beygir Gücü

binlik japon motosiklet naked beygir gücü

Binlik Japon motosiklet hepsi, güç yakın olur diyorsunuz değil mi? İşte yukarıdaki grafik: “O kadar kolay değil!” diyor. Honda 107, Suzuki 140 beygir….

Görüldüğü üzere Suzuki (lacivert), diğerleri kadar düz bir çizgisi olmasa da en güçlü eğriye sahip: 140 beygir civarı güç var.
Denge, devamlılık ve güç birleşimi ise yeşilli Kawa’nın. Hem güçlü, hem kesintisiz ve dalgalanmasız bir güç geliyor: 120 beygir civarı güç var.
Honda bir klasik olarak Honda kalitesinde 🙂 En güçlü değil ama yeterli, kesintisiz ve çizgisel: 110 beygir civarı güç var.
Yamaha Honda gibi sorunsuz bir güç üretimi, devamlı ve kesintisiz artan güç fakat 5000 sonrası neredeyse dümdüz bir güç çizgisi var; işte bu huyu çok iyi: 110 beygir civarı güç var.

Tork

Herkes beygir gücüne baksa da işimizi tork ile yapıyoruz ve esas odaklanacağımız grafik burası.

2016 binlik japon motosiklet naked tork

Binlik Japon motosiklet güç demek ve tork söz konusu olduğunda o kadar fark yok çünkü işi tork yapıyor…

  • Suzuki: “Güçte bir dalgalanma hissediyorum!”
  • Honda: “Başladık mı durmuyoruz!”
  • Kawasaki: “Aç aç aç! Daha da fazla gazı aç!” Neredeyse kesintisiz lakin çok iyi ayarlı (3000 – 7000 arası esas gücün toplandığı yer ve bu bölge bizim en çok kullandığımız bölge, aferin Kawa)
  • Yamaha: “Üst devirleri seviyorum!”

Uzmanlara Sorduk: “Hangisini Alırdınız?

Sonucu belirleyen tek bir şey var: siz nasıl bir motosiklet istiyorsunuz? Değerlendirmemizdeki bütün modeller güçlü yönleri olan motosikletler ve sonucu sürücülerin beklemtileri belirledi. Yamaha 09 çıplak motosiklet anlayışının yeni felsefesi gibi görünüyor, uyarlanmak yerine sıfırdan yapılmış bir model ve ışık hızında tepkiler, hafifliği ile değişik bir sürüş keyfi var.

Ama ister huysuz 09’u, ister çarpıcı Z1000’i, ister gözleri yuvalarından uğratan GSX-S’i, ister aşmış bitirmiş CB1000’i seçin, hepsinde de keyifli bir sürüş yapacağınız ortada. Bunlar standardın üzerinde ve kendi karakteri olan makineler.

binlik japon motosiklet naked toplu önden

Test Sürücülerinin Yorumları

09 sahibi bir sürücü olarak GSX-S1000’in en eğlenceli ve kolay sürüşe sahip model olduğunu söylemeliyim. Rahat selesi ve sürüş pozisyonu ile GSX ile sürüş rahattı (Kawa için aynısını söylemek imkansız). Süspansiyon her şartta iyi iş çıkardı ve ne çok sert ne de yumuşak kaldı; her şartta tam olması gerektiği gibiydi ve motoru da en iyi hissettiren motordu. Gaz tepkisi konusunda biraz sorun vardı evet, elim alıştıktan sonra sorun yaşamadım. GSX-S1000 en iyisiydi, bu konuda şüphe yok.

Julia LaPalme
binlik japon motosiklet naked toplu viraj

Çıplak motosikletinizden  ne bekliyorsunuz? Pistte mi süreceksiniz, ya da performans sürüşü yapıp gazlayacak mısınız? Bir GSX-S1000 alın, söylenecek başka bir şey yok. Güzel havada pazar gezileri mi yapmak istiyorsunuz? O zaman mutlaka CB1000R almalısınız. Etrafı etkilemek istiyorsunuz ve taş gibi rahatsız süspansiyonu dert etmeyecekseniz Z1000 tam aradığınız motosiklet. Ben ise 09’u alırım. Evet, süspansiyon çok çok yumuşak, ayar da tutmuyor haklısınız. Yine de yağ akıcılığındaki motoru, hafif ve çevik yapısı, ve eğlencesi için Yamaha diyorum. Ucuz olması da cabası…

Zack Courts

Bu test bana yenisi çıktı diyerek eskisini kenara atmamak gerektiğini hatırlattı. Honda CB1000R uzun zamandır ortalıkta, bir takım elektronik özellikleri de yok; lakin o kadar iyi bir motosiklet ki… Çok dengeli, her şeyi çok oturmuş; o kadar eksiksiz, o kadar iyi bir motosiklet ki daha sık tavsiye etmemiz gerekir diye düşünüyorum.
Ama şunu da söylemeliyim: Bu testteki en iyi motosiklet: Suzuki’nin GSX-S1000’i. Ana sebep beygir gücü ve tüm gücü hissedebiliyor olmanız, fakat konumlamasını (rahatlığını, vücutla bütünleşmesi). O kadar rahat ve güçlü ki gaz kolundaki saçmalığını görmemeyi seçiyorum.

Marc Cook
binlik japon motosiklet naked toplu  ola

Görüldü: http://www.motorcyclistonline.com/naked-bike-comparison-honda-cb1000r-vs-kawasaki-z1000-vs-suzuki-gsx-s1000-vs-yamaha-fz-09-review

Suzuki ST250 E-Type

Suzuki ST250 E-Type kapak

Suzuki ST250 E-Type tam da ülkemize uygun bir model. 250 cc. klasik çizgilere sahip ve en önemlisi şık bir model.

TU250 modele kodlu bu Suzuki 1970’lerin çizgisini takip ediyor. Japonya’da retro adı verilen bu tarz motosikletler çok ilgi çekiyor hatta fabrika dışı aksesuar üretimi de çok canlı.

Suzuki ST250 E-Type turuncu

Suzuki ST250 E-Type 250 cc.’lik motor 19 beygir ve 21 Nm tork değeri ile iddialı değil ama kısa gezintiler ve şehir içinde son derece yeterli. Elektronik özellikleri olmaması basitliği, bu da sorunsuzluğu getiriyor. Güvenilir, sağlam ve kolay kullanımlı; piyasa da tam da aranan ve artık iyiden iyiye Çinlilerin doldurduğu bir pazarın gerçek efendisi olabilir halbuki…

Ve Serinin lafı: “Keşke Suzuki bu motosikleti getirse!” 🙂

Görüldü: Top 10 Japanese bikes that aren’t offered here – Page 3 – Motorcycle Top 10s – Visordown

Bu yazı Motosiklet Tanıtım kategorisinde yayınlanmıştır. Kategorinin tüm yazıları için buraya tıklayabilirsiniz.