Az geldi önce. “Ben daha iyi sürüyorum!” dedim. “Hocam puanımı kırdığı yerde hata etti. O pozisyonda şu vardı, bu vardı; ben ondan öyle yaptım, haklıydım?” dedim.
Dünya tanıyor hocalıklarını, ben “Yok!” dedim. “Yanlışlar abi” dedim.
Sonra sakinleştim.
Kendilerinden aldığım eğitimin her gün, her sürüşte beni nasıl değiştirdiğini fark ettim. “Gayet te iyi sürüyorum, ama sisteme uymuyorum. Lan nasıl uyayım, daha sistemi göreli ne ara oldu ki?” dedim.
“Bir de şu yönü var işin, ki haklı A.R.T.’çılar. Şimdi ilk yol kontrolünde 30 puan alırsan bildiğin gaza gelirsin.” dedim, “Uğur’lar, konuştuğumuz iyi sürücüler Aybars’lar, hocalar bile en fazla 20 puan alıyor bu sistemde. Kimse hocalara Uğur’a yakın sürdüğümü söylemeyez, benimki ne doyumsuz bir hırstır?” diyerek utandım.
“Sonra 40 ve üstü ciddi iyi puan” dedim. Açıklamaları okumadığım için oluyor bunlar, zira ben Türk’üm! Anlamak istemiyor(d)um çünkü 100 üzerinden 39 gibi çalışıyordu kafam.
“Çünkü ben bizi ufaklıktan alıştırdıkları gibi, iyi sürmek değil yüksek puan almak istiyordum…“
Bak 39’un açıklamasına:
“İleri seviyedeki bir sürücünün tüm özelliklerini sergileyen yetenekli bir sürücü.” + ” Ortalama bir sürücünün oldukça üstünde bir seviyede.” Hatta şöyle bir metin vardı puanımın dökümünün olduğu sayfada, açıklama olarak:
“Not: Bu kriterlerin hepsi de ”İleri Sürüş Teknikleri” ile ilgili, konu kriterleridir… Bu sebeple, değerlendirme puanlamalarınıza göz gezdirirken, kriter puanlamalarına, ”İLERİ SEVİYE SÜRÜŞ BECERİSİ” içinde kullanımlarının değerlendirilmesi olarak bakınız..”
Ve en sonunda da şunu fark ettim. Nelerde iyi olduğum değil, nerelerde zayıf olduğumu denetlediler. Toplam puana değil, puanı yüksek olmayan taraflarıma bakmam lazım benim.
Kötü puanlarımı görmek onlara değil bana yarayacak ve ben sistem öncesine göre daha iyi bir sürücüyüm (ama hoca yine de bir kaç puanımı gereksiz kırdı, o ayrı :))
Yağmurda Motosiklet Sürüş Tekniği Nasıl Olmalıdır?
Yağmurda motosiklet sürüş tekniği çok kısaca ifade etmek gerekirse: bildiğmiz teknikleri daha yumuşak, daha zarif uygulamaktır; olay kısaca budur.
Kısa kısa notlarımızı paylaşalım:
Yağmurun ilk 15-20 dakikası yolların en kaygan olduğu anlardır.
İlk ipuçlarını gözleriniz verecektir tabi bakmayı ve gördüğünüzü değerlendirmeyi biliyorsanız. Yağ lekesi, bazen zift yaması, kum değişik yüzey malzemesi, mazot neredeyse görülmez ufak bir parıltı gibi görülebilir (lakin bakarsanız görürsünüz).
Gölgeler tehlikeli bir engeli saklıyor olabilir, daha kötüsü yaratabilir. Çiğ yağan bir gecenin sabahı gölgede kalan bölümler henüz kurumamış olabilir ve güneş henüz üzerine düşmediği için parlayıp sizi ikaz etmesi de mümkün değildir.
Tecrübe size görünmeyen bölümlerde ki olası tehlikelerin varlığı hakkında bilgi verecektir.
Polarize güneş gözlüklerinden sakınınız bunlar parıltıları yok ederek sizin ikaz almanızı engelleyeceklerdir.
Koku almaya çalışınız.
Bilhassa mazot aşırı kaygan bir malzemedir. Mümkünse etrafından dolaşınız. Eğer üzerinden geçerseniz mümkün olduğunca dik ve yavaş geçiniz ve geçtikten sonra ihtiyatlı olunuz çünkü lastiklere sıvanan atık geçtikten sonra da bir müddet daha yol tutuşunuzu olumsuz yönde etkilemeye devam edecektir.
Kaygan Alanlara Dikkat!
Mazgal kapakları ve mazgal delikleri ıslandıklarında çok kaygandırlar.
Yol işaret boyaları birçok kereler boyandıkları için yükselerek neredeyse plastik gibi olurlar ve kaçınılması gereken kaygan alanlardır. Bilhassa ıslanınca çok kaygan olurlar.
Asfalt çatlaklarına dikkat ediniz. Bunlar bilhassa zift yamaları ile doldurulduğunda koyu siyah renkte bir iz yaparlar ki kaçınılması gereken yüzeylerdir. Bu yüzeyler bilhassa ıslakken dik geçilmeli üzerlerinde kıvırma, yatma yapmaktan ve sert gaz vermelerden kaçınılmalıdır.
Ön tekeriniz bir yol çukuruna düştüğünde o an ön frene dokunmaktan kaçınınız. Bu durumda ön teker bir miktar yanlayacağı için (negatif trail) ön freni sıkmak kazaya sebep olabilir.
Kum döküntüleri ve bilhassa killi çamurlarda kamyon ve diğer vasıtaların yaptıkları kaygan izler (oluklar) çok tehlikelidir. Bu izler lastiği adeta ters tarafa teperler. Buralarda da yavaşlayınız, motoru önceden dik konuma getiriniz ve mecbur olduğunuzdan fazla bir gaz verme işlemi yapmayınız.
Genellikle kavşaklar yağ döküntülerinin fazla olduğu yerlerdendir. Yine araçların yavaşlayıp sıra bekledikleri köprü, araba vapuru, fast food, benzin istasyonları bu tip yerlerdir. Ayrıca dönemeçlerin dış tarafları yağ ve lastik birikintilerinin fazla olduğu yerlerdir. Buralarda her an kaygan bir alana girebileceğinizi bilerek ona göre ihtiyatlı yaklaşılmalıdır. İhtiyattan kast edilen yumuşak gazlama ve fren, kıvırma ve kontra hareketlerinden kaçınma, motorun hızını kontrol edilebilir seviyelerde tutarak dik konum da sürüş yapmaktır. Tabi birde takip mesafenizi iki misline çıkarınız. Yine kaygan zeminlerin varlığını yeterince önceden görebilmek için ileriye bakış tekniğini uygulayınız ve gazı erken kesiniz. Yine kaygan zeminlerden geçerken elleriniz elcikler üzerinde rahat bir durumda tutuş yapmalıdır.
Islak Zeminde Sürüş Prensipleri
Bir çok sürücü için kaygan zeminde sürüşlerde büyük problem:
Lastiklerinin Tutunma Sınırlarını Bilememeleri ve
Frenleri Ne Kadar Sert Sıkabilecekleri Hakkında Kesin Bir Kanıya Sahip Olmamalarıdır.
Bir çoğu hızını gereksiz oranda azaltır. Halbuki yolun yüzeyi düzgündür ve tutunma yağışın başladığı ilk dakikalardan sonra iyileşmiştir ayrıca trafik yoktur, görüş iyidir.
Yağmurun yarattığı ıslak zeminlerde de olsa makul bir ilerleme hızı emniyet için gereklidir. Belki kuru zemindeki ilerlemeler kadar hızlı değil ama çok da yavaş değil. Trafikte diğer sürücülerle birlikte akmazsanız onlar sizi sıkıştırarak zor durumda bırakacaktır. Tabi uygun frenleme mesafesi bırakmayı ve ileriye dönük plan yapmayı ihmal etmemelidir. Islak zeminde önlem iyidir ama öbür sürücülere yük olmamak kaydıyla. Eğer yağmurda sürüşün limitlerini ve tehlikelerini biliyorsanız aslında çok zevkli bir sürüş olabilir.
Tutunmayı Araştırma
Yol tutuşu ıslak zeminde nasıl etkilenir?
Sağ duyunuzu kullanın. Yol yüzeyine bakın, yağmur uzun zamandır mı yağıyor?
Islak zeminler elbette kuru zeminlerden daha az tutunmaya imkan verir. Bu yüzden yatış açınızı azaltmak ve frenleme mesafenizi artırmak zorundasınız. Ama yol yüzeyini yıkayan yağmur, yüzey düzgünse ve lastiklerinizde iyi ise yoldaki yağlanma, asfalt gözeneklerin aşınmış lastik partikülleri ile kapanması gibi tehlikeleri de yıkayıp atacağı için size yol tutuşu açısından bir artı faktörde de sunar.
Yağmurda motosiklet sürüş tekniği sadece yavaşlamayı içermez. Aksine fark etmede, değerlendirmede hızlanmayı söyler. Daha çok bakın, daha çok görmeye çalışın; yol yüzeyine ayrıca dikkat edin.
Problem yüzey düzgün değilse ve kirliyse başlar. Yol yüzeyi konusunda sizin yapabileceğiniz bir şey yoktur. Olduğu gibi sürmek zorundasınızdır. Yol yüzey kalitesi bu günlerde kötüleşmekte ve düzgün yüzey bulmak neredeyse hayal durumunu almaktadır. Bozuk yüzeyler artık genelleşmekte sanki bir kural olmaktadır.
İleriye bakın. Yol yüzeyinin üzerine doğru ve ileri. Yüzey değişmelerini önceden fark edin ve gerekli önlemleri alın, reaksiyonlarınızı uyarlayın. Yol ortasındaki çatlaklar tehlike işaretidir. Renk değişmeleri yamalar veya derin çukurlar olabilirler. Bunlar tehlikelerdir. Parlak zeminler ıslak yamalardır genelde ve çok kaygandırlar.
Motorunuzun bazı yüzeyler üzerinde diğerlerinden daha fazla kaydığını göreceksiniz. Kuru olduklarında iyi bir sürüşe imkan veren bazı yüzeyler ıslanınca sürüşe hiç izin vermeyebilirler. Bazı yüzeyler ıslak yada kuru vasat bir tutunma sunarlar bazıları ise yarış pisti kalitesinde olabilirler. Zor duruma düşmeden önce hangisinin ne sunduğunu bilmek gereklidir.
Hangi Yüzeyler Islak Olunca Kaygandır?
Yağmurda motosiklet sürüş tekniği, aşağıdaki noktalarda daha da dikkatli olmamız gerektiğini özellikle vurgular. Altın kural: daha zarif, daha yumuşak komutlar verin.
Metal mazgal kapakları
Kedi gözleri (yola gömülen metal tiptekiler)
Beyaz boyalarla yada sarı boyalarla çizilmiş yol işaretleri
Katran dikişleri
Cilalı ve aşınmış yol yüzeyleri
Yapraklar ve diğer serpintiler
Yağlı ve mazotlu yüzeyler (kuru iken de kaygan olan bu yerler ıslanınca daha da kaygan olurlar. Gökkuşağının renkleri verirler).
Tüm yukarıda sayılanlar ıslanınca parlarlar. Bu sebeple genel olarak denebilir ki parlayan yüzeylerden kaçınınız. Bilhassa mazot yağmurda gök kuşağı renklerini verir ve çok tehlikelidir. Mazot döküntüsü dönüş yapan bir motorcu için büyük oranda kaza riski yaratır. Bu yüzden üzerinden geçilmemeli, bu mümkün olamayacaksa çok yavaş ve dik konumda geçilmeye çalışılmalıdır.
Trafik ışıklarının yada dur işaretinin olduğu alanlarda ki teker izleri arasında kalan bölgeler
Benzin istasyonu, sanayi çarşısı gibi alanlar ve bunların giriş çıkışları
Ağır vasıta trafiğinin yoğun olduğu yollar
Kavşak dönüşlerinde savrulmanın aksi yönündeki alanlar
Göbekli kavşaklar
Paralı geçiş gişeleri
Yağ ve mazot birikimlerinin çok olduğu aşağıdaki alanlardan olabildiğince sakınınız:
Tehlike asfalttaki mazottur. Avrupa Sürücüler Organizasyonu FEMA’nın yayınlarına göre motosiklet kazalarının %10 unun sebebi yola dökülen mazotlardır. Burnunuzu kullanın ve gök kuşağı renklerini yansıtan ıslak zeminlerden sakınınız.
Genelde yollar kısa bir yaz sağanağının ardından çok kayganlaşırlar. Kuru havalarda yoldaki yağ döküntüleri, aşınmış lastik partikülleri zemini zaten kaygan bir hale getirir. Kısa süren yaz yağmurları ise bu malzemeyi adeta sabunsu bir kıvama getirirler. Halbuki uzun süreli yağışlar bunları yıkayarak yüzeyi temizler ve yol tutuşunu artırır.
Yüzeylerdeki normalden fazla su miktarlarına dikkat ediniz.
Sel gelmesi yada aquaplaning denen ıslak kayma yada su üzerinde aracın yükselerek kendi gövdesi üzerinde kızaklaması olayı ile karşılaşabilirsiniz. Tepelerden ve vadilerden geçerken suyun yola getireceği çamur, çakıl gibi döküntülerin varlığını ön görünüz, bu size sürpriz olmamalıdır. Yoğun yağışların hemen sonrasında inişlerde yolların dip kısımları derin sularla dolmuş olabilir. Siz bu noktalara çok hızlı girerseniz kontrolü kaybedebilirsiniz. Bunun için direklere, yol işaretlerine hatta posta kutularına bakarak yollardaki su derinliklerini tahmin etmeye çalışınız. Topraklaşmış kil zeminler derin bir çukuru saklıyor olabilir, uzak durunuz.
Yoğun Yağmur Altında Sürüş
Yoğun yağmurda da motosiklet sürüş tekniği aynıdır, farkı daha da zarif, daha da yumuşak olmaktır; özellikle verdiğimiz komutlarda.
Görüş yoksa sürüş durmalı; görüş mesafesi düşmüşse tehlike çok yakında demektir. Sağa çekin, mola verin; sizden değerli bir sürüş olamaz…
Yağmur sürüşünün anahtarı düzgün sürüştür. Yumuşak hareketlerle sürüş yapılmalıdır. Ani yön ve hız değişimlerinden kaçınılmalıdır. Yumuşak düz sürüş yapmak, en az sayıdaki kumanda hareketleri ile sonuca ulaşmaya çalışmak en iyisidir.
Hızınızı düşürünüz. Sert frenlemelerden kaçınınız. Sürüş esnasında arka freni öncelikle kullanınız. Ön freni arka frenden sonra kademeli devreye sokunuz. Normal havalardakine kıyasla daha öne doğru oturarak ağırlığınızı ön tekere aktarınız. Bu lastiğin yere temas alanını büyüterek düz sürüş dengesine olumlu katkı yapar.
Yanlış yerde yanlış sürat yada yakın takip kötü bir fikirdir. Islak zeminlerde frenleme mesafeniz iki mislini çıkar bunu hiç unutmayınız. Fren yapmak yumuşak ve kademeli bir tarzda olmalıdır. Takip mesafesi iki misline çıkarılmalıdır. Süspansiyonlarınızı dengede tutmak yol tutuşunu olumlu yönde etkiler. Bunun derecesi sizi şaşırtacaktır. Ani ve sarsıntılı kullanışlardan kaçınınız.
Gaz verirken yumuşak olun ve vites yükseltmelerini erken yapın. Bu arkanın fazla gaz verilerek patinaja girme riskini önler ancak motor devrini de çok fazla düşürmeyin. Bazı motorların devri düştükten sonra tekrar canlanması zordur yüksek gaz oranı ister ki bu da motorunuzun spin atmasına(dönmesine) sebep olabilir. Bilhassa yol yamasına lastiği vurursanız ve arka teker boşta dönmeye başlarsa verdiğiniz bu ekstra gaz motoru ve tekeri beklenmedik şekilde sert bir şekilde döndürerek yamanın uzak kenarında dahi yol tutuşunun gerçekleşmesini engelleyebilir. Motoru, ıslak zeminlerde kendi uygun devir aralığının üst seviyesinde değil alt seviyesinde tutunuz. Mutlaka motor süratinizi yol süratinize uygun hale getiriniz. Bunun için vites küçültürken motor devrinizin farkında olunuz.
Islak Zeminde Dönüş
Doğru viraj tekniği kuru zeminde olduğu gibidir fakat bu tekniği doğru uygulamak yağışlı havalardaki ıslak zeminlerde daha bir önem kazanır. Tüm frenlemenizi düz bir hatta tamamlayınız, frenleri bırakınız, süspansiyonların yerleşmesine izin veriniz, yumuşak bir tarzda dönünüz, hafif gaz vermeyi unutmayınız. Bu gazlama düzgün olarak tüm dönüş boyunca sürmelidir, bu hareketiniz aynı zamanda dönüş sırasında geciktirilmiş dönüşe(yatışa) başlamak demektir. Bu durum arka tekeri yükleyerek ön tekerin döndürme işlevini yapmasına izin verir.
Debriyajı ve frenleri tamamen bırakmadan dönüşe başlamayınız. Dönüşlerde motoru fazla yatırmayınız. Bir üst vitesle kullanın ve takip mesafenizi artırınız. Sert, ani hareketlerden kaçının çünkü kaygan zemindesiniz. Motor freni yapmaktan kaçınınız. Ön freni sert kavramak onu bloke etmektir. Daha yumuşak bir sürüşle viraja girmenin en iyi yolu frenler ve debriyaj tam bırakılmış, ağırlığınız arkaya aktarılmış ve hafif bir gazlamayla beraber yapılan giriştir.
Yatmış durumda iken çok yumuşak ve düzgün bir şekilde gaz verin, motorun boşta gezinti yapar durumuna girmesini engelleyecek kadar. Çıkışta motoru dik konuma getirdikten sonra biraz daha fazla gaz verebilirsiniz. Dik konumda düz hatta giderken patinaja giren lastik kontrol edilebilir ama yatmış durumda bu aşırma düşüş(high-side) kazası demektir. Kuru zeminlerdeki dönemeçlere yavaş girip hızlı çıkmak tekniği ıslak zeminlerde geçerli değildir.
Tahmininizden fazla yatabilirsiniz. Ancak ani ve sarsıntılı hareketlerden kaçınmak gereklidir. Dönüş tekniği kuru zeminlerdeki gibidir sadece hattınızı daha geniş seçin ve hareketleriniz yumuşak olsun.
Bir çok sürücü yatışı erken yapar buda onların virajın ortasında hattan çıkmamak için fren yapmalarını icap ettirir. Doğru yatışa(dönüşe) başlama noktasına yaklaşırken psikolojik olarak geç kalınıyor gibi bir hisse kapılan sürücü panikle motoru doğru dönüşe başlama noktasından önce yatırarak dönüşe erken girer. Bu hareket ıslak zeminde kuru zemine kıyasla çok daha tehlikeli bir durumdur. Erken dönüşe başlamak yolun yarısından itibaren dönüş hattından sapmalara sebep olur. Islak zeminde yavaş gir hızlı çık kuralı geçerli değildir. Yatışa başladıktan sonra tekrar kalkışa kadar başka kumanda vermek durumunda kalmamak sizi bu iki nokta arasında tam bir doğru üzerinde tutar. Yatışla tekrar kalkış noktası arasında tekrar kumandalarla dönüşe müdahale zorunluluğu sizin iki nokta arasındaki gidiş yönünüzün doğrultusunu kırarak, müdahale noktasında itibaren gidiş hattınıza bel verdirir. Islak zeminde bu çok tehlikelidir.
Islak zeminde dönüş yaparken fren yapmak zorunda kalırsanız arka freni hafifçe kullanın ve ön frenle çok dikkatli olun. Ön fren daha fazla tutuş sağlayabilir ama kilitlerseniz kaza demektir. Arka ıslak zeminde kilitlenirse genellikle freni bırakıp debriyajı çekmede yeterince hızlı olabilirseniz motor hafif sarsılır ama high-side olmazsınız.
Açıklamalar
Apeks noktası: Dönüşün tam orta noktası. Çıkışın görüldüğü nokta. Apekslemek: Motoru yatmış durumdan dik duruma ve dik durumdan yatmış duruma getirmek.
Aquaplaning yada hidroplaning denen aracın su birikintisine girmesiyle yerden kesilmesi olayını tetikleyen başlıca faktörler şunlardır:1. Lastiklerin genişliği, 2. Lastik diş derinliğinin azlığı, 3. Düşük lastik havaları, 4. Motosikletin hızı, 5. Suyun derinliği
Not: Bu durumda frenlere dokunmadan gaz tamamen kesilerek lastikler tekrar yerle temas edeceği alana girinceye kadar motosiklet yere dik konumda tutulmaya çalışılmalıdır.
Yağ (zincir ve şase) [ yağlar hakkındaki yazılarımız için buraya tıklayın ]
Yan ayak
Hayatınızı ortaya koyarken bunların biniş öncesi kontrolünü ihmal etmek budalalıktan da öte bir düşünce eksikliğidir. Hidrolik boşalmış olabilir, lastikte çivi olabilir (lastik henüz inmemiş olsa da), servisten çıksa da tahliye tapaları gevşek olabilir. Birkaç saniyenizi ayırmak sizi büyük dertlerden koruyacaktır.
Diğer hayati parça yani sürücü için ne demeliyiz? Sürüşe hazır mısınız? Haleti ruhiyeniz (psikolojiniz) uygun mu? Yeterince dinç ve ayık mısınız? Giyiminiz uygun mu? İnsan faktörünün kazalardaki etkisi önemli bir yer tutmaktadır.
İçmeden önce alınan az alkol tüm uyarılara rağmen uyulmamakta ısrar edilen “Alkollü araç kullanmayınız” kuralının sürekli ihlal edilmesidir. Bir kadeh bile mahsurlu iken birkaç kadeh içip ve en az iki saat geçmeden motor sürüşüne kalkışmak otoriteler ne kadar uğraşırsa uğraşsın sürücülerin bir çoğunun ihlale devam edeceği yanlış bir davranış olarak ilk sırada yerini koruyacak gibidir.
İlaçlar
Tabi bir de kullanımı kanun dışı ilaçlar var. Bunları kullananlar zaten bu tip yazıları da okumayacaklardır. Peki normal ilaçlar? Soğuk algınlığı için aldığımız bir ilaçla bile motor kullanılmamalıdır. Kullandığımız ilaçların sürüş yeteneği üzerindeki etkilerini bilmemiz gerekmektedir. Bu motor olsun diğer araçlar olsun aynıdır. Bu ilaçların reçete ile satılmaları bedenimizin ve zihnimizin üzerindeki yan etkilerini değiştirmeyecektir.
Oksijen ve Yorgunluk
Kapalı garajda karbon monoksit gazına maruz kaldıktan sonra motor kullanmak, yada solventli bileşiklerin kokularına maruz kaldıktan sonra motor kullanmak. Bu malzemeye eldivensiz temas etmeniz bile sizin bedensel uygunluğunuzu etkileyecektir. Yüksek irtifalarda da bir müddet sonra bedensel değişimler başlayacaktır. Bilhassa viraj alışlarınız esnasında bazı problemlerin başlaması kaçınılmazdır. Yada bedeninizin limitlerini göz önüne almadan seyahat planları yapmışsanız motor üstünde uyuya kalmanız sürpriz olmamalıdır.
Uzun müddet motor sürüşleri bitkinlik yaratır. Bu süreç sizin öngörebileceğinizden çok daha önceleri başlayabilir. Çünkü siz rüzgar direncini hesaba katmış olabilirsiniz ama rüzgar sesinin de yorucu bir etken olduğunu düşünmemişsinizdir, titreşimi hesaba katmışsınızdır ama sizin bedeninizin bu titreşim karşısındaki reaksiyon şeklini tam bilemezsiniz, gürültülü egzozlarınızın güç artışı sağladığını ve fark edilirliği (duyulurluğu) sağladığını bilirsiniz ama sesin volümünün bedeniniz üzerinde yorucu etkileri olduğunu bilmiyorsunuzdur. Size çarpıp geçen rüzgarın bedeninizi serinletirken bir müddet sonra normal ayakta dururken olduğundan çok daha hızlı bir tempoda kurutacağını bilmeyebilirsiniz. İyi bir ön cam, kulak tıkaçları ve kask ve tabi sessiz egzozlar yüksek sesin beyninizi tüketen olumsuz etkisini bertaraf edebilir. Sesli egzozlar için kaza önleyici diyenler görünür olmanın duyulmaktan daha önemli olduğunu unutmasınlar, esasen bu ses daha çok başkaların etkilemek için kullanılıyor sanki.
Yaz günleri yada kış günleri uzun seyahatler planlıyorsanız ilk gününüzde uzun seyahatlerden kaçınınız. Bırakınız ilk gününüz ısınma günü olarak kalsın. İkinci üçüncü günlerde yoğun mesafeler yapmanız doğru olacaktır. Seyahatiniz esnasında hafif şeyler yiyin. Ağır yiyecekler uyku getirir. Suyunuzu susamadan önce içiniz. Grupla birlikte seyahatlerde seyahat planlarınızı daha gevşek tutun, ara molalar daha fazla olsun. Bir sürücü tüm grup için tehlike oluşturabilir.
Ruh Hali
Öfkenizi evde bırakın. Gerekiyorsa size yol vermemekte direnen bir sürücüyü takibi terk ederek güvenli bir yere çekip o vasıtanın uzaklaşmasını bekleyiniz. Unutmayın büyük devamlı haklıdır. Önemsemeyin daha doğrusu onları muhatap almadan savuşturunuz. Öfke ve benzer şekilde korkunun motor sürücülüğünde yeri yoktur. Yüksek stres seviyesi size hata yaptırır. Nabzınız yükseliyorsa hemen kenara çekin ve tekrar yola çıkmadan iyice sakinleşin. Esasen bu tavır tüm vasıta sürücüleri için, bisiklet dahil, geçerlidir. Herkesin bu şekilde düşünememesi ne kadar kötü.
Her neyse dostlar kısacası siz motora binmeden önce gidonu seledekine bağlayan somunların da ne çok gevşek nede çok sıkı olmadığından emin olunuz.
Motosiklet gözle tarama yaparak sürülür biliyorsunuz. Peki bunu nasıl yapacağız? Cevabı şöyledir:
Gözlerinizle her yeri taramak için;
İleriye bakın (yolun görebildiğiniz en ileri noktasına),
Aynaları kontrol edin,
İleriye bakın,
Yol kenarlarını ve yüzeyini kontrol edin,
İleriye bakın,
Sürat göstergenize bakın…
ve yeniden tekrarlayın.
Bu döngü 7 ile 10 saniye arasında tekrarlanıyor olmalıdır.
İleriye bakarken önünüzü görürsünüz
Sanırım meseleyi anladınız; ileri bakmanız şart. İlk başlarda biraz zorlanacaksınız kabul. Çekineceksiniz çünkü önünüzde olan biteni kaçıracak gibi hissedeceksiniz.
Fakat şunu bilin ki ileriye bakınca önünüzü yine de göreceksiniz.
İnsan gözü “alan derinliği” denen bir özelliğe sahiptir. Yani derinlik algısıyla birlikte görüyoruz. Demek oluyor ki siz en ileriye baksanız bile en ileri nokta ile arasını da göreceksiniz. Beyniniz ileriye bakarken gidon seviyenizden itibaren her şeyi görecektir. Kısacası en ileriye baksanız bile önünüzde bir tehlike oluşursa göreceksiniz.
motosiklet gözle tarama beceriyi tehlike yaşamadan geliştirmek için alıştırmalarınızı ilk olarak Kapalı Alanda çalışmaya başlayın. Daha sonra şehir dışı ıssız, sakin bir yolda çalışın ve en sona şehir içini bırakın. Şehir içi sıkışık hatta karmaşa dolu olduğu için en sona bırakmak akıllıcadır.
Görünürlük motosiklet dünyasındaki en önemli olgulardan biridir. Dolayısıyla bu bölümde görünür olmanın yollarını sizlerle paylaşacağız.
Motosiklet görünürlük konusunda şanssız bir araç. Trafikteki diğer hiçbir sürücü motosikletleri görmüyor. Dolayısıyla motosiklet görünürlük açısından öne çıktığı oranda daha güvenli hale gelecek.
Birinci güvenlik kuralımız “Gör” ve “Görünür Ol” kavramları etrafında şekillenecek.
“Gör” kısmını zaten bakış, SIPDE gibi başlıklarda daha önce incelemiştik. Şimdiki konumuz ise “Görünür Olmak”, peki görünür olmak ne demek?
Bildiğinizi üzere motor kıyafetlerinin hepsinde yansıtıcı alanlar (reflektör) vardır. Biz ise bu alanları daha da arttırmak tercihindeyiz. Daha doğrusu olmalıyız. Bunun için elimizde değişik imkanlar var.
Bif dediğimiz unsur hem maliyetinin düşük olması; hem de fark edilmeyi en çok arttıran seçenek olması yönünden birinci öneri olarak yer alır.
Reflektör
İkinci tavsiyemiz ise reflektörler. Bunları da hayli ucuza temin edebilirsiniz. Güzel tarafı istediğiniz her yere uygulayabilmeniz olsa da büyük alanlarda uygulamak zordur ve çok kalıcı değildir. Hoş sık sık değiştirmenin büyük bir maliyeti yoktur. Bu konuda size bir diğer tavsiyemiz reflektörleri iyi markalardan almanızdır. Ya büyük motosiklet markalarının, yada 3M gibi markaların ürünlerini alınız; zira bu ürünlerin yansıtma ve parlama oranları verdiğiniz paranın karşılığını almanızı sağlar.
Reflektörleri:
çizmelerinize,
kaskınızın arkasına yanlarına
deponuzun yanlarına
ön çatalların alt kısmına
jantlarınızın iç yüzeyine koymanız görünürlüğünüzü ciddi derecede arttıracaktır.
Motosiklet doğru devri belirli bir aralıktır ve idealde, sürüş boyunca belirli bir devrin altına düşmemeniz gerekir.
Motosiklet acemisi iken vitesi elimizden geldiğince çabuk değiştirmeye özen gösteririz. Oysa bu yanlıştır.
İlk başlarda, özellikle 0-50 km/saat aralığında kullanıyordum motorumu.Motorun devrini mümkün olduğunca düşük tutmaya çalışıyordum. Yani vitesleri mümkün olduğunca çabuk değiştiriyordum diyelim buna.
Daha sonraları Bora ile sohbet ederken bana şöyle söyledi:
Motoru öyle bir viteste kullanmalısın ki gazı kestiğinde motor burun düşürüp, kompresyona (sıkıştırma gücü ile fren) düşüp hız kesmeye başlamalı.
Böylelikle sadece gaz verip keserek trafiğin akışına uyabilir ve mesafeleri ayarlayabilirsin (tabii ki bunu önünüze değil, ileriye bakarak yapacaksınız).
Motosiklet doğru devri nasıl bulunur?
Kısaca şöyle söyleyebiliriz:
Motorunuzun çevirebildiği devre bakın ve bunu ikiye bölün, bulduğunuz rakam verimli bölgenin alt sınırıdır.
Hangi viteste olursanız olun, ideal seyir devriniz kabaca bu alt sınırın üzerinde olmalıdır. Motorunuzu o devirlerde tutmaya çalışın. Alttaki fotoğrafta da görebilirsiniz.
Doğru devir neden önemli?
Motor dediğimiz yapı belirli bir devirin üzerinde yeterli güç üretir. Motosikletin en büyük avantajı olan çeviklik, gücün ortaya çıktığı devirlerde gelir ancak. Artı olarak motosiklet motorları düşük hacimden yüksek güç üretmek için yüksek devir çevirirler. Yani motosiklet motoru, yüksek devir çevirmesi için üretiliyor.
Fark edeceksiniz ki, yüksek devirlerde motor kullanmak yakıt tüketiminizi arttırsa da daha akıcı ve daha kontrollü bir sürüşe imkan tanıyacağı için gazla daha az oynayacak ve tüketiminizi düşüreceksiniz.
Motosiklet sürüş tekniği, sistem dediğimiz zaman: SIPDE ya da TATKU tekniği ile sürüyoruz demektir.
SIPDE tekniği, araba kullanmaktan farklı olarak motosiklet kullanıcısının bir radar gibi çevresini ve yol şartlarını her an tarayarak olası tehlikeleri daha ortaya çıkmadan fark etmek, tanımlamak, önceden hazır olarak kazayı savuşturmayı veya kaçınılmaz durumlarda olası en az hasarı almayı amaçlar.
Motosiklet Sürüş Tekniği, Sistem Ne Demek?
S.I.P.D.E. bir kısaltmadır ve ingizlicedir. Türkçe ifade etmek gerekirse SIPDE:
Tara,
Tanımla,
Öngör (tahminde bulun),
Hazırlan,
Karar Ver ve son olarak,
Uygula olarak açıklanabilir.
Şimdi bu adımları örnekleme yoluyla açıklayalım.
SCAN: T a r a
Yola çıkıldığı andan itibaren yolu ve çevresindeki her unsuru devamlı surette taramayı ve farkında olmayı içeren adım.
IDENTIFY: T a n ı m l a
Algıladığımız her parçayı sınıflandırmayı (bu önemli, şu önemsiz) ve işe yarar bilgileri kullanılmak üzere ayırmayı sağlayan adım (park etmiş duran araç önemsiz / karşıdan karşıya kırmızıda geçip yolumu kesen yaya önemli gibi).
PREDICT: Ö n g ö r ü d e B u l u n
Önemli bileşenle ilgili olasılıkların gözden geçirilmesi ve tehlikeyi /riski tanımlamayı içeren adım. (kırmızıda geçip yolumu kesen yayaya ulaşmadan durabilirim / oraya kadar durmak için zamanım yok korna çalarak uyarayım gibi)
DECIDE: Ka r a r V e r
(kırmızıda geçip yolumu kesen yayaya ulaşmadan durayım mı? / oraya kadar durmak için zamanım yok korna çalarak mı uyarayım?)
EXECUTE: U y g u l a / H a y a t a G e ç i r
Verilen kararın uygulanması.
SIPDE tekniğini kullanarak trafikte ilerlediğimizi varsayarsak, ve önümüzde bir araba var ise, yapmamız gerekenler:
Önümüze değil İLERİYE bakmayı, (arabaya değil, geleceğe, yani yolun ilerisine bak)
gözlerimizin devamlı olarak çevremizi taramasını, görmek için değil etrafımıza bakmak için kullanılmasını, (kenardaki kıza baka kalma, gözlerini sabitleme)
çevremizdeki her şeyi tek tek tanımlamayı ama büyük resmi görmeyi (tüm çevremizi bir bütün olarak görmeyi), arabanın arkasına değil çevresine de bakmayı,
diğerlerinin bizi görmesini sağlamayı (korna çalarak, far yakarak, devir çevirip motoru bağırtmayı)
ve kutulanmamayı içerir (kutulanma ayrıca şurada anlatılmaktadır).
Bu yazı Sürüş Teknikleri Kategorisinde yayınlanmıştır, kategorinin diğer yazıları için buraya tıklayın.