En güzel scooter: NMOTO Golden Age

NMOTO GOLDEN AGE-kapak görseli

Modern ama altın çağın modelleri kadar güzel scooter

Golden Age, altın çağ demek. Eskilerin asr-ı saadet dedikleri, büyülü zamanlar. Her şeyin daha lezzetli, daha keyifli olduğu rüya gibi güzel zamanlar. İkinci Dünya Savaşı sonrasında hakim olan özgürlük duygusu, başarının gururu ve sınırsız büyüyen ekonomi sayesinde çok kolaylaşan yaşam şartları, altın zamanlar olarak anılıyor. Bu dönemde, özellikle Avrupa’da, Vespa ve benzerleri çok ünlü olmuş ve tasarımda güzellikte zirveye çıkılmıştı. İşte Golden Age o zamanları hatırlatan bir görünüm vaat ediyor bizlere.

Golden Age bir skutır modeli mi?

Golden Age aslında bir motosiklet değil, bir görünüm (kaporta) kiti. Parçalar, montaj talimatları, civatalar BMW C 400 X’e uygulanmaya hazır şekilde satışa sunuluyor.

Görsellere kanmayın, kitler boyasız olarak teslim ediliyor. İlginç değil mi fakat o kadar güzel ki yine de değer dedirtiyor. NMOTO akıllıca bir hamle yaparak özel kalmasını sağlamak için bu kiti sadece yüz adet yani sınırlı sayıda üretmeye karar vermiş. Bu başarılı bir satış stratejisi olduğu kadar Golden Age’in koleksiyonluk bir model olmasını da garanti altına almış şimdiden.

En güzel scooter dedim çünkü -önden görünüşü hariç tutuyorum şimdilik- her noktasını çok beğendim! Sele şekil olarak, renk olarak çok çok şık… Sele arkasındaki parça da arka tekerleri örten çamurluk da oranlar da boyutlar da çok güzel duruyor.

Ön tarafta ise itirazı çok net: eşek kadar BMW böbreği… Ben 90’lı yıllarda genç oldum ve o zamanın tasarımlarını çok daha estetik buluyorum. BMW böbreği büyüte büyüte, abuk bir görünüşe sahip oldu. Nmoto, biraz da bakar bakmaz BMW olduğu anlaşılsın için yapmış olsa gerek ama tasarımın kalanıyla uyum içerisinde olduğunu söylemek güç. Biraz daha küçük olsaydı keşke diyeyim ve bu konuyu kapatalım.

Fiyatı ne?

Kit fiyatı 7900$. Fiyat yüksek zira bu bedel, temel alınan C400X kadar ödeme demek. Kaldı ki daha boya masrafı var… Kısacası hayli pahalıya geldiği ortada. Eder mi o kadar? Dünya üzerinde sadece yüz adet olacağı için bu fiyatı eder diyorum.

İlgililer için teslimat 2021 Ağustos ayında başlayacak. Ön sipariş için 3.950 $’lık, iade edilebilir bir depozito alıyorlar.

Alır mıydım? Şayet kaç-kaç kullansaydım evet. En güzel scooter derken samimiydim çünkü, gördüğüm en güzel scooter bu. Ha o kadar paran var mı derseniz tabii ki yok ama maksat tarafımız belli olsun 🙂 Scooter büyük kolaylık olsa da ben hafif naked ya da ufak enduro modelleri şehir için daha rahat buluyorum. Neden derseniz, motosiklet kavramı benim için, bacaklarımın arasında depo olması demek. Bir şekilde rahatsız buluyorum fakat tabii ki bu benim alışkanlığım.

Peki BMW C 400 X nasıl bir scooter?

C 400 X şehirli bir kaç-kaç. Anahtarsız giriş, standart olan ısıtmalı koltuk ve ısıtmalı elcikler var. BMW Motorrad Connectivity adındaki sistem de ekstra değil; bu sistemle Bluetooth üzerinden navigasyon, çağrı yönetimi ve müzik desteği var. ABS ve ASC ve TCA güvenliği yüksek seviyeye çıkarıyor ve onlar da standart.

Sıvı soğutmalı, tek silindir, 350 cc. motor 7.500 dev/dk.’da 34 beygir (25 kW) güç ve 6.000 devirde 35 Nm tork üretiyor. Azami hızı 140 km. olan C 400 X, CVT şanzımanlı. Önde 120/70 R 15, arkada ise 150/70 R 14 tekerler var. Frenler ise önde 265 mm. çapında çift diskli ve 4 pistonlu. Arkada ise tek disk var. 265 mm. çaplı tek pistonlu. Her iki fren BMW Motorrad ABS’ye sahip. Koltuk yüksekliği, yüksüz halde 30,5 inç yüksekliğinde. Yüksüz ağırlık, tam dolu yakıtla 204 kg. ve 12,8 litrelik bir depo var.

Bu yazı Motosiklet Tanıtım kategorisinde yayınlanmıştır; kategorinin diğer yazıları için buraya tıklayabilirsiniz.

İlgilenenler için Nmoto Golden Age sayfası burada (tıkla)

MOTO MUCCI HUSQVARNA TE 570 özel yapım motosiklet

moto_mucci-husqvarna-te570-custom

Çok amaçlı bomba: HUSQVARNA TE 570

mucci - 1978-honda-cx500-4

Husqvarna custom motosiklet için giderek artan bir ivmeye sahip. Moto Mucci de çok güzel bir Husky çalışması ile sahnemizde bu defa. Dave Mucci daha önce de ilk icraatı CX500 ile ses getirmişti. Honda’nın ikiz V motoruyla yaptığı tasarımla kendini ispatlayan Mucci: “Çok da iddiası olmayan, düşük bütçeli, bir turlayıp geleyim türü bir motosiklet yapmak istemiştim.” dediği “iddiasız” motosikleti ile ünlü olacak kadar kabiliyetli.

Dave’in başarısı tabii ki tesadüfi değil; kendisi endüstriyel tasarım diplomalı. Şu da bir gerçek ki Dave lezzet sahibi bir göze ve bakışa sahip.

Sitedeki Husqvarna yazıları için buraya tıklayabilirsiniz

CX sonrasında atölyesi Moto Mucci’nin müşterilerle dolmasına şaşırmamak lazım. Davve yoğunluktan şikayetçi değil ama sıkı çalışırken de kendisine bir model daha yapacak zamanı ayırmakta zorlanmış. Fakat bu defa daha çok zaman ayırdığı, daha büyük harcama yaptığı ve en önemlisi biriktirdiği bir çok fikri uyguladığı bir model bu.

TE 570’nin ana fikri araziye ve dolayısıyla her şarta uygun bir motosiklet olmasıymış. CX Şikago sokaklarında gezinmek için yapılmıştı fakat şimdi Portland gibi arazi sürüşlerine uygun bir coğrafyada yaşıyor yani ihtiyaçlar ve sürüş şartları değişmiş durumda.

“İşlerim daha azla yetinen, daha sade bir tarza evriliyor ve Husqvarna TE 570 uygun altyapıyı sunan bir model olarka öne çıktı.” diyor Dave. “Husqvarna’nın süsten, gösterişten uzak tasarımına sahip, günümüzün en arı-saf-sade altyapısı bu:

Sade, saf ve basit

Tek silindir, marş motoru yok, akü yok, orta sehpa yok, hatta direksiyon kilidi bile yok.

Bütün ana parçalarda çelik yerine alüminyum kullanan Husqvarna, krank dengeleyici mili bile sökmüş. Sonuç: su soğutmalı, aşırı titreyen 55 beygir ve 118 kilogram ağırlık.

Altı vitesi ve sürüş karakteri ile kötü yollarda bile deli gibi giden bir motosiklet.

“Fabrika çıkışı hali plastikle doluydu. Bunları söktükten sonra kafamda motosikleti baştan tasarlamaya başladım. Husqvarna’nın TE altyapısı arazi ağırlıklı, ben de kafamda ve bilgisayar üzerinde arazi ve asfalta uyumlu olacak tasarımları denemeye başladım.

Süpermoto karakteri için her iki tarafta da 17″ teker seçilmiş ve alçaltma yapılmış, ön disk de büyütülmüş. 2001 model TE 570 Shinko 705 tekerleklerle 320 mm.’lik ön fren diskine kavuşunca iş daha ciddi değişikliklere gelmiş.

Plastik depo istenmediği ama çelik de ağır olduğu için CR360 model bir Husqvarna’dan alüminyum depo alınmış. Değişen depo radyatörlerin de yerinin değişmesini gerektirmiş. Dave Mishimoto marka tek radyatörle işi çözmüş ve sıradışı bir yer seçmiş 🙂

Arka tarafa doğru da birkaç mühendislik numarası sergilenmiş, motosikletin görsel merkezini oluşturan sele ve depo altı alt çerçeve elde yapılmış. Bu değişiklikle sürücü biraz daha ön tarafa alınmış, bu da daha kontrollü bir sürüş ve arka teker önünde görsel bir ferahlama sağlamış: “Bu çözüm, aynı anda bir çok diğer parçanın da yerleşim ve montaj sorunlarını çözmüş oldu.

Egzoz da estetik şekilde sele altına alınmış. Egzozun bitişi ile selenin açısının örtüştüğünü gözden kaçırmayın, çok güzel bir çözüm… Renkler de motosikletin dengeli ve sade görünümü için doğru tonlarda kullanılmış.

Nitelik ve tarz tesadüf değildir

Her şeyin bu kadar uyumlu olmasının sebebi Dave’in yeteneği değil; eğitimi. Endüstriyel tasarım mezunu olan Dave her şeyi önce kağıda çizerek başlamış işe. Çizdikçe sorunları görmüş ve mühendislik yaklaşımla bütün parçaların sorunlarını çözdükten sonra sayısal ortama geçmiş (tıpkı eski mühendisler ve mimarlar gibi). Bir sonraki adım bilgisayarda son görünümü oluşturmak olmuş ve dükkanın duvarına asmış çıktıyı. Sonrasında da metal parçalar için üretime geçerek devam etmiş.

“Bir çok bileşeni önce CAD’de çözdüm. Çizerken açıları ve eğimleri oturtmuş olmam beni gereksiz denemelerden kurtardı ve yeni parçaları üretirken hata yapmamı da en baştan elememi sağladı.”

Değişiklikler sadece görsel tarafta olmamış. Motorun sıkıştırması arttırılmış ve Surflex marka debriyaj seti eklenmiş. Çelik egzoz ve K&N filtre ilavelerini beslemek için de Dell’Orto karbüratörün akışı arttırılmış.

Motosikleti alçaltmak için de hesap-kitap yamış Dave. Kendi ağırlığına, kanyon sürüşlerine uygun ayar için motosikleti alçaltmış. On santim kadar alçalma olmuş ve kalan yirmibeş santim servis yolları için yeterli olmuş. Ön tarafta Öhlins marka, Ninja ZX-10R’dan alınma gidon amortisörü var 🙂 Sele yüksek yoğunluklu süngerden yapılmış.

Tüm bu değişikliklerden sonra Husqy570 hem güzel görünen hem de deli gibi giden bir motosiklet olmuş. Dave: “3500 kilometrelik deneme sürüşünden sonra 570 hafif, sağlam, teker yapmayı çok seven bir motosiklet olduğunu kanıtladı. Portland için uygun ayarlara sahip ve buraları evi olarak görüyor. Artık sipariş almaya başlayıp müşterilerim için üretmeye başlayabilirim.

Teknik özellikler

  • 1973 model Husqvarna CR360 deposu
  • 320 mm EBC marka ön fren diski
  • Süspansiyon, özel üretim yaylar, ön yükleme ve ön ve arka valf ile 10 santim alçaltma
  • El yapımı alt çerçeve (şasi)
  • Özel ikiye bir paslanmaz çelik egzoz
  • Özel paslanmaz çelik radyatör koruması
  • Surflex alüminyum debriyaj
  • K&N filtreli Dell’Orto PHM40 karbüratör, elle modifikasyon ve akış ayarı
  • 17 ”Husqvarna SM450R jantlar
  • Husqvarna SM570R üçlü kelepçeler
  • Mishimoto radyatör
  • XVision LED sürüş bölmesi ışıkları
  • Supernova LED arka lambası/sinyalleri
  • Kawasaki ZX-10R Öhlins direksiyon amortisörü
  • ASV ayarlanabilir kollar
  • Biltwell Inc. Kung-Fu kulpları
  • Özel alcantara ve vinil koltuk
  • Shinko 705 lastikleri: ön 120 / 70R17, arka 150 / 70R17
  • Yeni valfler, kılavuzlar, halkalar ve contalara sahip katlı silindir kapağı
  • 40T Arka dişli
  • Golan yakıt valfi
husqvarna te570 özel yapım custom motosiklet karda

Daha fazla bilgi için Moto Mucci resmi web sitesine bakmak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.

Bu yazı Özel Yapım/Custom kategorisinde yayınlanmıştır; kategorinin diğer yazıları için buraya tıklayabilirsiniz.

Ustalara Saygı: Wrenchmonkees Vintage

wrenchmonkees tanıtım makalesi
wrenchmonkees atölye-1


Özel motosikletler yapmak hayalinizdeki iş gibi görünüyor olabilir, ancak gerçekler acıdır… Hayatını sanat ya da zanaattan kazanan çok az sayıda insan var ve övgüyü hak ediyorlar. The Wrenchmonkees de bu ender örneklerin müstesna olanlarından. Gelin, kendilerini biraz daha yakından tanıyalım.

Wrenchmonkees efsane olmuş, uluslararası üne sahip bir atölye. Giderek ivme kazanan vintage, özel yapım, custom motosiklet piyasasının en eskilerinden olan bu Danimarkalı ikili ödüllere boğulmanın haricinde sektörlerini en çok etkileyen ve yaptıklarıyla piyasayı şekillendiren adamlar.

Wrenchmonkees’i bilmeyenler için kısa bir özet geçerek başlayalım. Bu iki adam atölyelerini ilk açtıklarında ne custom motosiklet çılgınlığı ne de hazır parça pazarı yoktu. Pek talep de yoktu aslında. Bu yüzden başlarda hayli zorlanmışlar. Çok güzel motosikletler yapabileceklerini bilseler de ünlü değildiler ve müşterinin dediğini yapmak zorundaydılar.

Fakat vazgeçmediler. On yıl kadar neredeyse karın tokluğuna çalıştıktan sonra kelimenin tam anlamıyla patlayan markaları ortalığı hayli karıştırdı. Şans sadece hazır olanlara güler. Wrenchmonkees hazırdı. Biat etmemişler ve on yıl çile çektikten sonra kurallarını kabul ettirebilmişlerdi…

Wrenchmonkees özel yapım custom motosiklet piyasasının ilk büyük markası olabilir lakin farklı yanları ilk olmak değil. Gerçekten elle yapılan parçalar ya da her seferinde “şık” motosikletler üretmeleri de değil: Wrenchmonkees özel yapım kavramının “özel” tarafını tanımlayan atölye. Her makinesi ayrı bir ruha sahip, üreticilerin adet ve maliyet sınırlandırmalarına takılmadığında motosikletin ne kadar güzel bir makine olabileceğini gösteren öncüler bu ikili.

Evet başarılı bir hikayeleri ve geçmişleri var ama Per ve Nikolas’ın heybelerinde hala açığa çıkmamış çok şey var. “Sırada ne var?” diye sorduğumuzda: “Daha çok motosiklet üretmek, daha çok parça yapmak, yeni ortaklarla yeni işler yapmak, yeni kıyafetler hazırlamak!” diye cevap veriyorlar. Minnettarız çünkü kendi yolunu açan, benzersiz şeyler yapan ve sonraki herkesi etkileyip ilham veren çok insan yok.

O halde: son on senenin özel Wrenchmonkees tasarımlı motosiklet modellerinden seçmeler

Wrenchmonkees motosikletilerine numara veriyor. Her modeli numarasıyla sitelerinden bulabilir ve daha ayrıntılı inceleyebilirsiniz.

Monkee #11: Gorilla Punch, 2008

O aralar tüm modifiyelciler Honda CB750 yapıyorlardı evet ama Wrenchmonkees CB’yi alıp bambaşka bir şey yaptı.

Gorilla Punch adını verdikleri motosiklet şık, sadeleştirilmiş ve muhteşem oranları ile rüzgar gibi esti. En önemlisi de Wrenchmonkees’in ciddiye alınmasını ve ufak atölyelerinin dünya çapında duyulmasını ve hak ettikleri saygıyı görmelerine vesile oldu.

wrenchmonkees-kawasaki-z970

Monkee #18

Street tracker’ların revaçta olduğu bir dönemdi. Atölyeden çıkan şey ise alışdık renk paletlerinden farklı bir turuncu oldu. Yine de ilk bakışta Wrenchmonkees diyebileceğiniz bir motosikletti ama bu defa özgün 750 cc.’lik motoru da ciddi modifiye etmeleri dikkati çekti: motor 970 cc.’ye çıkmıştı. Bu seviye geliştirme zordur ama becermişlerdi. Sadece görüntü değil teknik de vardı yani bu adamlarda 🙂

Üstelik bu litrelik motoru piyasada ndeğil, kendi hazırladıkları parçalarla büyütmüşlerdi. Nasıl, iyi değil mi? Silindir gömleği, pistonlar hatta üst egzantrik dahil kendi tasarımları idi…

#18 Wrecnhmonkees’in teknik becerisini tartışmasız seviyede ortaya koyan bir model, hem de çok güzel görünüyor.

wrenchmonkees-honda-monkey-custom

Monkee #27

Neredeyse hiç bir özelliği olmayan bir Honda CX500 alın ve üzerine biraz Wrenchmonkees tozu serpin!

Ufak bir model ama bir sürü yeni tasarım fikri ile geldi #27. Bir tarafı bobber, bir tarafı café racer ama yırtıcı da görünüyordu. Wrenchmonkees’in tercihleri ve çizgileri sonraki yıllarda bir çok özel üretici tarafından da takip edildi.

wrenchmonkees-kawasaki-w650

Monkee #35

Bu Kawasaki yorumu daha sonra bir çok motosiklette kullanılan bir tarz oldu. Başka bir deyişle çok kopyalandı 🙂

Wrenchmonkees aynı zamanda parçalar üreten ve satan bir firma. Monkee#35’de kullandıkları parçalar bu modelle bir çok kişi tarafından satın alındı ve Kawasaki W650 projelerin gözde motosikleti oldu.

Bu arada yine Wrenchmonkees tarzı yine sahnede: uçuk renkler, sade ama şık tasarım…

wrenchmonkees-bmw-r100rt

Monkee #40

Eski BMW boksörleri bu piyasanın her zaman gözdesi olmuşlardır ama bu R100RT zamanının en çok konuşulan modellerinden biri oldu. Wrenchmonkees sonrasını da getirdi gerçi ama koyu mavi depo ve gümüş çerçevesi ile yine çok güzel bir model olarak tarihteki yerini aldı.

Bazıları aşırı sade bulabilir ama bana göre yeterince parçası var 🙂 

Monkee #55: MonkeeFist (maymun yumruğu demek)

Yamaha’nın Yard Built programı custom ve modifiye dünyasının en güzel işlerinden birisi olabilir. Yard Built’in başladığı Yamaha XJR1300 de öyle, zaten proje de XJR1300 ile başladı. Aslında XJR son derece güzel bir motosiklet ama Wrenchmonkees bir şekilde onu daha da çekici hale getirmenin yolunu bulmuştu. Çok fazla şey yapmamış gibi görünse de ayrıntılardaki fikirler ve ayrıntılar çok etkileyici.

wrenchmonkees-laverda-750

Monkee #59

Laverda 750 ilk resimlerini gördüğünüzden itibaren kendine has tarzıyla: “Aferin” dedirten bir modeldi. Wrenchmonkees’in daha da azını arayan ve ham görünüme yönelen tarzının estetikle birleşimi Laverda’da yerini bulmuş gibiydi. Depo, tasarımın merkezi ve güzelliğin zirvesi olsa da tıpkı arka tekli süspansiyon gibi özgün tasarımda olmayan ilavelerdi.

“Ama nasıl olur, depo orijinal değil mi?” dedirtiyor değil mi?

wrenchmonkees-yamaha-sr400

Monkee #60: Gibbonslap

Yamaha SR400, Yamaha ile ortak yapılan ikinci Wrenchmokees projesi idi. Alman parça ve kit üreticisi Kedo ürünlerinin kullanıldığı #60, SR400 üzerine inşa edilen en iyi özel yapımlardan birisi olduğunu da söyleyeyim. Bu Yamaha’nın basit görünümü sizi yanıltmasın, neredeyse her şeyi baştan yapılmış durumda.

Kedo bu projede kullanılan parçaları kit (takım) olarak hala satıyor; bilginize.

wrenchmonkees-triumph-thruxton-900

Monkee #68

Temel alınmış olan Triumph Thruxton scrambler adı verilen motosikletler için çok da uygun görülmezler ama Wrenchmonkees yine umulmayanı başarmış 🙂

Monkee #81

Hollandalı üretici REV’IT! en son çılgınlık modeli Kawasaki H2’yi Wrencmonkees’e teslim ederken akıllarından ne geçiyordu bilinmez.

Ama sonuç gösteriyor ki bu adamlar her türde motosiklet ile harikalar yaratabiliyorlar. #81 kesinlikle H2 gibi görünmüyor fakat fabrika üretimi gibi de bütüncül, estetik ve yırtıcı görünüyor.

wrenchmonkees-kawasaki-h2

İşte Wrenchmonkees kısa özeti böyle.

Bu arada kendi adlarıyla motosiklet kıyafetleri de ürettiklerini söylemeyi unutmayayım: https://wrenchmonkeesapparel.com/ adresinden ulaşabilirsiniz.

Wrenchmonkees | Facebook | Instagram

Bu yazı Makaleler kategorisinde yayınlanmıştır; kategorinin diğer yazıları için buraya tıklayabilirsiniz.

Özel yapım Triumph: Jerolamo

Special Mr Martini Showroom

Triumph benim sevdiğim bir marka. Custom özel yapım işleri de seviyorum biliyorsunuz 🙂 Special Mr. Martini serisi buldum geçenlerde, özel yapım Triumph, custom işleri içerisinde çok iyi bir örnek olmuş.

Special Mr. Martini biraz kaçık bir İtalyan ve aşmış… İşte dükkan! Sanat galerisi gibi değil mi? 🙂

Special Mr Martini Dükkan

İşte böyle bir bekleme odası var 🙂 Daha dışarıdan, girişten ve içeri girer girmez gördüklerinizden etkilenmemek mümkün mü?

Special Mr Martini Showroom

“Yahu dükkan böyleyse, bu adamların yapacağı motosiklet ne biçim olur?” demez misiniz? Dersiniz tabii ki…

Web sitesini yazının sonunda paylaşacağım, bir göz atmayı ihmal etmeyin. Ama şimdi şu iki Triumph’a bir göz atın

İlki siyah renkli 2014 model bir Triumph

Özel Yapım Triumph Jerolamo, “özel yapım” tanımının hakkını veriyor. Parçalardan ve boyadan fazlası bu motosiklet.

İkincisi, ilki yetmemiş olacak ki 2017 modelden yapılmış ve adı:

Jerolamo Jermain

Web sitesi: burada

Bu yazı Özel Yapım Custom kategorisinde yayınlanmıştır; kategorinin diğer yazıları için buraya tıklayabilirsiniz.

Enduro Jawa Projesi

Jawa Özel Yapım, sağ yandan arkadan

Jawa Arazi Motosikleti

enduro Jawa, 1960 yılı dergi tanıtım sayfası

Daha önce hiç enduro Jawa gördünüz mü?

Yan tarafta 1960 yılından bir motosiklet dergisi sayfasını görüyorsunuz.

Yazıda hayli ilginç bilgiler var. 250 ve 350 cc.’lik Jawa’lardan bahsediyor ve 1959 yılı Avrupa Motokros Şampiyonasındaki Jawa’nın aldığı üçüncülük, dördüncülük ve beşinciliğe atıf yapıyor. Teknik bilgilerin de yer aldığı sayfa standart modellere göre yapılan değişiklikleri de yazmış ama Engin Bey’in amacı sadece görselliği değiştirmekmiş tabii ki 🙂

Jawa uzun yıllar Avrupa’nın büyük üreticilerinden birisi olmuş önemli ve hayli eski bir firma. Günümüzde satışlarına Hindistan’da devam eden Jawa’nın web sitesi burada.

Jawa’nın sahibi Engin Yapıcı, “Tip 557” olarak geçen modeli görmüş ve beğenmiş. Zaten yıllardır: “Şöyle bir Jawa alsak da toparlasak ne güzel olur.” diyen ama bir türlü denk getiremeyen Engin Bey, nihayetinde bir gün temiz bir Jawa bulmuş ve aklında yer etmiş olan enduro Jawa projesi için aynı zamanda arkadaşı olan Serkan Ünverdi’ye ait Retro Art Custom‘a teslim etmiş motosikleti.

Henüz tüm işleri bitmemiş olsa da gövde işleri tamamlandığından görüntüsü son haline yaklaşmış emektar Jawa’nın. Ben Retro Art Customs’a uğradığımda gördüm ve tabii ki hemen fotoğrafladım 🙂

Sonuç mu? Galeride görüldüğü gibi:

Son hali olmadığını daha önce söylemiştim; bitince tekrar fotoğraf ilave ettiğimde görüşmek üzere.

Bu yazı Özel Yapım/Custom kategorisinde yayınlanmıştır; kategorinin diğer yazıları için buraya tıklayabilirsiniz.

1975 CB750 Kahve Yarışçısı

ESKİNİN LEZZETİ: CB750 CAFE RACER’A DÖNÜŞ

Honda CB750 cafe racer, 25 yaşındaki Nick Hooper’ın hepi topu üç yıllık “kişisel motor hikayesinin” sonucu. Nick bu işin yenisi olabilir, buna mukabil bu mükemmel orantılı Honda CB750’ye bakarak uzun yıllardır bu işle uğraşıyor sanabilirsiniz.

197 Honda CB350_k4

Nick müzik yapımcısı ve gitarist. Bir arkadaşının gazıyla birkaç yıl önce ilk motosikletini almış ve bu bir Honda CB350 olmuş. Küçük Honda’sına neler yapılabilir görmek için YouTube videoları ve forumlara dalarak başlamış işe.

Bu arada motosiklet sürmeyi de pek sevmiş ve birkaç ay sonra, daha esnek ve kabiliyetli bir motosiklet istemiş: Ducati Panigale 899 satın almış 🙂

“Tam bir şok idi!” diyor, “Ama yaşlı Honda’mın hissini de hemen özledim. Aklımda hep eski bir motosiklet sürmenin özlemi vardı.”

“Bir gün, birkaç şarkısını düzenlediğim ve kayıt ettiğim bir müşteriyle konuşuyordum. Bana yağmurlu havada çarpışmadan kaçınmak için akla karayı seçtiği eski CB750’sini anlattı. Motosikletini satmayı düşündüğünü söyledi, ben de bana borcunu motosikleti ile ödemesini teklif ettim.”

“Başlarda niyetim sadece motoru yenileyip (motosikleti değil, motoru) bir kaç kahve yarışçısı dokunuş yapmaktı.” diyor “Ama baktıkça elimdekinin ne kadar özel bir makine olduğunu keşfettim ve iş ciddiye bindi.

CB750 yüz bin kilometreye yakınmış. Bu yüzden Nick motoru baştan aşağı elden geçirmiş, silindirler dahil yenilenmiş. Egzoz olarak da MAC Performance marka dörde bir bir sistem tercih etmiş.

İşte o çok beğenilen son susturucu.

“Garip ama insanların en sevdiği kısım da egzoz oldu.”

Nick, elektrik tesisatını da yenilemiş ve Motogadget m.unit’e geçmiş. ve Antigravity lityum-iyon pille çalışan bir sistem yapmış. Tüm bunlara yer olmadığı için de gövdeye ilave alanlar yapmış ve sistemi içlerine yerleştirmiş.

1975 honda cb750 cafe-racer depo ve kafa üstten

Nick, iş Honda’nın ön takımına geldiğinde, ölçüleri tutan Suzuki GSX-R çatalını tercih etmiş. Arka taraf normalden bir inç kadar yüksekte ve bu CB’ye daha agresif bir duruş kazandırıyor.

Elleri değmişken GSX-Rden ön frenlerini de almışlar. Bu değişikliklerle ciddi bir performans artışı ve sürüş değişikliği gelmiş tabii ki ve emektar CB750 günümüzü yakalamış.

Jantlar için, Nick, bir özgün değerlerden daha geniş 17” janta geçmiş. Bu noktada bir şeyi özellikle söylüyor: “Dunlop Sportmax lastik taktım zira Ducati sürerken geniş temas alanı ve yüksek kaliteli, iyi yol tutan lastiğin önemini çabucak fark ettim”. Arka tekerlek ise dengelemek için 160lık lastik tercih edilmiş.

Kahve Yarışçısı Tarzı

Estetik açıdan, Nick’in hedefi göz alıcı ama aynı zamanda sade ve ölümsüz bir çizgi yakalamaktı. Bunun bir kısmı, gerekli olmayan şeylerden kurtulmak, olanı mümkün olduğunca gizlemek ve iskeleti şasiyi) mümkün olduğunca öne çıkarmak anlamına geliyordu.

Nick, fabrika çıkışı CB750 yakıt deposunu tutmuş ama deponun bitiminden itibaren selenin daha öne çıkacak şekilde görünmesi için değişiklikler yapmış. Dikişler bir klasik olarak elmas deseniyle tamamlanmış.

İstenen yan görüntüye ulaşmak için ön tarafın depoyu geçmemesi istenmiş. Bunun için de elciklerle biraz uğraşmışlar. Tutturmalı clip-on) elciklere geçilmesi bunun için gerekmiş hatta daha da aşağıya inebilmek için elcikleri ters takmışlar 🙂

Bu yazı Motosiklet Tanıtım ve Özel Yapım Motosiklet kategorilerinde yayınlanmıştır.

Görüldü: https://www.bikeexif.com/1975-honda-cb750-cafe-racer

Özel Yapım – BAVARYALI BOBIR: TITAN BMW R50/3

Özel Yapım BMW R50/3

Bobır (bobber) türü motosikletler 1930’lardan beri varlar. Bob Kob, yani Bob’un usulü tanımından geliyor bu isim. Daha fazla hız için kesip biçmek, gereksiz parçaları çıkarıp hafifleyip daha hızlı gitmek demek. Günümüzde de bu tür hala heyecan uyandırıyor, hatta Triumph talebi karşılamakta zorlanıyor (Triumph Bonneville Bobber modeli).

BMW ise, arkası kesilmiş bu tarza çok uygun bir tasarım anlayışına sahip değil. Ama Avusturyalı bu makine kendine has tarzıyla takdire değer. Hatta çok ses getiren özgün BMW R5 Hommage modeli karşısında bile gururla duruyor.

Özel Yapım BMW R50/3, adı bu ama yapım hikayesi fazlasıyla ilginç: Bu başarılı BMW bobırı yapan atölyenin ismi: Titan, Avusturya Graz şehrindeki ufak bir üretici. Kendi çaplarında keyif alacakları projeler yapıyorlar. Ama bu defa “Boksör motoru Harley usulü motosiklete uyarlayacağız.” diye bir hedef koymuşlar ama kolay olmamış 🙂

Özel Yapım BMW R50/3 Titan Bobber, göl iskelesinde sağ yandan

Titan işe, beklentileri tanımlayarak ve mühendislik hesapları yaparak başlamış. Sonra da tespitlerinden geriye giderek eski modeller arasında taleplerini karşılayabilecek kadar güçlü altyapısı olan modellere bakmışlar. Yani önce: “Şu, şu, şu olacak, şu değerleri tutturacak her şey bitince.” demişler ve o değerler için gerekli değişikliklere uygun bir şasi ve model aramaya başlamışlar. Açıkçası eldekinden hayale gitmek yerine, hayale uygun altyapı aramak çok akıllıca bir iş.

Sonuç olarak BMW’nin zengin model çeşitliliğinden 1956-vintage R50/3 şasisinde karar kılmışlar. Sonrasında motor ve vites kutusu için 70 – 80 arası modellere bakmaya başlamışlar. R75/7 model, uygun fiyata bir BMW bulduklarında ise kaçırmamışlar. Teker göbeği, motor ve vites kutusu da R75/7 modelden alınmış ve 56 şasiye aktarılmış.

Bavarian Bobber: Titan’s extraordinary BMW R50/3

Ön tarafta modern Wirth yaylar kullanılmış. Özel Yapım BMW R50/3 ama gördüğümüz gibi şasi başka bir modelden, bu yüzden: şasiye uydurma aşamasında da 9 derecelik ön açı tutturacak Alman AME Chopper mesnet kiti tercih edilmiş. Kaplama için de ünlü Avusturya’lı atölye Blechmann ile çalışılmış. 70 saati aşan el yapımı kaplama ile ön çatallar son haline gelmiş. Tekerleklerde de ince işçilik var, özgün göbekler elden geçirilmiş ve sıfır 18 inç jantlara uygun hale getirilmiş. Lastikler klasik Avon Mk II.

Bavarian Bobber: Titan’s extraordinary BMW R50/3

Eskinin lezzetini sevdikleri için hayli eski bir modelden yapmak istemişler projelerini. Fakat günümüzün konfor ve güvenlik beklentileri de işi zorlaştırmış. En basitinden o kadar eski motosiklet modellerinde arka süspansiyon yok 🙂

Bavarian Bobber: Titan’s extraordinary BMW R50/3

745cc.’lik boksör motor Siebenrock Big Bore Kit ile büyütülmüş ve 1070 cc. hacme ulaşmış. Bu haliyle 70 beygir güç verecek hale ulaşmış. Boyası komple soyulmuş ve yüksek ısılı fırın boya ile boyanıp R50/3 şasiye oturtulmuş. Yeni egzost kaplaması ise seramikten, mat ve çok asil duruyorlar. Son susturucu bölümündeki parlak metal kısım ise gerçekten göz alıcı…

Görüldüğü üzere her parçası için uğraşılan bir delilik özel tasarım motosiklet işi. Teknik ihtiyaçların haricinde lezzet içinse, en iyilerle ama ne istediğinizi anlayacak zanaatkarlara ihtiyaç var.

Özel Yapım BMW R50/3 Titan Bobber, Göl iskelesinde sol yandan fotoğraf
Özel Yapım BMW R50/3 Titan Bobber Depo

Elektrik tesisatına gelince tamamen yenilenmiş. Böylece eskiden gelen sıkıntılar bertaraf edilmiş, üzerine de yeni marş sistemi ilave edilmiş.

Diğer bileşenler ise Motogadget m.unit kontrol kutusu, Motoscope Tiny analog hız ölçer, Daytona lamba, LSL gidon, m.switch kontrol düğmeleri, Sguardo gidona monte Rizoma sinyaller olarak seçilmiş.

Bavarian Bobber: Titan’s extraordinary BMW R50/3
Detaylar, sanat eseri kadar güzel hale getirmiş depoyu.

Depo ise sıfırdan elde yapılmış. Ve bence sanat eseri kadar güzel olmuş. Metal yan plakaları, deri diz dayama alanları ile çok şık çok asil gmrünüyor. Mavi çerçeve boya hattı ise alüminyum ve deri renkleri ile çok çok iyi uymuş. Çok güzel iş…

Özel Yapım BMW R50/3 Titan Bobber depo detay

Sele de özel yapım ve çok şık. Denizin öte yakasından Yunan Autostop hazırlamış seleyi. Zaten Autostop bu konuda ünlü.

Özel Yapım BMW R50/3 Titan Bobber Sele

Muhteşem diyebileceğimiz ayrıntılarla bezeli bu motosiklet bu güne kadar gördüğümüz en özel, en başarılı özel tasarımlardan biri. Titan, gerçekten takdire değer bir iş yapmış.

Özel Yapım BMW R50/3 Titan Bobber Karda fotoğraf çekimi
Fotoğraf çekimleri bile üst düzey 🙂

Yazıda geçen markalar ve adresleri: Titan Motorcycle Company | Facebook | Instagram | Images by Klemens Koenig Photography

#BMW #motosiklet #Bobber #custom

Bu yazı Özel Yapım Custom kategorisinde yayınlanmıştır. Diğer yazılar için buraya tıklayınız.

Motosiklet kaskı boya

Motosiklet Kaskı Boya kuru kafa kask

Motosiklet kaskı boya ini uygun değildir. Sebebi kaskın dış kabuğunun üretildiği malzemenin boya ile zayıflamasıdır.

Bu sebeple kaskların boyanması tavsiye edilmez.

Hatta üreticilerin rengi, kabuk malzemesinin içine üretimde dahil etmesinin ve boya yerine yapışkan naylonlarla şekil-renk vermesinin sebebi budur.

İçinde solvent (ki Türkçesi “çözücü” demektir) bulunan her malzeme (buna boya da dahil) kaskın dış kabuğu ile etkileşime girer ve kabuğu zayıflatır.

Boya için yapılacak zımpara -bir tık da olsa- kabuğu inceltme demektir.

Hoş bu konuda başka sorunlar da var, elinizden düşürdüğünüzü kaskın da koruma seviyesi azalır, beş seneyi aşmış kasklar da artık yaşlıdır ve düşük korumaya sahiptir, kafaya tam oturmayan kask düşük seviyede koruma sağlar vb.

Sonuç olarak: “Motosiklet kaskı boya yapılırsa çok zarar verir mi?” dersek: yeni, kafayı ilk alındığında sımsıkı tutacak kadar doğru beden-süngerdeki (normalde kask içi süngerlerinin de bedenleri var), düşmemiş kaskı boyar isek evet; diğer şartlarda o kask zaten yeterince korumuyor, boyasak da aynı şey diyebiliriz.

Yine de esas olarak üreticinin kararı geçerlidir. Mesela Arai, kasklarının boyanabileceğini ve çıkartma yapıştırabileceğinizi söylüyor.

Sprey kullanarak plastik kaplama?

İlgili yazı burada. Motosiklet kaskın ucuza, hızlıca kendiniz de kaplayabilir, rengini siyaha çevirebilirsiniz.

E O Kadar İnsan Paintbrush Falan?

🙂
Cevabı biliyorsunuz…

Kask Renk Atması ve Güneş

Ülkemizde güneş fazlasıyla güçlü. Güneş altında kalan nesnenin iki-üç senede renginin atması normaldir. Özellikle motosikletten inince depoya, aynaya asılan kaskın rengi iki senede atar; normaldir. Kaskınızı mümkün olduğunca güneşte bırakmayınız.

Tavsiye yazılar

Sonuç

Tüm kask yazılarımız ise burada.

Hayır, kaskın dış kabuğu boya ile zayıflar. Boyanmaması tavsiye edilir.
Yine de esas olarak üreticinin kararı geçerlidir. Mesela Arai, kasklarının boyanabileceğini ve çıkartma yapıştırabileceğinizi söylüyor.

Evet, airbrush boyadır.
Yine de esas olarak üreticinin kararı geçerlidir. Mesela Arai, kasklarının boyanabileceğini ve çıkartma yapıştırabileceğinizi söylüyor.

Boyamak yerine çıkartma/sticker tavsiye edilir.
Yine de esas olarak üreticinin kararı geçerlidir. Mesela Arai, kasklarının boyanabileceğini ve çıkartma yapıştırabileceğinizi söylüyor.

Boyamaya karar verdiyseniz bir de sprey ile folyo kaplama seçeneğiniz var. Yazısı burada (tıkla).

Bu yazı Özel Yapım ve Tamir/Bakım kategorilerinde yayınlanmıştır.

CB900 BOL D’OR – VTR Customs Özel Yapımı Motosiklet

VTR Customs CB900-BolDor Custom Arka

VTR Customs Honda CB900 Bol d’Or

Honda’nın sevilen, efsane olmuş motosiklet modellerinden birisidir Bol D’Or. Aşağıdaki galeride özgün halini görebilirsiniz.

İşte bu da yukarıdaki modelden yola çıkarak yapılmış VTR Bol D’Or; çok güzel olmuş değil mi? 🙂

Bu yazı “Özel Yapım Motosikletler” kategorisinde yayınlanmıştır, kategorinin diğer yazıları için buraya tıklayınız.