Euro 4, Euro 5 ne işe yarıyor?
Euro 4 ve 5 egzoz emisyon standartları. Tabii ki anlamadık değil mi 🙂 Böyle bilgi verilmez diyerek hemen Türkçesini yazayım: yayılım ölçütü. Aslında standartı, dilimizde “ölçün” kelimesi ile karşılıyor ama “herkesin uymak zorunda olduğu kural” diyebiliriz. Burada yayılım ile kasıt edilen egzozdan çıkan, havaya yayılan zararlı maddeler.
Euro-1 düzenlemesi ilk olarak 1999’da yürürlüğe girdi. Euro-1, motosiklet ve mopedlerden kaynaklanan emisyonları (kirlenmeyi) azaltmak için yürürlüğe girdi. Girmesiyle de Avrupa’da satılacak her motosikletin uymak zorunda olduğu bir Avrupa standardı belirledi. Euro-2, 2003’te, Euro-3 2006’da, Euro-4 2016’da ve Euro-5 2020’nin 1 Ocak tarihinde yürürlüğe girdi.
Euro düzenlemesi işe yarıyor mu?
Hem de nasıl! Euro 1’den bu yana hidrokarbon (HC) ve nitrojen oksit (NOx) emisyonları % 96,6 oranında, karbon monoksit (CO) emisyonları ise % 92,3 oranında azaldı, bu tabii ki doğa için çok iyi bir haber. Avrupa Birliği çevre ve halk sağlığı için zararlı gaz yayılımını azaltmak adına bu adımı atmıştı. Dünyanın en büyük pazarlarından birisi olan Avrupa’da satış yapabilmek için tüm üreticiler bu zorlamalara uydular.
“Neden en baştan en azı zorlamadılar?”
Her Euro düzenlemesi ile egzoz kaynaklı kirlilik izni daha da aşağı çekiliyor. Kademe kademe olmasının sebebi sanayinin hazırlanmasına imkan sağlamak idi. Mevcut durumu iyileştirmek için gereken teknolojik gelişim ve yatırımlar için zaman tanındı. Üretici firmalar kendilerine tanınan zaman içerisinde hazırlandılar. Hazır olamayanlara da Avrupa Birliği ülkelerine ihracat yapma izni verilmedi.
Euro normları adetli satılan, trafiğe çıkma izni olan tüm motosikletler ve mopedleri kapsıyor. Çok az motosiklet kapsam dışında tutulsa bu modellerin satış adetleri çok az. Kısacası tüm motosikletler demek mümkün.
Sadece Avrupa değil, tüm dünyada işe yaradı
Üreticiler için aynı motosikletin Euro 5’e uyan ve uymayan iki farklı türünü üretmek gereksiz maliyet. Bu sebeple Avrupa pazarı için sağlanan teknolojiyi tüm pazarlarda kullandılar ve Euro 5 standartları tüm dünyada geçerli oldu. Gerçi KLR 650 gibi istisnalar olsa da çok büyük oranda geçerli strateji bu yönde.
Euro normlarına uymak kolay değil
Egzozdan çıkan gazları çevreye daha az zararlı hale getirmek teknik olarak karmaşık bir süreç. Kabaca anlatırsam, egzozun içine filtre (katalitik konvertör denen şey) takarak yanma sonrası açığa çıkan gazları hapis etmektir. Tabii ki bu filtre gazların çıkışını zorlaştıran bir etkide bulunuyor. Serbestçe akmak yerine filtreden geçmeye zorlanıyor bu gazlar. Bu da egzozun sıkıştırmasını, gaz akış miktarı ve hızını değiştiriyor.
Üstüne üstlük motosiklet motorları, otomobil motorlarından daha karmaşıktır. Daha yüksek devirlidirler ve daha verimli olmak için (sınıra daha yakın) ayarlanmışlardır. Az hacimden yüksek güç üretmek için dünya kadar yenilik, ayar yaparsınız ve yeni norm için taktığınız ilave filtre ile gücün bir kısmı egzozun içinde yitip gider (işte bu yüzden performans peşinde koşanlar katalitik konvertör iptali yapıyorlar).
En önemlisi de egzoz motosikletin büyücek bir parçasıdır. Göze hitap edecek şekilde olmalıdır ki motosikletin görünüşünü bozmasın. İşlerin karıştığı yer de burası, arabadaki gibi gizli değil ortada ve “güzel” görünen bir egzoz istiyoruz değil mi? 125 cc.’lik bir motosiklet için bile görünüm çok önemlidir. Ağırlık önemli bir etkendir. Isınması kontrol altında olmalıdır gibi gibi gibi… Durun daha 125 cc’deyiz 🙂
Euro’ya uymak güce de etki ediyor
Örneğin, Honda Fireblade egzozu son derece karmaşıktır ve ünlü Akrapovic ile ortaklaşa tasarlanmıştır ki istenen başarıya ulaşılsın. Ağırlığı azaltmak için titanyumdandır, ayrıca daha yüksek devirlerde egzoz gazlarının serbest akışına izin vermek için değişken valf (kapakçık) vardır. Bu teknolojinin bir kısmı performans, bazıları uyum için ve bazıları her ikisi için de geçerlidir! Örneğin hafif (ve pahalı) bir malzeme olan titanyumu, büyüyen katalitik dönüştürücünün ağırlığını dengelemek için kullanıyorlar. Tabii ki ses de güzel çıkmalı ama filtre bu konuda da baş belası. Sesi önce boğup sonra gür ve güzel çıkması ciddi mühendislik hesabı istiyor.
Yeni düzenlemelere uymak için markalar akıllı (değişken) kapakçık (valf, sübap) çözümlerine öncelik verdiler. Bu teknoloji ile kapakçıkların motor devrine göre değişen açılıp-kapanma zamanları ayarlanıyor. Bu sayede orta devirlerde Euro standartları tutturulurken yüksek devirlerde daha çok emme ve daha rahat çıkış sağlanarak performans sağlanıyor.
Motorlar neden büyüyor hiç düşündünüz mü?
Egzoz gazındaki zararlı maddeleri azaltmanın bir diğer yolu aynı gücü ve torku daha büyük motor hacmiyle elde etmektir. Daha büyük hacim aynı değerleri daha düşük devirlerde üretirken daha az zararlı gaz çıkarır. Ülkemizde büyük hacim daha fazla vergi demek olduğu için işimize gelmese de motor hacmi büyütmenin sebebi de bu. Büyük motor demek daha ağır demek. Bu da toplam ağırlığı tutmak için daha pahalı olan malzemeler (magnezyum, titanyum, alüminyum gibi) kullanmak demek.
Euro 4’den beri ses seviyesi ve güvenlik gibi ölçütleri de dahil
Euro mevzuatı çevre kirliliğiyle başladı ama zamanla güvenlik ve gürültü konularını da dahil etti. Euro-4 motosikletler yan reflektörler, plaka boyutu, göstergelerin ve ışıkların konumunu kapsayan mevzuata da uymak zorunda. Euro-5 sabit haldeyken ve yoldaki gürültü seviyelerini de kapsama aldı (kuru tip debriyajlar bu yüzden artık yok). Euro-5 ayrıca tekleme tespitini de kapsar, yanlış ateşlemeyi tespit etmek için daha fazla algılayıcı (sensör) gerektirir. Kısacası Euro normları piyasayı her anlamda
Bu yazı https://www.honda.co.uk/engineroom/bikes/euro-5-explained/ adresindeki bilgilerden yola çıkılarak hazırlanmıştır
Önerilen yazılar
Bu yazı Diğer/Genel ve Makaleler kategorilerinde yayımlanmıştır