Güvenlik Tavsiyesi Görsel dizimizde bu defa motosikletin trafikteki hızı konusunu işliyoruz
Trafik, akış halindeki araçlar bütünüdür.
Dolayısıyla motosikletin trafikteki hızı da trafiğin akışıyla uyumlu olmalıdır.
Motosiklet trafikte hız ayarlaması yaparken birinci öncelik diğer araçlar kadar hızlı, diğer araçlar kadar yavaş olmalısınız; yani aynı hızda akmalısınız.
Hızı ayarlamak neden önemli?
Motosikletinizin hızını ayarlayın, Trafiğe ve Akış Hızına Uyun… Motosikletin hızını ayarlamak sadece yol şartlarına göre olmaz. Trafik tanımının içinde yoldaki diğer araçlar da var.
Önemli olan, motosikleti, güvenli sürmektir. Bunun için trafikle birlikte “akmak” gerekir. Aslına bakarsanız tanım olarak trafik, yol üzerindeki araçların ve yayaların birlikte uyum içerisinde hareket ettiği durumdur.
Şayet herkesten yavaş gidiyorsanız, trafiğin akışını, uyumunu bozuyorsunuz demektir. Bu keyfinize kalan bir tercih değildir; aksine güvenliğinizi düşüren, başkaları için de tehlike yaratan bir hatadır.
Motosikletin hızını ayarlamak yola, diğer araçlara, hava şartlarına hatta kendi şartlarımıza uygun olmalıdır. Özellikle uzun sürüşlerde hızı yol şartlarına ve yol boyunca devam edecek sürüş güvenliğine göre ayarlamak zorunludur; unutmayınız.
Motosikletin trafikte ideal hızı nedir?
Tabiidir ki sürüş planlaması bazen (her zaman değil) trafikten biraz daha yüksek süratte seyir etmenizi gerektirebilir. Söylemek istediğimiz şudur:
Eğer trafikte herkesten hızlı iseniz bu yanlıştır.
Trafiğin akış hızına uygun sürün ve herkesten hızlı gitmeyin. Tabii ki bunun tersi de geçerlidir:
Eğer trafikte herkesten yavaş iseniz bu da yanlıştır.
Önemli olan trafikle birlikte akmaktır. Herkesten yavaş gidiyorsanız arkadakileri sıkıştırıyorsunuz demektir. Sonuç olarak sinirlenecekler, sizi sıkıştıracaklar; tehlike yaratacaklardır. Aslında tehlikeyi siz yaratıyorsunuz; unutmayın.
Bu Günün Konusu: Burt Munro’nun Sıra Dışı Hikayesi
Munro’nun hikayesi çok ilginç ama 331 km/saat sürate ulaşarak kırdığı Motosiklet Sürati Dünya Rekoru hâlâ geçerli. Üstelik bu başarıya altmış sekiz yaşında iken ulaşmış…
Hikayesi on altı yaşında ilk motosikletini alınca başlıyor Munro’nun. Sonrasında yerel yarışlara katılıp dereceler alıyor ve sonra da aklı, hayatı boyunca uğraşacağı hedefe takılıyor:
Sahibi olduğu Indian marka ve Scout model motosikleti ile hız rekorunu kırmak.
Geldik en ilginç kısma: Munro rekor kıracak motosikleti, kendi yapmış!
Munro, on alt yaşında sahip olduğu bu 1920 model Indian marka Scout model adlı motosikletine kelimenin tam anlamıyla aşık olmuş ve ömrünün sonuna kadar da sürmüş Scout’u. Bu arada hız rekoru tutkusu sebebiyle de hayatı boyunca devamlı güçlendirmiş motosikletini.
Bu iş hayatı boyunca devam etmiş, toplamda elli yıl boyunca aralıksız olarak Scout’unu güçlendirmiş ve hızlandırmış; neredeyse başka hiç bir şey yapmamış. Çok parası da olmadığından, ne yapacak, gerekli tüm parçaları kendisi yapmış…
Para yok demiştik ama akıl bedava 🙂 Ne bulduysa, eline ne geçtiyse Scout’u için parça haline getirmiş Munro (tam deli). bunun için de akla hayale gelmedik malzemeleri kullanmış hep.
Ek bilgi: Indian, Amerika’nın ilk motosiklet üreticisi. Başlangıç olarak, herkesin alabileceği kadar ucuz olması için, bisiklete motor takarak piyasaysa girmişler (bahsettiğimiz yıllar, parasal buhran yılları; kimsede para yok). 1920 model Scout ise Indian’ın ilk adam gibi motosiklet modeli diyebiliriz 🙂
Munro’nun Scout’u fabrikadan çıkan 627. üretim olan 600cc. Scout modeliydi. Scout, 42 derece açılı V motora sahipti ve yandan 2 valfli, 2 silindirli, 600 cc. hacmindeki bu motor, motosikleti saatte 89 km.’ye (55 mil*) ulaştırıyordu. 3 oranlı vites kutusu vardı, zincirli aktarım kullanılıyordu. *Kaynak: indianmotorcycle.com/en-us/burt-munro/
Munro, işte bu motosikleti 1926 yılında değiştirmeye (modifiye etmeye) başladı. Elde avuçta yoktu, o da ne bulduysa kullanmaya başladı, mesela: eski bir jant teliyle sürat göstergesi, eski konserve kutularından motor parçaları gibi 🙂
Sonuç olarak motorun değiştirmediği parçası kalmadı, hayaline ulaşmak için başlangıçta Indian Scout olan ama sonuçta her şeyini değiştirip kendisinin üretimi haline gelen motosikletini neredeyse sıfırdan yarattı.
Zamanla, hızlanmak için, daha da ileri gitti: 2 kam milini 4 kam miline yükseltti, yani kendi tasarımını yarattı. Yandaki kapakları (valf) da üste aldı. Ki söylemek gerekir, bunlar sonradan herkesin kullandığı özellikler oldu, mucit değildi belki ama mekanik ve tekniği anlayıp daha iyisini yapmak için işin nereye gitmesi gerektiğini buluyordu.
Devir sistemi, volan, pistonlar, kam milleri, yağlama sistemi; hepsi kendi tasarımı ve üretimiydi artık makinesinde.
Daha sonra da hava yönetimi (aerodinami) için iyileştirmeler yaptı.
Tabii ki bu arada devamlı olarak denemeler yapıyordu ve sonunda motosikleti hem aerodinamik, hem de teknik olarak bambaşka seviyelere ulaştı: artık rekor kırabilecek aşamaya geliyordu. Böyle kolay yazdığıma bakmayın, elli sene süren bir süreçten bahsediyorum!
Rekorlar Başlıyor!
Motosikleti Scout’un özgün sürati 89 km./saat idi ama o daha ilk modifiye etmeye başladığı zaman (1926) Penrith Mile yarışında saatte 100 km./saat civarlarında hıza ulaştı. Yetinmeyecekti tabii ki ama 1927 yılına kadar kimse o rekoru da kırmayı başaramamıştı. Yeni Zelanda yollarında ve sahilde hız denemeleri yapmaya başladı. 1957 Şubatı’na geldiğimizde Yeni Zelanda’da halka açık bir plajda saatte 211 km. ile rekor büyük sıçrama ile rekorunu yeniden kırdı; 1957 nisanı’nda Chritchurch’te saatte 231 km ile 750cc’lik yol rekorunu kırarak geliştirdi.
Bu arada Burt büyükbaba olmuştu ama hız kesmedi 🙂
1962 yılından itibaren Bonneville Tuz Çölleri’ni ziyaret etmeye başladı (tuz çölleri sürat denemeleri için uygundur, düzdür ve büyüktürler). 850 cc’lik Indian motosikletiyle saatte 288 km. hıza ulaştı ve dünya rekorunu kırdı.
1963’te yolda deneme yaparken polis çevirdi, hızı saatte 313,8 km idi.
1966’da motosikletini 920 cc. hacme büyüttü lakin istediği gelişimi yakalayamadı. 1967’de motosikleti 950 cc. ile saatte 295,45 km ile klasmanında hız rekorunu (yine) kırdı.
Rekorunu resmileştirmek için Avustralya’dan ABD’ye gitti; hayatını küçük bir kasabada geçirmiş biri olarak ABD’de geçirdiği günler onun için şaşkınlık vericiydi. Yine tuz çölü denemelerine döndü: Utah’taki Bonneville Tuz Çölü’nde yapılacak yarışta rakipleri 30 yaşın altındaki kişilerdi 🙂Çok yaşlı olduğunu söyleyen, kullandığı el yapımı parçalarla dalga geçen genç motorculardı bunlar, 1920 model bir Indian’la yarışıyordu çünkü.
Artık 68 yaşına gelmiş olan komik yaşlı adam Munro, 1000 cc’lik motorla, saatte 305.89 km hıza ulaşarak dünya rekoru (bir kez daha) kırdı.
Ama az kaldı çok ciddi bir kaza yapıyordu. Olay şöyle olmuştu: bir şeyler patlamıştı 🙂 Bir gaz şirketinden aldığı dökme demir gaz borusundan yaptığı bir parçanın yol açtığı söyleniyordu. Ama normaldi zira Munro pistonları, silindir gömleği dahil kullandığı her parçayı kendisi yapıyordu. Sponsorluk yok, firma, şirket desteği yoktu, almıyordu!
Bu rekoru altı yıl sonra şöyle anlatacaktı: “Çölde füze misali gibi gidiyordum, birden motosiklet sallanmaya başladı. Salllanmayı hafifletmek için oturuşumu değiştirdim ama bu defa da artan rüzgardan dolayı gözlüğüm parçalandı. Hiçbir şey göremiyordum. İşaret kazığının çok yakınından geçtim, siyah çizgiyi kaçırdım falan ama sadece birkaç çizikle atlattık gitti.”
Burt Munro
Elli yedi yıl boyunca kullandığı ve tüm hayatını geliştirerek geçirdiği Indian’ını, kendisi kadar şevkli olduğuna inandığı birinin ellerine bıraktı. Tabii ki daha yaşarken (hala kırılamayan) rekoruyla motosiklet dünyasında da ünü hak edilmiş bir efsane haline geldi.
“Hayatta hep büyük bir şeyler yapmanın hayalini kurdum.”
Burt Munro
Ve başardı. Hem de bir çok kez… Son rekorunu kırdıktan on bir yıl sonra göçtü.
Böylesi bir hayat filme de çekildi tabii ki: Anthony Hopkins’in oynadığı: The World’s Fastest Indian (2005 yapımı) (Dünyanın En Hızlı Yerli’si, burada Yerli, ingilizce Indian kelimesinin karşılığı). 1971 tarihli bir kısa belgesel de var hatta: Burt Munro: Offerings to the God of Speed.
Günümüzde ise indianmotorcycle.com/en-us/burt-munro/ adresinde de görüleceği üzere Indian Motosiklet adını taşıyan yeni bir proje ile devam ediyor Munro’nun anısını yaşatmaya.