Kendi kendini dengede tutan, elektrikli kavramsal model Tokyo Motosiklet Fuarında tanıtıldı.
Az sayıda tanıtım modeli bu yılın başlarında “Sürüş Desteği Kavramsal Aracı ” ile Honda’nın sağladığı gümbürtüyü çıkarıyor. Honda bunu başardı, gereksiz derecede güçlü veya şaşırtıcı derecede güzel de değildi, NC750 tabanlı geleceğe yönelik bir bir fikirdi.
Ama yine de motosiklet basını dışında herkesin, tüm basının ilgisini çekti. Neden? Çünkü neredeyse sihirli bir kendini dengeleme yeteneği vardı. Jiroskoplar veya dengeleyiciler olmadan, Honda sadece küçük gidon ayarlaması yapan bilgisayar kontrollü bir sistem kullandı, daha çok bir aceminin isteyeceği gibi.
Honda’nın Binicilik Yardımı Konsepti’ni Las Vegas’taki Tüketici Elektroniği Fuarı’nda (CES) tanıtması, yenilikler bekleyen geniş bir kitlenin “motosiklet” yerine “yeniliği” alkışlamasını sağladı ve herkes “kendi kendine giden Honda’yı” konuştu.
Şimdi, yine de firma ikinci bir Riding Assist konsepti olan Riding Assist-e’yi açığa çıkaracak. Yine aynı taktikle: Tokyo Motor Show. Bu defa CES kadar geniş bir kitle olmasa da yine sadece motosikletlere ait bir fuar değil. Tanıtılacak model “Sürüş Desteği-e” ‘e’ harfi elektrik demek. NC750’nin motoru yerine bu defa elektrik motoru ve pili olacak demek bu.
Pil aşağıya yerleştirilmiş, böylece ağırlık merkezi ve tutuş, denge, dinamik özellikler iyileştirilmiş. Şaftlı sistem var ama genel görünüş hala NC750 stilini koruyor.
Tabii ki yine kendi kendine dik durabilen motosiklet ilgisi çekecek ama şu haine bakınca düşünmeden edemiyorum:
ENERGICA Elektrikli Scrambler tanıttı ama bizi daha çok 200 km./saat sürate erişebilen, 109 beygir gücüne denk gelen ve torku tabii ki her elektriklide olduğu gibi etkileyici olan bir model oluşu etkiledi; elektrikli bir kez daha…
Energica’nın bu modeli Esse9 güzel görünüyor ve onun ötesinde bu defa “elektrikli” gibi durmuyor. Açıkçası tasarımını hayli beğendik. Her şeyden önce çelimsiz durmuyor ve gücünü gösteren çizgiye sahip.
Esse9 yakında kaçınılmaz olarak bineceğimiz elektrikli motosikletlerin, tasarım olarak da kendini bulduğunun kanıtı. Her ne kadar scrambler deseler de, çıplak (naked) motosiklet gibi de görünüyor, hatta spor model gibi atak da hissettiriyor.
Far ise ayrıca dikkatimizi çekti. Eski usül lakin LED ve alüminyum çerçeveye yerleştirilmiş haliyle çok “şık” duruyor. Bu tür estetik tasarımı yakalamak zordur, Energice Esse9’da bunu yakalamış. Eski gibi klasik gibi ama modern ve güzel görünüyor. Tebrikler Energica!
Elektrikli motosikletlere ilgimizi açık; devamlı haberini yapmamızdan belli oluyor zaten 🙂
Bu defaki amacımız ise sizlere elektrikli motosikletlerin geldiği seviyeyi göstermek.
Görüldüğü gibi elektrikliler artık normal motosikletlerden ayrılamayacak seviyelere geldiler. Sanıyoruz ki kısa bir süre sonra hem kabiliyet, hem de menzil olarak benzinlileri geçecekler.
Çünkü özellikle pil teknolojisi halen gelişmekte olan bir teknoloji. Kapasite ve şarj süresi için de tahminler yakında büyük adımlar atacak. Hali hazırda aynı alanda daha fazla güç ve 15 dakikada %80 şarj gibi teknolojiler hazır fakat fiyatlarının ucuzlaması bekleniyor.
Peki bu modeller hangi markanın mı dediniz? Energica. Energica İspanyol markası ve daha ayrıntılı bilgi kendi web sitelerinde, buyurunuz: http://www.energicamotor.com/en/
En hızlı elektrikli motosiklet iddialı bir başlık ama Lightning de öyle zaten Lightning yıldırım demek…
İlginç bir motosiklet ile karşınızdayız. Elektrikli motosikletleri sevdiğimizi biliyorsunuz, bu defa Lightning firmasının 218 modelini tanıtıyoruz. Dünyanın en hızlısı diye geçiyordu, H2 ve 400 km./saat sonrası ne oldu bilmiyorum ama mesele şu an en hızlı olmaktan çok, elektriklilerin büyük firmalara iyice meydan okumaya başlaması.
Lightning ufak bir şirket. Diğer firmalardan da farklı bir anlayışı var Lightning’in (bu arada lightning yıldırım demek). Hep çok iddialı ve üstün standartlarda modeller tanıtıyor. Yeni olmasına rağmen başarılarla dolu. Şimdi de en hızlı elektrikli motosiklet üreticisi olarak anılıyorlar. Şüphesiz bu da büyük bir başarı.
Şimdi de Strike 218 ile ortalığı sarsıyorlar. 218 model kodu, rekor kırdığı sürüşte yaptığı hızdan geliyor: 218 mil, yani 400 km/saat ile rekor kırılan bir sürüş olmuş bu!
Tamamen elektrikle hem de. Gördüğümüz kadarıyla ağırlık, menzil gibi olumsuz konularda benzinli motosikletleri yakalamış seviyede artık teknoloji.
Ödüller
Hatta o kadar başarılı ki bir sağdaki fotoğrafla kanıtlanmış çok önemli bir ödülleri de var. Bu ödül Pikes Peak Hill Climb (Payks Piik Hil Kılaymb diye okunuyor) birinciliği. Tırmanma yarışı olan Pikes Peek, saygın bir yarış ve yukarı doğru başlanıp yokuş yukarı bitirildiği, kıvır kıvır olduğu için hem dayanıklılık, hem hız, hem de yol tutuş konularında üstün olmayı gerektiriyor. 218 ise katıldığı zaman diğer tüm markaların benzinli (evet benzinli) modellerini ağlatmış… 2013’deki yarışta, yarıştaki diğer herkesten diğer herkesten (bağlantı ingilizce sayfaya açılır) 20 saniyeyi aşkın farklarla öne çıkmış ve Pikes Peak International Hill Climb superbike sınıfında şampiyon olmuş. Boşuna demiyoruz, gelecek elektriklide diye…
Motor su soğutmalı. 10 bin devir çevirebiliyor ve sıkı durun: “Arka tekere doğrudan bağlı!” yani vites yok, yani sadece gazı açıyorsunuz, gerisi saf hızlanma ve kesintisiz çekiş.
Elektrik motorlarının bir özelliği var, tork her zaman maksimumda! Yani devir çevireyim, güç gelsin diye bir şey yok… Kontağı çevirdiğiniz anda maksimum tork elinizin altında hazır bekliyor. O yüzden en hızlı elektrikli motosiklet olan Lightning 218 gibi güçlü motosikletlerde en deneyimli sürücüler bile gazı uzun süre açamıyorlar. Zira hızlanma korkunç! Dünyanın hiç bir yerinde yollar böylesine bir hızlanmaya uygun değil. Kanıtı mı, buyurun aşağıdan görün sürücü ne hale geliyor 🙂
Şarj?
Şarj meselesi ise henüz tam olarak çözülebilmiş değil. Gerçi prizden de şarj mümkün ama uygun şarj gücü ve aletleri ile hızlı şarj da ışık hızında gerçekleşiyor. Mesela Tesla’nın süperşarj altyapısının* olduğu noktalarda %80 şarjı 10 dakikada tamamlamak mümkün. Bu 10 dakikalık şarj ile* 100 km’lik yol demek. Kendi standart şarj cihazları ile de 120 dakikada, ya da hızlı şarj cihazı (ekstra, biraz daha pahalı) ile 30 dakikada tam dolum mümkün.
Şık ve etkileyici bir mühendislik.
* Burada bir parantez açalım. Tesla markası yoğun satış yaptığı ülkelerde hızlı şarj istasyonlar da açıyor. Tıpkı benzinlikler gibi düşünün. Yoldaki elektrik istasyonunda durup aracınızı hızlıca şarj ediyorsunuz. Zamanla, diğer firmaların da elektrikli araç satmasıyla bütün benzinlikler bu türe dönecek. Hatta Almanya yakın bir gelecekte akaryakıtlı araçların satışını yasaklayacak (evet toptan yasaklayacaklar, şaka değil).
Ligthning 218’de Ohlins, Brembo gibi kalite garantili markalarla ve alüminyum, magnezyum gibi pahalı malzemelerle çalışmış. Zaten bu seviye bir güç ve başarımla (performans) şaka olmaz.
İlginç noktalardan biri de: Enerji Geri Kazanımlı Frenleme, nedir derseniz işte burası ilginç. Elektrikli araçlarda fren anında elektrik üretiliyor ve bunu hem frenleme gücünü arttırmak, hem de aküyü doldurmak için kullanıyorlar. Programlanabilir şekildeki altyapı değişik sürüş tarzlarına göre ayarlanabiliyor.
Motor frenini soranlara da söyleyelim, bu motosiklette motor freni var evet…
Teknik Özellikler
AĞIRLIK 224,5 kilogram (piller ağırdır bilirsiniz ama üst düzey hammaddeler kullanılarak ağırlık hafif tutulmuş gerçekten).
TEKERLEK VE JANTLAR Ön: Lightning dövme alüminyum 3.5″ x 17″, 120/70ZR17, Arka: Lightning dövme alüminyum 6.0″ x 17″, 190/55ZR17
AKTARIM Yok; Doğrudan bağlı motor (arka tekerleğe).
ŞARJ SÜRESİ 30 dakikada doğru akım hızlı şarj ile, 120 dakikada seviye 2 şarj cihazı ile
PİL PAKETİ Seçenekler:
380V 12 kw/saat gücünde pil paketi (Menzil: 150-200 km. tek şarj ile)
380V 15 kw/saat gücünde pil paketi (Menzil: 200-250 km. tek şarj ile)
380V 20 kw/saat gücünde pil paketi (Menzil: 250-180 km. tek şarj ile)
MOTOR ÖZELLİKLERİ IPM sıvı soğutmalı 150 kw+ 10,500 dakika/devir elektrik motoru (200 beygir ve 228 Nm tork)
Foto galeri
Bir tanıtım yazımızın daha sonuna gelirken sizleri fotoğraflarla baş başa bırakıyoruz; unutmayın, gelecek elektriklide! 🙂
Bildiğiniz gibi motosiklet modelleri devamlı güçlü hale geliyor. Anlamsızca güçlenen bu modeller için gelin ilk on listesi yapalım. En güçlü 10 naked motosiklet hangileri? Ek bilgi: bu sayfa 2016 Ocak ayında yazılmıştır. Ayrıca liste bütün modellerin Amerikan sürümleri ile oluşmuş.
10. Kawasaki Z1000 – 142.8 beygir
Z1000 142.8 beygirlik gücüyle listeye en alt sıradan giriyor 🙂
Yakın zamanda (2016 içerisinde) ZX-10R’nin ardından daha da güçleneceği kesin ama bu haliyle bile ilk on içerisinde yer alıyor Z1000.
9. Suzuki GSX-S1000 – 146.8 beygir
Elektronik desteklerden yoksun ama diğerlerine göre gerçekten düşük fiyata sahip Suzuki yine çarpıcı bir model ile listemizde.
Saf güç, sürücü kontrolü arayanlar için bire bir bir Suzuki.
8. Triumph Rocket III – 146.8 beygir
“Triumph bir gezi (cruiser) motosikletine neden 147 beygir koydu?” sorusunun cevabı yok. Bu araçla viraj yapmak zaten imkansız tamam ama 334 kiloluk “kuru” ağırlığıyla pek performans amaçlı olmadığı da ortada zaten.
Her halükarda bu kadar güç “en güçlü on motosiklet” listesinde yer bulmasını sağlıyor…
7. Ducati Diavel – 154.9 beygir
Diavel aslında 161.8 beygir üretse de listede Amerikan EPA değerleri temel alındığı için 154,9 beygiri ile listede 7. sırada.
Diavel listede beygirini en çok hak eden motosikletlerden biri. Zira şov amaçlı ve etkileyici olmak için yapılan bir makinede bu beygir normal diye düşünüyoruz.
6. MV Agusta Brutale 1090 RR – 157.7 beygir
MV Agusta’nın BMW S1000R gibi sınıf liderlerine kafa tutabilen gücünü çoğu zaman es geçiyoruz. Lakin Agusta bu gücü spor bir sürüşle birleştirebilecek ender üreticilerden biri ve Brutale saf hissi ve sürüş özellikleriyle insanı etkileyen bir model.
Tabii ki her Agusta gibi hayran olunacak ayrıntıları ve görünüşü de cabası…
5. BMW K1300R – 160.4 beygir
K1300R? Çirkinliğiyle ünlü ama sürüşü ve gücüyle sıradışı bir BMW. Yıllardır var olan K1300 2016’da da var olmaya devam ediyor ve asıl etkileyici tarafı tork-beygir gücü ayarında ve dengesinde gizli.
Süper sporları dövmeye yeterli değil ama her zaman hazır güç ve hissi K1300R’nin asıl etkileyici yönü.
4. BMW S1000R – 160.4 beygir
S1000RR’ı soy, olsun sana S1000R. BMW tabii ki biraz daha unsuru kırparak S1000R’ı satıyor ama hala şaşırtıcı derecede hızlı, iyi giden, yola sağlam tutunan, konforu biraz daha fazla bir model ile karşı karşıyayız.
1000RR’dan aldığı mirası başarıyla taşıyan bu model fiyatıyla da S1000RR’a alternatif olmayı başarıyor.
3. KTM 1290 Super Duke R – 172.6 beygir
Konsept olarak tanıtıldığında 1290 Super Duke R 200 bg’lik makinelerden birisine sahip olacak diye konuşuyorduk. O sebeple olsa gerek, 170 beygir neredeyse az geliyor kulağımıza 🙂
Şaşırtıcı olan ise bu 172 beygir gibi abuk bir rakamın vahşi, zincir vurulmaz değil, son derece sürücü dostu, yumuşak gaz tepkili, usta işi şasiye sahip olması. Üstüne üstlük gerçekten çok beğenilen iyi ayarlanmış elektronik destekleriyle keyfi öne çıkarması. Bu nedenle de KTM adının hakkını veriyor (her ne kadar fiyatı için yüksek tanımlasına biz de katılsak da…).
2. Aprilia Tuono V4R 1100 – 175.4 beygir
Aprilia Tuono V4R 1100 ile neredeyse imkansızı başarmış: 1100 cc.’lik bu makine grenajları çıkartılmış gerçek bir süper-motosiklet (super bike).
İnanılmaz gidiyor, çok iyi duruyor ve hissi muhteşem. Güç/ağırlık oranı çok iyi ve şasisi sanat eseri gibi… En güçlü motosiklet unvanını yakalayamasa da gerçek bir mücevher diyebiliriz…
1. Yamaha V-Max – 200.1 beygir
İşte öyle… V-Max, her zaman şıradışı… 200.1 beygirlik gücü ile (bu sadece 200 beygiri geçsin diye sanırım) çıplak motosikletlerin kıralı olmaya hak kazanıyor Yamaha V-Max.
Baştan uyaralım V-Max bir Aprilia ya da KTM sürüşüne sahip değil. Virajı da çok sevmiyor. Zaten karakteri daha çok gezi motosikletine sahip.
Fakat amaç etkilemek ve yüksek güç ise Yamaha V-Max işe yarıyor, ne yalan söyleyelim 🙂
Kapamadan önce tekrar not edelim: en güçlü 10 naked motosiklet yazısı 2016 yılının motosikletlerini kapsıyor.
Önemli zira Harley Davidson’un ilk elektrikli modeli. İlk derken piyasada satışa başlanacak modelden bahsediyoruz. Yoksa kavram modelleri (konsept dediğimiz şey), fuarlar için üretilen özel model değil bu model. Düpedüz diğer HD modelleri gibi ürün yelpazesinde yer alacak ve tabii ki ortalık karışacak…
Ortalık yine karışacak demiştik. Hatta yine protesto sürüşleri falan olacaktır kesin 🙂
Biliyorsunuz Harley’in çok ama çok tutucu bir hayran kitlesi var. V-Road çıktığında ortalığı yıkmıştı bu kitle desek yeridir. Hatta “ihanet bu!” suçlamaları bile yapılmıştı. Klasik Harley’den uzaklaşmak bir çok mevcut Harley kullanıcısına göre olacak iş değil zira. Hayranları fanatiklik boyutunda düşkünler “klasik Harley’lere” ve ciddi tepki gösteriyorlar her farklı yeniliğe.
Bunun sebebi Harley’in bir araçtan çok bir yaşam felsefesini, tarzını ve kendini ifade etme biçimini temsil ediyor olması. Tabii ki bu tek yönlü değil, Harley’de yıllarca reklamını, pazarlamasını, ürünlerini böyle konumlandırdı, sattı ve tanımladı kendini.
E tabiidir ki durum böyle olunca kullanıcıları değil “müritleri” oldu ve bu Harley sahipleri elektrikli, ya da VRod gibi “değişik” modelleri “yaşam tarzlarına müdahale” gibi gördüler.
Fakat teknolojiye direnme de bir yere kadar. Motosiklet piyasasında Yamaha, Mission, Bremmo, Empulse gibi firmalar ürün satmaya başladı bile.
Bu yeni bir rüzgar ve: ya dahil olacaksınız ve size para kazandıracak, ya da uzun vadede piyasadan silinip gitme tehlikesi bile var işin doğasında.
Bu yönüyle LiveWire dikkatlice hazırlanmış, büyük kampanyalarla piyasaya sokulacak bir model. Harley Davidson büyüklüğünde ve öneminde bir oyuncu için patpatları (choppper “chop” “chop” (çop çop) diye ses çıkaran demektir) değiştirme işinin nereye gideceğini hep birlikte göreceğiz…
Elektrikli motosiklet ses çıkarıyor mu? Çıkarıyorsa nasıl bir ses? Bunlar aklımdaki sorulardı. Derken sosyal medyada denk geldim ve sordum zira elektrikli motosikletler sokaklarda görünmeye başladılar ufak ufak.
Geçenlerde gördüğü bir Empulse R’ı paylaşan sosyal medya kullanıcısına mesaj attım, işte Empulse R (fotoğraflar bizzat Tanner’ın çektiği kareler)
Tabii ki işin bir de şu yönü var, elektirkli motosiklet ses çıkarıyor mu diye sormayı ihmal etmedim 🙂
Yukarıdaki soruyu ve cevabı kısaca özetlemek gerekirse, ben ses olup olmadığını soruyorum ve cevap olarak:
“Sesten sayarsan ince bir motor vızıltısı ve kullanırsan kornan var, gerisi yok.” diyor gören arkadaş.
Ne dersiniz, bu bir güvenlik sorunu sayılmaz mı? Gelişini sesinden fark ve edemediğiniz bir motosiklet? Zaten fark etmiyorlar derken bir de ses gitti mi devamlı düdük mü çalacağız yoksa artık?
Zaman içerisinde gelen güncelleme: bu yazıda (Harley Davidson LiveWire) yapay sesin videosu var.
Ufak ufak değil bayağı bir ortalarda dolaşmaya başladı bu elektrikli motosikletler. Mission R’dan sonra hoşuma giden bir elektrikli daha. Bora paylaştı Facebook’da, biraz araştırınca aslında hayli iyi olduğunu gördüğümüz bir motosiklet çıktı Brammo’lar.
Resimde görülen Empulse adlı model. Fakat üretici firma Brammo’nun arazi hatta polis motorları bile var. Alt kısımda ayrıntılı özellikler var ama malzeme kalitesi de son derece iyi kullanılan markalara bakılırsa…
Gelelim şarj meselesine. Her ne kadar otoyol kullanımında menzil düşük olsa da, şehir içi 200 km.’lik menzil bana kalırsa son derece yeterli. Tabii ki bu menzili 3.5 saatlik hızlı şarjda elde ediyor olmak da bana kalırsa başarılı. Amerika’da 16bin dolar olan fiyat hala biraz yüksek kalsa da, anlaşılıyor ki elektrikli motosikletler teknik olarak alınabilecek yeterliliğe gelmişler. Anlaşılan o ki önümüzdeki beş sene içerisinde fiyatlarıyla da benzinlilere iyi bir seçenek haline gelecekler.
Ne dersiniz, gelecek elektriklilerde mi yoksa?
Model
Empulse
Empulse R
Motor Tipi
PMAC Motor
Parker GVM IPM Motor
Motor Gücü
40kW, @ 6,000 rpm (54 hp)
40kW, @ 4,500 rpm (54 hp)
Tork
63Nm
90Nm
Pil Özellikleri
Kapasite: 9.31 kWh (nominal), 10.2 kWh (maks.) Voltaj: 103.6 V (nominal) Ömür: 1,500 çevrim (80% kapasite) Şarj Süresi: 1. seviye ile şarj süresi: 8 Saat. (0 – 99% ) 2. seviye ile şarj süresi:: 3.5 Saat. (0 – 99% ) ikinci seviyedeki şarjın her on dakikası yaklaşık 7 km. menzile denk gelmektedir.