En Güvenilir (Sorunsuz) Motosikletler – 2015

ilir (Sorunsuz) Motosikletler - kapak
“Kısa özet: En güvenilir (dayanıklı, sorunsuz) motosikletler Japon’lardan çıkarken, Victory ve Harley sahipleri en motosikletlerinden en mutlu olan sürücüler olarak öne çıktılar (kaynak: Amerika Tüketici Hakları Derneği tüketici raporu).”

En sorunsuz motosikletler hangileri, hangi marka en çok sorun yaşatmış, türlere göre memnuniyet nerelerde? 2015 yılından bir rapor

Her yıl yayınlanan Amerikan motosiklet sürücüleri (tüketicileri) arasındaki en iyi 10 marka araştırması geçen sene olduğu gibi Japon markalarının güvenilirlik (sorunsuzluk/bozulmazlık) konusunda başı çektiğini gösterdi. 4 yaşındaki motosikletler arasında yapılan araştırmada, Yamaha %11 ile en düşük sorun çıkaran motosiklet olurken, onu % 12 ile Suzuki ve Honda ve %15 ile Kawasaki takip ettiler.

Amerikan markaları Victory (17% sorunlu araç) ve Harley-­Davidson (26% sorunlu araç) listenin ortalarında yer aldı ve bu markaları Triumph (29%), Ducati (33%), BMW (40%), ve Can-Am (42%) sorun yaşamaya en yakın araçlar olarak listede yer aldılar.

“Ben Yine De Mutluyum”

Fakat bir de şu var ki, söz memnuniyete ya da “Valla ben seviyorum.” demeye gelince 80% mutluluk oranıyla Victory kullanıcıları (sürücüleri) mutlaka yine bir Victory alırım dediler. Harley-­Davidson’da da yine Victory’ye yakın bir oran olan 72% memnuniyetle ve bir daha alırım kararı vardı. Bu oran Honda’da 70% olurken tüm diğer markalar memnuniyet oranında %70’in altında kaldılar.

“Rapora konu olan bilgiler 2008 ile 2014 model yılı arasındaki 12’300 sürücünün bildirimlerine göre oluşturuldu. “

Konfor / Rahatlık Puanları

Değerlendirme sonucunda görüldü ki memnuniyet ve tatmin konularında asıl belirleyici olan “rahat etme” ve “konfor” hissi. İncelemeye alınan on marka içerisinde sadece Victory markası en yüksek konfor puanını aldı. Bunun yanı sıra Victory neredeyse her konu başlığında en üst sıralarda yer aldı.

En “konforsuz” olanlar ise Ducati, Kawasaki, Suzuki, ve Triumph olarak sıralandılar.

Hızlanma, keyif / eğlence (fun) ve tip (şekil şemal – dış görünüş) gibi kriterlerde ise markalar birbirine yakın puanlar aldılar. 

Tamir Maliyetleri

Tamir masraflarına gelince %15 arıza oranıyla çapırlar (chopper / cruiser dediklerimiz) dört yıllık kullanım sonunda birinci geldiler (en sorunsuz tür oldular). En sorunsuz tür sıralamasında sırasıyla dual-sport’lar, turingler, spor turingler ve spor (arıza oranı %23) motosikletler listede yerlerini aldılar. 

Fakat hiç bir marka diğerlerinden açık ara kötü ya da iyi olarak öne çıkmadı.

Üç tekerlekliler (ön iki arka tek teker) (Can-Am Spyder gibi), neredeyse iki kat fazla teknik sorun yaşadılar. Bu sınıf aynı zamanda da kullanım ve sürüş yönlendirmesi (handling) konusunda yine açık ara en kötü puanı aldılar. 

Can Am Spyder M3 2015

Tamire ihtiyaç duyan motosikletlerin %45’inde masraf çıkmamış. Bu da sürücülerin ya bu sorunları kendileri tamir ettikleri, ya da garantiden yaptırdıkları anlamına gelmekte. 

Sorun Yaşanan Noktalar 

Bozulan Parçalar%’lik Oran
Elektrik sistemi24%
Aksesuarlar19%
Fren18%
Yakıt sistemi13%
Debriyaj

8%
Gövde Parçaları (grenaj) 6%
Ön süspansiyon 5%

Diğer oranlar: Soğutma sistemi: 4%, Piston: 4%, Vites 4%

Sonuç

“Japonlar en sorunsuz (güvenilir) markalar.

BMW en sorunlu motosiklet üreticisi.

En mutlu kullanıcılar çapırlar (chopper) ve gezinti motosikleti kullananlar.”

Kaskı doktor çıkartsın

Kaza anında kaskı çıkarmaya çalışmak (dikkat buyurun çıkarmak” bile değil, “çıkarmaya çalışmak) son derece yanlış bir harekettir. Bırakın kaskı hastanede doktor çıkarsın.

Aşağıda anlatacağım sebepler haraicinde işin bir de hukuki tarafı var:

Kaza ilk yardımı kanunlara göre bizlerin işi değildir, hatta yasaktır. Belgeli eğitimi olmayan vatandaşların (daha çok açmak gerekirse tıp diploması, ilk yardım eğitimi, CPR eğitimi gibi konularda devletin tanıdığı belgelere sahip olan kişilerin haricinde) yaralılara müdahale etme hakları yoktur.

İyi niyetlisiniz ama savcı hakkınızda dava açabilir, kazazede ona zarar verdiğiniz için tazminat isteyebilir. Bunlar olmuyor sanıyorsanız (çok) yanılıyorsunuz. Bunun sebebi devletin bizi yetkisiz-yanlış-zarar verici müdahaleden koruma isteğidir. Eğer büyük şehirlerde iseniz inanın ambulansın gelme süresi yeterlidir; ek tehlike yaratmayınız; bilmediğiniz teknikleri uygulayamayacağınıza göre siz de tehlike haline gelmeyiniz…

KASKI DOKTOR çıkarsın etiketi

Kazadan sonra kask hastanede çıkmalıdır. Bu sebeple özellikle ciddi bir kazadan bahsediyorsak lütfen bırakın kask hastanede doktor tarafından çıkarılsın.

“Motosiklet kazalarında kaskı çıkarmaya çalışırken kazazedeyi kolaylıkla öldürebilirsiniz.
Sakat bırakmak ise daha da kolaydır.”

Kaskı doktor çıkarsın çünkü kafatası kırığı olabilir

Kazazedenin kafatası kırığı olup olmadığını bilmiyoruz. Eğer varsa -ki kask takmamızın sebebi bu çünkü- en ufak düşüşlerde bile kafamızı yere vurduğumuzu fark etmeyebiliriz. Kask kafatasımızı bir arada tutan tek unsur olabilir. Kaskı çıkarırken kırık kafatasına zarar vereceğimiz kesindir…

kaskı doktor çıkarsın çünkü boyun yaralanmış olabilir

Boyun yaralanmaları motosiklet kazalarında kolayca olabilecek yaralanma şekillerinden biridir. Ufak bir motosiklet kazasında dahi boyunda hafif çatlaklardan ağır kırıklara kadar çeşitli zararlar ortaya çıkması normaldir. Bu hasarlar alt kısımda kalan vücut kısımlarını etkiler. Felçli olmakla başlayıp daha da ağır sakatlıklardan hatta öldürmekten bahsediyoruz. Oluşmuş bir hasar varsa da kaskı çıkarırken daha da kötüye götürmek çok kolaydır.

“O zaman bir kazada yaralının kaskını çıkarmak bu kadar riskli ise çıkarmayalım diyebiliriz. Ki doğru tavır budur.”

Şimdi çıkarmayın diyoruz ama biliyoruz ki siz çıkartmak isteyeceksiniz. O zaman en azından aşağıdakileri okuyun, ki sakat bırakma ve öldürme tehlikesinin en yüksek olduğu durumları bilip kimseye zarar vermeyin 🙂

Kaza yapan kişi bilinci açık, konuşuyor, solunumu rahat ve böyle devam ediyor kötüye gitmiyorsa:
KASKI ÇIKARMAYIN!

Yaralının bilinci açık boynunun ağrıdığını, elinin kolunun karıncalandığını söylüyorsa:
KASKI ÇIKARMAYIN!

Yaralının bilinci kapalı, ama solunumu rahat ağzında, burnunda herhangi bir yaralanma belirtisi yok. Solunumu takip ederek:
KASKI ÇIKARMAYIN!


Peki bunun haricinde ne yapmalı? Eğer boynum ağrıyor, kolum bacağımda karıncalanma var, kolum bacağım tutmuyor diyorsa:

  1. Ne yaparsanız yapın boynun asla yan taraflara eğilmesine, arkaya bükülmesine sağa sola dönmesine asla ama asla izin vermeyiniz.
  2. YAPMAYIN ama kaskı çıkarmak gerekiyorsa kullanabileceğiniz tek yön [kazazede yerde sırt üstü yatarken] kaskı, ayakların ters yönüne doğru dümdüz çekmektir.

“Kaskı çekmek için tek serbest yön: ayakların zıt yönü.
Aşağı,yukarı,sağa, sola yok. Dümdüz ayakların aksi istikametine
Kaskı çıkarırken kullanacağımız tek yön bu.

  • Bu işlem sırasında boynu mümkün olduğunca sabitleyin; elden geldiğince boynun oynamasına izin vermeyin.
  • Kaskın alt kısmında çene üzerinde bağlanan kayışlar vardır. Bu kayışlar çıkarma işini kolaylaştırır:
    • Bir kişi boynu sabitlerken
    • ikinci bir kişi kayışları dışa doğru çekerek kaskı esnetir
    • üçüncü bir kişi kaskı çıkarır

İşte yuklarıdaki tüm sebepler yüzünden:
KASKI DOKTOR ÇIKARSIN

KASKI DOKTOR çıkarsın dokunma etiketi

Yazı tavsiyeleri

Bu yazı Motosiklet İlk Yardım Kategorisinde yayınlanmıştır. Kategorinin diğer yazıları için lütfen buraya tıklayınız.

Motosiklet yokuşta park edilir mi?

Motosiklet yokuşta park etmesi zor bir araştır. Fakat doğru teknikler kullanırsanız kolayca halledebilirsiniz:

Yokuşta park gerekiyorsa motosikleti yokuş yukarı (ön tekerlek yukarıya) gelecek şekilde park etmek mantıklıdır.

Zevzeğin birisi gelip debriyajı sıktığında oluşacak hareket, bu konumda yan ayağa yaslanır ve motosikletimizin düşmesini engellemiş oluruz.

Kafa yokuşun aşağısına bakıyor ise, debriyaj çekildiğinde o güç motosikleti kolayca düşürür.

motosiklet Yokuşta Park

Tabiidir ki en sağlamı arka tekerleği bir yere (mesela kaldırıma) dayamaktır. Bu hem ön tekeri yokuşun yukarısına alır, hem de kayma tehlikesini ortadan kaldırır.

Arka tekeri kaldırıma dayama işi özellikle acemiler için iyidir zira kalkışta kaymayı ya da kaçırmayı da önler.

Yanal denge

motosiklet park yan denge

Yokuşta park edilmese de bazen yerin sola ya da sağa yatıklığı olacaktır. u durumlarda zemin ilk (soldaki) görseldeki gibi ise fazla dik konumdayız. Bu şekilde park mümkün değildir. Motosikleti çevirip sağ görseldeki hale getirmemiz lazım.

Fakat en sağdaki görsel de doğru değil? Evet, yine de sağdaki şekilde bırakmak yerine ayaklığın altına bir taş ya da yükseltme koyarak kötünün iyisini elde edebiliriz 🙂

Yokuşta bekleme

Bir diğer nokta da yokuşlarda durma meselesidir.

motosiklet Yokuşta Park
SaÄŸ ayak frende, sol ayak yerde.

Fotoğrafta görüldüğü üzere sağ ayak frende olduğu zaman, kaymayı yok ederiz (ve yokuş yukarı kolayca kalkarız)

motosiklet Yokuşta Park

Motosiklet yokuşta park ve kalkış: İşte bu kadar basit 🙂

Bu yazı Motosiklet Sürüş Teknikleri, Püf Noktası, Acemiler İçin kategorilerinde yayınlanmıştır.

“Motora çok fazla binmeyin!”

motosiklet felsefesi

MotorHikayesinin Notu:
Bildiğiniz gibi bir süredir motosiklet camiasının içerisindeyim. Özellikle kulüp
*işlerine dahil olduğumdan beri gözlemlediklerim bu yazıda bire bir var.
Dernek yönetimi olarak bu sıkıntıları yaşıyor ve “ego” temelli olduğu için çoğu zaman çözemiyoruz.

*(kulüp şimdi İzmir motosiklet derneği haline geldi)

Bu nedenle aşağıdaki yazıyı dikkatle okumanızı tavsiye ediyorum. Ve özeleştiri yapmak amacıyla bu yazıda yazılanların ışığında kendinizi değerlendirmenizi şiddetle öneriyorum. Motorcu kimdir? Ya da daha doğru ifadesi ile: nasıl birisi olmalıdır? Motosikletin hayatımızdaki yeri neresidir?

Motosikletin hayatımızdaki yeri ne olmalıdır? Bunu hiç düşündünüz mü?

Aman… Motora fazla binmeyin…

Özellikle “eleştiri eğrisi” ile nasıl başa çıkabileceklerini OMM’de katıldığı kurslarda başarılı olarak kanıtlamış arkadaşlarım ve sürücü dostlarım var. Ve mükemmeliyet ve ustalık düzeyinde sürücülük üzerine yaptığım çağrılara her seferinde verdikleri tepkileri hayretle izliyorum.

OMM’nin Türkiye’deki 10 yıllık geçmişi içerisinde birçok sürücü gördüm. Derneğe katılan ve hevesle çalışmaya devam eden, zaman içerisinde ayrılıp da tekrar geri dönen, motosiklet camiasından üzüntülerimiz ile ayrılan… Hatta para ve gurur için kalmaya devam eden birçok sürücü gördüm.

Motosiklet sürüşü tecrübelerinizi paylaşmak ve motosiklet camiasına katkıda bulunabilmenin en doğru yolu nedir? Bunu yapmanın neşeli ve alaycı yönünü de hesaba katarak, motosikleti yaşamınızda doğru bir yere yerleştirmenizdir. Bir cümle ile özetlemek gerekirse; her şeye ve herkese yaşamımız içerisinde doğru bir yer biçebilme yeteneğinizdir.

Burada John Ruskin’den bir alıntı yapmak istiyorum:

“İnsanların yaptıkları iş’te mutlu olabilmeleri için, şu 3 şeye ihtiyaç vardır:
– Bu işe uygun olmalıdırlar
– Yaptıkları iş’te aşırıya kaçmamalıdırlar
– İçinde biraz da başarı olmalıdır.”

Eminim herkes “işe uygun olmak” ne demek anlamıştır. Motosiklet kullanmayı seviyor ve sürüşünüzü tutku, bilgi ve güvenle yapmak istiyor musunuz? O zaman OMM işleri için uygunsunuz demektir.

Doğal olarak, uzun mesafeleri yorgunluk ve baskı altında kalmadan sürmek fiziksel güç gerektirir. Fakat asıl olarak, sosyal hayatın zorluklarına rağmen, takım çalışmasına uygun bir zihin gerekir.

Sonuç mu, çaba mı?

Doğru yaptıklarımızla tanınmanın doğal bir sonucu olarak herkes başarıyı isteyip arzuladığı için; “İçinde başarı da olmalıdır.” ifadesini de her birinizin anladığınızı sanıyorum.

Doğal olmayan şey ise, “Sonuç ile değil (başarı için doğruyu yapalım). Çabalarımız (sonuç almak için harcanan zaman) ile tanınalım.” talep ve iddiasında bulunmaktır.

Mükemmellik arayışı sırasında çaba (zaman, enerji, kaynaklar) önemli ve kışkırtıcı bir bileşendir. Başarı ise ancak o çabalanan göreve uygun bir sonuç üretilirse meydana gelir. Sadece çabayla tanınmak, övgüler almak, güçlü olmak için talepkar ve iddialı olmak. Bu, çocuksu ve yetişkin olmayan bir tavır olup OMM işleri için uygun değildir.

Fark edilmek, teşekkür edilmeyi ve övülmeyi beklemek. Ve varsaymak çocuksu ve toy bir davranıştır ve uygun değildir; Bu daha çok sınavlarında başarılı olamayan bir çocuğun “saatlerce ama saatlerce çalıştım…” diyerek kendini mazur göstermeye çalışması gibidir. Eğer az emek harcayarak iyi ve uygun neticeler elde edebiliyorsanız iyidir çünkü ne yazık ki terleyene madalya takılmaz.

Aşırılık

Anlaması daha zor olan ise, Ruskin’in ortada söylediği “işlerinde aşırıya kaçmamalıdırlar” cümlesidir. Bu, açılışta söylediklerime dönecek olursam, OMM’yi yaşayan birçok sürücüyü neden gördüğümün ve görüyor olduğumun izahatıdır.

Ruskin’in söyledikleri ile çelişip çok fazlasını yapmak, kişinin daha fazla istemesine neden olur. Bu aşamada da kişi kimsenin kendisine söz vermediği şeyleri, düş dünyasında kurduğu beklentileri talep etmeye başlar. Beklenen “başarı ve tanınma” gelmediğinde de maskeler düşer. Kişi saçma sapan işler için boşa harcadığını zannettiği zamanın acı tadı ile karşı karşıya kalıverir.

Tutkulu sürücülerin bir arada oldukları bir topluluk tehlikelidir; coşkuyu kışkırtır, imrendirir, rekabeti kızıştırır.. Daha fazlasını yapmaya çalışmak zorunlu hale gelir… Sonuçta; aslında hayatımızda küçük bir yer tutması gereken bir işe (motosiklet sürmek gibi) çok fazla enerji ve zaman ayırmaya başlarsınız.

Başarısızlık ve takdir edilmeme ayrılık, kıskançlık ve dargınlık getirir. Eleştiri ve değişikliklere karşı çıkılmaya başlanır: basitçe “reddetme” –eleştiri eğrisinin ilk aşaması- ve takımı daha uygun ve kolay uğraşlar için terk etmeye giden davranışlar.

Tanınmayı yaşam tarzı olarak benimsemiş, bu yüzden de kişisel zafer peşinde o takımdan bu takıma koşan sürücülere söylenecek fazla bir şey yok. Ama mükemmelliği giden yolda tutku ile koşanları rahatlatmak için bir kaç şey söylemek isterim:

“Sürücülükte “büyük” olmak hayatın en önemli amacı değildir. İki teker hakkında her şeyi bilmek (viraj alma sanatı fantezileri gibi) ulaşmak istediğiniz mükemmelliyette fazla şey ifade etmez.”

Nereye gittiğiniz, kiminle gittiğiniz önemli değildir: kişi, “kendisiyle” yüzleşmekten kaçamaz: bu randevu ertelenemez. İşte; “yüzleşmek” dediğimizde hiç bir zaman “gereğinden fazla” olmayacak hareketlerimizden bir tanesidir.

Bu yazı OMM İngilizce bülteninin 100. Sayısında Paolo Volpara tarafından kaleme alınmış “Do Not Have Too Much Of Riding” başlıklı makalesidir. Çeviriyi OMM Derneği Başkanı Yiğit Güler yapmıştır.

Motosikletin hayatımızdaki yeri umarım ki daha açık şekilde belli olmuştur. Motosiklet, iyi sürmek, daha çok zihinsel faaliyettir denmesinin sebebi de budur.

Motosiklet Makaleleri kategorisinde yayınlanmıştır. Kategorinin diğer yazıları için buraya tıklayınız.

Sistem, sistemli sürüş nedir?

Andy Longshaw (Wookie). Londra IAM Grubu’nda Kıdemli Gözlemci. 2004 senesinden beri sık aralıklarla Türkiye’ye gelip, Türk sürücüler ile eğitimini ve tecrübelerini paylaşıyor. Dolayısıyla “Sistemli sürüş nedir?” sorusunu cevaplamaya en uygun kişilerden biri. O halde sistemli sürüş nedir, nasıl olur hemen duyalım:

“Sistem her yerde işleyebilir. İşte bu nedenle size yalnızca ‘işe yarayan’ bir plan verdiğini ve bunun bir sabit kurallar dizisi olmadığını anlamanız önemlidir.”

Sistem’i kullanmak size zorluklardan kaçınabilmek ya da onlarla yüzleşebilmek  için vakit sağlar.

Sürüşünüz daima Emniyetli, Sistematik, Akıcı ve Uygun Hızda olmalıdır.

İster ana yolda 160 km hızla ya da Surrey’de bir kasaba yolunda 40 km hızla gidin, hiç fark etmez.

(Wookie)

Sistem hakkında röportaj

Levent: Türkiye’de dört yıldır sürücüleri eğitiyorsunuz ve Türkiye’nin zorlu yollarında, pistlerde ve bazen de off-road parkurlarda bir çok motosiklet sürücüsünü sürüş esnasında izlemiş olmalısınız. Size göre Türkiye’de motosiklet kullanmanın zor tarafları neler? Ve Avrupa’dan farklı olan neler var?

– Andy: Türk sürücüler bazen kendilerini fazla zorluyorlar. RAHATLAYIN. Eğer keyif almıyorsanız yapmanın ne anlamı var? ‘Zorluklara’ gelince, karşılaştığınızda göğüslemeniz gerekir. Kasaba yolları bazen kaygan olabilir ama hep ileriyi planlamalısınız. Londra ve İngiltere’nin güney doğusundaki sürücüler ÇOK agresifler ve bence Türk sürücüler bizimkilerin bazı davranışlarını görseler hayrete düşerlerdi. Yol öfkesinin icat olduğu yer burası.

– Levent: OMM “yol sürüşüyle” ehliyet sonrası eğitimi veren tek grup. Tanıştığınız sürücülerin genel bilgi seviyesi hakkındaki değerlendirmeniz nedir?

– Andy: Bilgi yalnızca pratiğe dökülebildiğinde faydalıdır. Roadcraft’ı okuyan OMM sürücüleri unutmamalıdır ki bu bir rehber kitaptır, kurallar kitabı değildir. İleri sürüş eğitimi alan tüm sürücüler kendilerini geliştirmek istiyor. Bazıları diğerlerine göre daha çok gelişecektir.

*

– Levent: Şimdiye dek sürdüğünüz en iyi yollar hangileri?

– Andy: Kazanan Norveç olur.

*

– Levent: Peki ya en kötüsü?

– Andy: Yolun suçu değil. Muhtemelen yalnızca siz/ben kötü bir günümüzdeyizdir.

*

– Levent: Türkiye için en uygun motosiklet hangisidir?

– Andy: R1200GS. V-Strom. Ayrıca yeni F800GS’in de Türkiye’de nasıl bir performans göstereceğini görmek de ilginç olacaktır. Bence solo sürücü için en iyi motor o olabilir.

– Levent: Son olarak, Türk motosiklet kullanıcılarına aktarmak isteyeceğiniz en önemli tavsiye.

– Andy: Rahatlayın. Tüm dikkatinizi toplayın. Ve eğer keyif almıyorsanız DURUN!.

*

Sistemin ana kaynağı: OMM’nin “Motosiklet Yol Sanatı” kitabıdır. İlgili yazı burada.

Bu yazı Motosiklet Acemileri İçin | Motosiklet Sürüş Teknikleri | Püf Noktası kategorilerinde yayımlanmıştır.

Görüldü: http://ommriders.com/pages/post.aspx?postId=1018

Kasklarımızı neden her beş yılda bir değiştirmeliyiz?

kask ömrü Kapak

Motosiklet kaskı ömrü kaç yıl sorusunun cevabı belli

“Motor kasklarının her beş senede bir değiştirilmesi gerektiği konusunda üreticiler ve SNELL* Vakfı aynı şeyi söylüyorlar.”

Motosiklet kaskı ömrü beş yıl peki. Neden? Sorumuza da şöyle cevap vermişler, okuyalım; öğrenelim:

  • Yapıştırıcılar, reçine gibi malzemeler zamanla kaskın malzemeleriyle etkileşime girerek onları değiştiriyor. Haricen, saçımızdaki yağ, kozmetik ürünler (parfüm, jöle vs. içerisindeki alkol mesela), ter; kaskın eskimesini, yıpranmasını hızlandırıyorlar.
  • Kaskımızı üretiminde kullanılan petrol temelli kimyasallar (boya) da bu etkiyi hızlandırıyorlar. Haricen biz de kaskımızı kimyasallarla temizliyorsak (buna iç süngerlerin deterjanla yıkanması da dahil, zira deterjan petrolden yapılır) bu eskime sürecine katkıda bulunuyoruz.
  • Bir diğer nokta da yaklaşık olarak her beş senede bir kaskların standartları ve teknolojini ilerlemesi ile birlikte “daha iyi” olmaları.

“Kısacası kasklar koruma güçlerini, beş sene sonunda, değiştirmemiz gerekecek seviyede, kaybediyorlar.”

* SNELL kasklar hakkında çalışan ve güvenliği arttırarak hayat kurtarmayı amaçlayan bir vakıftır.  

Görüldü: Snell Foundation – Helmet FAQ.

İlgili yazı

Bu yazı Püf Noktası kategorisinde yayınlanmıştır; kategorinin diğer yazıları için buraya tıklayabilirsiniz.

İkinci el motosiklet alırken: Mantıklı fiyat kavramı

MotorHikayesi - Makaleler

İkinci el motosiklette fiyat nasıl belirlenmeli?

İkinci el motosiklet almak her zaman daha mantıklı diyenlerdenim. Tabii ki ikinci el piyasasının oynaklığı ciddi bir sorun. Bu sorunların çözümü ise mantıklı fiyat kavramı. Sonuçta ikinci el motosiklette fiyat en geçerli öl

Bu benim uydurduğum bir kavram. Sıklıkla acemi arkadaşlarla sohbet ediyoruz ve anlatmakta zorlandığım konulardan birisinin karşılığı da bu: “Mantıklı Fiyat Kavramı”. Peki ne demek istiyorum?

İki model alalım. Bu modellerden birisi sizin ilk motosikletiniz olacak ve sıfır alacaksınız. Birisi piyasada son derece geçerli CBF150, diğeri de biraz daha ucuz bir seçenek olsun. Hadi bu ucuz seçeneğin adı Bruş200Li olsun (Çin ya, olmuşken Bruce Lee olsun bari 🙂

İşte ikinci el motosiklet almak gündeme geldiğinde “Mantıklı Fiyat Kavramı” burada devreye giriyor:

“Daha ucuz olmasına rağmen Bruş200Li üç – dört ay sonra satmak istediğinizde CBF150’den daha ucuza gidecek.”

Neden derseniz CBF150 piyasada koşan ve değer kaybetmeyen bir modelken, Bruş200Li ucuz ama kimsenin bilmediği bir motosiklet olduğundan piyasa onu ucuza kapatmaya çalışacak.

“Yani alırken ucuza gelen satarken daha pahalıya mal olacak!”

O sebeple sadece alımı değil elden çıkarmayı da hesaplayın. Motosikletin toplam maliyeti, elinizden çıkarken belli olur.

Peki bu alet bu paraya alınır mı?

Yine aynı mantığı yürütmemiz gerekecek: kaça satacağım? Yani demem o ki satabileceğiniz paraya alıyorsanız, her şeyi alıp satabilirsiniz. Zarar etmeyeceğiniz bir alım yaptıysanız en fazla denemiş, beğenmemiş olursunuz.

Satabileceğiniz paraya aldıysanız sorun yok.

Sahibinden.com’a gitmek isterseniz buraya tıklayabilirsiniz 🙂

İlgili yazı

Bu yazı Motosiklet Acemileri İçin kategorisinde yayınlanmıştır; kategorinin diğer yazıları için buraya tıklayabilirsiniz.

Büyük araçlar ve kör noktalar

büyük araçlar bizi görmez

Büyük araçların kör noktaları en tehlikeli yerler

Peki büyük araçların kör noktaları nereleri?

Motosiklet sürüşünde trafikle akarken özellikle büyük araçların kör noktalarına dikkat etmeli çünkü buralarda görünmüyorsunuz!

Bu görseldeki motosikletlerin hiçbirisi kamyon sürücüsü tarafından görülmüyor.

motosiklet dersleri - büyük araç yazılı kör noktalar

Bu noktaları unutmayın ve buralarda uzun süre kalmayın, döner kavşakları ve yol ayrımlarını buralarda karşılamayın. Hayatta kalın…

motosiklet IAM kör noktalar

İlgili yazı

Motosiklet Sürücüleri İçin 10 McGyver Tavsiyesi

pratik çözümler kapak görseli

Pratik motosiklet çözümleri

Motosiklet sürücüleri için faydalı olabileceğini düşündüğümüz, kimi zaman bizi yolda kalmaktan kurtaracak, kimi zamansa yolculuğu daha keyifli hale getirebilecek 10 ipucunu sizler için derledik. Uygulayıp uygulamamak size kalmış…

10) Yumuşak Zeminde Motosikleti Parketmek

10

Güzel ve keyifli bir sürüşün ardından çok güzel manzarası olan bir yere geldiniz. Durup hem biraz nefeslenmek, hemde manzaranın keyfini çıkartmak istiyorsunuz.Fakat ne yazıkki toprak veya hafif kumlu olan zemin ne yazık ki yan ayaklığınızın içine gömülmesine sebep oluyor.

Ezilmiş bir meşrubat tenekesi burada sizin için tam bir kurtarıcı olacaktır. Tenekeyi yan ayağın altına koyun ve manzaranın keyfine varın. Tenekeyi neredenmi bulacaksınız ? Kız arkadaşınızın sırt çantasında kesin diet Cola vardır.

9) Üşüyen Eller

09

Mevsim yaz, haliyle elinizdeki eldivenlerde yazlık olan cinsten ve geç saatlere kaldınız hava inanılmaz soğudu ve birde üzerine yağmur yağıyor. Önünüzdeki 100 km yolu hesaba katarsanız bu yolu sağlıklı olarak tamamlayamayacağınız aşikar.

Selenizin altında sakladığınız Latex tıbbi eldivenler sizi bu acil durumdan kurtaracak ve ellerinizi tekrar hissetmenizi sağlayacaktır. Asla kışlık bir eldivenin yerini tutmayacak olan ve uzun kullanımlarda elinizin hava almasını sağlayamayacak olan bu eldivenler genede sizi bu acil durumdan kurtarmaya yeter.

8) Karşıdan Gelen Güneş

08

Kaskınızda standart cam bulunmakta ve şu yeni güneş camlı kasklar gibi janjanlı değil. Fakat tam karşıdan gözünüzün içerisine giren güneşe bir çözüm bulmak zorundasınız.

10-15 cm lik bir tamir bandı ( izolebant gibi ) sizin işinizi görecektir. Kask camınızın en üst bölümüne bu bandı yapıştırın. Alın size otomobillerdeki güneşlik. Güneş biraz yukarı çıktığında bandı söküp atabilirsiniz.

7) Islanan Çizmeler

07

Su geçirmezde olsa çizmelerinizin içerisinin ıslanması veya nemlenmesi bir süre sonra kaçınılmazdır.Hatta yağmura bile ihtiyacınız yok. Uzun sürüşler sonrasında terle birlikte çizmelerinizin içerisinde mükemmel bir nem ve koku oluşacaktır.Akşamı geçirdiğiniz otel odasında veya yağmurlu bir gün sonrası evinizde çizmeleri kurutmak en büyük dertlerden biridir.

O kadarda dert değil. Çizmelerinizin içerisine dolduracağınız eski gazete kağıtları tüm ıslaklık ve nemi alacaktır. Gece tuvalete kalkarsanız gazeteleri yenileri ile değiştirmeyi unutmayın

6) Ansızın bastıran yağmur veya soğuk

06

Yağmurluğunuz yanınızda değil, montunuz su geçirmez değil ve sağanak başladı!  ” Şimdi s..tık ” dediğinizi duyar gibiyiz.

Çözüm Koroplast da. McGyver ın sele altından çıkan büyük çöp torbasına dikkatlice kafanız ve kollarınız geçecek şekilde delikler açın ve bir yelek haline getirin onu. Montunuzun içerisine giyeceğiniz bu müthiş yelek vücudunuzun ıslanmasını ve soğuktan etkilenmemenizi sağlayacaktır. Unutmayın, dışa değil, içe !

5) Adres Arama

05

Gitmeniz gereken adresi bir not kağıdına yazdınız. Kebapcıdan sağa, bankadan sola, üçüncü soldan aşağıya….

Yola çıkmadan önce buzdolabınızın üzerinden alacağınız birkaç magnet not kağıdınızı deponuzun üzerine sabitlemenize yetecektir. Tabi deponuz metalse.

4) Disk Kilidi Hatırlatıcı

04

Kaçınız disk kilidini üzerinde unutarak motoru hareket ettirdi ? Disk kilidine taktığınız hatırlatıcı kabloyu gece göremedinizmi ?

Yuvarlak olarak kestiğiniz bir karton parçasının altına ataç benzeri bir parça sabitleyin ve bunu motorunuzu park ettiğinizde kontağa tutturun. Unutup anahtarı sokmak istediğinizde kesin hatırlayacaksınız disk kilidini.

3) Ahtapot File Bağlama Sorunu

03

Bazı üreticiler motosikletin arka sele civarına ahtapot file bağlamak için hiç bir nokta yapmazlar. E küçük bir şeyi file ile arka seleye bağlamanız gerekli ?

Eski bir kravat bu işi çözecektir. Selenin altından geçirin kravatı ve alın size bağlantı noktası

2) Kask Kilidi

02

Kısa süreli parklarda kaskınızı yanınıza almak istemiyorsunuz ( Bizce alın )

Nalburdan kestireceğiniz 30 cm civarında bir çelik telin bir ucunu sele altında bir şasi noktasından geçirmeniz kaskınızı sabitlemeniz için yeterli. Seleyi kitleyin yeter. E bu hırsızlara engelmi ? Hayır. En azından namuslu insanların yoldan çıkmasına engel olur.

1) Basit Cruise Control

gaz kontrol kolu

Önünüzde uzun bir otoban sürüşü var ve sizin motosikletinizde o kocaman touring lerde olduğu gibi Cruise Control yok.

Gördüğünüz parça ufak ve ucuz ama çok işe yarıyor. Gaz koluna takıyorsunuz ve kolunuzun ağırlığını gaz koluna verdiği için uzun yollarda sürüşünüzü çok rahatlatıyor.

Görüldü ve teşekkür: http://attapirati.com/blog/motosiklet-suruculeri-icin-10-mcgyver-tavsiyesi/

Elektriksel İlaveler

Elektrik ilaveleri kapak görseli

Motosiklete aksesuar takmak istiyoruz ama elektrik sorunu yaşayabileceğimizi biliyor muyuz?

Motosikletimize; elcik ısıtmaydı, LED far idi, müzik sistemi vs. derken bir çok şey eklemek istiyoruz. Peki hiç düşündük mü, bir zararı var mı? Buyurunuz birlikte bakalım.

motosiklete aksesuar takmak, stator
Elektrik üretiminin yapıldığı bobin.

Öncelikle elektrik motorda nasıl üretiliyor ona bakalım.

Sağ tarafta gördüğümüz elektriğin üretildiği alan stator olarak biliniyor ama sıklıkla strator ya da statör denir. İçinde dönen bir mıknatıs bulunur ve etraftaki sargılar dönüşle birlikte elektrik üretir.

Üretilen elektrik dönüş hızına bağlıdır, bu nedenle devir arttıkça üretilen güç artar. İşte bu yüzden üretilen elektrik, konjektör denen dengeleyici parçaya gider ve fazlası kırpılarak sisteme (aküye) aktarılır.

Motosiklet tasarlanırken üzerinde elektrik kullanacak ne varsa hesaplanır ve strator ihtiyacı karşılayacak kadar güçlü seçilir tabii ki. Fakat sonuçta sistemin (motorunuzun) üretebileceği, besleyebildiği belirli bir güç vardır.

Havuz problemi gibi düşünün. Havuz akünüz, strator üstteki musluk, kullanımınız ise alttaki musluk. Ateşleme, beyin, farlar birer musluk olarak havuzu boşaltırken strator yukarıdan doldurur. Ama siz aşağıya elcik ısıtma, sis farı gibi ilave iki büyük musluk açarsanız, yukarıdaki musluk yetmemeye başlar.

Peki ne olur? Başlar havuz boşalmaya değil mi? İşte buna akünün bitmesi diyoruz 🙂 Çünkü havuzdan çektiğimiz kadarını dolduramıyor stator. İşte buna dikkat etmek lazım çünkü bu sadece boşalmayı değil, sistemin zorlanmasına da sebep oluyor. Başka bir deyişle elektrik sistemini zorluyor ve yoruyor.

“Sistemin üretebildiği bir güç var. Fazlasını isterseniz sorun illaki çıkar. Akünüz, konjektörünüz ilk gidecek olanlar.

Elektrik yükünü hesaplamak

Motosiklete aksesuar takmak zarar verecek mi görmek için basit bir toplama hesabı yapmak gereklidir. Evet tüm sistemler çekeceği yüke göre, artı bir miktarda ilave ile ulaşılacak değere göre tasarlanır. Şimdi siz mevcuda, daha güçlü bir far takacaksanız, işte o ek yük demek (hele hele zenon far, elcik ısıtma pek bir ek yük yaratır bilesiniz). Artı sis farı, artı amfili müzik sistemi? O zaman ya hesap ya da takıp ölçüm yapmak gerekir.

motosiklete aksesuar takmak, voltaj ölçümü
Voltaj ölçümü.

Ölçüm ise şöyle yapılır, toplam tüketim için her şey açılır (sis farı, halojen lamba, elcik ısıtma vs.) ölçülür, üretimi karşılıyorsa devam, fazlaysa para biriktirmeye başlasanız iyi olur

Lambalarda dikkat, çektiği güce bakın. “Actual power:15W” diyorsa, o çektiği güçtür, yani yüküdür. Sistemde 15W yer varsa sorun yok (çoğu zaman daha yüksek bir değer, mesela 125W. İşte o dediği aydınlatma gücünün ampul cinsinden eşdeğeri, yani eskilerin deyişiyle 125 mumluk ampül kadar ışık veriyor diyor).”

Peki elektrik sistemini aşırı yüklersek (yani kaldırabileceğinden fazla şey bağlarsak) ne olur?

“Sistem talebe cevap verebilmek için zorlanmaya başlar. Bu; çoğu zaman kendini ısınma ile belli eder ama her zaman kolay değildir anlaşılması. Sonrasında ise akü, konjektör, bobin; hepsi yıpranmaya başlar ve en zayıf hangisi ise orası bozulur.”

“Peki bu stratör, stator, statör dediğimiz parça pahalı mı?” derseniz, N11 sayfası burada. Şayet konjektör fiyatlarını merak ediyorsanız, o da burada.

Bu yazı Püf Noktası ve Tamir & Bakım kategorilerinde yayımlanmıştır.