Motosiklet özel yapım, custom, modifiye modding, modlama olarak dilimize yerleşmiş, özel yapım motosikletlerin bulunduğu bölüm.
Daha çok küçük atölyelerde standart hatta çoğu zaman eski motosikletleri alarak geliştirme, değiştirme işlemleri sonucunda ortaya çıkan özel motosikletler bu bölümün konuları. Kendi başına bir alt kültür olan özel yapımlar ülkemizde çok revaçta olmasa da ufak ufak bizde de yerleşiyor. Özellikle şimdiki gençlerin bu konudaki ilgisi, gelecekte giderek hızlanacağı ve önem kazanacağını gösteriyor gibi.
Özel yapım BMW R100 eski BMW modellerinden custom yapanların gözde modeli evet ama bu üst ligde bir çalışma olmuş.
Slovenyalı “ER Motorcycles” adlı şirket büyük adetlerde üretim yapmıyor olabilir. Yine de ER’de kabiliyetli eller olduğu kesin. Nitelikli ve göz ziyafeti seviyesindeki görselliğiyle ER, çok açık ki, üst seviye tasarım üreten bir atölye.
Blaz ve ekibi ve ekibi daha önce de airhead çalışmalarıyla bu işi iyi yaptıklarını göstermişlerdi.
Lifte 1993 R100 koyarak başlayan tasarım, “Logan” kavramıyla sayısal ortamda şekillenmeye başlamış. Bu aşamada da, XJR1200 deposunun BMW’nin omurgasına nasıl oturacağını çözmüş.
Sayısal ortamdaki (bilgisayardaki) ölçüm ve çalışmalar aynı zamanda Diavel farının açılarının ve konumunun da doğru değerleri bulmasını sağlamış. Hatta diyebiliriz ki, bu far, Ducati’de olduğundan daha güzel duruyor 🙂
Renkler ise bana göre muhteşem. Evet, güzelin ötesinde bulduk renk tercihlerini. Hissettiğimiz duygu ise: “Asalet”, çok güzel ve asil duruyor…
Açıkçası boksör motorlu bir BMW’nin bu kadar güzel görünmesine alışık değilim. Ve etkilendim. Zira bir tasarımı olduğundan daha güzel hale getirmek, geliştirmeden, ya da yorumlamaktan çok daha zordur. Bu daha çok, bir tür itiraz ve: “Doğrusu bu!” bildirisidir…
“Bana bir kafe-reysır (Cafe Racer) yap!” İspanyol XTR Pepo‘ya böyle demiş sahibi. Ama şunu da söylemiş : “Ama plajda da sürebileceğim bir kafe raysır olsun…”
Yarış başarımına (performansına) yakın gücü olan bir modelden plaj sakini bir makineye 🙂
“Sahibi Continental TKG 70 lastik takmamı istedi. ‘Neden?’ diye sorduğumda, plajda da kullanmak istiyorum?” dedi. O zaman her şey değişti tabii ki.
“Olmaz diye düşünmedim, aksine güzel bir şey yapayım diye düşündüm. Klasik Honda dört silindir yorumumu gerçekleştirmek için güzel bir fırsattı çünkü. Klasik tarafı olmasını istediğim için 70’li yıllardan, eski bir Honda CB500 deposu ile başladım. Hornet 2001 model idi ama yeni makine melez olsun istiyordum.”
“Şasinin arkasını kısalttık ki kafe racer yapısına ulaşabilelim. XTR deri koltuk ve deponun oturacağı yer için de gerekli değişikliği yaptıktan sonra ana iş bitti.”
Yılların etkisini silmek için kumlama yapmışlar. Sonrasında ise ana şasi ve motor parçaları boyamayıp, metal görünüşü korumuşlar. Motorda ise da emiş bölümünü taşımışlar, Dynojet eklemiş ve 4-2-1 çıkış sistemine geçmişler.
Plaja hazır!
Ducati ters çatallarında karar kılmışlar. Bu tercih biraz iş çıkarmış tabii ki. O arada Brembo kaliperler, NG diskler, Honda CBR1000 fren merkezi ve Frentubo Kevlar fren boruları eklenmiş.
Tomaselli elcikler, değiştirdikleri BMW R nineT ön koruma, Laverda depo kapağı, Montesa arka ışık; hepsi custom. DNA marka hava filtreleri ve LiPo akü derken, Ohlins arka süspansiyon ile yeni yapı oluşturulmuş… Açıkçası birbirlerine de uymuşlar…
“Sonuç olarak gerçek bir Honda Four ruhu ile günümüz motosikletinin birleşimini yakaladık gibi geliyor. Ufak ama güçlü görünen bir çizgiye ulaştık.â€. Tahminlere göre 110 beygir civarı güç de son derece yeterlidir herhalde 🙂
Apogee Motoworks’ten Gustavo Penna, daha önce Francesa olarak bilinen 749R’nin sıradışı motosikleti ile işsmini duyurmuştu. Müşterileri için Francesca’nın 3 selefini de yaptıktan sonra Gustavo işlerini bir sonraki seviyeye taşımak istedi.
Yeni yapacağı motosikletin geleceğe ait (fütüristik) görünmesini istedi ama aynı zamanda geçmişe ait göndermeler, çizgiler de önemliydi Gustavo için. Bir tür: “Ducati, 2050’de, 2030 model bir motosiklete saygı olarak nasıl bir motosiklet yapardı?” sorusunun cevabı gibi düşünün.
Teknik Özellikler
Ducati 1098 motoru
311 lbs.
Flat top gas tank for lower riding positioning at high speeds
Laminar Alüminyum ikincil kafes (şasi)
Paslanmaz çelik, el yapımı serbest akışlı egzoz.
Karbon-fiber alüminyumdan, hava akışını hızlandıran kanatlarla düşük hız ve şehir içi sürüşlerinde egzoz ısısını uzaklaştırma
Yamaha Café Racer XSR700 özel yapım (custom) motosiklet için çok uygun bir model olmasa da custom motosikletler giderek daha sık gözümüze çarpıyor. Fakat bu kadar güzeline pek sık rastlamıyoruz gibi.
David González’in sahibi olduğu Ad Hoc Café Racers etkileyici güzellikte motosikletler yapıyor. Evet modellerin biraz garip hatta tuhaf olduğu ortada lakin garip bir cazibeleri olduğu da çok açık; mesela bu yazımızda tanıttığımız Yamaha XSR700 gibi.
David (firmanın sahibi) bu motosiklete “Otokomae” adını vermiş ki bu japonca “yakışıklı adam” demek. XSR700 temelli Otokomae bir çok örneği gördüğümüz son Yamaha Yard Built projelerinden biri.
“David’in bu motosiklette yarattığı etkiyi çok beğendim. diyor Yamaha yetkilisi Cristian Barelli. “Fırlama sokak motosikleti havası XSR700’e uymuş ve boya tercihleri gerçekten çok çok farklı.”
Renk tercihleri ilk göze çarpan şey. Canlı bir mavi ve çarpıcı bir sarı, ki bu Yamaha’nın yarış renklerini işaret ediyor. Otokomae renkleri dışında da sağlam özelliklere sahip.
David XSR’yi alıp boyutlarını hayli değiştirmiş. Ön taraftan başlamak gerekirse çatal YZF-R6’nınkilerle değiştirilmiş, elciklerde ona keza (fren ve debriyaj kolları). Gidon MT09, far ise MT01’den alınmış.
Sonrasında ise XSR700’ün deposunu içini tutmuş ama dışını tamamen kendi yapımı dört parça panelle değiştirmiş.
Motosikletin kaslı ön tarafıyla ince ve kısa arkası arasında görsel ama yine de göze hoş gelen bir karşıtlık yakalanmış. Hava kutusu da iptal edilmiş ve yerine köpük filtre tercih edilmiş. Sol tarafta ise üç boyutlu Ad Hoc logosu var.
Yamaha Yard Built üreticilerinden şasiyi kesmemelerini istiyor. Bu bir yandan da altyapının sağlamlığını ve esnekliğini kanıtlayan bir hamle. Buna karşın XSR700’ün fabrika çıkışında arka kısmı çıkarılabilir şekilde imal edilmiş. David de bu fırsatı değerlendirerek arka kısmı sökmüş ve kendi parçasını yapıp takmış.
Arkak kısım yeni LED arka (kuyruk) lamba ve sinyalleri de barındıracak şekilde imal edilmiş. Sele için dana derisi kaplama tercih edilmiş. Bütün bahsedilen değişiklikler normalden 15 mm. daha yüksek bir arka kısım getirmiş. Bunda Gears Racing marka, orijinallerinden daha uzun amortisörlerin de etkisi var tabii ki. jantlar Borrani marka, Michelin Anakee 3 lastikler ve SC Project marka egzoz da eklenmiş. Egzozla, görüntüdeki değişim sese de yansımış ve seviye hayli artmış.
El yapımı ve çok estetik dokunuşlar da unutulmamış: çatal kaplamaları ve ön sinyal lambaları, radyatör koruma ve üzerindeki mavi çubuklar gibi. Açıkçası bu ilave dokunuşları çok şık bulduk. Yard Built motosikletler içerisinde en şık modellerden birisi olarak adlandırıyoruz kendisini.
Ad Hoc üretimi motosikletlerin havası var Otokomae’de; böceğe benzer bir görüntü elde edildiği ortak kanaat lakin güzel olduğu da ortada. Evet, garip bir güzelliği var, evet sıradışı, evet renkleri iddialı. Ama güzel değil mi? Böyle cesur örnekleri daha sık görmek istiyoruz! Son olarak sizi videoyla baş başa bırakıp, yazımızı bitirelim:
Güçlü bir motosiklet motoru arabaya takılır mı, takılırsa ne olur?
İlginç bir proje ile karşınızdayız: Honda VFR800 motorlu araba olur mu? Evet yapmışlar, hem de ayrıntısıyla anlatarak yapmışlar, en altta videosu bile var 🙂
Bu ufak araba Honda VFR800 motorlu bir Honda N600, aslında son derece normal görünüyor değil mi?
1972 model bu Honda araba, VFR800 motoru sayesinde anormal bir yapıya kavuşmuş. Masum görünüyor ama özgün iki silindirli 354 cc. motoruna oranla VFR800 motorunun insafsız bir gücü var 🙂
V-4 motor 1998 model Honda VFR800’den alınma. Tabii ki artan gücü dengelemek için bir çok değişiklik yapılmış. Araç yol ve otokros için ayarlanmış ve her şeyin bitmesi yıllar sürmüş. Dört tekerlekte bağımsız süspansiyonu Mazda Miata parçalarıyla yapılmış, sıralı vites kutusu sayesinde 12 bin devire kadar çıkabiliyor bu araç 🙂 Söylenene göre araç çok rahat 200 km. seviyesine de çıkabiliyor.
Geçelim resimli açıklamalarımıza 🙂
Dışarıdan eski, iddiasız bir araç gibi görünüyor değil mi?
VFR motoru uyarlamasının haricinde bazı ilginç değişiklikler de yapılmış: ön ve arka tamponlar 67 Camaro’dan almış ve daraltmışlar. Lambalar LED, camlar da standart camlar değil. Fakat bir şekilde bütünlük korunmuş ve özgün çizgiyle görünüşü korumuşlar. Şapka çıkartılacak bir zevk; hem farklı hem de aslına sadık…
N600, Mazda Miata Süspansiyonuyla
Biraz daha geniş jantlar ve Mazda Miata süspansiyonları artan gücü yola aktarabilmek için şart olmuş. Jant ve lastik çaplarında abartıya kaçılmamış olmaması da çok takdir edilesi.
Ön tarafta abartılı gücü gösterecek hiç bir unsur yok
“Ne kadar temiz bakmışlar!” dedirtecek kadar sade değil mi? 🙂
İşlerin değişmeye başladığı buradan belli oluyor…
Kırmızı VFR800 deposu bu araçta sadece motor koruma kapağı olarak görev yapıyor. Ayrıntılar ise sonraki fotoğraflarda.
İçi de elden geçirilmiş ve Polaris RZR koltuklar eklemişler.
Koltukların arasındaki duvar arka tekerleklere giden güç aktarımı (şaft) için. Özgün hali önden çekişli olsa da bu gücü arka tekerleklere vermekten başka tercih yok tabiidir ki. Arkada ise Mazda Miata altyapısı var; koltuklar ise Polaris RZR model arabadan.
VFR800 motoru N600’a yerleştirilirken
Çılgınca bir değişiklik ama VFR800 motoru şaşırtıcı derece iyi oturuyor kasaya.
Honda N600’un Yenileme Sürecinden Bir Fotoğraf
İki araç yan yana. N600’ün sağdaki haline göre VFR biraz fazla spor duruyor sanki 🙂
Motorun Konumuna Dikkat
VFR makinası, motor boşluğuna yan olarak yerleşiyor ve özel yapılmış şaft ile gücü doğrudan arkaya iletiyor.
Görüldüğü üzere yapınca oluyor. Biz çok başarılı ve lezzetli bulduk. Ender görülen bir fikir, ender seviyede başarılı bir uygulama ve lezzet… Tebrik ediyoruz.
Bildiğiniz üzere motorhikayesi ailesi olarak sizlere az bilinen marka ve modelleri tanıtmayı görev edinmiş durumdayız. Bu serinin son üyesi ise Arch markasının KRGT-1 modeli.
Arch’ın kurucularından birisi Keanu Reeves, bu da firmanın hızlı bir başlangıç yapmasına olanak tanımış.
“Fakat Arch, Keanu dışında da etkileyici bir firma. Bunun sebebi ise her motosikletin sahibinin isteğine göre üretiliyor olması: kontrol grubuyla başlayan kişiselleştirme seçenekleri görsel ayrıntılara kadar iniyor ve üretilen motosiklet tamamen size özel oluyor.”
Gelelim teknik özelliklere zira bu kısımda da etkileyici Arch:
Motor
ARCH özel üretimi S&S CYCLE T124 kodlu motor (bu arada motor bildiğinizi 2’000’lik!)
Çift egzantrikli (TWIN CAM)
124 kübik inç hacim. Ki bu da: 2’032 cc. ediyor!
45° açılı İkiz V yapı
Aktarım
ARCH özel üretimi 6 oranlı vites kutusuna sahip (bu arada vites, “hız” demek, 6 vites demek, aslında 6 hızlı demek).
ARCH özel üretimi Bandit adlı kuru tip kayış (zincir yağı derdi yok)
Şasi
Şasi çerçevesi Arch Tüp (boru) Burası en ilginç kısım. Şasi borusu deponun üzerine çıkıyor. Açıkçası çok değişik. Söylenenlere göre bu şasi yapsı konforu ve kararlı gidişi çok iyi hale getiriyor(muş). Alttaki parçalı fotoğrafta görünüyor açıkça bu üst kısma taşan kısım.
Tek parça çelik ve alüminyumdan yapılmış taşıyıcı parçaları (yazar burada aşırı sağlam şasisi var demek istemiş
Arka salıncak: tek parça alüminyum ve titanyum parçalardan oluşturulmuş ve salıncak ve aks ayar parçaları (yazar burada: paradan kaçınmadık en güzel malzemeleri kullandık, tek parça bloktan yaptık parçaları demiş).
Süspansiyon
Ön: Ohlins ters 43 mm.; tam ayarlanabilir
Arka: yarış teknolojisine sahip tek amortisör hazneli hidrolik ön yükleme ayarlı, ayrıca tam ayarlamalı
Ön: İkili ISR 6 pistonlu tek parça (monoblok) radyal kaliperler, ikili ISR gezer disk
Aydınlatma
KRGT-1 bu konuda da sıra dışı çözümler geliştirmiş. Açıkçası “güzel” demek herkes için geçerli olmayacaktır. Bununla birlikte teknolojik-asil-değişik göründüğü ortada.
Gösterge Tablosu
Motogadget ürünü olan bir konsol kullanılmış. Motogadge tufak alanda çok bilgi veren ve teknoloji ile şıklığı birleştiren bir marka olarak biliniyor. Programlanabilir yapısı ile de esnek ve her modele uyum gösterebiliyor. Bizce doğru bir seçim. Yine de her şeyi bu kadar özel bir modelde pazardan alabileceğiniz bir parçanın kullanılmış olması -projenin bütünü göz önüne alındığında- basit kaçmamış mı?
Geometri
Teker uzunluğu: 68 inç
Rake açısı: 30°
Trail: 5.0 inç
Sele yüksekliği: 27.8 inç
Ergonomi Bu konuda iddialılar. İsteğinize, boyunuza, kolunuza bacağınıza göre değişik unsurları ayarlayarak teslim ediyorlar KRGT-1’i. Kontrol grubu konumu, geniş ya da dar ayaklık seçimi ve konumları, 2 ya da 3 inçlik gidon ayar parçaların seçenekler arasında.
Diğer fotoğrafları görmek için lütfen ufak resimlerden birine tıklayınız.
Bol fotoğraflı bir bir yazı, zira çok başarılı bulduğum bir çalışma olmuş. Ellaspede adlı firmanın çalışması XT660R Yamaha’yı sunuyoruz:
Sıfır bir Yamaha XT660R’yi almışlar. Tercih sebebi uzun zamandır piyasada olması nedeniyle sorunsuz yapısı ve şehir kadar arazide de iş yapabiliyor olması olmuş.
Şehirli macera motosikleti istemiş sahibi. “Ama şık da olsun.” diye de eklemiş.
Şehir içinde oradan oraya rahatça gidebileyim ama hafta sonlarında da araziye çıkabileceğim bir şey olmalı.
İddialı görsel değişiklikler yaptıklarını söylüyor tasarımcısı. Dikkat çekici renkler, gövdede yapılan işlemleri öne çıkaracak şekilde kullanılmış. Ki bunlar, alüminyum depo, yan paneller, radyatör koruma, far çerçeveleri, arka kısım panelleri, plakalık, arka maşa dahil çok noktayı işaret ediyor demek.
Tabii ki sele de değiştirilmiş. Kanguru derisi ve vinilden mamul sele el yapımı.
Yükseklik az seviyede düşürülmüş, bunu sonucunda da önde standart 21 yerine 19 inç lastik takmak daha mantıklı hale gelmiş.
Boru yerleşimi değiştirilen egzoz koltuk altında bitiyor ve son parça özel yapım parlatılmış alüminyumdan imal edilmiş. Ki bu parça bize göre bu tasarımın en zayıf tarafı (yani beğenmedik).
Gelelim bu tasarımın en beğendiğimiz kısmına: çanta bölümü. Kriega marka ADV çantaları tutacak borular da el yapımı ve çantalar haricinde Roto-pax marka yakıt ya da su haznelerini de tutuyor. Hem çantaları hem de hazneleri çok beğendik.
Motosiklet atölyeden çıkınca uzun bir deneme sürüşüne çıkarılmış. 3000 km. civarında sürecek olan bu gezi daha başlarda gürültülü bir hal almış: el yapımı egzoz son susturucusu düşüp gitmiş… Buradan çıkaracağımız ders el yapım özel işlerin böyle arızalara sebep olabileceği. Bir yandan da özel yapım bir motosiklet yaptırdığınızda uzunca bir geziye çıkmadan neyin ne olacağını bilemeyecek olmanız. O sebeple ilk aşk ilk heyacan uzun yola çıkmamak lazım bu tür motosikletlerle; hatırlatmış olalım.
Green Piece benim çok yakın bir arkadaşımın Café Racer (Kafe Reysır olarak okunur, ne demek öğrenmek isterseniz lütfen buraya tıklayınız) istemesiyle başlayan Green Piece (Griin Piis, Yeşil Parça) (eski adıyla CF02) nihayetlendi.
Burada bir kaç kare fotoğrafını paylaşalım ve motosiklet kültürünün ülkemizde bu tarzı da yaygınlaştıracak şekilde genişlemesini ve derinleşmesini umalım.
Güncelleme
Kahve Yarışçısı kültürü artık oluştu, giderek daha fazla sürücü özel yapım (custom) motosiklet yaptırıyor. Dolayısıyla ben de eski CF02 web sitesini elden geçirdim ve bu özel motosiklet artık MotorHikayesi’ne dahil oldu. Yeni adresi: https://caferacer02.motorhikayesi.com/
Bence yakışanı oldu 🙂
Kafe Reysır Nasıl Yapılır? Café Racer inşa ederken uyulması gereken Tasarım İlkelerini konu edinen yazı burada.
Café racer nedir: Buluşup yarışıp bir şeyler içmeye aynı yere dönen kişilerin tarzı. Elde avuçta pek olmadığı için görece ucuz makinelerini geliştirip (modifiye edip, daha fazla güç, sürat için elden geçirip değiştirmek) yarışan, hatta hafiflesin diye marş motorunu bile çıkaran kişilerin tanımı.
Hatta bir tanesinin yapılışına ben de şahit oldum 🙂 Yazısını burada görebilirsiniz.
Yazı elimdeki arşivi sınıflandırınca çok daha genişlemek durumunda kaldı. Bunun sonucunda elimdeki içerik ve veriler bir yazının ötesine geçti, kendi adresine taşınmasını gerektirecek hacme ulaştı. Café racer nedir sorusuna daha kapsamlı cevap vermek için taşımaya karar verdim. Sonuç olarak alt alan adı olarak motorhikayesi sitesinin içine taşıdık. Kendi sitesine kavuşan bu projeye caferacer02.motorhikayesi.com adresi üzerinden ulaşabilirsiniz.
Peki #Café-Racer nasıl yapılır, tasarımında nelere dikkat edilir, onun yazısı da burada.
Custom motosiklet teknik işler konusunda çok kaynağa sahip değil. Hele hele custom motosiklet projeniz için teknik işler konusunda dilimizde kaynak bulmak zor; üzülerek de olsa İngilizce kaynak paylaşıyorum kusura bakmayın (bu işlere merak salacaksanız dil öğrenmek şart).
Motosiklet yenileme işleri rehber videoları
Café Racer nasıl yapılır konusunda güzel bir kaynak bulduk. Öğretici ve ufuk açıcı diyebileceğimiz videolar bunlar. Her şeyden önce tahmin ettiğimizden kolay ve yapılabilir olduğunu gösterdiği için izlenmeli.
Buraya tıklayarak Vimeo’daki albüm sayfasına ulaşabilir, ayrıca aşağıdaki videoları doğrudan bu sayfada izleyebilirsiniz.
Özel yapım motosiklet teknik işler rehberi: söküm
Motosikletinizi söker, parçalarken nelere dikkat etmelisiniz?
Özel yapım motosiklet teknik işler rehberi: elden geçirme, yenileme işleri
Motosiklet parçalarını elden geçirme nasıl yapılır? Nelere yoğunlaşmalı?
Özel yapım motosiklet teknik işler rehberi: elden geçirme, yenileme işleri ikinci kısım
Özel yapım motosiklet teknik işler rehberi: boya kumlama
Motosiklet boyası işleri, boya çıkartma ve kumlama aşamaları nasıl yapılır?
Özel yapım motosiklet teknik işler rehberi: süspansiyon ve fren işleri