Hız Kırıcı – Burt Munro

Burt Munro - Tuz Gölü

Bu Günün Konusu: Burt Munro’nun Sıra Dışı Hikayesi

Munro’nun hikayesi çok ilginç ama 331 km/saat sürate ulaşarak kırdığı Motosiklet Sürati Dünya Rekoru hâlâ geçerli. Üstelik bu başarıya altmış sekiz yaşında iken ulaşmış…

Hikayesi on altı yaşında ilk motosikletini alınca başlıyor Munro’nun. Sonrasında yerel yarışlara katılıp dereceler alıyor ve sonra da aklı, hayatı boyunca uğraşacağı hedefe takılıyor:

Sahibi olduğu Indian marka ve Scout model motosikleti ile hız rekorunu kırmak.

Oyuncağına sarılan bebek gibi değil mi?

Geldik en ilginç kısma: Munro rekor kıracak motosikleti, kendi yapmış!

Munro, on alt yaşında sahip olduğu bu 1920 model Indian marka
Scout model adlı motosikletine kelimenin tam anlamıyla aşık olmuş ve ömrünün sonuna kadar da sürmüş Scout’u. Bu arada hız rekoru tutkusu sebebiyle de hayatı boyunca devamlı güçlendirmiş motosikletini.

Bu iş hayatı boyunca devam etmiş, toplamda elli yıl boyunca aralıksız olarak Scout’unu güçlendirmiş ve hızlandırmış; neredeyse başka hiç bir şey yapmamış. Çok parası da olmadığından, ne yapacak, gerekli tüm parçaları kendisi yapmış…

Para yok demiştik ama akıl bedava 🙂 Ne bulduysa, eline ne geçtiyse Scout’u için parça haline getirmiş Munro (tam deli). bunun için de akla hayale gelmedik malzemeleri kullanmış hep.

Munro,kendi yaptığı geliştirmelerden birisini işaret ederken.

Ek bilgi: Indian, Amerika’nın ilk motosiklet üreticisi. Başlangıç olarak, herkesin alabileceği kadar ucuz olması için, bisiklete motor takarak piyasaysa girmişler (bahsettiğimiz yıllar, parasal buhran yılları; kimsede para yok). 1920 model Scout ise Indian’ın ilk adam gibi motosiklet modeli diyebiliriz 🙂

Munro’nun Scout’u fabrikadan çıkan 627. üretim olan 600cc. Scout modeliydi. Scout, 42 derece açılı V motora sahipti ve yandan 2 valfli, 2 silindirli, 600 cc. hacmindeki bu motor, motosikleti saatte 89 km.’ye (55 mil*) ulaştırıyordu. 3 oranlı vites kutusu vardı, zincirli aktarım kullanılıyordu.
*Kaynak: indianmotorcycle.com/en-us/burt-munro/

Munro, işte bu motosikleti 1926 yılında değiştirmeye (modifiye etmeye) başladı. Elde avuçta yoktu, o da ne bulduysa kullanmaya başladı, mesela: eski bir jant teliyle sürat göstergesi, eski konserve kutularından motor parçaları gibi 🙂

Sonuç olarak motorun değiştirmediği parçası kalmadı, hayaline ulaşmak için başlangıçta Indian Scout olan ama sonuçta her şeyini değiştirip kendisinin üretimi haline gelen motosikletini neredeyse sıfırdan yarattı.

Zamanla, hızlanmak için, daha da ileri gitti: 2 kam milini 4 kam miline yükseltti, yani kendi tasarımını yarattı. Yandaki kapakları (valf) da üste aldı. Ki söylemek gerekir, bunlar sonradan herkesin kullandığı özellikler oldu, mucit değildi belki ama mekanik ve tekniği anlayıp daha iyisini yapmak için işin nereye gitmesi gerektiğini buluyordu.

Devir sistemi, volan, pistonlar, kam milleri, yağlama sistemi; hepsi kendi tasarımı ve üretimiydi artık makinesinde.

Daha sonra da hava yönetimi (aerodinami) için iyileştirmeler yaptı.

Tabii ki bu arada devamlı olarak denemeler yapıyordu ve sonunda motosikleti hem aerodinamik, hem de teknik olarak bambaşka seviyelere ulaştı: artık rekor kırabilecek aşamaya geliyordu. Böyle kolay yazdığıma bakmayın, elli sene süren bir süreçten bahsediyorum!

Rekorlar Başlıyor!

Motosikleti Scout’un özgün sürati 89 km./saat idi ama o daha ilk modifiye etmeye başladığı zaman (1926) Penrith Mile yarışında saatte 100 km./saat civarlarında hıza ulaştı. Yetinmeyecekti tabii ki ama 1927 yılına kadar kimse o rekoru da kırmayı başaramamıştı. Yeni Zelanda yollarında ve sahilde hız denemeleri yapmaya başladı. 1957 Şubatı’na geldiğimizde Yeni Zelanda’da halka açık bir plajda saatte 211 km. ile rekor büyük sıçrama ile rekorunu yeniden kırdı; 1957 nisanı’nda Chritchurch’te saatte 231 km ile 750cc’lik yol rekorunu kırarak geliştirdi.

Bu arada Burt büyükbaba olmuştu ama hız kesmedi 🙂

1962 yılından itibaren Bonneville Tuz Çölleri’ni ziyaret etmeye başladı (tuz çölleri sürat denemeleri için uygundur, düzdür ve büyüktürler). 850 cc’lik Indian motosikletiyle saatte 288 km. hıza ulaştı ve dünya rekorunu kırdı.

1963’te yolda deneme yaparken polis çevirdi, hızı saatte 313,8 km idi.

1966’da motosikletini 920 cc. hacme büyüttü lakin istediği gelişimi yakalayamadı. 1967’de motosikleti 950 cc. ile saatte 295,45 km ile klasmanında hız rekorunu (yine) kırdı.

Rekorunu resmileştirmek için Avustralya’dan ABD’ye gitti; hayatını küçük bir kasabada geçirmiş biri olarak ABD’de geçirdiği günler onun için şaşkınlık vericiydi. Yine tuz çölü denemelerine döndü: Utah’taki Bonneville Tuz Çölü’nde yapılacak yarışta rakipleri 30 yaşın altındaki kişilerdi 🙂 Çok yaşlı olduğunu söyleyen, kullandığı el yapımı parçalarla dalga geçen genç motorculardı bunlar, 1920 model bir Indian’la yarışıyordu çünkü.

Artık 68 yaşına gelmiş olan komik yaşlı adam Munro, 1000 cc’lik motorla, saatte 305.89 km hıza ulaşarak dünya rekoru (bir kez daha) kırdı.

Ama az kaldı çok ciddi bir kaza yapıyordu. Olay şöyle olmuştu: bir şeyler patlamıştı 🙂 Bir gaz şirketinden aldığı dökme demir gaz borusundan yaptığı bir parçanın yol açtığı söyleniyordu. Ama normaldi zira Munro pistonları, silindir gömleği dahil kullandığı her parçayı kendisi yapıyordu. Sponsorluk yok, firma, şirket desteği yoktu, almıyordu!

Bu rekoru altı yıl sonra şöyle anlatacaktı: “Çölde füze misali gibi gidiyordum, birden motosiklet sallanmaya başladı. Salllanmayı hafifletmek için oturuşumu değiştirdim ama bu defa da artan rüzgardan dolayı gözlüğüm parçalandı. Hiçbir şey göremiyordum. İşaret kazığının çok yakınından geçtim, siyah çizgiyi kaçırdım falan ama sadece birkaç çizikle atlattık gitti.”

Burt Munro

Elli yedi yıl boyunca kullandığı ve tüm hayatını geliştirerek geçirdiği Indian’ını, kendisi kadar şevkli olduğuna inandığı birinin ellerine bıraktı. Tabii ki daha yaşarken (hala kırılamayan) rekoruyla motosiklet dünyasında da ünü hak edilmiş bir efsane haline geldi.

“Hayatta hep büyük bir şeyler yapmanın hayalini kurdum.”  

Burt Munro

Ve başardı. Hem de bir çok kez… Son rekorunu kırdıktan on bir yıl sonra göçtü.

Böylesi bir hayat filme de çekildi tabii ki: Anthony Hopkins’in oynadığı: The World’s Fastest Indian (2005 yapımı) (Dünyanın En Hızlı Yerli’si, burada Yerli, ingilizce Indian kelimesinin karşılığı). 1971 tarihli bir kısa belgesel de var hatta: Burt Munro: Offerings to the God of Speed.

Munro Indian 50. Yıl Projesi
Indian web sitesinden bir Munro anısına yapılan projenin görsellerinden birisi.

Günümüzde ise indianmotorcycle.com/en-us/burt-munro/ adresinde de görüleceği üzere Indian Motosiklet adını taşıyan yeni bir proje ile devam ediyor Munro’nun anısını yaşatmaya.

Tasarım Felsefesi ve Ucuzluk

KTM RC125 Egzoz Alt

Geçenlerde dikkatimi, köşede duran bir KTM çekti. Ucuz modellerden birisiydi üstelik. Sonra da hemen yirmi metre berisinde bir Yamaha vardı ki bu Yamaha çok beğenilen çok satılan R25 idi… Yani Yamaha’nın özendiği ve elinden geldiğince alımlı hale getirdiği bir modelden bahsediyoruz.

Yine de, KTM modeli ile karşılaştırıldığında R25’in egzoz bölümü düdük gibi kalıyor…

Tasarım Felsefesi Ne Demek?

Gördüğümüz, tasarım felsefesi temelli farklar. İki farklı yaklaşımın, getirdiği farkları işaret ediyor.

tasarım felsefesi, Yamaha R25 egzozu

İşte tasarım, nitelik (kalitenin Türkçesi) farkı burada ortaya çıkıyor. KTM, ucuz bir modelde de olsa tasarımda ve malzemede o kadar ileri ki bu ayrıntılara kadar inip büyük farklar yaratabiliyor.

Bu tespit, Yamaha (ya da Japonlar) Avrupalılardan kötü demek değil; farklı anlayıştılar. Yine de tecrübelerime bakarak genelleme yapabilirim: Avrupalı üreticiler en ileri seviyede. Bu ilerleme her alanda: malzeme niteliği, estetiklik, parça dayanıklılığı ve tüm bunların birleşimi olarak sürüş ruhu daha iyi Avrupa motosikletlerinin.

Yamaha daha mı ucuz bir marka? Tabii ki değil, sonuçta Yamaha egzozu da standartları karşılayan bir tasarıma sahip. Yine de tasarım felsefesi daha ayrıntıcı ve daha bütüncül (RC8) olan KTM fark yaratmayı biliyor…


İlave

Bu arada bu egzoz RC8’den beri gelen bir egzoz tasarımı-çizgisi bu ve artık mükemmelleştiğini söylemek mümkün…

Bu yazı Diğer / Genel Kategorisinde yer almaktadır.
Kategorinin diğer yazıları için buraya tıklayınız.

Yaşıyorlar! Mobylette Motosiklet

Mobylette Motosiklet Heybe Ayrıntı

Mobylette hala yaşıyor

Mobylette bir zamanların gözde markasıydı ülkemizde. Tabii ki devri bitti, artık çok satan bir marka değil; yine de yaşı yetenlerin her gördüğünde gülümsediği bir motosiklet.

Ve uzun zamandır da görmüyordum. Lakin Aliağa’da bir köye gittiğimde hala yaşıyor ve kullanılıyor olduklarını gördüm 🙂

Aliağa'da bir köy, mobylette hala yaşıyor
Köy merkezinden bir görüntü.
mobylette kırmızı, arkada heybe yan profil

Görüldüğü gibi, son derece iyi durumda bir Mobylette. Eski olduğunu tamamen değişen sele bölümünden anlayabiliriz 🙂

Mobylette kelimesi Fransızca. “Mobyl” bölümü hareketli anlamına geliyor, “ette” bölümü ise dilimizdeki “cik-cık” eki. Yani sevimlilik, ufaklık, serilik gibi anlamlar katıyor arkasına geldiği kelimeye.

Android Uygulaması

Android Uygulaması kapak

Motosiklet android uygulaması ile hep yanınızdayız 🙂

Android uygulamamız henüz beta aşamasında olduğu için elle indirip kurmanız gerekmekte. Google Play kayıt süreci devam etmekte, yakın zamanda resmi hesaptan indirmek mümkün olacak. Mevcut uygulama AppYet ile oluşturulmuştur ve Google Drive üzerinden dağıtılmaktadır.

iOs (Apple) cihazlar için planlamamız ne yazık ki (şimdilik) yok. Yardımcı olabilecek olanlar bizimle motorhikayesi@gmail.com üzerinden irtibat kurabilirler.

Android uygulamamız site içeriğine mobil cihazınızdan ulaşmanıza olanak sağlar ve yeni yazılarımızdan telefonunuza gelecek bildirim ile haberdar olmanızı aynı zamanda paylaşım yapmanızı kolaylaştırır.

Fark ettiğiniz hataları ve önerilerinizi buradan tarafıma iletebilirsiniz.

İyi kullanımlar! 🙂

Akıllanmamak…

Motosiklet koruma olmadan sürülmez ama bu başka bir seviye

motosiklet korumasız kasksız sürüş

Ayakta alçı var, kafada kask yok. Rahat rahat yola çıkmış zira kontrol olmadığını da biliyor olsa gerek.

Ehliyeti vardır diye tahmin ediyorum fakat ne kadar ehil olduğu tartışılır.
Arkadaşlar en azından hatalarımızdan ders alalım zira

Hatada ısrar, başarı değildir…

Bosch, Düşmeyi Gaz İtkisiyle Engelleyecek

Bosch motorlu araçlar konusunda en önemli firmalardan biri. Motosiklet üretiminde de tüm markalara parça ve teknoloji sağlıyorlar. Mesela ABS, beyin gibi elektronik parçalar BOSCH marka. Tabii ki tek marka değil fakat çok büyük pazar payına sahipler. Bosch motosiklet söz konusu olunca güvenlik kaza düşme gibi durumlar için de çalışmalar yapıyor ve motosiklet güvenliği için yeni bir öneriyle karşımızda, üstelik bu defa uzay teknolojisiyle 🙂

motosiklet güvenliği BOSCH uzay gemisi

Uzay gemileri yönlerini ve hareketlerini itici olarak kullandıkları basınçlı gaz ile gerçekleştiriyorlar. Bosch da aynısını motosikletlerin virajlarda kaymaması için benzer şekilde kullanma niyetinde.

Bu gaz itişini, bir tür roket gibi düşünün. Roket nasıl püskürtme ile itiş sağlıyorsa gaz da aynı mantıkla işliyor. Ya da balonun arkasından çıkan havayı kullanması da aynı mantık.

İşte Bosch, kayma anında gaz itişi ile durumu kontrol altına almayı hedefliyor. Ters yönden salınan gaz itiş sağlayacak ve kaymayı durduracak.

motosiklet güvenliği BOSCH güvenlik kayma gaz
Soldaki gaz çıkışına dikkat! Sağa yatmış olan motosikleti tekerlekten sağa doğru iterek tekrar dik konuma geçirmek amaçlanıyor.

Kaymayı engellemek, güvenlik çıtasını hayli yükseklere çekebilir gerçekten. Yine de söylemek gerekir ki bu düşünce doğru olsa da son derece yüksek güç ve hassasiyet gerektirdiğinden devamlı çalışması beklenmemeli. Ayrıca bu gazların dolumu ve idaresi de ayrı bir zorluk.

Gelecekte yaygınlaşacak mı, göreceğiz. Fakat bana göre, kendi kendine giden otomobil teknolojisi birikimleri kazaları engellemek için daha fazlasını vaad ediyor gibi.

Neden derseniz kaza şartlarını önceden algılayıp sebepleri ortadan kaldırmak (fren yapmak, uyarıda bulunmak, yatış açısını kontrol etmek, radarla sürücünün gözden kaçırdığı riskleri yakalamak vb.) daha mantıklı bir usül. Neticede motosikletin kaymaması çok daha doğru bir güvenlik önlemi.

İlave: BMW kavramsal çalışması ile (BMW Vision Next) kask takmaya gerek yok çünkü kaza yok. İlgili yazımı buraya tıklayarak görebilirsiniz.

Görüldü: Webtekno

600’lük SüperSpor Sınıfı Öldü Mü?

5942


Uzun zaman boyunca 600RR’lar piyasanın en çok satanı olarak tahtlarında hüküm sürdüler.  Herkes onlara hayrandı ve peynir ekmek gibi satılırken herkes memnundu üstelik…
Sonra satışlarda büyük düşüşler oldu. Bir tek ülkemizden de bahsetmiyoruz, tüm Avrupa’da da Süperspor sınıfı neredeyse yok oldu!
Peki neden böyle? Kısaca ana sebep:

Salınım (emisyon) kuralları.

Avrupa piyasasında geçerli sert çevre koruma kuralları yüksek teknolojili motorlar demek. Oysa bu sınıfta ana hedef 600’lük makinelerden mümkünce çok beygir çıkarmak idi. Dolayısıyla yüksek başarım (performans) için yüksek devirler ve yüksek teknolojiler kullanılıyordu. Üzerine bir de sert rekabeti ekleyin. Adet satışı için tane bazında karlılıktan vazgeçen markalar piyasanın büyüklüğü sayesinde para kazanabiliyorlardı.
Sonra Euro4 salınım kuralları geldi. “Daha da az zararlı gaz” olarak özetlenebilecek bu kural RR makinelerin ya da süperspor sınıfının doğasına ters. Motorun ürettiği gücü düşürmek çevreye salınan zararlı gazları düşürmek için iyi ama bu sınıfın ruhuna uygun değildi tabii ki…
Ya da yeni teknolojiler kullanılabilir ama bu defa da rekabet sebebiyle düşük olan karlılık iyice azalır. Fazladan bir de ilave ağırlık demek bu katalizör gibi parçalar.
Yani çözümsüz bir güncelleme ile karşı karşıyayız bu defa. Peki sonuç:

Hiç bir büyük üretici yenilik ya da iyileştirme sunmuyor 600’ların RR dünyasında.
Bu sınıf azalarak bitiyor; ta ki eldeki stoklar bitene kadar.

Evet, bir zamanların hızlı, yakışıklı, almak için yeni modelleri iple çekilen, konuşulan 600 süpersporları piyasanın acımasız kurallarına yenik düştü…
Durum o kadar net ki dünya yarışmalarında da bu sınıfın iptal edileceği konuşulur oldu ciddi ciddi…
O parıltılı ve hızlı günler geride kaldı, devir dev gibi ama az yakan, çok gitmeyen 🙂 hava-poz sahibi develerin devri 🙂

İlave: Bu yazı büyük oranda Visordown’da okuduğum bir makaleden yola çıkarak yazılmıştır.

Teker Dönüşü ve Etkileri

gidon kontra ön teker Teker Dönüşü ve Etkilerikontra yatırma döndürme kapak

Ön teker dönüşü ve etkileri motosikleti dik tutan, dengeli yapan ve hatta dönmesini sağlayan, motosiklet yatırma işini yapan harekettir. “Motosiklet nasıl dönüyor?” sorusunun cevabı çoğu zaman kafamızda oturmaz. Bu video ise sorunuza cevap olabilir 🙂

https://twitter.com/razor0fOccam/status/971357442629033984

“sisteme disaridan tork (dondurme momenti) girerse bu olur. acisal momentum, torku takip eder (ikisinin vektor bileskesine dogru)
bunlar, pek sezgisel bulunabilecek seyler degil. ama hayret verici seyler. evde deneyin. ilginc olacaktir :D”

tweet bağlantısı burada, tıklayın açılsın.

Bu yazı video kategorisindedir; diğer motosiklet videolarını görmek için buraya tıklayınız.

Velhasılı: GS iyi motor!

GS iyi motor kapak görseli

BMW’nin motosikletlerdeki en önemli farklarndan birisi. Başka hiçbir marka boksör motor kullanmıyor malum. BMW GS motoru da boksör tabii ki. Peki bu tercihin sebebi ne?

“- Şimdi arkadaş savaş bitti ya, biz bu elimizdeki 18 silindir yıldız uçak motorlarını kime nasıl satacağız yahu?”
– Yeterince bölersek bunlar boksör motor olur* yalnız!
– Kim dedi len onu?
– …
– Lan oğlum kızmıcam söz! Kim dedi?
– Abi sanırım ben dedim ama ağzımdan kaçmış olabilir…
– Adın neydi senin yavrum? Aslında düşününce fena fikir de değilmiş hani. Zaten logomuz da gökyüzü pervane falan derken olur bu iş…
– Baktık olmadı geri çağırırız abi**!
– Leeeen!”

Long story short (uzun lafın kısası) : BMW GS iyi motor.

Bu yazı eğlence amaçlı yazılmıştır. Yine de gerçek tarafları vardır.

BMW logosu dönen pervaneye gönderme yapar. Uçak üreticisi bir firma için normal tabii ki.

(*) Boksör motorun motosiklete uygulanma sebebi budur.
(**) İstatistiklere göre en çok sorun çıkaran motosiklet markası BMW’dir.

İlgili yazılar

Kaskınıza Arka Görüş

kask arka görüş kapak görseli

Zona sürüş güvenliğini arttırmak için arkadaki görüntüyü kaska aktaran bir sistem.
Her kaska uygulanabilen yapısı ile Zona arkasını görmek isteyenler için güzel bir çözüm.

zona-image-3_flat-2

ZONA M100 üç parçadan oluşuyor: 1- KAMERA, 2-ALICI, 3- GÖSTERİM PANELİ

ZONA üçlü
tüm parçalar bir arada

ZONA arkaya yerleştirilen kamera ile görüntüyü yakalıyor; iletici parça ile görüntüyü işliyor ve ön taraftaki gösterici kısma iletiyor. Kaskın ön yüzündeki monitör ise gözlerinizin hemen önünde yer alan ekrandan size bilgi sunuyor.

KASKINIZDAKİ ZEKA: KAMERA + İLETİCİ

Zona-Rear-View-Motorcycle-Camera-00

Motosikletinizin aküsüyle çalışan sistem, motosikletin hareketlerini ölçerek, ekrandaki görüntünün net ve sarsıntısız olmasını sağlıyor. Kamera ve verici birimi, her motosikletin arkasına monte edilebilir şekilde tasarlanmış. Kamera, arkamızdaki yolun anlık, gerçek zamanlı, canlı görüntülerini alıyor ve kablosuz bağlantıyla ekrana aktarıyor.

ALICI,KASKTAKİ BAĞLANTINIZALICI + PİL

ZONA KASK ÖN ARKA
Görselin sağında, kaskın arka kısmında, allta alıcı ve pil kısmı görülüyor.

Alıcı ve pil birimi, her kaska uygun şekilde üretilmiş. Alıcı kameradan yollanan görüntüyü alıp kask içindeki ekrana yolluyor. Şarj için çıkarıp USB ile doldurulan pil 8 ila 10 saatlik kullanım için yeterli güce sahip.

ZONA’YI cep telefonunuzdan denemek mümkün. Bu prpgram ile ZONA sisteminin nasıl çalıştığını görebilirsiniz. Uygulamanın bağlantıları burada:
Android için indirin | iPhone
için indirin

GÖSTERİM PANELİ,KASK İÇİNDE ESNEK, AYARLANABİLİR BAĞLANTI KOLU

tech-banner-image

Esnek kask içi gösterge kolu, sağa ya da sola, sürücünün gözünün altına veya üzerine denk gelecek şekilde herhangi bir motosiklet kaskının ön tarafına yerleştirilir. Ekrandaki görüntüler, ortam ışığı koşullarına uyması için parlaklığı otomatik ayarlıyor. Görüntü, gözünüze 3 metre ötede duran 30 inçlik bir ekrandaymış gibi geliyor. Bu sayede yolu görmenizi engellemiyor.

zona_web-woman-pic_17-5-17

MONTE ETMESİ KOLAY

ZONA’yı kaska ve motosiklete yerleştirmenin ne kadar kolay olduğunu anlatan bir video hazırlamışlar. Geröekten kolay görünüyor. Bu arada kayıt yapabilen ayrı bir ZONA kamera da var. Her ZONA sistemi ile bir bellek saklama çubuğu bulunur.

burada ilgili video var

İLAVE ÖZELLİKLER

  • KAZA KAYDI İÇİN DÖNGÜSEL HAFIZA
    ZONA hafızasını kullanarak kayıt yapıyor ve kaza anlarını izleme, delil olarak kullanma şansınız oluyor.

İncelemek için: zona-store.com, Bir benzeri için: SKULLY