Merhabalar, bu yazımın konusu İzmir’den Sinop’a yaptığım 1050 kilometrelik sürüşüm. 2013 model R 1200 GS inceleme yazısını özellikle bu yoldan sonra yapıyorum çünkü iyi bir uzun yol testi olduğunu düşünüyorum; buyurunuz başlayalım:
Efendim bildiğiniz üzere, GS konfor makinası. Daha önceki yazımda da belirtmiştim sürüşünün durumunu. Dedim ki hadi bakalım bir de uzun yol yapayım. Atladım bir sabah ve akşam Sinop’taydım. Tek sorun belimin ağrıması idi, ki o da benim romatizmamdan kaynaklı. Onun dışında çok keyifli bir yol oldu.
Uzun yol tavsiyesi: hazırlık aşaması
Uzun yola çıkmadan önce belirli bir hazırlığınız olmalı. İki teker üzerinde her yol uzun sayılsa dahi, belirli bir km’nin üzerindeki yollar ekstra tehlikeli. Zihnen ve bedenen siz, mekanik olarak da motosikletiniz hazır olmalı. Gelelim o hazırlıklara;
- Zihnen hazırlık bence en önemlisi, çünkü ister grup sürüşü olsun ister tek, motosikletinizin üzerinde teksiniz. Uzun saatler boyunca ona kumanda edeceksiniz ve biliyorsunuz ki anlık hatalar ölüm getirir. Bu nedenle kendinize güveninizi arttırarak ama çok da özgüvenli olmayarak bunun üstesinden gelebilirsiniz. Şöyle mesela, geniş başlayıp dar açıyla devam eden firkete tipte bir viraj karşınıza geldiğinde, orayı dönebileceğinizi bildiğiniz hızın altında düşmelisiniz ki riski azaltasınız. Bu özgüven dozu yeterli ne eksik ne fazla. “Yapabilirim ama yapmıyorum zira daha çok yolum var.” diyebilmelisiniz.
- Bedenen hazırlık, tamamen şartlar dahilinde geçerli. Ben tek günde gelmek zorunda olduğum için yakıt almak dışında iki mola verdim yolda. Bir gün önceden dinlendim, eşyalarımı hazırladım ve sabah kahvaltımı yapıp yolluğumu hazırlayıp yola çıktım. Amacım az mola olduğu ve yolda uyuyakalmak istemediğim için sabah protein ağırlıklı beslendim, karbonhidrat almadım.
- Aracımızın da hazır olması lazım. Onun için:
- bir gün önceden ustama gidip durumu anlattım, sağ olsun yoğunluğuna rağmen baktı dinledi, “Bir sorun yok.” dedi.
- Lastikçime daha önce sormuştum, o nedenle o gün gitmedim ama sabah evden çıkar çıkmaz lastiklerim soğukken havasını kontrol ettim.
- Aydınlatmalarına baktım, yağı ve suyu dün kontrol edilmişti, elektrik aksamında sorun yoktu, hasarına da baktım göremedim ve bastım kontağa çıktım yola (Aysel Hanım söylemi, motosiklete binmeden önce yapılması gereken şeylerin baş harfinden oluşur, bende onu yaptım).
- Pek çoğumuzun bilinçsizce doğru yaptığı bir şey var, motosikleti yüklemek. Yan çantaları arka çantayı yüklemekten bahsediyorum. Denge o kadar önemli bir unsur ki, biz de bunun o denli farkındayız ki, bilinçsizce yapıyoruz bu dengeyi. Lakin lütfen, dengeyi bilinçli düzenleyin, sağ ve sol yan çantayı, arka çantayı, kayışla bağladığınız çantaları dengeli koyun…
Ve yola düştük
Vira çıktık yola, tam İzmir’i çıktım, Uşak’a gelmeden hooop radar. 110 ile girmişim, 288 liracık borçlandım. Sonra Uşak, afyon, Ankara, Kırıkkale, Çankırı, Kastamonu ve Sinop ile devam ettim.
İzmir Uşak arasında radar yedim demiştim, cidden sinirlendim. Ama o konuya başka yazımda değineceğim. Bu duruma bir el atmamız gerek.
Uşak-Afyon arası güzel geçti, radara girmemek için yavaşladım maalesef, 90’a sabitledim. Afyonda durup biraz dinlendim ki ilk uzun molam oydu, kaslarım ve beynim için çikolata, su ve kahve üçlemesi yaptım. 20-25 dk. sonra yola çıktım.
mat notu: molalarda yürüyün. Uzun yolda sizi dinlendirecek olan esas şey, yürümektir. Yürüyünce sabit oturmanın getirdiği yorgunluk çözüldüğü kadar, artan kan dolaşımı sayesinde algı ve zihninizde sıfırlanır.
Ankara ise bana kalırsa yolculuğumun en zor yeriydi. Ömrümde bu denli karışık trafik görmedim, herkes her şeritte gidiyor, aşırı kalabalık… Yine de üzerime sürmediler bu güzeldi. Yoğun trafiği aşıp Kırıkkale’ye döndüm, oradan kuzeye Çankırı’ya. Çankırı’da ikinci uzun molamı verdim, su, çikolata ve kahve üçlüsü yine. 😊
Çankırı’da hava karardı, gece sürmek risklidir ama gün içinde Sinop’a ulaşma mecburiyetimden devam ettim. Motosikletimin aydınlatmaları fazlasıyla yeterli olduğu için sorun çekmedim ama Kastamonu Taşköprü arasında yaklaşık 10 km’lik mıcırlı bir yol vardı, orası biraz zorlayıcı oldu ama hız düşünce sorunsuz atlattım şükür.
Taşköprü’yü geçince, gelirseniz mutlaka sarımsak alın çok başarılı, Sinop’a kadar güzel asfalt, güzel yol çizgileri ve az araç vardı. Tek sıkıntı bu yörelerde yaban domuzu gibi hayvanların çokluğu, karşıma çıkmaması için dua ettim, zira çıkarsa yapabileceğim çok az şey var. Neyse ki dualarım kabul oldu ve o açıdan da sorun yaşamadım. Sinop’a girerken hafif bir rehavet çöktü, hemen vizörümü açıp kendime geldim*.
mat notu: Vizör açmak oksijen girişini arttırdığı için iyi gelir lakin etkisi kısa sürer. En iyisi, kısa bir mola verip yüzü yıkamak, enseyi ve bilekleri suyla temas ettirmektir. Su içmek de iyi bir fikirdir.
Hava koşulları
İzmir’den çıkarken hava çok sıcaktı, 35-40 dereceleri bulan bir sıcak vardı. Ben buna rağmen dört mevsimlik ekipmanla yola çıktım zira uzun yol, neme lazım diye düşündüm iyi ki de düşünmüşüm. Kırıkkale civarında hafif bir üşüdüm, hava aydınlıktı. Amma Ilgaz’dan sonra bir soğudu ki hava… Gündüz 30-35 derecelerde olan hava, bir anda 13-14 derecelere indi! İlk düşüncem şu oldu, döner dönmez elcik ısıtma taktırıyorsun Öncü, dondun…
mat notu: Gerçekten soğuk havalarda elcik ısıtma yeterli olmaz, bilginize. Elcik rüzgarlıkları ve iyi bir eldiven en iyi çözümdür. Soğuk hava tavsiyeleri için buraya bakabilirsiniz.
Yağmura rast gelmedim fikrim yok, ama Karadeniz’de bulutu görmenizle yağmurun yağması arasında 5-10 dk. oluyormuş gelecek arkadaşlar dikkat etsin.
mat notu: R 1200 GS rüzgar ve yağmur konusunda iyi korumaya sahip. Bununla birlikte inceleme yazıları ne derse desin, hiçbir motosiklet ve donanımı tek başına sizi soğuktan koruyamaz; mutlaka kışlık kıyafet gerekir.
Ortalama 100 km’de bir mutlaka durup 1-2 dk. da olsa bir yürümeniz sağlığınız açısında elzem. Dolaşımınızı bozmayınız.
Yakıt tüketimi
125 beygirlik bir hayvanla gidince ve NC’den inince dedim ki çok pahalıya gidip geleceğim herhâlde. Ama öyle olmadı, hız çok düşük olduğu için 105 km’de 2,5 litreyi gördüm.
R 1200 GS inceleme: uzun yolda nasıl?
E R 1200 GS inceleme yazısında tabii ki biraz da motosikletin özelliklerinden bahis etmek gerekiyor; buyurunuz:
- Rüzgar koruması iyi
- Motor sıcaklığı rahatsız etmiyor
- 1200 cc ve yüksek beygir sayesinde hiç çekiş, güç sıkıntısı yaşamıyorsun
- Dik oturma konumu sağolsun, rahat ve konforlu sürülüyor
- Süspansiyon ve lever sistemleri uzun yolu keyif haline getiriyor
- Yüklü idi, performans ya da sürüşş hissinde gözle görülür elle tutulur değişiklik olmadı
- İnsan radar olmayan yollar hayal ediyor 🙂
Bunda motosikletlerin kamyonlarla aynı hız grubunda olmasının da etkisi var tabii ki…
Diğer notlar
- Yolda sıkıldım biraz, 90-95’le 1000 km.menzil bitmiyor ama hem yakıt hem düz yol düşününce çok da kötü değil.
- Yolda Karadeniz’e girene kadar topu topu 20-25 viraj var, geri kalan dümdüz yol… Zaten bir endurocu olarak düz yolda basmayı sevmem. Sıkılmak dışında çok sorun olmadı yani yavaş gitmek insanı sıkıyor.
- 3,5 depoyla geldim, 340 TL gibi bir fiyat tuttu. Benzin 6,45 idi ben geldiğim dönem.
- 1050 km. yol geldim ama hiç yorulmadım tek sıkıntım belimin ağrımasıydı.
Umarım faydalı olmuştur.