“Yapar mıyız?” diye başlayan fikir, elli motosiklet, bir minibüs, toplamda seksen kişinin katıldığı (ki sadece kulüp üyeleri katılabiliyordu); benzin ve akşam yemeği sponsorlu, Anıtkabir törenli, ve hatta başkanın, kulüp adına Anıtkabir Anı Defteri’ne yazı yazmasıyla son bulan unutulmaz bir anı haline geldi.
Anıtkabir 19 Mayıs’da çok kalabalık olacağı için, 17’sinde çıktık ve gecesinde kalarak 18’inde yine İzmir’e yola koyulduk. İki günde toplam 1300 km.’ye yakın yol yapmak zorlayıcı olsa da, “Ata’mız için değer” ortak fikir olunca tahminimizden daha keyifli iki gün oldu. Örnek olması açısından programımızı da aşağıya ekledim, uzun yol planlaması için size de fikir verebilir.
Anıtkabir Anı Defteri’ne şöyle bir yazı yazdık:
“Çok sevdiğin İzmir’den, Cumhuriyeti seven yurttaşlar olarak geldik.
Biz, özgürlüğü seven motosiklet sürücüleri, kurduğun Türkiye’nin özgür yurttaşları olarak sana teşekkür ediyoruz.
Ziyaretimiz, yaptıkların ve hedeflediklerine duyduğumuz minnetin ve saygının ifadesidir.
Saygılarımızla, İzmir Motosiklet Kulübü Üyeleri Adına, Başkan Salih Özsüvariler”
Aşağıda ise kısa bir fotoğraf seçkisi var.
Uzun Yol Toplu Sürüş Örnek Sürüş Programı
06:30 Buluşma, 07:00 Hareket
07:00 – 09:15 Sürüş
09:15 – 09:30 Dinlenme ve Yakıt
09:30 – 11:40 Sürüş
11:40 – 13:00 Öğle Yemeği, Uzun Ara ve Yakıt
13:00 – 15:00 Sürüş
15:00 – 15:30 Dinlenme ve Yakıt
15:30 – 17:00 Sürüş
17:00 – 17:15 Dinlenme ve Yakıt
17:15 – 18:00 Sürüş ve Son
8 saat 35 dakika sürüş, 2 saat 25 dakika dinlenme ile toplam on bir (11) saatlik yol macerasında en az 600 km. yapmanız mümkündür.
Not: Yukarıdaki programa uyduk. Genel olarak dengeli ve sürüş ile dinlenmeyi iyi ayarlamış bir program olduğu konusunda tüm topluluk hemfikir. Yani siz de uzun yol için aynı şablonu kullanabilirsiniz.
Motosiklet Uzun Yol Tavsiyeleri
Kulaklık
Gerçekten hayat kurtarıyor, sakın unutmayın. Bir mola çıkışında unutmuşum, dayanamayıp tüm grubu sağa çektim, tekrar taktım. Zira o on beş dakikalık kulaksız sürüş bana kulaklığın kıymetini tekrar hatırlattı…
Yedek Anahtar Kimse unutmadı – kaybetmedi ama evinizden uzak bir yere gittiğinizde anahtarı, hem de hafta sonunda kaybetmek ciddi sıkıntı haline gelir.
Sürüşün Son Saatleri ve Şehir
Çok zor. Kalabalık, ayna kontrolü ve grup olarak kalmak, ışıklardaki yoğunluk gibi etkenler varmadan önceki son elli kilometreyi tehlikeli hale getiriyor. O sebeple son molada iyi dinlenin ve hazırlanın.
Karanlık Çok net: Bütün gün yol yaptıktan sonra karanlığa kalmayın, hele hele şehre karanlıkta girmeyin…
Aprilia Futura uzun yol değerlendirme yazısının ilk kısmı için lütfen tıklayınız.
Ankara sürüşü değerlendirme için büyük bir fırsat oldu Futura için. Sonuç olarak iki günde 1250 km. yapmak, bir motosikleti değerlendirmek için güzel bir fırsat.
Koltuk (Sele)
Koltuk yani sele tam uzun yollukmuş. Ben popom ya da bacaklarımın içi ağrır diyordum ama hiç sıkıntı olmadı. Selenin bir başarısı da hem konfor hem de hareket serbestisi sağlaması. Köroğlubeli virajlarında sarkarak viraj yaparken de sele yine kısıtlayıcı değildi. Bu arada Köroğlubeli virajlarında asfalt, geniş dönemeçler, görüş açısı çok güzeldi). Bir de not: selenin süngeri on bir yıllık, yeni bir sünger ile daha da rahat olacaktır.
Oturuş Konumu (Postür)
Deponun sürücüye bakan önü dik ve geride. Selede çok hafif arkaya kayıp göbeğin altını depoya yaslayınca hem yorulmuyor, hem dik oturuyor, hem de dizlerle deponun yan altına tutunmak için doğru yerde oluyorsunuz.
Bu konum aynı zamanda ellerinizi de gidona koymak için doğru oturuşu getiriyor.
Bir de gidişte Ankara’ya varmadan önceki sonsuz düzlüklerde iyice yorulduğumda, yine göbek depoya dayalı iken kah dirseğimi deponun üst düz kısmına dayayarak, kah tamamen uzanarak, görüş açımı kaybetmeden dinlenerek sürmeye devam edebildim.
Yakış (Tüketim)
Yolculuk öncesi yağ, yağ filtresi, hava filtresi, zincir değişimi ve debriyaj ayarı yaptık. Yani Futura tam olarak ekonomik ve verimli halde yola çıktı. Unutmadan söyleyelim, tüm yolu 90-110 km. aralığında geldim. Devir ise arada kasıtlı olarak bir vites aşağıya çekip (saatlerce aynı devirde gitmemek için) 5000 – 5500 dk./devirlere çıkmam hariç 4000 – 4500 dk./devir aralığında idi. Futura’nın 6. viteste 95-100 km./saat sürati ise bu 4500 civarlarında.
Bunun dışında dört beş defa da dayanamayıp iki üç vites düşürerek devir sonuna kadar çıktığım, toplamda da on beş – yirmi dakika kadar performans sürdüm lakin 1250 km.’de tüketime etkisi olmayacaktır.
Sonuç olarak uzun yolda yaktığı 100 km.’de 4 ila 4.5 litre arası Futura’nın. 1000 cc. bir makine için son derece iyi bir değer olarak görüyorum.
Uzun yol tavsiyeleri serimize bu defa da toplu sürüşü kalabalık olarak yaptığımız bir geziden bahsederek devam ediyoruz. Önemli konuları mümkün olduğunca aktarmaya çalıştık; her birini dikkate almanız dileğiyle.
Motosiklet günlüğüne devam etsem de uzun zamandır motosiklet kullanmıyordum. Fakat sonra kulüpte 19 Mayıs için Anıtkabir’e sürelim projesi doğdu.
Daha önce de günlük bir çok kere 400 – 500 km.’ler yaptığım için hazır sayılırım ama iki günde 1300 km. civarında yol yapmak ciddi iş. Bu nedenle planlaması için uğraşıyoruz bir süredir ve bu sebeple ayrıntılarla da haşır neşirim. Dikkat edilmesi gerekenler ve notlar anlamında bir çok bilgi biriktiği için sizlerle de paylaşmak istedim. Döndükten sonra da birikenleri ekleyecegim. Uzun yol rehberi olarak da işinize yarayacağından, buyurunuz okuyunuz:
Uzun yol tavsiyeleri
Bedenen Hazırlanmak
“İki gün boyunca süreceğimiz için öncelikle bünye dayanıklılığı şart.”
Bunun için şınav çekmek iyi bir yol. Neden derseniz, şınav vücudun üst yarısını ve sürüşte kullandığımız kasları çalıştıran bir hareket. Kendinizi zorlamanıza gerek yok, bir hafta önce sabah ve akşam, 8’erden 3 set ile başlayın yeter. Neticede amacınız kas yapmak değil, uzun yolda zorlanacak kaslarımızı hazırlamak. Bunu yapmak sırt ve bel ağrıları çekmememiz için çok yardımcı olacak.
Yedek Anahtar
Mutlaka alın. Şehir dışında anahtar kaybetmek ölümdür. Hatta delirticidir de…
Kulaklık!
Uzun yolda hayat kurtarır. Rüzgar sesi insanı inanılmaz yorar. Hele uzun yolda kulaklık takmak şarttır. Kavuşacağınız sessizlik; bakışınızı, değerlendirmenizi, güvenliğinizi çok arttıracaktır. Tersinden söyleyelim, kulaklık takmayınca çok daha önce yorulacak ve sürüş becerilerinizi tırpanlayacaktır.
Yağmur olasılığı var, tamam çözüm yağmurluk. Fakat ya güneş? Doğuya gittiğimiz için güneş karşıda olacak ve kaskımda güneşlik yok. Dolayısıyla:
“Güneşe karşı süreceksiniz; gözlüğünüzü unutmayın.”
Evrak Ve Teknik Kontroller
Vizenizi ve trafik sigortasını bir kez daha kontrol edin. Şehirler arası yolda kontrolde ortaya çıkarsa canınız sıkılır.
Yağı suyu tamam, ama lastiklerinize de bakmanız gerekli. Aşınma haricinde yırtık, çatlak varsa alarm zilleri çalmalı.
Motosikletle uzun yol planlamak
Uzun yol tavsiyeleri içerisinde planlamaya önem vermek hep unutulur. Kaldı ki biz Türkler planlama konusunda pek istekliyiz biliyorsunuz 🙂 . Planlama yapmak sadece yolculuğu planlamak değildir. Lütfen kötü durumları da planlayın. Bir şeyler ters gittiğinde hazır olmak her zaman iyidir. Devam edelim:
Kısaca söylemek gerekirse: Yolu planlamak aslında zamanınızı planlamak demek.
İlk olarak gün ışığından en fazla şekilde yararlanmak için olabildiğince erken yola çıkın.
Mutlaka kahvaltı yapın. Su içerek başlayın ve iyi yiyin ama tam doymayın.
Normal şartlarda her bir buçuk saat ya da 150 kilometreden sonra (hangisi önce biterse) en az 10 dakika mola vermek ve yürümek önerilmektedir. Buna uyun. Bu zihninizin bitmesini engellemesi ve özellikle son iki saatinizin daha güvenli geçmesi için şart. Mola vermekten sakınmayın. Yürümek ise bacak kaslarınızı çalıştırırken damarlarınıza yukarı doğru basınç yapacak ve kan dolaşımınızı normal hale getirirerek belden aşağınızdaki şişmeleri engelleyecektir.
Ara verdiğinizde gazlı içeceklerden, kahveden uzak durun. Yoruldukça kahve ya da Red Bull basmayın vücudunuza. Geçiçic ve yanlış bir canlanma verirler ama bedeli büyüktür. Daha büyük yorgunluğa sebep olurlar.
Yağlı yememeye çalışın. Yorar ve uykunuzu getirir, yola dalmanıza sebep olur.
İdeal bir program örneği şöyle olur:
Sabah 6’da kalk
Kahvaltını yap, sonrasında bir kahve içerken günü gözden geçir. Nerelere gidecek ve nerelerde duracaksın, unutmaman gereken bir şeyler, araman gereken birileri bir yerler var mı?
Kahvenden sonra kendine gelmişsindir, evrak alet edevat kontrollerini yap. Bir şey unutmadığından emin ol. Kontrol listen varsa bir bak.
Motosikletin başına in ve kontrollerini yap. Lastik basıncına ve sızıntılara bak. Motosikletini çalıştırıp dinle.
Yedi buçuk gibi yola başla. Daha geç kalma.
İlk yarım saat bir 20 km./saat daha yavaş git. Kendine açılmak için fırsat ver.
Sıkı sürüşü sabahtan yap. Dikkatin ve güneş yol yapmak için iyi şartlarda zira.
Sekizde sürmeye başladığını var saysak (Türküz sonuçta, saatinde çıktığımız görülmemiştir de 🙂 ) ve saat 12 olsa dört saattir yoldasın en az 300 km. yapmış olman lazım. Dolayısıyla:
Öğle yemeğine en az (ama en az) 1 (bir) saat ayır. Yemekten sonra kahveni / çayını al ve yürü (bu yürüme işi gerçekten önemli).
Şimdi saat 13:00 civarı, öğleye geldik ve güneş yükseldi. Unutma ki 7 saattir ayaktasın (mesai dediğin sekiz saat) ve daha yolun var. O zaman öğleden sonra dikkat edeceklerin şunlar:
Yemekten kaynaklanan bir yavaşlama ve sıcakla gelecek bir rahatlama olacak. İlk yarım saat yine bir tık yavaş gitmekte fayda var.
Sabah yapmadıysan da artık her 150 km. ya da bir buçuk saatte mola ver (zaten benzin alacaksın inat etme, ver molayı).
Molalarda su iç, en az beş dakika yürü.
Saat üç ya da dörde denk gelen molada bir elma, bir gofret gibi şekerli bir gıda ye (içeçeksen de şu saatlerde iç o lanet olası gazlı içeceği 🙂 )
Akşama ek dikkat gerekir
Güneşin batışına yakın insan vücüdunun direnci düşer yorgunluk kaçınılmaz olur. En çok kaza da bu saatlerde olur. Denk getirebilirsen mesai çıkışında molada ol. Ve:
Şehirler arası yol üzerindeki yerleşim yerlerinden geçerken fazladan dikkatli ol.
Hızını artık düşür. Yoruldun ve yollarda günün yorgunluğuyla motorlu araç kullanan insanlar var.
Ayrıca bu saatler senin de yorulduğunun farkına vararak sürüşünü değiştirmen için doğru vakit. Bakışın düşmemesine, fren için mesafe bırakmaya, çevresel bakışı korumaya dikkat et. Neden dersen yorgunlukla birlikte ilk bunlar kaybedeceğin yetkilerin.
“Mümkün ise planlamanızı hava karardığında sürüşünüzü bitirecek şekilde yapın. Tüm gün sürdükten sonra, hem de şehre girmek ve o karmaşada motosiklet kullanmak aslında çok da akıl kârı değil, sen de biliyorsun. Ayrıca bir de biliyoruz ki kazalar hep sürüşün sonlarına doğru gerçekleşirler. Bu yüzden bir de zor yöneteceğiniz ortamlara yorgun ve karanlıkta girmek gereksiz bir risk olacaktır.”
Not: Yukarıda eğlenceli biçimde anlattığımız notlar, son derece önemli bilgilerdir. Lütfen ciddiye alınız ve yolda uygulamaya özen gösteriniz.
Motosikletle Gürcistan rota ve maliyet nedir, öğrenmek ister misiniz?
Bir çoğumuzun hayalidir uzun yol. Hep de aynı soru kafamızda: kaça çıkar? Kesin pahalıdır! Bu yüzden aşağıdaki yolculuğa ve fiyatına bir bakın. Açıkçası tahminimden ucuza geldiğini söyleyebilirim. Ayrıntılar aşağıda:
Aşağıda detayı yazılı Bodrum – Gürcistan – Bodrum 6000 km. / 21 gün turuna çıkıyoruz.!!!!!!
Gürcistan Turu 2014
gün / 4 Temmuz; 200 km Bodrum-Stronekia-Afrodisyas-Karacasu
gün / 5 Temmuz; 460 km Karacasu-Sagalassos-Eşrefoğlu Camii-Beyşehir
gün / 6 Temmuz; 360 km Beyşehir-Obruk-Gaziemir yeraltı şehri-Ürgüp
gün / 7 Temmuz; 467 km Ürgüp-Divriği Ulu Camii-Kemaliye taş yol-Kemaliye
gün / 8 Temmuz; 315 km Kemaliye-Maçka
gün /9 Temmuz; 264 km Maçka-Sumela manastırı-Batum
gün/10 Temmuz; 252 km Batum-Akhaltsikhe-Bakuriani
gün/11 Temmuz; 210 km Bakuriani-Tsalka-Tiflis
gün/12 Temmuz; 150 km Tiflis-Kazbeği
gün/13 Temmuz; 0 km Kazbeği
gün/14 Temmuz; 294 km Kazbeği-Oni
gün/15 Temmuz; 209 km Oni-Mestia
gün/16 Temmuz; 256 km Mestia-Batum
gün/17 Temmuz; 376 km Batum-Zil Kale-Kaçkarlar-Erzurum
gün/18 Temmuz; 315 km Erzurum-Tunceli-Pertek-Elazığ
gün/19 Temmuz; 250 km Elazığ-Nemrut Dağı-Kahta
gün/20 Temmuz; 455 km Kahta-Tarsus
gün/21 Temmuz; 467 km Tarsus-İbradı Altınbeşik Mağarası-Ürünlü
gün/22 Temmuz; 347 km Ürünlü-Kalkan
gün/23 Temmuz; 160 km Kalkan-Fethiye Kayaköy-Dalyan
gün/24 Temmuz;193 km Dalyan-Bodrum
20 geceleme – 21 gün; toplam; 6’000 km.
Katılmak isterseniz bir kişi (oda paylaşırsa) 1’100 Euro (20 gece konaklama ve rehberlik ücretini içerir).
Motosikletle Gürcistan rota ve maliyet beni şaşırttı. Her şeyden önce böylesine dolu dolu yirmi günlük program beklemiyordum. Rotayı çok başarılı buldum bu açıdan. İkinci olarak da maliyet beklediğimden daha az. Evet kahvaltı haricinde yeme-içme ve benzin dahil değil fakat arkadan gelen ilave bir araç olduğunu da unutmamak lazım. Bu motosiklet turu için inanılmaz bir lüks. Hem eşya taşıtmak hem de güvenlik için sizi takip eden araç her uzun yol için motosikletçinin hayalidir çünkü.
Giyin giyin nereye kadar? Bazen giyinsek de kuşansak da yetmez. Hava çok soğuktur. Peki var mı ek bir önlem? Evet var.
Bu yazımızda açık alan kış sporları yapanların bildiği bir malzemeyi tanıtıyoruz sizlere.
Fotoğrafını gördüğünüz kimyasal tepkime ile ısı üreten bir ürün. İçinde on adet ısıtıcı plaka var ve her biri beş saate kadar ısı veriyor. Yani uzun yolculuklar için ideal. İnce ve plaka şeklinde olduğu için montun içine, iç kıyafetlerimizin cebine rahatlıkla koyabilir ve hareketlerimizi kısıtlamadan içten ısınabiliriz.
Gelelim maliyetine. On adet plakanın toplam fiyatı 49.90 ₺ (2020 Temmuz). Evet bu kadar ucuz. Beş saat sürsek en kötüsü üç yüz kilometre yol yapmış oluruz. Yani bu hesapla paketin yarısını kullanıp:
Beş saatlik sürüşün bize maliyeti 11 lira 50 kuruş! Beş saat boyunca üşümemek için çok ucuz bir fiyat…
İyi de nereden satın alacağız? Fotoğraftaki ürün Decathlon’dan alınmış olsa da spor mağazalarından, dağcılık ve doğa sporları satan yerlerde bulabilirsiniz. Hatta en son Gratis’te de benzer bir ürün gördüm.
Evet üstelik YBR125 motosikletle 2235 km Ege turu yapmış bir sürücünün deneyimlerini de barındırıyor.
Başlamadan hemen önce:
ve işte kararsızlıklardan dolayı geç başladığım hayatı boya kalemiyle rötuş yapma çabamın başladığı gündü 4 haziran 2012. işe girer girmez 2. gününde koşarak Geçit Motora yıllardır sadece öğrencilik hayatımda Enis’in scooterına binerek tatmaya çalışsam da bu duyguyu artık YBR ile tadacaktım…
sadece sür…
diyerek başlayan ve Motosikletle 2235 km Ege turu gezisini, deneyimlerini anlatan blog. Tamamı burada, güzel gezilmiş, güzel anlatılmış okumak için buraya tıklayınız.
Arkadaşı tebrik ediyorum. Biz sürmeye bahane bulurken kendileri YBR ile…
Motosiklet ile uzun yol gezileri bir çok sürücünün hayalidir. Bunun için ne büyük cc. gerekir, ne de çok ileri beceriler.
Aslına bakacak olursak uzun geziler için gerekli olan ileri düzey; sürüş becerileri değil, planlama içindir.
Motosiklet için uzun yol kaç km. demek?
Motosiklet uzun yol sürüşlerinde amacınız “bir an önce varmak” değilse, yani yüksek hızla sürmeyecekseniz, kabaca beş bin km.’lik tecrübe ile uzun yolculuklar yapabilirsiniz.
Uzun yolun riskleri yorgunluk ve dikkat eksikliğidir.
Motosiklet uzun yol risklerini doğru yönetmek için aşağıdakilere dikkat edin:
Aralıksız iki saatten fazla sürüş yapmayın
Kulaklık takın! Uzun yolda rüzgar adamı çok yorar, hatta aptallaştırır, hafife almayın
Bir saatlik sürüşten sonra beş dakikalık da olsa mola verin.
Mola da motosikletten inin, yürüyün.
Su için. Gazlı ve yüksek enerjili (enerji içeceği, kola vs.) içeceklerden kaçının.
Yola aç çıkmayın
Ağır ve yağlı şeyler yemeyin
Yükünüzü iyi bağlayın
Gideceğim diye inat etmeyin, yorulduğunuz yerde sağa çekip mola verin.
Şehirler arası yollardan şehir içine girdiğinizde dikkatli olun.
Son elli km.’ye dikkat edin. Kazalar: “Oh geldim artık!” denen son km.’lerde daha sık olmaktadır.
Hava şartlarını ihmal etmeyin. Çıktığınız noktaya değil yol boyunca hava durumuna bakın. Üşenmeyin, yanınıza gerekli donanımı alın (yağmurluk gibi).
Motosikletinizin yağını, suyunu, lastik basınçlarını kontrol edin. Şehir dışında yolda kalmak daha zordur…
Sırt çantası iyi bir fikir değil. Zira uzun yol ve sürüş pozisyonu ile birleşince bel ve popo için ağrı verici olabiliyor.
Uzun yolda depo üstü çantalar iyi bir seçenek, değerlendirin.
İki kişi gidiyorsanız interkom yol konforunuzu ve güvenliğinizi çok arttırıyor.
Cidden uzun yol için tavsiyeler (500 km. ve üstü)
500 km. sekiz saat sürer dersek yukarıdakilere ilave olarak:
Hem bedenin hem de zihnin artık yorgun, dikkat ve refleksler azalacak.
Son üç saat için özel tavsiyeler
bakışını düşürmemeye ve önündeki araca kilitlenmemeye, manzaraya dalmamaya özen göster.
molalarda çikolata gibi şeker takviyesi almak yardımcı olabilir.
Son üç saatte karanlığa kalmamaya dikkat et.
Şehre girince daha bir dikkat et.
Hafif ye, yağlılardan kaçın, ya da yağlı yemek sonrası molana +20 dk. kahve sigara molası ekle.
– Sürüşü planla – Varmaya değil, keyif alacak zaman planlaması yap – Kulaklık mutlaka tak – İnterkom uzun yolda çok konforlu bir fark yaratıyor
Yola ve şartlarına göre değişir ama normal bir sürücü motosikletle beş yüz kilometreyi rahatlıkla yapar.
Yapılır, hiç de sorun olmaz. Vespa ile dünyayı gezen bile var 🙂
Bu yazı 2013 yılında yazılmıştır. Tüm değerlendirmeler 2013 model Triumph Tiger 800XC için geçerlidir.
Yıl 2019. Bora hala kullanıyor ve hala çok memnun. Şimdilerde fiyatı düştüğü için doğru bir ikinci el motosiklet olan Tiger 800XC başarılı özellikleri ile dikkat çekici olmaya devam ediyor.
Yıl 2019 ve aylardan aralık. Üç gün boyunca İzmir’de sürdüm Tiger’ı. Artık yeni değil ama yaşlı da değil hala. Km. elli bin üzerinde. MotoDaytona‘da servisteydi ve yoğun gündemime yetişmek için motosiklet lazım oldu.
Tabii ki Selami Usta sağ olsun, ayarlarını da yapmış; fren, debriyaj ve gaz çok iyi ve tepkili idi. Çekiş hala çok iyi, süspansiyonlar da öyle. Son gün yağmurda kullanmama rağmen her şey çok iyiydi.
İyi bakılmış bir tane bulursanız 800XC çok iyi bir ikinci el motosiklet olarak sizi memnun edecektir.
Çok soru geldi, hayır 1200XC’yi beğenmedim. 800 varken gerek yok; Tiger 800XC bir şekilde daha iyi.
Çok yakın bir arkadaşım aldı, anlatıyordu lakin sürmeden yazmak istememiştim. Bu gün Bodrum’dan İzmir’e geldim Triumph Tiger ile. İşte birikenler.
Motor, Ah O Üç Silindirli Motor!
Konsolda eksik bilgi yok. LCD güneşte bile okuma zorluğu yaşatmıyor.
Evet, doğrudan güç birimi ile başlayacağım zira karakter, çekiş, canlılık, devir isteği gibi konularda etkileyici bir motordan bahsediyoruz.
Triumph Tiger 800XC’nin Dört binden itibaren kendini buluyor ve sonrasında devir kesiciye kadar keyif sunuyor. Dikkatinizi çekerim, “çok güçlü, deli, vahşi” değil. Keyifli. Doğru kelime bu.
O kadar güzel ayarlanmış ki, o kadar esnek ki; bir ayar tutturup devam ediyorsunuz. İşin güzel kısmı bu ayarı dört bin ile sekiz bin arası her hangi bir devirde yakalayabiliyor olmanız. Bu sayede ikinci viteste otuz ile yüz km/saat arasında gezinebiliyorsunuz 🙂
Rhino gidon yükseltme ile sürüş kolaylaştı, tavsiyedir.
Üç silindir hem iki hem de dört silindirlilerin iyi taraflarını almış. Bu sayede mesela bir F800GS’deki alt devir canlılığını buluyorsunuz. Altı bin deviri geçmeden kullanabilirsiniz rahat rahat, vites büyütüp devam edersiniz, nasıl olsa çekiş var. Ama isterseniz de altı bin beş yüzlerden sonra bilindik dört silindir sesi, gücü, devir açlığı ve çekişi de var. Zaten değişen ses size anlatıyor her şeyi. Azami devir on bin.
Vites oranları iyi ayarlanmış. İlk önce garipsedim, her vites bin devir düşürüyordu çünkü, sonradan kavradım dört altı bin arasındaydım zaten, daha ne? Dört binden sonra zaten o kadar güzel ki devamlı çekiş, taa sekiz bin beş yüz devire kadar, aslında alışkanlıktan atıyorsun. Atmasan da olur vitesi ama elin alışmış, atıyorsun, o da bir şey demiyor. Oranları bilip de yapmış adamlar yani 🙂
Altıncı vites biraz daha uzun fakat hala koparıcı güç var. Dört binin biraz üzerinde doksan doksan beş km/saatlerde gidiyor Tiger. Yani o oran da güzel oturtulmuş.
Tiger 800XC Tüketim Mevzuu
Üç silindirli motor aynı zamanda çok da yakmıyor. Tıngır mıngır geliyoruz genelde Bodrum’dan biz Bora’yla sürdüğümüzde. Bu gün de öyle 100 – 130 km./saat aralığında geldik tüm yolu. Yol boyunca dört ilâ altı buçuk litre arasında bir ortalama ile geldim. Bir kaç defa ani gaz açtım, o zaman bile anlık tüketim hiç yirmi litrelere çıkmadı. Fakat sabit gaz ve düşük devirlerde giderken de dört litre altına düştüğünü hiç hiç görmedim. Uzun dönem yakıt ortalaması beş – beş buçuk litrenin altına inmez sanırım, fazlası olur, azı olmaz.
Tiger 800XC tüketim yönünden bakarsak öyle aman aman tutumlu diyemeyiz fakat fazla da yakmıyor.
Fren, Süspansiyon
Frenleri ilk başlarda sert buldum fakat dozajı ilk defa bu motosiklette bu kadar açık hissettim desem yeridir. Bu arada hem ön hem arka aynı şekilde sert, motosikletin karakteri bu. İlk başlarda biraz yadırgadıysam da hemen alışıyorsun ve sorun yaşamıyorsun.
Bu renk gerçekten çok yakışıyor.
Gelelim süspansiyon sisteminin meziyetlerine.
Ayar ayar ayar. İngiliz’in olayı ayarmış arkadaş.
Kasis, frenleme, yol yüzeyindeki dalgalanmalar, yüksek sürattaki virajlar; hiçbiri sorun değil, Bora’nın (sahibi) ifadesine göre kaldırım atlama da dahil (ben atlamadım ama o sık sık yapıyormuş) süspansiyon sistemi insanı şaşırtacak kadar başarılı.
Normalde yüksek hızda viraja giren enduro sana çok da rahat olmadığını söyler ama Tiger Güvercinlik dahil çok rahattı süspansiyon sisteminin başarısı sayesinde.
Şehir içinde şerit arası demirlerin üzerinden de çok rahat geçiyor ve dalgalanmıyor. O huyunu da çok sevdim.
Tiger 800XC Sürüş, Huyu – Suyu Nasıl?
Sürat derseniz bu süspansiyon sistemi sayesinde gidiş de çok kararlı ve güvenli. Ben yüz altmış kadar çıktım, beşinci vitesteyken, dahası vardı, giderdi ama oraya kadar çok sağlam çıktı. Orada da ne bir titreşim ne bir yaylanma ne bir hafifleme, hiç bir olumsuz şey yok. Sanırım F800GS ile aralarındaki en büyük fark bu, Tiger 800XC’nin üst hızları da var. Böyle büyük bir alet için bu hızlar ve genel hal ve edası çok başarılı. Yormadığı gibi bir de zevk veriyor sürüşü. Hatta sesi ile, karakteri ile çıplak motosiklet (naked bike) bu alet.
Boy pos durumuna gelince ben alete tam oldum. Boyum bir yetmiş sekiz, kısa sayılmam pek. Bora benden dört beş santim kısa o kullanıyor fakat daha kısa iseniz çok da kolay olmayacaktır.
İlave: Bodrum > Fethiye > İzmir yaptım. Sakar ve Çine de çok ama çok başarılı idi…
Şehir İçi
Hafiflik önemli bunu biliyoruz, özellikle şehir içinde. Tiger bu konuda da başarılı. Dengesi ve motoru sayesinde şehir içinde de çok rahat. Ben genelde trafikte akar iken iki aracın arasından gaz açıp geçmem, fakat Tiger ile yaptım, hem de ilk kullanışımda, hem de sık sık. Hafifliği ve dengesi ve çevikliği sayesinde şehir içi sorunsuz ve kolay. Bu arada yan çantalar takılı değildi not etmiş olalım.
Malzeme Kalitesi?
Anlattıkları kadar değil. Sorun yok her şey güzel çalışıyor ve uzun zaman öyle devam edeceği de belli. Ama yine de “Hmm!” dedirtecek bir şey göremedim ben. Örnek vermek gerekirse bir İnazuma konsolu, bir KTM kontrol gurubu beni daha çok etkiledi. Her şey iyi ama standartları belirleyecek bir durum da yok kısacası.
Dahası Var Mı?
Akrepovic egzozda borulardan birisi açık çünkü ikisi açıkken fazla ses çıkıyor.
Var. Bir huyuna bayıldım: Tiger çok net alet.
Dingildeme, titreme, tereddüt etme yok. Yol dalgalanmalarında öyle şerit değiştirirken tırtırlarda öyle. Debriyaj tak diye, ilk frenleme anındaki o normal olan boşluk/gecikme bile yok, tuşlar bile öyle. İşte bu huyuna bayıldım…
Arazi ve Akrepgiller
Arazide nasıl derseniz süspansiyon sistemi orada da çok iyi iş çıkarıyormuş. “Yardıra yardıra yokuş yukarı birinci vitesin sonunu buldum!” dedi Bora. “Allah Allah, kafana geçmedi mi?” diye sordum, cevap olumsuz olmadığına göre, daha ne olsun diyoruz.
Gelelim bir de aksesuar olup ek takılan Akrepoviç egzoza. İki susturucudan biri açık idi ben kullandığımda. Böğürüyor diyemem ama devir yükseltmek için gazlıyor adamı. Tonu çok güzel. Alır mıydım bilmem, şehir içinde gereksiz şehir dışında ise uzun yolda o seviye baş ağrıtır. Kendi egzozu biraz daha kadife imiş. Üst devirleri neredeyse aynı diyor Bora ama alt devirlerde Akrep daha iyi. Ha bu arada Akrep takıp her iki sessizleştiriciyi de takarsan, fark var tabii ki ama, gereksiz neredeyse dedi; normal etmiş olalım.
Tiger 800XC Notlar
Devir kesici sarsanlardan değil bu arada, onu da sevdim.
Arka çark maaşallah ordövr tabağı kadar büyük.
Gece farlar ön camı sanki altta LED varmış gibi aydınlatıyor. Değişik ve güzel görünüyor.
Fotoğraflarda gördüğünüzü yeşil renk kesinlikle çok güzel. Çok belli olmasa da görüntüsü pek değişik. Dokusu da. Dokununca yumuşak desem yumuşak değil sert metal gibi desem öyle değil; boya desem hiç boya gibi değil. Bir yerlerde denk gelirseniz bir bakın depoya derim.
Aksesuarı var bir dünya. Yurt dışı sitelerden bakabilirsiniz. Gidon yükseltmeden manifold korumaya kadar bir dünya şey var.
Arka çanta yaylı. Ne demek yaylı? Yanlara esneme yapabiliyor çanta. Yüksek hızda arkayı çırpmasını engellemek içinmiş.
1200’lüğü de var ama binenler boy problemin yoksa 800 diyorlar.
Tiger 800 ile 800 XC ayrı modeller, karıştırmayın.
Sorduk soruşturduk. Triumph Türkiye’ye ciddi yaklaşıyor diye duyduk. Fiyat politikası da, yedek parçada da, serviste de sorun yok diye duyduk. Gerisini zaman gösterecek. 2019 GÜNCELLEMESİ: Zaman gösterdi, mallarının arkasında durdu Triumph.
İyi. Hiç bir sorunu yok. Esas farkı ise ayar. 800XC’nin her şeyi çok güzel ve bir bütün olarak çok iyi ayarlanmış.
Standart aşınma, eskime, renk atma haricinde hayır. Motoru hala saat gibi. Bu arada 2013 ama ciddi kilometre yapmış bir 800XC’den bahsediyorum, ona rağmen kalite sorunu sıfır desek yeridir.
Hmm zor soru. Siz arazi sürüşünü ne kadar biliyorsunuz? Fakat sahibi hard enduro olarak kullanıyor ve çok memnun arazi performansından.
Transfagarasan yolu sayılamayacak kadar çok dönüş (ki firkete çok fazla), şelaleler, buzul gölleri, iki bin metre üzerindeki irtifaya kadar çıkan, Karpat’ların muhteşem manzaraları ve doğası ile rüya gibi bir yol ve muhteşem manzaralar sunuyor.
“Dünyanın en güzel yolunun Romanya’daki Transfagarasan yolu olduğunu biliyor muydunuz?” TopGear programında Jeremy Clarkson söylemişti bunu.
Bu irtifalar ve sert kış iklimi sebebiyle ekim ayında kapanan ve yazın açılan bir yol Transfagarasan.
Asfalt kalitesi de iklim şartları yüzünden çok iyi değil fakat yine de keyifli motosiklet sürüşleri için uygun bir yol.
Motosiklet sürücülerinin gözünden tavsiyeler burada ve burada.
Doğası ve manzarası ile çok güzel. Kampçılar için daha da çekici evet. Yine de mutlaka görülmeli mi derseniz açık ara ya da rakipsiz değil?
– Yılın büyük bir bölümünde kapalı; dikkatli planlama yapın. Yazımızda ayrıntılarıyla bilgi verdik ama sadece Transfaragaşan geçişi için gitmek yazık olur. Gezilecek, görülecek bir çok yer var.
Bu yazı Git-Gör kategorisinde yayınlanmıştır. Kategorinin diğer yazıları için buraya tıklayınız.
Bildiğiniz gibi çakar konusu önemli. Bu yazımızda led çakarların haricinde ilginç olan bir ürünü tanıtıyoruz.
Işıldaklar, özellikle LED’li olanlar hali hazırda motosikletçilerin kullandıkları ve piyasada bulunabilen ürünler. Çakarlısı sabiti, markalı olanı, kendi üretenlerin paylaşımlar vs. sayesinde alıyor kullanıyor ve yollarda görüyoruz. Bu ürünleri bir süre önce yabancı forumlarda görmüştüm. OrtaSehpa.com sitesi sayesinde tekrar hatırladım ve sizlerle paylaşayım dedim (artık kapalı Temmuz 2020).
En dikkat çekici yönleri uzaktan net biçimde görülmeleri ve bu yolla hayli uzaktan fark edilmenizi sağlamaları. Ana amaç bu olsa da görsel aksesuar olarak kullanılması da mümkün fakat o durumda da güvenlik tarafı yine işe yarayacaktır.
Avantajları:
değişik renkler mevcut
uygulaması kolay, yapıştır ve unut
pille çalışıyorlar
her yere uygulamak mümkün (kask, motosiklet, kıyafet vs.)
uzun yolda güvenliği çok arttıracaktır.
Özellikle gece yapılacak yolculuklarda dikkat çekeceği ve fark edilirliğinizi ciddi derecede arttıracakları için ışıldaklar önemli nesneler. Hele hele hem karanlık hem de ıssız yollar, şehirler arası yolculuklarda uzaktan fark edilmenizi sağlayacakları için tavsiye edilecek ürünler olduğunu söylemek lazım. Led farlar ile karşılaştırmak da mümkün fakat bana kalırsa hem görsel hem de dikkat çekme açısından bu ışıldaklar daha başarılı.
https://fibreflare.com/ ürünü, bu yazının ilk sürümü 2012 yılı; şimedi 2020 ve sitede satışa açık ürün yok
Mesela soldaki fotoğrafta kıyafetin üzerine yapılmış bir uygulama görüyoruz. Özellikle bu fotoğrafta parlaklık oranını görmeniz mümkün. Ne parlak ne de mat diyebileceğimiz bir ölçüsü var. Yani hem fark edilmeyi hem de rahatsız etmemeyi beceren bir parlaklığı olduğu net.
Kıyafete uygulamak da bir seçenek. Kimisi motosikletinin üzerine takmayı ister kimisi kıyafete. Bazı arkadaşlar motosikletin üzerindeki ışıklara sıcak bakmıyorlar. “Pavyon” görüntüsü diye adlandırılan apaçi stiline uzak durmak gibi bir şey sanırım bu tepki 🙂
Neyse, uzatmadan bir sonraki fotoğrafımıza geçelim ve bir de kask üzerinde görelim.
Görüldüğü üzere kask üzerine yapışkan bantlar yoluyla uygulanıyor ve boyutları ideal. Yani ne büyük ne de küçük diyebiliriz.
Piller tutturma kutularının içerisinde. Aşağı yukarı otuz saat gibi bir yanma süresine sahip olduğu söyleniyor. İki tür yanma kipi varmış: devamlı ve çakar şeklinde. Çakar halde biraz daha uzun gidiyormuş pillerin ömrü.
Tavsiye edilen uygulama şekli yüzeye yapıştırmadan hafif boşluk bırakarak tutturmak. Böylelikle arkadaki alan ayna gibi çalışarak ışığı dağıtıyor ve daha büyük bir alan aydınlatılmış oluyor.
Bu fotoğrafta yatay uygulanmış olsa da bir kaç fotoğrafta dikey uygulandığını da gördüm. Seçenek olarak not edelim.
Renklerini soracak olanlar için ise bu fotoğrafı kullanalım.
Üç renk var: amber denen sarı, yeşil ve turuncu – kırmızı arası bir renk.
Ana amaç fark edilirliği arttırmak olduğu için bu renkler seçilmiş. Zira ürünün üretim amacı güvenlik. Bunlar uzaktan net görünecek renkler. Aynı mantıkla başka renkler de üretilebilir fakat şu anda bu renkler mevcut.
Ve son olarak da hem kaskta hem motosiklette yapılmış uygulamaların olduğu aşağıdaki fotoğrafı koyup yazımızı bitirelim.