Harley Davidson değişiyor çünkü böyle giderse batacak…
Dar bir piyasaya sıkışan, üstelik klasik alıcısının da vazgeçtiği H-D üst üste hamleler yapıyor. Batmamak için daha fazla satmak zorunda olan ve pazarı öldüğü, müşterileri yaşlandığı için satışları ölümüne düşen marka yaşamaya devam edebilmek için ürün yelpazesini genişleteceğini hatta elektrikli motosikletlerde dünya lideri olma hedefini açıklamıştı (abuk subuk ama elektrikli dağ bisikleti bile üretiyorlar artık, sayfası burada).
Daha önce Live Wire yazımızda tanıttığımız elektrikli sınıfı hedefleyen model haricinde de gözünü karartan Harley Davidson önümüzdeki beş yıl içinde 16 yeni model çıkartacağını duyurmuştu. Buna paralele olarak yeni içten yanmalı motorlar da (500, 750, 975 ve 1.250 cc. olmak üzere) üreteceğini açıklayan marka şimdi 2021 için iki silahını sahaya sürüyor.
Yeni Soluk, Yeni Pazarlar
Harley-Davidson 2021 yılında Pan America ve Bronx modelleri ile hamle yapıyor; tabii ki yepyeni Revolution Max motoru ile…
Harley Davidson Değişiyor: Revolution Max Motor
Revolution hem devir hem devrim demek, max ise azami bildiğiniz üzere. Yeni motorun hedefleriyle uyumlu bir isim: azami devir ve sınırlar ötesi devrim gibi anlamları var bu ismin. Çünkü eski hırıltılı, hantal, kamyon motoru gibi motorlar yerine iktisat, devir, güç gibi kavramlar tav ediyor yeni sürücüleri. Bu sebeple yeni bir motor yarattılar ve bunun üzerine oynuyorlar; Revolution Max kozlarından birisi. Bu motor yeni dönemin ana yüklenicilerinden birisi ve farklı, neden mi?
Gürültücü, büyük hacimli, çok yakan ama performans gibi bir önceliği olmayan geleneksel H-D motorlarına göre yepyeni ve farklı yapıda, karakterde bir güç birimi RevMax. Hafifliği ve titreşimsiz çalışması öne çıkarılan bu yeni motor değişen tasarım anlayışının yanı sıra bir zorunluluk çünkü göz diktikleri pazarlarda farklı öncelikler ve son teknoloji standart halde. Revolution Max, Pan America modelinde 1250 cc. hacimde ve 145 beygir/ 122 Nm tork üretirken Bronx’da 975 cc.’lik, 115 beygir ve 94 Nm torka sahip şekilde yapılandırılmış.
Harley Davidson’un Yeni Tasarım Anlayışı
H-D daha önce hiç var olmadığı pazarlara girerken güçlü kozlara ihtiyacı olduğunu biliyordu. Fakat zor bir işti bu çünkü ikonik yani simgeleşmiş bir görüntüsü var Harley’in. Üstelik kullanıcısı çok tutucu olan bir marka Harley. O yüzden de mevcut, kendiyle özdeşleşmiş görünüşünü bozmak büyük risk. Köklerine tutunarak, bakıldığında Harley olduğu anlaşılacak ama hiç ait olmadığı bir sınıfa uygun üstelik modern görünme zorunluluğu olan bir model yaratmak zorundaydılar.
Ve başarmışlar gibi görünüyor.
Pan American
The Pan American, ilginç geliyor biliyorum ama R1200GS ADV sınıfını hedefliyor. Gezi-macera modeli olarak konumlanan Pan American için: “İki tekerlekli İsviçre çakısı; keşif yapmak için tasarlanmış, bilinmeyene hazır mühendislikle üretilmiş.” diyor H-D.
İsviçre çakısı dedikleri hem yol hem arazi için uygun sürüş demek. Bu kavramın özgün hali Dual Purpose, yani çift amaçlı demek. İster asfaltta kullan, ister vur asfalt dışına demek. Keşif dedikleri de aynı anlama geliyor: daha önce gidilmemiş yani asfaltı olmasa da gidebil diyorlar. Bilinmeyen dediklerine göre de dayanıklılıklarına güveniyorlar.Evet iddiaları sağlam, kolay kolay kırılmayan bozulmayan bire model ürettikleri.
Görünüşü beklediğimden güzel. Kafa kısmı ise bu sınıfta görmeye alışık olmadığımız, klasik H-D tarzını andran ama güzel çizgilere sahip. Hem retro hem dinamik görünüyor ve motosikletin bütünüyle de uyumlu. Açıkçası beklediğimden daha iyi ve beğendim…
Renk seçimleri başarılı, kafanın ve deponun altındaki düz çizginin seleyle uygun şekilde devam etmesi, arka selenin devamında yine aynı seviyenin plakalıkla tamamlanıyor olması, üzerinde uğraşılmış olduğunun göstergesi.
Selenin altındaki çerçeve-iskelet (şasi) de çok güzel tasarlanmış. Güçlülük duygusu var, üstelik açısıyla motor kısmına doğru taşıyor gözü ve kesintisiz geçiş, bütünlük sağlıyor.
V motor da güzel görünüyor, egzozun motor çıkışları da güzel çözülmüş; iyi iş. Arkada egzoz (biraz Tiger 800 XC’yi andırsa da bana) göze batmayacak şekilde ve açısıyla atak görünüme katkıda bulunmuş.
Okuduğunuz gibi ben tasarım anlamında beğendim Harley Davidson Pan American’ı.
İşe yarar mı, tutar mı?
Zurnanın zart dediği yer, görsellerde öne çıkardıkları arazi sürüşü olacak. Açıkçası en büyük markaların yıllardır en çok yüklendikleri şehirli macera sınıfında yer açmak, yer bulup orada kalmak zor. Hele hele H-D’nin belası “dayanıklılık sorunları olan marka” algısı ile birleşince ne olacak, belli değil (aslında belli de, doğmamış çocuğa don biçmenin gereği yok).
Hmm… Klasik müşterileri tabii ki yüzünü çevirecektir enduro motosiklete fakat zaten hedef yeni pazarlara girmek ve daha önce Harley Davidson sürmeyenleri ikna etmek. Fakat şehirli macera modellerinde çok yoğun bir rekabet var. Endüstrinin en güçlü markaları yıllardır bu segmente yatırım yapıyorlar ve çok iyi modelleri var. H-D bu sınıfta yeni ve ikna edici özelliği ne olabilir ki diye sormadan edemiyor insan.
Bronx, Şehir Kullanıcılarına Gel-Gel
Bronx modelinde ise biraz daha şanslılar çünkü “streetfighter” olarak geçen bu sınıf geleneksel algılarına biraz daha yakın. Gerçi hala H-D görünüşü var ama çirkin olmadığı da ortada.
Tanıtım için: “Modern bir pakette tork, sürüş performansı ve teknoloji. Orta sikletin yeni bir anlamı var.” cümlesi seçilmiş. H-D, Bronx ile orta sınıfın kurallarına uygun oynadığını ilan ediyor.
Ve sürüş başarımını (performans) öne çıkarıyor olmaları H-D için yeni sulara giriyoruz ilanı. Zaten görsellerde de yatan, saldırgan şekilde dönüş yapan Bronx’u görüyoruz. Bunu yapabilir mi? Evet yapabilir. Çünkü yapısı uygun. Çıplak motosiklet bunu yapan türdür zaten ve gerek güç gerek yapı olarak iyi viraj yapacağı kesin Bronx’un.
Bronx’un tasarımında gözüme batan tek şey egzoz. Biraz daha özenli bir görünüşü hak ettiğini düşünüyorum. Pan America için egzoz artı değer demiştim, Bronx’da ise ucuz durmuş gibi geldi bana bu egzoz tercihi.
Kalan tüm kısımlarda Bronx göze hoş gelen, derli toplu, atak görünüyor. Evet deponun özellikle yandan görünüşü çıplak sınıfın alışıldık çizgilerinin dışında ama kötü olmamış. Motor bloğunun üzerindeki kısım (depo, sele) ince görünüyor ve ataklık duygusunu destekliyor. Sele altındaki iskelet parçası (şasi) Pan’dan farklı olarak düz geliyor ve bu hoşuma gitti.
Yalnız önden görünüşte far bir daha büyük olmalıydı. Çevresindeki ayna (farı çevreleyen kısım, görüş aynaları değil) beğendiğim bir tarz değil ama H-D mirasına uygun, peki anladım. Ama yine de far ufak kalmış. Daha güçlü, daha sağlam görüntü getirirdi büyük yuvarlak far, Eski Hornet 900’leri bilenler ne dediğimi daha iyi anlayacaklardır.
Son karar olarak Bronx’u da beğendim. Pan America’ya göre biraz daha “eksikleri var” ama yine de güzel bir motosiklet, tartışmasız.
2021 model yılında satışına başlanacak olan bu yeni modeller 2020 yılının son çeyreğinde teslimata başlanacak şeklinde bilgi verilmiş.
Bakalım piyasa nasıl cevap verecek?
Bu yazı Motosiklet Tanıtım kategorisinde yayınlanmıştır, kategorinin diğer yazıları için buraya tıklayabilirsiniz.