3 sıra dışı motosiklet: Megola (1/3)

Megola motosiklet siyah sağ çaprazdan görünüm

Ön tekerlekte rotary motorlu motosiklet!

Megola motosiklet kırmızı-sol çapraz görünüm

Motosikletler 100 yılı aşkın zaman boyunca birçok değişikliğe uğradı. Bu uzun süreçte, bazı motosikletler sıra dışı önerilerle geldiler ve unutuldular…

Bu sıra dışı modellerden birisi de Megola. Daha çok faytona benzeyen bu motosiklet, 1921-25 yılları arasında Münih’te üretildi. Tasarımcıları olan Meixner, Cockerell ve Landgraf görsel açıdan çok farklı bir model yapmışlar bu bir. Fakat esas mesele bir sonraki bölümün konusu.

Ön tekerlekte rotary motor

Motosikletten çok faytona benziyor değil mi?

Megola’nın görünümü kadar farklı tarafı, ön tekerleği içindeki dönel motoru (rotary), “rotari” olarak okunan bu motor türü, o zamanlar daha çok uçak motoru olarak kullanılıyordu. Mühendisler bu motoru tercih etmenin haricinde bir de ön tekerleğe yerleştirmeyi tercih etmişler. Megola’nın kasa ve gövdesi bu yüzden alışıldık motosiklet görünümünden farklı olabiliyor zaten. Motorun ön tarafta bulunması, gövdenin geri kalanında farklı bir yerleşim ve tasarım imkanı sağlamış.

Bu motor yapısı gereği zincir, şaft gibi aktarım organına ihtiyaç yok. Güç doğrudan tekerlekte! 640 cc.’lik beş silindirli, valfler (sübaplar) ise yan tarafta.

Motorun nasıl çalıştığı hakkında bir fikir vermek gerekirse şunu söyleyebilirim: pistonlar ön aksın etrafında tekerlekten kez daha hızlı dönüyorlar. Başka bir deyişle motor 6000 devir çevirirken tekerlek 1000 devir çeviriyor.

649 cc. hacmindeki motor 14 beygir civarında güç üretiyor. Bu size çok az gelmiş olabilir ama unutmayın ki yıl 1910’lar 🙂 Yine de motorun ön tekerleğe yerleşmiş olması başka faydalar da getiriyor: aşağıda bulunan ağırlık merkezi sayesinde hem kararlı hem de gidon tepkisi çok hızlı bir motosiklet yapısı bu.

Rotary motorlu motosiklet Megola, ama mühendislik açısından da çok başarılı bir tasarım. Motoru, doğrudan lastiğin üzerindeyken tamir edebiliyorsunuz. Lastiği çıkarmaya gerek yok çünkü motor yerleştirilirken hesabı-kitabı ona göre yapılmış. Hatta silindirleri söküp takma işi de buna dahil 🙂 Lastik patlama durumunu da düşünmüşler. Çok ayrıntılı konuşmaya gerek yok ama bunu da özel bir iç lastikle çözmüşler, lastiği sökmeden iç lastiği değiştirmek de mümkün. Hoş o zamanlarda bütün lastiiklerde iç lastik vardı.

Vites ve debriyaj? Yok

Rotary motorlu motosiklet Megola, motoru doğrudan lastiğe bağlı olduğu için güç kaybı açısından çok avantajlı. Bu sebeple Megola’nın vitesi ve debriyajı yok. Çalıştırmak için birisinin ön tekerleği döndürmesi gerekliydi (elini kirletmeden olmuyordu yani) yada vurdurarak başlatılıyordu.

Yakıt konusu da ilginç. Yakıt öncelikle şasinin içinde depolanıyor. Miktarı arttırmak için ufak bir ek hazne de sağ sönümleme (süspansiyon) üzerinde.

Performans konusunu açmak gerekirse azami hız 85 km./saat. Siz az gelmiş olabilir ama bu hız, 1924 Almanya Şampiyonasını kazanmak için yeterli olmuştu. Daha sonra, daha da geliştirilen daha sportif modeller 140 km./saate kadar ulaştı.

Toplamda yaklaşık 2000 adet üretilmiş olsa da günümüzde hala çalışabilir durumda olan 10 kadar Megola var. Bu çok özel ve kıymetli motosiklet, o kadar değerli ki New York’daki Guggenheim Müzesi’nin “Motosiklet Sanatı” bölümünde ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor.

Megola videoları

Görüldü: 5 Not-So-Ordinary-Motorcycles: Megola | DriveMag Riders

Yaşıyorlar! Mobylette Motosiklet

Mobylette Motosiklet Heybe Ayrıntı

Mobylette hala yaşıyor

Mobylette bir zamanların gözde markasıydı ülkemizde. Tabii ki devri bitti, artık çok satan bir marka değil; yine de yaşı yetenlerin her gördüğünde gülümsediği bir motosiklet.

Ve uzun zamandır da görmüyordum. Lakin Aliağa’da bir köye gittiğimde hala yaşıyor ve kullanılıyor olduklarını gördüm 🙂

Aliağa'da bir köy, mobylette hala yaşıyor
Köy merkezinden bir görüntü.
mobylette kırmızı, arkada heybe yan profil

Görüldüğü gibi, son derece iyi durumda bir Mobylette. Eski olduğunu tamamen değişen sele bölümünden anlayabiliriz 🙂

Mobylette kelimesi Fransızca. “Mobyl” bölümü hareketli anlamına geliyor, “ette” bölümü ise dilimizdeki “cik-cık” eki. Yani sevimlilik, ufaklık, serilik gibi anlamlar katıyor arkasına geldiği kelimeye.