IZCRAFT & Motosikletçinin Yaşam Felsefesi

izraft (2) (200x113)

Birisi pilot, birisi kasap; bir üçüncüsü sabah beş buçukta yola düşüp bizler için Balıkesir’den İzmir’e geldi. Pilot olan gece bir buçukta evine gelmiş uçuştan, tüm gün bizimle uğraştı; grup olarak değil teker teker aldı bizi, gitti geldi aynı yolu defalarca; akşam yedi buçukta tekrar evden alacaklardı yeni uçuş için, olmaz dedi, şu virajlı yollarda erkesi teker teker alayım da tam olsun dedi.

Bu adamlar eğitmen ya da ROADAR seviyesinde adamlar. Bizden para almadılar. Anlattılar, gözlediler, bir daha gözlemlediler, bir daha anlattılar. Bizlere bir şeyler vermek için, bir şeyler katmak için çabaladılar. Biz gün boyunca verilen molalardaki çaylarını ödedik diye de rahatsız oldular…

izraft (6)

Şimdi ya motosiklet böyle bir şey, ya ART’ın hocası da iyi öğrencisi de adam gibi adam, ya da bizler çok şanslıyız. Benzinlerini de ceplerinden mi ödediler bilemiyorum 🙂 fakat bizler bu gün için kimseye para ödemedik.

İşte böyle şeyler yaşadıkça hem bu işe başladığıma, hem kulüp işine bulaştığıma, hem yönetim kurulu üyesi olarak çektiğim sıkıntılara, hem de camiadakilere yarattığımız faydalara dayanarak: “Motosiklet güzel şey!” diyorum.

Sürüşün değerlendirmesi: burada.

“Motorcu” Kimdir, Neler Düşünür, Neler Yapar?

Motorcu Kimdir

Evlilik

Eğer bir motorcu evli ve yaşı kemale ermişse, karısı her ne kadar ona kızsa, sürekli söylense “ andropoza girdin sen “ gibi yakıştırmalarda bulunsa da içinden kocası ile iftihar eder ama bunu belli etmemeye çalışır.O diğerlerine benzemeyen farklı bir adamdır. Diğer hemcinsleri gibi elinde uzaktan. Kumanda ile gün boyu televizyon karşısındaki, koltukta uyuklayacağı yerde kendisine, saygı duyulması gereken bir yaşam tarzı seçmiştir.Kadın her ne kadar adama sızlanıp dursa da kocasını motoruyla sevdiğini, hatta bunun adının aşk olduğunu, saçları kesilince gücü tükenen Samson gibi kocasının motorunu yitirince yok olacağını ve bütün ışıltısını yitireceğini bilir.Çocuklar ise motor kullanan ve hiç yaşlanmayan, dahası bütün diğer babalardan ayrı kendi babalarına hayrandırlar, okulda “ benim babamın motoru var “ diye anlatmaya başladıklarında sözcükleri heyecanla titrer, gözleri parıldar…

Aydınlar

Bir motorcu, halktan kopuk tatlı su aydınlarından, barların nemli ve loş aydınlıklarında ortama yeni düşmüş kızlara hayata dair engin bilgilerini aktaran entellektüellerden çok farklıdır.O, kim olursa olsun sanayiinin daracık ve çamurlu sokaklarındaki bir dükkanda, saçları kararmış bir mazot sobasının başında kalfalarla, çıraklarla birlikte ellerini ısıtıp sonsuz bir muhabbete dalmışken, kendini mutlu hisseder, bir aydının o hep içinde duyduğu, yalnızlık ve halkına uzaklık duygusunu yaşamaz bile…Kentin varoşlarında neredeyse bir dergaha dönüşmüş küçük bir dükkanda, artık bir bilge mertebesine erişmiş yaşlı bir ustayı, saygıyla dinlerken çoğu kez sözcüklerin , motoru değil de motorcu bakış açısıyla bir dünyayı, bir toplumu anlattığını bilir.

Bunalım

Bir motorcunun sözlüğünde yoga, terapi, meditasyon, sosyal fobi, panik atak, yalnızlık, can sıkıntısı, aşk acısı ve bunun benzeri kavramlar bulunmaz. Motoru onu bütün bu dünya hallerinden sihirli bir kalkanmışçasına uzak tutmaktadır. Motorunun üzerine çıktığında dünyaya dair ne varsa geride bırakır ve başka bir aleme geçer ….Motorsuz olduğu günler, yani bir motora sahip olamadığı zamanlarda bile aklı hep bir motora ulaşmakta olduğu için bu onu can sıkıntısından korur, kafasında hep motor markalarının karşılaştırmaları, ikinci el mi yoksa birinci el mi karmaşası, paranın nereden ve nasıl bulunacağı, alınacak aksesuarların niteliği, motorun sokakta nereye konulacağı, sonu gelmeyen ilanlar, bazen uzak bir kente bir masal motosikleti için yolculuk, motorcunun iç sıkıntıyla tanışmasına zaman tanımaz. Aslında bütün bu süreç motor virüsünün kana girmesiyle birlikte başlar ki, hasta daha ilk günden ehliyet, kullanmayı öğrenmek, motorları tanımak, dükkanları dolaşmak derken bakar ki ruhunu kemiren diğer psikolojik rahatsızlıklardan sıyrılmış, bu arada terapiye ödediği saati 60 milyon civarındaki seans ücreti cebine kalmıştır.

Felsefe

Bir motorcu, motor kullanmaya başladığı ilk andan itibaren , karşılaştığı kişisel, iş ve aile sorunlarına değişik bir mantıkla yaklaştığını kendisinin artık eski ben olmadığını şaşkınlıkla fark eder. Motorundaki küçük bir arızayı keşfetmekteki kullandığı yöntemler, motora dair yaşanılan olaylardan çıkarılan dersler, deneme yanılmalar, tüme varımlar, ustalardan kazıklanmalar, arkadaş tarafından kandırılmalar, o hayallerdeki motora erişme çabası, garip bir biçimde motorcunun kendi yaşama sanatını da zenginleştirir, gündelik hayatını sürdürürken hep bu kişisel öğretilerden faydalanır.

Spor

Koşu bandı, halı saha maçı, parklarda akşam yürüyüşleri gibi faaliyetler bir motorcuya bir anlam ifade etmez. O her zaman motosikletiyle birlikte yaşadığı sehpaya alıp indirdiği, ayağınla marşa bastığı, gerektiğinde onu iterek götürdüğü, trafik sıkıştığında ayaklarından güç aldığı için daima formdadır daha doğrusu formda olmak zorundadır. Her ne kadar bazıları kilolu, biraz göbekli gibi görünse de kasları sıkı, pazuları şişkindir, etleri gevşememiştir. Bir yolculuktan döndüklerinde hissettikleri o günkü antrenmanlarını tamamlamış sporculardan farksızdır, ama bütün bunları dört teker kullananlar ne yazık ki hiç bilemezler.

Aşk

Sıradan insanlar düşünürler ki adamın biri altına son model, güçlü, süratli bir motor çekip kadınların hayranlığını ve ilgisini cezbetmiş… Bu yüzden “ ah ağbi şöyle bir baba motorum olsaydı şimdi ne kadınları götürürdüm ben “ diye akıllarından geçirirler. Ama kadınları gerçek anlamda aşık etmenin aslında motorla bir ilgisi yoktur.motor yalnızca bir araçtır.Motor kendisini kullanan bilinçli, aklı selim bir insana çok değerli bir yaşam tarzı armağan eder, bilgelik verir, öğrenmenin sonsuzluğunun bilincindedir,en önemlisi motor özgürlüğün ve yalnızlığın adıdır , sonra çok iyi bilir ki ölüm her an yanıbaşındadır, bu motor kullanana apayrı bir derinlik, yaşama daha sıkı sıkıya yapışma gücü verir, sıcak masa başında, tv karşısında oturmak yerine iki tekerin üstüne tırmanıp bir bilinmeyene kucak açan motorcu, cesaretli ve korkusuzdur, o modern zamanların bir şövalyesidir, hangi kadın bir şövalyeye aşık olmaz ki,..”

Sevgili Dostum Yiğit Top’tan (ç)alıntıdır.

(mat: Ben de Ali Kaptandan alıntıladım)

“MOTORCU” KİMDİR, NELER DÜŞÜNÜR, NELER YAPAR ???.

Motosikleti Kim İcat Etti?

ilk motosiklet kapak
daimlermotorcycle

İki tekerlekli motorlu taşıtlara motosiklet diyoruz (girişe bak) 🙂

Motosiketin motor gücü ve yapısına göre mobilet ve motosiklet olarak iki ana tipi vardır. Başlangıcı ise İkinci Dünya Savaşı öncesi Avrupa’da halkın bisikletlere küçük motorlar takmasına kadar dayanır. İlk motosikletler de bu yapıdaydı. Düşük maliyetleri ve hafif olmaları sebebiyle ilgi gördü.

Kaynaklarda motosikletin keşfi olarak aynı tarihte gerçekleştirilen iki teşebbüs vardır.

Tarihteki İlk Motosiklet?

1885-daimler-riding-car2

1885 tarihinde Alman G. Daimler kendiliğinden tahrikli bir motor yapmak için, ön model olarak, iki zamanlı bir benzin motorunu bisiklette deneyerek, motosikleti gerçekleştirmiştir.

Aynı tarihte yine bir Alman, Haury Hildebrand, bisikletin üzerine buhar motoru takarak kendi motosikletini yapmıştı. 1892’de Hildebrand Alois Wolfmüller ile birlikte iki zamanlı sonra da dört zamanlı motora sahip motosikletler yaptılar. Bu ilk motosikletlerde arka tekerlek motor volanı olarak kullanılıyor, kayışla tahrik ediliyordu. Bütün bu tiplerde birinci motora ilk hareketi pedallarla veriliyordu.

Patent?

Almanya’nın Cannstatt kentinde Gottlieb Daimler tarafından yapılan aracın (motosiklet) ve patenti 29 Ağustos 1885 günü alındı. Araç, tek silindirli, dakikada 700 devirliydi.

618px-Daimler-1-motorcycle-1
(1885 Daimler-Maybach motosikletin kopyası)

İlk motosiklet sürücüsü de, Gottlieb’in oğlu Paul Daimler oldu. Genç Daimler, 10 Kasım 1885 günü, Cannstatt’tan Untertürkheim’a gidip dönerek, motosiklet üzerinde 6 mil yol aldı. Gottlieb Daimler, bu ilk motosikleti ticari amaçla değil, yeni geliştirdiği benzinli motoru denemek için yapmıştı.

İlk Ticari Motosiklet

Ticari amaçla ilk motosiklet, 1894 yılında Münih’te, Heinrich Hildebrand, Wilhelm Hildebrand ve Alois Wolfmüller tarafından yapıldı. 2.5 beygir gücündeki bu motosikletin adı, “Motorrad” idi. Su soğutmalı 7600 cc’lik tek silindirli motoru, dakikada 600 devirli ve saatte 24 mil yapacak güçteydi. 1894 yılının Kasım ayında, ilk 50 adetlik parti piyasaya sunuldu. Sonraki iki yıl içinde üretilen motosiklet sayısı 1000′i aştı. Aynı yıl, Fransa’da da Alexandre Darraco, “Millet” marka motosikletlerin üretimine başlamıştı.

İlk Askeri Motosiklet

26. Middlesex Motosiklet Birliği’ne ait “Cyclometer” marka üç tekerlekli motosiklet, 30 Mart 1899 günü, orduda kullanılan ilk motosiklet olarak tarihe geçti. Chelsea’daki karargâhtan çıkarak Woking’deki Güney Londra Gönüllüleri Tugayı’na gitti. Aracın sürücüsü C.H. E. Rush idi.

Savaşta kullanılan ilk motosiklet ise bir “Spitfire” idi. Güney Afrika Savaşı sırasında İngiliz Ordusu’ndan Teğmen F.R.S. Bircham tarafından 1900 yılında Mafeking yöresinde keşif amacıyla kullanıldı.

Tarihteki İlk Motosiklet Kazası

İlk motosiklet kazası ise 11 Şubat 1899 günü meydana geldi. George Morgan adlı 37 yaşındaki rahip, yeni aldığı motosikletiyle görevine giderken düştü ve iç kanama geçirdi. Olaydan 12 gün sonra hayatını kaybetti. (not: tek kaynaktan alınmış ve içerik sağlaması yapılmamıştır)

Görüldü: Motosikleti kim buldu?

Motosiklet camı hakkında

motosiklet camı kapak görseli

Motosikletlerin çoğunda cam değiştiriliyor. Bazen üreticinin, bazen de o model için özel üretimlerin camlarını bulmak mümkün. Lakin bu yazımızda yerli bir üreticiyi konu ediyoruz: Özen Plex Cam. Üretici olarak motosiklet camı hakkında önemli bilgiler veriyor.

Öncelikle aşağıda da görebileceğiniz gibi bu firmadan Onur Algan sayesinde haberdar olduk, kendisine teşekkür edelim.

Onur demiş ki:

“Motosikletine ön cam almak isteyenler aşağıdaki linkte bir çok marka ve model için çeşitli camlar bulunmakta, ayrıca istediğiniz ölçülere göre de yapabiliyorlar. Burdan yaptıran birisiyle konuştum, çok memnun. Fiyatları da uygun, cam almayı düşünenlerin bakmasını tavsiye ederim.”

Ben de biraz düşününce hatırladım, buradan daha önce başkaları da olumlu bahsetmişti. Her şeyden önce hazır modelleri ve çeşitleri var. Hazır olanların dışında kalıp çıkartarak birebir aynısını da yapıyorlar. Aslında pleksi işçiliği sizin bile biraz uğraşarak yapabileceğiniz bir iş olsa da tabii ki bu işle uğraşanlar kadar kolay yapamayacağımızı bilmemiz gerekir.

Özen Plex Motosiklet Cam

Motosiklet camı hakkında bilgiler

Bu arada motosiklet camları (hoş kolay geliyor diye “cam” diyoruz ama aslında adu rüzgarlık) ile ilgili bir kaç not:

Camlarınızı

  • Cilalamayın
  • Kimyasallar ile temizlemeyin
  • Cif ile temizlemeyin (cif ve türevleri mekanik, yani sürtünmeli temizleyicilerdir. Yani aşındırarak ve kazıyarak temizlerler, başka bir deyişle camınızın canına okur, çizik içinde bırakırlar)
  • Çiziklerden eğer çok şikayetçi iseniz polisaj diye bir şey var, onu deneyin (elli – yüz liraya camınızı yeni gibi çiziksiz hale getiren bir işlemdir)

Bu yazı Püf Noktası | Tamir & Bakım kategorilerinde yayımlanmıştır.

Torch Suites motosiklet tulumları

Torch Suites motosiklet tulum kapak görseli
motosiklet tulum Torch Suites atölyede Hüseyin Bey konuşurken

Torch Suites motosiklet tulumları ufak bir marka. Terzi Hüseyin Bey aslında motosiklet dünyasıyla alakalı değil. Bir tanıdık vasıtasıyla  girmiş bu tulum işine. Hatta neredeyse pişman 🙂

Kendisi ilginç bir adam. Büyüyeyim de para kazanalım da ünleneyim de diye bir derdi yok; hatta klasik lafı: “Ben yapmam, ben uğraşamam!” Çok kazanmak istemiyor, çok yapmak istemiyor; indirim falan da yapmıyor. İster bir ister elli tane al fiyatım aynı diyor. Benim amacım kahvede oturacağıma işe yarayayım diyor. Gençken çok koştum, şimdi yaptığım işin keyifli olması önemli diyor.

torchsuits motosiklet tulumları logo

Torch Suites motosiklet tulumları ufak bir atölyede Karşıyaka (İzmir) taraflarında ufak sevimli bir yer. Beni ilk etkileyen ise dükkanın temizliği, tertibi ve içeride çalan Vörcin Radyo (Virgin Radio) oldu. Bir yandan eski esnaf dükkanı, bir yanda radyoda çalan dans parçaları ve teknolojik kumaşlardan mamul büyük büyük motosiklet tulumları.

Motosiklet tulumları nasıl?

Gelelim ürünlere. En önemlisi kumaş bu işlerde, biliyorsunuz. Kendisi de en çok kumaş meselesinde zorlanmış. “Çok aradım, çok!” dedi konuşurken. En son gidip istediği kumaşı bulamayınca kendisine özel dokutmuş kumaşı. Kumaşını kendisine özel dokutunca bir anda piyasada motosiklet tulumu için en iyi ürünü yapan adam olarak ünlenmiş. Bundan neredeyse şikayetçi. Herkes arayıp sipariş vermek istiyor diye serzenişte bulunuyor 🙂

Yazlık ve kışlık motosiklet tulumu

Yazlık ve kışlık olarak iki modeli var. Öyle renk seçeneği falan da yok, koyu gri açık gri (adam uğraşmıyor 🙂 Elinde olanlar ile ölçünüze göre yaptığı aynı Para. Elindeki hemen, üzerine göresi en az on beş gün sürüyor. Renk olarak pek seçeneğiniz yok ama yanlış anlamadıysak ceplerde bir kaç renk seçeneği mümkün.

Bütün tulumların içinde kılıflı korumalar ve reflektif şeritler, ayrıca koltuk altında fermuarlı ek havalandırma cepleri var. Kışlık olan biraz daha ağır tabii ki ama özellikle yazlık tulum pek hafif ve havadar.

motosiklet tulum Torch Suites atölye 3

Teknik olarak Torch Suites motosiklet tulumları büyük markalar gibi her güvenlik standardını karşılıyor. Kumaş sürtünmeye ve ısıya dayanıklı kumaştan. Astarları başarılı. Modeller ve kesim ayakta durmaya değil, seleye oturunca rahat ettirmeye yönelik. Hatta korumaları bile kendi mamülü. Yani malzeme kalitesi üst düzeyde o konuda şüphesiz olmasın. Su alma, soğuk geçirme gibi dertleri yok. Bunları yazıyorum çünkü tanıdığım kişiler var, aldılar kullanıyorlar ve memnunlar.

Bildiğiniz gibi Spidi olsun Bering olsun bir çok markanın tulumları mevcut piyasada. Torch tulumları onlar kadar iyi. Şimdiye kadar iki yüzden fazla tulum yapmış olduğunu da söyleyerek bu yazımızı da bitirelim.

Kısacası gidip binlerce lira vermeyin, altı yüz elli liraya el emeği tulumunuzu alın, para keyfini sürün. Daha ayrıntılı bilgi ve iletişim için: www.torchsuits.com adresinden kendi sitesine bakabilirsiniz.

Haksız Ceza Kesiliyorsa

ceza kesen trafik polisleri

Peki, haksız yere bağlandık. İşlem yapılıyor. Ne yapmalıyız?

kefeeee

Üyelik tarihi: 10 Eylül 2010, Şehir: İstanbul, Kozyatağı, Motosikleti: Supermoto

Selam arkadaşlar,

Forumda ve forum dışı böyle konuları çok fazla duyar oldum, standart egzost ile bağlanmış motorlar, durduk yere bağlanan kişiler. Cadde tarafındaki polis ekipleri gerçekten sınırını aşmış bir şekilde işlem yapıyor.

Peki, haksız yere bağlandık. İşlem yapılıyor. Ne yapmalıyız?

Öncelikle polis memuruna hiç bir tepki vermiyoruz, agresif tepkiler sadece sizi yıpratır. Polisin size motorcu vb… şekilde hitap etmesine izin vermiyoruz. Beyefendi demek zorunda, babasının oğluyla konuşmuyor. Düzgün bir dille beyfendi dermisin lütfen diyoruz ve bizde memur bey diye hitap ediyoruz.

Zorla bağlıyor ve egzostta hiç bir şey yok mu? “Tamam bağlayın” diyorsunuz memur beye, vermeden önce cezayı alıyorsunuz, video kameranızı açıp cezayı çekip ardından motosikletin ne kadar ses çıkardığına dair bir devir verip video çekiyorsunuz.

Polis “Banane kardeşim bağlıyorum” tarzı laflar mı ediyor? Bütün bu lafları mümkün olduğunca aklımızda tutuyoruz, kelimesi kelimesine ne dediğini hatırlamaya çalışıyoruz.

Kask kameranız varsa kapatmayın, kapatmayacağınızı ve şuanda kayıtta olduğunu özellikle söylemeniz gerekir aksi takdirde gizli kayıt durumuna düşer.

Sonra gereken belgeler

  1. Dava dilekçesi
  2. Dava dosyası (Adliye kantininden temin edeceksiniz – 1 TL)
  3. Trafik İdari Para Cezası Karar Tutanağı Fotokopisi (2 nüsha)
  4. Trafik İdari Para Cezası Karar Tutanağı Tebligatı Fotokopisi (2 nüsha)
  5. Ruhsat Fotokopisi (2 nüsha)
  6. Kimlik ve Ehliyet Fotokopisi (2 nüsha)
  7. Çektiğiniz video, youtube dan alınmış orjinal egsoslu halinin videosu. Veya direkt kask kamerası görüntüleri.

Öncelikle prosedür gayet basit, hiç gözünüz korkmasın, ayrıca sadece 1 TL dava dosyası parası veriyorsunuz, başka bir ücret de yok, mahkeme duruşması da yok, sadece evraklarınızı teslim ediyorsunuz, 5 dakikanızı bile almıyor.

Evraklarınızı Sulh Ceza Mahkemesi’nin kalemine teslim edeceksiniz, trafik cezasının ve tebligat kağıdının aslı sizde kalacak, dilekçenizde yazdıklarınıza göre bir karar verilecek, herhangi bir duruşma olmayacak, mahkeme sonucu tebligatla adresinize gelecek.

Mahkemeye vereceğiniz cezalar için ödeme yapmanıza gerek yok, mahkemenin yoğunluğuna göre karar süreci 2-3 aya kadar bile uzayabilir, karar size tebliğ edildikten sonra, sonuç olumsuz olsa bile, mahkeme karar tebliğinden itibaren 15 gün içinde cezanızı 3/4 oranında inidirimli ödeyebilirsiniz, herhangi bir hak kaybınız olmaz.

İtiraz yolunu, sadece haklı olduğunu düşündüğünüz cezalar için kullanırsanız mahkemelere gereksiz iş yükü yüklememiş olursunuz, ayrıca bir sonraki ceza itirazınız için güvenirliliğiniz olmuş olur, çünkü her itirazınız, sonucu olumlu ya da olumsuz olarak adliye kayıtlarında tutuluyor.

Ve trafik cezanıza itiraz ediyorsunuz.

Amaaan onunlamı uğraşıcam, ödedim gitti diyenlere gelsin bu türkümüz…

Siz böyle dedikçe arabalar bize çarpıyor, davacı olmuyorsunuz adam diyo ki: ” çarptım bişi olmadı oh davacıda olmadı devam.”

Trafik polisi diyoki: ” Oh kotayı dolduruyorum, onuda bağlarım bunuda bağlarım, kimse bana bişi diyemez.”

Devam edin koyun gibi motorlarınızı, arabalarınızı bağlatmaya… Dünde Şaşkınbakkal’da orjinal halde Maserati ve Lamborghini bağladılar, adam çıldırdı delirdi.

Özgün sayfa: Son zamanlardaki motosiklet bağlama olayları ile ilgili.

AVCrom Ex-ha-ust

AVcrom egzoz kapak görseli

AVcrom egzoz yazımızı 2012 yılında yazmışız, aradan çok zaman geçti ve Halil Abi çok daha fazla tanınıyor artık. İçimizden birisinin sıfırdan büyüyüp hak ettiği yere gelmesi çok hoş. Lafı uzatmadan söyleşiye geçelim:

AVCrom Egzoz Halil Avcı ile Röportaj

avcrom egzoz logo

Kendisiyle 81. İEF Motosiklet Özel Bölümünde karşılaştık. Yanımızdaki standdaydı. İşte kısa röportajımız.

AVCrom Ex-ha-ust– Selamlar, bir kaç gündür dikkatimizi çekiyor, geleniniz ve gideniniz hayli fazla, sizi tanıyabilir miyiz?

– İsmim Halil Avcu. Tire’liyim. Tüm marka ve model motosiketlere egzoz üretiyoruz.

– Yani her türlü motosiklete mi?

– Sabit modellerimiz olduğu gibi (mesela çok satılan Honda, Yamaha modelleri gibi) kişiye özel üretim de yapıyoruz. Enduro, çapır, skutır, yarış, klasik fark etmez, her şeyini biz yaptığımız için her marka ve modele uygun üretim ve tasarım yapabiliyoruz.

– Kişiye özel nasıl oluyor?

– Motosikletinizi alıp gelin, size istediğiniz sesi bulana kadar deneme yaptırıyor ve tam olarak istediğiniz sesi çıkartacakegzozubulana kadar durmuyoruz. Siz işte budur dediğinizde de o sesi üretecekegzozuüretiyoruz. İster düşük ister yüksek devirde ses olsun, ister kalın ister yüksek ses olsun, her türlü egzoz sesini verebilme şansımız var.

Bunun dışında silencer (saylınsır) denen özelliğimiz de vardır. Yani istediğinizde silencer takarak düşük sesi, isterseniz de silencır’ı çıkararak yüksek sesi aynı egzozdan alabilirsiniz.

– Ben mesela yüksek ses değil, kalın ve gürgür ses istiyorum; mümkün mü?

– Yüksek, alçak, kalın, ince; her tür ses için tok ve net ses üretiriz, sorun değil.

– Peki ürettiğiniz egzozların garantiye etkisi nasıl oluyor? Yani sizden egzoz yaptırınca garantimiz bozuluyor mu?

– Hayır, bizim ürettiğimiz egzozlar aracınızı garantiden çıkarmaz. Şasede ve motor aksamı üzerinde kaynak, delme olmadığı takdirde zaten garanti devam eder (dikkat ustanın kendi iddiasıdır, her marka için doğru mudur iblemiyoruz).

– Peki sizden aldığımız egzozların bir garantisi var mı? Mesela paslanırsa delinirse, sesi bozulursa ne oluyor? Egzozlarınıza garantiniz var mı?

– Tabii ki, bir kere yüksek kaliteli krom malzemeler kullandığımızdan paslanma delinme gibi sorunlar yaşamanız mümkün değil. İnoks ya da krom kullandığımız için zaten sorun olmaz.Yine de tüketici memnuniyeti anlamında ürünlerimiz on yıl garantilidir. Garantimiz tamiri değil değişimi kapsar. Yani olur da bir sorunla karşılaşırsanız tamir yerine size yeni egzozu ücretsiz takıyor ya da yolluyoruz (şimdiye kadar hiç olmadı dedi).

– Kaç günde teslim ediyorsunuz? Yoksa geldiğimizde iki üç saatte halledebiliyor musunuz?

– Modeline ve istediğiniz özelliklere göre bir gün ila bir hafta. Bu arada motosikletinizi bırakmanız şart değil.

– Fiyatlarınız?

– Markalı ürünlerin dörtte biri fiyatına.

– Peki ya vize?

– Dediğimiz gibi, susturucu (silencer) sayesinde vizeden sorunsuzca geçebilmeniz mümkündür. Ayrıca kendi tasarımımız olan modellerde TUV ve TSE onayı vardır.

AVCrom Ex-ha-ust

– Halil Bey, yeriniz nerede?

– Tire’deyiz. Yalnız kargo ile de çalıştığımızı bilmenizi isteriz. Tabii ki standart dışı isteklerde bize gelmeniz tatmininiz ve istediğiniz sesi yakalayabilmemiz açısından daha doğru olacaktır.

Ayrıca bize ulaşmak isteyenler tarafıma ait 535.416.6209 no’lu telefonumdan ya da “avcrom egsozcuhalil” facebook sayfamızdan iletişime geçebilirler.

– Teşekkür ederiz Halil Bey, size başarılar diliyoruz.

Son olarak biz bir şey ekleyelim. Biz fuardaki komşumuz olarak kendisinden çok memnun kaldık. Yardımsever, güler yüzlü ve sevdiğimiz bir abimizle tanışarak fuardan ayrıldık.

Güncelleme

Kendilerine artık: AVcrom.com adresinden, Youtube kanalından, Facebook Grubundan ulaşabilirsiniz.