Birisi pilot, birisi kasap; bir üçüncüsü sabah beş buçukta yola düşüp bizler için Balıkesir’den İzmir’e geldi. Pilot olan gece bir buçukta evine gelmiş uçuştan, tüm gün bizimle uğraştı; grup olarak değil teker teker aldı bizi, gitti geldi aynı yolu defalarca; akşam yedi buçukta tekrar evden alacaklardı yeni uçuş için, olmaz dedi, şu virajlı yollarda erkesi teker teker alayım da tam olsun dedi.
Bu adamlar eğitmen ya da ROADAR seviyesinde adamlar. Bizden para almadılar. Anlattılar, gözlediler, bir daha gözlemlediler, bir daha anlattılar. Bizlere bir şeyler vermek için, bir şeyler katmak için çabaladılar. Biz gün boyunca verilen molalardaki çaylarını ödedik diye de rahatsız oldular…
Şimdi ya motosiklet böyle bir şey, ya ART’ın hocası da iyi öğrencisi de adam gibi adam, ya da bizler çok şanslıyız. Benzinlerini de ceplerinden mi ödediler bilemiyorum 🙂 fakat bizler bu gün için kimseye para ödemedik.
İşte böyle şeyler yaşadıkça hem bu işe başladığıma, hem kulüp işine bulaştığıma, hem yönetim kurulu üyesi olarak çektiğim sıkıntılara, hem de camiadakilere yarattığımız faydalara dayanarak: “Motosiklet güzel şey!” diyorum.
Honda 2013 yılında birçok yeni seri çıkaracak; 500 cc.’likler gibi… Fakat bu alet dikkatimi çekti, şehir içi ve günlük kullanım için güzel gibi geldi. Hele bir ayrıntıları açıklansın bakalım. Kim bilir, belki de alır süreriz 🙂
Lastikleri bir garip, motosikletin 125’lik olduğundan yola çıkarsak boyutu büyük olamaz. O zaman o ufak motosiklete o tekerler daha da ufak değil mi?
Bu defa sağlam geliyor ve fiyat duyumlarımıza göre 15’500 €…
Eski yarışçı, milyon kilometre tecrübesi olan bir sürücü ağabeyimiz şöyle dedi: “Standart egzozu bu kadar güzel ses veren bir motosiklet kullanmadım. Egzoz sesi o kadar güzel ki hep bir vites aşağıda gidip çok yakıyorsun 🙂 Elektronik süspansiyonu da çok çok başarılı…”
Transfagarasan yolu sayılamayacak kadar çok dönüş (ki firkete çok fazla), şelaleler, buzul gölleri, iki bin metre üzerindeki irtifaya kadar çıkan, Karpat’ların muhteşem manzaraları ve doğası ile rüya gibi bir yol ve muhteşem manzaralar sunuyor.
“Dünyanın en güzel yolunun Romanya’daki Transfagarasan yolu olduğunu biliyor muydunuz?” TopGear programında Jeremy Clarkson söylemişti bunu.
Bu irtifalar ve sert kış iklimi sebebiyle ekim ayında kapanan ve yazın açılan bir yol Transfagarasan.
Asfalt kalitesi de iklim şartları yüzünden çok iyi değil fakat yine de keyifli motosiklet sürüşleri için uygun bir yol.
Motosiklet sürücülerinin gözünden tavsiyeler burada ve burada.
Doğası ve manzarası ile çok güzel. Kampçılar için daha da çekici evet. Yine de mutlaka görülmeli mi derseniz açık ara ya da rakipsiz değil?
– Yılın büyük bir bölümünde kapalı; dikkatli planlama yapın. Yazımızda ayrıntılarıyla bilgi verdik ama sadece Transfaragaşan geçişi için gitmek yazık olur. Gezilecek, görülecek bir çok yer var.
Bu yazı Git-Gör kategorisinde yayınlanmıştır. Kategorinin diğer yazıları için buraya tıklayınız.
Motosikletlerin çoğunda cam değiştiriliyor. Bazen üreticinin, bazen de o model için özel üretimlerin camlarını bulmak mümkün. Lakin bu yazımızda yerli bir üreticiyi konu ediyoruz: Özen Plex Cam. Üretici olarak motosiklet camı hakkında önemli bilgiler veriyor.
Öncelikle aşağıda da görebileceğiniz gibi bu firmadan Onur Algan sayesinde haberdar olduk, kendisine teşekkür edelim.
Onur demiş ki:
“Motosikletine ön cam almak isteyenler aşağıdaki linkte bir çok marka ve model için çeşitli camlar bulunmakta, ayrıca istediğiniz ölçülere göre de yapabiliyorlar. Burdan yaptıran birisiyle konuştum, çok memnun. Fiyatları da uygun, cam almayı düşünenlerin bakmasını tavsiye ederim.”
Ben de biraz düşününce hatırladım, buradan daha önce başkaları da olumlu bahsetmişti. Her şeyden önce hazır modelleri ve çeşitleri var. Hazır olanların dışında kalıp çıkartarak birebir aynısını da yapıyorlar. Aslında pleksi işçiliği sizin bile biraz uğraşarak yapabileceğiniz bir iş olsa da tabii ki bu işle uğraşanlar kadar kolay yapamayacağımızı bilmemiz gerekir.
Bu arada motosiklet camları (hoş kolay geliyor diye “cam” diyoruz ama aslında adu rüzgarlık) ile ilgili bir kaç not:
Camlarınızı
Cilalamayın
Kimyasallar ile temizlemeyin
Cif ile temizlemeyin (cif ve türevleri mekanik, yani sürtünmeli temizleyicilerdir. Yani aşındırarak ve kazıyarak temizlerler, başka bir deyişle camınızın canına okur, çizik içinde bırakırlar)
Çiziklerden eğer çok şikayetçi iseniz polisaj diye bir şey var, onu deneyin (elli – yüz liraya camınızı yeni gibi çiziksiz hale getiren bir işlemdir)
Motostop Ercan’da gördüm. Kış için iyi. Yine de uyarmam lazım, koruma gücü pantolon ya da normal dizlik kadar olmayacaktır. Daha çok kış şartlarında soğuktan korunmak için işe yarar gibi geldi bana.
Resimlerden de görüleceği üzere koruması pek sağlam bir şey değil. Fakat kullananlar kışın soğuğu kesmek için ve kullanım kolaylığı sebebiyle tavsiye ediyorlar bilesiniz.
Bildiğiniz gibi çakar konusu önemli. Bu yazımızda led çakarların haricinde ilginç olan bir ürünü tanıtıyoruz.
Işıldaklar, özellikle LED’li olanlar hali hazırda motosikletçilerin kullandıkları ve piyasada bulunabilen ürünler. Çakarlısı sabiti, markalı olanı, kendi üretenlerin paylaşımlar vs. sayesinde alıyor kullanıyor ve yollarda görüyoruz. Bu ürünleri bir süre önce yabancı forumlarda görmüştüm. OrtaSehpa.com sitesi sayesinde tekrar hatırladım ve sizlerle paylaşayım dedim (artık kapalı Temmuz 2020).
En dikkat çekici yönleri uzaktan net biçimde görülmeleri ve bu yolla hayli uzaktan fark edilmenizi sağlamaları. Ana amaç bu olsa da görsel aksesuar olarak kullanılması da mümkün fakat o durumda da güvenlik tarafı yine işe yarayacaktır.
Avantajları:
değişik renkler mevcut
uygulaması kolay, yapıştır ve unut
pille çalışıyorlar
her yere uygulamak mümkün (kask, motosiklet, kıyafet vs.)
uzun yolda güvenliği çok arttıracaktır.
Özellikle gece yapılacak yolculuklarda dikkat çekeceği ve fark edilirliğinizi ciddi derecede arttıracakları için ışıldaklar önemli nesneler. Hele hele hem karanlık hem de ıssız yollar, şehirler arası yolculuklarda uzaktan fark edilmenizi sağlayacakları için tavsiye edilecek ürünler olduğunu söylemek lazım. Led farlar ile karşılaştırmak da mümkün fakat bana kalırsa hem görsel hem de dikkat çekme açısından bu ışıldaklar daha başarılı.
https://fibreflare.com/ ürünü, bu yazının ilk sürümü 2012 yılı; şimedi 2020 ve sitede satışa açık ürün yok
Mesela soldaki fotoğrafta kıyafetin üzerine yapılmış bir uygulama görüyoruz. Özellikle bu fotoğrafta parlaklık oranını görmeniz mümkün. Ne parlak ne de mat diyebileceğimiz bir ölçüsü var. Yani hem fark edilmeyi hem de rahatsız etmemeyi beceren bir parlaklığı olduğu net.
Kıyafete uygulamak da bir seçenek. Kimisi motosikletinin üzerine takmayı ister kimisi kıyafete. Bazı arkadaşlar motosikletin üzerindeki ışıklara sıcak bakmıyorlar. “Pavyon” görüntüsü diye adlandırılan apaçi stiline uzak durmak gibi bir şey sanırım bu tepki 🙂
Neyse, uzatmadan bir sonraki fotoğrafımıza geçelim ve bir de kask üzerinde görelim.
Görüldüğü üzere kask üzerine yapışkan bantlar yoluyla uygulanıyor ve boyutları ideal. Yani ne büyük ne de küçük diyebiliriz.
Piller tutturma kutularının içerisinde. Aşağı yukarı otuz saat gibi bir yanma süresine sahip olduğu söyleniyor. İki tür yanma kipi varmış: devamlı ve çakar şeklinde. Çakar halde biraz daha uzun gidiyormuş pillerin ömrü.
Tavsiye edilen uygulama şekli yüzeye yapıştırmadan hafif boşluk bırakarak tutturmak. Böylelikle arkadaki alan ayna gibi çalışarak ışığı dağıtıyor ve daha büyük bir alan aydınlatılmış oluyor.
Bu fotoğrafta yatay uygulanmış olsa da bir kaç fotoğrafta dikey uygulandığını da gördüm. Seçenek olarak not edelim.
Renklerini soracak olanlar için ise bu fotoğrafı kullanalım.
Üç renk var: amber denen sarı, yeşil ve turuncu – kırmızı arası bir renk.
Ana amaç fark edilirliği arttırmak olduğu için bu renkler seçilmiş. Zira ürünün üretim amacı güvenlik. Bunlar uzaktan net görünecek renkler. Aynı mantıkla başka renkler de üretilebilir fakat şu anda bu renkler mevcut.
Ve son olarak da hem kaskta hem motosiklette yapılmış uygulamaların olduğu aşağıdaki fotoğrafı koyup yazımızı bitirelim.
Bora BMW F800 almıştı. Arada Bodrum – İzmir – Bodrum yapıyor onunla. Bir süre önce BMW konfor sele alsam mı diye düşünmeye başlamıştı. Ve aldı.
Öncelikle konfor selenin görünüşü çok daha güzel. Motosiklete görsel olarak değer katıyor diyebiliriz hatta.
Gelelim işin konfor boyutuna. Sele nasıl desem ne sert ne de yumuşak. Öyle aman aman bir farkı yok gibi geliyor ilk başta. Esas farkına uzun yoldan gelince anlıyorsun. Daha az yorulduğun gibi o bacak arası ağrısından eser yok.
Tabii ki bu arada söylemek gerek, BMW’ninki böyle, diğer markaları bilmiyoruz ama tüm büyük markaların ek olarak parayla sattığı bir ürün de iyi olacaktır mutlaka.
Yukarıdaki fotoğrafta iki selenin arasındaki farkı daha rahat görebilirsiniz.
Uzun sözün kısası uzun yolculuklar haricinde ihtiyaç duyulacak bir ürün ve de ek olarak ucuz değil. Ne kadar para harcayacağınıza bizim karışacak halimiz yok ama konforu arttırdığı muhakkak.