Japon Büyük Çıplak Motosiklet Karşılaştırması (2016)

Binlik Japon Motosiklet: Honda CB1000R | Kawasaki Z1000 | Suzuki GSX-S1000 | Yamaha FZ-09(MT09) (2016)

En İyisi Hangisi?

Ünlü ve ülkemizde de çok sevilen modellerin 2016 binlik japon motosiklet (ağır abilerin) değerlendirmesi her zaman karşılaştığımız bir şey değil. O sebeple oturduk sizin için çevirdik, buyurunuz okuyunuz.

Honda CB1000R
Beyefendilerin Tercihi

CB çok iyi bir “her şeyi yapan” (gezi, hafta sonu gazlaması, virajcı, havalı vs.) model. Oturmuş sürüşü ve özellikleriyle “tüylerinizi diken diken edecek performans ya da elektronik destek aramamanızın sebebi de bu zaten.”

Modern CB1000R rahat, sakin, dingin ve mantıklı bir tercih yapmak için bir dolu sebebe sahip. Lakin ilk tercihimiz olduğunu sanmayın! Aslında bu listedeki son tercihimiz oluyor kendisi. Hatta ekibin bir çoğu için sürüş zevkine “gerçek bi tehdit” olarak bile anıldı! Bir motosiklet neden bu kadar “olgun” olur ki?

CB bu testteki en ağır ikinci motosiklet (en ağırı Kawasaki). Yüksekteki ağırlık merkezi ile uzun sürücüler için doğru bir tercih, ya da deneyimli olanlar için… Kısa boylular ise (1.60 m. civarı sürücüler) çok da rahat hissetmiyor açıkçası.

Tekerler dönmeye başlayınca, Honda ağırlığını atıyor ve FZ-09’a yakın bir manevra çevikliğine kavuşuyor. Sürüş konumu dengeli, sporla konforu birleştiren bir karakteri var (yine de deponun uç kısmı biraz sivri, bu uzun olmayan sürücülerde daha rahatsız edici). Çift taraflı, dört pistonlu Tokico frenler fazlasıyla güçlü ve ilk ısırışları yumuşak, neden derseniz pazardaki ABS’siz tek model olarak istenmeyen kilitlenmeleri engellemek için yumuşak olmalılar.

Çekiş kontrolü de aramayın çünkü yok. Fakat bu konuda eksikliği pek hissetmeyeceksiniz. Olsa da pek devreye girmeyecek kadar dengeli CB. 2016 model CB1000R, CBR1000RR’ın 2007’deki motorunun yeniden ayarlanmış hali. Ve bu bir çıplak motosiklet olduğuna göre “tork için yapılmış” ve 108 beygirlik gücü ile birlikte haşmetli, etkileyici gaz tepkisiyle etkileyici. Bu tarafıyla grupta birinci, net – doğrudan ve her istediğinizde ön tekeri dikecek kadar “güçlü”.

CB’nin süspansiyon sistemi de doğru ayarlanmış. Gerçi grupta en iyi ayar Suzuki’de. Honda’nın ayarı çok rekabetçi değil (sportif değil). Yamaha ise başka bir dünyadan ve kötü denecek kadar başarısız (9 serisinin bu yönü zaten artık biliniyor). Kawasaki’nin tercihi ise klasik Kawa ayarı. Dolayısıyla Honda macera aramamış ve dengeli (muhafazakar diyelim) bir tarzı tercih ederek akıllı uslu bir tutuş vermiş bize: çok keyifli değil ama güven verici ve rahat.

Honda’nın esas etkileyici tarafı ise şasi geometrisi: mükemmel derecede dengeli ve sağlam yol tutuyor Öyle iyi yapılmış ki genelde sadece bakışınızı ayırmak (çıkışa bakmak) CB’yi viraja sokmaya yetiyor.

Üretim kalitesi ise diğerlerinden bir tık üstte. Honda klasiği devam ediyor: sağlam, iyi yol tutan, motoru güçlü, her yönde iyi bir motosiklet, rakiplerinden uygun fiyata…

Oturmuşluk. CB’yi tarif edecek kelime bu, her şey sorunsuz, her şeyi iyi.

HONDA CB1000R
999 cc. | düz 4 silindir  | son viteste 80>120 km süresi: 3.3 saniye

Binlik Japon motosiklet naked kategorisinde kazanan baştan belli mi oldu yoksa? 🙂
Acele etmeyelim, olay sürprizlere açık.


Kawasaki Z1000
Şehirli Saldırı Aracı 

Eğer görünüşü ve gidişi iyi olsun türünde bir motosiklet arıyorsanız Z1000 sizin motosikletiniz.”

İlginç ama Z1000 on yıldır sahnede. Yeşilli marka diğer markalar gibi “spor modeli güçsüzleştir çıplak model diye piyasaya sür” felsefesi yerine en baştan beri Ninja 1000, Versys 1000 ile aynı platforma ve özelliklere sahip. Bu oturmuş zemin (platform) başarıyı garantiliyor zaten. Kısacası Z1000 başlangıçtan başarılı.

Z1000 etkileyici bir görünüşe sahip. Altın yansımalı yeşil boya güneş altında hayli albenili. Sürüclerimizden birisinin de dediği gibi, yeşil değilse ona Kawa denilebilir mi? 🙂
Tasarımına gelince, beğenmeyen insan sayısı fazla. Sert ama çirkin diyenlerden birisi de biziz. Neyse, zevk deyip geçelim. Her halükarda grubun en pahalısı Kawa, bunu da belirtmiş olalım (Amerika fiyatlarına göre en pahalı).

Z1000 boyası haricinde de iyi bir motosiklet. Motoru güçlü, 1043 cc.’lik güç birimi orta devirlerden itibaren torku ve devirlenmesi çok iyi, çok canlı bir karakterde. İlk tepkisi biraz zayıf ama Honda haricindeki tüm modellerde bu huy var (aferin Honda). Dual Tokico kaliperler işlerini iyi yapıyor ve Kawa’yı dizginliyor; ilk kapışları CB1000R’den daha iyi. ABS de iyi çalışıyor, 122 beygir bir makine için doğru bir özellik 🙂

Göstergede vites yok. Olsa fena olmazdı aslında zira kısa oranlı vites kutusu ve geniş güç bandı düşünüldüğünde hangi viteste olduğunuzu unutabiliyorsunuz. Bunun sebebi düşündüğünüz vites yerine bir hatta iki vites yukarıda olsanız bile sorun yaşamamanız aslında. Motor o kadar esnek ve vitesler o kadar  yakın ki 3’de sanırken 5. viteste olabiliyorsunuz, hem de sıkıntı çekmeden, çünkü 5. de de açtınız mı gidiyor. Aslında şöyle bir şey de var, hiç vites değiştirmeseniz de olur, biraz deneyimli bir test sürücümüzün ışıklardan 6. viteste kalktığını söylesek ne demek istediğimiz anlaşılır herhalde 🙂

Uzun boylu ya da kısa olsun, herkes z1000’de rahat etti. Ergonomisi iyi fakat sert seleden de herkes şikayet etti. Fazla sert ve fazla ufak. Koltuk konusu mühim, yeşil marka doğrudan his hedeflemiş ama ortak görüş “rahatsız edici bir sele” olduğuydu. Kawa koltuğun da süspansiyon işi yaptığını unutmuş gibi görünüyor.

Gelelim sürüşüne, Z1000 tam da göründüğü gibi gidiyor. Güçlü, sert, küstah ama biraz da huysuz ve haşin. Kıvrımlı dağ yoollarında işini yapıyor ama hiç bir zaman da kendini “evinde hissedecek” ya da “işte budur!” dedirtecek kadar rahat değil. Şehirli “streetfighter” (sokak dövüşçüsü) evet, kaslı, güçlü ve küstah…
 
KAWASAKI Z1000
1,043cc | düz 4 silindir  | son viteste 80>120 km. süresi: 2.8 saniye

Binlik Japon motosiklet naked kategorisinde Kawa sağlam özelliklere sahip ve Honda’ya tercih olabilecek bir model, çünkü ülkemizde görünüş önemli 🙂



Suzuki GSX-S1000
Gerçek bir Çıplak Spor Motosiklet

Suzuki’nin genel havası insanı etkilemeye çalışmak yerine temel ihtiyaçları rahatlık ve sportif bir performansla birleştirerek sade bir biçimde kendisinden istenenleri vermek.” 

Honda 2007 temelli bir superbike motoru kullanıyor olabilir ama GSX-S’in güç birimi 2005 yılından kalma… Yalnız gözleriniz yuvalarından uğramadan önce K5 GSX-R’de (bu motorun temeli) kullanılan modelin Suzuki’nin en iyi motosiklet motoru olarak adlandırıldığını söyleyelim. Uzun strok’lu motor yumuşak tork üretimi kadar üst devirlerdeki acaip gücüyle de ünlüydü. Ki bu da çıplak motosiklet için rüya gibi özellikler demek.

Suzuki’de vites göstergesi mevcut. Bunu seviyoruz. Diğer her model ergonomi (beden rahatlığı) konusunda şikayet alsa da “Gixxes” (yani GSX ailesi) bu konuda hep sorunsuz oldu. Uygun yapısı ve eldiven gibi oturan kasası koltuğu gidonu ile uysalca bütünleştiğiniz bir motosiklet GSX. Tabii ki bu anahtarı çevirene kadar!

GSX-S bu grup içerisinde bize litrelik (1000 cc.) sınıfta olduğunu hissettiren tek modeldi. Motor ağır çağır çalışıyor ve o denli güçlü ki insan: “Biraz daha grenaj koyup rahatlıkla süper spor diye satarlar bunu?” diyor. Normalde bu duyguyu avrupalı markalar beceriyorlar ama GSX bu konuda çok başarılı.

Durmak gerektiğinde Brembo ısırganlar 🙂 (kaliperler) işini iyi görüyor ve ek ödeme ile alınabilen ABS  seçeneği de var. Hatta çekiş kontrol sistemi de var (üç kademeli ve tamamen kapatılabilir olduğunu da unutmayalım). Bu özellikler de göz önüne alındığında fiyatı insana normal gelmeye başlıyor: rahat yapı ve tasarım, çok iyi motor gücü ve karakteri, hız, elektronik destekler; kısacası ne ararsan bu motosikette var.
Yine de mükemmel değil: gaz tepkisi… Tam kapalı ile az açık, bir tık açık konum arasında bir boşluk var. Bu yüksek devirlerde daha bir can sıkıcı oluyor zira bu kademelerde güç o kadar leziz ki bu gaz ataleti (tutukluluğu) insanın canını sıkıyor. Bazılarımız bunu Suzuki GSX’den vaz geçmek için yeterli bulurken diğerleri kısa bir sürüşten sonra alıştıklarını söylediler. Ki bu da aklımıza şu soruyu getirdi: “S” serisine iyi çalışan “R” modları neden uygulamadılar ki?

Gerçi sürüş modlarını istemek biraz açgözlülük. Açıkçası GSX-S güzel bir paket ve insanı etkileyecek kadar iyi.

GSX-S’in spor motosiklet karakterini çok sevdik.  CB1000R ya da FZ-09’un üst devirlerdeki efendiliğine göre Suzuki sıradışı performans hissi ve fiyatına göre çok iyi olan paketi ile yenilmesi çok zor bir rakip.
SUZUKI GSX-S1000
999cc.  | düz 4 silindir  | son viteste 80>120 km süresi: 2.9 saniye


Yamaha FZ-09 (buradaki MT09)
Kanı Kaynayan Genç

09’un  olayı sürüşü, destek – özellik falan pek derdi değil. Bu yönüyle de dürüst ve ikna edici, ben buyum ve beni sür çok da zırlama der gibi.”

Grubun çıkıntısı FZ-09. Ortalamadan hayli ucuz, hayli hafif. Burada ne işi var demek yerinde hatta. Hatta bir silindiri bile eksik: Düz ve basit, rekabetin daha ufak boyutlu, daha ucuz şekli bu Yamaha.

Ama performans dediğiniz anda ciddi bir rakipten bahsediyorsunuz demektir… Herkesin aşık olduğu üzere bu üç silindirli motosiklet 847 cc’den sürücüsünü gülümsetecek bir güç fışkırtıyor. Sürüş modları ise cabası ve gazı açınca atılıyor (ve bu mod ayarları Z1000’de ve GSX-S’de de olsaydı iyiydi).

“Yamaha Kazandı!” diye düşündünüz değil mi?

Kazanamadı.

Ne yazık ki yukarıdaki tüm iyi yönlerine rağmen Yamaha’nın eksikleri var. Birincisi Kawa ve Suzuki gibi gaz tepkileri konusu sorunsuz değil. En fazla Suzuki, sonra Yamaha, en az da Kawasaki’de bu sorun var (Honda’da sorun yok).

Ön taraf ise başka bir dert. Kıvrımlı yollarda performans sürüşü yapmak istiyorsanız Yamaha yanlış seçenek. Çözümü ise başka bir yay seti almaktan geçiyor. Yani ayarla falan düzeltmenin yolu yok; o derece başarısız ön süspansiyon; yazık…

Çok güçlü evet, ama sert gaz açışlarda ve üst devirlerde biraz kontrolsüz bir güç var. Bu zorlayıcı, hatta acemiler için tehlikeli. Yani güvensiz denebilecek bir yapısı var ve bu ona duyduğunuz güveni törpülüyor.

Bu olumsuz taraflarının yanında 09 kağıt üzerindeki gibi hafif ve atak. Şehir içinde ya da kıvrımlı yollarda şasisi sayesinde çok çevik, becerikli ve hızlı, atak. Bir taraftan diğer tarafa geçişi ise Honda’dan bile iyi (ki Honda bu konularda çok iyi). Koltuğu (selesi) uzun ve diğerlerine göre daha kolay bir öne arkaya kayma imkanı sağlıyor. Oturuş çok sportif değil, ayaklıklar aşağıda ve ileride, gidon da bu sınıf için biraz fazla geniş (uzun). Yani kendine ait bir dünyası var 09’un. Kötü değil ama bu sınıfın genel oturuş ve konumlanma oranlarına sahip değil; farklı, ayrı bir sınıf gibi.

Donanıma baktığımızda 09’un sürüş modları dışında bir olayı yok.

Bir yere kadar da ikna edici aslında. Sürersen dertleri unutursun diyor, ve bu yönüyle de saygıyı hak ediyor. Yamaha 2015’de 09’un beynini elden geçirdi ve daha yumuşak bir gaz tepkisi için düzeltmeler yaptı ama ön tarafa daha sert bir süspansiyon uyarılarını/taleplerini dikkate almadı.

Belki de bunu bilerek yapıyor Yamaha. Ucuza verdiği bir modelin gruptaki diğer babalarla kapışmasını istemiyor. Kim bilir, belki de bu sınıf için gizli tuttukları bir model daha vardır ve şimdilik bu ucuz 09 versiyonuyla bile buralarda rekabet edebildiğini göstermek istiyordur.

Neyse, ciddi olumsuzlukları olsa da 09 -hem de düşük hacmine rağmen- bu sınıfın ağababaları ile aşık atabiliyorsa buna şapka çıkartmak lazım…

YAMAHA FZ-09
847cc. | düz 3 silindir  | son viteste 80>120 km süresi: 3.5 saniye

Binlik Japon motosiklet naked kategorisinde başa güreşeceğini düşünürken 2016 modelindeki Yamaha eksik silahlarla gelmiş düelloya. Sonradan toparlasalar da o yıl için şaşırtıcı bir sonuç…


2016 Japon 1000’lik RR Yarış Motosikletleri Teknik Şemalar

Beygir Gücü

Binlik Japon motosiklet hepsi, güç yakın olur diyorsunuz değil mi? İşte yukarıdaki grafik: “O kadar kolay değil!” diyor. Honda 107, Suzuki 140 beygir….

Görüldüğü üzere Suzuki (lacivert), diğerleri kadar düz bir çizgisi olmasa da en güçlü eğriye sahip: 140 beygir civarı güç var.
Denge, devamlılık ve güç birleşimi ise yeşilli Kawa’nın. Hem güçlü, hem kesintisiz ve dalgalanmasız bir güç geliyor: 120 beygir civarı güç var.
Honda bir klasik olarak Honda kalitesinde 🙂 En güçlü değil ama yeterli, kesintisiz ve çizgisel: 110 beygir civarı güç var.
Yamaha Honda gibi sorunsuz bir güç üretimi, devamlı ve kesintisiz artan güç fakat 5000 sonrası neredeyse dümdüz bir güç çizgisi var; işte bu huyu çok iyi: 110 beygir civarı güç var.

Tork

Herkes beygir gücüne baksa da işimizi tork ile yapıyoruz ve esas odaklanacağımız grafik burası.

Binlik Japon motosiklet güç demek ve tork söz konusu olduğunda o kadar fark yok çünkü işi tork yapıyor…

  • Suzuki: “Güçte bir dalgalanma hissediyorum!”
  • Honda: “Başladık mı durmuyoruz!”
  • Kawasaki: “Aç aç aç! Daha da fazla gazı aç!” Neredeyse kesintisiz lakin çok iyi ayarlı (3000 – 7000 arası esas gücün toplandığı yer ve bu bölge bizim en çok kullandığımız bölge, aferin Kawa)
  • Yamaha: “Üst devirleri seviyorum!”

Uzmanlara Sorduk: “Hangisini Alırdınız?

Sonucu belirleyen tek bir şey var: siz nasıl bir motosiklet istiyorsunuz? Değerlendirmemizdeki bütün modeller güçlü yönleri olan motosikletler ve sonucu sürücülerin beklemtileri belirledi. Yamaha 09 çıplak motosiklet anlayışının yeni felsefesi gibi görünüyor, uyarlanmak yerine sıfırdan yapılmış bir model ve ışık hızında tepkiler, hafifliği ile değişik bir sürüş keyfi var.

Ama ister huysuz 09’u, ister çarpıcı Z1000’i, ister gözleri yuvalarından uğratan GSX-S’i, ister aşmış bitirmiş CB1000’i seçin, hepsinde de keyifli bir sürüş yapacağınız ortada. Bunlar standardın üzerinde ve kendi karakteri olan makineler.

Test Sürücülerinin Yorumları

09 sahibi bir sürücü olarak GSX-S1000’in en eğlenceli ve kolay sürüşe sahip model olduğunu söylemeliyim. Rahat selesi ve sürüş pozisyonu ile GSX ile sürüş rahattı (Kawa için aynısını söylemek imkansız). Süspansiyon her şartta iyi iş çıkardı ve ne çok sert ne de yumuşak kaldı; her şartta tam olması gerektiği gibiydi ve motoru da en iyi hissettiren motordu. Gaz tepkisi konusunda biraz sorun vardı evet, elim alıştıktan sonra sorun yaşamadım. GSX-S1000 en iyisiydi, bu konuda şüphe yok.

Julia LaPalme

Çıplak motosikletinizden  ne bekliyorsunuz? Pistte mi süreceksiniz, ya da performans sürüşü yapıp gazlayacak mısınız? Bir GSX-S1000 alın, söylenecek başka bir şey yok. Güzel havada pazar gezileri mi yapmak istiyorsunuz? O zaman mutlaka CB1000R almalısınız. Etrafı etkilemek istiyorsunuz ve taş gibi rahatsız süspansiyonu dert etmeyecekseniz Z1000 tam aradığınız motosiklet. Ben ise 09’u alırım. Evet, süspansiyon çok çok yumuşak, ayar da tutmuyor haklısınız. Yine de yağ akıcılığındaki motoru, hafif ve çevik yapısı, ve eğlencesi için Yamaha diyorum. Ucuz olması da cabası…

Zack Courts

Bu test bana yenisi çıktı diyerek eskisini kenara atmamak gerektiğini hatırlattı. Honda CB1000R uzun zamandır ortalıkta, bir takım elektronik özellikleri de yok; lakin o kadar iyi bir motosiklet ki… Çok dengeli, her şeyi çok oturmuş; o kadar eksiksiz, o kadar iyi bir motosiklet ki daha sık tavsiye etmemiz gerekir diye düşünüyorum.
Ama şunu da söylemeliyim: Bu testteki en iyi motosiklet: Suzuki’nin GSX-S1000’i. Ana sebep beygir gücü ve tüm gücü hissedebiliyor olmanız, fakat konumlamasını (rahatlığını, vücutla bütünleşmesi). O kadar rahat ve güçlü ki gaz kolundaki saçmalığını görmemeyi seçiyorum.

Marc Cook

Görüldü: http://www.motorcyclistonline.com/naked-bike-comparison-honda-cb1000r-vs-kawasaki-z1000-vs-suzuki-gsx-s1000-vs-yamaha-fz-09-review

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version