Yeni oyuncu: Çinli QJ Motor

Qianjiang Motorcycle (QJ Motor) 1985 yılında kurulan, Ar-Ge ve motosiklet temelli bir firma. QJ Motor, Geely Group altında motosiklet ve anahtar bileşenlerin üretiminde uzmanlaşmış bir şirket ve markadır.

Şirket 1999 yılında Shenzhen Menkul Kıymetler Borsası’nda işlem görmeye başlamıştır. Zamanla büyümüş ve operasyonlarını uluslararası ölçeğe taşımıştır.

Firmanın ürün yelpazesi, 110 cc. scooter’dan 1130 cc. hacimli yarış modellerine kadar çeşitlilik içermektedir. Çıplak, cruiser, 125 ve 1200, hatta elektrikli ürün gamı ile eksiksiz bir yelpazesi mevcuttur.

QJ Motors 2005 yılında, 100 yıllık geçmişi olan İtalyan motosiklet şirketi BENELLI’yi satın aldı. Bu hareketi ile sınır ötesi birleşme ve Çinli-yerli motosiklet şirketlerinin büyük, geçmişi olan markaları satın almaları için emsal oluşturdu.

QJ Motor, Çin iç piyasasında büyük deplasmanlı motosiklet eğilimine sahip ve ürünleri 130 ülkeye ihraç ediliyor. Şirket, ilk zamanlarından beri son teknolojinin, gelişmiş seviye bileşenlerin, sorunsuz ve üst düzey ürünlerin markası olmayı hedefliyor.

Farklı bir şirket yapısı ve büyüklüğü

Bu tarafı, uluslararası bir oyuncu olmanın da sonucu. QJ Motor tedarikçileri, bağlantıda olduğu markalar ile küresel rekabeti karşılayabilir durumda. Bunu becerebilen çok sayıda marka yok. Üstelik bu özelliğini büyük hacimli motorlarla becerebilen markalar da az sayıda ve uzun bir motosiklet geçmişi olmayan neredeyse yok. Bu açıdan bakıldığında Qj Motors diğer tüm markalardan ayrılıyor. Qj Motor’u farklı kılan da bu, QJ ancak yüz yıllık markaların becerebildiği bir sınıfta.

Bu hedef, günümüzde QJ Motor ürünlerinin genel parça kalitesini ve seviyesini yukarı çekmiş durumda. Bu durumu güncel Türkiye modeli olan SRT 800X’in test sürüşlerinde de görüyoruz. Özellikle süspansiyon kalitesi dikkat çekiyor ve Türkiye’nin değişik şartlardaki yollarında sorunsuz sürüşüyle dikkat çekiyor.

Fiyatlarıyla rekabetçi olan, niteliği (kalitesi) Avrupalılara yakın bir oyuncu olarak farklı bir marka QJ Motor. Türkiye piyasasında ise belirleyici olacak tek şey var: usta ve yedek parça politikası. Türkiye pazarı, malının arkasında duran firmayı tutar. İşte burada da orta ve uzun vadeli politika belirleyici oluyor. Türkiye hala senelik motosiklet satış adetlerinin ufak olduğu bir pazar. Burada kalıcı ya da büyük olmak isteyecek oyuncu hala para harcamak zorunda. QJ Motor bunu yapabilecek güce sahip de niyetli mi, orası hala belirsiz.

Ana şirket Geely Group

Ana şirket, Geely Group da sıra dışı bir yapıda ve büyüklükte.

Geely Group, 2010 yılında İsveçli otomobil üreticisi Volvo Cars’ı Ford’dan 1.8 milyar dolara satın alan firma. Geely, 2013 yılında İngiliz taksi üreticisi The London Taxi Company’yi de almıştır.

Aynı zamanda Geely, 10 Eylül 2015 tarihinde Apple ile anlaşma yaparak, dünyada yaygın olarak kullanılan Carplay’ı arabalarında değiştiren ilk Çinli araç üreticisi oldu. Bu yönüyle otomotiv piyasasında eğilimleri belirleyen markalardan biri olduğunu kanıtladı.

Geely Holding Group, 2017 yılında İngiliz spor otomobil üreticisi Lotus Cars’ın çoğunluk hissesini satın aldı. Şubat 2018’de ise, Daimler AG’nin 9.7 % hissesini almıştır.

Mevcut yapılanma ve markalar

Zhejiang Geely Holding Group Company kendi içinde beşe ayrılmaktadır:

  • Geely Auto; Lynk & Co, PROTON ve Lotus markalarını içerir,
  • Volvo Cars ve Polestar markalarını içeren Volvo Car Group bir başka yapılanmadır.
  • Grupta son olarak London Electric Vehicle Company ve Yuan Cheng markalarını içeren Geely New Energy Ticari Araç Grubu mevcuttur.

Geely Group markaları, teknolojik kabiliyetine üretim adetleri ile dünyanın en önemli otomotiv gruplarından birisidir.

Motosikletteki hedefler

Gelly stratejik rehberinde, “on milyar Qianjiang” üretme hedefi bulunmaktadır. QJ Motor motosiklet işine devam ederken, Gelly grup, yeni enerji araçlarının temel bileşenlerinin araştırılması, geliştirilmesi ve üretilmesine öncelik vermektedir. 

Fiyat Listesi | Qj Motor

QJ Motor SRT800 X değerlendirme videosu

QJ Motor SRT800X ilk inceleme videosu

QJ Motors Türkiye ürün yelpazesi

SRT 800-2.jpg

ADVENTURE

SRT 800

Daha fazlası

SRT 800 X.png

ADVENTURE

SRT 800 X

Daha fazlası

SRT 550-1.jpg

ADVENTURE

SRT 550

Daha fazlası

SRT 550X-1.png

ADVENTURE

SRT 550 X

Daha fazlası

QJ400GS-J红色右正侧.png

RACING

SRK 400 RR

Daha fazlası

RACING

SRK 125 R

Yakında

CRUISER

SRV 550 ST

Daha fazlası

SRK 700-2.jpg

SPORT NAKED

SRK 700

Daha fazlası

550.jpg

RETRO NAKED

SRV 550

Daha fazlası

SRK 125S-5.png

SPORT NAKED

SRK 125 S

Daha fazlası

TRX 125 -1.png

SPORT NAKED

TRX 125

Daha fazlası

_DSC1045(1).png

SCOOTER

VPS 125

Daha fazlası

LTM 125-1.png

SCOOTER

LTM 125

Daha fazlası

FORT 350.jpg

SCOOTER

FORT 350

Yakında

8.jpg

E-SCOOTER

G2

Daha fazlası

_MTS8328.JPG

Bu yazı Motosiklet Tanıtım kategorisinde yayınlanmıştır; kategorinin diğer yazıları için buraya tıklayabilirsiniz.

Honda X-ADV fotoğraf galerisi

Honda XADV-2019-Ağustos Arkadan Görünüş

Hep dijital ortamlarda gördüğüm bir motosikleti bugün ilk kez gördüm. Honda X-ADV galeri sayfası açmanın zamanı geldi. İlk izlenim:

Honda X-Adv galeri

Honda X-ADV uzaktan bile farkını gösteriyor. Kendine ait bir havası var. Büyük olması fark yaratıyor, kaç-kaç (scooter) demez kimse görünce. Ama büyük motosiklet boyutlarında da değil, tam ikisinin arası.

Ama pahalı. Değer mi? Değişir, paran çoksa değer. Diğer yandan birçok kişi: “Ama o paraya büyük motor alınır.” diyecek kadar da pahalı…

İlgili yazılar

HONDA INTEGRA

Motor Hikayesi Motosiklet blog - Honda Integra
HONDA INTEGRA
20212 model Integra. O zamanlar daha da ince bir profili vardı.

Honda Integra motosiklet; otomobil değil. Honda’nın arada melez modellerle ilginç denemeler yaptığını biliyoruz (mesela Vultus). İntegra sıradışı olmasa da ilginç bir model çünkü skutir desek değil, 600 cc. ve üstü sınıftaki motosikletlere de benzemiyor. Büyük değil, küçük değil, hele hele bir Burgman 600 ya da Silverwing gibi de değil. Peki o halde ne?

Tıpkı X-ADV SUV Scooter gibi Integra da piyasada benzeri olmayan bir model.

Peki benzersiz olan ne?

  • Birincisi: zincirli!
  • Kaç-kaç (skutır) için garip derecede ince, hatta alçak bir gövdesi var.
  • Vites kutusu spor ve normal olmak üzere iki karaktere sahip, hatta İntegra’nın esas özelliğine uygun olan şanzımanın bu spor tarafı.
  • Üçüncüsü İntegra çıplak motosiklet (naked) gibi kullanılabildiği iddiası var.
  • 700 cc.’lik, ve bu hacim daha çok kaç-kaç olmayan, bildiğimiz büyük motosiklet motoru gibi bir yapısı var.

İntegra, scoooter konforundan vazgeç(e)meyen ama şasisiyle, hissiyle, sürüşüyle büyük motosiklet keyfini de yaşamak isteyenler için yapılmış.

Evet, zincir sayesinde atak ama otomatik vites kutusu ile de rahat.

Kaç-kaç gibi şehir içine uygun ama naked gibi performanslı. Hatta sitesinden aldığım şu fotoğrafta da viraj performansı gösteriliyor.

Honda NC750D İntegra Viraj Dönüyor
İlk nesilde depolama hacmi düşüktü ve bu çok eleştiri almıştı. Şimdilerde ise büyüye büyüye orta sınıf gezi modellerine dönmüş…

Büyük tekerlekli, hacimli, büyük bir modele dönüşen İntegra yine aralarda kalmayı bilmiş:

Bu haliyle (2018) ilk nesli kadar olmasa da rahat sürülen ama yapıştırınca uzayan bir motosiklet İntegra.
Üstelik gazı açınca büyük motosiklet gibi hissettiriyor, bütün esprisi de bu zaten.

HONDA INTEGRA
2018 model Honda Integra motosiklet. Yandan görünüş hala kaç-kaç havasını veriyor.
HONDA INTEGRA

Yine siteden tanıtım fotoğrafı: “Hafta sonunda gazı açarsan memnun olursun!” der gibi 🙂

Alınır mı?

Motor Hikayesi Motosiklet blog - Honda Integra

Bu fiyatla zor…

Hoş bugünlerde sıfır motosiklet zaten alınacak gibi değil

ama yine de:

İkinci el bir eski kasa İntegra almak daha mantıklı. En azından beğenmeyip satabilir; hem çok para kaçırmamış hem de merakınızı gidermiş olursunuz.

İşin bir de şu yönü var ki eski nesil İntegra’lar gerçekten ara bir modeldi. Hem ufak hem de 600 cc. üstü büyük motosiklet gibi.

Yeni Integra’ları ise şu soruya cevap vermesi gerekiyor:

“Neden bunu alayım ki, gidip CBF600 alırım?”

Motor Hikayesi Motosiklet blog - Honda Integra
Arka ve yan çantalar dahil, otomatik vites bir 700 cc. Mantıklı değil mi? 🙂

Bu yazı Motosiklet Tanıtım kategorisinde yayımlanmıştır. Kategorinin tüm yazıları için buraya tıklayınız.

Scooter ve Eğitim

Scooter eğitim ve motosiklet davranışlarının temellerini anlamak-öğrenmek için ideal bir araç. Bir süredir iş için 50 CC.’lik kaç-kaç (scooter) kullanıyorum. Acemiler için işe yarayacak birkaç tüyo biriktirdim. Bu yazının konusu da eğitim amaçlı kullanabileceğiniz bu tüyolar.

  1. Gaz Hassasiyeti
    Gaz hassasiyeti acemiler, özellikle büyük motosiklet kullananlar için oturması uzun süren, hakimiyeti zor sağlanan özelliklerden bir tanesi. Fakat 50’lik bir motosikletle ve özellikle dar manevralarda gaz açmayı öğrenmek, 50’lik kaç-kaç ile daha tehlikesiz ve daha kolay. Üstelik bunu yaparken fazla güç tehlikesi de yok 🙂 Aynı şey viraj çıkışındaki destek gazında da geçerli. Ufak (hafif) kasa, fazla olmayan güç ile çıkıştaki gazı ve çekişi hissetmek daha kolay.
  2. Beden Kontrasını Öğrenmek
    50 cc.’lik motosiklet o kadar hafif ki yönlendirme ya da viraj için gidon kullanılmıyor neredeyse. Yani gidon itmek yada kontra basmak gibi bir şey söz konusu değil. Buna karşılık bütün dönüşleri ve aşağı yukarı bütün sürüşleriniz boyunca yönlendirmeyi tamamen vücut kontrası ile yapıyorsunuz.
  3. Kıvraklık
    Aralardan geçmek ya da hassas yönlendirmeler için düşük cc.’li kaç-kaç öğrenmek için doğru zeminmiş, bunu farkettim. Hep şunu söyledik: “Vitesli motosiklete geçeceksen kaç-kaç doğru başlangıç türü değil.”Acemi için doğru olsa da bu defa başka bir şey söylüyorum. “İlk acemiliği atlattıktan sonra scooter ile bu bahsettiğim dinamikleri anlamak daha kolay olabilir.”
  4. Arka Freni Ezme, Gaz Kontrolü ve Yavaş Sürüş, Yavaş Manevra
    Yine bir hafiflik ve ufak hacim faydası ile bu beceriyi de scooter ile geliştirmek çok daha kolay. Birinci sebebi otomatik vites ile arknfrenezmek daha kolay. Yarım debriyaj ve ara gaz hakimiyetine gerek yok, o yüzden şasinin ve motosikletin tepkilerini daha iyi algılıyorsunuz.

Gelelim 50 cc’lik Motosiklet Nasıl  Sorusuna

Scooter eğitim için iyi dedik ama tabii ki fazla düşük cc.’nin yetersizlikleri de var. Her şeyden önce, 50 cc. bir motosikletin, kararlı ve ciğerli (canlı) olarak çıkabileceği sürat 50-60 kilometre civarında. Bu sürat ise akan trafikte yavaş kalıyor ve dolayısıyla herkes devamlı üzerinize kırıyor sizi sıkıştırıyor ya da korna çalıyor (şayet acemi iseniz ve yol stratejilerini bilmiyorsanız, şeridi doğru kullanıp doldurmuyorsanız). Benim kullandığım 50 cc, ateşlemesi ve beyni modifiye edildiği için 70 kilometre sürate rahatlıkla çıkıyor ki buna da trafikte seyir etmek için alt sınır diyebiliriz. Yine de biraz açık yolda diğer tüm araçlar sizden daha hızlı o yüzden panik safhasını geçmiş sürücü olmadığınız sürece trafiğe 50’lik ile çıkarken dikkat etmekte fayda var.

Yani 50 cc.’yi size sadece anayol harici sokaklar, yazlık yerler gibi trafiğe çıkmayacağını alanlarda tavsiye edebilirim.

Trafik Seyir Tavsiyeleri

Ve yine hatırlatmak isterim ki ufak olduğu için, şerit, şerit içerisinde çizgi yolun bütününü kullanma ve doldurma, yol stratejileri kavramları devamlı şekilde uygulamanız lazım. Zira bu kadar küçük bir taşıtı devamlı yok sayma ve üzerinden geçme tavrı var 🙂

Bu arada bir ilave daha, bu sınıf B sınıfı ehliyetle, motosiklet ehliyetine ihtiyaç duymadan sürebileceğiniz bir sınıf 50 cc. sınıfı.

Alıştırma Yapmak İçin Yazı Tavsiyesi

Bu yazı Sürüş Teknikleri ve Acemiler İçin kategorilerinde yayınlanmıştır.

Otomatik vitesle yokuş inmek

Otomatik Vitesle Yokuş İnmek kapak

Otomatik vitesle yokuş aşağı inmek vitesli motoısikletteki kadar kontrollü değil. Bildiğiniz gibi yokuş aşağı inerken vites freni bayağı işe yarıyor.

Ve yine bildiğiniz gibi scooterların hepsi otomatik vitesli.

İşte bazen otomatik vites boşa geçince bu fren gücünden yararlanamıyoruz. Çözüm ise burada:

Fren yapmaya devam ederken gazı (çok) hafifçe açıyoruz.
Böylelikle otomatik vites tekrar devreye giriyor ve gazı kapattığımızda 1. vitesteymiş gibi motor freninden faydalanmaya başlıyoruz.

Otomatik vitesle yokuş inerken iş, otomatik vitesi devreye sokmak. Bunun için de gazı az açmak yeterli oluyor. Önlem olarak da gaz vermeden önce her iki elimizle fren yapmaya devam ediyoruz ki gereksiz hızlanma olmasın.

Vites bir kere tutmaya başladı mı da motor freninden faydalanır hale geliyoruz 🙂

Kategoriler:
Motosiklet Acemileri İçin | Püf Noktası | Sürüş Teknikleri

Özel Yapım BMW E-LISABAD

Özel yapım elektrikli BMW pek de alışık olduğumuz bir şey değil. Diper yandan elektrikli motosikletlere olan ilgimi de biliyorsunuz (elektrikli yazıları burada). BMW de geleceğin elektriklide olduğunu biliyor şüphesiz ve bu proje resmi olarak da BMW’nin destek verdiği bir çalışma.

Custom BMW C evolution by Krautmotors

Tabii ki yapmışken uçuğunu yapalım hedefini baktığınız anda görüyorsunuz. Ki bu da BMW’nin kendine özgü, sadece BMW motosikletlerde olur diyeceğimiz kadar sıradışı (çirkin dememek için zorladım kendimi).

yangörünüş, Custom BMW C evolution Krautmotors

Sıra dışı bir özel yapımla karşınızdayız…

Bu iş BMW’nin C evolution modeline dayanıyor. BMW 2014’den beri bu elektrikli skutırı Avrupada satıyor ve bir süredir ABD’de de şatışta. BMW i3 ile aynı aküyü kullanan motosiklet 160 km. menzili ile iyi bir tercih. Güç konusunda da tüm elektrikliler gibi iddialı: 72 Nm, ve bu aslında Harley-Davidson Sportster 883 ile aynı güç demek oluyor 🙂

Custom BMW C evolution by Krautmotors, tasarımcı

Bu modeli yapan Rolf Reick (resimdeki) endüstriyel tasarımcı ve arada özel yapım motosikletler üretiyor. Esas mesleği ise üniversite hocalığı. Yapılmayanı yapmayı seviyorum diyor, elektrikli motosikletlerde olmayan bir tasarım yapmak istedim. Aslında dış tasarımlarında yapılabilecekler çok geniş. Bu yüzden daha önce görmedikleri bir şey yapmak istedim. Son teknoloji  barındıran ama garip bir görünüşlü olan, arka tarafı eski görününe bir model bu.

Haklı. Daha önce gördüğümüz hiç bir motosiklete benzemiyor…

BMW C evolution Krautmotors ön böbrek
Ham bırakılmışlık hemen belli oluyor. Tasarımın özelliği de bu zaten.

‘E-LisaBad’ ananesinin isminden geliyor. Ananesinin kübik tarzda çay servisi seti varmış. 1920’lerde Erik Magnussen tarafından tasarlanmış bu takım, motosikletin de  fikir babası olmuş. Garip değil mi? 🙂

özel yapım BMW C evolution, karbon ön taraf
Ön taraf kompozit malzemeden. Raylı bir sistemle ve kolayca takılıp çıkarılabiliyor. Üstelik çıkarılan standart parçaların ağırlığı olan 40 kilodan da daha hafif bu parça.
e-lisabad Krautmotors elektrik devresi
Elektronik altyapı ve parçaları ise hiç ellenmemiş.
özel yapım elektrikli BMW C evolution Krautmotors üstten görünüş

Ön taraf biraz alçaltılmış, ama bununla yetinilmemiş: amortisörleri de çıkarmış. Yani taş gibi bir ön taraf var. Sıfır sönümleme (süspansiyon)!
Arka tarafta ise düz (slick) lastik var. Bu değişikliklerin bir sebebi de Glemseck 101 Festival,ndeki ‘StarrWars’ kalkış (drag) yarışlarına katılacak olmaları; normalde bu şekilde sürmek olacak iş değil 🙂

BMW MotorradFacebookInstagram | KrautmotorsFacebook | Görseller: Marc Holstein

özel yapım elektrikli BMW: C evolution Krautmotors

Sonuç

Uçmuşlar ama konamamışlar 🙂

Kullanılabilir değil, güzel değil, işlevsel değil. Sanat eseri değil motosiklet ise sürebilmemiz lazım değil mi?

#elektriklimotosiklet #motosiklet #bmw #motorrad
görüldü: bikeexif.com/custom-bmw-c-evolution

Honda’nın Yeni Şehir Haylazı Konsepti EICMA’daydı

Honda ADV Scooter konsept sağ uzak yan
Honda ADV Scooter konsept ön taraf

Her yerde her markada arazi tarzı gözümüze gözümüze sokuluyor biliyorsunuz. Sıra artık kaç-kaçlara (skutır/scooter) geldi.

HONDA da NC750 temelli “Şehir Maceracısı (Adventure) kavramsal (konsept) aracını EICMA’da gösterdi.
Olay çok ortada: “Ufak ufak kaç-kaçları da araziye süreceksiniz!” zaten her şeyi dağda bayırda sürmemiz lazım ya! Nedir bu ot tarla toprak düşkünlüğü bir bilsem…

Neyse konuya dönelim bu araç kaç-kaçını dağa sürmek isteyenler için. Videosundan anlaşıldığı kadarıyla da biraz güçlü, har-haaar! sesi var.

Haricen tasarım konusunda da ilginç dokunuşlar mevcut. Arka taraf, özellikle egzoz açısı XT660’ları hatırlattı. Kaslı ve köşeli tasarım ise bütünlüğü yakalamış. Elcik korumaları da macera (ADV) tarzında. Cam boyu çamur koruması seviyesinde. Koyu sarı kısımlar ise görselliği dengeleyecek şekilde kullanılmış.

Peki ya arazideki durum?

Tasarımına baktığımızda kaçkaçlarda görmeye alışkın olmadığımız unsurlar görüyoruz ama arazi için normal donanımlar aslında: tel jant, dişli jantlar. Buna karşılık yerden yükseklik konusuna gelince: fısss! durumu da gözümüze çarpıyor.

Honda ADV Scooter konsept sağ uzak yan

Yani bu araca dünya para verip alacak ama dişli lastik tel jant olsa bile pek araziye uygun değil… Şehirde sesinizle görüntünüzle artistik yapmak için doğru alet diğer yandan.

Honda henüz teknik özellikleri açıklamadı. Yine de yüksek hacim ve bolca tork beklemek gerekir zira videoda ses öne çıkmış ki bu da güç demek…

https://www.youtube.com/watch?v=ndMLCWqpx3w
Honda ADV Scooter konsept evin önünde

Güncelleme ve ilgili yazı

Zaman içerisinde bu kavramsal çalışma son ürün haline geldi ve Honda’nın modellerinden birisi oldu. Hatta sitenin en çok okunan yazılarından da birisi oldu 🙂 Aşağıdaki bağlantıya tıklayarak değerlendirmesini okuyabilirsiniz.

Görüldü: visordown.com

Bu yazı Motosiklet Tanıtım kategorisinde yayınlanmıştır; kategorinin diğer yazıları için buraya tıklayabilirsiniz.

Motosiklet ve Rüzgar

motosiklet rüzgar diz açma

Motosiklet ve rüzgar iyi dostlar değildir 🙂 Bu yüzden kapsamlı bir makaleyi hak eden bir konu.
Yazının giriş kısmı benim değil ama güzel bir yazı olduğu için kısaltarak alıp, kendi ilavelerimle ve sitedeki diğer yazılarla birleştirip kapsamlı bir makale olmasına özen gösterdim. Bu makaleye sebep olan yazının kendisi şuradadır, lütfen bir kere de olsa tıklayarak yazara destek veriniz; teşekkürlerimizle.

Motosiklet ve Rüzgar, Panik Yapmayın!

Amerika’ya geldiğimden beri rüzgarda çok motor kullandım. Üşütmeyen bir hava varsa, rüzgar hiç sorun değil benim için. Fakat rüzgarda güvenli sürüşün inceliklerini bilmek lazım.

Aslında değişik görüşler hakim olsa da özellikle hoşuma giden ve faydasını görebileceğinizi düşündüğüm birkaç ayrıntıyı paylaşmak istiyorum.

Şiddetli rüzgarda motorunuzla seyrederken rüzgarın geldiği yöndeki dizinizi biraz yana doğru açıp, kaslarınızı gevşek tutarak rüzgarla bir kanat gibi sallanmasına/dalgalanmasına izin verirseniz motorunuzun oldukça düz bir çizgide gidebileceğini söylüyor sürüş hocaları. (Dikkat! Bacağınızı açmaktan değil, dizinizi yana doğru açmaktan bahsediyoruz)

Yani tüm kaslarınızı sıkı sıkıya kasıp, elciklere yapışmanızdan daha etkili olacağını anlatmaya çalışıyorlar 🙂

“Peki bu nasıl mümkün olur?” diye soranlara yanıtsa şu:

İşin uzmanlarına göre, rüzgarın yönüne doğru hafifçe açtığınız diziniz tıpkı rüzgarda yol alan bir yelkenlinin yelkeni gibi işlev görüyor. Yani diyelim ki rüzgar soldan esiyor ve sol dizinizi anlatıldığı şekilde yana doğru açtınız, rüzgar motoru sağa doğru ittikçe dizinizin yarattığı yelken etkisiyle, bu itiş gücü birbirini dengeleyerek mümkün olduğunca düz bir çizgide gitmenize yardımcı olabiliyor. En azından teoride böyle, pratikte deneyip görmekten başka çare yok değil mi sizler için?

Tabii şu hatırlatmayı da yapmadan geçemeyeceğim. Bu teorik bilgileri en iyi şekilde uygulayabilmenin yolu, zorlu sürüş koşulları daha oluşmadan önce motorunuzu nasıl yönlendirebileceğinizi, ona nasıl daha rahat hakim olabileceğinizi bilmekten, kısacası motorunuzu tanıyor olmaktan geçiyor. Örneğin yukarıdaki teknik, vitesli motorlar için işlese de maxi-scooterlar’da başka faktörleri de göz önünde bulundurmanız gerekebilir.

Makalede tartışılan/hemfikir olunan diğer bazı fikirler arasında, özellikle çapraz rüzgarla karşılaşınca öncelikle yavaşlayıp, vites düşürmekte fayda olduğu da vardı. Böylece motorunuzun daha iyi tepki vermesini sağlayabiliyorsunuz.

Bir diğer öneriyse, rüzgarın sizi şeritte kenara doğru ittiği durumlar için. Rüzgar çok şiddetle sizi şeridin kenarına/diğer yanına/diğer araçlara doğru itiyorsa o zaman şeridin rüzgarın geldiği yöne en yakın kısmında yol almanın faydası olabilir. Böylece örneğin rüzgar sağdan geliyorsa, şeridin en sağına yakın durup rüzgar sizi şeridin öbür tarafına itse bile, şeritten çıkmadan en sola savrulacak kadar yer kazanmış oluyorsunuz.

Tabii en önemli tavsiyeyi de unutmamak lazım: Panik yapmayın! Hatta birinci kural bu olmalı, gelin büyük harfle yazalım: PANİK YAP-MA-YIN 🙂


motosiklet rüzgar kamyon

Şiddetli yan rüzgarlar esnasında:

> Sürüş yaparken vücudumuzu kasmamamız,
– Yani elcikleri serbest bırakıp dirseklerimizi sallayarak omuz düşürmemiz,

> Rüzgarın geldiği yöne doğru vücudumuzu, özellikle omzumuzu hafifçe eğmemiz yardımcı olacaktır.
(bu hareketimiz ağırlığımızı doğru yere aktarmamızı sağlayacaktır)

> Vitesli motorlarda olabildiğince düşük viteste,
> Yüksek devirde sürmemiz gerekir ki arka tekerdeki #merkezkaç güç (jiroskopik kuvvet) maksimum değerde olup devrilmemizi veya yoldan çıkmamızı engellesin. Kısacası motosiklet daha “diri” daha “kararlı” olsun.


Peki Sürüş teknikleri Açısından Rüzgarda Ne Yapalım?

En önemlisi ELLERİ SERBEST BIRAKMALI, gidona elciklere yapışırsanız her şey çok daha kötüye gider. Bunu nasıl yapalım derseniz:

Asıl olarak dizlerinizle depoya tutunun.

Buna postür (yani motosiklet üzerindeki duruşumuz) diyoruz. Ayrıntılı bilgi için buraya ve buraya bakınız.

Depo Tokadı

Ender olmakla birlikte bazen depo tokatlaması, kafa salınması (tank slap) dediğimiz hadise olabilir sert ve ani rüzgar darbesinde. Bu konuyu burada işlemiştik, okumanızı tavsiye ederim.

Ani Rüzgar, Planlama Ve İleri Bakışın Önemi

motosiklet ve rüzgar, ileri bakış planlama ile rüzgarı tahmin edebilirsiniz.
En sondan sağa dönünce rüzgarı yedin!

Görselde görüldüğü gibi yolun sonunda sert bir dönüşle tepenin arkasına dolanacağız. Bu fotoğrafta görülmese bile, yol boyunca denizin yanında sürüş yapmıştık ve denizin tepenin ardında kaldığını biliyoruz.

O halde biliyoruz ki yol sonundaki sağa dönüşte “Çaat!” diye rüzgar yiyeceğiz… İşte yolu okuyarak ve şartlarla birleştirerek sürprizleri, tehlikelere baştan hazır olabiliriz.

Bu ani rüzgar etkisi otobüs, kamyon, tır gibi yüksek ve uzun araçları sollarken de etkili olur. Video aşağıda ama ilgili yazımıza, mutlaka göz atın.

Sonuç

İlave bilgiler ve tartışma: