En iyi motosiklet tartışması hep yaşanır. Herkes de kendine göre bir fikre ve keyfe sahiptir 🙂
Fakat bir de bu işi ciddiye alıp uzun süredir motosiklet süren, ölçüp biçip kıyasla birikimle değerlendirmelen yapan tecrübeli insanlardan oluşan listeler var.
İşte paylaşacağım liste böyle ciddi bir web sitesinin, ciddi adamların oluşturduğu, “Neden sevdik?”, “Neden iyi?” gibi somut sebeplerin olduğu liste.
Peki Neden 2016
Çünkü bir nebze ucuz 🙂
Malum ben dahil okuyucuların da büyük çoğunluğu zengin değil. Her şeyi ince hesapladığımız bir dönemden geçiyoruz ve de gidip sıfır motosiklet almak bizim için hayal bu aralar.
O yüzden hepimiz iki-üç senelik modellerden başlayarak motosiklet bakıyoruz; bu test de nispeten ulaşabileceğimiz modelleri konu ediniyor.
Parça Parça, Kategorilere Göre Yazılar
En iyi spor motosiklet, en iyi enduro motosiklet gibi konu başlıklarına göre yazılar şeklinde parça parça paylaşacağım yazıları. Toplamda on bir parçadan oluşan dizi haziran ayı boyunca aralıklarla paylaşılacak.
Başlangıç motosikleti çok ama çok önemlidir. Hakim olamayacağınız bir motosiklet ile başlarsanız makineye hakim olamaz ve korkarsınız; bu eğitiminizi yavaşlatır hatta engeller. Aynı zamanda kaza riskinizi de arttırır.
Gelelim hangi motorla başlayacağımıza. Öncelikle belirtmek gerekir ki türünden bağımsız olarak (kullanımı daha kolay türler olsa da) başlangıç için doğru motor 125 cc.’lik ya da 250 cc.’liktir.
Birçok kişi bu aşamada: “İyi ama onlar da çok ufak!” diyeceklerdir ki haklıdırlar. Bununla beraber, bilmediğiniz bir kütleyi, hazır olmadığınız bir ağırlığı kullanmaya başlayacağınızı, hatta üzerinde canınızı taşıyacağınızı unutmayınız.
Yüz elli kiloluk bir motor ile üç yüz kiloluk motoru yönlendirmek aynı şey değildir. Yüz elli kiloluk bir motor il üç yüz kiloluk bir motorun altında kalmak aynı şey değildir.
Bu sebeple motoru yatırmak, gazla doğrultmak, kaçış manevrası yapmak, kısacası motora daha kolay hâkim olabilmek için mümkün olduğunca hafif, yani 125′lik ya da 250′lik bir motorla başlamak daha iyidir.
Motosiklet Türleri / Hangi Motorla Başlayayım?
Başlangıç Motosikleti Türüne Göre Avantajlar
Scooter
Sürüş konforu ve az yakması yönleriyle özellikle kısa mesafeler ve / veya şehir içi kullanımı için uygundur.
Genelde düşük hacimli (50 cc.’gibi) motorlara sahip olmakla birlikte 400 cc. gibi, hatta 650 cc. gibi hacimlere ulaşan skutırlar da vardır. Başlangıç için pek de doğru bir seçenek değildir. İleride vitesli ve büyük cc bir motosiklet hedefiniz varsa bu türle başlamak sizi zorlayacaktır. Neden derseniz skutır ile motosikletin sürüş dinamikleri ve tarzı farklıdır.
Not: İngilizcede to scout fiili, aceleyle çıkmak, tabanları yağlamak anlamına gelir. Scooter ise bunu gerçekleştiren demektir. Yani aslında skutır, “kaç-kaç” gibi bir anlama gelir. Çabuk, çevik, hızlıca giden, uzaklaşan anlamına gelir. Şehir içi kullanım, günlük hayat pıt oraya pıt buraya gitmek için idealdir.
Çıplak / Naked
Kabaca motorun (güç ünitesinin) kaplanmadığı, bakıldığında motosikletin motorunun görüldüğü sınıf. Her sınıfın özelliklerinden biraz, her modelin kötü taraflarından biraz bulunan sınıf (racing gibi performanslı değildir, touring kadar rahat değildir, enduro kadar dengeli değildir gibi). Buna karşın bu sınıftaki araçlar tüm sınıfların iyi yönlerini de size sunarlar.
Yolu, virajı, rüzgarı hissetmek için iyidir. Yeni başlayanlar rüzgarın etkisiyle sürati daha çok hissederler, yani rüzgarın artması acemiyi korkutur ve tutar, bu açıdan iyidir 🙂
Daha net daha doğrudan ve daha duygu yoğun sürüş yaptırır. Bu yönüyle de başlangıç için iyidir.
Arazi / Enduro
Adından da anlaşılacağı gibi yol değil arazi şartlarında, yani dağda bayırda kullanılmaya uygun aletlerdir.
Başlangıç için önerilen bir motor türüdür. Kolay hakim olunabilir ve sağlamdır. Tasarımı itibarı ile düşmelerde daha az hasar görür.
Gezinti / Touring
Konfor öncelikli, görece ağır makinelerdir.
Ama ağırdırlar!
Başlangıç için çok tavsiye edilmezler çünkü şehir içinde hantal ve ağır kalırlar. Yolu, virajı hissetmek biraz daha zordur, konfor adına netlik ve doğrudan yolu hissetme kısılmıştır.
Kontak çevirip uzun yol yapmak için üretilmiş motosiklet modelleridir. Ortalama süratleri yüksek, iyi viraj yapan makinelerdir. Çift kişiyi rahatlıkla taşırlar ve bagaj için uygundurlar.
Cruiser ve Pat Pat / Chopper
Hava poz iyidir ama bu tür aletler gitmez dönmez ve durmazlar. Ağırdırlar ve yüksek devir çevirmedikleri için başlangıç motosikleti olurlarsa en önemli beceri olan gaz kontrolünü öğrenmekte zorlanırsınız. Tekniği ile öğreneyim diyenler için yanlış başlangıç motosiklet türüdür.
Keyfinizdir karışılmaz ama önce tekniği daha rahat öğrenebileceğiniz bir model seçip sonra bu tür makinelere geçmeniz tavsiye edilir.
Not: Chopper İngilizcede “Chop chop (Türkçe okunuşu çop-çop)” eden demektir, yani çıkardığı sese göre adlandırma yapılmıştır. Cruiser ise cruise eden, yani seyahat eden, gezinti yapan anlamına gelir. Yalnız daha çok deniz için kullanılır. Pat-patlar bu yönüyle deniz araçları gibidir, genel olarak uzun süre, çok hızlı olmadan aynı hızla giderler.
Yarış / Racing
Pist araçlarının yola uyarlanmış halleridir. En yüksek performansa sahip motor türüdür. Kesinlikle ve kesinlikle ileri seviye bilgisi ve deneyimi gerektirir.
Bu sınıfla cc düşük olsa bile başlanmaz. Sadece bakışınızı yukarı kaldırmak için bile zorlanırsınız. Oturma konumunuz yatık olduğundan zorluk çekersiniz.
Neden derseniz alışık olmadığınız süratlere hazır olmadığınız kadar kısa süratlerde çıkarlar ve bu sebeple hareketlerinize çok ani tepkiler verirler.
VE EN UFAK HATADA İŞLERİ HEMEN EN AĞIR SORUN HALİNE GETİRME KABİLİYETLERİ VARDIR.
Yanı sıra en yüksek ölümlü kaza bu tür makinelerde gerçekleşir.
Başka bir deyişle hatayı en az affeden motosiklet türüdür.
Başlangıç Motosikleti Motor Hacmine ve Gücüne Göre
0 – 125 cc. >
Başlamak için uygun hacimdir. Yalnız çabuk sıkılabilirsiniz. Bu sebeple 200 – 250 cc. modelleri düşünmenizde fayda vardır.
126 – 250 cc. >
Başlangıç için en uygun sınıftır. 125 cc. sınıfındaki motorlar genel itibarı ile ucuz modeller olduğu için birçok donanımdan yoksundurlar. Bu açıdan 250 cc. motorlar donanım açısından daha zengin seçenekler sunar.
Yanı sıra, çevre yolu sürüşleri, hafta sonu için az biraz uzun yol yapayım derseniz de size cevap verebilecek güçleri mevcuttur.
601 – 800 / 900 cc. >
Deneyim ve kabiliyet isteyen sınıf. Bu sınıfta hatalar ölümcül sonuçlar getirirler.
251 – 500 / 600 cc. >
İşlerin ciddileşmeye başladığı sınıf ve motor hacmidir. Hem güç (gerek beygir gücü gerek tork olarak) hem de ağırlık bir aceminin rahatlıkla yönetebileceği seviyeleri bu sınıfta aşmaya başlar.
900 cc. Üstü > Başlangıç için klasman dışıdırlar, konu bile etmiyoruz.
Beygir Gücüne Göre
Burası çok tartışmalı bir konudur fakat kabaca şöyle söylenebilir:
Beygir gücü olarak ise 70 beygir civarı sınır kabul edilebilir. Altı başlangıç için iyi, üstü doğrudan yanlış ve tehlikelidir. 70, 60, 50 beygir seviyesindeki güçler tabiidir ki başlangıç için yeterince tehlikelidir lakin burada asıl mesele yüksek gücün acemiye göre olmamasıdır.
O yüzden inat edip büyük hacim (cc) ile başlayacaksanız, bari en azından 60 – 70 beygirlerin altında kalın…
Ufak cc (250) ve hafif bir motosikletle başlamak gerekir. Tür olarak ise naked ya da enduro motosiklet doğrudur. Bunun sebebi oturuşunuzdur. Bu iki tür ile dik olarak oturur, yüksekte olur, bakışınızı yukarıda tutmuş olursunuz. Bu hal, temel teknikleri ve yapmanız, öğrenmeniz gerekenleri çok daha kolay öğrenirsiniz.
Neden Ufak cc. İle Başlamalı?
Ufak cc. bir motosiklet ile motosiklet sürüşünün temellerini çok daha rahat öğrenir, zorunlu tekniklere çok daha kolay hakim olabilirsiniz.
Başlangıç motosikleti olarak Arazi/Çıplak Motosiklet Neden İyidir?
1) Doğrudan sürüş, daha kolay tepki algılaması, rüzgar hissi (öğrenirken çok önemli konular bunlar); kısacası sürüş dinamiklerini/tepkilerini daha kolay öğrenme. Makineyle daha kolay bütünleşme ve hissetme/anlama. 2) Dik oturuş. Özellikle yüksek (doğru) bakış için bu iki tür daha dik oturttuğu için daha kolaylık sağlıyor.
Çıplak (naked) yada Arazi (Enduro) ve 250 cc. ALTINDAKİ motosikletler tavsiye edilir. Bunun sebebini bu sayfada ayrıntılı şekilde anlattım ama kısaca söylemek gerekirse: hafiftirler. Beyniniz, kolunuz-bacağınız ve en önemlisi günlük hayatta kullandığınız kas gücünüz bu hafiflikte bir kütleyi yönetmeye yeterlidir.
Sonra istediğiniz tarza, hacime, büyüklüğe geçiş yapabilir, istediğiniz motosikleti sürmeye başlayabilirsiniz. * Abartarak örnekleme: – Kılıç öğrenmeye ahşap kılıç ile öğrenmek varken neden fantezi? Ha olmaz mı, olur tabii ki ama daha kolayı varken neden zordan başlayasın? – Ama ben katana istiyorum? – E tahtayla öğren sonra ister yatağan al ister epe al ister ninja ol; ama samuray kılıcıyla kendini kesmesen kılıcı kıracaksın çekirge. * İlave: herkes parasını istediği yere harcar; kimse herkese karışamaz Fakat bu yazıdaki amacım işin mantığını anlatmak, yoksa neden olmasın, ben yaparım, amaan yapan çok var (haklı çünkü bihaber) soruları cevapsız kalıyor.
Racing ile motosiklete başlanır mı?
Racing model olmamalı, naked ya da enduro tavsiye edilir, 250 cc. ve altı hacimlerle başlamak gerekir.
İlk motosikletin 250 cc. ve çıplak ya da arazi tipi olması, sistemli (doğru, kuralına, tekniğine) sürme işini öğrenmeyi daha kolay hale getirdiği için öneriliyor. Sebepleri: – Kütle 250 cc. hafif. Günlük beyin-kas koordinasyonunuzla kolayca idare edeceğiniz bir ağırlıkla mücadele ediyorsunuz. Bilmediğiniz, her yöne oynayan bir kütle; beyniniz-kolunuz-bacağınız daha önce hiç tecrübe etmemiş. Hafif ise beyniniz oturtana kadar çok daha az yoruluyor/zorlanıyorsunuz. – Güç Ayarsız gaz/fren/komut tehlikesizliği çok büyük rahatlık. 250 cc. hacme sahip motosikletin gücü fazla/kontrolsüz gazı görece daha tehlikesiz hale getiriyor. Sert fren/debriyaj gibi hatalarda da kütleyi bir üstte anlattığım sebeple daha kolay yönetebiliyorsunuz. – Öğrenmeyi Kolaylaştırma Acemiye: ” Daha sert fren yap.” diyorsun, ilk makinesi 600’lük, ön çökünce korkuyor. İndirip Duke 200’le yaptırıyorsun, daha kolay yapıyor. Acemiye: ” Makinenin yanına geç, eller gidonda. Uzak el dümdüz ve sert, yakın el gevşek. Kalçanı depoya daya gidonu kıvır, yürürken ön frene dokun dalmayı hisset.” diyorsun; 125/250 “cart” diye kapattırıyor ön amortisörü (çünkü o kol o bacakla hakim olabiliyor); 600’lükçüler o kadar narin ki… İşte bu fark yol eğitimlerinde de aynı şekilde önüne taş oluyor aceminin. Adama virajda destek gazı aç diyorsun; acemi işte ve gaz hakimiyeti yok (beklenen bu zaten) biraz fazla açan 250’lik aynen devam, 500’lük öyle değil ama… Kısacası yüksek hacim öğrenirken aceminin önüne taş oluyor.
Motorcyclist Magazine dergisinin değerlendirmesine göre 2015 Yılı’nın değerlendirmesi
Yılın Motosikleti YAMAHA YZF-R1 “Superbike’ı Yeniden Tanımlamak” Yamaha’nın 2015 R1 modeli superbike tanımını baştan yazıyor.
Yılın Spor Motosikleti 2015: BMW S1000RR “Vahşi Güç, Power, Mükemmel Uyumluluk” Eşi benzeri olmayan başarımı (performansı) hedefleyen sınıfta, S1000RR nerede her konuda mükemmeli yakalamış. Diğer Seçenek: APRILIA RSV4
Yılın Rüya Motosikleti 2015: Kawasaki H2R
“Aramızda 300 Beygir Sipariş Eden Var Mı?” 998cc hacimli düz dört silindir aşırı beslemeli güç santrali özgün iki zamanlı üç silindir makinenin gizemine sahip olamasa da hala bizleri rüyaya sokacak çok fazla gücü var. Diğer Seçenek: KGTR1
Yılın En İyi Yeni Teknolojisi 2015: Ducati DVT Her İki Tarafın En İyi Yönleri Bir sonraki devrim kapakçık (valf – sübap) zamanlamasında olacak, Ducati’nin DVT—Desmodromic Variable Timing ile attığı adım bunu başarıyor. Diğer Seçenek: IMU (Inertial Measurement Unit)
Yılın Çıplak (Naked) Motosikleti 2015: KTM 1290 Super Duke R “100% Tork, 100% Neşe “Parçalarının toplamından daha fazla” sözü artık sıkmış olabilir lakin KTM 1290 için cuk oturan ifade budur! Diğer Seçenek: YAMAHA FZ-09
Yılın Macera Motosikleti 2015: BMW R1200GS Adventure “Motosiklet Şaheseri” BMW’nin R1200GS Adventure modeli arazi yeteneği, günlük sürüş uyumluluğu ve spor sürüş kabiliyetinin üzerine bir de uzun yol rahatlığını ekliyor. Diğer Seçenek: KAWASAKI KLR650
Yılın Gezinti Motosikleti 2015: Indian Scout “Gezinti motosikleti nasıl olur?” Sorumuzun cevabını değiştiren motosiklet: Indian Scout Diğer Seçenek: STAR BOLT
Yılın İkili Spor (Dual Sport) Motosikleti: Husqvarna FE 501S “Yol Ehliyetli Orman Devriyesi” Ve ödül Husqvarna FE 501S’e gidiyor. Diğer Seçenek: HONDA CRF250L
Yılın Gezi Motosikleti 2015 BMW R1200RT Hala etkileyici ve rakiplerini bekliyor. Diğer Seçenek: KAWASAKI VERSYS 650 LT
Bu yazı yazılıyorken BMW hala yeni RT’ler için “kullanmayın” uyarısına devam ediyordu. Dinamik sürüş yöneticisi (Dynamic ESA) kaynaklı sorun hala çözülemedi ve sürücüler isyanda iken rakipler BMW’nin zaten pek iyi durumda olmayan dayanıklılık sorunlarını öne çıkarıyorlar açıktan açığa (BMW hiç bir zaman “sorun çıkarmayan” bir marka olmadı). Ama şu da var ki BMW bu tür durumlarda müşterilerini şaşırtacak kadar cömert bir firma. Bir şekilde RT sahiplerinin gönüllerini alacaktır…
Bunun haricinde RT gerçekten çok etkileyici bir oyuncak. Sıvı soğutmalı, 1170 cc.’lik boksör motor ve RT şasisi, çok iyi ayarlanmış elektronik destekleri ve artan güç seviyesi ile bu modeli “layıkıyla eğlenceli” sınıfından, “pis pis sırıtacak kadar zevkli” sınıfına taşımış halde.
Hem de bunu eski motosikletlerdeki “doğrudan makineye bağlı olma” hissiyatıyla beceriyor…
Üstelik hepsi bu kadar da değil: BMW RT’nin boyutlarını gözden geçirmiş ve artık fil (hatta mamut) gibi değil de lüks arabalara benzeyen K1600GTL’den çok “motosiklet” gibi hissettiriyor. Doğru tepkileri veren ve rahatlık, keyif gibi özelliklerini arttırmış olan RT “çok uzun” yolculukları dahi alışıldık sürüşlere indirgiyor.
Çok az motosiklet sizi pazar sabahları bu kadar rahat ve heyecanlı ve istekli hissettirebilir, R1200RT işte o makine…
ALTERNATİFİ: HARLEY-DAVIDSON ULTRA LIMITED Harley’in FL serisine aşina olanlar, üst sınıf uzun yol makinelerinde olması gereken düzinelerce ayrıntıyı tarz ile birlikte sunduğunu bilirler.
Serinin diğer yazıları ve motosikletleri için tıklayın.
Sahibinden.com BMW R1200RT sayfasına bakmak isterseniz: burada.
Bugüne kadar üretilmiş en geniş kullanım alanına sahip en iyi 25 motosiklet modelleri hangileri?
Motosikletler genelde bir amaç için ayarlanırlar: spor, gezi, şehir içi kullanım, arazi ama tek bir konuda gerçekten iyi. Günümüzde ise sürücüler her şartta kullanım imkânı sunan modeller istiyorlar, iyi motosiklet demek, en iyi çok yönlü motosiklet demek artık…
Peki o zaman çok yönlü motosiklet nedir?
En iyi 25 motosiklet diyruz ama “en iyi” ne demek? Çok yönlü ya da çok amaçlı motosiklet uzun süre boyunca gezi motosikletiyle spor motosikleti arasında bir yerde durdu. Kısaca “sportif gezi motosikleti” diyebiliriz. Bu, hafta sonunda gazlamak isteyen ve yatabilen bir motosiklet. Aynı zamanda yeterince rahat ve uzun menzil sunarak iki kişiyi uzaklara hem de yormadan götürebilmeli. Yani spor temelli bir makine olmalı. Yamaha Fazer 1000 ve Triumph Sprint ST gibi kalabalık hayran kitlelerine sahip modeller bu kategoriye giriyorlar. Bu motosikletlerin uzun yol kabiliyetleri nedeniyle sorun yaşayan olmadı.
Diğer yandan, 2000’lerde, şansını denemek isteyen yarı ünlü iki aktör, çok büyük bir motosiklet tatiline çıktılar ve bunu filme aldılar. Filmleri, o güne kadar değeri pek bilinmeyen bir alt gruba aitti: BMW R serisi GS. GS’ler motosikletçilerin spor motosiklet inadının dışında kalmış ve Honda Africa Twin, Yamaha Super Tenere ve Triumph Tiger gibi büyük hacimli kardeşleriyle aynı kaderi paylaşmıştı. Ancak, BMW’lerini Rus tundralarından kamyonların kasalarında geçiren bu maceraperestler, GS’in kabiliyetli bir çok yönlü motosiklet (ya da çok “yüksek” motosiklet) olarak gündeme oturmasını sağladılar. Long Way Run adlı bu yarı belgesel film, GS serisi BMW’leri patlattı. Bugün yollarda aşırı yüklü ve donanımlı arazi motosikletlerini görme şansınız, bir Pan-European ya da FJR1300 görme şansınızdan epey fazla.
Diğer yanda ise Honda CBF1000F ve Suzuki GSX1250 gibi, teknik özellikleri artırılmış modeller var. Bunlar görece ucuz ama yine de çok yönlü motosikletler. Honda Crossrunner ve Yamaha Tracer (eskinin TDM900’ü gibi düşünün) gibi modeller de var. Birden fazla konuda iyi olabilen her motosiklet çok yönlüdür. Suzuki’nin GSX serisinden bir modele elcik ısıtma ve yumuşak arka çantalar takar ve birkaç bin km. yol alırsanız; ya da BMW K1600’ü pist gününe götürürseniz, her ikisi de çok yönlü olur. Olur çünkü mühendislik ve teknoloji iyice gelişti ve elektronik destekler sayesinde dokunmatik ekrandan her şeyi ayarlayabiliyoruz
Bu en iyi “seri üretim” çok yönlü motosikletler listesini oluşturmak için hayli geriden geldik. Birden fazla sürüş türünde iyi olan motosikletlere baktık. Görünüşe göre ve günümüzün aksine, az sayıda çok yönlü motosiklet üretilmiş (1980’lerin sonuna kadar hiç yok diyebiliriz).
İşte başlıyoruz; esnek kahramanlar!
25- KAWASAKI Z1000SX
Kağıt üzerinde harika; pratikte mükemmel değil ama yine de çok yönlülükte üzmüyor.
24- APRILIA FUTURA Binlik hacme sahip V2 motorlu spor gezinti üstadı gelmiş geçmiş en geniş seleyi sunuyor. Değerlendirme yazısı burada.
23- YAMAHA TDM900 Dik oturduğunuz, uzun ön amortisör mesafesine sahip paralel iki silindirli mi? Tipik yüksek motosikletlerin öncülerinden, Yamaha’nın üretimini neden durduğunu anlamak zor. Bir zamanlar PowerFM çekilişle vermişti hatta. Bu arada hâlâ güzel göründüğünü unutmayalım.
Yamaha TDM900 Galeri
22- KAWASAKI ER-6F(sahibinden sayfası için tıkla) Hesaplı fiyatına karşın orta sikletin güçlü modellerinden. Güzel görünüşü ve sorunsuzluğu, sağlamlığı ile üzmeyen bir model.
21- KAWASAKI ZRX1200S Fantastik ZRX1200 kaslı motosikleti hayal edin ve yarım karenaj ekleyin! Hem spor hem de uzun yol canavarı…
20- DUCATI ST3 VFR’nin, çekici, hava soğutmalı V2 versiyonu… sayılır. Çok gelişmiş değil; ama yeterince kullanışlı.
19- APRILIA SHIVER GT
Orta siklet bir motosiklet için epey yapılı ve sağlam bir yol tutuş sunuyor. Yarım karenaj, çıplağa nazaran iki kat daha kullanışlı. GT’sini değil ama normal Shiver süren birisiyle karşılaşmıştım, çok memnun olduğunu söylemişti. Ülkemizde pek bilinip tutulmasa da Aprilia çok iyi motosikletler üretiyor.
18- HONDA HORNET 600S(sahibinden sayfası için tıkla) Bu güne kadar üretilmiş en kolay, en dost canlısı orta siklet. Yeterince rüzgar koruması da sunuyor. Sevilmeyecek nesi var?
Honda Hornet 600S
En İyi Motosiklet mi bilemem ama benim çok sevdiğim bir model Hornet. Hele 900’lükleri tam benim tarzım…
17- HONDA CBF600SA(sahibinden sayfası için tıkla) Efsane seri. Abisi CBF1000’den daha uysal. İnanılmaz derecede sağlam ve üretim kalitesi çok çok iyi. Sadece siyah plastiklerin rengi atıyor ama geriye kalan her şey tıkır tıkır çalışıyor, hem de on yıl-on beş yıl sonra bile. Bilip de konuşuyorum zira her yerde her yaşta 600’ü görebilirsiniz.
Sade ama saldırgan görünmüyle, güçlü ve keyifli gidiyor. Bence şık da. Kendinden emin görünümü ve güven veren sürüşü var, üstelik göründüğünden daha eğlenceli: iyi ellerde binliklere kafa tuttuğunu hatta içten dıştan geçtiğini çok gördüm. Frenleri çok iyi. Motoru çok iyi bir dört silindirli. Gerçekten her şeyi yapabilen bir motosiklet…
16- TRIUMPH SPRINT ST (sahibinden sayfası için tıkla) Eski zamanların tüm özelliklerini taşıyor. Mekanik his, bileğe dayanan sürüş kabiliyeti ana özelliklerinden. Ülkemizde bilinmese de hem spor sürüşü hem de uzun yolu bir arada iyi seviyede beceren bir model. 2012 idi sanırım, bir tane görmüştüm. Biraz daha büyümüş ve hızlı ama bu defa da uzun yol özellikleri öne çıkmış bir model haline gelmiş. Triumph her zaman güzel makineler yapan bir üretici. Artık buralarda da görüyoruz iyi ki.
15- TRIUMPH TIGER 1050
90’ların ortalarından gelen devasa arazi motosikletinin, güçlü, sportif bir yüksek motosiklete dönüşmüş hali. Bir ara ülkemize de gelmişti ama bizdeki hacim=vergi politikamız yüzünden 1200’lük Triumph’lara yenildi.
14- HONDA CROSSRUNNER Hibrid VFR800 motoru ve şasisinin, yüksek motosiklet kıyafetiyle ve sürüş pozisyonuyla gelen hali. Garip; ama çok kullanışlı.
13- SUZUKI GSX1250/650, F ve BANDIT Ucuz ama esnek; basit ama harika; Bandit Suzuki’nin efsane serisi; yıllardır üretilen ve her modelde çeşitli karenaj ve motor seçenekleriyle sunulan geniş ama sağlam aile. Bandit’lerin özelliği ciğerli motorları ve motosiklet keyfini tanımlayan her şeyi iyi yapmaları: ses, çekiş, viraj ve rüzgar!
Suzuki Bandit Galeri
Suzuki eskiden bizde de çoktu ama eskisi kadar yok. Üzücü çünkü Suzuki güzel motosikletler üreten, kendine has karateri olan bir marka.
12- SUZUKI V-STROM 650(sahibinden sayfası için tıkla) Büyük ve heybetli görünüyor, arazi motosikleti gibi yüksek, sporcu gibi de atak görünüşü ile çok kalp çaldı. İki kişilik tasarımı, çok sayıda çanta bağlayabilme imkânı, müthiş konfor ve zehir gibi bir 650’lik V2 motor. Zamanında, 2000’lerde çok sattı. 1000’liğini alanlar da vardı ve özellikle görünüşü, yumuşaklığı ve konforu ile çok sevilirdi. Aynı zamanda da güvenilir bir motordu, sorun çıkarmaz ve güvenilirdir. Konforludur ve artçı ile de çok rahat uzun sürüşler yapabilirsiniz. Virajlarda spor sürüş isterseniz yumuşak süspansiyon biraz zorlasa da az bir işçilik ile iyi de viraj yapar.
Suzuki V-Strom Galeri
11- YAMAHA FZS600 FAZER(sahibinden sayfası için tıkla) Eğlenceli, karizmatik, güzel tasarımlı, son derece esnek bir orta siklet olarak yakında klasik damgasını da hak edecek. Eskiden ortalık FZ ve Fazer doluydu (FZ çıplak, Fazer yarım grenajlı modellerin kodu).
Bir çok kişi için en iyi motosiklet olmasa da: “Çok sevdiğim bir motosikletti.” dedikleri Yamaha. 600’lük, 4 silindirli, sorunsuz, iyi giden bir motosiklet, daha ne olsun?
Uzun bacaklı, emin adımlar atan ve sadece zenginlere hitap etmeyen Versys, aslında parmak ucunda duran bir ER-6F. Yine de bu küçük fark, onu güvenilir bir çok yönlü motosiklete çeviriyor.
Versys ilk çıktığında çok kişiyi ikna etti (görsellerden). Bir çok kişi almaya karar verdi hatta dergilerde görür görmez. Ama sonra Versys bayilere indi ve: “Aa! Ufacıcıkmış bu!” dedirtti 🙂 Eskiler uzak durdu, yeni sürücülerin parası henüz o seviyelerde değildi ve Versys piyasaya kolay kolay giremedi.
Yine de mantıksız bir model değil, yüksek oturuşu onu, 320 km.’lik menzili boyunca daha lüks bir mekân haline getiriyor ve ayakları da zeminden gelecek her türlü sıçramaya yukarıda tutuyor. Boynunu büktüğünüzde çılgın bir supermoto gibi yön değiştiriyor. Ön camı yükselttiğinizde de kendinizi Kâmil Koç uzun yol kaptanı gibi hissediyorsunuz: “Gelsin uzun yollar!”
İlave: Versys (Versatile System [Esnek sistem’in kısaltması).
Mucize değil, ama çok hoş bir motosiklet. Honda VFR1200’ü çok parlatarak piyasaya sürdü. Tabii ki beklentiler de arttı. Bu arkadaş biraz büyük, biraz uzun, biraz ağır; ama ne makine! İlk başta şaft aktarma, kaba kıvrımlar ve yanlara takılan çantalar sportif yönünden biraz ödün veriyor hissi uyandırsa da Silverstone’da kendini kanıtlayacak ve sizi podyuma taşıyacak kadar kabiliyetli bir sporcu.
Günümüz dünyası için fazla büyük fazla ağır fazla yakan bir model. Fakat unutmayın eskinin motosikleti, büyük güçlü ve çılgın bir şeydi; şehiriçi sürüşü de hiç önemli değildi.
VFR eşinizle Türkiye turuna çıkıp bir sonraki sürüşte asfaltı kazıyabileceğiniz bir alet. Ve bu tür makinelerden pek yok…
Honda VFR1200F Galeri
Uzun yolda en iyi motosiklet olmak için Aprilia Futura ile kapışır ama yener 🙂 Çünkü VFR Japon ama Futura yaşlı bir İtalyan; yani sorunlu bir motosiklet istemiyorsanız VFR doğru seçim.
En iyi çok yönlü: Penseyi düşünün, herkesin alet çantasında bulunabilecek en kullanışlı alet olmalı. Doğrudur, hassasiyeti yoktur ama yine de çok işe yarar. Tek bir bilek hareketiyle bir çekice dönüşebilir, biraz daha güç isteyen tornavidayı sıkıca tutabilir, tel büküp sorunlarınızı çözebilir, metal kesebilir hatta. Tamam VFR penseden daha güzel görünüyor ama en az onun kadar becerikli…
8- KTM 990SMT
2009’dan günümüze, 999 cc, V2, 115 bg, 232 km/s.
SporMoto sitesinde uzun süre satışta kalan bir SMT vardı, çok hallenmiştim ama alamadım. GS kadar konforlu ve her yönüyle sürücüsünü kendine Multistrada kadar bağlayan bir motosiklet. Ducati kadar dertli de değil (eski Ducatiler kronik sorunları olan aletlerdi). Kükreyen 990, hırçın, detaylara önem veren, akıllı pratikliğin gerçeküstü bir karışımı ve çok ciğerli! Aslında bu mümkün olmamalıydı (yaramaz, taşkın bir motosikletin üzerine sürülmüş bir mantık cilası); ama SMT güvenilir ve aynı zamanda da insanı kahkahalara boğacak kadar da çılgın olabiliyor.
SMT aslında zamanından önce doğmuş bir model. Günümüzdeki modeller gibi şehir içinde de rahat, hafta sonunda da eğlenceli, uzun yola da gelen bir İsviçre çakısı. Tek fark 990 hacmindeki motorun günümüz Türkiye’sinde fazla büyük kalması.
Ha çok önemli bir fark daha var o da 990 SMT’nin, elektronik kontrolün olmadığı safkan bilek kontrollü KTM’lerden olması. Sürerken insan olacaksınız, tek hatada sizi alıp yere çarpacak makinelerden birisi bu SMT. Siz ona saygı duymazsanız o da sizi dinlemez. Yiyor mu?
800 cc’lik bir spor tur motosikleti üretmek 2006 yılında pek mantıklı değildi. Görünmez bir tasarım, olgun renk seçimleri, yarı sportif duruş, ABS ve çanta; yaşasın, BMW logosu taşıyan güzel bir çok yönlü motosiklet daha ürettik. Sonra biraz daha derinlemesine baktık. Paralel iki silindirli motor, Honda’nın V4’ünden daha az tüketirken, %25 daha çok güç üretiyordu. Kayışlı aktarma sistemi, yine yeni bir icatmış hissi veriyordu ve Buell’inkine benzer dayanıklılık sorunları taşımıyordu. Yepyeni haliyle VFR’den daha ucuzdu, sigortacıları daha az korkutuyordu ve 40 kg daha hafifti. Düşünecek olursak, hala da öyle olduğunu söyleyebiliriz. Trafikte ince ve hamarat; uzun yolda geniş bir alan ve uzun bir menzil sunuyor; bozuk arka yollarda ise cesur, eğlenceli bir spor motosiklete dönüşüyor. Evet, eğlenceli.
Muhtemelen en büyük sürpriz bu motosiklet oldu. Öneri: Unutmayın, benzin pompası sağınızda olacak.
En iyi çok yönlü aksesuar: Çanta
Yumuşak çantalar spor motosiklet sürücülerinin düşmanıdır. Hafif ve çevik motosikletinizi çantalar, kutular ve çeşitli saçmalıklarla ağırlaştırıp hantallaştırmak istemezsiniz.
Depo üstü çantalar önünüzü keser ve rahatsız eder. Yumuşak yan çantaları takıp sökmek ö-m-r-ü-n-ü-z-ü––a-l-ı-r. Arka seleye takılan çantalar, düşüp arka lastiğe dolanma riskinden dolayı sürekli stres yaşatır.
Bu da yanmayacak, düşmeyecek ve hareketinizi kısıtlamayacak sırt çantalarına kaldığınız anlamına geliyor. Uzun yol yapan birisi iseniz iyi bir sırt çantası alın kendinize.
Honda kalite, detay, kullanışlılık ve her motosikletinin çok yönlü kullanışlılığıyla meşhurdur ve CBF1000F de bunun bir kanıtı. 600 ve 1000’lik modeller her zaman sorunsuz, düzgün tutumlar sergilemiştir; ama 2010’da geliştirilen model son derece kabiliyetli. Sıralı dört silindirli türbininden alınan daha fazla güç, daha büyük depo ve geliştirilmiş şasisiyle, (ayarlanabilir) sürücü alanı, dillere destan sürüş kalitesi, harika göstergeler ve en dengeli, sorunsuz yol tutuşu sunuyor. Suzuki GSX gibi motosikletler bunun yanında hantal çirozlar gibi kalıyor. Her yolda, her durumda 1000F güven içinde ilerlemenizi sağlıyor. Öneri: Sıkıcı olduğu konusundaki yorumlara aldırış etmeyin.
En iyi 25 motosiklet için çok uygun görünmüyor belki ama çok yetenekli bir Triumph. Eskiden rakipsiz olan Sprint ST’nin yanından dörtnala geçen Tiger 800XC, bu güne kadar üretilmiş en esnek Triumph. Tümseklerden sekerken, apekslerden geçtiğinde göründüğünden daha mutlu görünse de asfalt yolları, yol temelli motosikletlerin çoğundan daha büyük başarıyla alt ediyor. Pist gününde bu motosikletle geride kalmazsınız. Tura çıktığınızda da zorlanmazsınız. Tek depoyla 320 km menzil, büyük miktarda eşya taşıma kapasitesi, geniş oturma alanı standart konfor seçenekleri. Çok yönlü kullanım alanı sunan çok yönlü 800XC’yi yenmek gerçekten zor. Öneri: Çok yüksek motosiklet olduğunu bilin; patika motosikleti değil.
Burada benim değerlendirmemi okuyabilirsiniz: Tiger 800XC
4- Ducati Multistrada 1200
2010’dan günümüze, 1198 cc, V2, 142 bg, 237 km/s.
Macera motosikletleri hala iyi satıyor. BMW R1200GS’in üretimini yetiştiremiyor, Triumph Tiger 800’le voliyi vurdu, Yamaha, Honda ve Suzuki’nin rakip modelleri var. Ama dikkat Ducati farklı bir oyun oynuyor. Bir GS özentisi model üretmek yerine, dünyayı dolaşabileceğiniz bir katır yaptılar. Ducati safkan ve asil atlar gibi modelleriyle ünlü; MultiStrada ise daha çok bir katır gibi: güçlü, kendine has huyları olan bir yol arkadaşı. En azından iddia böyle, bunu daha sonra konuşacağız.
Multistrada’nın koca bir gagası, yan çanta bağlama noktaları, enduro benzeri bir sürüş pozisyonu, yarı dişli lastikleri olsa da o aslında her işi yapan uzmanların ilk örneği olabilir. Uzun yola gelen, deli gibi viraj yapan, yatan-kalkan, ciğerli mi ciğerli bir motosiklet. Aşık olması çok kolay. Görünüşü bile yeter hatta.
Yönlendirmesi süper hafif, ayrıca üstün gaz tepkileri ve orta devirlerde de güçlü mü güçlü, Evet sportif. Gezi işini de başarıyor; çünkü oturuş konforunu mükemmel şekilde çözmüşler. Yeterince geniş sele, işe yarayan bir ön cam ve Ducati motoru ile “ruhu” sunuyor. Teknolojik oyuncakları ve destekleri var. Araziye çıkınca derelerden tabii ki oynaya zıplaya gitmek bu aracın işi değil ama arazide de Ayrıca, derelerden sıçrayarak geçemese de “enduro” modu yeterince kabiliyetli. “Çok yönlü” kavramı sözlüğe girecekse, yanına “Multistrada’ya bakınız” yazarsanız başınız ağrımaz.
Ama. İşte aması var. Ducati’ler -özellikle elektrik denince- çok güvenli aletler değiller. Artı olarak bir “Desmo” huyu var (her on bin kilometrede büyük bakım demek). MultiStrada kullanan arkadaşlarım var, sorunsuz üç ay geçirdiklerini görmedim. Sonuç: çok paranız varsa güzel alet.
Arada bir, bazıları, hedefi tam on ikiden vuran bir motosiklet üretirler ve zamanlaması da mükemmeldir. Sadece doğru motosiklet değil, doğru motosiklet, doğru zamanda.
Fazer 1000 harika bir örnek.
Son nesil bir spor motosiklet motorunu eski teknolojiye sahip fakat yetenekli bir şasiye takmak? Sonra da ona bir roadster sürüş pozisyonu vermek o kadar da iyi bir tercih değildir. Bandit 1200’de ve 90’larda ZR, GSX ve CB’nin 750 cc’lik versiyonlarında bunu görmüştük zaten.
Ama Fazer doğruyu yakaladı, tam da sürücülerin kullanışsız, deli işi spor motosikletleri sorgulamaya başladığı anda. R1 motoru, sulandırılmış, bir eski motor değil. Ciddi bir makine. Şasi ilham vermiyor; ama iyi çalışıyor. Tasarım kaslı ve şık olmak arasında doğru dengeyi yakalıyor. Bakması zevk veriyor, yavaş sürmek zevk veriyor, sert sürmek zevk veriyor, bozuk yollarda keyifli, selenin üzerinde bir gün geçirdikten sonra bedeni mutlu ediyor, sevmek istediğiniz zaman garajda insana zevk veriyor.
2006 yılında baştan yaratılan Fazer spora daha fazla önem vermeye başladı; ama her iki motosiklet de geçek anlamda her isteğinizi yerine getirir. Kolaylıkla.
2- BMW R1100/1150/1200GS (sahibinden sayfası için tıkla) 1993’ten günümüze, 1085 cc, 1170 cc, 71-87 bg, 195-217 km/s.
“Dev patika motosikleti” sıra dışı bir konsept olmalıydı, fuarlarda insanların merakla izlediği; ama satın almadığı bir konsept. Eski teknolojiye sahip olmakta inat eden (hava soğutmalı). Dışarı fırlamış silindirler. Garip bir süspansiyon sistemi. Ve rahatsız edici tasarımı bir araya getirirseniz? Garip ama bu uymazlıklar çok satıyor!
Fakat 2011 yılında hiçbir şeyi öngöremiyorsunuz. Çirkin şehir içi motosikletleri, şehrin göbeğindeki oto parklarda yatıyor. Düşük kilometrede, noktasız güzellikler sadece güneşli Pazar günlerinde sokağa çıkıyor. Uzun yol için tasarlanmış cruiserler teneke kutular gibi ses çıkararak feribotla bir yerlere geçiyor. Birkaç sessiz kahraman da lastiklerini çamura batırıp macera motosikleti deneyimini sonuna kadar yaşamaya çalışıyor.
GS ise sadece yol dışında da gidebildiği için müthiş bir genel kullanım motosikleti değil. Tüm kusurlarına rağmen, tam anlamıyla şartlara uyum sağlayabilen esnek bir yol motosikleti. 1100 modern tasarıma geçiş yaptı, 1150 şöhreti yakaladı, 1200 ise noktayı koydu. Çok yönlü motosiklet anlayışımızı değiştirdiler, tanımı genişlettiler ve pek çok kopyaya ilham kaynağı oldular. Hiç birinin BMW’nin yarısı kadar bile başarılı olamaması durumu açıklıyor. Öneri: Sıradan olmaktan korkmayın.
Evet, bunu tahmin etmek zor olmadı. Bunu yazacağımızı çoktan tahmin etmiş olmalısınız. Sadece başkalarından farklı olmak için sahte sonuçlar yayınlamak istemeyiz: Honda VFR bu güne kadar üretilmiş en iyi çok yönlü motosiklet.
Örneğin Tiger 800XC kadar esnek olmadığını söyleyebilirsiniz. Triumph pistte VFR’nin tozunu yutar, yolda yakalar, toprakta ise mahveder. Fazer 1000’in sürüş pozisyonunun daha hoş olabilir. Multistrada daha kuvvetli ve daha iyi yol tutuyor. Fakat çok yönlülük amorf bir konsepttir ve derin yararlılık atmosferinin dağıldığı şu günlerde en iyiyi ölçmenin sadece bir yolu var: hangi motosiklet daha çok kişiyi, daha uzun süreler memnun etti? Bunun tek bir cevabı var.
Honda’nın kül olan V4 hanedanlığından 1986 yılında doğan VFR750 asla bir spor motosiklet olmadı. O, RC30’un rolüydü. Yeni yarış replikalarının performansıyla yarışmakta isteksiz VFR, daha önce var olmayan yeni bir Pazar yarattı. En başından itibaren çok yönlü bir motosikletti o. Kullanışlı, pratik, gösterişsiz, pist odaklı olmayan; ama tur için de tasarlanmamış. İstediğimizin gerçekten iyi bir motosiklet olduğunu bildikleri zamanlarda ürettikleri, gerçekten çok çok hoş bir motosiklet.
Yıllar geçtikçe VFR biraz büyüdü, yeni şasi tarzına, daha iyi lastiklere ve daha keskin frenlere kavuştu. Tasarım değişti ama gerekli hatlar korundu: zayıf tam karenaj, sportif sayılabilecek sürüş pozisyonu, yönetilebilir yol tutuş ve performans. 1998 yılında motor büyüdü ve yakıt püskürtme sistemi geldi. 2002 yılında daha keskin hatlara kavuştu. Motora VTEC eklendi. Ancak prensipler aynı kaldı. Yüz binlerce müşteri tarafından satın alındı ve hiç birinin motosikletinden pişman olduğunu hayal bile edemiyorum.
Honda VFR’yi üretmeye ve sütünü sağmaya devam ediyor. Son zamanlarda Crossrunner’ı piyasaya çıkardılar; özünde 2012 yılı için yeniden paketlenmiş bir VFR. Bir yıl önce başrolde daha büyük, daha ihtişamlı VFR1200 vardı. Gelecek yıl 1200 Crosstourer VFR temasının başka bir varyasyonu olacak.
800’ün bunların hepsinden daha uzun yaşayacağına bahse varız. Öneri: Bir egzoz takın ve o V4’ün sesini dinleyin.
Son söz
En iyi 25 motosiklet içerisinde en çok modeli olan Honda oldu. Honda boşuna efsane marka değil, motosiklet tasarlarken piyasadaki talepleri görüyor ve motosiklet sınıfları arasındaki boşlukları iyi görüp çok yönlü çok iyi motosiklet modelleri üretiyor. Aferin Honda!