Hepimiz biliyoruz, ürün yelpazesinin en üstünde 1000’likler ve üstü var. En çok dikkati o üst grup çekiyor tabii ki. Bir de 250 ve 125 cc.’şerin oluşturduğu, gençlerin ilgi gösterdiği ve caddelerde çok sık gördüğümüz modeller bunlar.
Ama bu en üst ve en alt segmentlerin arasında, rekebetin hala çok sert geçtiği ve üretici firmalar için hayati olan bir bölüm daha var:
Orta Sınıf Yıldızı
Ve yeni “CB” kodlu seride 600 sınıfı en son geldi.: CB650R… Peki neden sona kaldı? E en son aslar çıkar çünkü 🙂 600 cc. diğer adıyla orta sınıf en çok satılacak ve markanın hayranlarıyla en çok iletişim kuracağı model bu sınıfın üyesi.
İşte Honda’nın orta sınıf temsilcisini yeni üyesi de burada öne çıkıyor ve yazımızın konusu oluyor: Yeni nesil Honda CB650R, rekabete hazır mı?
Honda’nın geçtiğimiz yılki adımı, CBF serisindeki isim ve felsefe değişikliği idi. Honda motosiklette tutucu bir markadır ve pek değişim acelecisi değildir bilindiği üzere. Honda ilk adımı atmaz ama attığı bütün adımlar gerekli ve Honda sağlamlığı ve güvenilirliğindedir her zaman… İsim değişikliği ile (CBF’den CB koduna geçiş) Honda görünüş ve tasarım ilkelerinde de değişiklik yaptı, Honda usulü ve yavaş ama emin adımlar. Şimdi biraz bu değişikliklerden bahsedelim:
Tasarım, Tanıdık Çizgiler
Neo-retro tasarım: Yani hem yenilikçi, hem de eskiye öykünen. Yani günümüz çizgileri (modern) eskinin klasik lezzetiyle birlikte sunuluyor. Bu doğru zira CB650R’ye bakınca eski görünmüyor ama eskiler kadar da “şık”.
İşte CB650R de diğer üyelere göre (mesela aynı serinin 1000’lik üyesi) büyük değişiklik olmadan karşımızda. Serinin bu tarzdaki diğer üyeleri daha önce 125*, 250*, 300 ve 1000 cc‘lik hacimlerde satışa sunulmuştu (*’lar ülkemizde satışta).
650 aynı çizgilerin takipçisi ve ilk bakışta hem “Honda” hem de yeni “CB” ailesinin üyesi olduğu çok belli. Açıkçası böyle bir tasarım ve görsellik yakalamak kolay değil ama Honda CB650R’de bunu başarmış; takdir + tebrik.
Donanım Özellikleri
Tesla orta konsola TV kadar ekran koyduğundan beri motorlu araç dünyasındaki gösterge bölümü yenilenmek zorunda kaldı. Bunun motosiklet dünyasına yansıması ise (aslında gecikmiş bir hareketti) tek parça ekranlara geçiş oldu. Honda da bu anlayışa uygun şekilde tek parça ekran havasında gösterge kullanmış. Ekranda neredeyse her şey var ama yine de sağ tarafta alışıldık art lambalı bölüm de mevcut.
Her ne kadar çalışır halini göremezsek de kırmızı devir bölgesine yaklaşırken tamamen kırmızıya dönmek gibi bir kaç numarası olsa gerek bu ekranın.
Bunu önemsiyorum zira bu tür ekranlar (sınırlaması ve bölümleri olmayan, bütün alanları kullanılabilir ve görüntünün tüm ekranda istenildiği gibi oluşturulabildiği ekran anlayışı) gelecekte çok etkili biçimde kullanılacak.
Telefonumuzla eşleşecek ve çağrı geldiğinden ekranın yarısı, gelen telefon çağrısı ekranı haline gelecek. Ya da büyük bir navigasyon ekranı olacak. İşte o yüzden bu tür ekranlar için geç bile kalındı, Nesnelerin İnterneti kapıdayken Casio asker saati LCD ekranlardan gına geldi! 🙂
Ama hakkını yemeyelim, CB650R hatasız çizgilere sahip ve güzel görünüyor. İstediği kadar 1000’lik abisine güvensin, ön taraf çok güzel. Yan profil de gerçek bir çıplak motosiklet asaletinde ve gücünde görünüyor.
Söylemiştik, Honda atak bir marka değil, ha arada Vultus gibi çıkışları olur ama enderdir. CB650R de risk almadan ufak bir CB1000R zaten 🙂 CB1000’de denemeleri yap, beğenildiyse 650’ye kopyala: risksiz iş!
Daha Da Spor Sürüş
İşte burada önemli bir değişiklik var: Oturma konumu eskisi gibi değil. Doğrudan Honda web sitesinden alıntılıyorum:
Gidon, motosikletinizle kurduğunuz bağlantıya büyük bir etki eder.
CB650R’nin gidonunu 13 mm. ileriye ve 8 mm. aşağıya aldık (tabii ki bir önceki model olan CB650F’e göre), üstelik çubuğun şeklini de değiştirdik.
powersports.honda.com/2019/cb650r.aspx
Bu aslında hayli önemli değişiklik anlamına geliyor: Motosiklette oturuş tarzımız (ilk yazı postür, ikinci yazı burada) değişiyor. Eller ileri ve aşağıya, ayaklar geriye ve aşağıya.
Artık eskide kalan CB650F’e göre daha yatık oturuyoruz, bu daha sportif olmak demek!
202 kilo. İskelet (şasi) daha hafif ve daha güçlü. Oturuştaki değişiklik ve hafiflik sportiflik getirirken, Showa imzalı ön süspansiyonların güçlendirilmiş alüminyum bağlantılarla desteklendiğini öğrenince değişikliklerin ciddi olduğunu da fark ediyoruz.
Veeee: Motor!
649cc. hacim, sıra dört silindir. Devir çevirmeye aç, hızlı, pürüzsüz-sarsıntısız ünlü Honda sıra4’ü burada da hazır. Biraz daha iyi değerler (10.000 devirde %5 daha güçlü) ve 95 beygir. Torkun zirvesi 8.500 devirde.
Yani sağlam, hızlı, gelişkin ve neredeyse mükemmel Honda motoru CB650R’de de standart olarak mevcut 🙂
95 beygir çok üst bir değer değil ama yine de ciddi bir arka teker itişinden bahsediyoruz tabii ki. CB650R ayarlanabilir tork yönetimi ile gelen Honda, elektronik destekli vites geçişini sunuyor sürücüsüne. Artık işler daha da kolay…
Son Söz
Honda CBF ailesinde her işi iyi yapan bir motosiklet sunuyordu bizlere.
CB-R ailesi ise daha yatık, daha atak ve daha sportif. Eğlence tarafı öne çıkarılan CB kodlu “R” ailesi ile artık daha canlı daha keyif temelli sürüşlere uygun Honda’nın orta sınıf temsilcisi.
Bunun sebebi bence, Yamaha’nın MT ailesi ile yakaladığı başarı. Piyasayı kasıp kavuran MT ailesi ve R25’in başarısı, Honda’yı biraz daha atak olmaya zorladı gibi.
Bir yanıt yazın