Hep dijital ortamlarda gördüğüm bir motosikleti bugün ilk kez gördüm. Honda X-ADV galeri sayfası açmanın zamanı geldi. İlk izlenim:
X-ADV büyük görünüyor evet ama yaklaşınca daha da büyüyor 🙂
Honda X-Adv galeri
Honda X-ADV uzaktan bile farkını gösteriyor. Kendine ait bir havası var. Büyük olması fark yaratıyor, kaç-kaç (scooter) demez kimse görünce. Ama büyük motosiklet boyutlarında da değil, tam ikisinin arası.
Ama pahalı. Değer mi? Değişir, paran çoksa değer. Diğer yandan birçok kişi: “Ama o paraya büyük motor alınır.” diyecek kadar da pahalı…
Scooter ingilizcesi, dilimizdeki karşılığı kaçkaç, Scooter yazılıp “sukuutır” olarak telaffuz ediliyor; not etmiş olalım. Yazı bir çeviri, biliyorsunuz ara ara önemli bulduğum yazıları çeviriyor ve motosiklet kültürünün oturması ve zenginleşmesi için yayınlıyorum; faydalı olması umuduyla. (mat)
Bir süredir Honda X-ADV sürüyorum. Görünüşünü çok sevmenin haricinde şehir içi sürüş için mükemmele yakın olmasına bayılıyorum.
HONDA X-ADV tam da göründüğü gibi bir makine, gösterdiği şeyle sunduğu aynı. 238 kilo, 17 inç ön tekeri, otomatik vitesi ile arazi aracı olur mu? Görünüşü öyle ama CR-V’de olduğu gibi bu da arazi görmeden asfaltta çok iyi bir büyük kaç-kaç (maxi scooter).
Otomatik vites, araba motorunun yarısı, fazla yüksekte bir sele, arazi sürüşünde çekişi iyileştiren “G” düğmesi, yeterince büyük olmayan sele altı depolama alanı, el freni gibi devam eden bir liste var. Evet büyük bir kaç-kaç 🛵 bu ama bildiğimiz scooter’lara da benzemiyor.
X-ADV denince aklıma Apple geliyor, tıpkı Apple ürünleri gibi bir çok yeniliği farklı düşüncelerle harmanlayan bir model çünkü bu. Honda da tıpkı Apple gibi, piyasada istediği değişiklikleri yapacak kadar büyük ve güçlü bir marka.
Tabii ki arada garip şeyler de yapıyor bu büyük firmalar. Mesela pili değiştirilemeyen bir cep telefonu ya da inanılmaz fiyatına rağmen tek USB-C girişi olan diz üstü bilgisayar gibi… Bazı fikirlere bayılıyoruz ama bazı fikirler de zaman içerisinde yok olup gidiyor…
Bu pencereden bakınca arazi kaç-kaçı yapmaya ne diyeceğiz? Bu da bir tür pili çıkmayan telefon gibi garip bir fikir mi? Açıkçası X-ADV’yi ilk gördüğümde saçma bulmuştum. Ama görünüşe aldanmamak lazım, özellikle Honda söz konusu olunca. Honda’ların ortak bir özelliğinden bahsedeyim sizlere: Honda’ları sürünce her şey daha güzel hale geliyor. X-ADV’yi de sürdükçe daha çok seviyorum.
Nasıl Bir Makine?
HONDA X-ADV skutır her şeyden önce sürüşü zevkli bir makine bu. Şehir içi sürüşlerde çok iyi. Ağırlık dağılımı ve geometrisi (yol tutuşu ve sürüş rahatlığı) farklı ve çok başarılı. Evden çıkar çıkmaz (yani sürüşe başlar başlamaz ve lastikler soğuk iken) 90 derecelik bir bend var ve haşırt diye giriyorum her seferinde. X-ADV de hiç gocunmuyor. Trafikte de çok rahat, üstelik hızlı geçişlerde, aralardan akmakta çok başarılı; üstelik bunları yaptığı gibi yürüme hızlarına yakın süratlerde de çok rahat. Frenleri de çok iyi, bunda üst kalite yumuşak dengeli süspansiyon sönümleme sisteminin büyük payı var.
Sürüş Özellikleri
Motor ve aktarma (şanzuman ve diğer unsurlar ile çekiş aktarımı) da giderek takdirimi topluyor. X ADV’yi sıfır olarak aldım ve zamanla biraz daha açıldı motoru, şu an sıfırına göre daha kolay devirleniyor ve 0’dan 180’e kadar rahatlıkla çıkıyor X-ADV. Tabii ki hiç bir motosiklet son hızlarda -aslında sınırlarında- rahat değildir, zarifçe ve mantıklı hızlarda zorlamadan sürüldüğünde yakıt tüketimi de gözle görülür şekilde azalıyor; o zamanlarda ekonomik ama sert açıp jhaytalık yapınca 13.1 litrelik depo çabuk bitiyor, 160-180 km.’lik sürüşten sonra yana yakıla benzinlik aradığım bilirim 🙂
Beğeneni de var beğenmeyin de ama görüp de fikir belirtmeyen de çok az; herkse X-ADV’yi görünce, Honda olduğunu fark edince üstelik illa ki yorum yapıyor ve soru soruyor. N-Max’a beniyor diyen de çok bu arada. Güzellik ve çirkinlik kişiye göre değişir ama X-ADV bir değişik, herkesin ortak görüşü bu ve tabii ki dikkat çekiyor.
Sürüş Özellikleri?
Goodwood Hız Festivalinde, diğer Honda motosikletlerle birlikte, ünlü tepe tırmanışına katıldım; tabii ki bir Africa Twin değil, ama kaç-kaç gibi yetersiz de değildi. Bu arada söylemeliyim ki yol makinelerinin ya da bütün kaç-kaçların takılacağı çamurlu ve toprak yerleri X-ADV ile sorunsuzca geçtim. Evet alt kısmı yerden biraz yüksekte ama bu sayede arazide sürüş mümkün oluyor…
Şehir İçinde?
Fakat kıvrımlı yollar deyince X-ADV 750 cc. hacmin gücüyle ve S konumundaki DCT otomatik vites kutusu ile hayli keyifli sürüşlere izin veriyor.
DCT Nasıl?
X-ADV burada da gönlümü çaldı. DCT deneyimi genel olarak sorunsuz ve çok konforlu. Normal vitesten tek farkı şurada ortaya çıkıyor: Birden durdurunuz ve ayaklığı açtınız, mesela sadece bir yer sormak için, kısa süreliğine. İşte o zaman DCT boşa geçiyor. Normal çünkü tekrar çalıştırmak için boşta olması lazım. Ama işte motoru tekrar çalıştırdıktan sonra tekrar “D” ye almak bana zor geliyor 🙂
“Eh bu mu derdin?” derseniz evet, bu dert değil ama normal viteste bu yok ya, gözüme batıyor işte.
HONDA X-ADV Skutır: Son Sözler
Biraz daha büyük bir depo da isterdim. 13.1 litre, boyutları ve ağırlığı göz önüne alındığında biraz… az 🙂 Koltuk altı hacmi biraz daha iyi olabilir, rüzgar koruması da öyle. Ha bir de koltuğun yumruk atmadan kilitlenmeme huyu var tabii ki 🙂 Yumruklu ısrarı ihmal ederseniz, koltuk kendiliğinden ağzını açmak gibi bir huya sahip; ilginç ama öyle.
Bu yazı Motosiklet Tanıtım Kategorisinde yayınlanmıştır. Diğer tanıtım yazıları için buraya tıklayınız.
Honda, X-Adv, 750, Scooter, Sürüş, Değerlendirme, Test