Sürüşün Ekonomisi

yazan: Kyle Allen, Aerostich yetkilisi ve her gün motosiklet kullanan bir sürücü

Motosiklet sürmenin nedeninden bahsederken yazmış olduğum listeye “Motosikleti bir ulaşım aracı olarak kullanarak A noktasından B noktasına gitmek. Pratik, hızlı, ekonomik ve kıvrak bir araç” maddesini dahil etmiştim. Kyle bu yılın Eylül ayında Aerostich Blogu için işe motosikletle gidip gelmenin (ekonomik ya da değil) avantajlarından bahseden ilginç bir makale yazdı.

70’ler ve 80’ler

“70’lerde ve 80’lerde ben büyürken motosikletin günlük ulaşım için kullanılması hayatımın normal bir parçasıydı -diyordu Kyle- Yüksek benzin fiyatlarının da rol oynamasıyla, her iki ebeveynimin de motor sürmesiyle ilgili sevgi dolu anılarım var. Babamın aftermarket karenajları olan 500 cc’lik bir Yamaha’sı vardı, yağmur sıcak dinlemeden her gün işe giderken binerdi ve hafta sonları da arka yollardan manzara seyretmek için yaptığı öğleden sonra gezilerinde artçı olarak arka seleye oturmama izin verirdi. Annem de Honda 125 sürerdi… Biz çocuklar okuldayken yarı zamanlı işine git gel yapmak için ya da marketten bir şeyler almak veya bazı işlerini halletmek için kullanırdı. Çocukken, motosiklet sürmeyi sadece günlük hayatın normal bir parçası olarak görürdüm.

Ehliyet alacak yaşa geldiğimde, annemle babam her iki motoru da satmışlardı… Bu yüzden araç kullanmayı dört teker üzerinde öğrendim, ama hep kafamda bir gün motosiklet sürmeyi isteyeceğim düşüncesi vardı.
Aerostich’in pazarlama ekibinde çalışmaya başladığımda o bir gün geldi. Bir miktar eğitim ve pratikle 2009 İlkbaharında motosiklet ehliyetimi aldım. Yeni bir Hi-Viz Roadcrafter Classic tulum giyinerek, ödünç aldığım 1971 model bir 1971 Honda CB350’nin üzerine atlayıverdim ve her gün motora binen kendini adamış bir motorcu olarak köklerimi oluştururken asla geriye bakmadım.

2000’ler

2010 yılı Eylül başında, çok iyi bir fiyata az kullanılmış 2008 model bir Kawasaki Versys buldum (biriktirmiş olduğum motosiklet bütçesine uyuyordu) ve 11 Mart’ta sezonun ilk sürüşünü gerçekleştirdim, o günden beridir Kasım sonuna kadar hemen her gün motora biniyorum. Bu zaman dilimi süresince yaklaşık 165 iş gününün 145’inde (birkaç daha uzun süren günü birlik sürüşler ve tatil sürüşleri de bunun içinde tabi) yeni motorumla işe gidip geliyorum. Yapılan hızlı bir hesap, motora ve kıyafetlere yaptığım yatırımdan sonra, araba yerine motosikleti tercih etmekle oldukça kayda değer (en azından bana göre) bir tasarruf yapmış olduğumu da kanıtladı.

Aerostich kıyafetim ve kararlılığımla, 2012 yılı her ay (en azından birkaç gün olsa da) sürüş yapmama izin verdi – her zaman kolay olmadı, ama her seferinde keyifliydi – Duluth, Minnesota’nın Ocak ve Şubat aylarındaki eksi derecelerden Temmuz ve Ağustos’taki sıcaklık ve neme kadar. Motosiklete binmek (her yerde), bana göre, A noktasından B noktasına gitmenin her zaman en elverişli, pratik ve ekonomik (keyifli olmasından bahsetmiyorum bile) yolu. Benzin fiyatları da o yılın büyük bir bölümünde yüksekti, böylece çok daha fazla tasarruf etmemi sağlamıştı.

Bi 5 yıl daha ileriye gittiğimizde, hala aynı Kawasaki’yi kullanıyordum (yıllık olarak yağını değiştiriyordum ve yıllar içinde 2 çift yeni lastik ve fren balatası taktım) ve aynı (yollarda kirlenmiş) Hi-Viz Roadcrafter Classic tulumu giyiyordum. Motor ve kıyafet 7 yıllık kullanımdan sonra çok konforlu hale gelmişti, buna ek olarak fazladan sürdüğüm her mil ve her gün motora ve kıyafetlere yapmış olduğum yatırıma uzun vadeli değer katmaya da devam ediyor.

Motorla yaptığım her sürüş araba sürmeye kıyasla da tasarruf etmemi sağlamaya devam ediyor. Sadece son birkaç yıldaki benzinden yapmış olduğum tasarrufa bakınca, motosiklet sürmenin ekonomik faydaları oldukça belirgin bir hale geliyor. Motosiklete binmenin beni A noktasından B noktasına verimli şekilde ulaştırması, çok daha kolay park yeri bulmamı sağlaması ve çevre için de daha iyi olması gerçeği de çok hoş şeyler. Ama asıl ödül, motora binmenin kişisel faydaları. Ne zaman motorla bir yere gitsem, daha tetikte, daha uyanık ve mevcut işleri ele almaya daha hazır şekilde varıyorum.

Eğer motora daha fazla binmeyi tercih ederseniz eminim siz de aynı sonuçlara varırsınız. Para biriktirebilir, daha enerjik ve sağlıklı hisseder ve çok daha fazla keyif alırsınız.”AEROSTICH, alınabilecek en güvenilir ve en ucuz motosiklet olan Yamaha YBR 125 ile dünyayı dolaşmakta olan OMM üyeleri Fatih Altunkaynak ve Tuğçe Akbayar’ın (şimdilik 32 ülkede) uluslararası sürüşüne sponsor olmaktadır. Onların yolculuğunu Instagram’da @ride2world veya Facebook (aynı isimle) hesaplarından takip edebilirsiniz. (Motosikletle veya arabayla veya bisikletle) Sonoran ve/veya Darien Gap geçişi için gereken tüm TOURATECH ekipmanları ve kaçınılmaz üç parça alüminyum çantalarıyla günlük 100 Km’lik sürüşlerini yapmak üzere “ADVENTURE MOTORLARI”nın üzerine tünemiş, modaya uygun bazı “MACERA SÜRÜCÜLERİ”nin yanından geçerken… Fatih ve Tuğçe’yi düşünün ve dünyayı görmek ve farklı kültürlerle tanışmak için ne kadar az şey gerektiğini dikkate alın.

Aşağıda iki sürücümüzün ABD’de teslim aldıkları yeni Aerostich’leriyle fotoğraflarını görüyorsunuz.

Dünyanın her yerindeki diğer Türk sürücüler (eğer birini unutmuşsak lütfen mail gönderin):

  • Tolga Basol / Husqvarna 701 / Güney Amerika
  • Asil Özbay / Honda NC 700 / Moğolistan
  • Ozkan & Kerem & Fırat / Yamaha Tenere / Güney Amerika
  • Serkan Söğüt / Yamaha WR 250 / Amerika

Bu yazı Felsefe ve Makaleler kategorilerinde yayınlanmıştır.


Yayımlandı

kategorisi

, ,

yazarı:

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version