Özel Yapım Motosiklet Nasıl Tasarlanmalı?

Caé Racer yapmanın tasarım temelleri

Vakti zamanında çok yakın bir arkadaşım da eski bir Honda’dan CF02 adında bir kahve yarışçısı yapmıştı (burada görebilirsiniz). Biz erken başlamış ve keyfimiz için yapmış peşini bırakmıştım fakat giderek artan bir özel yapım motosiklet sevgisi de var; işte bu yazıyı, ülkemizde giderek artan özel yapım motosiklet düşkünlüğü için çevirdim. Faydalı olması umuduyla 🙂

Özel yapım motosikletlere çok önem veriyorum hatta sitede bu konuda özel bir kategori bile var.
Bike EXIF ise motosiklet konusunda hazine gibi bir site ve Kahve Yarışçısı için özel bölümü var; bu yazı da az bulunur rehber niteliğinde.


Yazan Kim?

Ben bir otomobil tasarımcısıyım: Zamanımı, makinelerin olabildiğince iyi görünmesi için harcıyorum.

Tasarımcılar doğası gereği yaratıcı insanlardır, bu yüzden çalışmalarımızda olabildiğince özgür olma fırsatını istiyoruz. Mümkün olan en iyi “ürünü” verdiğimizden emin olmak için başvuracağımız birçok parametre, test ve sınırlarımız var.

Charlie Trelogan

Bu bir kılavuz; talimat değil, zorunluluk da. Bir kahve yarışçısı tasarlamak bilim kadar sanatla da ilgilidir ve her özel yapım motosikletin karakteri (ruhu) olmalıdır ve kendi tarzında diğer motosikletlerden farklıdır. Çevreyi, dönemi ve bisikletin sahibini yansıtır.

ÇN. Kahve Yarışçıları (Kahve Yarıçısı Nedir? yazısı) “özgündür”. Sahibini yansıtır ve bu yönüyle seri üretim motosikletlerden ayrılır. Her kahve yarışçısı kendine aittir ve eşsizdir çünkü o motosikleti sahibi değiştirmiş ve ruhunu katmıştır.

Ancak, sonucun düzgün ve profesyonel görünmesini sağlamak için yapabileceğimiz şeyler var. Birkaç yıldır motosiklet tasarımlarına eğilmiştim ve sonuçta kendime de bir kahve yarışçısı tasarlayıp kendim yaptım. Tasarımımı burada size aktardığım gözlemlerim-araştırmalarımdan yola çıkarak çizdiğim çerçeveye ve gözlemlere dayanarak şekillendirdim. Umarım, bazı ustalara, motosiklet yaptırmak isteyenlere, projelerinde estetiğe ulaşmaya aracı ve faydalı olur.

ÇN. Motosikletler -tüm mühendislik eserleri gibi- yapılmadan önce “tasarlanır”, parçaları ihtiyaca göre bir araya getirmek çok sorunlu bir iştir ve aslında tasarım, bu sorunları çözmek için bazı tercihler yapma ve yönetme işidir.

Teknik meselelerin haricinde bir motosikletin tasarımında göze hoş görünmek gibi bir derdi de vardır. Bilinmeyen taraf ise tasarımın kuralları olduğu ve bu kurallara uyulduğu zaman “güzel” ürün çıktığıdır.

Doğduğumuz andan itibaren beynimiz dünyadan veri toplar. Bu verileri işler ve bilgiye çevirerek de algımızı bilincimizi oluşturur. Büyürken, doğayı ve hayatı öğreniriz. Doğada ve hayatta var olan her şey belirli ilkelere uygun var olur. Biz de farkında olmadan bu tasarım ilkelerini normal bulur ve güzel ile çirkini – yine farkında olmadan- bu kurallara göre öğreniriz.

Başlıyoruz: Özel Yapım Motosiklet Nasıl Tasarlanmalı?

Anlatacaklarımı daha iyi gösterebilmek için 2014 Bike EXIF takvimi kapak yıldızını kullanıyorum: Mateusz Stankiewicz’in garaj Eastern Spirit ile birlikte yapılan Honda CX500’ü.

ÇN. Bakınca güzel görünüyor değil mi? Şimdi bize anlatmaya başlıyor, “bu motosiklet hangi tasarım kurallarına uyduğu için güzel görünüyor?


Tasarımın Temeli

Tasarımın Esas, Asıl Kuralı

Bir motosikleti kahve yarışçısı yapan temel, yapı, yön ve öne çıkan özellik, “Göze Hoş Gelmesidir”. İlk olarak, basitten başlayalım: Kahve yarışçıları, önden arkaya uzanan düz çizgiyle tanımlanır, bu çizgi motosiklete, etkili bir görünüm kazandırırken, tasarıma güç ve hız duygusu kazandırır.

Wrenchmonkees Laverda

Hayati olmasa da, bu çizginin dümdüz olması iyi bir fikir (bu kurala uymamanın çok iyi bir örneği Wrenchmonkees’in Laverda 750’sidir). Bu çizgi, beyninizin ‘göreceği’ ve gözlerinizi motosiklet boyunca yönlendirecek olan ilk satırdır. Bu çizgideki bükülme, kopmalar bütünlüğü ortadan kaldırır ve yoldaki tümsekler gibi, gözün akışını (ve beğeniyi) engeller. Bu güçlü tasarım unsuru (düz çizgi yapısı), eşit boyuttaki iki tekerleğin üzerine oturur.

ÇN. Biz Türkler kural bulduk mu uymamayı pek severiz ama Wrencmonkees dediği dünyanın en iyi özel atölyelerinden biri ve tasarımlarındaki mükemmellikle ünlüdürler. O yüzden kendinizi hemen öyle Wrencmonkees ayarında görmeyiniz : )


Sınır Çizgileri

Kesme Noktaları

Bu çizgiler tekerlek merkez çizgileridir. Bu çizgilerden taşan herhangi bir unsur, motosikletin ‘garip” görünmesine neden olur.

Genelde* arka teker tarafında olan taşmalar, gerideki kısmın ağır ve “olmamış” bitmemiş görünmesi sonucunu doğurur.
* dedik çünkü zorunluluklar sebebiyle motosiklet tasarımında bu taşma sık görülen bir “tercihtir” fakat bu durumda da çok taşmamaya özen gösterilmesi gerekir.

Bu modelde de olduğu gibi ufak taşmalar (eğer sorun çözüyorsa, bir sebebi varsa) kabul edilir.  Fakat azıcıktan biraz daha taşmaya niyetiniz varsa selenin ya da arka üst tarafın yüksekliğini olabildiğince aza indirin (inceltin).

Motosikletin arka tarafında asılı duran büyük bir kütleden daha kötü görünecek bir şey tasarlayamazsınız… Ön kısımda taşma ihtiyacı daha ender olsa da bu tarafta kılavuz çizgisinde biten ön çamurluklar en iyi çözüm olarak görülür.


Yükseklik Sınırı

Kesme noktaları kadar önemlidir. Yükseklik sınırı tasarıma hesaplanmış ve özenilmiş bir görünüm verir. Yakıt deposunun en yüksek noktası olarak tanımlanan bu sınır, üzerine taşan her şeyi, kötü göstermekle kalmaz, kahve yarışçısının “şık ve asil” görüntüsünü de yok eder. Bu tercihten vazgeçildikçe arazi görünümüne yaklaşılır. Buradaki çizgiyi mümkün olduğunca alçakta ve temiz (diğer her şeyden ayrı). Kesme noktaları ile birlikte, bu hayali kutu tasarımınızın tüm ana unsurlarını içermelidir.  


Görsel Ağırlık

Bisikletin ana “kütlesi” -ki buna yığın demek daha doğru olsa gerek- buradadır; bu bölümü ikiye ayırabiliriz. En büyük yoğunlaşma motor bölümündedir (motor + silindir kapağı, karter, vites kutusu  dahil olmak üzere şasinin içinde kalan her bölüm). Bu kütlenin boyutu deponuzu da şekillendirir. Bu kütleden (yoğun, kara bölümden) daha uzun bir depo fazla büyük ve hımbıl görünecek; daha küçük boyutlu bir depo ise fıtık gibi görünecektir (bobber gibi).

İkinci bölüm ise -ki en önemlisidir- görselin ortasında görülen dikmenin kapladığı alan. Bu genellikle motorun ortasından veya daha doğrusu silindir(ler)in ortasından geçer. Bu şerit, deponun en “güzel” şeklini de tanımlar. Deponun tepe bölümü, eksene (genişliğine) tam veya çok yakın şekilde denk ge(tiri)lmelidir. Sihirli şekilde bu “püf noktasına” uyulduğu anda, çok daha “güçlü” ve “atılgan” bir motosiklet elde ederiz. Honda, Kawasaki ya da Yamaha gibi büyük markalar da öne yatırılmış motorlar kullandıklarında aynı kurala uyarlar: öne yatırılmış iken bile silindirin ortasından geçen görsel dikme şeridi kuralı. Sonuç: Japonlar, depoyu ön tarafa yüksek ve şişkin tutar; sürücüye doğru gittikçe inceltir ve sivriltirler, bu sayede de güzel ve atak görünürler.


Arka Tarafa Geçiş

Üst Tarafın Tek Parçadan Oluşan Kavisi

İdealde koltuk ve depo birbirine aitmişçesine bütünlük halinde görünürler. Bunu, deponun eğiminin koltuk arkası çizgisini takip ederek yakalaması olarak görürüz.; böylelikke depo, sele ve arka üst taraf tek bir bütün olarak algılanır. Buradaki fikir, önden arkaya kesintisiz bir bloğun oyularak sürücüye oturacak yer açılması izlenimidir. Sanki ilk başta depodan en arkaya kadar tek parçaydı da selenin yeri “oyulup” yer açılmış gibi düşünün. Sonuç: selenin yerini hesaplayarak açtık hissi ve güçlü-sağlam bir etki.


Ana Açılar

Genellikle göz ardı edilse de, çatal, amortisör ve ön taraftaki hengame üzerine iskeletin (şasinin) değişken açıları birden çirkin bir görünüme yol açabilir. İlave parçaları yerleştirirken mevcutla nasıl bütünleşeceğine ve görüneceğine dikkat edin. Bu modelde ise yeni bir şasi parçası yapılmış ve  CX500’ün özgün parçası kullanılmamış. Özel yapım bu demek, ön çatalın açısı akılcı bir hamleyle ön tarafla bütünleşecek şekilde değiştirilmiş. Açılar, arabaları tasarlarken de en çok özen gösterip dikkat ettiğimiz nokta; yanlış açı ile güzel görünümü elde edemezsiniz.


İkincil Açılar

Önemsiz görülebilecek, göze çarpmayacağını düşündüğünüz alanlarda bile, farklı parçaların iki veya daha fazla açıyla paralel olmasına öze gösterilir.

Farkında olmasanız da bakan kişinin beyni bu uyumu görür ve dikkate alarak tasarımın bütününe dahil eder. Sonuç: “güzel” bulmanızda bu gizli alanlardaki tasarım mahareti çok işe yarar.


Çatal Mesafesi

Ön tekerleği, bütüne (motor bölmesine) olabildiğince ‘sokuşturun”. Burada kasıt edilen sıkı, yakın, neredeyse zorlanıp o kadar yakınlaşmış gibi bir görüntü elde etme amacı. Bu yapı, motosiklete “öne atılan”, sıçramaya hazır ve saldırgan bir duruş verir.

Çatal değiştirmek iyi bir fikir gibi gözükebilir ama motosiklet birden pat-pat (chopper) gibi gözükmeye de başlayabilir. Bu tekniği uygulayıp mükemmel görünen motosikletler gördüğüm kadar, göz ardı edip yine de harika görünen modeller de var.

Ön taraf, motosiklet tasarımının en zor yerlerinden biri. Neyin ne olduğunu bilmeniz size kolaylık sağlayacaktır ama ön taraf, biraz da hislerle yol bulunacak bir alan. Yeni fikirlere açık olun ama mümkünse çizim yaparak görünüşün gözününüze nasıl göründüğüne karar vererek ilerleyin.


Etiketler: Bike EXIF Guides, Cafe Racer, Honda, Nasıl Yapılır?, ÖZel Yapım Motosiklet, Custom Motosiklet

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version