NC750 X’den R 1200 GS’e geçiş hikayem

NC750 GS 1200 değerlendirme ve karşılaştırma

Merhabalar, 2012’nin sonlarında başladığım iki teker serüvenime 2013 model BMW R1200 GS LC (liquid cooled) ile devam ediyorum. NC750 GS 1200 değerlendirme yazım benim şahsi düşüncelerim; bunu ek not olarak en baştan düşeyim.

Bu yazı her iki motosikleti kullanan bir motosiklet sürücüsünün deneyim ve izlenimlerinden oluşmaktadır.

Bundan önce yaklaşık 4 yıl ve 47.000 km 2015 model Honda NC 750 X kullandım. 2020’nin haziran ayında da Anka’ma geçtim. Motosikletlerime isim vermeyi severim, bence sürücünün, iki teker pilotunun motosikletiyle bağ kurmasını daha da artırıyor. Şu ana kadar 7-8 motosikletim oldu ve hepsinin ismi vardı, bende yarattığı çağrışım, üzerindeki bir şeyden esinlenmem, rengi vs sonucunda kendi isimlerini hak ettiler. Anka ismi ise şuradan geldi, Anka’mın eski sahibi motosikleti bir süre kullanmamış, ben ise aldığımdan bu yana ki süreçte her fırsat bulduğumda bindim.

Kendimi kısaca tanıtmak istiyorum, son 3 yıldır İzmir 112 motorize ekibindeyim, iki teker üzerinde pek çok yol yaptım -on ve off road, girilebilecek her yola girdim-, son 4,5 yıldır da şehir dışı gezilerime eşim artçım olarak gelmekte. Girizgahı daha da uzatmadan konuya girelim.

Önce biraz düzyazı şeklinde NC serüvenimi anlatacağım, internette pek çok inceleme yazısı vidyosu var, oralardan detaylı tek motosiklet incelemelerine bakabilirsiniz. Benim amacım, NC’de ne yaşadım? GS bana ne kattı? Aralarındaki farklar nelerdir? Ve internette bence en büyük karşılaştırma eksiği olarak, hislerimde neler değişti? Fabrikasyon, teknik veri kıyası aramayın. Ben iki teker ruhuna sahip biriyim ve sürüş hissiyatına odaklanacağım.

NC ile başlayalım

İsmi Küheylan idi, siyah olduğu için, kara kızım da derdim. 2015 model NC 750 X, aldığımda 16.600 km’de bakımlı-bakımsız arası bir durumdaydı. O güne kadar kullandığım en güçlü motosikletti. Uzun yol kısa yol şehir içi şehir dışı dağ bayır aklınıza neresi gelirse girmeyi denedim.

NC’den önce CRF 250 L’ye bindiğim için süspansiyon benim için çok önemli. NC’de ise bana göre en büyük üç eksikten biri süspansiyon. Diğer ikisi ise, sele-modifiye edilebilir- ve kompresyon.

Kompresyonsuzluğun sebebi, segmentindeki en düşük yakıt tüketimine sahip olma sebebiyle aynı olsa da, virajlarda sürekli vites değişimi gerektirmesi ve yokuş aşağı virajlarda güven hissinin azalması can sıkıcı.

Bu üç sorun dışında NC’den hiç şikayetim olmadı. Yüklü-yüksüz, hızım düşük veya yüksek yakıt tüketimi zerre değişmedi, hep aynı bantta idi.

4 sene NC sürmüş biri olarak ise NC’nin ruhuna dair benzetme istenirse, emekli devlet memuru gibi. İşini yapıyor ama amirinden onay alarak.

Gaz açması, freni, yatırması vs hep nazlı. Atik bir motosiklet değil. O nedenle de ülkemizdeki motosiklet kullanıcılarının pek çoğuna hitap etmedi, çünkü neden etsin ki? Ne yanlar, ne ani hızlanır, ne naked gibi kıvrak ne enduro gibi dağ bayırda rahat, ne ss gibi hızlı, ne touring gibi konforlu. Böyle nasıl desem? Herkesi memnun etmeye çalışan ama kimseyi tam memnun edememiş, lakin kimseyi de üzmemiş bir karakteri var. NC’nin bu kadar arada kalmışlığına rağmen ödün vermediği tek bir şey var ki o da güvenlik. Bindiğim en güvenli motosiklet. Ki şu an, frenleme testlerinde genelde birinci olan GS’e biniyorum. NC daha güvenli.

Gelelim yazının ana konusuna. Sizlere GS vs NC yapmayacağım. Verileri, ayrı ayrı yorumları ortada. Benim değineceğim şey hissettirdikleri. Bunları da başlık başlık ele alacağım. Başlayalım o halde.

NC750 GS 1200 değerlendirme: GÜÇ

NC’ye binerken hiç güçsüz bu motosiklet, keşke biraz daha gitse demedim. Hep ama hep yeterli gücü vardı. Torku genelde 3500-4000 devirden sonra tam olarak gelse de alt devirlerde de güçsüzlük yaşamadım, doğru vitesteysem hiç sorun yaşamadım.

56 beygir bir motosikletten bahsettiğimiz için beklentim zaten tekere gelmesi değildi ki gelmişliği de var.

Gelelim GS’e, yukarıda işimden bahsettim, iş gereği Honda NT 700 V Deauville ve Honda XLV 1000 Varadero kullandım. Dolayısıyla ilk büyük motosikletim veya ilk üst segment kullandığım motosiklet değil. Neden bu kadar saçma şey yazıyorum? Çünkü arkadaşlar GS’e güçlü demek hakaret olur.

Zaten gücü verilerle ortada ama GS’in GS olma sebeplerinden biri bence şu, güç dağılımı.

Motosikletlerin tork eğrisi olur bildiğiniz üzere, işte şu devirde şöyle bu devirde böyle gibi. GS için de bu eğri var ama bence yalan. Bindiğim motosikletler arasında tek lineer güç veren motosiklet. Yani?

Devir bağımsız, hız bağımsız, yük bağımsız olarak ne kadar gaz açıyorsanız o kadar gidiyor.

Anlatması çok güç bir durum. Farklı bir örnekle anlatayım, Varadero mesela, alt devirlerde gazı 4 cm. çevirirseniz, hissettiğiniz ve yaşadığınız durum, sanki gazı 2 cm. çevirmişsiniz gibidir, yüksek devirlerde ise 4 cm. size 6 cm. gibi his verir. GS’de bu yok. Şart ne olursa olsun, lineer (doğrusal). Kaç cm. çevirdiyseniz aletin size hissettirdiği güç ve yola aktardıığı güç o kadar. Ne eksik ne fazla. Bunu ilk kez yaşadım ve inanın muhteşem bir durum. Onun dışında gücünü anlatmak zaten bilineni ortaya koymak gibi. 125 bg alet ve inanılmaz güçlü.

Frenleme

İleri sürüş eğitimi almış bir sürücü, işi kazalarda triaj (hasta önceliklendirme) sorumlusu olmak olan biri olarak, bindiğim tüm araçlarda ilk sorduğum ve bence ilk sorulması gereken soru şudur: tamam gidiyor da ne kadarda ve nasıl duruyor? Duramayan araç her zaman ama her zaman ölüm demektir. Ölüm ise biz iki tekerciler için kaza durumunda iyi bir şeydir, ömür boyu felç kalmak daha kötü, inanın bana. Ölene kadar altınızı birinin temizlediğini, birinin sizi beslediğini düşünün. O nedenle durması önemli.

NC ön tek disk olmasına rağmen frenleme performansı çok başarılı, çünkü disk/jant çap oranı daha büyük bu nedenle eksikliğini hissetmiyorsunuz. GS’de ise çift disk var ve bu da ciddi oranda frenleme gücü demek.

Dolayısıyla ne NC’de ne GS’de motosiklet dikken frenleme açısından çok bariz farklar yok. Yatık frenlemede ise GS cidden farkını ortaya koyuyor ve virajın içinde kazıklamazsanız şayet, alet yavaşlayıp dikleşiyor.

Bu da zaten GS’in yıllardır piyasayı domine etmesindeki etkenlerden biri. Hatanızı tolere ediyor özetle.

NC750 GS 1200 değerlendirme: HIZ ALGISI

Belki GS’e alışamadığımdan belki de GS’den kaynaklıdır bilemiyorum ama henüz GS’de kaçla gitiğimi tahmin edemiyorum. Hep daha düşük. 70 düşünürken hızım 100 gibi genelde. Kadrana hiç bakmamak gerek, bakınca insan korkuyor. Yolda giderken kaç ile gittiğini öngörememek beni geriyor, o nedenle GS’den korkuyorum. Gücü, hissettirmemesi ve konforu düşününce, hız algımın gelişmesini ummaktan başka dileğim yok. He algısız sorun mu? Hayır. Zira alet, ne olursa olsun duruyor, gidiyor, yatıyor ve kalkıyor. Yine de hızımı kadrana bakmadan tahmin etmek isterdim.

KONFOR

Bunu tek cümleyle yazacağım. NC’ye sele yaptırmadan binen insanın, kalça sinirleri felç olmuş olabilir, bir nörologa başvursun derim. Şaka değil. Aşırı konforsuz bir makine NC.

AĞIRLIK

Verileri tam bilmiyorum ama GS yaklaşık 40-50 kg. daha ağır NC’den. Düşününce binmesi, orta sehpaya alması, geri itmesi vs sorun olur gibi geliyor. Işte beni bolca şaşırtan durumdan bir tanesi de bu. Kocaman bir alete göre, manevrası, orta sehpası, geri itmesi ki benim yıllardır zorlandığım konudur, çok rahat. Sanki 50 cc scooter mübarek. Yokuş yukarı geri itmek mümkün. Ben öyle kaslı biri de değilim ama eğimli yolda bile geri itebiliyorum. Değişik bir dengesi var. Orta sehpaya alırken zorlanıyordum, merkeze oturtunca o da kolaylaştı. Kocaman ama bisiklet gibi makine GS. Mühendislerin eline sağlık.

Şehir içi manevra

Güç, ağırlık gibi dinamikleri düşününce GS’in manevrasının daha zor olacağını düşünüyordum binmeden önce. Hatta almadan bir gece önce vazgeçiyordum almaktan binemem diye. Eşim vazgeçirdi. Ertesi gün alıp binince dedim ki bunun içi boş heralde. O kadar kıvrak ve hafif ki kullanırken… İzmir gibi büyükşehirde bile zorlanmadım. Dedim hadi asfalt bu, ondan bu kadar rahat. Off road yaptım, yine rahat. O kocaman görüntüsüne aldanmayın, 50 cc gibi pıt pıt kullanabilirsiniz.

Sürüş

Başlığı seçerken zorlandım, düşüncemi ifade eden sözcüğü bulmak zor. Şöyle ki; ben kısıtlanmayı sevmem. Gerekirse ben kendimi kısıtlarım. NC’de yol seçiyordum, kıçım acır mı? Güvenli olur mu? Yorar mı? Gibi pek çok soru ile binerdim. Tek binsem bir şekilde toparlarım ama arkada hatun olunca sorun.

Sonra GS aldım. Şu an beni tek kısıtlayan benim. Yolda giderken, bu motosiklet buraya girer mi demiyorum. Gitmek istediğim her ama her yoldan gidiyor. Yukarıda dediğim gibi gücü o kadar dengeli ki, off veya on road, kullanması rahat. Şimdi bu koca alet toprağa girer mi? Bu hıza çıkar mı? Şimdi bu virajı alır mıyım? Gibi sorularım bitti. Görüyorum, istiyorum ve giriyorum. Zerre zorlanması yok. Diyeceksiniz ki sen ne yapıyorsun? Alet tamam zorlanmıyor da sürücü? Çeşme yolunda karaköy diye terk edilmiş bir köy var. Oraya iki motosiklet girdik. Ben ve KTM duke 250. Arkadaşım yoruldu, ben bir daha olsa bir daha girerdim. Hiç yorulmadım. Izmirden datçaya gittik hatunla. Aydından sonra düz yol yok, sürekli viraj. Indik, çadırı kurdum, motosikleti boşalttık ve yorgun değildim. Yormuyor o devasalığına rağmen.

Viraj

Işte ve özelde toplam 8 kez motosikletimi yatırdım, iki kez da kaza yaptım, birinde takla attıım. Ölümüne şahit olduğum arkadaşlarım da oldu yolda. Böyle olunca viraja girerken korkuyordum NC’de. GS’de bu gitti. Yola bakıyorum, kafamda vidyolardaki gibi sarı bir çizgi çekiyorum viraja ve oradan dönüyorum. Cm sapmadan hatta. Küheylanımın lastikleri 2019 modeldi, Ankamın 2016. Buna rağmen GS ile korkusuz dönüyorum. Kaymıyor, sapmıyor en önemlisi korkutmuyor. Ben dururum, dönerim hissi var.

Geçen gün datçadan dönerken, sakar virajı bitişinde sağa viraj var. Ileri baktım, kafamda sarı çizgiyi çektim, konum-hız-vites’imi yaptım ve yatırdım. Amma hesap etmediğim bir şey oldu, virajın eğimi… Düşündüğümden daha içe doğru eğimliymiş yol. Direkt içeri daldık hatunla. Neyse ki yanımda araba yoktu ama virajın içinde bir motosiklet var, tam üstüne gidiyorum. Dedim ki Öncü, aha adamı biçeceksin. Aynı yerde 4-5 sene önce bir arkadaşım başka bir arkadaşımın üzerinden geçmişti. Aynı viraj… Neyse, uzatmayayım. frenlemeye başladım, kayacağım diye düşünüyorum, nereye doğru yatırsam da hatun hayatta kalsa diye. Bastım frenlere, hooop yavaşladım, motosiklet dikleşti(?) ve sakince döndüm virajı. Dedim sen neymişsin be GS? Helal olsun.

nc750 gs 1200 değerlendirme: Güvenlik

Hız algım oturmadığından ve NC’yle daha uzun süre geçirdiğimde olsa gerek, bana NC daha güvenli geliyor. Hissettiğim hızda gitmemin bunda çok büyük yeri var. GS ile giderken hız algım allak bullak. Algım oturduğunda muhtemelen GS’e daha çok güveneceğim. Tek sorun hız algımın kaybolması ve bu beni cidden ürkütüyor. Ikisiyle de eşit zaman geçirirsem, otörlerin dediği gibi GS daha güvenli diyeceğim muhtemelen. Lakin şimdilik NC daha güvenli geliyor bana.

Anlatmaya kalksam kitap çıkar, o kadar yazılacak şey var ki… Kaba taslak özetlemeye çalıştığım, hissettiğim şeyleri. 56 bg’den 125 bg’e geçen bir iki teker sürücü olarak GS beni hiç zorlamadı. Mustafa abim, ”motosiklete dost gibi bak, düşman gibi bin.” der. Bende öyle kullanıyorum. Buna rağmen GS’i kullanmak, NC’yi kullanmaktan daha kolay, daha az yorucu ve daha keyifli. Virajda korkmuyorum, herhangi bir yola giremem demiyorum, artçım hadi motosiklete binelim dediğimde oflayıp puflamıyor. Gücünden korkmayı bırakmak ilk hedefim.

Umarım karışık yazmamışımdır, kendi düşüncelerimi aktarmaya çalıştım. Sürç-i lisan ettimse affola. Tekerinize taş değmesin.

NC750 GS 1200 değerlendirme yazısı Motosiklet Tanıtım kategorisinde yayınlanmıştır; kategorinin diğer yazıları için buraya tıklayabilirsiniz.


Yayımlandı

kategorisi

,

yazarı:

Yorumlar

“NC750 X’den R 1200 GS’e geçiş hikayem” için 5 yanıt

  1. Riza Cetingoz

    Degerli meslekdasim, elinize saglik. Makalenizi buyuk bir ilgi ve merakla okudum.Ben de eski bir NC700S kulanıcısı olup ardından Tiger 800 XC , AT manuel ve AT DCT sonrası Super Tenere ye gecis yapmış durumdayım. GS ile ilgili yorumlarınızın devamını diler, zor calışma koşullarında size kolaylılar dilerim.

    1. Öncü Üstündağ

      Merhabalar, kendimin ve eşimin iş süreci nedeniyle geç yazdığım için özür dilerim. Yazımı beğenmenize çok sevindim. En kısa sürede bir uzun yol deneyimi yazısı yazacağım, 1 günde 1050 km yaptım. Hepimize kazasız belasız sürüşler, dertsiz tasasız yaşam dilerim. 🙂

  2. şenol tuğku

    Elinize sağlık GS yi çok güzel anlattınız benim zaten hevesim vardı boyum 1.70 çok cüsseli diye karamsardım sayenizde karar verdim test motorunda deneme yapacam.

  3. aziz bilge

    NC750X dct modeli muhteşem bir motor.elbette eksileride var ama artıları eksilerinden her zaman fazla.Dct oluşu,ön bagajı,yakıt ekonomisi,servis ağı,2.el pazarı,hem şehir içi hemde dışına uygun,ısınmayan motoru eşsiz.Konforu az amörtisörleri daha kaliteli olabilirdi.Bir ömür mutlu mesut binilebilecek bir motor.

  4. aziz bilge

    NC motosiklet kullanıcılarının pek çoğuna hitap etmedi sözünüzü doğru bulmadım lakin orta segmentin en çok tutulan motosikleti orta segmentteki tracer700,vstrom650,vercys gibi nc hepsinden çok satıyor ve çok tutuluyor.Hiçbirinde olmayan özellikleri olan çok fonksiyonel bir motosiklet,şehir dışında az yaktığı gibi şehir içinde diğerlerinin neredeyse yarısını yakıyor

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Exit mobile version